Yazarı Bilinmeyen(anonim) Şiirler
Ayrı Başlık Açmayalım !!
|
İHANET
Üç günlük dünyaysa yaşadığımız Ağlar iken ihanete Güler iken dostluğa çelmeler attığımız Bu dünyaysa eğer toplayıp durduğumuz ne varsa Öyleyse bırakıver ağıtlarımı Bırakıver gülmelerin ihanetini Kimileri balıkçı oltalarında ararken ganimeti Kahvehanelerde demlenip dururken kimileri Çaycı Selami Anadolu türkülerinde rüyalardayken Sinema köşelerinde kimileri Aç köpeklere sevda yakmış ise simitçi Hasan Sevgiye dair yazılan bir mektubun Şarkılarda söylenen bir şiirin Ne anlamı kaldı söyle İki kere ikinin dört etmediği zamanlar Hüzünlü bir ırmağa bırak kendini Bırakıver bütün ihanetleri Eğer yaşamak dediğimiz şey buysa Mutluluk posterlere düşürülen renklerse Yağmurlara tutun öyleyse Bir güle tutun Sabahın kırağısı güneşe taşır seni öylece |
Dayanamıyorum
Daha iyisi için ayrılık... Dayanamıyorum bu iyiliğe, Kandırma kendini benide üzme kahretme. Nasıl bir iyilikse kahrolsun, Nasıl bir iyilikse mahvolsun, Dayanamıyorum ben ayrılığa. Geçmişi kapadık böylesi iyi diye, Aldandık sevgimizin küçüklüğüne, Hayatı zindan ettik birbirimize, Nasıl bir anlayıştı kahrolsun, Nasıl bir iyilikse mahvolsun, Çözemiyorum düğümünü, Dayanamıyorum ben ayrılığa. alıntı __________________ |
G e c e
Ben gecenin en çok, adını seviyorum. Bir kere asildir gece... Sonra karanlıktır. Yüzlerdeki sahte tebessümler, Yalan gülücükler, Anlarsınız ya. Sonra nefes alır çiçekler. Arka odada bir ayin vardır, Bense bir yangını doya doya yaşıyorumdur bu gece. Elimde bir mücevher kutusu tutuyorumdur... Mücevher kutusundaki afyon ruhunu, şöminede yanan son fahişenin nefesi karışır Ateşe gizli düşen silüete. Süre baygın, Kaygı sarhoş, giz gözlerimde sarhoş. Bebek kucağımda ve a y r ı n t ı ayrıntı sırtıma geçirdiğim bin yıllık paltoda, ayrıntı usul usul hayatı adımlayan saçlarımda. ayrıntı ne kadar yağlasan da yine gıcırdayan kapıda. Kapıyı açık unuttum, Bir avuç su kadar masumsun oysa. Zamanı yakabilir misin suyla? Yap o zaman! Hadi ne duruyorsun! Umutsuzluğu demin çöpe attım. Biten şarap şişesiyle. Gözlerimi mücevher kutusuna koydum. Yatağıma girdim, mezara gömülen ceset gibi. Geç kalıcağım dünden belliydi Ağustos`a. Geceyi seviyorum dost! Ben, Gecenin En Çok Adını Seviyorum.!! |
Öyle bir sev ki
Sen gülerken yanındakiler de güler, Ama ağlarken yalnız ağlarsın, Onun için öyle bir ağaca yaslan ki, Asla yıkılmasın. Öyle bir dost edin ki, Seni asla bırakmasın. Öyle bir sev ki yüreğinden kimse ayırmasın, Ve öyle birini sev ki seni gözleriyle bile aldatmasın... |
Kuşlar
Gittiğiniz yerde sıcak kalplere Anlatın sevdamı ziyan olmasın Yorulmayın yavaş uçun ey kuşlar! Şu hevesim kursağımda kalmasın. Kuşlar muradımı siz anlarsınız Benim sığınacak yerim kalmadı Dert ortağım bir tek sizler varsınız Halime yanacak dostum olmadı. Fazla bekletmeyin dönün bahara Anlatın aşkımı kahrolanlara Benide götürün uzak diyara Yüreğim ****ste boşa yanmasın. "V" yapın yorulan geçsin sıraya Sığmaz artık gönlüm köşke, saraya Korkunç yıllar maya çaldı karaya Karalar bağlamak kader olmasın. Kuşlar muradımı siz anlarsınız Benim sığınacak yerim kalmadı Dert ortağım bir tek sizler varsınız Halime yanacak dostum olmadı. |
Gözlerin
Bir haşmetli bakış, bir edalı söz Kalbime üssünü kurar gözlerin Sessiz kurşun gibi iki ahu göz Kuşatır gönlümü sarar gözlerin. Kafdağı deyipte uzağa salar Selam vermez gözlerimi kan bular Neyleyim sonunda boz toprak dolar; O zaman ne işe yarar gözlerin? Geçen günler boğar bir ağıt gibi Bekletti yıllarca bir vaat gibi Zamanı yanıltan bir saat gibi Kalbimi azaba kurar gözleri. Gözlerin gözümde yüreğimde yaslı Gözlerim, don çalmış yıllardır paslı Felekten bir peşrev bu gönül faslı Fazlası ömrüme zarar gözlerin. Rengini devşirir derin yosunda Sevişir aksiyle gözlerin suda ******* boyunca bekler pusuda Dalgın bir anımda tarar gözlerin. Kimsesiz kralım sensin başa taç Umut yağmurumsun toprağım kıraç İnce belin, kiraz dudak, aleve saç |
Sürgün Yüreğim
Kaldırımların terinde sürüklenerek baş veren Sürgün yüreğimle yağmurların tokadına giren Kırışık bulutları dondurarak zihnime seren Gözlerim acının balyozunda kalbimi parçalayarak ezen Solgun gölgenin sürükleyişinde seninle gezen. Hayallerimin çiçekleri koparak ellerimde kanlanan İstanbul'un kalın bedenine kapanarak uzaklara eren Seni düşlerimin tarağında hayat elim olarak gören Seni dudaklarımın bestesinde hayat eşim olarak ören Bir derbeder yokuşlarda heyelanlar çöken ben Bir divane yakarışlarda hıçkırıklar söken ben. Şimdi ise yoksun, karanlığın perdesine kapanmış Yoksun kalan yüreğim dalgaların kucağında Yoksul duran kelimelerim ağlayışların sarsıntısında. |
Sen
Serin sonbahar sabahında Saçların savrulurken senin Sahilde sular saçılır Serin serin Sanki sularda senin sesin Susun sular,susun Sadece sevdiğim söylesin. Sonbahar sabahında Sedir soğuk,sümbül sarı Sofra sensiz,sokak sessiz Sabahın seherinde Simitçinin sesi sokağı sarıyor Sesleniyorum, Seviniyor simitçi Serin sonbahar sabahında. Sen salınan servi,sen sırma saçlı Sen solmayan sümbülümsün Söylediğim serenatlar sanadır Sakın söyleme sırrımızı Sînende sakla Seni sormasınlar sokakta Sahte sarışınlar,suratsız sarhoşlar Saklan seni sevmeyenlerden Sevgiler sonuçsuz,sevdalar sahteyse Sorumluyuz,suçluyuz… Sen suskun,sen sakin Sözlerin sımsıcak Saçılır sîneme Sağanak sağanak Senelerce sabrettim Sanki sahâbe sabrı Sırlarım sende saklı Sahildeki su sesi Saklasın sevgimizi… |
La minör çırpınışlar
Üzerine Gün doğmamış düşler, Sayıkladığında kırık rüzgar baladlarını Kaç aşk boyudur zaman Bilir misin? “ Sessizliğime saklanıp Dolaşırken kuytularımda Hayat yalınayak bir öpücük, Baharsa düşmekte saçlarından. Kahküllerinde damıttığım gözyaşlarım Ruhunda imbiklenişler , Hayallerimi yatırışlarım!!! Sonrası bir dala tutunma arzusuyla Goncalarında jale olmak. O gecenin sabahında Sen daha gözlerini açmadan, Süren rüyalarının bir yerinden Sokuluvereceğim irem bahçelerine. Biliyorsun ki Dünden kalan ve de yarına ait Her şeyi yaktım gözlerinde... Şimdi senle sarılıp sımsıkı Poz vereceğiz güneşe ve Ölümsüz kılmak için zamanı Tâb olacağız gökyüzüne. Odanın bir yerlerinde unutulmuş Bir zamanların şaşaalı Müzik Dolabından Bir kırkbeşlik sarıverecek sevdayı. Ardından Sana yazdığım o şarkının La minör çırpınışları aksedecek Şöminenin alaz senkromlarında. “Gözlerine uygun renk bulamadım Hangisi olsa içim yanıyor Tenine uygun çiçek bulamadım Hepsi kokusunu senden alıyor…” *** Bittiğinde Şarkımız ; Uzanıp söyleyen dudaklara, Kaydedeceğim Veda buselerini Sevda demirbaşlarına. |
Ne kadar
Ne kadar yıl Ne kadar ay Ne kadar zaman Seni düşündüm Çünkü sen O kadar O kadar O kadar Güzelsin ki Ne kadarlara çoktan Değersin be gülüm. |
Üsküdar'da Sen
Aklım kemendin işkencesinde sıkılıyor Alnım karıncaların tükürüğünde doluyor Damarımın isinden gizlice geçiyor Hafakanların çığlığını yıldızların damlasına üfürüyorum Seni sevginin mavi dumanlı semtin de arıyorum Kızkulesi Üsküdar' ın sevdaya gözyaşı abidesi Bende sevdanın yalnızlığına konmuş dudak Seni sokakların geniş omuzunu çiğneyerek Evlerin kirli sayfalarını karıştırarak Caddeleri karartan tülleri kırarak Üsküdar' ın kalın ensesine kapanmıştım. Yüreğimde sana olan hicranın bakışı Kaldırımların dikenleri hasretime ok atışı Dalgaların tokatlarıyla hülyalarıma giden kaçışı Bir deli deryanın sacına taş, İki derbeder ayaklarla sokaklara kaş fırlatıyorum. Üsküdar' da sen Gözlerimi parçalayan kalabalıklarda arıyorum Üsküdar' ın soğuk ağzında nefesini soruyorum Senin meçhul gölgeni kovalıyorum. Kalbim tütsünün sisinde türkülerde acıyor Dilim senin ismini, dimağım cismini sayıklıyor Kaldırımların bataklığı benimle kayıyor Günlerimin şafakları seninle doğuyor Ama sen gözümden kaçıyorsun Gönlümün sancısını yontuyorsun. |
Adı Yok
Umarsız yolların düş sakinleri Çınar altı konaklar her bahar vakti Sönmüş yıldızları fırsat bilip Dertleşirler meltem rüzgarları gibi İçimde kilometrelerce üzgün düşler Hasat zamanını hasretle bekler Belki de canımdaki acı bu Söz ister her akşam kalbim seni ister Boşluğunu dolduramaz hiçbir saadet Yıldıramaz beni kederlerim azıcık sabret Ağlamak mı dersin yoksa gülmek mi Göçüp gittiğimde kalbinde hep beni yad et Kapımda soğuk ayaz akşamlar Odamda sonbahar kokusu var Yitirilmiş sessiz sedasız anlık duygular Çalıyor bedenimden gel ruhumu sar Ey gelmişine yandığım uçsuz bucaklar Kim silebilir kaderimi şaşarım Alt etmişim hayatımı dolar taşarım Hani dilinin ucuna gelir takılır ya Hani gözlerin bakmaya kıyamaz ya İşte öyle bir adam yaşar sol yanımda Kum saati gibi tükenen ömrümü Sil baştan alıp geriye saramıyorum ki ADI YOK bu şiirin anlatamıyorum ki. |
Ben seni sevdim mi ??
Ben seni sevdim mi? Sevdim, kime ne Tuttum, ta içime oturttum seni Aldım, okşadım saçlarını, öptüm Içtim yudum yudum güzelliğini Ben seni sevdim mi? Sevdim elbette Bendeydi özlemlerin en korkuncu Çıldırırdım sen ne kadar uzaksan, Aşk değil, hiç doymayan bir şeydi bu Ben seni sevdim mi? Sevdim doğrusu Sevdikçe tamamlandım, bütünlendim Biri vardı ağlayan *******ce Biri vardı sana tutkun; o bendim Ben seni sevdim mi? Sevdim en büyük En solmayan güller açtı içimde Omrumu değerli kılan bir şeydin Sen benim bozbulanık gençliğimde Ben seni sevdim mi? Sevdim, öyle ya Bir çizgiye vardım seninle beraber Ve bir gün orada yitirdim seni Ben seni sevdim mi? Sevdim, Ya sen beni? |
Seni sensizde seviceğim
Seni sensizde sevecegim Ne kadarda istemezsen beni Yüzümü bile görmekden kacsan Ben yinede seni bekleyecegim Sanmaki istegim seni üzmek Su yalan dünyada bos yere yanmak Sen ellerin olsan bile Seni sensizde sevecegim bunu asla unutma… Nereye baksam hayalin karsimda O son bakisin hala aklimda Ne hissettim o an dünya mi umrunda Ama yinede seni sensizde sevecegim… Gözlerimde bulut oldu Gönlüm harab oldu Sen gittin dünyam kara oldu Sözlerinle vursan bile Yinede seni sevecegim sen sevmesende… Ismin düsmez dilimden Unuttugun agliyor her bir dertten Sevmeyecegini bile bile Seni sensizde sevecegim bunu unutma!!! |
On Üç Harfliydi
Ne ben yari görürüm,ne o yazdıklarımı duyar, Diyemediğim on üç harfliyi tekrarlar dururum. Kaçamadığım ezanlar içinde sararken beni efkar, Diyemediğim on üç harfliyi tekrarlar dururum. Güldü mü sanırsın bu gözler gittiğin günden beri, Sokaklar sardı beni,onlar avare ben serseri, Pişmanlıkla birlikte dönmeni beklerken geri, Diyemediğim on üç harfliyi tekrarlar dururum. Gecenin karanlığı çökerken üstüme ağır ağır, Bekleyenin yanına gel,zincirlerini kır, Özlerken seni,sana söylenmemiş olan sır, Diyemediğim on üç harfliyi tekrarlar dururum. Haykırmak istesem de engel buna *******, Ne güzeller gördüm ben,ne eceler, Anlatmaya çalıştım,kifayetsiz kaldı heceler, Diyemediğim on üç harfliyi tekrarlar dururum. İlk kez sevdim ama sevdiğim gül,çıktı kem, “Seni Seviyorum” daha başka ne desem, On üç harfliyi söylemenin verdiği dem, Artık söylediğim on üç harfi tekrarlar dururum. |
mermi boşluğu
attı kendini bulutların üzerinden yüzünde koskoca bir hiçle beraber ıslak hayalerimin bedeni... damla damla vurdu parçaları pencerelere süzüldü şeffaf kanı usulca bir çocuğun ürkek yanağına gamze oldu... yürüdüm sokaklarda umarsızca içimde koca bir mermi boşluğu yitik yüzler şehrinde yiten çocukluğumun peşinde. canımın kıymığı battı elime parmaklarım acı dolu... denizi özledim... derinliğini sessizliğini o kadar suskunken yüreğim yinede özledim dilimin kesiğini kendi kanımı doldurdum kadehe bir yudumda içtim yaşanılan ne varsa ömrümde ıslandı hayallerim şeffaflaştı ellerimde zaman bir bebeğin gözkapakları gibi saydam, damar damar içimdeki uçurum vurdu yüzüme saklayamadım aynadaki görüntüden maskemi kandıramadım kendimi düştüm... sevgiyle doldurdum namlumu bir kez daha ve sıktım korkusuzca içime... sol yanımda koca bir mermi boşluğu... |
Anılar öptü
Anılar Öptü Dudaklarımı (....çok zaman sonra belki de sen...) sesi soluğu kesilmiş bir aşkın ortasından yürüyoruz acılarımızı saramayacak kadar uzağız artık kirpiklerimizde beslenen düşler, yeni doğacak sevgililere miras düşünüyorum da, belki biz sevgiyi değil, hep ayrılığı büyüttük seninle çıplak bedenlerimizden akan özlemler yanılttı bizi yağmur yağarken anımsadığın ben değil, yalnızlığındı belki de ve ben yalnızlığını bile özledim desem, beni duyamayacak kadar sessizsin artık nakaratındayım anıların beni bu gece dehlizlere sürükleyen Timur Selçuk, babasının şarkılarını söylüyor öyle hüzünlü, öyle hasret, öyle tutkulu ben de senin şarkılarını söylüyorum is gibi, sus gibi, öyle vurgulu kaçırıp getireyim kendimi yanına bir an için desem, sana sarılamayacak kadar yorgunum artık dağınıklığını toparlarken odamın, elimde kaldı bir kitabın içinden düşen resmin göz göze geldik bir an, gözlerinde 'seni seviyorum' bakışın kara çalılar ardına saklanan sinsi bir isyan kaşıdı yüreğimi resimlerde kalacak kadar yabancı değildik o zaman her şeyden önce dostumdun, ıslak hüznümü bile varlığınla gülümsetebildiğim şimdi gözlerinde yeniden kulaç atmak istiyorum desem, mavilerinde yüzemeyecek kadar bitkinim artık nerede yanlış yaptığımı itiraf etmedi aşk ilam kağıtları birikmiş bir sevda duluyum şarkıların sakiliğini tek başıma yapıyorum, rakı makamına göre kadehe doluyor bilirsin işte, artık sevmek istemeyen kadınlık halleri an geliyor, kalbim kanatlanıp göğüs ****sine girmek istiyor desem, semalarında süzülemeyecek kadar yaralıyım artık ağdalı sevdim seni ama yapışkan değil sevmek çekip gitmekti gerektiğinde, bunu bildim sadece şiirlerimde konuşabildim, bağıra..çağıra kızdın ve kırıldın sitemlerimin tavşan dudaklarına belki ama sevdim seni, ayazda..boranda ah o sadekâr ellerin bedenime yeniden dokunsa desem, ellerini bedenimde tutamayacak kadar titriyorum artık bir kedi gözlerimin içine baktı ruhumdan bir deniz geçti, dalgaları göğsüme çarpttı antika bir fincanda iç çekişlerim kaldı gül kurusu perdeler, mutluluğuma kapandı anılar dudaklarımı öptü, dudaklarım sızladı çok zaman sonra sen de öp beni desem, öpüşlerimiz bizi yakacak kadar sıcak değil artık ve sen, her şeye rağmen gelip, 'seni seviyorum' desen, bu iki kelimeden ölesiye korkuyorum artık.. |
gerçkten sevmek
O durmadan kaçıyor; Sen ardından gitmiyorsan; O günün her saatinde saklanıyor, Sen yollara düşüp deli divane aramıyorsan; O sana acıların en büyüğünü tattırıyor, Sen bundan en yüce hazzı duymuyorsan; Boşuna aldatma kendini, Onu sevmiyorsun demektir. Elindeki içki kadehinde, Dudağındaki sigarada , Okuduğun kitapta, Mırıldandığın şarkıda, Söylediğin şiirde, Gördüğün rüyada Ve yaşaman icin Ciğerlerine doldurduğun havada O yoksa; Onun vazgeçilmezliğini anlamamışsan; Onu sevmiyorsun demektir. Renkler onunla değerlenmiyorsa, Örneğin; onsuz kırmızı kırmızılığının, Mavi maviliğinin farkında değilse, Beyaz yalnız o giydiği zaman Güzelliğini haykırmıyorsa, Sabahları onu görünceye kadar Güneş doğmuyorsa Ve onsuz gökyüzü *******i Aya, yıldızlara hasret değilse Onu sevmiyorsun demektir. Sokakta gördüğün her yüzde Ondan birşeyler aramıyorsan, Güzel bir manzara, Hüzünlü bir musiki onu hatırlatmıyorsa, Uykudan uyandığın zaman Yaşamakta olduğundan önce Onu hatırlamıyorsan, Omuzlarına dökülmüş saçları, Bir sis perdesinin ardında Her zaman gülen, Işık sacan gözleri Aklına gelmiyorsa, Durup durup avuçlarının Sıcaklığını özlemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Dünyada yaşıyan öteki insanların Senin için hâlâ bir değeri varsa , Ona karşı tutumunu Toplumun köhne ve manasız Kurallarına göre ayarlıyorsan Ve açık açık Sanki var olduğunu haykırırcasına Sevgini söylemiyorsan; Onu sevmiyorsun demektir. Yok o senin icin Herşeyden değerliyse, Gözünü yumduğun anda Onu görebiliyorsan, O bütün şarkılarda, Bütün şiirlerde, Bütün resimlerde ise, Ona muhtaç olduğunu Söylemekten utanmıyorsan, Senin içten ve büyük sevgine Karşılık vermiyeceğinden Korkmuyorsan, Bütün bencil duygularından Sıyrılabilmişsen Onun için herşeyi, Ama herşeyi yapacak gücü Kendinde buluyorsan, Her hali sana Ayrı ayrı güzel geliyorsa, Karşıisında kendini Bir çocuk gibi hissediyorsan, İstediği anda onun için Ölebileceksen, Onun için yaşıyorsan Ve yine onun için Bildiğin bilmediğin Bütün düşmanlıklara Karşı koyabileceksen, O her geçen dakika Sende biraz daha büyüyorsa Ve kendi kendine bile Çok sevdiğini bütün Samimiyetinle, İnanmışlığınla İtiraf edebiliyorsan, Bir gün o seni hiç, Ama hic sevmediğini söylese bile , Senin sevginde azalma olmayacaksa Ve ölünceye kadar onu aşkların En olumsuzu ile sevebileceksen; İşte o zaman Onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, Gercek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O , hiç sen olmasan bile, Seni bir parça sevmese bile.... |
""Yok o senin icin
Herşeyden değerliyse, Gözünü yumduğun anda Onu görebiliyorsan, O bütün şarkılarda, Bütün şiirlerde, Bütün resimlerde ise, Ona muhtaç olduğunu Söylemekten utanmıyorsan, Senin içten ve büyük sevgine Karşılık vermiyeceğinden Korkmuyorsan, Bütün bencil duygularından Sıyrılabilmişsen Onun için herşeyi, Ama herşeyi yapacak gücü Kendinde buluyorsan, Her hali sana Ayrı ayrı güzel geliyorsa, Karşıisında kendini Bir çocuk gibi hissediyorsan, İstediği anda onun için Ölebileceksen, Onun için yaşıyorsan Ve yine onun için Bildiğin bilmediğin Bütün düşmanlıklara Karşı koyabileceksen, O her geçen dakika Sende biraz daha büyüyorsa Ve kendi kendine bile Çok sevdiğini bütün Samimiyetinle, İnanmışlığınla İtiraf edebiliyorsan, Bir gün o seni hiç, Ama hic sevmediğini söylese bile , Senin sevginde azalma olmayacaksa Ve ölünceye kadar onu aşkların En olumsuzu ile sevebileceksen; İşte o zaman Onu seviyorsun demektir. O sana sevmeyi, Gercek aşkı öğretti. Sen onu hep sevecek Ve sevilmenin mutluluğunu tattıracaksın. O , hiç sen olmasan bile, Seni bir parça sevmese bile.... "" |
Gölgelerden sıyrılma
Gölgelerden sıyrılma telaşıydı benimkisi, Tek kişilik sahnemde alkış alabilme hevesi. Önce hasretten ölüp, Sonra yollarıma serilen hüzünlerle sevişip, Tanrının huzurundan geri dönebilme becerisi! Kaç kere kovuldum cehenneminden, Kaç kere zorla cennete sokmaya çalıştılar beni, Sayamadım! Saysaydım, Şerefsiz sevdalarımın hesabını tutardım önce, Ve ruhumu şeytana satmazdım, Gözlerini görünce! Umrumda diil artık ruhumun fahiseliği, Ne de olsa veresiye defteri istemeyecek ya zebaniler Ben ölünce... |
Caresiz kalmak
Caresiz kalmak nekadar zormus meger.. Daha öncede zor günler gecirdim,agladim,yalniz kaldim, ama bukadar caresiz degildim.. bukadar bezmedim hayattan ve insanlardan.. Baska zaman durmadan calan telefonum artik bir kösede duruyor cünkü biliyorum zaten aramicaksin.. Nedenini sordugumdada böyle gerekiyor diyeceksin Kacamak cevap vereceksin.. Bir süre sonra hersey düzelecek diyeceksin ama düzelmiyor iste düzelmiyor.. Gelecegimize dair hayaller kuruyorduk oysa.. Sen bana calisma diye israr ediyordun rahat olamam diyordun Kiskanirim diyordun..Simdi ne oldu? Nerde oldugumu, iyi veya kötü oldugumu bile merak etmiyorsun... Önemsiz oldum.. Hayatinin bir parcasi degilim artik.. Kalbin benimle carpmiyor artik.. Ben senin degilim artik biliyorum Bir günde oldu ne olduysa.. Ne zaman karar verdin susmaya Ne zaman vazgectin benden Sorularimin cevabini bulamadim.. Söylemedinki israrlarima ragmen Oysa bilmek benimde hakkimdi.. Ayrilik dedikleri bu galiba Daha önce yasamadigim icin bilmiyorum.. Ayrildik mi? Bize ayrilan süre bukadarcik miydi Doyamadim ki sana Seninle kavga etmek bile mutlu ediyordu beni Cünkü biliyordum..Ikimizde barismak icin can atiyorduk Ama bunun dönüsü yok artik..farkindayim Bilirsin kalbim ne diyorsa dilimde onu der.. Senden nefret ediyorum demicem basim göge ersin diye Cünkü inan nefret etmiyorum Beni tek basima biraksanda seni seviyorum Sevmek böyle bisey galiba..Karsiliksiz olsa bile onun icin canini verecek kadar yigitsindir.. Senin sevgin bitti diye benimkide bitti anlamina gelmez Seni sevip sevmemeyi artik bana birak Bari buna ben karar veriyim Son bir sözüm var sana: Tekrar birini seversen onu ortada birakma Ansizin gitme.. |
"o" Anlar’a!!!
"Her gün bir yerden göç etmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel, Bulanmadan, donmadan akmak ne ala, Her şey dünle beraber gitti, can cazım Şimdi yeni şeyler söylemek lazım." (Mevlana) "O'YSA ANLAR" "Mİ-ADINA" Yeşil/kırmızıya, mavi/kırmızıya, şaraba, sabahın serinliğine, serçenin pıtı-pıtısına Ve tenin-deki salyangoz tutunuşlara teslimiyeti yaşadığım anlar-dan beri.. Anladım ve bilmeden sevdim-yüreğimden Bir ırmağın akışı gibiydi hayat... Asi, teslim olmayan kendisinden b-aşka-sına.. _Önüne setler çekilse de, akışını biriktirirdi, o_ Öncesi/sonrası, eskisi/yenisi, başı/sonu olmayan sade-ce bir akış-kan-lıktı... Hep-yeni, hep-ilk kez yaşanan... İrade-denilen, korkuların gard-kalkanı... Tereddüt, korkuların eseri... Ve insan-denilen iradesinin esiri... _Mor (sadece MOR) dışına-asi, içine-uy/sal_ |
Hiç kalbin acıdımı...
Hiç kalbin acıdımı sebepsizce, Hiç için titredi mi sıcak yaz *******i, Dolunaya baktığında hissettin mi hiç Yapayalnız derin bir karanlıkta olduğunu, Ve acı bir şekilde farkına vardın mı, Kalabalık içinde sessizce dolaştığını… Düşündüğün şeyi bilmeden uzaklara takılır gözlerin; Ellerin bilmediğin elleri tutar sanki, Tuttuğun el sana huzur verir de; Sen o huzurla bir türlü rahatlayamazsın… Boğazında kelimeler düğümlenir, yutkunursun; Bakışların buğulanır, gözlerini kısarsın, Tek damla düşmesin diye çabalarsın; Bilirsin ilk düşen damla habercisidir; sağanakların, Bilirsin sağanakların ardından körelir; duyguların, Bilirsin ki içindeki yangınlar büyür sağanaklarda… Sen bilirsin ama kalbin bilmez bunları, Yaşadıkça yaşar bu sevda kalbinde, Büyüdükçe büyür kalbin, bu sevdayı saklar içinde, Gün gelir sığmaz olur kalbin göğsüne, Taşıyamaz olur bedenini, artık yorulur… Duyguların ağır gelir; ezilirsin Bir gün açıklanmamış duygularınla köşende, Teslim olursun ölüme, Sessizce… |
Bİtaneme
BIRTANEM Bu gece neden bu kadar sessiz ve neden bu kadar soğuk? ne yanan sobanın sıcaklığı ne de sıcak bir yaz güneşi bir nefesin,bir tenin kadar ısıtmıyor ısıtamıyor inan işte seni sensiz yaşıyorum bu soğuk *******de hele birde çöktü mü derinden bir sessizlik dokunma bana sakın ağlarım ağlarım gecenin soğuk koynunda sen ne kadar zalim olduğunu bilir misin *******in? uykusuz kaldığın oldu mu hiç yaşadın mı *******in uzunluğunu yaşadın mı söyle! saniyeleri dakikalara, dakikaları saatlere dönüştürüp sabahı edemedigin oldumu hiç veya yatagın içinde bir saga sola döndünmü? yada gecenin bir yarısında ayak sesi dinledigin oldumu pencere önlerinde karanlıktan gelen karanlıga karışan insanları izledinmi hiç? benzettigin oldumu aralarında yada kaç kişiyi benzettin en azından o an kanının dondugunu işte o an bayılacagını hissettinmi hiç? dogru sen bunları nerden bileceksin bilmen için senin benim gözümle bakman gerek bilmen için sevmek yada anlaman için ben olman gerek... ben olamazsın ama canım! belki birgün sende seversin belki sende beklersin birilerini tıpkı benim gibi benim seni bekledigim gibi... |
bir yol masalı
aynı trenin yolcusuydular aynı kompartımanda yan yana iki kişi demir tekerlekler dönmeye başladığında pencereyle çevrelenmiş sinema perdesi gibi camdan aynı filmi izlemeye başladılar şehirden çıkıncaya kadar camdan su gibi akan sokaklar evler evler yürüyen insanlar ve talaşla koşuşan köpekler kediler ve oynaşan çocuklar yaşlı olanın düşüncesinde perdede hızla akan hayat diğerininse aynı manzarada düşünde gideceği yerde kuracağı yeni bir hayat şehir bittiğinde sırayla geçmeye başladığında perdeden denizler dağlar ve ormanlar yaşlı olanın içinde acıtan bir sızı ve dağlarda bir kuş olmak düşünde ve ellerine geride kalmış bir mevsimden damlayan iki ılık yaş diğerininse aynı manzarada gözünde mavi gökyüzü, enginde gemiler yeni kentlerde umuda yolculuk biraz daha ilerlediğinde zaman bir merhabayla birbirlerine uzatıp ellerini ve isimlerini söyleyip yol arkadaşı oldular sonra koyu bir sohbete daldılar özellikle de birbirlerine yaşamdan söz edip aynı perdede aynı anda açılan ve kapanan kapılarla izledikleri farklı filimleri anlattılar böylece şimdi ikisi de biraz daha rahattılar daha da ilerleyince saatler gözler kapandı ve her ikisi de diğerinin anlattığı filmi unutup kendi rüyalarına daldılar kaç istasyon geçtiler bilinmez yaşlı olan uyandığında inmiş olduğunu fark etti arkadaşının yeni yaşam istasyonunda o devam etti yoluna son istasyona doğru ve nerde indiğini kimse bilmedi kendinden başka nice zaman sonrasında diğeri yeni yaşamında fırtınalı bir mevsimin soğuk yağmurunda ıslanmış ve üşümüş yürürken yolda küçük bir kuş bedeninin sürüklendiğini görünce suda çoktandır unuttuğu trendeki yol arkadaşını canlandırdı usunda acı bir tebessümle anımsadığı tek şey onun kuş olma düşü ve ona anlattığı kendi filmiydi sonra ıslanarak ve üşüyerek sessizce devam etti yoluna |
Öp Beni
Gece güne kavuştuğunda Rakıya gamı meze yaptığında Gözlerin uzaklara daldığında Avucuna çiseleyen yağmur damlasıyla Dudakların susuz kaldığında Kapat gözlerini Öp beni! ... Hayatından geçen, her hangi kadın gibi Güzde ki hüznü sarar gibi Bitimsiz mektuplar yazar gibi Efkarına yar eder gibi Çakır keyf vakitlere sığmaz gibi Kapat gözlerini Öp beni! ... Birkez daha aşkı gördüğünde Tutkuları ilmek ilmek ördüğünde Gidene dur dediğinde Vefayı koynuna yar ettiğinde Bir sözün ruhunda bin saadete erdiğinde Martıların yakomozlarla seviştiğinde Kapat gözlerini Öp beni! ... Bağlamanın telinde Bedri Rahmi'nin şiir güllerinde Hüzzamın, türküye seslenişinde Dünden kalanı yarına eklediğinde Kaldırıpda başını uzakları düşlediğinde Sağ elini sol yanına getirdiğinde Kapat gözlerini Öp beni! ... Yaşamla ölüm arasında Açlıkla tokluk molasında Anılarının geceni kuşatmasında Sıcacık bir gülüşe tutsak kaldığında Gem vuramadığın duygularının arsızlığında Ruhun sıkılıp, yüreğin daraldığında Boşverip gerçeklere umuda sarıldığında Kapat gözlerini Öp beni! ... |
Bir Kalpte İki Kişi Olmaz
Bir Kalpte İki Kişi Olmaz Sanırım uzun zamandır, bilmezlikten geliyor, görmek istemiyorsun . Sen hala aynı duygularla yaşıyorsun. Sevgi ile sarılmayı, Sabah kollarında uyanmayı bekliyorsun. Unut… Kaybettiklerimiz ortada. Gözlerimdeki sevgiyi, kalbimdeki heyecanı, içimdeki coşkuyu öldürdün... Yok ettin. Anlamak istemiyorsun. Bittim ben. Hala bana yeşilleniyorsun.. Sevginin yerine başka sevgiler koyulmuş, ellerimi başka eller tutarken, kalbim başka aşkla çarparken, en önemlisi , kalbimin ev sahibi varken. Kiracı olduğunu anlayamıyorsun. Bir kalpte iki kişi olmaz. Üzülerek söylüyorum bunu sana, Bil ki..! Benden vazgeçmelisin. Hiç görmedin bilmek istemedin. Bu kalpte hiç olmadın sen. Yeter ne olur ! Bittim ben. Sevmek yetmiyor görüyorsun. Aşk adına duygu yok kalbimde, sevgin kalbimi doldurmadı. Hep bir şey eksik, yada boştuktu . Bu sevgin aşkı yaşatacak kadar, güçlü ve anlamlı olmadı. Kalbim buruk, kalbim paramparça, ama anla beni artık... Bu kalpte hiç olmadın sen. Elveda ey seven Elveda sana! Yeter ne olur ! Bittim ben. |
Pie
Ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın Ellerini bir tutsam ölsem böyle uzak uzak seslenmese ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese otelleri bomboş bulmasam içlenip buzlu bir kadeh gibi buğulanıp buğulanıp durmasam ne olur sabaha karşı rıhtımda çocuklar pia'yı görseler bana haber salsalar bilsem içimi büsbütün yıldız basar bir hançer gibi çıkıp giderdim ben bir şehre geldiğim vakit o başka bir şehre gitmese singapur yolunda demeseler bana bunu yapmasalar yorgunum üstelik parasızım pasaportsuzum ne olur sabaha karşı rıhtımda seslendiğini duysam pia'nın sırtında yoksul bir yağmurluk çocuk gözleri büyük büyük üşümüş ürpermiş soluk ellerini tutabilsem pia'nın ölsem eksiksiz ölürdüm |
Aşka ve sevgiye dair
Aşk ikidir sevgi bir; Aşk yalan,sevgi gerçektir. Aşk sudur,sevgi susuzluk. Bu yüzden sevgi hasrettir, Özlemektir,beklemektir. Asıl maharet: Susuzken suyu içmek değil Karşısına geçip seyretmektir. Aşk haykırmaktır,sevgi ağlamak; Aşk açmaktır,sevgi katlamak. Sevgi saklamaktır Yüreğini,gözlerini Ve de ellerini saklamak Bahar geldiğinde… Bir çiçeğe,yeşile,çimene Aşık olamazsın ama seversin. Arkadaşına aşık olamazsın Ama seversin. Toprağa fidanı aşkla değil Sevgiyle dikersin. Sevgi için ölünür,aşk öldürür. Aşk kıskançtır,nankördür Sevgiyi öldürür. Aşk Kabil’dir,sevgi Habil. Aşkla sevgi aslında kardeştir Babaları insandır,Adem’dir Aşk için şiirler yazarsın, Şarkılar yaparsın; Sevgiyi anlatamazsın. Çünkü yüreğine sığdıramazsın. Kalbini aşka kapatabilirsin Ama sevgiye kapatamazsın Sevgi gizli,aşk aşikardır. Yüz vermeyince unutursun Sen aşığım diye daha kendini kandır. Dedim ya sevgi gerçek,aşk yalandır. Dahası da var: Aşkın gözü kördür, Fazla naz aşık usandırır; Aşk oyun,aşık oyuncaktır. Sevgi ise yaşamdır,hakikattir. Aşk aceledir, Sevgi usul usul sabırlıdır. Acele işe hem şeytan karışır. Aşk ateşlidir Çünkü hastalıklıdır. Sevgi ılıktır Çünkü sağlıklıdır. Velhasıl bu iki kardeşin hikayesidir Aşka ve sevgiye dair… |
sana beni sev demiyorum
sana beni sev demiyorum, yalnizca yüreginden bir parça ver, oraya sevgi tohumlarini ekmesini, ben beceririm... sana hep yanimda ol demiyorum, yalnizca yüreginden bir parça ver, oraya sokulup ayrilmamayi, ben beceririm... sana şarkilarla beni söyle demiyorum, yildizlara baktiginda beni gör orada demiyorum, demiyorum işte, anlasana! korkmasana... bana yüreginden bir parça ver, kendi bestemi bulmayi, ben beceririm... bana yüreginden bir parça ver, yildizimi bulup aglamayi, ben beceririm... ölürken beni sayikla son nefesinle demiyorum, bana yüreginden yalnizca bir parça ver, oraya gömülüp, seninle birlikte toprak olmasini, ben beceririm |
Sensizlik SenSizLik
Biliyorum konusacak birseyimiz kalmadi, paylasacak hic bir seyimiz yok. Yine de yüregimden gücümün yettigi yere kadar sana sesleniyorum, seninle konusuyorum... Bugün sana olan kirginligimi rafa kaldirdim, sevgimi aldim avuclarimin arasina, ona siginiyorum... Cümlelerimi kisalttim, kelimelerim buruk, gülüslerim istenmeyen dudaklarimda... Bir ihtimal gelisine sigindigimi farkettiysem de, engel olamadim gurursuz ama umutlu hasretine... Bugün gönlümü hos tutmak istiyorum, imkansiz olan her rüyaya inanasim geliyor... Bir cocuk gibi isteklerimi bastiramiyorum... calmayan telefonuma elim gidiyor, sana halen bende oldugunu israrla yazmaya calisiyorum... Bende olan seni, hic kirmadim, degistirmedim ve hep korudum desem de, sendeki benin nasil oldugunu, gülüp gülmedigini anlamsiz bir sikintiyla merak ediyorum... icimdeki güzelligine inanip inanmamani artik umursamiyorum! Üsüyorum, bu üsüme yalnizligimdan geliyor ve sariyor her tarafimi... Tutunabilecegim hicbir güzellik yok, hatirlamaktan usanmayacagim anilarim disinda... isinabilmek icin onlara sariliyorum... Anlamsiz ve cevapsiz sorular hihzirca siritiyor, ben görmemeye calisiyorum... Düsler uzak gibi görünüyordu ama yakindi... Belki de görmeyi istemek gerekiyordu... Gözlerini ac desem kapatacaksin ama kapatma gözlerini! Kendime bir demet papatya aldim ama bakmadim falima... Gözlerimi gelislere verdim, gözlerimdeki hüzün bile seni özlemis itiraf etti sonunda... Düsüncelerim gururlu, hayallerim ve sevdam degil... Gelseydin, kendimi unutup sana kosacaktim, susturacaktim icimdeki isyani, kavgalarin ortasinda bir günes gibi dogup isitacaktim yüregini, sevincten aglayacaktim bu defa, mutluyken hemen sarhos olmusum gibi, dokunacaktim, sarilacaktim. Ama gelmedin, gelemezdin belki de gelmeye de hic niyetin yoktu aslinda... Kendimi kandirdigimi anladigimda agliyordum... Eskiden kimi sarkilarin ne kadar anlamli oldugunu düsünürken, simdi ayriligin ardindan calinan her sarki umutsuzlugumu ve sevgimi anlatiyormus gibi geliyor... Sevdigim ne cok sarki varmis, bunu senin gidisin gösterdi bana... Her sarkida sen varsin, her yerde, her gördügüm insanda, denizde, gecede, uykumda... Nasil beceriyorsun her yerde olabilmeyi... Bu bir marifetse eger, neden benim yanimda degilsin ki? Gözyaslarim asilligini yitiriyor ve yenik düsüyorum sevdana... Gittin! Belki de hic gelmemistin ben, geldigini sandim... Ayak uyduramadim yorgunluguna... Dudaklarina düslerindeki öpüsü konduramadim... Kimi zaman bir cocuk oldum gülüslerinde simaran, kimi zaman bir kadin; dokunuslarinda kendini bulan... Ama! En cok da imkânsizin oldum... Her gelisimde bir kez daha gönderdigin oldum... inanamadigin, Yenemedigin, üzerinden atlayamadigin korkularin oldum... Agladigin, bagirdigin ya da sustugun isyanin oldum, sessizce bosalan gözyaslarin, birikmisligin oldum... Yüregindeki kadin ben olmak isterken yüregine siginan ve tozlanacak olan bir ani oldum... Haketmediklerin, artik yeter dediklerin ve herseyin olmak isterken belki de hicbir seyin oldum... Söylesene ben gercekten senin neyin oldum? Sesin hep uzaklari cagiriyordu, ben üstüme alindim, sana geldim... Bilseydim, bana ait olmayan bir seslenisi sahiplenir miydim? simdi bir mevsimlik ask kaldi avuclarimda sadece bir mevsim yasanan ama bir ömür gibi gelen ask... Kalbime henüz söyleyemedim gittigini, ögrenirse onun da aci cekmesinden korkuyorum... Seni halen benimle biliyor ve seviyor ama ben kalbime ilk defa yalan söylüyorum... Gittin! Sevdamin yokluguna alisabilirim belki ama sesinin uzak yollarin sonunda olmasi acitiyor icimi... Suskunlugun en büyük silahindi, suskunlugunla vurdun beni asil aci olan, canimi acitan unutulmak... Söylesene unutulmak kime yakisiyor? Unutan sen olsan da sana bile yakismiyor ... Merak etme, üstüne giydirmedim bu duyguyu, unutulmayan olmak sende daha güzel duruyor... Görüyorsun iste, ask'a ve sana ihanet etmiyorum benim kirginligim ask'a... Sen üstüne alindin... |
Düş! Düşsüzlüğüme
Düş! Düşsüzlüğüme -------------------------------------------------------------------------------- Düş! Düşsüzlüğüme “Bir yenilgi sonrasında Gece; 04.26 Bir fincan kahve, Bir karalama kağıdı, Bir kalem, Küllükte yanan bir sigara Ve tüm hücrelerimde sen” Dışarıda köpek sesleri Sevdadan mı, efekt için mi? Yoksa isyan mı haykırdıkları? Beni ayakta kılan, sevdan! İçindeyim gece karanlığının Karanlık ve kararsızlık değil midir hayat? Bir ışık gerekiyordu geceye ve hayata İkisini de aydınlatan, sevdan! Düşten güzeldir gece Kapkaradır ve sonrası aydınlık Düşsüzlüğüme düş! Yarat kendini Geceye ve düşe renk veren, sevdan! En güzeli düşlerini düşlemek Düşlerine su gibi sızıp dolaşmak Düşlerim, düşlerin bir olduğu an, Anı anlamlandıran, sevdan! Mutlu olmakmış yaşama amaç, O halde düşlerde yaşamak gerek. Arıt kendini düş düşsüzlüğüm(d)e; Düşsüzlüğüme düş olan, sevdan! __________________ |
Beni bir dağ başında böyle yapayalnız kodular,
rüzgarlara, kuşlara, bulutlara yakın, senin etinden, tırnağından ayrı, senin kokundan uzak. Şu anda hiç bir şey mümkün değil. Şu anda her şeyden ayrı, her şeyden uzak ve her şeyden mahrumum ben. Şu anda sadece yalnızlık ve kahır. Sen benim gökyüzümdün, denizim, toprağımdın, Şimdi bir hatıra olamazsın belirsiz, uzak Biliyorsun bazı şeyler vardır elimizde olmayan İşte öyle imkansız birşey seni unutmak. Zannetme ki herşey bitti sevdiğim; Birgün yeşerecek şu sararmış yapraklar. Ve bundan sonra kim severse dünyada; Seni ve beni hatırlayacaklar İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi Paramparça, kırık dökük aşkımız Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü Büyük aşkımız Unut benden kalan ne varsa Unutmak tesellidir yalnızlığın Güneşi bir kadeh şarap gibi içip Delicesine sarhoş olmak En güzel tarafı imkansızlığın Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin? Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar? Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var; Kıyısındaymış gibi en sakin denizlerin... Ne olurdu saadetlerin en büyüğü İşte ellerimde al, diyebilseydim Anlardın ve hiç gitmezdin, değil mi Bir gün olduğun gibi kal diyebilseydim. Ne zaman seni düşünsem yaşamak güzel Bir bahar bahçesi olur güz bahçeleri En karanlıklarda bile uzanır bir el Kendiliğinden açar sabaha perdeleri Sen bastığın yerde çiçeklerin büyüdüğü Her zaman en güzel, her yerde eşsiz Sen yaprak, sen köpük, sen kuş tüyü Sen sevgi nehirlerimin aktığı büyük deniz Kazımak ulu ağaç gövdelerine adımızı Yazmak her şeyi bir bir kumların üstüne O her işkenceye mahkum olmuşluğumuz O çok sevmek, daha çok sevmek günden güne. Şarkısız ve sensiz kaldığım nice akşamlar Gözlerin geçer aklımdan özlemler içinde Gözlerin bir çigan müziği güzelliğinde Kirpiklerinde keman, bebeklerinde gitar... Bir daha dünyaya gelsem Yine seni severdim Beni üzesin diye Beni deli divane edesin diye Seni görmediğim günler Karanlıktayım, katran *******deyim Cehennem misali bir yerdeyim Bir demir nasıl paslanır, bir elma nasıl çürürse İşte öyleyim... Gözleri namuslu namuslu parlar insanların Gökyüzü inadına mavi Yaşamak inadına güzel Bu şehirde sen varsan... Bütün kadehlerimi hep sana adıyorum Hep senin için bu bir bir boşalan şişeler Umutsuzluğum, sarhoşluğum senin eserin Senin yüzünden bu delicesine içmeler |
Dayanmak zor yalnızlığına akşamların
Unutmak mümkün değil seni bir şarkı gibi Ağır ağır ilerleyen bu zaman içinde Her an bir sarhoşluktur sensizliğin verdiği Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın. Bir pınarsın içilen ama hiç kanılmayan Seveni yanıltmayan, sevince yanılmayan Özlenen sen, özleyen sen, özleten sen Varken doyulmayansın, yokken dayanılmayan Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum Beni çağırdığını bir defa duyabilsem Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum Dün kopan bir yapraktı,düşen bir kuru daldı Bugünden güzel değil bulacağın yarında Aç ellerini bir bak yanan avuçlarında Dün gitmiş yarın yok bize bir bugün kaldı demek o beni sevmiyor demek o beni anlamıyor bana içkimi verin bana kadehimi verin bir daha ölmek istiyorum Bir yerlere varmadan, nasıl böyle Hiç durmadan akıp gidiyor günler Yaşam diye verdiğin bu mu söyle O mu sırtıma sapladığın hançer Sevdimse; verdiğin yürekle sevdim Sen açtın bu ufku karşımda sonsuz Yürüdüm bir yolun sonuna geldim Yıkık, üzgün ve paramparça onsuz Zamanlar kalleş şimdi, herşey artık bir oyun Manzaralar hüzünlü insanlar ağlamaklı Bir akşam getir bana, gizlice ve en saklı Saatleri birer birer dudaklarında sun Duymak nedir bilir misin? Duymak, ama anlatamamak Tam dilinin ucuna gelmişken söyleyememek 'Seviyorum' diyememek Yani ölümü yaşamak nedir bilir misin? Yokluğun sırtıma saplandı bir bıçak gibi Akıtır taşa, toprağa kanımı Dünya seninle aydınlık ve güzeldi Şimdi bin güneş doğsa götürmez karanlığımı seni arıyorum kalabalık caddelerde, tanımadığım insanlar geçiyor, sen yoksun.. perişan hayallerimin başladığı yerde, sana sesleniyorum, duyuyor musun? beyaz güller açtı bahçelerde , sevdiğin.. ya o karanfil , baygın kokulu çiçek. gel yalnızlık bahçeme beyazlar giyin, anladımki bu ömür sensiz geçmeyecek. yalnız sen varsın beyaz gülüm, evde bahçede ve sokakta, bir eylül akşamı gördüğüm , o beyaz hayalsin uzakta.. yeter.. gel artık yeter.. karanfiller açtı gel kış bahçesinde , güller beyaz güller açtı gel |
İstesem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa Orada bir mezar kazılır benim için Ayrılığın nerede başlarsa. Şimdi en açık renginde gözlerin Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin Şiir gibi bir şey seninle yaşamak Çirkin olan,fena olan ne varsa unut Gözlerimin söylediği şarkıyı dinle Ellerimizde sevgi içimizde umut Bütün iyilikleri paylaşalım seninle Varlığın dudaklarımda bir bal tadı Yokluğun en korkuncu ölümlerin Senden başka dindiren olmadı Acısını içimde kanayan yerin Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin Yıldızların en parlak olduğu zamansın Denizlerim senin kıyılarında sakin Bırak ellerini avuçlarımda kalsın Aşkın büyülü sesini duyuyor musun Şimdi onun gülleri açan güz bahçelerinde Gitme ki günlerimiz *******imiz olsun Çoban kulübelerinde balıkçı kahvelerinde Benimle kal zaman bitinceye kadar Benim ol yüzyıllar ve çağlar boyunca Bir ömürdür seninle geçen dakikalar Ölümden güçlüyüm sen yanımda olunca Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz Nabzın benim bileklerimde vurmakta Artık bütün kaygıların ötesindeyiz Benimle en güzelsin aynalardan uzakta Aşktı o! Değiştiren tüm *******imi Aşktı o! Beni durup yenileyen Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan Sürekli bir aldanış bir daha bir daha Hiç bitmeyecek *******den bir sabaha Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla Duymak büyülü sıcaklıgını beyaz ellerin Her geçen dakika var oldugunu anlamak için Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla Unutmak ne varsa kötülükten yana İnmek sevilen gözlerin derinligine Öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildigine Bin yıl içmek o sulardan kana kana Her gün ona koşmak dağlardan tepelerden Her yerde, her zaman onsuz edememek O en tatlı hayal, en büyük gerçek Anlarsın taşan o, günlerden *******den Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi Neydi çekip kendine, beni bağlayan Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan Elleri ta içimde o dev miydi Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun? Bir aşk çizgisi var her şeyden öte O çizgiden başka bütün çizgiler Aşkı tüketmede Her düşünce aşka teğet geçiyor Tanığı çizgiler var olduğumuzun Bir aşk çizgisi var her şeyden önce Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun? |
Akşam erken çöker yalnızlığıma
Sokak sokak gezer ararım seni Hasretin gönlümün yangınlarında Alev alev yanar ararım seni Her seven sonunda düşüyor derde Bu aşk kitabının yazanı nerde Bir aşık inandı.. çok sevdi diye Terketmek kanun mu aşk kitabında? Nereden bilecektin seni sevdiğimi Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı Senin için Günlerce *******ce ağladım Nereden bilecektin Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı.. Kalbimde arama eski yerini Sen gözümden akan sele karıştın İstesem de artık sevemem seni Hasret rüzgarına yele karıştın.. Kırılan kalbim var dinmez bir kini Ömrümce sürecek aşka yemini.. Kavuşmak imkansız artık sevgilim Dönüşü olmayan yola karıştın.. Ayrılık kapıyı çalıyor açma Biraz daha düşün zamanımız var.. Ne günler yaşadık bak sayfa sayfa Seninle yazılmış romanımız var.. Gönül kapısından hemen uçma dur! Selamsız vedasız böyle kaçma dur! Bilinmez yerlere yelken açma dur! Seninle mutluluk limanımız var! ... Bir anda yokuşa çevirme düzü Dargınlık bir aşkın tadı ve tuzu Hatırla Tanrıya verdiğin sözü Ayrılmak yok diye yeminimiz var... Gezdiğim her yerde hatıran dolu Bilmem ki ben nasıl unutacağım Ne yazık bu aşkın yok başka yolu Yarın bu şehirden ayrılacağım Aldırma görürsen yaşlar gözümde Şarkımız olacak yine dilimde Mektubun cebimde, resmin elimde Yarın bu şehirden ayrılacağım.. Ayrılık çanları çalsa ansızın Elveda sevgilim diyecek misin? Önünde diz çöksem, gitme kal desem Bakmadan ardına gidecek misin? Ayrı yönde akan ırmaklar gibi Dalından uçuşan yapraklar gibi Ümitsiz, çaresiz aşıklar gibi Kalbinden aşkımı silecek misin? Son ümidi yere serecek misin? Kendini boş yere teselli edip Sevdadır nasılsa geçici deyip Yaşlı gözlerini gizlice silip Bakıp da yüzüme gülecek misin? Haklısın, aramızda dağlar, denizler var, Haklısın, aramızda uçurumlar. Senin sevdaların, üç günlük masal, Benim sevdalarım, Allah'ına kadar. Elma şekeri mi sandın aşkı, Ne şiirin şiir, ne şarkın şarkı. Hele bir kırılsın, hele bir kırılsın feleğin çarkı, İşte ben o zaman görürüm seni. Halâ tahta masalara yazıyorsam adını, Aşk kitaplarında arıyorsam tarifini aşkın, Kahır mektuplarında yeniden buluyorsam seni, Islak mendillere siliyorsam gözyaşlarımı, Eyvahlar çekiyorsam her biten aşkın ardından, Bana sor yalnızlığı.. |
Bu benim ilk aldanışım değil,
Bu benim son yıkılışım değil, Bırak bu sahte gözyaşlarını, Bırak bu masum bakışlarını. Üzülme, benim için üzülme, Üzülme bu son için üzülme, Ben, ben, ben yeterim kendime.. Varsın da bir dağ gibi büyüsün hasretin içimde, Varsın da her gece Bir kemanın tellerinde ezilsin kalbim, Varsın da bir daha değmesin ellerim ellerine, Asla pişman değilim. Hatırla, bir adam diyordun hatırla, Ömür boyu sevsin beni ömür boyu, İşte o deli, işte o çılgın, işte o adam benim. Çünkü ben, Çünkü ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim. Severken ne kadar büyükse insan Ayrılırken yine büyük olmalı Ne kadar insafsız olsa da zaman Sevenler her zaman bir dost kalmalı.. Bir ecel olsa da ayrılığımız Bir ömür sürse de pişmanlığımız Koca bir mazi var yaşadığımız Geçmişe her zaman saygı duymalı.. Yırtılmış olsa da resimlerimiz Yabancı olsa da isimlerimiz Nefrete dönse de sevgilerimiz Yine de o aşka saygı duymalı Sevenler her zaman bir dost kalmalı.. Duydum da inanmadım Aşka gülüp geçmişsin Benimkisi aşk değil Bir oyundu demişsin Zafer senin zaferin Eser senin eserin Sevin ey zalim sevin Bak bir erkek ağlıyor.. Bana bunu yapmayacaktın Öyle sırtımdan vurmayacaktın beni Gelişin gibi onurlu olmalıydı gidişin Ve öylesine gururlu bitişin. Gel gör ki kötü oynadın bu oyunu Erken düştü masken yüzünden Demek sen içimde büyüttüğüm bir dev değil Bir hiçtin Görüyorsun işte Gittin Ve de bittin… Bana bunu yapmayacaktın Böyle bir hançerle yıkmayacaktın beni Bir ihanetin adresi olmamalıydı ayak izlerin Yoksa ben mi yanlış tanıdım seni? Yoksa hep böyle kirli miydi senin denizlerin?.. Artık Adın ihaneti çağrıştırıyor bana Ve tadın bir yılanın en öldürücü zehrini Söyle Şimdi hangi yüreğe saplıyorsun O acımasız hançerini? .. Bil ki Bundan böyle Yasaklanmış kitaplarım gibisin bana Yaklaşmam yasak Dokunmam yasak Ve ömrümce Sarılmam yasak sana!.. Ayağım ayağıma dolaşır sonra Gözlerim büyür büyür, kocaman olur Bakarsın dilim tutulur, hiç konuşamam Bana gel deme! İşte resimlerine bakıp avunuyorum Hayallerim yetiyor bana ne güzel Zaten ölesiye hasretim aydınlıklara Ve bitimsiz bir özleyiş bendeki Kanatlanabilirim, uçabilirim belki Bana gel deme! Aklımdan çıkmıyorsun Sensiz bomboş bu hayat Susma öyle ne olur Bana kendini anlat.. Aşkımızdan kime ne Sevdamızdan kime ne Başkasından bana ne Ah benim nar çiçeğim Canım ipek böceğim Meraktan öleceğim Bana kendini anlat.. Ey benim gönlümün nazlı çiçeği Barışın ellere, küsün bana mı? Sana kim öğretti böyle sevmeyi Bayramın ellere, yasın bana mı? Duymadın gönlümün haykırışını Kırdın şu gönlümün sabır taşını Görmekten usandım çatık kaşını Gülüşün ellere, nazın bana mı? |
Uçurdun yellere ümitlerimi
Düşürdün dillere çektiklerimi Soldurdun içimde hayallerimi Baharın ellere, kışın bana mı? Çok yalvardım gitme diye ben ona Yıllar sonra dönüyormuş bana ne Seviyordum gülüp geçti aşkıma Şimdi beni seviyormuş bana ne.. Neyleyim ben dökse bile yaşını Ben unuttum çoktan onun aşkını Vursun artık o taşlara başını Çok pişmanmış yanıyormuş bana ne.. Gönlümde aşk saati bak durdu Seven kalbim beklemekten yoruldu Yıllar var ki ne aradı ne sordu Şimdi beni soruyormuş bana ne... uykusuz *******in sabahını bana sor yarım kalan aşkımın eyvahını bana sor bana sor yalnızlığı ayrılığı bana sor mutluluğu bilirsin mutsuzluğu bana sor. karşılıksız sevginin vefasız sevgilinin bomboş kalan bir elin acısını bana sor.. Daha dün diyorsan geçen yıllara Gözlerinde anılar hala yeşilse Ve hala ıslaksa kirpiklerin Bırakıp bütün mutlulukları Bırakıp bütün güzellikleri bir yana Bekledinse yollarımı Bekle geliyorum... İsyan edip ağladığın mevsimlerde Aşkımla silebildinse gözyaşlarını Sevemedinse benden başkasını O bensiz gülüşler avutamadıysa seni Dindiremediyse hasretini yıllar Ve bir türlü unutamadınsa beni Bekle geliyorum... Her şarkı bir sevdadan dökülür mısra mısra Her şarkı yaşanmış bir masalı resmeder Düşün çamlar arasını, mehtaplı *******i, masmavi denizleri Düşün şimdi yollara serpilen ümitleri Hadi bir şarkı da sen Söylesene! .. Bak büütün güzelliklerin tümü sende Bak sende gülümsüyor en amansız özlemler Unut bir yerde bensiz olduğunu, çaresiz Ayrılıklar sevenlerle yücelir Hadi sil gözlerini Gülsene! .. Bitimsiz bir sevdadır yaşamak Sevmekse en güzeli mutlulukların Sense içimde en tanrısal gerçeksin İşte yüreğim bildiğince çarpıyor sen, sen diye Sende gözlerim, sende ellerim, sende sen olan varlığım Düşünsene! .. Bakma sen yağmurların sağnak döküldüğüne Bakma sen *******in karanlığına Bu pembe umut sütten de beyaz Bu senli hayal gülden de kırmızı İşte renk renk çiçekleri aşkımızın Görsene! .. Ve bir gün dur diyeceğim geçip giden zamana Son kurşunu sıkacağım sensizliğe Öbek öbek mutluluklar taşıyacağım dağ eteklerinden Sana gökten yıldızları koparacağım bir bir Sana bitmez tükenmez sevdalar getireceğim Beklesene!.. Böyle uzak uzak bakma gözlerime ne olur O küskün bakışlarını saplama yüreğime Bir sen kaldın düşlerimin zirvesinde Bir sen kaldın umutlarımın ötesinde Bir sen... İstemem sevgili yüzüme gülme Eğer ki sonunda ağlatacaksan İstemem sevgilim ümitler verme Sonunda dünyamı karartacaksan Ben aşkı ölümsüz bilenlerdenim Bir ömür boyunca sevenlerdenim Ellerin ellerime değmesin derim Eğer ki sonunda bırakacaksan |
Gönüle vurulmaz asla bir kilit
Seveni öldürür kırılan ümit Sevgilim yanıma yaklaşmadan git Eğer ki sonunda ayrılacaksan Ne köleyim ne de bir kul Vicdan bir borç, hayat okul Alın sizin olsun akıl Ben bu köyün delisiyim Ateşleri kül ederdim Kurşunları gül ederdim Şu dağları yol yapardım, Acıları bal yapardım ben olsam.. Ben olsam ah ben olsam O dağlarda ben olsam O yollarda ben olsam Oralarda ben olsam Sokaklara aşk yazardım Acılara son yazardım ben olsam. Yoksullara çul olurdum Her sevene kul olurdum Elimde aşk bayrakları Yasaklardım yasakları Ben olsam ah ben olsam... Sen hayatımın en vazgeçilmez aşkı Sen uğrunda en çıldırdığım esmer Sen yolunda savaşlar verdiğim sevdam Sen uğrunda ölümlere gidip geldiğim Sen beklediğim Sen özlediğim Sen gizlediğim... Güneş doğmayı unutabilir Sabah olmayı Yağmur yağmayı Çiçekler açmayı unutabilir Kuşlar uçmayı Baharlar gelmeyi Ama ben seni asla... Ne zaman bir şiir okunsa aklımdasın Ne zaman bir telefon çalsa karşımdasın Sen tanrımın en güzel armağanı Sen hayatımın en gerçek yalanı Sen bütün huylarımı ezbere bilen Sen gözyaşlarımı en iyi silen Sen dünyanın en güzel kadını.. Sen yemeğimin tuzu Yüreğimin buzu Anasının en güzel kızı Sen kalbimde en tatlı sızı Sen bütün varlığımın en sevimli hırsızı Sen sevdikçe sevilesi Övdükçe övülesi Öptükçe öpülesi aşkım... Sen beni yokluğuyla delirten varlığıyla yolumu yolundan çeviren Sevdasıyla beni bir dağ gibi deviren kadın Bundan böyle senden sorulsun günahlarım Sende bütün sorularım Sende bütün cevaplarım Adam olmuşsam senden Katil olursam senden Ben çoktan vazgeçtim kendimden Ama senden Asla kadınım ASLA! ... ne varsa aradığım bil ki sende bulmuşum senden öncesi yoktu seninle var olmuşum sende bütün ümitler,sende bütün özlemler beni bende arama artık ben sen olmuşum Aramızda dağlar var Aramızda uçurumlar Yaklaşma yanılırsın Ben öldüğümü bilirim Sen yaşadığını sanırsın Kendini bilmeden daha Beni tanıyamazsın... Günlerim ateşe gebe *******im sancılı Varamadık sabaha Ben bir yumak düğüm düğüm Sen karmakarışık bir kördüğüm Kendini çözmeden daha Beni anlayamazsın... Dudaklarımda yaşayamadığım Çocukluğumun, gençliğimin şiiri Dört yanım hüsran Dört yanım yalan Dört yanım hüzün Dört yanım isyan! Vazgeçtim bütün saltanatından, Sevdalarından köhne dünyanın Ne dostta vefa Ne aşkta huzur Her gün bir yıkım Kalbimden vurur! Yıkılır kalırım bu sağır akşamlarda Önümde dağ gibi bir yalnızlık İçimde yıllanmış yorgunluklar Unutulmuş eski bir adrese çıkar yollarım Çayımın ilk yudumunda o Sigaramın son nefesinde o Anlarsa beni.. bir tek o anlar. |
Saat Dururmu GMT +3. Şimdiki Zaman 05:40 PM. |
Powered by vBulletin Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.