Gerçek bir savaşçı
 

Gerçek bir savaşçı
Danimarka futbolunun son yıllarda yetiştirdiği en verimli isimlerden olan Poulsen, savaşçı ve istikrarlı bir oyuncu. Tek zaafiyeti bazen rakiple gereğinden fazla uğraşması.

Danimarka futbolunda artık eskisi kadar büyük yetenekler yetişmiyor. 80’li yılların sonu ve 907lı yıllara damga vuran Laudrup kardeşler, Schmeichel, Elkjaer, Lerby gibi isimlerin yanına yaklaşabilecek futbolcular şu anda yok. Premier Lig’de forma giyen Bendtner, Agger’in yanısıra kariyerlerinin sonbaharına gelen Rommedahl, Gronkjaer ve Jörgensen, Danimarka futbolunun şu anda önde gelen yıldızları... Fenerbahçe’nin gündeminde yer alan Christian Poulsen’in ismi de bunların içine yazılabilir. Hatta 29 yaşındaki oyuncu, belki de bu isimler arasında en elle tutulanı...

Ernst ile birlikte oynadı
Kariyerinin büyük bölümünü Avrupa’nın önemli liglerinde geçiren Poulsen, ülkesinde iki sezon üst üste yılın futbolcusu seçilen ilk oyuncu unvanını da taşıyor. Poulsen yetiştiği kulüp olan Kopenhag’tan sonra Schalke’ye gitti. Alman Ligi’nin yapısına uygun bir stile sahip olan Danimarkalı orta saha oyuncusu, kısa zamanda parladı. Poulsen, Schalke’de takımın orta sahadaki defansif yükünü adeta tek başına çekiyordu. Mavi-Beyazlı ekipteki son sezonunda Beşiktaşlı Fabian Ernst ile birlikte top koşturdu.

Çok istikrarlı bir oyuncu
Poulsen oynadığı takımlarda istikrarlı grafiğiyle dikkat çekiyor. Danimarka, Almanya, İtalya ve İspanya Ligleri’nde forma giyen Poulsen kariyeri boyunca sezon başına 27 maç ortalamasıyla oynadı. Bir teknik direktörün kayıtsız bir şekilde güvenebileceği nitelikte bir orta saha oyuncusu olan Poulsen maç içinde sürekli dinamik kalan, oyuna konsantre ve savaşçı kimliğiyle takımı ateşleyen bir futbolcu. Futbolseverlerin Fenerbahçe’nin Sevilla ile oynadığı karşılaşmalardan hatırlayacağı Poulsen, İspanyol ekibinde en çok göze batan oyuncuların başında geliyordu. Sevilla’nın UEFA Kupası ve Süper Kupa’yı kazanmasında başrol oynayan Poulsen, İspanya’ya geldiğinde henüz 1 ay geçmeden sezonun en iyi transferi olarak gösterilmişti.

Disiplin zaafiyeti var
Ancak Poulsen’in Juventus’ta beklenen kadar başarılı olduğunu söyleyemeyiz. Futbolu sert ve mücadeleci oynayan Danimarkalı için Serie A ideal bir seçimdi. Yeni bir yapılanmaya giden Siyah-Beyazlılar’ın Poulsen’i satacak olması Fenerbahçe açısından bir şans.
Ancak ‘her güzelin bir kusuru olur’ misali Poulsen’de de saha içinde disiplin zaafiyeti sözkonusu. Rakiple uğraşmayı çok seven 29 yaşındaki orta saha oyuncusunun, 2004 Avrupa Şampiyonası’nda provoke ettiği Totti, kendisine tükürdü. Schalke’nin Milan ile oynadığı maçlarda Kaka’ya attığı tekmeler yüzünden İtalyan ekibinin hocası Ancelotti, Poulsen’i korkaklıkla suçladı. Karşılaşmanın ardından Gattuso ile girdiği çirkin diyalog akıllarda kaldı. Ama en önemlisi İsveç ile oynanan milli maçta çıkardığı olaylardı. Rosenberg’i ceza sahası içinde yumruklaması nedeniyle hakem Fandel kırmızı kart ve penaltı verdi. Karar üzerine çılgına dönen bir taraftar sahaya girip, hakeme saldırmaya çalıştı. Fandel olaylar yüzünden maçı tatil etti, UEFA da İsveç’i hükmen 3-0 galip ilan etti. 3 maç ceza alan Poulsen daha sonra yaptıkları yüzünden özür diledi. Tecrübeli oyuncu sinirlerine hakim olduğu zaman bir takım için önemli bir güç. Almanya’da Schalke formasını ilk giydiği dönemde sağbek oynayan Poulsen aynı zamanda bu kanat için de alternatif olabiliyor