ASK MASALI
Sen bir çiçek olsaydın sevda çöllerinde
ömrümce yaş dökerdim kurumayasın diye
ve seni yalnızca güneşin aklığı
güllerin sıcaklığı ile beslerdim
her sabah kızıllığında yeniden koklamak için
sen bir defter olsaydın, ben kalem olurdum
seni yazardım gece gündüz şiirlere, romanlara, destanlara
seni yazardım dağlara, bulutlara, rüzgarlara
elimin ulaştığı, gözümün gördüğü her yere seni yazardım
ağladığında, oturup senin yerine ağlardım
seni dilime destan, yüreğime mühür kazardım
ölümsüzlüğün adı, sonsuzluğun öyküsü yapmak için
sen bir ceren olsaydın avcıların önünde
sevgimi siper ederdim vurulmayasın diye
ve seni dağların moruyla gizler
pınarların diliyle seslerdim
kem gözlerden, katı yüreklerden korumak için
sen bir çoban olsaydın dağların eteğinde
hep kalbimde taşırdım yorulmayasın diye
ve kavalımı rüzgarın nefesi ile üfler
çağlayanların sesiyle dinlerdim
her gece duygularını ayışığında okşamak için
sen güneş olsaydın, ben dünya olurdum
dönerdim ekseninde durmadan
her sabah, her akşam yeniden buluşmak için
ve seni gökyüzünün mavisi ile süslerdim
her dem güzelliğinden sarhoş olmak için