Tekli Mesajlari izle
Eski 03-15-2009, 01:58 PM   #14
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Anne
Sebepsiz değildir sana olan hasretim, intizarım yollarda anne.
Gözlerimden akan tuz, hangi kayaları çatlatır bilmem;
O da neyin nesi.

Hükmetmesiydi canın, sevdan acılarımda zaman andız otu,
Hayat yordu beni. Çöktü hasretin omuzlarıma ahuzar dilim.
Şimdi sensizim anne, şimdi olmuşum hüzün.

Kaç zamandır seni öyle özlüyorum ki anne!
Bir türlü fırsat bulupta, başım dizlerinde, oturupta dertleşemedim senle.
Neredesin, ne halde deyipte halini soramadım. Bağışla beni anne..!
Beni sorarsan, dert boğazıma kadar. Hazır değinmişken beni dinler misin anne!

Biliyor musun anne, seninle öğrendiğim sabır taşlarını hâlâ taşıyorum. Sensizliğin nârına yanarken, sevdaları yüklüyorum yüreğime. Aşkın adreslerini sözlerinle besliyor, Samanyolu boşluğunda topluyorum. Sustu çığlıklarım artık, söz icabı lâl oldum.

Öyle yalnızım ki anne! Kendim kendime ağırım şimdi. Yaşamın bilmecesindeyim.
Dönme dolap savruluyorum değirmen taşlarında. Nerdesin anne? Nerede?
Gel artık, ya da, al beni kollarına! Acıların rahmet olsun susayan sevdalarıma.

Sen mehtaba benzeyen serinlik, sen ruhumun latife çağrısı, güzel annem,
gel yanımda ol, karanlıkları beraber aşalım. Tüm güzellikleri gôzden geçirip, beraber varalım onüçüncü aylara. Kaçırdığımız o hayellerimize seninle yeniden başlayalım. Daha emin, daha güvenli, daha sevdalı, daha barış dolu.
Tüm anaların mutlu olabilmeleri için güvercinler uçuralım senle.

Ben yorgunum anne, tükendim artık. Acılı yüreğim bedenimde işçi şimdi.
Yılların kumları birikmiş anlayacağın. Sensizsem nasıl yaparım harcını?
Nasıl doldurabilirim yüreğimin heybesini? Nasıl sıvayabilirim kalbimin atışlarını? Kimse beni anlamıyor anne, sevdiklerim dahi, yüreğime mühürlü olan sevdiğim bile.
Anlayacağın tek başıma yaşamayı beceremiyorum artık. Ne kadar dayanırım dersin? Yüreğimin koylarında akan asi çağlayanlara ne kadar göğüs gerebilirim dersin, bilemiyorum anne.

Çok uzaklardayım anne! Seslenişim yankı yapar belki Süphan dağı eteklerinden. Yokluğunun bedeli çok ağır anne! ! Hasreti kalemimde kem vururken, nasıl yakın olabilirim sana, nasıl kendimi ifade edebilirim diye kahroluyorum.
Telefonda edemiyorum hani. Ah körolası ayrılık!

Öyle muhtacım ki sana anne, öyle çok muhtacım ki! Yokluğunla, tükeniyorum.
Sayrı zamanın sayrı ilişkilerinde kahroluyorum. Sana dokunamıyorum anne! Nerdesin? Nerede? Duyuyor musun?

Her sabah güneşin kurutamadığı otların üzerinde ki ıslaklıkları kırağı mı sanıyorsun. Onlar her seni hatırladığımda akıttığım göz yaşlarımdır anne. Yokluğun sonsuzluk gibi
Ben de. Adın kanımda canıma yazılı, gittiğin yolun telvesindeyim çünkü; yaralı zamanın koylarında bir başıma anne.

Hani, bir zamanlar gençliğin verdiği toylukla, sana istediğim gibi sarılıp öpememiştim.
Bir şeyler yapmak isterken bilinçsizce, vermeye çalışıyor ama verememiştim ya. Şimdi olmalıydın yanımda anne, ahh şimdi olmalıydın!
Sana yürek heybemden neler sunardım. Hürrem Sultanın saraylarında ki aşk masallarını anlatırdım sana. Ağrı dağı eteklerinde uçuşan çiçeklerin gizemlerinden bahsederdim. Gözlerindeki mutluluğu izlerken ben de mutlu olurdum anne.! Ama geleceğim. Eteklerim güllerle dolu, bekle beni anneciğim.

Biliyor musun daha bitmedi dertlerim anne! Yürek mahzenimdeki birikimlerimi, çalışarak kendimce bir şeyler yazmak istemiştim ve yazdıklarımı ne hayallerle beslemiş ne umutlarla süslemiştim. Yeşil sayfalarla yeşil olacaktı her şey.
Yurdumun dört bir yanında, yurduma olan özlemlerim okunacaktı.
Fakat tüm heveslerim içimde kaldı anne. Hiç bir şey beklediğim gibi olmadı. Anlayacağın, kitabım da hüzünlü anne.

Albenim, beni hasretlere boğan, sevmeyi öğretip beni yetim koyan güzel kadın..!
Sana böyle dert yandım diye üzülme hemi. Serzenişlerim boşa değil bilesin.
Var dostlarım, hem de çok güzel dostlarım. Az ama özler.
Vefalı onlar. Bir ben vefasızım anlıyacağın. Ama onları çok seviyorum.

Çok konuştum demi, seni yordum gene. Beni senden başka kim anlayabilir ki!
Kim dinleyebilir ki bu kadar! Kim dinleyipte ortak olabilir ki dertlerime!

Üzüntü sebebim en çok senin çağında seninle olamamamdır anneciğim.
Çocukluğumla bana verdiğin tarih beyaz sayfalarda dem vururken, kabrinin çoğrafyasında banada yer ayır, topraktan olsun. Toprak olsun ki çiçekler türesin, kelebekler uçuşurken, arılar konsun hep. Bir daha ki sefere çiçeklerden demet yapmak için papatya kal anne beyazlığına ihtiyacım var çünkü.

Az daha unutuyordum bak, bu gün anneler günü. Dünyanın en kutsal insanları anneler günü. Senin günün anneciğim…

Günün kutlu olsun ANNEANA. Makberinden öperim.

11/05/2008


Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış ..
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla