![]() |
|
![]() |
#1 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Aceleniz neydi çocuklar
biriniz sessizlik oldunuz , diğeriniz gece oysa film bitmemişti daha neydi çocuklar bu acele. aşkımızın üstüne yağmur yağdığı günlerde liman kentinde kaybolan kızları arayacaktık yüreğimizin zindanından beraber çıkıp, yaz oyunu oynar gibi susuzluğumuzu paylaşacaktık. güneş tutulması ile başlayacaktı yolculuklarımız olayların tehlikeli dizilişini tersine çevirecek cinayeti gördüğümüzü kimselere söylemeyecektik macerayı, macera gibi kendimizden bilecektik bir yaz gecesi gülümsemesi konacaktı dudaklarımıza. şimdi ben; aynadaki gibi yalnızlık girdabındayım sanki çok kuzey gibi soğuk, Akdeniz gibi yanmaktayım. elimde üç, dört belki de yedinci mührü yemiş içinde yaban çilekleri saklı, kapalı bir dosya, bir intihar öncesi gibi bekliyorum yaşamın kıyısında. biriniz gece oldunuz, diğeriniz sessizlik kamera durmadan, boşa dönmeye başladı makaralar aceleniz neydi çocuklar. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Açlık sardı dört yanımı
bulunmaz dokulu kumaşlar akar gözlerimin önünden, kutsal nehirler olur, gider okyanusa dökülür. bombay’da bir çocuğun cam keser bileklerini ekmekler fırından çıkmadan daha. dayanılmaz sıcak yaşar ölüm. karnında tüm insanlık. doğum yapacak bir anne gibidir çocuk gözleri kocamandır, bacakları incecik. afrika’nın doğusunda güneşten çok önce doğar açlık. gökkuşağı parlar kötürüm bir renk. tohumlarında zehir yanar yokluk kokulu başakların. ve ben topal tahtında tok saltanatımın, anlatılmaz açlık çekerim iki büklüm ve kıvranarak. ne bir nehir akar gözümün önümden ne de bir güneş doğar hiçbir yönümden… Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Adam olamayacak çocuklar -düz yazı
Küçücük salonlara sıkıştırılmış üçlü, ikili, tekli koltuklara sıkış-tepiş sıralanmış komşu bey amcalar, hanım teyzeler karşısında şov başlamak üzeredir. Ev sahibinin erkek sesi net ve gayet ciddidir. – Hadi bakalım oğlum, göster amcanlara, teyzenlere pipini. Acemi ve küçücük eller ayaklarındaki pijamayı anlamsız ve duygusuzca aşağı doğru indirirken ev sahibinin erkek sesi biraz gevşemiş ama çokça gurur yüklenmiş tonuyla devam eder. – Bakın benim oğluma. Küçük salonun içindeki hanım teyzeler biraz sözde utangaçlık rolünü, aynı oyunda defalarca rol almış olmanın ustalığı ile başlarını sağa, sola yada aşağıya bazen de tavandaki avizeye doğru çevirerek oynarlarken aynı salonun içindeki bey amcalar koro halinde homurdanırlar. – Yaa maşallah, bu ne böyle, ne canlar yakacak bu oğlan kim bilir. Eğer aynı salon içinde ileride çok canlar yakmaya, pipisine maşallah çekilen çocuktan üç beş sene daha yakın olan erkek çocukları varsa onların manzarayı seyrederken hissettikleri tek duygu küçümsemedir.Ve belki de o salon içindeki tek gerçek ve dürüst duygu bu üç-beş yaş daha büyük erkek çocuklarının o andaki duygularıdır. Çünkü onların hayallerindeki şekiller daha da belirginleşmeye yüz tutmuş, ele avuca gelmeye başlamıştır. Ve bu hayallerini gerçekleştirme günleri pipi-şov çocuğundan daha yakındır. Ev sahibinin şovla gurur dolu geçen günleri çok çabuk sonlanır. Nedense çocuklar çok hızlı büyümektedirler ve pipi-şov çağını da üç ay önce alınmış yeni ayakkabıların ayaklara küçük gelmesi nedeni ile eskiciye verilmesi gibi kısa bir sürede atlatırlar. Hadi iki numara büyük alalımda seneye de giyer numaraları bu şov için geçerli değildir. Şov bitmiştir bitmesine ama bu kez cendere, erkek çocuklarının cinsiyet kaymalarını önleyecek bir denetim şeklinde gene baba sesiyle sıkıştırmaya başlamıştır. - ne gülüyorsun öyle karı gibi! ….. Sen kız mısın, ne işin var mutfakta, hadi bakalım doğru sokağa, dolaşma öyle ayak altında ! .... Biraz sert bassaydın basacağın yere düşmezdin, öyle kız gibi yürürsen olacağı bu işte! ...... Böylece büyütürüz erkek çocuklarımızı ve yürümesini, yüzmesini öğretemeden uzak sokaklara, derin denizlere salarız. Hem de bizim adımlarımızın yetemeyeceği kadar uzaklığı olan sokaklara, inemeyeceğimiz kadar derinliği olan denizlere … Böylece başlamış olur aynı annelerin karnında büyüdüğümüz kız çocuklarını küçümsemek, ciddiye almamak ve kendimizden daha aşağı katlarda oturmaya mahkum etmek. Bugün kadınsız kahvelerin bu kadar bol müşterisinin olmasının nedeni işte “göster amcanlara pipini bakalım” şovları ile başlayan bu sürecin sonucudur. Ağır bir zehir tabakasının göz-gözü görmez dumanı altındaki zar şakırtılı ve izbeye sığınmış, saklanmış hayatlar taze çiçek kokusundan yoksun bir yaşamın müebbet mahkumlarıdır. Üretkenlik sıfırdır, tüketkenlik ise kendi yaşamını, sigarayı ve zamanını saymazsak sıfıra çok yakındır. İşte boşuna geçen hayatların bir başka açıdan bakıldığı zaman sözlük karşılığı budur. Erkek çocuklarını böyle büyütürüz de kız çocukları için farklı bir model mi uygularız. Elbette hayır. Orada kalıplarımız daha bir sıkıcı, daha bir açılamaz kilitlerin altındadır. Uzaklaşma, saklanma, aman hanım-hanımcık ol öğütlemelerinin ardından karşı cinsten bütünüyle kopup korkacakları en ağır darbeyi “sen kızsan, kızlığını bil, ona göre davran” fetvası ile indiriveririz at kuyruklu, rengarenk tokalarla süslü o dünyalar güzeli kafalarının üstüne. Kız çocuklarımızı da böylece büyütürüz ama onları uzak sokaklara, derin denizlere salmak yerine, ellerinde gelen komşu teyzelere çay servisi yapacakları tepsiyle salon kapılarının önüne dikeriz. Onlardan gelen iltifatlar ise kendi yaşam çizgilerini belirlemek yerine, istemlerinin dışında bir yaşama kendilerini programlamak adınadır. - Maşallah, bak göğüsleri de büyümeye başlamış, çok canlar yakar bu kız çoook...... Okuyup ta ne yapacak işte. Yediği önünde yemediği ardında, okuyanların ne olduklarını görüyoruz – İnşallah hayırlı bir kısmeti çıkarda … Böylece kız çocuklarında da cam arkasından hayırlı kısmet bekleyerek sosyal yaşam içinde yer alamamak, onun gelişime katkı sağlayan olanaklarından yoksun kalmak süreci başlamış olur. O çıkması beklenen hayırlı kısmet, gün boyu oturduğu kahveyi bir akşam erken terk edip çıkan bir zamanların pipi şov çocuğu olacaktır ve sokakta dalgalana dalgalana yürürken bir perdenin çekilmesi anında evin hanım hanımcık yetiştirilmiş kızıyla göz göze gelecektir. İstemeler, nazlanmalar, belli konularda pazarlıklar sonucu da evleneceklerdir, çolukları çocukları olacaktır. Ve bir akşam biz; evlerine sadece kulak misafiri olduğumuzda da içerden; - Hadi bakalım göster amcana pipini …. diyen bir ses muhakkak kulaklarımıza dolacaktır. Eğitimin aileden başlama süreci doğumla birlikte başlamalı. Ama bu doğru talebin atladığımız en önemli yanı babaların-annelerin eğitimleri ile ilgili olan kısmıdır. Bu nereden başlayacaktır, kimler eğitecektir, eğitilmesi istenenler bu işe nasıl bakacaklardır. Oysa sönmüş mangallarda kül bırakmasına bırakmayız ama yeniden kül bırakmamamız içinde o mangalın yeniden yanması gerekmektedir. Ve o yanan mangal çizgili pijamalı ve bir orman yangını öncesi pikniklerine kesinlikle dönmelidir ki bizden öncekiler, bizler ve bizden sonrakilerin bu konu ile ilgili yazacakları bir şey bulunabilsin. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Adı sendin bu bulutun, soyadı intihar
bir kasırga kopsa yeryüzünün, gökyüzünün çığırtkanı en bol denizlerinde bir akşamüstünün. martılar düşse sahillerin vurmayan köpüklerine güvercinler kaybetse kanatlarını özgürlüklerde. sen ağlamasan, ama sen anlamasan. yeryüzü adına karanlıklara kurşun sıksak güneşin burnunun dibinden ……. işte tam o noktadan, görüyorsun güneş battı batacak birazdan. bir deli intihar kuşu gibi salacağım kendimi güneşin açtığı o yoldan. önce, ölümleri parçalar gibi düşlerimden yırtılacağım. ardımdan gözlerim gelecek biliyorsun ellerimi ellerinden kurtarmadan. sonra başıbozuk bir anafor salgını belki yakamozlar çiftleşme mevsimini yaşamadan dolunay gibi kaybedecek içinde beni haykıracağım. işte tam o noktadan, görüyorsun iki kişilik aşk ve tek fail var ortada hükmün infazına aldırmadan yüreğimdeki dikenli teller güftesi bilinmez bir sonsuzluk şarkısı söyler. ne kadar akort varsa bozulacak, o kadar parçalanacağım. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Afganistan toprağı
rengin, boz sarı, sapsarı toprak parçası bir tek ağaç gölgesi bulsam da ah çocuğum gözlerindeki korkuya bir damla yeşil damlatsam. dallarımdan boy veren, verem, uzun namlu, toz toprak toprak karnında mayınlar patlatacak ah çocuğum çırılçıplak güzelliklerine ne ölümler giydirecek acılarından yıldızlar, çok kara, ay nerede, ışık toprakta kol gezmeye başladı ölüm ara sokaklarda, Kandahar da ah çocuğum sor annene, yarın nerede saklanacak bu ölüm diye. karanlıklarından postallarına kan doldurup içirecek toprak yoktu kanı çekilenlere düştükleri yerlerde ah çocuğum sorma, ölüler neden gizlerler yüzlerini öldürenlerden diye korkularından çocuğum korkularından. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Afrika' lı çocuklara umut olsun
hiç korkma çocuğum, açlık yok, karanlık yok yarınlarda öyle yarınlar doğacak ki yarınlarda, yarın bile şaşıracak inan bana. bugün bulamadığın sulara silah namlularından karanfiller akacak, hiç korkma çocuğum hiç korkma, sende yıkayabileceksin yüzünü, inan bana. hiç korkma çocuğum; insanlık; insanlara unutamayacakları dersler verecek, insanca. anneler öyle sarılacaklar ki çocuklarına, umutla ve gururla. silah tüccarları şakaklarına kendi namlularını kendileri dayayacak üzerlerine düşünce senin bu gün korkuyla bakan gözlerin, inan bana. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ağaç oldular, yanmayı öğrendiler
onlar; dalları birbirine sarılmış iki kardeş ağaçtılar. bir fotoğrafın tam ortasında yemyeşil gülerek ve dimdik ayakta durmaktaydılar. dünyanın bütün nehirleri aynı renk akardı aynı denizlere ama onlar bu ağaçların yanında yer almazdı resimlerde topraksız dağlar ve suyu çekilmiş göller gibi güneş çarpmış gökyüzünün, saklanırlardı içinde . onlar; gölgesinde kaval sesi dinlemeden çobanlar bu fotoğrafın çok öncesinde bir kanat sesinin taşıdığı iki tohumdan doğmuştular. göç zamanı yorgunluğuydu,bir solukluk kondu dala tohum salma bayramının coşkusundaydı orman. yeni hayatlar dönerken göçmen kuşun etrafında iki yavru fidan düşmüştü kanatlarına, farkında olmadan. onlar; kendilerini bozkıra taşıyan bu kuşu anne bildiler. bütün fotoğraflarının içinde annelerinin göç zamanını, kanat sesini beklediler. her yangın rüzgar olup bütün yönlerden esmeye başlardı kırmızılar yeşilleri en derin uykularında yakalardı ne bir kaçan olurdu yarına, ne yaşamın sesini taşıyan göç mevsimiyse üstelik, göz yaşı kalırdı tek başına ağlayan . onlar; kızıl şafaklardan düşen yanık bir tüyle uyandılar. önce üzerlerine sinmiş anne kokusunu aradılar sonra anlayıp, kavrulmuş kuru dallar gibi ölümü yaşadılar. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ağıt
yüreğimde estirdiğim, en toz koparan fırtınaya yakıyorum bu ağıdı. üzerinde her şey yazılı bu kağıdı atarken denizlerime. kökümden koparılmış bir ağaç gibi, ellerini sarı yaprak misali düşürürken üzerimden. yarınlar şimdi; üzeri silinmeyecek izlerle çizili yaşanamayacak mahkumiyetler olacak, anlaşıldığı gibi. dünler, dünün boyutlarında gittikçe gözlerden uzak bir yelkenli, bir senfoni, kaybolacak. bugün ise; hiçbir gömleği giymemiş üzerine, çırılçıplak bir ölü. sahnenin son perdesini çekiyorum üzerime. ben içerde ve dizlerimin üstünde.. sizler en rahat koltuklarınıza gömüldüğünüzde. dinlerseniz, dinlersiniz...., dalgalar üzerinizi örttüğünde. Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ağlar avuçlarımda olmamışlıklar
dünyanın her gecesinde aynı fırtınalar kopar üzerimize ay doğarken, biz bembeyaz sevişirken. sular akar geçirimsiz topraklardan, dağ başlarından sel olur dökülür göz pınarlarından bir çocuk büker dudaklarını, korkar gibi ağlamaktan. …….. korkma çocuk korkma, sen doğmadın ki daha. güneş aynı yangının alevi, yer yeryüzüdür buharlaşma mevsim öncesi ve kaybolmuştur dönencesi. duman; çıkmaz sokaklara savrulur, kanatlarım kavrulur yürekler şah damarından vurulur bir kan boşalır tepeden tırnağa, dalgalarım durulur. …….. korkma ölüm korkma, el sıkışmadık ki daha. rüyada kalmış gibi hiç uyanamamak sancısıdır alnıma vuran ne ay’sız gece örtüsü, ne güneşsiz gökyüzü. bir yanın çözülmemiş meseleler, diğer yanda gülüp geçmeler boş saltanattır artık böyle çekip gitmeler bir ışıksız vahşet soyar çırılçıplak, görünmez melekler. …….. korkma şair korkma, şiirin bitmedi ki daha. “soprano henüz sahnede ise ve bir ses gibi gölgesi düşüyorsa üzerimize” Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
Aşmış Üye
![]() Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57831
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cinsiyet : Erkek
|
![]() Ağustos'ta
korkuyorum! hiç bir çocuk doğmayacak bu ağustosta. yaz soğuk ve alabildiğine yağışlı geçecek. matinelerin koltukları boş, balıklar kılçıksız kalacak. serseri bir aylaklık gibi ne adımlar bilecek gittikleri yeri ne bir kadeh kalkacak ulu-orta. biliyorum hiç bir çocuk doğmayacak bu ağustosta. ben öleceğim........ Cevat Çeştepe |
![]() |
![]() |
![]() ![]() |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|