www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Her Telden > Din Bilimleri > İslamiyet

 
 
Konu Seçenekleri Görünüm Şekli
Prev önceki Mesaj   Sonraki Mesaj Next
Eski 06-14-2009, 10:49 PM   #1
mavimsi06
Yeni Üye
 
Kayit Tarihi: Jun 2009
Yaş: 43
Mesajlari: 4
Teşekkür Etme: 0
Teşekkür Edilme: 0
Teşekkür Aldığı Konusu: 0
Üye No: 84029
Rep Power: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi : mavimsi06 is on a distinguished road
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen İslam ne kadar gercektır!!!

Hristiyan olmayan kişiler için yazıyorum. Dediklerime belki katılır ve söyleyeceğim şey üzerinde düşünüp,belki kendilerine
doğru nedir diye sormaya başlarlar.

Bu benim gerçeği bilmek için kendi kendime sorduğum sorulardı.

1) Tanrı var mı? Biz kimiz, neden yaşıyoruz,hayat bitince ne olacak?
Cevap: Mutlaka bir anlamı olmalı yaşamanın, çünkü ben varım ve kaybolacak birşey de değilim, anlamım olmalı, bir yaratıcım
kesinlikle olmalı. Dünya'ya bakıyorum yaşam var, insanlar, hayvanlar, bitkiler, yaşam var ve dolayısıyla yaşamı yaratan,
var eden var.

2) Peki Tanrı varsa O' nu bilemez miyim? Öldükten sonra mı O'nu bileceğim? O zaman geç olmaz mı? Tanrı hiç bize konuşmadı
mı? Sessiz mi kaldı?
Cevap: Tanrı varsa bizi habersiz bırakmamış olmalı? ( nitekim bu soruları sormaya ve merak etmemizi sağlayan da Tanrı'dır.
Varlığının bilgisini bizim yüreğimize yerleştirmiştir. Bu nedenle uzaya boşluğa baktığımızda kendimizi çok yalnız
hissederiz. Ama bir yandan içten içe aslında hiç yalnız oladığımızı da söyleriz kendimize).

3)Peki sözleri nerde? Bizim tarihimiz nerde? Birçok kitap var, din var, hangisi gerçek?

4) Evet kitaplar var. tevrat, zebur, incil, kuran (kronolojik sırasıyla)

5) Peki hangileri gerçekten Rab'bin sözlerini içeriyor? Kuran son din ve kitap diyorlar belki de ondan başlamalıyım?

Tamam, kurandan başlayalım. İnceleyelim. Tanrı kendini Allah olarak tanıtıyor. Ondan başka ilah olmadığını muhammed'e
söylüyor hira dağında. Okumaya başlıyorum korkunç bir Tanrı görüyorum, Ta başlangıçta cehennemi insanlarla dolduracağına
dair Allah ant içiyor. Düşünüyorum. Tanrı bizi cehenneme göndermek için mi yarattı. Ama sonradan Kutsal Kitaptan
öğreneceğim gibi bu gaye Şeytan'nındır. Çünkü O'nun tek amacı Tanrı'nın insanlarını cehenneme yollamaktır. Son gelene
kadar bunun için çalışacaktır. Ama bu Tanrı'nın amacı değildi. Tanrı insan için cehennemi değil, içinde sonsuz yaşam
olan cennet gibi olan dünyayı yarattı.

Kuranı okumaya devam ediyorum, cennet karşıma çıkıyor. Kurana göre cennet bütün zevklerin olduğu yer, özellikle erkekler
çok şanslı gözüküyor. Düşünüyorum, eğer Tanrı Kutsalsa insanlarının da kutsal olmasını ister ve cennete gitmek için çaba
harcama, sırf bu zevklere sahip olmak için kesinlikle olmamalı. Tanrı'yla bir olmak için olmalı. Ama Tanrı sanki bunu
söylemiyor. Bundan bahsetmiyor bile. Peki cennette asıl zevkler varsa, neden dünya yaratıldı. Dünya boşuna mı yaratıldı,
sadece bir sınav yeri olarak mı yaratıldı.

Peygamberlerin hayatlarına geliyorum. Birçoğu çok etkileyici, öyle ki süleyman'nın cinlerden oluşan orduları varmış,
hepsi onun emrindeymiş, ayrıca süleyman kuşlarla ve çeşitli hayvanların dilini konuşabilir onlara hükmedermiş. İsa
peygamber var bir de. O'na mesih deniliyor, ölüleri diriltiyor, babasız olarak kutsak ruhtan doğuyor. Şifa veriyor
insanlara ,ama sonunda göğe kaldırılıyor, o hiç ölmüyor çarmıha onun süretine büründürülmüş yahuda geriliyor. Ama mesih
yine gelecek, huzuru getirecek. Bu çok etkileyici. Zaten bir peygamber de bu şekilde ölmesi pek mantıklı olmazdı?!...
Sonra bir şey daha ilgimi çekiyor. Allah'ın dediğine göre o bütün halklara peygamber gönderdi. Ve hepsi de namazı ,orucu
ve zekatı tebliğ ettiler. Ama yine sonradan farkedeceğim ki muhammed'e kadar hepsi ibrani, ve başka halklara
gönderilmemişler. Düşünüyorum ve karar veriyorum ki eğer başka halklara peygamberler gelseydi yazılar bulunurdu,
arkeolojik ve tarihsel kanıtları olurdu ama öyle bir kanıt yok. Japonlara , kızılderililere, afrikalılara, avrupalı
halklara gönderilmiş peygamberler var idiyse, neden bu halklar namazdan habersiz olmuşlar. En hadikap nokta ise kuranda ,
Allah'ın dediğine göre, İbrahim, İsmail, Yusuf, davut, süleyman, hepsi yani yahudilerin hepsi namazı kılıyorlarmış ama
hiçbir yahudinin nedense namazın "n" sinden haberi yok. Çok acayip değil mi! Sonradan öğreniyorum ki süleyman'ın
cinlerden orduları ve hayvanlara hükmedişi gerçek değil, yahudilerin bildiği ve anlattıkları efsanelerden ibaretmiş.
Yahudiler bunların yalnızca efsaneden ibaret olduklarını biliyorlar.

Yine tarihe bakıyorum ki Allah bir putun ismiymiş. Kabede bulunan putların en güçlü olanın ismi. Anlamı Ay İlahı. Bunu
kabul etmemeye çalışyorum ama aklıma muhammedin babasının ismi abdullah geliyor, anlamı allahın kulu demek. Yani Bir put
olarak Allah ,muhammed den önce varmış, öyle ki bu putu ihya etmek için ,doğan çocuklara allah kulu gibi isimler
veriliyormuş. Sonra bakıyorum muhammed in hiçbir mucizesi yok, gelecekle ilgili peygamberliği de yok. Bazı arkadaşların
dediği kuranda yer alan ahir zaman peygamberlikleri, incilde yazılıdır.Okursanız aslında ordan alıntı olduklarını
göreceksiniz. Yani muhammed den 650 yıl önce bunlar yazılmış çoktan. Yeni bir şey de yok. Bu sefer Muhammed'din hayatına
bakıyorum ilk dikkatimi eşlerinin çokluğu oluyor, cariylerini ve savaş esirlerinden olan ganimetleri saymıyorum bile.
Ve yine yalnızca muhammed'e özle ayetler de görüyorum. Hatta birisi evlatlığının karısının kendisine helal kılınmasıyla
ilgili ve bu ayetten sonra zeyd zeynebi boşar ve muhammed zeyneb ile evlenir. Bir diğeri ise ayşe, herkesin bahaneler
sunmasına rağmen benim aklımın ermediği durum. Hadislerde bakıyorum; muhammed 56 yaşındayken, ayşe ise 5 yaşındayken onu
ailesinden istiyor .Altını çizdim çünkü birçok insan ayşe yetimdi ,bu yüzden peygamberimiz onunla evlendi diyor. Ama gerçek
bu değil. Ayşe ailesiyle, ve beş yaşında. Hem diyelim ki yetim neden evlatlığı olarak almıyor da evleniyor. Gerdeğe ise
ayşe 9 yaşındayken giriyor.Annesi kendi eliyle ayşe yi yıkayıp Muhammed in eline veriyor. Muhammed, dedesinden de yaşlı.
Ve ayşe muhammedin en sevdiği karısı olduğunu biliyoruz.Kendisi söylüyor. Çünkü en körpe oydu değil mi. Başka açıklaması
yok. Savaş sırasında neler olduğunu yazmıyorum bile. Yine yalnızca Muhammed, ona bütün kuzenleri helal, istediğini,
istediği sayıda eş olarak alabilir ama diğer münminlere bu hak yoktur.

Kısacası Kuran Tanrı'dan değil, Muhammed Rab'bin peygamberi değil. Zaten hayatına bakarsanız kuranda geçen öyle bir
cennet hayalnin, muhammedin hayal ettiğinin, arzularının eseri olduğunu anlarsınız. Yalnızca onun gibi körpe kızlara
eğimli, birinin sözleri olabilir kuranda geçen huriler. Turunç memeli(göğüsleri yeni oluşmuş , düzgün hatlı demek), yeni
ergen olmuş, beyaz tenli huriler, çeşit çeşit yiyecek, içecek cennete olacak. Yani imanlıların mükafatı bu. Tanrı'ya yine
uzak olunacak yani.Düşünün Bunlar Tanrı'dan olabilir mi. Ancak Şeytan böyle vaadlerde bulunur, çünkü onun vaadleri
zevklere yönliktir. Ve bunlar bizi Tanrı'ya kesinlikle yaklaştırmaz.

Eğer kuran ,Gerçek Doğru olan Tanrı sözlerini barındırmıyorsa, ne kalıyor geriye tevrat, zebur, incil. Ama bunlar değişmiş,
öyle diyorlar. Kim diyor? Müslümanlar . Neye dayanarak, kanıt nerde? Kanıt yok, dayanak yok. Elçilerin hayatlarına bakın.
Ben pavlus a baktım. O ilk başta Mesih karşıtıydı, hristiyanlardan nefret ediyordu, Çünkü müslümanların da düşündüğü gibi,
İsa'yı Tanrı olarak yüceltmeleri onu öfkelendiriyordu. Zaten Mesih İsa da bunu söylediği için Yahudiler tarafından çarmıha
gerildi. İsa onlara göre küfür etmişti. Hristiyanlar 3 Tanrı'ya inanıyorlarmış, gerçek mi? Tabi ki Hayır, 3 faklı şekilde
kendini gösteren 1 Tanrı'ya inanıyoruz. Bir tek Tanrı'ya. Daniel'in gördüğü görümde bahsedilen Kralın Tanrı Oğlu olan İsa
Mesih olduğu açıktır. İsa Mesih Tanrı'nın kendisidir de aynı zamanda. Bu nedenle her insan O'na tapacak, O'nu yüceltecek.

daniel 7:13-14 (Mesih'in Tanrılığı ve O'na verilen egemenlik)

13 "Gece görümlerimde göğün bulutlarıyla İnsanoğlu'na benzer birinin geldiğini gördüm. Eskiden beri var olanın yanına doğru
ilerledi, onun önüne getirildi.
14 Ona egemenlik, yücelik ve krallık verildi. Bütün halklar, uluslar ve her dilden insan ona tapındı. Egemenliği hiç
bitmeyecek sonsuz bir egemenlik, krallığı hiç yıkılmayacak bir krallıktır.

Pavlus (saul) bunu kabul etmedi, anlamadı, Mesih'ten nefret ediyordu, ona inanları yakalayıp hapsediyor, işkence ediyordu.
Ama Rab Mesih (öldükten ve dirildikten sonra göğe çıktı) Pavlus'a (Saul) Şam yolunda yine imanlıları hapsetmek için yola
çıktığıda ona çölde göründü.

Elçilerin İşleri 9. bölüm

İsa Saul'a görünüyor

1-2Saul ise Rab'bin öğrencilerine karşı hâlâ tehdit ve ölüm soluyordu. Başkâhine gitti, Şam'daki havralara verilmek üzere
mektuplar yazmasını istedi. Orada İsa'nın yolunda yürüyen kadın erkek, kimi bulsa tutuklayıp Kudüs'e getirmek niyetindeydi.
3Yol alıp Şam'a yaklaştığı sırada, birdenbire gökten gelen bir ışık çevresini aydınlattı. 4Yere yıkılan Saul, bir sesin
kendisine, «Saul, Saul, neden bana zulmediyorsun?» dediğini işitti.
5Saul, «Ey efendim, sen kimsin?» dedi.
«Ben, senin zulmettiğin İsa'yım» diye cevap geldi. 6«Haydi kalk ve kente gir, ne yapman gerektiği sana bildirilecek.»
7Saul'la birlikte yolculuk eden adamların dilleri tutuldu, oldukları yerde kalakaldılar. Sesi duydularsa da, kimseyi
göremediler. 8Saul yerden kalktı, ama gözlerini açtığında hiçbir şey göremiyordu. Sonra kendisini elinden tutup Şam'a
götürdüler. 9Üç gün boyunca gözleri görmeyen Saul hiçbir şey yiyip içmedi.
10Şam'da Hananya adında bir İsa öğrencisi vardı. Bir görümde Rab ona, «Hananya!» diye seslendi.
«Buradayım, Rab» dedi Hananya.
11Rab ona, «Kalk» dedi, «Doğru Sokak denilen sokağa git ve Yahuda'nın evinde Saul adında Tarsuslu birini ara. Şu anda
orada dua ediyor. 12Görümünde yanına Hananya adlı birinin geldiğini ve gözlerini açmak için ellerini kendisinin üzerine
koyduğunu görmüştür.»
13Hananya şöyle karşılık verdi: «Rab, birçoklarının bu adam hakkında neler anlattıklarını duydum. Kudüs'te senin
kutsallarına nice kötülük yapmış! 14Burada da senin adını anan herkesi tutuklamak için başkâhinlerden yetki almıştır.»
15Rab ona, «Git!» dedi. «Bu adam, benim adımı diğer uluslara, krallara ve İsrail oğullarına duyurmak üzere seçilmiş bir
aracımdır. 16Benim adım uğruna ne kadar sıkıntı çekmesi gerekeceğini ona göstereceğim.»
17Bunun üzerine Hananya gitti, eve girdi ve ellerini Saul'un üzerine koydu. «Saul kardeş» dedi, «sen buraya gelirken yolda
sana görünen Rab, yani İsa, gözlerin açılsın ve Kutsal Ruh'la dolasın diye beni yolladı.» 18-19Hemen o anda Saul'un
gözlerinden perde gibi bir şeyler düştü. Yeniden görmeye başlayan Saul kalktı, vaftizoldu, sonra yemek yiyip kuvvet
buldu.
Saul, Şam'da ve Kudüs'te

Saul, birkaç gün Şam'daki öğrencilerin yanında kaldı. 20Havralarda İsa'nın Tanrı'nın Oğlu olduğunu hemen duyurmaya başladı.
21Onu duyanların hepsi şaşkına döndü. «Kudüs'te bu adı ananları kırıp geçiren adam bu değil mi? Buraya da, öylelerini
tutuklayıp başkâhinlere götürmek amacıyla gelmedi mi?» diyorlardı. 22Saul ise günden güne güçleniyordu. İsa'nın Mesih
olduğuna dair kanıtlar göstererek Şam'da yaşayan Yahudileri şaşkına çeviriyordu.
23Aradan günler geçti. Yahudiler, Saul'u öldürmek için bir düzen kurdular. 24Ne var ki, kurdukları düzenle ilgili haber
Saul'a ulaştı. Yahudiler onu öldürmek için gece gündüz kentin kapılarını gözlüyorlardı. 25Ama Saul'un öğrencileri geceleyin
kendisini aldılar, kentin surlarından sarkıttıkları bir küfe içinde aşağı indirdiler.
26Saul Kudüs'e varınca oradaki öğrencilere katılmaya çalıştı. Ama hepsi ondan korkuyor, İsa'nın bir öğrencisi olduğuna
inanamıyorlardı. 27O zaman Barnaba onu alıp elçilere götürdü. Onlara, Saul'un Şam yolunda Rab'bi nasıl gördüğünü, Rab'bin
de onunla konuştuğunu, Şam'da ise onun İsa adını nasıl korkusuzca duyurduğunu anlattı. 28Böylelikle Saul, Kudüs'te girip
çıktıkları her yerde öğrencilerle birlikte bulunarak Rab'bin adını korkusuzca duyurmaya başladı. 29Dili Grekçe olan
Yahudilerle konuşup tartışıyordu. Ama onlar onu öldürmeyi tasarlıyorlardı. 30Kardeşler bunu öğrenince onu Sezariye'ye
götürüp oradan Tarsus'a yolladılar.
31Tüm Yahudiye, Celile ve Samiriye'deki inanlılar topluluğu esenliğe kavuştu. Gelişen ve Rab korkusu içinde yaşayan
topluluk, Kutsal Ruh'un yardımıyla sayıca büyüyordu.

İlk başta imanlılara nefret soluyan bu kişi Şimdi Rab'bin hizmetkarı oldu. Rab ona göründü. Dirildiğine iman etmediği, Rab
Mesih'in Tanrı olduğunu kabul etmeyen Pavlus, bu olaydan sonra iman etti ve tövbe etti. Ölümüne Rab için çalıştı. Kaç defa
taşlandı, işkencelere maruz kaldı, bunların hepsine, ilk başlarda Tanrı'ya küfür ettiği ,kendisini Tanrı olduğunu söylediği
için çarmıha gerdikleri ama 3 gün sonra dirilip göklere çıkan Rab Mesih için katlandı. Sonunda Rab'den vazgeçmediği için
idam edildi. Neden bu adam bu kadar değişti. Nasıl değişti? Pavlus bir yalancı mıydı? Eğer öyleyse neden ölümüne seyirci
kaldı, Rabbin Mesih olduğunu inkar etmedi? Neden bu kadar cefaya katlandı. Yalnızca bir sebeptendi. Çünkü yaşadıklarının,
gördüklerinin ve duyduklarının hepsi gerçekti. Gerçekten Gerçeği gördü, ölüm bile döndüremezdi onu. Yalnızca Pavlus değil,
petrus, yakup, istefanos ve daha birçok imanlı Rab'bin gerçekten dirildiğini görmüşler ve gerçekten Mesih'in İnsan bedeninde
görünen Tanrı Oğlu olduğuna iman etmişlerdi. O'nun Günahları bağışlatacak Tek Tanrı Kuzusu olduğunu görmüşlerdi. Tanrı'nın
merhameti ve sonsuz sevgisi Mesihte ortaya çıkmıştı. Tanrı biricik Oğlunu Günahlarımız için kurban ederek sonsuz sevgisini
ve merhametini gösterdi. Lütufla kurtulalım diye, ve siz de bu lütufla kurtulasınız diye. Havariler , İmanlılar Kendi kendi
gözleriyle, birinci elden ,bütün bunlara tanık oldular.

Kutsal Kitap değişmedi, En eski kopyaları bulunmakta, yalnız bunlar Topkapı Sarayında sergilenmediği için bilinmiyor ,ama
British Museum da ve Kudüs te bulunmaktadır. Birçok kopyaları da mevcuttur. Değişmesi için bütün eski kopyalarının yok
edilmesi gerekirdi ama bu mümkün değil çünkü afrikada, avrupada, anadoluda, ortadoğuda incil kopyaları yayılmıştı. nasıl
herbiri yokedilebilir ki? Bu imkansız zaten. En azından kutsal kitabı okuyun, inceleyin. Duyduğunuz söylentileri hür bir
kalp ve iradeyle araştırıp,düşünün. Tarihsel gerçeklerle yaşanmışlıklarla mukayese edin. Gerçeği bilmek için istekli olup
Tanrı2ya göstermesi için yalvarın Çünkü bu dünya da yaşamınız bir gün sona erecek ve Tanrı'nın huzuruna çıkacağız. O zaman
üzülmemek ve utanmamak için şimdiden çabalayın. Tanrı'nın sonsuz sevgisinden habersiz kalmamanız için diyorum. Zaten bir
kere doğruyu bulduktan sonra artık kendiniz için değil, Tanrı'yı gerçekten isteyerek,seve seve hoşnut etmek için elinizden
geleni yapmak isteyeceksiniz. Tanrı'nın sizde Etkin olan Ruhu bu şekilde olmanıza yardım edecek ve o zaman yasadan özgür
olmuş olacaksınız. Çünkü içgüdüsel olarak Tanrı'yı hoşnut edeni yapmak isteyeceksiniz ve yapacaksınız da, hem de hiç zor

gelmeyecek, tam tersine mutluluk verecek. Rab sizi kendine çeksin.
--------------------------------------------------------------------
Bir müslüman üye Allah'a taparken ay ilahı olana değil, Yaratan'a tapıyoruz diye yazmış. Zaten öyledir.Ay'a bakıp onu
Tanrı olarak hiç bir müslüman görmez. Ama şu küçük nüansı atlamayınız. İnandığınız Peygamber "Allah putunun" (ilahının)
tek üstün ilah olarak bildirdi. Ayrıca bu put muhammed in ailesinin putuydu. Tanrı eğer gerçekten muhammed seçseydi,
kesinlikle adının bir put ismiyle anılmasına karşı gelirdi. Bu Tanrı'yı çok öfkelendirirdi. O kendini "Ben, Benim" (Yahve)
diye tanıtıyor.Dikkat edin, Allah kelime anlamı "Ben, Benim" değil, "Yaratan" değil, Ay ilahı, tek ilah. Müslümanlar el
açtıklarında Yaratıcıya açıyorlar. Kim bunu reddedebilir ama gerçeği görmeniz gerek. Muhammed bu tür şeylerle (Tanrı'dan
olmayan) geldi. Bildirdiği dinin Temelleri de tamamen putperestlikten kalma şeylerdir. Kabe islamdan önce de etrafında
putperestler dönerdi. Şeytan taşlama, bunu da yaparlardı, namaz kılma da vardı, abdest almayı da biliyorlardı, putlara
tapınmadan önce yaptıkları hazırlıklardı. Kabe deki taşa onlarda ziyaret edip öper, el sürerlerdi. Tanrı insanlarının
bunları yapmayı südürmesinin hiç ister mi? Tanrı aynı şeyleri devam ettirin ama isimlerini değiştirip bana öyle tapının
demeyi kesinlikle demez. Çünkü O isminin bu tür şeylerle (puta tapılıken yapılan şeyler) yüceltilmesini kesinlikle istemez.
Şuna benzer. Ben bir zamanlar zerdüşt idim. Ahura mazda'ya tapıyordum. Sonra bir peygamber çıktı. Ahura mazda tek gerçek
Tanrı'dır dedi. Kabul ettim. Ama önceden yaptığım tapınma şeklinde bir değişiklik olmadı, zaten Tanrı da istemedi.
Yalnızca Ahura Mazda 'nın sıfatı üstünlük kazandı ve O tek gerçek ilah ve Yaratıcı olarak kabul edildi. Allah için
de böyle oldu.
mavimsi06 Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
 


Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1)
 

Mesaj kurallari
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Acik
[IMG] kodlarAcik
HTML kodlari Kapali


Saat Dururmu GMT +3. Şimdiki Zaman 03:11 PM.

Powered by vBulletin Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.