10-24-2007, 07:41 PM | #111 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Öyle senden çok uzaklarda değilim
Görmesini bilen gözlerin bakışındayım Belki sana senden daha yakın bir yerde Çarpan kalbinin her atışındayım Aklına düşerim hani olur da Beni sığmadığın duyguların içinde ara O kadar da kolay bulurum sanma Beni benim seni görebileceğim biçimde ara |
10-24-2007, 07:42 PM | #112 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
herkes kırılamaz
bazen ipince dal olmak gerekir kırılmak için -ama dünya kütüklerin- ağlayamaz herkes ağlayabilecek kadar büyümek gerekir -dünya ise küçüklerin- sevemez herkes bir orman olmak gerekir sevmek için -bak ki dünya çöllerin- ve vakur bir damla olmak dalga için katılmak okyanusa aşk için, isyan için! |
10-24-2007, 07:42 PM | #113 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Sen Beni Benim Gibi Bilemezsin
Sokak aralarına hücum etmiş rüzgardan daha tenha, Ve basıp geçtiğin çamur birikintisinden daha kirliydi geçmiş dedikleri.. Geçmiş mi? Geçmemiş... Üzerime geliyorlar görmüyorsun, Mezar taşını aralayıp çıkıyor esmer ince parmaklar.. Dünyanın tüm kıtalarından duyuluyor çığlıklarım, Sen duymuyorsun... Sen beni benim gibi bilemezsin... Şişelerin dibinde parlıyor güneş, Ve meltemler saçlarımı öperek geçiyor o vakit.. Gelde sen içme.... Kaybettiklerim,hiçbir zaman kazanamadıklarım ve ben... Bunlarla küçücük bir yatağa sığıp uyuyabiliyorumda Koskoca hayata sığıp yaşayamıyorum... Bana gücümü öğretmeye kalkma Ben senin hergün katlanarak yaşadığın bu hayatı Elli yedi yudum su ile içtim.. Ve elli yedi damla gözyaşı süzüldü yanaklarımdan.. Yan sedyeden uzattığı eli yerçekimine karşı koyamadı, Perde çekildi... Başarabilseydi eğer,avcumun içinde biri ölecekti.. " Tanrım,ruhunu kendi ellerimle gönderiyorum sana.. " Ben her gece, Korkularımı uyuturum Kendimden önce.. Ve uyanmamalarını dilerken Yeni uyutulacak korkular doğururum geceden kendime... Ve her gece Uykular ertelenir Bir başka geceye.. Ağzımı bastırarak kapatan esmer ince parmakların hediyesi korkular.. Kulağımda ise midemi bulandıran aksak nefes alışverişler... Uyuyamam.. Ben uyurken yuttum çığlıklarımı, Uyurken yitirdim tüm düşlerimi.. Gecede, Hemde, Bir gecede... Sen bana korkmamayı öğretemezsin... Arkanda bıraktıkların, İçimde bıraktıklarım ile eş anlamlı.. Zıt anlamlar arıyorsan eğer, Banyodaki aynana fotoğrafımı koy.. Her sabah aradığını bulacaksın.. Sen beni benim gibi bilemezsin! Ve Sen bana sevmeyi öğretemezsin.. Ben kendi içimden çıkartıp, Kendi genetik devamlılığımı sevmişim.. Ve parmakları,esmer ince parmaklara benzer belki diye Üzerine sifonu çekmişim.... Beni benden iyi kimse bilemez; Bu yüzden seviyorum darp izlerimi... Benim bana öngördüklerim;benim çizgilerim..... Bir gece daha bitti.. "Merhaba" sabah, "Merhaba" hayat.. İnadına "MERHABA"........... |
10-24-2007, 07:42 PM | #114 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
ödünç hançer öldürmez beni
bir küfür gibi kara kayış dilini ver binlerce kez açıklasam da dilini çözemediğim ihanet gel bir daha bende dene kendini ne sen öldürebiliyorsun beni bu cenkte ne ben yenebiliyorum seni yazıldığın mevsime çok su ver kendi izinden giden yolları suçlarından arındır arkanda kaldı seni ilerde bekleyenler unutkan şiirler, kopmuş alıntılar hiçbir zaman kullanamadığın hatıralarla kendine yazdığın yaşam öyküsü! ah, bu kadar aşk herkesi yanıltır gelme üstüme boşalmış yeminlerin bileği ben sandığın sözcüklere vuran aksimdir ödünç hançer öldürmez beni ya başka bir silah seç kendine ya bırak başkasının ellerine ölüm aşkın işidir kork benden sevgilim ahretin olurum senin bu kadar çok seven öldürmesini de bilir ben seni çok yanılmış kalplerin sağlamlığıyla sevdim gücümdü güçsüzlüğüm ey, izini sürdüğüm ruhumdaki kara gölge, büyüttüğüm oğullarımı bir bir elimden alan hayat yanıltma beni, beni bana yakıştır son darbeden önce ilk sözü söyleyemeyen! kolay değil ödenmiş hayatın katili olmak kör eder hançerini içimin gücü ölümü göze alan yaşamasını da |
10-24-2007, 07:43 PM | #115 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
BİR AŞKIN GRAMERİ
Sıfatlar yüklemek zordur sevgiye. Bir yüreğin çırpıntısında dökülüverir sözcükler. Kimileri delice severler, Kimileri ölümüne... Bense ismin yarı hüzün haliyle, Hak etmediğin kadar çok sevdim seni, Aşkın di'li geçmişinde |
10-24-2007, 07:44 PM | #116 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur... Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında. Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de... Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan... Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye... Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya... İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır... Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi... İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu... Birazdan sabah olacak... Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular başlayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım... Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış. Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek... Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak... Aşkta yarın yoktur sevgili... |
10-24-2007, 07:44 PM | #117 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
DUYGULAR
Duygularım ağır yaralı Sanki kurşun yemiş kan kaybeden Duygularım Hayatını Kaybetmek üzere Ne duygularımı paylaşacak biri var hayatımda Nede beni seven biri Yani unutulmuş mazide kalmış biriyim.... |
10-24-2007, 07:44 PM | #118 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
intahar edemiceksen, hiç olacaksın
hiç olacaksan hayata oyun bakacaksın.......... |
10-24-2007, 07:45 PM | #119 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HERŞEY ÇOK BANA
Geceye yıldızları çiziyorum Boyam hafiften akmış Tanrıdan fırça yiyorum Hıçkırıyorum... Sen gittikten sonra Başladık tanrıyla konuşmaya, Sıkı bir pazarlıkla anlaştım 6. yılım,ki Yıldızları ben düşüyorum göğüne, Ve ışığını göğsümden yaratıyorum, Akşamları düşlerine gelmiyorum Ama balkonunuzdan baktığında, Yada o kırmızılı çocuk süsünün olduğu Beyaz çerçeveli pencerenden Ki o pencerenize gizlice dökülmüş İki damla yaşım durur hala, Her akşam tazeler kendini, Sen işte o bana çok ait balkonunuzdan Yada pencerenden baktığında Siyah gözlerinle, Gözlerine değen o ılık gölgeyim! gözlerimi gözlerine dikiyorum, Tanrının sözlerine dokunuyorum, Sözler beklememi fısıldıyor! Oysa ayrı mevsimlere düştü suretlerimiz, Sen baharlar büyüttün yüreğinde Bende seni, Sen eğlenirken kendi mevsiminde, Ben bazan acıyor,bazan yanıyor,bazan kanıyorum O kadar çok halle Tanrı yalan söylüyor ben inanıyorum! O kadar halle haldaş oldumki! Yıldızları döşerken göğüne, Yıldız oluyorum, Bazan acıyor canım,kasılıyorum, Kapıyorum o an gözlerimi! Acım suretine bürünüyor! Sırtımı dönüyorum, Karşımda tanrı, Yıldızlar sönüyor! diyor, Promethe geliyor aklıma Kanım kaynıyor, Asilik ediyorum tanrıya, Beni aşkınla, Beni özleminle... Vuruyor hemde nasıl, Anlıyorum ki Promethe nin bir ronası yokmuş, O kadar tanrıyı karşısına alırken, Zaten yürürken ayaklarımın Biri sola çekerken beni, Diğeri sağa sürüklüyor, İki yanlı seni arıyoruz Hiç anlamadığın üçüncü kişi oluyoruz! Kalbinin öznesi olamadım ama Nesnesi yapmanada boyun eğmedim işte! İyimi yaptım bilmiyorum, Aradaki fiiller Hep benden türediler, Şimdi seslisi ve sessiziyle Bir bütün cümleyim, Rezillik ve vezirliğiyle. Çekiştirip dursam O kırmızı eteğinden yine Ellerimi hırsla itecekmisin, İtersin sen,ne zalim sen! Ya burnunu ısırıp ısırıp Önce ağlatsam seni, Sonra öpe öpe avutsam, Öptürmezsin biliyorum... Tanrının katındayım Ayak işlerine bakıyorum, Her ayak işlerine bakan gibi Bende aylak zamanlarımda Sürrealist düşlere dalıyorum! Ve hala bu kelimeyi, Telaffuz edemiyorum! Bırak tanrım bırak Karışma bize, Varlığını ve iktidarını tehdit Edecek yazılar yazmıyorum, Sevdiğimle söyleşiyorum sadece Hani kaldırsan artık diyorum Üstümdeki ambargonu, Rona yangın mahalinde, Ben senin kapında donuyorum! Uzun bir diyalogtur rona, Noktası virgülü olmayan, Sınırlar arasında büyümüş Sınırları haklamış kadındır, Sevdaları intikam kıyılarında, Her sevdalısı her an bıçak sırtında Benim ülkem gibidir Kıyılmıştır, Kıymıştır, Sırt dönsen aklın orda kalır, Yüzün dönsen,rona Ayaküstü katliamdır! Ateştir,kandır, Çiçektir dağdır, Buram buram sevdadır! Yayla havasında bir türküdür Bir tasta soğuk ayrandır, Kirli bir esmerliktir, Dili,dudağı istanbul tadında, Yüreği serhat kokuludur! Eski ama eskimeyen bir düşsün Bende kalan resminle Her gece göğsümde büyürsün, Sessiz Sesin, Kayıp, Sen kayıp ben kayıp, Sen kaçtıkça, kaçırıyorum, Ama biliyorum, Biliyorum... YOKSUN Varsında bana yoksun |
10-24-2007, 07:45 PM | #120 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KoCaELi
Yaş: 39
Mesajlari: 34,356
Teşekkür Etme: 21 Teşekkür Edilme: 162 Teşekkür Aldığı Konusu: 97
Üye No: 23848
Rep Power: 8699
Rep Puanı : 54700
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Akşamsa,
akşamı bırakıyorum avuçlarına! Şafaksa şafağı! Sana zamandan armağanlar yaratıyorum, Kendi ömrümden çalarak! |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|