05-24-2009, 09:34 AM | #11 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ah Kader
Ah kader,kulak ver artık, Şu gönlümün sesine, Biraz olsun insafa gel de, Bak koca adamın sinesine, Bahar biter,ardından gelir güz, Dallardan düşen sararmış, Sarı yapraklar gibi ömrümüz, Kırmızı gül ne diyor bak, Yaşamın şifası sevgidir Sevmeyi öğrenin hey insanlar, Kim diyor ki size, Kendini üz.
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:34 AM | #12 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ah Şu Kadınlarımız.
Kadınlar, Kadınlarımız, Bizi doğuran anamız, Anamızın yükünü paylaşan Bacımız, ama bizi coşturan, Sevdamızla bağlandığımız, Sevgilimiz, umudumuz, yarimiz, Komşu Fatma hanımda dahil, Kadınlarımız; Anlaşılmaz ve, Karmaşık varlıklardır; Mayasız hamur gibidirler, Zevkle yoğurur, kararsınız, Ama, ne şekilde gelişir, Nasıl çıkacaktır fırından, Asla bilemezsiniz, Öyle olur ki bazen, Tadına doyulmayan bir ekmek, Bazen taş gibi bir peksimet, Kadınlar, karmaşık yumak gibidir, Nasıl çözüleceğini, Hiç bilemezsiniz. Bazen munis, sevimli bir tavşan gibi, Girerler koynunuza, Sıcacık duygular yaşatırlar size, Bazen vahşi bir kedi olur, Tırmalar, kanatırlar yüreğinizi, Bilemeyiz biz erkekler, kadınların, Ne zaman, ne tepki vereceğini.
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:34 AM | #13 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ak Saçlı Dinazora
Neden diye sormayın Şaşkın şaşkın bakıp doğaya Siz yaşlanıp eskimekteyken Nasılda yenilenir doğa Ve binlece yıldır Böyle olduğunu bilip Unutuyorsunuz. Toprağı sevgi yüklü Her bahar sevda doğurur yeniden Aşk çiçekleri goncalanır Her dem taze aşklara kucak açar Ya sen bay dinazor? Her bahar gönlüne sevdayı Her bahar yeniden aşkı Yitirdiğin her güzelden sonra Engin maviliklerin içinden Gelen aşkı kucaklamak Yeniden sevda ateşinde yanmak Gücün kalmamışsa, niye üzülürsün? Çevren, enkazlar, molozlar dolmuş, Her Yanın mezar kazıcısı Sen ortalarda bir voyvoda Sevgi üretmekten yoksun Yaşayamadığın güzelliklere düşman Tüm insanlığı mahkum edip Yaşamadığın için aşkı Kimse yaşamasın diye Kazık çakıyorsun aşk’a Ak saçlı, heykel suratlı Dinazorlaşmış ihtiyar.
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #14 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Akşamlar Duvar Bana
Kuş seslerinin kaybolduğu, Yıldızsız zamanlarda, Kapkara bir duvar sanki, Akşamlar bana. Gözlerim yıldızlarda, Seni görmek ister gibi, Zindan *******in, Karanlığında
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #15 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Al Senin Olsun Yıldızlar.
Gece yıldızlarla baş başayım, Ay dede bile gülümsemekte bana. Ama istemem hiç birini, Sen yanımda olmayınca. Al senin olsun yıldızlar, Ay bile doğmasın bir daha, Güneş ısıtsın sarı saçlarını, Sen olmayınca yanımda, Her an,her gün,gecedir bana. Yatağımın kıyısında,yastığında, Bir saçının teli,birde kokun var, Onlar yeter bana,Al senin olsun, Yıldızlar,Ay ve Güneş,hatta, Gözlerinin mavisi denizler bile. Her an gece,her yer soğuk, Kuzey kutbudur şimdi bana. Sen yeter ki dokunma, Yastıkta kalan kokunla, O sarı,bir tek tel saçına. Geriye kalan her şey, İstemem senin olsun, Saçının tek teli, Yastıktaki kokun yeter bana.
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #16 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Almuhta’danın Sözleri.—7—
Sevgi,Genç ve Mi. Yaşamının güzündeki koca adam,ıssız bir evde masasının başına geçip oturdu.Kah başını kaldırdı,dışarıya iri başlı çiviler gibi parıldayan yıldızlarla donanmış Göğe baktı,kah başını çevirdi elindeki ‘’Mİ’nin resmine baktı.Resmin çizgileri ve renkleri ustaca bir değerdeydi; Ve resim ona Yeryüzü’nün sırlarını ve sonsuzluğun gizemini açtı. ‘’Mİ’’nin resmi koca adama seslendi ve o anda koca adamın gözleri kulaklara dönüştü.Öyle ki koca adam,odanın içini dolduran canlıların dilinden anlar oldu,Sevdayla dağlandı yüreği yeniden. Sanki güzel bir düşün bir dakikasıymış ya da sonsuzluğun ömrü içinde bir yılmış gibisine,saatler saatleri kovaladı. Sonra koca adam resmi önüne koydu,kalemini aldı ve yüreğinden geçen duyguları kağıda aktardı. ‘’sevgili Mİ.Doğayı aşabilen Yüce gerçek,bir varlıktan diğerine insanoğlunun sözleriyle aktarılamaz.Gerçek,ne demek istediğini seven gönülllere aktarabilmek için sessizliği seçer. ‘’Biliyorum ki gecenin sessizliği ikimizin gönülleri arasındaki en değerli elçidir.Çünkü o,Sevgi’nin bildirisini taşır ve yüreklerimizin kutsal türküsünü söyler. Tıpkı Tanrı’nın ruhlarımızı vücutlarımıza tutsak kılmış olduğu gibi Sevgi de beni sözcüklerin tutsağı kıldı. ‘’Diyorlar ki,Ey sevgilim,Sevgi insanın yüreğini yakan bir alevdir.İlk karşılaşmamızda seni çağlardır tanıyor olduğumu biliyordum ve seninle ayrıldığımız ve seninle ayrıldığımız anda da hiçbir gücün bizi birbirimizden ayıramayacağını da biliyordum. ‘’Seni ilk görüşüm gerçekte ilk değildi.Yüreklerimizin birbiriyle buluştuğu anda,sonsuzluğa ve Ruh’un ölümsüzlüğüne inancım pekişti. ‘’Böyle bir anda Doğa kendisini ezilmiş sananın yüzünden peçeyi sıyırır ve ona kendi ezeli adaletini gösterir. ‘’Ey sevgili,kıyısında oturup birbirimizi seyrettiğimiz o geceyi anımsar mısın? O an,sen moskova’dan,ben İzmir kordondayken,sözlerinin bana sendeki sevdanın acımaktan değil,Hak’tan doğmuş olduğunu söylediğini hatırlıyor musun? Ve işte şimdi kendime ve dünyaya açıklayabilirim ki,Hak’tan gelen armağanlar merhametten doğanlardan çok daha büyüktürler. ‘’Ve şunu söyleyebilirim ki,rastlantının doğurduğu sevgi,bataklıkların durgun sularından farklı bir şey değildir. ‘’Sevgilim,önümde yüceliğe ve güzelliğe büründürebileceğim bir yaşam uzanıyor-ki,bu yaşam ilk karşılaşmamızda başlamıştır ve sürecektir sonsuza dek. ‘’Çünkü Tanrı’nın,büyük işlere ve sözlere işlenebilsin diye bana ve sana bağışlamış olduğu gücü,tıpkı güneşin kır çiçeklerini canlılığa kavuşturuşu gibi,benim içimden alıp ortaya çıkaracak olan sensin,biliyorum. ‘’İşte bu nedenledir ki; ‘’sana olan sevgim sürecektir sonsuza dek.’’ Koca adam ayağa kalktı ve usul usul odanın öbür tarafına doğru yürüdü. Pencereden dışarıya bakındı ve Ay’ın yükselerek gökyüzünü kaplamakta olduğunu gördü. Sonra yeniden masasının başına döndü ve ‘’Mİ’’ye şunları yazdı; ‘’Ey sevgilim,Senden beni bağışlamanı diliyorum.Çünkü sana ikinci şahısmışsın gibi konuşum.Oysa sen benim,Tanrı’nın kutsal elinden doğduğumuz andan beri eksikliğini çektiğim diğer güzel yanımsın.Lütfen beni bağışla. (H.Cibran.Sözler) Hem kırar,hem de dökersin sevgiM, Kaçırıp keyfimi,yıktın sevgiM, Hani gül renkli şarabım? Sen affet, İkimizden biri sarhoş ama kiM? Hayyam
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #17 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Almuhtada'nın sözleri -3-
Almuhtada-3- Kendimle konuşmalar. Sevgi ve Eşitlik Üzerine Benim umarsız dostum! Eğer perişanlığının nedeni olan yoksulluğunun,sana eşitliğin Bilgisini ve Yaşam’ın zihniyetini açıklayan olgu olduğunu bir bilseydin,bahtınla hoşnut ve doygun olurdun. Eşitliğin bilgisi diyorumünkü zengin,bu bilgiyi arayamayacak kadar mesguldür ve o servetine servet katmayı düşünmektedir. Ve yaşam’ın zihniyeti diyorumünkü güçlü,gerçeğe giden yolu izleyemeyecek kadar düşkündür kendi egemenliğine. Öyleyse sevin,umarsız dostum; Çünkü eşitliğin dile getiricisi ve yaşam’ın kitabı sensin.Hoşnut ol,çünkü seni yönetenlerin içindeki erdemin kaynağı ve sana yol gösterenlerin dürüstlük anıtı sensin. Ey benim üzüntülü dostum.Seni hayattta bozguna uğratan talihsizliğin,yüreğini aydınlatacak ve ruhunu küçümsenişin kuyusundan saygı değerliğin tahtına yükseltecek güç olduğunu görebilseydin,payına düşenle hoşnut olur ve onu sana yol gösterecek ve seni akıllı kılacak bir miras gibi görürdün. Çünkü yaşam çeşitli halkalardan oluşmuş bir zincirdir.Elem,bugüne boyun eğmişlik ile geleceğin umudu arasındaki altın halkadır. Uyku ile uyanıklılık hali arasındaki alacakaranlıktır. Yoksul yoldaşım:Yoksulluk ruhun soyluluğunu ortaya koyarken,zenginlik,yaptığı kötülükleri gizlemeye uğraşır.Elem duyguları yumuşatır ve mutluluk yaralı yüreği iyileştirir. Elem ve yoksulluk ortadan kaldırılabilseydi,insanın yüreği,üzerinde bencillik ve açgözlülük- ten başka hiçbir yazısı olmayan boş bir taş yazıta benzerdi. Şunu aklından çıkarma ki,yücelik insan oğlunun gerçek benliğidir.O ne altın karşılığı satılır; nede günümüz dünyasında zenginlerin yaptıkları gibi külçelendirilebilir.Zengin,Yüceliğinden uzaklaşmış altınına sarılarak ona bağlanmıştır.Ve günümüzün genç insanı da yücelik’ten vazgeçmiş,kendini zevke ve tutkunluklarına kaptırmıştır. Oysa zamanını altınlarını külçelendirmekle geçiren zenginin yaşantısı,gerçekte mezardaki solucanların yaşantısı gibidir.O Bir korkunun belirtisidir. Ey benim elemli dostum,senin döktüğün gözyaşları,unutkanlığa sığınmak isteyenlerin kahkahalarından daha saf ve seni küçümseyenlerin acı alaylarından daha hoştur.Bu gözyaşları kindar yürekleri arıtır ve insana kalbi kırık olanın çekmekte olduğu acıyı paylaşmayı öğretir. Zengin için döktüğün alın terinin karşılığını günü gelince ürün olarak biçeceksin. Çünkü her şey kendi kaynağına döner bir gün,doğanın yasasına göre. Ve çektiğin üzüntü de yüce alemin isteğiyle hoşnutluğa ve mutluluğa dönüşecektir. Ve geleceğin kuşakları,Elem’den ve yoksulluk’tan öğreneceklerdir,sevginin ve eşitliğin dersini. Karanlık *******,sevgiden ve aşktan korkanların,sevgiden ve aşktan haberi olmayanların şafağıdır ancak.
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #18 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Almuhtada'nın Sözleri.
ALMUHTADA’NIN SÖZLERİ. Küçük Bir Öykü Yıllarca okuduğum düşünürler,*******i rüyalarıma girer ve benimle konuşurlardı.Derin etkisinde kaldığım anlarda,ter içinde uyanır,neden diye kendime sorardım.Gençliğimin en deli çağlarında,ülkemin ve insanlarının mutlu olması için yapabileceklerimi yaptığımı da biliyordum. Ama dün gece,yıllar önce okuduğum bir felsefeci geldi ve uykumda şu sözleri fısıldadı bana. ‘’İnsan,deniz suyunun yüzünde dalgalanan köpük gibidir.Onun başlangıcı rahimde,sonu da mezarda değildir.Çünkü,akıp giden yıllar,yaşamın sonsuzluğu içinde bir An’dan başka bir şey değildirler; ve cismani dünya ve onu dolduran her şey,Ölüm’ün dehşeti dediğimiz uyanışla kıyaslandığında sadece bir düştür. ‘’Her yanı dolduran tinsel güç,yüreklerimizden taşan her kahkahanın ve iç çekişin sesini beraberinde taşır ve yankısını saklar.O yankı ki,kaynağı mutluluk olan her öpüşün karşılığıdır. ‘’Sevda ve aşk melekleri,Elem’in döktürdüğü her gözyaşının hesabını tutarlar; ve sonsuzluk aleminde dolanan ruhların kulaklarına sevgilerimizden işlenmiş olan mutluluğun türkülerini iletirler. ‘’Orada,o gelecekteki dünyada,duygularımızın tüm titreşimlerini görecek ve yüreklerimizin tüm vuruşlarını duyacağız.İçimizde,umutsuzluk tarafından depreştirildiği için hor gördüğümüz sonsuzluğun anlamına ereceğiz. ‘’Bu gün zavallılık diye suçladığımız o davranış,Yarın insanlık zincirindeki ana halka olarak çıkacaktır karşımıza. Bana biraz daha eğilerek sordu? ‘’İnsanoğlu’nun sahip olduğu sayısız inançlar mıdır seni dertli kılan? Bir birlerine ters düşen inançların vadisinde mi yitirdin kendini? Sevdalandığın,aşık olduğun güzel mi ihanet etti aşkına? Terk mi etti seni,aykırımı geldin ona? Halbuki,aykırı olmak özgürlüğünün,Boyun eğmişliğin boyunduruğu altında olmaktan daha az dert yükü olduğunu mu sanırsın? Ya da karşı çıkabilme serbestliğinin,kabullenişin güçlülüğünden daha güvenilir olduğunu mu düşünüyorsun? ‘’Eğer durum böyleyse,din olarak Güzel’i seç ve kendi ilahın olarak ona tap; Çünkü tanrının özenle yarattığı,gözle görülür,elle tutulur ve mükemmel olan Dişi, O’dur.Açgözlülüğü ve saldırganlığı birleştirip,sanki yapmacığı olurmuş gibi tanrıcılık oynayanları çevrenden uzaklaştır; ama onun yerine,senin Yaşam’a tapınışının başlangıcı ve Mutluluğa duyduğun açlığın bir anda kaynağı oluveren güzelin Ölmezliğine inan. ‘’Güzel’in karşısında eğilerek günahlarını say ve kefaretini öde,çünkü senin yüreğini, yaşantının barınağı olan Doğa’nın kendi yolları aracılığıyla yüreğinin eğiticisi ve sevginin aynası olan Kadın’ın tahtının yakınına getirecek olan Güzel’dir.’’ ‘’Bu dünyada iki tür insan vardırünün insanları ve yarının insanları.Ey millet,siz hangisindensiniz.Aydınlığın alemine dalanlardan mı yoksa,karanlığın diyarında ilerleyenler- denmisiniz? Yüreğinizde sevgi üretip herkese dağıtanlardan mı? Ya da kendi egoizminde boğulmamak için çırpınıp duranlardan mı? Aşk bahçesinde sevda çiçeği olarak açıp, gönüllerde taht kuranlardan mı? Aşk bahçesindeki sevda çiçeklerini talan edenlerden mi? Gelin,deyin bakalım,Siz kimsiniz ve nesiniz.Hangi tür insanlardansınız?
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #19 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Almuhtada'nın Şiiri
Ey Gece. Ey sevgililerin gecesi. Ozanların,şarkıcıların esinleticisi, Ey hayaletlerin,ruhların,perilerin gecesi, Akşam bulutlarının Ve şafağın üstünde yükselen Dev bir cüce gibisin. Binlerce gözle bakarsın yaşama, Binlerce kulakla ölümün, Yok oluşun iniltilerini duyarsın. Göklerin ışığı,karanlığının ardından parlar, Çünkü gün,yerin belirsizliğiyle hakkımızdan gelen, Bir ışıktan başka bir şey değildir. Sonsuzluk korkusunun önünde, Gözlerimizi açar,içimize umut salarsın. Çünkü gün,ölçüleri ve miktarlarıyla, Gözlerimizi kör eden bir hilekardır. Göklerdeki uyanık ruhların sırlarını açan, Kusursuz sessizliksin sen. Güçsüzün düşlerini Uykunun limanına götüren,Adalet’sin, Aşıkların ruhları, Mavi giysinin kıvrımlarında, Güzel bir sığınak bulur, Kimsesizler,çiyler gibi gözyaşlarını, Senin ayaklarına döker. Sevgililerin eşlikçisi sensin, Terk edileni teselli eder, Yalnızı sen barındırırsın. Ozanın duyguları, Senin gölgelerinde dinlenir, Düşünürün bilgeliği, Senin tacın altında şekillenir. Duygularım karanlık benliğime, Parlak yıldızlar serper, Ve yüreğimde düşlerimin, Alayını ışıtan bir ay parlar. Her yönümüz birbirine benzer,gece! Kendimi sana benzetirsem eğer, İnsanlar,övündüğümü mü düşünür? Ya kendileri güne benzerlikleriyle, Övünenlere ne demeli? Ben sana benzerim,sınırsız da değilim; Ne belirsizliğimin başı var, Ne derinliğimin sonu. Ben senin gibiyim,Gece! Ve sabahım olunca,zamanım bitecek. Gün ışımaya başladığında, Senin sona erdiğin gibi. (H.Cibran.) Ali Osman Yılmaz
__________________
Buraya Kadarmış .. |
05-24-2009, 09:35 AM | #20 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57861
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Almuhtada! nın Sözleri ‘’2’’
Almuhtada! nın Sözleri ‘’2’’ Şunu sorun kendinize diyerek devam etti. ‘’Ülkemi kendi çıkarlarım için kullanacağım’ diyen bir siyasetçi misiniz? Eğer böyleyseniz, bilin ki başkalarının kanını emen bir asalaktan başka bir şey değilsiniz.Yada kendi benliğinizin kulağına eğilip,’Sadık bir uşak gibi yurduma hizmet etmeyi severim’ diye fısıldayan adanmış bir vatansever misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki gelip geçenlerin susuzluğunu giderecek bir vahasınız,bir çölün ortasında yeşermiş. ‘’Ya da halkın nelere gereksindiğini bilip o malları ileride daha yüksek fiyatla satmayı ve kendinize daha fazla çıkarlar sağlamayı düşünen bir bezirgan mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin ki,tövbesizin tekisiniz ve konakladığınız yerin bir saray ya da mahpushane olması hiç fark etmez. ‘’Ya da çiftçi ile dokumacının mal-değişiminde bulunabilmesinde katkısı olan,alıcıyı olduğu kadar satıcıyı da düşünen ve adil kar ölçümleriyle her iki tarafı da kazançlı çıkarabilen dürüst bir adam mısınız? ’’Eğer böyleyseniz,bilin ki doğru bir insansınız.Sizin övülmeniz yada yerin dibine batırılmanız hiç fark etmez. ‘’Ya da,inanmışların saf duygularından kendine gösterişli giysiler dokuyan,onların saygın davranışlarını kendi başına altın taç yapan,ve şeytan’ın sunduklarıyla gününü gün ederken, herkesten öne fırlayıp,şeytana olan nefretini kusmaktan geri kalmayan bir din önderi misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki kafirin birisiniz; bütün gün oruç tutuyor olmanız yada bütün gece dua ediyor olmanız hiç fark etmez. ‘’Ya da halkın,içtenliğinde tüm ulusun daha yücelmesi yararına olacak bir temel esas bulabilen ve ruhundaki mükemmellik merdiveninin ilahi katına eriştiği inançlı birimisiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,Hakkın bahçesinde açmış bir zambaksınız; ve sizden yayılan kokunun insanların üstünde dağılıp gitmesi ya da sonsuza değin içinde yaşayacak olduğu havaya karışıp gitmesi hiç fark etmez. ‘’Ya da,kölelerin pazarında kendi ilkelerini satan ve dedikodularla,talihsizlerle ve suçla beslenip semiren bir muhbir misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,çürümekte olan bir leşin üzerinde dolaşan bir akbabasınız. ‘’Ya da tarihin yüce sahnesinde yer alıp,geçmişin görkeminden esinlenmiş olarak insanlara bir öğretiyi aktaran ve aktardıkları gibi davranabilen bir eğitmen misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,bunalmış insanlığın sağlığını düzelten ve yarasına merhem olansınız. ‘’Ya da,yönettiğiniz halka tepeden bakan,ceplerindekini çalmak ve kendi çıkarlarınız için onları sömürmek arzusu dışında onların arasına karışmak istemeyen bir yönetici misiniz? Eğer böyleyseniz bilin ki,ulusun ayaklarına dolanan burçak dikeni gibisiniz. ‘’Ya da,halkını seven ve daima onların iyiliğini ve güvenliğini düşünen,onların başarısı için gayret göstermekten yorulmayan,kendini adamış bir hizmetkar mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin ki buğday tarlasının minnetisiniz. ‘’Ya da,kendi işlediği kabahatleri yasal,eşinin işlediklerini ise suç sayan bir koca mısınız? Eğer böyleyseniz bilin ki,o bir zamanlar inlerde ve mağaralarda yaşamış olan ve çıplaklıklarını postlarla örten yaratıklar gibisiniz. ‘’Ya da,karısının her an yanı başında olduğu,her düşüncesini,coşkusunu ve başarısını paylaştığı sadık bir eş misiniz? Eğer böyleyseniz,bilin ki,bir alacakaranlıkta toplumun başına geçip,öğlen güneşinin aydınlığına doğru,akıl ve zekayla yürüyen biri gibisiniz. ‘’Ya da,başını kalabalıkların üstünde tutarken aklı geçmiş çağların yararsız süprüntüleri ve paçavralarıyla dolu,geçmişin derin dehlizlerinde çakılıp kalmış bir yazar mısınız? Eğer böyleyseniz,bilin ki,suyunun berraklığı kaçmış bulanık bir havuz gibisiniz. ‘’Ya da kendi iç benliğini didik didik edip,içindeki yıpranmış ve bozuk olan her şeyi atabilen, fakat iyi ve yararlı olan her şeyi saklamasını bilen bir düşünür müsünüz? Eğer böyleyseniz bilin ki,açların karnını doyuracak kutsal ekmek ve susamışların susuzluğunu giderecek temiz ve serin bir kaynak gibisiniz. ‘’Ya da bol şamata ve gürültüden başka bir ses çıkaramayan bir şair misiniz? Eğer böyleyseniz bilin ki,güldükleri zaman bizi ağlatan,ağladıkları zaman da bizi güldüren bir şarlatan gibisiniz. ‘’İşte bu şekilde iki uzun sütuna ayrılmıştır insan soyu.Birinci sütundakiler,kocamış ve belleri bükük olanlardır ki,bunlar,ellerinde tuttukları sahtekarlık çomaklarıyla geçimlerini sağlarlar ve yaşam’ın yolunda ilerlerken,gerçekten hızla karanlık dehlizlere düşüyor olmalarına karşın,sanki yüksek bir dağın tepesine tırmanıyorlarmışçasına solu dururlar. ‘’İkinci sütunda yer alanlarsa,sanki ayaklarına kanat takılmış gibi koşturan,sanki hançereleri gümüş tellerle kaplanmış gibi türkü çağıran ve sanki,sırtlarından gizemli bir güç itiyormuş gibi yorulmaksızın dağın tepesine tırmanan gençlerdir. ‘’Ey bu yazıyı okuyan millet; Bu iki alaydan hangisine mensupsunuz? Gecenin sessizliğinde kendi yalnızlığınızla baş başayken bu soruyu sorun kendinize.Geçmişin köleler alayına mı,yoksa geleceğin özgür insanları alayına mı mensup olduğunuzu bir yargılayın? ? ?
__________________
Buraya Kadarmış .. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|