05-01-2010, 01:06 AM | #31 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
FUSSİLET
Bismillahirrahmanirrahim 1- Hâ Mîm. 2- Bu Kur'ân Rahmân ve Rahîm olan Allah tarafindan indirilmistir. 3- Bu, Arapça bir Kur'an olarak, âyetleri bilen bir kavim için ayirt edilip açiklanmis bir kitaptir. 4- O, müjdeleyici ve uyarici olarak gönderilmistir. Fakat insanlarin çogu yüz çevirmislerdir. Artik onlar gerçegi isitmezler. 5- Onlar: "Ey Muhammed! Senin bizi davet ettigin seye karsi kalplerimiz kapalidir. Kulaklarimizda da bir agirlik vardir. Seninle bizim aramizda anlasmamiza engel bir de perde vardir. Sen istedigini yap, çünkü biz yapiyoruz" dediler. 6- Ey Muhammed! De ki: "Ben sadece sizin gibi bir insanim, ancak bana ilâhinizin bir tek ilâh oldugu vahyediliyor. Artik hep O'na yönelin ve O'ndan bagislanma dileyin. Vay O'na ortak kosanlarin haline! 7- Onlar, zekati vermezler, ahireti de inkâr ederler. 8- Süphesiz ki, iman edip, salih amel isleyenler için de bitmez tükenmez bir mükafat vardir. 9- De ki: "Siz yeri iki günde yaratani gerçekten inkâr edip duracak misiniz? Bir de O'na esler kosuyorsunuz ha? O bütün âlemlerin Rabbidir." 10- O, yerin üstünde sabit daglar yaratti. Orada bereketler meydana getirdi. Orada arastirip soranlar için riziklari tam dört günde belli bir seviyede takdir edip, düzene koydu. 11- Sonra duman halinde bulunan göge yöneldi. Ona ve yerküreye: "Isteyerek veya istemeyerek buyruguma gelin." dedi. Her ikisi de: "Isteyerek geldik" dediler. 12- Böylece Allah onlari iki günde yedi gök olmak üzere yerine koydu. Her göge kendi isini bildirdi. Biz en yakin gögü kandillerle süsledik ve koruduk. Iste bu çok güçlü ve her seyi bilen Allah'in takdiridir. 3- Eger onlar, yine yüz çevirirlerse de ki: "Ben sizi Âd ve Semud'un basina gelen yildirima benzer bir yildirima karsi uyardim." 14- Onlara Allah'tan baskasina kulluk etmeyin diye önlerinden ve arkalarindan peygamberler geldigi zaman: "Eger Rabbimiz dileseydi mutlaka melekler indirirdi. Biz sizin teblig için gönderildiginiz seylere inanmayiz." dediler. 15- Âd kavmine gelince onlar yeryüzünde büyüklük tasladilar ve: "Bizden daha kuvvetli kim vardir?" dediler. Onlar kendilerini yaratan Allah'in kendilerinden daha kuvvetli oldugunu görmediler mi? Onlar bizim âyetlerimizi bile bile inkâr ediyorlardi. 16- Bu yüzden biz de onlara dünya hayatinda rezillik azabini tattirmak için o ugursuz günlerde dondurucu bir kasirga gönderdik. Ahiret azabi ise elbette daha çok rezil edicidir. Onlara yardim da edilmeyecektir. 17- Semûd kavmine gelince, biz onlara dogru yolu gösterdik. Fakat onlar körlügü dogru yola tercih ettiler. Bunun üzerine kazandiklari kötülük yüzünden alçaltici azabin yildirimi onlari çarpiverdi. 18- Biz iman edenleri ve kötülükten sakinanlari ise kurtardik. 19- O gün Allah'in düsmanlari cehennem atesine sürülmek üzere hep bir araya toplanirlar. 20- Nihayet oraya vardiklari zaman kulaklari, gözleri ve derileri yaptiklari seyler hakkinda onlarin aleyhinde sahitlik ederler. 21- Onlar derilerine: "Niçin aleyhimize sahitlik ettiniz?" derler. Derileri de: "Bizi her seyi konusturan Allah konusturdu, sizi ilk defa yaratan O'dur ve siz yine O'na döndürülüyorsunuz" derler. 22- Siz kulaklarinizin, gözlerinizin ve derilerinizin aleyhinizde sahitlik edeceginden korkarak kötülükten sakinmiyordunuz. Fakat yaptiklarinizdan birçogunu Allah'in bilmeyecegini zannediyordunuz. 23- Iste Rabbiniz hakkinda beslediginiz bu zanniniz sizi helak etti de zarara ugrayanlardan oldunuz. 24- Simdi eger dayanabilirlerse onlarin yeri atestir. Yok eger hosnutluga dönmek isterlerse bile artik onlar hosnut edileceklerden degildirler. 25- Biz onlara birtakim arkadaslar musallat ettik de onlar kendilerine önlerinde ve arkalarinda ne varsa hepsini güzel gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip, geçmis olan cin ve insan topluluklari hakkindaki, azab sözü onlar için de hak oldu. Dogrusu onlarin hepsi de kendilerine yazik etmislerdir. 26- Inkâr edenler: "Bu Kur'ân-i dinlemeyin, okunurken gürültü yapin, belki üstün gelirsiniz" dediler. 27- Biz mutlaka inkâr edenlere siddetli bir azab tattiracagiz. Ve onlara yaptiklari amellerin en kötüsünün cezasini verecegiz. 28- Iste Allah'in düsmanlarinin cezasi atestir. Âyetlerimizi bile bile inkâr etmelerinin cezasi olarak, onlar için orada ebedî olarak kalacaklari cehennem yurdu vardir. 29- Inkâr edenler: "Ey Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi dogru yoldan saptiranlari bize göster de onlari ayaklarimizin altina alalim, böylece cehennemin en altinda kalanlardan olsunlar." diyeceklerdir. 30- "Rabbimiz Allah'tir" deyip, sonra da dogrulukta devam edenlere gelince, onlarin üzerine melekler iner ve derler ki: "Korkmayin, üzülmeyin, size vaad edilen cennetle sevinin." 31- "Biz dünya hayatinda da, ahirette de sizin dostlariniziz. Cennette sizin için caninizin çektigi ve istediginiz her sey vardir." 32- Bunlar çok bagislayici ve çok merhametli olan Allah tarafindan bir agirlamadir. 33- Allah'a davet eden, salih amel isleyen ve: "Ben gerçekten müslümanlardanim" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir? 34- Hem iyilik de bir degildir, kötülük de. Kötülügü en güzel bir sekilde sav. O zaman seninle kendi arasinda bir düsmanlik olan kisinin, sanki samimi bir dost gibi oldugunu görürsün. 35- Bu olgunluga ancak sabredenler kavusturulur, buna ancak hayirdan büyük bir pay sahibi olan kavusturulur. 36- Eger seytandan gelen kötü bir düsünce seni dürtecek olursa hemen Allah'a sigin. Çünkü O her seyi isitir ve bilir. 37- Gece ile gündüz ve günes ile ay Allah'in kudretinin delillerindendir. Günese ve aya secde etmeyin. Eger sadece Allah'a kulluk yapmak istiyorsaniz, onlari yaratan Allah'a secde edin. 38- Eger onlar büyüklük taslarlarsa bilsinler ki, Rabbinin yanindaki melekler gece gündüz O'nu tesbih ederler ve hiç usanmazlar. 39- Senin yeryüzünü boynu bükük, kupkuru görmen de Allah'in kudretinin delillerindendir. Biz onun üzerine suyu indirdigimiz zaman titresir ve kabarir. Süphesiz ki ona hayat veren Allah mutlaka ölüleri de diriltir. Dogrusu O'nun her seye gücü yeter. 40- Âyetlerimiz hakkinda dogruluktan ayrilip inkâra sapanlar bize gizli kalmazlar. O halde atese atilacak olan mi daha hayirlidir, yoksa kiyamet günü güven içinde gelecek olan mi? Istediginizi yapin. Süphesiz ki Allah, yaptiginiz seyleri hakkiyla görür. 41- Kur'ân kendilerine geldiginde onu inkâr edenler, mutlaka cezalarini çekceklerdir. O gerçekten çok degerli bir kitaptir. 42- Ona ne önünden, ne de ardindan batil gelemez. O hüküm ve hikmet sahibi, ögülmeye layik olan Allah tarafindan indirilmistir. 43- Ey Muhammed! Sana senden önceki peygamberlere söylenenden baska bir sey söylenmiyor. Süphesiz ki senin Rabbin hem magfiret sahibidir hem de aci verecek bir azap sahibidir. 44- Eger biz onu yabanci dilden bir Kur'ân yapsaydik onlar mutlaka: "Bu kitabin âyetleri genisçe açiklanmali degil miydi? Arap bir peygambere yabanci dil, öyle mi?" derlerdi. Sen de ki: "O, iman edenler için bir hidayet ve sifadir." Iman etmeyenlerin kulaklarinda ise bir agirlik vardir. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çagriliyorlar (da duymuyorlar). 45- Andolsun ki biz Musa'ya Tevrat'i vermistik de onda ihtilafa düsmüslerdi. Eger Rabbin tarafindan azabin ertelenmesine dair bir söz geçmeseydi mutlaka aralarinda hüküm verilirdi. Gerçekten onlar Kur'ân hakkinda bir süphe ve tereddüt içindedirler. 46- Her kim iyi bir is yaparsa, kendi lehine yapmis olur. Kim de bir kötülük yaparsa, kendi aleyhine yapmis olur. Rabbin kullara zulmedecek degildir. 47- Kiyamet zamanini bilmek ancak Allah'a havale edilir. Onun bilgisi disinda hiçbir meyve kabugundan çikmaz, hiçbir disi gebe kalmaz ve dogurmaz. Allah onlara: "Bana kostugunuz ortaklarim nerede?" diye seslendigi gün, onlar: "Senin ortagin olduguna dair bizden hiçbir sahit olmadigini sana arz ederiz." derler. 48- Önceden tapmakta olduklari seyler, kendilerinden uzaklasip kaybolmustur. Onlar da kendileri için kaçacak bir yer olmadigini anlamislardir. 49- Insan hayir istemekten usanmaz, fakat kendisine bir kötülük dokununca üzülür ve ümitsizlige düser. 50- Andolsun ki kendisine dokunan bir zarardan sonra, biz ona tarafimizdan bir rahmet tattirsak, O: "Bu benim hakkimdir, kiyametin kopacagini da sanmiyorum, Rabbime döndürülmüs olsam bile mutlaka O'nun yaninda benim için daha güzel seyler vardir" der. Biz o inkâr edenlere yaptiklari seyleri mutlaka haber verecegiz ve onlara agir bir azap tattiracagiz. 51- Biz insana bir nimet verdigimiz zaman o yüz çevirir, yan çizer. Ona bir kötülük dokundugu zaman da uzun uzun yalvarir. 52- Ey Muhammed! De ki: "Ne dersiniz? O Kur'ân Allah tarafindan gelmis olup da sonra siz onu inkâr etmisseniz, o takdirde Hak'tan uzak bir ayriliga düsenden daha sapik kim olabilir?" 53- Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi gösterecegiz ki, Kur'ân'in hak oldugu kendilerine açikça belli olsun. Senin Rabbinin her seye sahit olmasi kafi degil mi? 54-Iyi bilin ki onlar Rablerine kavusmaktan bir süphe içindedirler, yine iyi bilin ki, Allah her seyi ilmiyle kusatmistir. |
05-01-2010, 01:07 AM | #32 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
GASİYE
Bismillahirrahmanirrahim 1- O her seyi kusatacak olan Kiyamet'in haberi sana geldi mi? 2- Yüzler var ki, o gün egilmis, zillete düsmüstür. 3- Çalismis, yorulmustur. 4- Kizismis bir atese girer. 5- Onlara kizgin bir kaynaktan su verilir. 6- Onlar için kuru bir dikenden baska yiyecek de yoktur. 7- O da ne besler, ne de açligi giderir. 8- Yüzler de var ki, o gün nimetle mutludur. 9- Yaptigindan hosnuttur. 10- Yüksek bir cennettedir. 11- Orada bos bir söz isitmez. 12- Orada akan bir kaynak, 13- Yükseltilmis divanlar, 14- Konulmus kadehler, 15- Dizilmis koltuklar, yastiklar, 16- Serilmis halilar vardir. 17- Bakmiyorlar mi o develere, nasil yaratilmis? 18- Göge bakmiyorlar mi, nasil yükseltilmis? 19- Bakmiyorlar mi daglara, nasil dikilmis? 20- Yere bakmiyorlar mi, nasil yayilmis? 21- Haydi ögüt ver; sen simdi sirf bir ögütçüsün. 22- Onlarin üzerinde bir zorba degilsin. 23- Ancak kim yüz çevirir ve kâfir olursa, 24- Allah ona en büyük azap ile azap edecek. 25- Kuskusuz onlar döne dolasa bize gelecekler. 26-Sonra da bize hesap verecekler. |
05-01-2010, 01:07 AM | #33 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HACC
Bismillahirrahmanirrahim 1- Ey Insanlar! Rabbinizden sakinin; süphesiz o kiyamet gününün sarsintisi çok büyük bir seydir. 2- Onu göreceginiz gün, her emzikli kadin emzirdiginden geçer. Ve her hamile kadin çocugunu düsürür. Insanlari hep sarhos görürsün, halbuki sarhos degillerdir. Fakat Allah'in azabi çok siddetlidir. 3- Insanlardan bazilari Allah hakkinda bir bilgisi olmadigi halde tartisir da her azili seytanin ardina düser. 4- (O seytanki) hakkinda söyle hüküm verilmistir: Süphesiz kim onu dost edinirse, o muhakkak onu saptirir ve dogruca cehennem azabina götürür. 5- Ey insanlar ! Eger öldükten sonra dirilmekten süphede iseniz, (bilin ki) ne oldugunuzu size açiklamak için süphesiz biz sizi topraktan, sonra nutfeden (spermadan) sonra bir alekadan (embriodan) sonra yapisi belli belirsiz bir et parçasindan yaratmisizdir. Diledigimizi belli bir süreye kadar rahimlerde tutariz. Sonra sizi bir çocuk olarak çikartiriz, sonra sizi, olgunluk çagina erismeniz için birakiriz. Bununla beraber kiminiz öldürülür, kiminiz de önceki bilgisinden sonra, hiçbir sey bilmemek üzere, ömrünün en fena zamanina ulastirilir. Bir de yeryüzünü görürsün ki kupkurudur; fakat biz onun üzerine su indirdigimiz zaman, harekete geçer, kabarir ve her güzel çiftten bitkiler bitirir. 6- Iste bunlar gösteriyor ki, Allah süphesiz haktir. Süphesiz ölüleri o diriltir ve o her seye kadirdir. 7- Kiyamet ise süphesiz gelecek ve muhakkak ki Allah bütün kabirlerde olan kimseleri tekrar diriltecektir. 8- Insanlardan kimi de vardir ki ne bir bilgiye, ne bir delile, ne de aydinlatici bir kitaba dayanmaksizin Allah hakkinda tartisir. 9- Allah yolundan sasirtmak (saptirmak) için büyüklük taslayarak (tartisir). Dünyada ona bir rezillik vardir. Kiyamet gününde ise ona cehennem azabini tattiracagiz 10 -Ona "Bunlar, senin ellerinle kazandigin günahlar sebebiyledir" denir. Süphesiz Allah kullarina zulmeden degildir. 11- Insanlardan kimi de Allah'a bir yar kenarindaymis gibi ibadet eder, eger kendisine bir iyilik gelirse ona gönlü yatisir ve eger basina bir bela gelirse yüzüstü dönüverir. Dünyayi da ahireti de kaybeder. Iste apaçik kayip budur. 12- Allah'i birakir da kendine ne zarar, ne menfaat veremeyecek seylere yalvarir. Iste derin sapiklik budur. 13- Herhalde o, zarari faydasindan daha yakin olana yalvariyor. Yalvardigi sey ne kötü yardimci ve ne kötü yoldastir. 14- Süphe yok ki Allah, iman edip salih amelleri isleyenleri altindan irmaklar akan cennetlere koyacak. Süphesiz Allah diledigini yapar. 15- Allah'in ona (peygambere) dünyada ve ahirette yardim etmeyecegini sanan kimse hemen yukariya bir ip uzatsin, sonra (kendini intihar edip) bogsun da baksin bu hilesi kendisini öfkelendiren seyi giderecek mi? 16- Iste biz onu (Kur'ân'i) böylece, apaçik âyetler olarak indirdik. Süphesiz Allah diledigini dogru yola eristirir. 17- Süphesiz o iman edenler, yahudi olanlar, sabiîler (yildiza tapanlar), hiristiyanlar, atese tapanlar ve (Allah'a) es kosanlar (yok mu?) Allah, kiyamet günü bunlarin arasini süphesiz ayiracaktir. Çünkü Allah her seyi hakkiyla görüp bilendir. 18- Görmedin mi, göklerdeki kimseler, yerdeki kimseler, günes, ay ve yildizlar, daglar, agaçlar, bütün hayvanlar ve insanlardan birçogu hep Allah'a secde ediyor. Birçogunun üzerine de azab hak olmustur. Allah kimi hor ve hakir kilarsa artik ona ikram edecek yoktur. Süphesiz Allah diledigi seyi yapar. 19- Su ikisi Rableri hakkinda tartismaya girmis iki hasimdir. O'nu inkar edenler için atesten elbiseleri biçilmistir. Baslarinin üstünden kaynar su dökülür. 20- Bununla karinlarindaki ve derileri eritilir. 21- Bir de bunlara demirden kamçilar vardir. 22- Ugradiklari gamdan (dolayi) oradan ne zaman çikmak isteseler, her defasinda oraya geri çevrilirler: "Yakici azabi tadin" denir. 23- Süphesiz Allah iman edip yararli is isleyenleri, altindan irmaklar akan cennetlere koyacak, orada altin bilezikler ve inciler takinacaklar. Oradaki elbiseleri de ipektendir. 24- Hem sözün güzelini isitecek duruma ulastirilmislar, hem de övülmeye layik (olan Allah'in) yoluna eristirilmislerdir. 25- Süphesiz inkâr edenlere, Allah'in yolundan, yerli ve yolcu bütün insanlar için esit kilinan Mescid-i Haram'dan alikoyanlara ve orada zulümle yanlis yola saptirmak isteyene can yakici bir azab tattiririz. 26- Bir zamanlar Kâbe'nin yerini Ibrahim'e su sekilde hazirlamistik: Sakin bana hiçbir seyi ortak kosma; tavaf edenler, orada (kiyama) duranlar, ruku edenler ve secdeye varanlar için evimi tertemiz et. 27. Insanlari hacca çagir; yürüyerek veya incelmis binekler üstünde (uzak yollardan) her derin vadiyi asarak sana gelsinler. 28- Ta ki kendilerine ait birtakim menfaatlere sahid olsunlar; Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi hayvanlari belli günlerde kurban ederken O'nun adini ansinlar. Siz de onlardan yiyin, yoksulu, fakiri de doyurun. 29- Sonra kirlerini giderip temizlensinler. Adaklarini yerine getirsinler. Kâbeyi tavaf etsinler. 30- Emir budur, Allah'in yasaklarina kim saygi gösterirse, bu, kendisi için Rabbinin katinda süphesiz hayirdir. Size bildirilegelenden baska bütün hayvanlar helal kilinmistir. O halde o pis putlardan kaçinin ve yalan sözden sakinin. 31- Allah için, O'na es kosmayan, O'nun birligine inanmis kimseler olun. Allah'a ortak kosan kimse, gökten düsüp de kuslarin kaptigi veya rüzgarin bir uçuruma sürükledigi seye benzer. 32- Bu böyledir; kim Allah'in nisanelerine, kurbanliklarina saygi gösterirse, süphesiz o kalblerin takvasindandir. 33- Sizin için onlarda belli bir süreye kadar bir takim faydalar vardir. Sonra bunlar Beyt-i atik (kâbe) de son bulurlar. 34- Her ümmet için Allah'in kendilerine rizik olarak verdigi kurbanlik hayvanlarin üzerine O'nun adini ansinlar diye bir mabed yapmisizdir. Hepinizin ilâhi bir tek ilâhtir. Onun için yalniz O'na teslim olan müslümanlar olun. (Ey Muhammed!) Allah'a itaat eden alçak gönüllüleri müjdele. 35- Ki Allah anildigi vakit onlarin kalpleri titrer. Onlar baslarina gelene sabreden, namaz kilan kimselerdir. Kendilerine verdigimiz riziktan Allah yolunda harcarlar. 36- Kurbanlik deve ve sigirlari Allah'in size olan nisanelerinden kildik. Sizin için onlarda hayir vardir. Ön ayaklarinin biri bagli halde keserken üzerlerine Allah'in adini anin. Yanlari yere yaslandigi vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de, isteyene de yedirin. Böylece onlari sizin buyrugunuza verdik ki, sükredesiniz. 37- Elbette onlarin etleri ve kanlari Allah'a ulasmayacaktir. Ancak O'na sizin takvaniz erecektir. Onlari bu sekilde sizin buyrugunuza verdi ki, size yolunu gösterdiginden dolayi, Allah'i tekbir ile yüceltesiniz. (Ey Muhammed!) Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele. 38- Süphesiz Allah inananlari savunur. Çünkü Allah hâin ve nankörlerin hiçbirini sevmez. 39- Kendilerine savas açilan kimselere (kâfirlere karsi koymak için) izin verildi. Çünkü onlar zulme ugradilar. Süphesiz Allah onlari zafere ulastirmaya kadirdir. 40- Onlar "Rabbimiz Allah'tir" demelerinden baska bir sebep olmaksizin haksiz yere yurtlarindan çikarildilar. Eger Allah insanlarin bir kismini bir kismi ile defetmeseydi manastirlar, kiliseler, havralar ve içinde Allah'in adi çok anilan mescidler elbette yikilirdi. Süphesiz Allah kendi (dini) ne yardim edene yardim edecektir. Süphesiz Allah çok güçlüdür, çok izetlidir (her seye galiptir). 41- Onlar (o müminlerdir) ki, eger kendilerini yeryüzünde iktidar mevkiine getirirsek namazi kilarlar, zekati verirler, iyiligi emrederler ve fenaligi yasak ederler. Bütün islerin sonu sirf Allah'a âittir. 42- (Ey Muhammed!) Eger seni (müsrikler) yalanliyorlarsa bil ki onlardan önce Nûh kavmi, Âd ve Semûd (kavimleri de kendi peygamberlerini) yalanci saydilar. 43- Ibrahim'in kavmi de, Lût'un kavmi de (peygamberlerini) yalanci saydilar. 44- (Suayb'in kavmi olan) Medyen halki da (Sûayb'i) yalanladi. Musa da (Firavun tarafindan) yalanlandi. Ben de o kâfirlere bir süre verdim. Sonra da onlari yakalayiverdim. Beni tanimamak nasilmis görsünler. 45- Nice memleketler vardi ki, zulüm yaparlarken biz onlari yok ettik. Artik damlari çökmüs, duvarlari üzerine yikilmistir. (Geride) Nice terkedilmis kuyularla bombos kalmis yüksek saraylar (birakilmistir.) 46- Yeryüzünde dolasmiyorlar mi ki olanlari akledecek kalbleri, isitecek kulaklari olsun. Gerçek sudur ki, gözler kör olmaz, fakat asil gögüslerin içindeki kalpler kör olur. 47- Bir de senden acele azab istiyorlar. Elbette Allah sözünden caymaz. Bununla beraber Rabbinin katinda birgün, sizin sayacaklarinizdan bin sene gibidir. 48- Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdigim nice memleket halki vardi ki, sonunda onlari yakalayivermistim. Dönüs ancak banadir. 49- (Habîbim!) De ki: "Ey insanlar! Ben size ancak apaçik anlatan bir uyariciyim." 50- Iste iman edip salih amel isleyenler için hem bir magfiret, hem de (cennette) tükenmez bir rizik vardir. 51- Âyetlerimizi tartisarak bozmaya ugrasanlara gelince, iste onlar cehennemliktirler. Böyle de ve temennilere uyma. Çünkü: 52- (Ey Muhammed!) Biz senden önce hiçbir elçi ve hiçbir peygamber göndermedik ki o bir sey temenni ettigi zaman, seytan onun arzusuna süpheler karistirmasin. Bunun üzerine Allah seytanin karistirdigi süpheyi giderir. Sonra da Allah, âyetlerini tahkim eder (güçlendirir). Allah Alîm'dir (herseyi bilir), Hakîmdir (Hikmet sahibidir) 53- Allah, seytanin karistirdigini, kalblerinde hastalik bulunan ve kalpleri kaskati olan kimseleri sinamaya vesile kilar. Zalimler süphesiz (haktan uzak) derin bir ayrilik içindedirler. 54- Bir de kendilerine ilim verilmis olanlar, Kur'ân'in süphesiz Rabbinden gelen bir gerçek oldugunu bilsinler ve ona iman etsinler de kalpleri ona saygi duysun. Çünkü Allah, iman edenleri dogru yola eristirir. 55- Inkâr edenler de, kendilerine ansizin kiyamet gelinceye veya akîm (kisir) bir günün azabi gelinceye kadar, Kur'ân'dan süphe etmekte devam edip giderler. 56- O gün hükümranlik yalniz Allah'indir, O aralarinda hükmünü verir. Artik iman edip yararli is isleyenler nimet cennetlerindedirler. 57- Inkâr edip âyetlerimizi yalan sayanlar ise, iste bunlar için hakîr düsüren bir azab vardir. 58- Allah yolunda hicret edip de sonra öldürülmüs veya ölmüs olanlara gelince, elbette Allah, onlari güzel bir rizikla riziklandiracaktir. Çünkü Allah rizik verenlerin en hayirlisidir. 59- Allah onlari hosnud olacaklari bir yere (cennete) elbette koyacaktir. Süphesiz Allah Alîmdir (herseyi bilir) Halîmdir, (Kullarina yumusak davranir.). 60- Bu böyledir, kim kendisine yapilan cezaya ayni ile karsilik verir de, sonra yine kendisine zulüm yapilirsa, muhakkak ki, Allah ona yardim eder. Allah süphesiz çok af edicidir, çok bagislayicidir. 61- Çünkü Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar. Süphesiz Allah, Semîdir (herseyi isitir) Basîrdir (herseyi gö-rür). 62- (Bu sonsuz güç sundandir) Çünkü Allah, varligi kendinden olan Hak'tir. Müsriklerin O'nu birakip da tapindiklari putlar ise hep bâtildir. Süphesiz Allah, yücedir, büyüktür. 63- Görmedin mi Allah'in gökten indirdigi su ile yeryüzü (nasil) yem-yesil oluyor? Gerçekten Allah çok lütufkârdir, her seyden haberdardir. 64- Göklerde ve yerde ne varsa hep O'nundur. Dogrusu Allah müstagnîdir, övülmege layiktir. 65- Görmedin mi ki, Allah bütün yerdekileri ve emriyle denizlerde akip giden gemileri hep sizin buyrugunuz altina verdi. Gögü de izni olmaksizin yere düsmekten o (koruyup havada) tutuyor. Süphesiz Allah insanlara çok sefkatlidir, çok merhametlidir. 66- Size (ilk defa) hayat veren, sonra öldürecek olan, sonra da yeniden diriltecek olan O'dur. Insan gerçekten pek nankördür. 67- Biz her ümmet için bir seriat tayin ettik ki, onlar onunla amel ederler. Bunun için (ey Muhammed!) bu konuda seninle hiçbir zaman çekismesinler. (Insanlari) Rabbine (ibadet etmeye) çagir. Süphesiz sen gerçekten hidayete götüren dogru bir yol üzerindesin. 68- Eger seninle tartisirlarsa, de ki: "Allah yaptiklarinizi çok iyi bilir." 69- Ayriliga düstügünüz seyler hakkinda kiyamet günü Allah aranizda hükmünü verecektir. 70- Bilmez misin ki, Allah, gökte ve yerde ne varsa hepsini bilir. Süphesiz bunlar bir kitabtadir. Hiç süphe yok ki bunlar Allah'a pek kolaydir. 71- Onlar Allah'i birakip da O'nun, haklarinda hiçbir delil indirmedigi ve kendilerinde de bir bilgi bulunmayan seylere taparlar. Zalimler için hiçbir yardimci yoktur. 72- Âyetlerimiz kendilerine apaçik olarak okundugu zaman, o kâfirlerin yüzlerinden inkârlarini anlarsin. Neredeyse, kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldiracaklar. De ki: "Simdi size ondan daha kötü olanini haber vereyim mi? O, atestir. Allah bunu kâfir olanlara vaad buyurdu. O ne kötü bir dönüs yeridir." 73- Ey insanlar! Bir misal verilmektedir, simdi ona iyi kulak verin: Sizin Allah'i birakip taptiklariniz bir araya gelseler, bir sinek bile yaratamayacaklardir. Sinek onlardan bir sey kapsa onu kurtaramazlar. Isteyen de, istenen de âcizdir. 74- Allah'in büyüklügünü geregi gibi degerlendirip bilemediler. Süphesiz ki Allah çok kuvvetlidir, her seye üstündür. 75- Allah hem meleklerden, hem de insanlardan elçiler seçer. Süphesiz Allah her seyi isitir, her seyi görür. 76- O geçmislerini ve geleceklerini bilir. Bütün isler Allah'a döndürülür. 77- Ey iman edenler! rükû edin, secdeye varin, Rabbinize kulluk edin, iyilik yapin ki kurtulabilesiniz. 78- Allah ugrunda gerektigi gibi cihad edin. Sizi o seçmis, babaniz Ibrahim'in yolu olan dinde sizin için bir zorluk kilmamistir. Daha önce ve Kur'ân'da, Peygamberin size sahid olmasi, sizin de insanlara sahid olmaniz için, size müslüman adini veren O'dur. Artik namaz kilin, zekat verin, Allah'a sarilin. O sizin sahibinizdir. O ne güzel sahip ve ne güzel yardimcidir! |
05-01-2010, 01:07 AM | #34 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HADİD
Bismillahirrahmanirrahim 1. Göklerde ve yerde bulunan her sey Allah'i tesbih etmektedir. O, çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. 2. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. O, diriltir, öldürür, O, her seye kadirdir. 3. O ilktir, sondur, zahirdir, bâtindir. O herseyi bilendir. 4. O'dur ki gökleri ve yeri alti günde yaratti. Sonra ars üzerine istivâ etti (hükümran oldu). Yere gireni, ondan çikani, gökten ineni, ona çikani bilir. Nerede olsaniz O sizinle beraberdir. Allah yaptiklarinizi görmektedir. 5. Göklerin ve yerin mülkü O'nundur. Bütün isler O'na döndürülecektir. 6. Geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü gecenin içine sokar. O, gögüslerin özünü bilir. 7. Allah'a ve Resulüne iman edin. Sizi hâkim kildigi, sizin yönetiminize verdigi seylerden harcayin. Sizden, inanan ve harcayanlar için büyük mükafat vardir. 8. Size ne oldu ki, Resul sizi Rabbinize inanmaniz için davet ettigi halde Allah'a inanmiyorsunuz? Oysa O, sizden kesin söz almisti. Eger inanacaksaniz. 9- Sizi karanliklardan aydinliga çikarmak için kuluna apaçik âyetler indiren O'dur. Süphesiz Allah, size karsi çok sefkatli, çok merhametlidir. 10- Neden siz Allah yolunda harcamayasiniz ki? Göklerin ve yerin mirasi zaten Allah'indir. Elbette içinizden, fetihten önce harcayan ve savasan bir olmaz. Onlarin derecesi, sonradan infak eden ve savasanlardan daha büyüktür. Bununla beraber Allah hepsine de en güzel sonucu vaad etmistir. Allah yaptiklarinizdan haberdardir. 11. Kimdir o, Allah'a güzel bir borç verecek olan ki, Allah da onun verdigini kat kat artirsin ve onun için serefli bir mükafat da versin. 12. O gün inanan erkekleri ve inanan kadinlari görürsün ki nurlari, önlerinde ve saglarinda kosuyor. (Kendilerine): "Bugün müjdeniz altlarindan irmaklar akan, içlerinde ebedi kalacaginiz cennetlerdir." (denilir) Iste büyük kurtulus budur! 13. O gün münafik erkekler ve münafik kadinlar o iman edenlere söyle diyeceklerdir: "Bize bakin da sizin nurunuzdan alalim?" Onlara: "Arkaniza dönün de nur arayin!" denilir. Aralarina kapili bir sur çekilir ki, onun içinde rahmet, disinda da azap vardir. 14. (Münafiklar) onlara: "Biz sizinle beraber degil miydik?" diye seslenirler. (Müminler) de derler ki: "Evet ama, siz kendi canlariniza kötülük ettiniz, gözlediniz, süpheye düstünüz ve kuruntular sizi aldatti. O çok aldatan (seytan) sizi, Allah hakkinda bile aldatti. Nihayet Allah'in emri gelip çatti. 15. Bugün artik ne sizden ne de inkar edenlerden fidye kabul edilir, varacaginiz yer atestir. Size yarasan odur. Orasi ne kötü bir dönüs yeridir! 16. Inananlar için hâlâ vakit gelmedi mi ki, kalbleri Allah'in zikrine ve inen hakka saygi duysun ve bundan önce kendilerine verilmis, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle kalbleri katilasmis, çogu da yoldan çikmis kimseler gibi olmasinlar? 17. Biliniz ki Allah yer yüzünü ölümünden sonra diriltir. Belki aklinizi kullanirsiniz diye size âyetleri açikladik. 18. Süphesiz sadaka veren erkeklere ve sadaka veren kadinlara ve Allah'a güzel bir ödünç verenlere, verdikleri kat kat artirilir ve onlara serefli bir mükafat vardir. 19. Allah'a ve peygamberine iman edenler var ya, iste onlar, Rableri yaninda sözü özü dogru olanlar ve sehitlik mertebesine erenlerdir. Onlarin mükafatlari ve nurlari vardir. Inkar edip de âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar da cehennemin adamlaridir. 20. Biliniz ki dünya hayati bir oyun, bir eglence, bir süs ve kendi aranizda övünme, mal ve evlat çogaltma yarisindan ibarettir. Bu, tipki bir yagmura benzer ki; bitirdigi ot, ekincilerin hosuna gider, sonra kurur, onu sapsari görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan magfiret ve riza vardir. Dünya hayati, aldatici bir zevkten baska bir sey degildir. 21. Rabbinizden bir magfirete; Allah'a ve peygamberine inananlar için hazirlanmis olup, genisligi gökle yerin genisligi kadar olan cennete kosusun. Iste bu Allah'in lütfudur. Onu diledigine verir. Allah büyük lütuf sahibidir. 22. Yeryüzünde vuku bulan ve sizin basiniza gelen herhangi bir musibet yoktur ki biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazilmis olmasin. Süphesiz bu Allah'a göre kolaydir. 23. Böylece elinizden çikana üzülmeyesiniz ve Allah'in size verdigi nimetlerle simarmayasiniz. Çünkü Allah, kendini begenip böbürlenen kimseleri sevmez. 24. Onlar cimrilik edip insanlara da cimriligi emrederler. Kim yüz çevirirse Allah, zengindir, övgüye layiktir. 25. Andolsun biz peygamberlerimizi açik delillerle gönderdik ve insanlarin adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabi ve ölçüyü indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardir. Bu, Allah'in dinine ve peygamberlerine görmeden yardim edenleri belirlemesi içindir. Süphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür. 26. Andolsun, Nuh'u ve Ibrahim'i elçi gönderdik, peygamberligi ve kitabi bunlarin zürriyetleri arasina koyduk. Onlardan yola gelen de vardi, ama onlardan çogu yoldan çikmislardi. 27. Sonra bunlarin izinden ard arda peygamberlerimizi gönderdik. Meryem oglu Isa'yi da arkalarindan gönderdik, ona Incil'i verdik ve ona uyanlarin yüreklerine bir sefkat ve merhamet koyduk. Uydurduklari ruhbanliga gelince onu, biz yazmadik. Fakat kendileri Allah rizasini kazanmak için yaptilar. Ama buna da geregi gibi uymadilar. Biz de onlardan iman edenlere mükafatlarini verdik. Içlerinden çogu da yoldan çikmislardir. 28. Ey inananlar! Allah'tan korkun, O'nun Resulü'ne inanin ki size rahmetinden iki pay versin, sizin için isiginda yürüyeceginiz bir nur yaratsin ve sizi bagislasin. Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir 29-Böylece Kitab ehli, Allah'in lütfundan hiçbir sey elde edemiyeceklerini bilsinler. Lütuf bütünüyle Allah'in elindedir, onu diledigine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir. |
05-01-2010, 01:08 AM | #35 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HAKKA
Bismillahirrahmanirrahim 1- (Gerçeklesecek) Kiyamet! 2- Nedir, o Kiyamet? 3- Gerçeklesenin (Kiaymetin) ne oldugunu sen nerden bileceksin? 4- Semûd ve Âd, kapilarini çalacak olan o felaketi yalan saymislardi. 5- Semûd kavmi korkunç bir sesle yok edildi. 6- Âd kavmi ise gürültülü ve azgin bir firtina ile yok edildiler. 7- Allah o firtinayi üzerlerine yedi gece sekiz gündüz musallat etmisti. Öyle ki, o kavmi içi bos hurma kütükleri gibi oracikta yere serilmis halde görürdün. 8- Bak simdi görebilir misin onlardan bir kalinti? 9- Firavun, ondan öncekiler ve alti üstüne getirilen beldeler de hep o hatayi isleyegeldiler. 10- Hep Rablerinin elçilerine karsi geldiler. O da onlari pek siddetli bir sekilde yakalayiverdi. 11- Kuskusuz, sular kabarinca sizi gemide biz tasidik. 12- Onu size bir ibret yapalim ve belleyici kulaklar bellesin diye. 13- Sûr'a bir tek üfleme üflendigi, 14- Arz ve daglar yerlerinden kaldirilip siddetle birbirine çarpilarak darmadagin oldugu zaman, 15- Iste o gün olacak olur. 16- O gün gök yarilmis, sarkmistir. 17- Melekler de onun etrafindadir, O gün Rabbinin Arsini bunlarin da üstünde sekiz melek yüklenir. 18- O gün (hesap için Allah'a) arz olunursunuz, öyle ki gizli bir haliniz kalmaz. 19- Kitabi sagindan verilen, "alin okuyun kitabimi.." 20- "Çünkü ben hesabima kavusacagimi sezmistim" der. 21- Artik o hosnut bir hayattadir. 22- Yüksek bir cennettedir. 23- Ki o cennetin meyveleri sarkmistir. 24- "Geçmis günlerde yaptiginiz islerden ötürü afiyetle yeyin, için." (denir). 25- Kitabi sol tarafindan verilen ise der ki: "Keske kitabim verilmeseydi de, 26- Hesabimin ne oldugunu bilmeseydim, 27- Ne olurdu o ölüm, is bitirici olsaydi. 28- Malim bana hiç fayda vermedi. 29- Gücüm de benden yok olup gitti." 30- (Zebanilere söyle denir): "Onu yakalayin da baglayin." 31- "Sonra cehenneme atin onu." 32- "Sonra da boyu yetmis arsin zincir içerisinde onu oraya sokun." 33- Çünkü o, büyük Allah'a inanmiyordu. 34- Yoksula yedirmeye tesvik etmiyordu. 35- Bu sebeple bugün burada onun candan bir dostu yoktur. 36- Bir irinden baska yiyecek de yok. 37- Onu günahkârlardan baskasi yemez. 38- Andolsun gördüklerinize, 39- Ve görmediklerinize.. 40- Kuskusuz Kur'ân, serefli bir peygamberin (Allah'tan) getirdigi sözdür. 41- O bir sair sözü degildir, siz çok az inaniyorsunuz. 42- Bir kâhin sözü de degildir, ne de az düsünüyorsunuz! 43- O, âlemlerin Rabbi tarafindan indirilmedir. 44- O, bize isnâden bazi sözler uydurmaya kalkissaydi, 45- Elbette biz onu bundan dolayi kuvvetle yakalardik. 46- Sonra da onun sah damarini keser atardik. 47- O vakit sizden hiçbiriniz ona siper de olamazdiniz. 48- O hiç kuskusuz, takva sahipleri için unutulmayacak bir ögüttür . 49- Bununla beraber biz biliyoruz ki sizden inanmayanlar var. 50- Kuskusuz bu Kur'ân kafirler için bir pismanlik vesilesidir. 51- Gerçekten o, süphe götürmez bir bilgidir. 52-O halde, haydi tesbih et Rabbinin yüce ismiyle |
05-01-2010, 01:08 AM | #36 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HASR
Bismillahirrahmanirrahim 1. Göklerde ve yerde olanlarin hepsi Allah'i tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir. 2. Ehl-i kitaptan inkar edenleri, ilk sürgünleri yurtlarindan çikaran O'dur. Siz onlarin çikacaklarini sanmamistiniz. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacagini sanmislardi. Ama Allah'in azabi, onlara beklemedikleri yerden geliverdi. O, yüreklerine korku düsürdü; öyle ki evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle harap ediyorlardi. Ey akil sahipleri! Ibret alin. 3. Eger Allah onlara sürgünü yazmamis olsaydi, elbette, onlari dünyada baska sekilde cezalandiracakti. Ahirette de onlar için ates azabi vardir. 4. Bunun sebebi sudur: Onlar Allah'a ve Resulüne karsi geldiler; Kim Allah'a karsi gelirse Allah'in azabi siddetlidir. 5. Hurma agaçlarindan her hangi bir sey kesmeniz veya kökleri üzerinde birakmaniz hep Allah'in izniyle ve O'nun, yoldan çikanlari cezalandirmasi içindir. 6. Allah'in, onlardan peygamberine verdigi ganimetlere gelince siz onun üzerine ne at, ne de deve sürmediniz. Fakat Allah peygamberini, diledigi kimselerin üzerine salar. Allah her seye kadirdir. 7. Allah'in o kent halkindan, Resulüne verdigi ganimetler, Allah'a, Resul'e, ona akrabaligi bulunanlara, yetimlere, yoksullara, yolcuya aittir. Ta ki içinizden yalniz zenginler arasinda dolasan bir sey olmasin. Peygamber size ne verdiyse onu alin. Size neyi yasakladiysa ondan sakinin ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'in azabi siddetlidir. 8. Bir de göç eden fakirlere aittir ki yurtlarindan ve mallarindan çikarilmislardir, Allah'in lütuf ve rizasini ararlar; Allah'a ve Resulüne yardim ederler. Iste dogru olanlar onlardir. 9. Ve onlardan önce o yurda yerlesen imana sarilanlar kendilerine göç edip gelenleri severler ve onlara verilenlerden ötürü gögüslerinde bir ihtiyaç duymazlar. Kendilerinin ihtiyaçlari olsa dahi, onlari öz canlarina tercih ederler. Kim nefsinin cimriliginden korunursa, iste onlar umduklarina erenlerdir. 10. Onlardan sonra gelenler derler ki: "Rabbimiz, bizi ve bizden önce inanan kardeslerimizi bagisla, kalplerimizde inananlara karsi bir kin birakma! Rabbimiz! Sen çok sefkatli, çok merhametlisin!" 11. Münafiklarin, kitap ehlinden inkar eden dostlarina "Eger siz yurdunuzdan çikarilirsaniz, mutlaka biz de sizinle beraber çikariz sizin aleyhinizde kimseye asla uymayiz. Eger savasa tutusursaniz, mutlaka yardim ederiz." dediklerini görmedin mi? Allah, onlarin yalanci olduklarina sahitlik eder. 12. Andolsun eger onlar, çikarilirsalar, onlarla beraber çikmazlar; savasa tutusmus olsalar, onlara yardim etmezler; yardim etseler bile arkalarini dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardim edilmez. 13. Onlarin kalblerinde sizin korkunuz, Allah'in korkusundan fazladir. Böyledir, çünkü onlar anlamayan bir topluluktur. 14. Onlar toplu olarak sizinle savasamazlar, ancak, müstahkem sehirlerde yahut duvarlarin ardindan (sizinle savasmak isterler). Kendi aralarindaki çekismeleri siddetlidir. Sen onlari toplu sanirsin, oysa onlarin kalbleri daginiktir. Böyledir, çünkü onlar aklini kullanmayan bir topluluktur. 15. (Bu yahudilerin durumu) kendilerinden az önce, islerinin günahini tatmis olan, ahirette de kendileri için aci bir azab bulunan kimselerin (Bedir'de cezalarini bulan putperestlerin) durumu gibidir. 16. (Yahudileri kandiran münafiklarin durumu da) tipki seytanin durumuna benzer ki insana "Inkâr et." dedi, (insan) inkar edince de: "Ben senden uzagim, ben âlemlerin Rabb'i Allah'tan korkarim!" dedi. 17. Nihayet ikisinin sonu, ebedi olarak ateste oldu. Zalimlerin cezasi budur. 18. Ey inananlar, Allah'tan korkun ve kisi, yarin için ne (yapip) gönderdigine baksin. Allah'tan korkun; çünkü Allah, yaptiklarinizdan haberdardir. 19. Allah'i unutup da Allah'in da kendilerini unutturdugu kimseler gibi olmayin onlar, yoldan çikan kimselerdir. 20. Cehennem ehli ile cennet ehli bir olmaz. Cennet ehli kurtularak isteklerine erisenlerdir. 21. Biz bu Kur'ân'i bir daga indirseydik, Allah'in korkusundan onu bas egmis, parça, parça olmus görürdün. Bu misalleri düsünsünler diye insanlara veriyoruz. 22. O, öyle Allah'tir ki O'ndan baska tanri yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyen bagislayandir. 23. O, öyle bir Allah'tir ki, kendisinden baska hiçbir tanri yoktur. O, mâlik ve sahiptir, münezzehtir, selâmet verendir, emniyete kavusturandir, gözetip koruyandir, üstündür, istedigini zorla yaptiran, büyüklükte esi olmayandir. Allah puta tapanlarin ortak kostuklari seylerden münezzehtir. 24. O, yaratan, var eden, varliklara sekil veren Allah'tir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nun sânini yüceltmektedirler. O, gâlib olan, her seyi hikmeti uyarinca yapandir. |
05-01-2010, 01:08 AM | #37 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Bismillahirrahmanirrahim
1- Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabin ve apaçik bir Kur'ân'in âyetleridir. 2- Bir zaman gelecek ki inkâr edenler, keske müslüman olsaydik temennisinde bulunacaklardir. 3- Onlari birak yesinler, içsinler, zevk alsinlar; arzu onlari oyalasin ilerde bileceklerdir. 4- Biz hiçbir memleketi (Allah katinda) bilinen bir zamani olmaksizin helak etmedik. 5- Hiçbir millet, ecelinin önüne geçemez ve onu geciktiremez. 6- Dediler ki: "Ey kendisine Kur'ân indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun." 7- "Eger peygamberlik davanda dogru kimselerdensen, bize melekleri getirmeliydin." 8- Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz. Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez. 9- Hiç süphe yok ki, Kur'ân'i biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacagiz. 10- Andolsun, senden önceki milletler arasinda da peygamberler gönderdik. 11- Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmis olmasinlar. 12- Biz o küfrü suçlularin kalbine iste böyle sokariz. 13- Kur'âna iman etmezler, halbuki öncekilerin sünneti (inanmadiklari için baslarina gelenler) gelip geçmistir. 14- Onlara gökten bir kapi açsak da oradan yukari çiksalar, 15- "Gözlerimiz perdelendi, daha dogrusu bize büyü yapilmistir" derler. 16- Andolsun biz, gökte birtakim burçlar yarattik ve bakanlar için onu süsledik. 17- Ve gögü taslanan bütün seytanlardan koruduk. 18- Ancak kulak hirsizligi eden seytan hariç, onu apaçik bir alev sütunu takip eder. 19- Yeryüzünü düzgün bir sekilde yarattik ve oraya sabit daglar yerlestirdik. Orada hikmetle ölçülmüs her seyden bitkiler bitirdik. 20- Orada hem sizin için, hem de sizin riziklarini veremediginiz kimseler için geçim yollarini yarattik. 21- Her seyin hazineleri yalniz bizim yanimizdadir. Fakat biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz. 22- Biz rüzgarlari asilayici olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladik. O suyu hazinelerde tutan da siz degilsiniz. 23- Elbette biz diriltiriz ve biz öldürürüz! Ve hepsinin varisleri de biziz. 24- Andolsun ki biz, içinizden Islâm'da öne geçmek isteyenleri de biliriz, geri kalmak isteyenleri de biliriz. 25- Süphesiz Rabbin O'dur ki, onlari kiyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktir. O, hikmet sahibidir, bilendir. 26- Andolsun ki biz insani kuru bir çamurdan, sekillenmis bir balçiktan yarattik. 27- Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir atesten yarattik. 28- Ey Peygamber! Rabbinin meleklere söyle dedigini hatirla: "Ben, kuru balçiktan, sekil verilmis kokusmus çamurdan bir insan yaratacagim." 29- Ben, onun yaratilisini tamamladigim ve ona ruhumdan üfledigim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanin." 30- Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler. 31- Yalniz Iblis hariç. O secde edenlerle beraber olmaktan çekinmisti. 32- Allah buyurdu ki: "Ey Iblis! Ne oluyor sana da, secde edenlerle beraber olmuyorsun?" 33- Iblis söyle dedi: "Kuru bir çamurdan, sekillenmis bir balçiktan yarattigin bir insana secde edemezdim." 34- Allah söyle buyurdu: "Öyle ise oradan çik! Sen, artik kovulmus birisin." 35- "Kiyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir." 36- Iblis: "Rabbim! Öyle ise insanlarin kabirlerinden kaldirilacaklari güne (kiyamete) kadar bana mühlet ver" dedi. 37- Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin." 38- "Allah katinda bilinen vaktin gününe kadar..." 39- Iblis söyle dedi: "Rabbim! Beni saptirdigin için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahlari süsleyecegim ve onlarin hepsini mutlaka azdiracagim!" 40- "Ancak içlerinden ihlasli kullarin müstesnâdir." 41- Allah söyle buyurdu: "Iste bana ulasan dosdogru yol budur." 42- "Sana uyan azginlardan baska, kullarimin üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur." 43- "Süphesiz ki onlarin hepsine vaad edilen yer cehennemdir." 44- "Cehennemin yedi kapisi vardir. O kapilarin herbiri için birer grup ayrilmistir." 45- Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pinarlarin basindadirlar. 46- Onlara: "Selametle güven içinde oraya girin" denir. 47- Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çikarir atariz. Hepsi kardesler olarak sevinç içinde karsilikli koltuklara otururlar. 48- Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek. Oradan çikarilacak da degillerdir. 49- Kullarima haber ver ki, gerçekten ben çok bagislayici ve pek merhamet ediciyim. 50- Bununla beraber azabim da çok acikli bir azabdir. Bunlari geçmisten bazi örneklerle açiklamak üzere: 51- Hem o kullara, Ibrahim'in misafirlerinden de haber ver. 52- Hani melekler, Ibrahim'in yanina girdikleri zaman, "selam" demisler, Ibrahim de onlara: "Biz sizden korkuyoruz" demisti. 53- Melekler: "Korkma! Gerçekten biz sana bilgin bir ogul müjdeliyoruz" dediler. 54- Ibrahim dedi ki: "Bana ihtiyarlik gelmisken, beni mi müjdeliyorsunuz, neye dayanarak beni müjdeliyorsunuz?" 55- Melekler: "Seni gerçekle müjdeliyoruz. Sakin Allah'in rahmetinden ümidini kesenlerden olma!" dediler. 56- Ibrahim dedi ki: "Rabbimin rahmetinden, sapiklardan baska kim ümit keser?" 57- "Ey elçiler! Baska ne isiniz var?" dedi. 58- Melekler söyle dediler: "Biz suçlu bir kavmi cezalandirmak için gönderildik. 59- Ancak Lût ailesi müstesnâdir. Biz, onlarin hepsini muhakkak kurtaracagiz. 60- Yalniz Lût'un karisi müstesnâ, çünkü onun helak edilenlerle birlikte yok edilmesini takdir ettik. 61- Melek olan elçiler, Lût kavmine gelince, 62- Lût dedi ki: "Dogrusu siz ürkülecek bir kavimsiniz." 63- Elçiler dediler ki: "Bilakis biz sana onlarin süphe ettigi azabi getirdik." 64- "Sana gerçegi getirdik; biz elbette dogru söylüyoruz." 65- "Gecenin bir bölümünde aileni yola çikar, sen de arkalarindan yürü ve sizden kimse ardina bakmasin; istenen yere gidin." 66- Biz, Lût'a su kesin emri vahyettik: "Bu kâfirler sabaha çikarken muhakkak kökleri kesilmis olacaktir." 67- Sehir halki, insan seklindeki güzel yüzlü melekleri görünce, onlara igrenç islerini yapabileceklerini düsünüp sevinerek geldiler. 68- Lût, kavmine söyle dedi: "Bunlar benim misafirlerimdir, beni rüsvay etmeyin." 69- "Allah'tan korkun! Beni mahcub etmeyin." 70- Lût kavmi söyle dedi: "Biz sana kimsenin koruyuculugunu yapmamani söylememis miydik?" 71- Lût söyle dedi: "Iste kizlarim! Düsündügünüzü yapacaksaniz (onlarla evlenin). 72- Resulüm! Ömrüne yemin olsun ki gerçekten onlar, sarhosluklari içinde bocalayip duruyorlardi. 73- Günes dogarken o korkunç çiglik onlari yakaladi. 74- Biz, onlarin sehirlerinin üstünü altina geçirdik ve üzerlerine de balçiktan pisirilmis taslar yagdirdik. 75- Gerçekten bunda, düsünen keskin anlayislilar için ibretler vardir. 76- Hem o Lût kavminin bulundugu sehir harabesi bir yol üzerinde bulunmaktadir. 77- Süphesiz ki, bunda iman edenler için bir ibret vardir. 78- Eyke halki da gerçekten zalimlerdi. 79- Biz Eyke halkindan da intikâm aldik. Ikisi de (Eyke ve Medyen) açik bir yol üzerindedir. 80- Süphesiz ki, Hicr halki da peygamberleri yalanladilar. 81- Biz, onlara âyetlerimizi vermistik de onlar, yüz çeviriyorlardi. 82- Onlar, daglardan emniyetli emniyetli evler yontuyorlardi. 83- Onlari da sabahleyin korkunç bir çiglik yakaladi. 84- Kazanmakta olduklari seyler, onlardan hiçbir zarari savmadi. 85- Biz gökleri, yeri ve aralarindaki varliklari ancak hak ve hikmetle yarattik ve elbette ki, kiyamet kopacaktir. (Ey Peygamber!) Simdi sen onlara yumusak davran ve güzel muamele et. 86- Süphesiz Rabbin kemaliyle yaratandir ve iyi bilendir. 87- Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayi) ve yüce Kur'ân'i verdik. 88- Sakin o kâfirlerden birtakimlarina verip de kendilerini zevklendirdigimiz seye (mal ve servete) heveslenip göz dikeyim deme. Onlardan dolayi üzülme. Müminlere merhamet kanatlarini indir. 89- De ki: "Süphesiz ben apaçik bir uyariciyim." 90- (Inanmazsaniz basiniza) tipki o taksimcilere (yahudi ve hiristiyanlara) indirdigimiz azap gibi (bir azab inecektir). 91- Onlar, Kur'ân'in bir kismina inanip bir kismina inanmayarak onu kisim kisim böldüler. 92-93- Rabbin hakki için biz, mutlaka onlarin hepsini yaptiklarindan dolayi hesaba çekecegiz. 94- Simdi sen emrolundugunu açikça teblig et. Müsriklerden yüz çevir. 95- Muhakkak ki alay edenlere karsi biz sana yeteriz. 96- Onlar Allah ile birlikte baskasini ilâh edinenlerdir. Onlar yakinda bileceklerdir. 97- Gerçekten biliriz ki, onlarin söylediklerine gögsün daraliyor. 98- O halde Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol. 99- Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et. |
05-01-2010, 01:08 AM | #38 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HUCURAT
Bismillahirrahmanirrahim 1- Ey iman edenler! Allah'in ve Resulünün huzurunda öne geçmeyin. Allah'tan korkun. Süphesiz Allah isitendir, bilendir. 2- Ey iman edenler!Seslerinizi Peygamber'in sesinden fazla yükseltmeyin. Birbirinize bagirdiginiz gibi, Peygamber'e yüksek sesle bagirmayin. Öyle yaparsaniz, siz farkina varmadan amelleriniz bosa gider. 3- Allah'in elçisinin huzurunda seslerini kisanlar, süphesiz Allah'in kalplerini takva ile imtihan ettigi kimselerdir. Onlara magfiret ve büyük bir mükâfat vardir. 4- (Resülüm!) Sana odalarin arkasindan bagiranlarin çoklari, akli ermez kimselerdir. 5- Eger onlar, sen yanlarina çikincaya kadar sabretselerdi, elbette kendileri için daha iyi olurdu. Bununla beraber Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir. 6- Ey iman edenler! Eger fasikin biri size bir haber getirirsen onun dogrulugunu arastirin. Yoksa bilmeden bir topluluga satasirsiniz da sonra yaptiginizdan pisman olursunuz. 7- Hem bilin ki, içinizde Allah'in elçisi vardir. Sayet o, birçok islerde size uysaydi, sikintiya düserdiniz. Fakat Allah size imani sevdirmis ve onu kalplerinize zinet yapmistir. Küfrü, fasikligi ve isyani da size çirkin göstermistir. Iste dogru yolda olanlar bunlardir. 8- Bu, Allah'tan bir lütuf ve nimettir. Allah herseyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir. 9- Eger müminlerden iki grup birbirleriyle vurusurlarsa aralarini düzeltin. Sayet biri ötekine saldirirsa, Allah'in buyruguna dönünceye kadar saldiran tarafla savasin. Eger dönerse aralarini adaletle düzeltin ve (her iste) adaletli davranin. Süphesiz ki Allah, adil davrananlari sever. 10- Müminler ancak kardestirler. Öyleyse kardeslerinizin arasini düzeltin ve Allah'tan korkun ki rahmete eresiniz. 11- Ey iman edenler! Bir topluluk diger bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha iyidirler. Kadinlar da kadinlari alaya almasinlar. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kendi kendinizi ayiplamayin, birbirinizi kötü lakaplarla çagirmayin. Imandan sora fâsiklik ne kötü bir isimdir! Kim de tevbe etmezse iste bu kimseler zalimlerdir. 12- Ey iman edenler! Zannin bir çogundan kaçinin. Çünkü zannin bir kismi günahtir. Birbirinizin kusurunu arastirmayin. Biriniz digerini arkasindan çekistirmesin. Biriniz, ölmüs kardesinin etini yemekten hoslanir mi? Iste bundan tiksindiniz. O halde Allah'tan korkun. Süphesiz Allah, tevbeyi çok kabul edendir, çok merhamet edendir. 13- Ey insanlar! Dogrusu biz sizi bir erkekle bir disiden yarattik. Ve birbirinizle tanismaniz için sizi milletlere ve kabilelere ayirdik. Muhakkak ki Allah yaninda en degerli ve en üstününüz O'ndan en çok korkaninizdir. Süphesiz Allah bilendir, herseyden haberdar olandir. 14- Bedevîler "inandik" dediler. De ki: Siz iman etmediniz ama "Islâm olduk." deyin. Henüz iman kalplerinize yerlesmedi. Eger Allah'a ve Resulüne itaat ederseniz, Allah islerinizden hiçbir seyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bagislayan, çok merhamet edendir. 15- Gerçek müminler ancak Allah'a ve Resulüne iman eden, ondan sonra asla süpheye düsmeyen, Allah yolunda mallariyla ve canlariyla savasanlardir. Iste dogrular ancak onlardir. 16- De ki: Siz dininizi Allah'a mi ögretiyorsunuz? Oysa Allah göklerde olanlari da bilir, yerde olanlari da. Allah herseyi hakkiyla bilendir. 17- Onlar Islâm'a girdikleri için sana minnet ediyorlar. De ki: Müslümanliginizi benim basima kakmayin. Bilakis sizi imana erdirdigi için Allah sizin basiniza kakar. Eger dogrulardan iseniz (Allah'a minnettar olmaniz gerekir.) 18-Süphesiz Allah, göklerin ve yerin görülmeyen esrarini bilir. Allah yaptiklarinizi görür. |
05-01-2010, 01:09 AM | #39 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HUD
Bismillahirrahmanirrahim 1- Elif-Lâm-Râ. Bu öyle bir kitaptir ki, âyetleri muhkem kilinmis, sonra da herseyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafindan âyetleri ayrintili olarak açiklanmistir. 2- (Söyle ki Allah'dan baskasina kulluk etmeyin. Ben size O'nun tarafindan müjde vermek ve uyarmak için gönderilmis gerçek bir peygamberim. 3- Ve Rabbinizin magfiretini isteyin, sonra ona tevbe edin ki sizi, belli bir süreye kadar güzel güzel yasatsin. Ve her fazilet sahibine layik oldugu ihsani versin. Eger yüz çevirirseniz, ben sizin için büyük bir günün azabindan korkarim. 4- Dönüsünüz yalnizca Allah'adir. O'nun da herseye gücü yeter. 5- Dikkat edin! Görmüyor musunuz, onlar düsmanliklarini gizlemek için gögüslerini çeviriyorlar. Iyi bilin ki, onlar örtülerine bürünürlerken, neyi gizleyip, neyi açiga vurduklarini Allah biliyor. Muhakkak ki Allah, gönülde gizlenenleri de bilir. 6- Yeryüzünde rizki Allah'a ait olmayan hiçbir canli yoktur. O, onlarin karar kildiklari yerleri de, emaneten durduklari yerleri de bilir. Onlarin hepsi apaçik bir kitaptadir. 7- O, öyle bir Allah'dir ki, hanginizin daha güzel amel isleyecegini imtihan etmek için gökleri ve yeri alti günde yaratti. Arsi da su üstündeydi. Onlara "öldükten sonra tekrar dirileceksiniz" dersen, o kâfirler de kesinlikle sana: " Bu apaçik bir sihirden baska birsey degildir." diyecekler. 8- Ve eger bunlardan bir kisminin görecegi azabi belli bir süreye kadar erteleyecek olursak, o zaman da "onu engelleyen nedir ki?" diyecekler. Iyi bilin ki, o azap onlara geldigi gün kendilerinden geri çevrilecek degildir. Ve o alay ettikleri sey kendilerini kusatmis olacaktir. 9- Ve sayet insana tarafimizdan bir rahmet tattirir, sonra da onu kendisinden geri alirsak, süphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur. 10- Ve sayet ona dokunan bir sikintidan sonra bir nimet tattirirsak, "Artik benden bütün kötülükler silinip gitti." der, mutlaka böbürlenir ve simarir. 11- Ancak (her iki halde de) sabir gösterip iyi ameller isleyenler müstesnadir. Iste onlara bir magfiret ve büyük bir mükafat vardir. 12- (Ey Resulüm!) Simdi belki sen, "Ona bir hazine indirilse, ya da beraberinde bir melek gezip dolassa ya!" diyorlar diye sana vahyolunan vahyin bir kismini terkedecek olursun ve bundan dolayi da gögsün daralir. Sen yalnizca bir uyaricisin. Allah ise her seye vekildir. 13- Yoksa "onu kendi uydurdu" mu diyorlar? O halde sen de onlara de ki: "Haydi siz de onun gibi uydurulmus on sûre getirin. Allah'dan baska çagirabileceginiz kim varsa onlari da yardima çagirin. Eger dogru söylüyorsaniz" (bunu yaparsiniz). 14- Yok eger bunun üzerine size cevap vermedilerse, artik bilin ki, bu Kur'ân ancak Allah'in ilmiyle indirilmistir. O'ndan baska ilâh yoktur. Artik müslüman oluyorsunuz, degil mi? 15- Her kim dünya hayatini ve güzelliklerini isterse biz onlara amellerinin karsiligini orada tamamen öderiz. Bu hususta kendilerine bir densizlik yapilmaz. 16- Fakat onlar öyle kimselerdir ki, ahirette kendilerine atesten baska bir sey yoktur. Isledikleri seyler orada bosuna gitmistir. Zaten bütün yaptiklari da batildir. 17- O dünyayi isteyenler, hiç Rabbinden açik bir belge üzere olan kimse gibi midir? O belgeyi yine Allah'dan gelen bir sahid olarak Kur'ân izliyor, ondan önce de bir rehber ve rahmet olan kitap, Musa'nin kitabi yine onu destekliyor. Böyle olanlar Kur'ân'a inanirlar. Hangi hizipten olursa olsun kim onu inkâr ederse, ona vaad edilen yer atestir. Iste bütün bunlardan dolayi sen de bu Kur'ân'dan süphe içinde olma. Kesinlikle o haktir, Rabbindendir. Fakat insanlarin çogu iman etmezler. 18- Üstelik bir yalani Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Bunlar Rablerinin huzuruna arzolunacaklar, sahitler de söyle diyecekler: "Iste bunlar Rablerine karsi yalan söyleyenlerdir". Iyi bilin ki: Allah'in laneti zalimlerin üzerinedir. 19- Onlar ki, Allah yolundan döndürmeye çalisirlar ve o yolu egri bügrü yapmak isterler. Üstelik onlar, evet onlar ahirete de inanmazlar. 20- Onlar yeryüzünde (herkesi) yildiracak degillerdir. Kendilerini koruyacak Allah'dan baska kimseleri de yoktur. Onlarin azabi kat kat olacaktir. Üstelik onlar hakki isitmeye tahammül edemiyorlardi ve de görmüyorlardi. 21- Onlar kendilerine yazik etmis olan kimselerdir. O iftira edip uydurduklari da kendilerinden yüz çevirip gitmislerdir. 22- Kesinlikle bunlar ahirette de en ziyade hüsrana ugrayacak olanlardir. 23. Fakat iman edip salih amel isleyenler ve Rablerine karsi edepli olanlar, güvenen ve itaat edenler var ya, iste bunlar da cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalirlar. 24. Bu iki ayri grubun meseli, kör ve sagir ile gören ve isiten gibidir. Bunlar hiç esit olabilirler mi? Hâlâ düsünmeyecek misiniz? 25- Andolsun ki, vaktiyle Nuh'u da kavmine gönderdik, O, onlara söyle dedi: "Ben sizin için apaçik bir uyariciyim." 26- "Allah'dan baskasina ibadet etmeyin! Ben, size gelecek aci bir günün azabindan korkarim." 27- Buna karsilik, kavminin ileri gelen kâfirlerinden bir kismi dediler ki: "Biz seni bizim gibi insanlardan biri olarak görüyoruz, baska degil. Ilk bakista bizim ayak takimimizdan baskasinin senin arkana düstügünü görmüyoruz. Sizin bizden fazla bir meziyetinizi de görmüyoruz. Aksine sizi yalancilar saniyoruz." 28- Nuh dedi ki; "Ey kavmim! Peki su söyleyecegime ne diyeceksiniz? Ben Rabbimden apaçik bir delil üzere isem ve O, bana kendi tarafindan bir rahmet bahsetmisse, size de onu görecek göz verilmemisse biz, istemediginiz halde onu size zorla mi kabul ettirecegiz?" 29- "Ey kavmim! Ben sizden herhangi bir mal mülk istemiyorum. Benim mükafatim ancak Allah'a aittir. Ve ben ona iman edenleri kovacak degilim. Onlar elbette Rablerine kavusacaklar. Fakat ben de sizi cahillik eden bir kavim görüyorum." 30- "Ey kavmim, ben onlari etrafimdan kovacak olursam, Allah'dan beni kim kurtarabilir? Siz hiç düsünmez misiniz?" 31- Ben size "Allah'in hazineleri benim yanimdadir." demiyorum ki. Ben size "Ben bir melegim." de demiyorum. O sizin kendinize göre, hor gördükleriniz hakkinda "Allah onlara hiçbir hayir vermez." de demiyorum. Onlarin içlerindeki niyeti, en iyi Allah bilir. (Bu söylediklerimin aksini iddia etseydim) asil o zaman zalimlerden olurdum. 32- Dediler ki; "Ey Nuh! Bizimle didisip durdun, didismende de çok ileri gittin. Eger dogru söylüyorsan, bizi tehdit ettigin su azabi getir de görelim." 33- Nuh dedi ki; "Onu ancak Allah dilerse getirir. Ve siz O'nu yildiracak degilsiniz." 34- Ben size ögüt vermek istemis olsam da, eger Allah sizi helâk etmeyi murad ediyorsa, zaten ögüt vermemin size bir faydasi olmaz. Rabbiniz O'dur ve nihayet O'na döndürüleceksiniz. 35- Yoksa "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki; "Eger uydurdumsa vebali benim boynumadir. Bense sizin yüklendiginiz vebalden uzagim". 36- Ayrica Nuh'a söyle vahyettik: "Bil ki kavminden simdiye kadar iman etmis olanlardan baska artik kimse iman etmeyecektir. Onun için yaptiklari seylerden dolayi kederlenme." 37- Bizim gözetimimiz altinda ve vahyimize göre gemiyi yap. Zulüm yapanlar hakkinda da bana bir sey söyleme. Çünkü onlar kesinlikle suda bogulacaklardir. 38- Gemiyi yapiyordu, kavminden bazi ileri gelen gruplar, onun yanindan gelip geçtikçe, onunla alay ediyorlardi. Nuh dedi ki: "Bizimle egleniyorsunuz, biz de sizinle tipki bizimle eglendiginiz gibi alay edip eglenecegiz." 39- O perisan edici azabin kime gelecegini ve o sürekli azabin kimin basina inecegini ilerde bileceksiniz. 40- Nihayet emrimiz geldigi ve tennur (tandir veya geminin kazani) tutusup parladigi zaman dedik ki; "Erkegi ve disisi olan her canlidan ikiser tane, aleyhlerinde hüküm verilmis olanlarin disinda, aileni ve iman etmis olanlari geminin içine yükle". Zaten beraberinde iman edenler çok az idi. 41- Nuh dedi ki; "Allah'in adiyla binin içine. Onun akisi da, durusu da (O'nun adiyladir). Hiç süphesiz Rabbim gerçekten çok bagislayici, çok esirgeyicidir. 42- Gemi içindekilerle birlikte, daglar gibi dalgalar arasinda akip gidiyordu. Nuh ayri bir yere çekilmis olan ogluna bagirdi: "Yavrucugum, gel, bizimle beraber bin! Kâfirlerle beraber olma!" 43- O, dedi ki; "Ben, beni sudan koruyacak bir daga çikacagim". Nuh da "Bu gün Allah'in merhamet ettiginden baskasini, Allah'in bu emrinden koruyacak kimse yoktur." dedi. Derken dalga aralarina giriverdi. O da bogulanlardan oldu. 44- Allah tarafindan denildi ki: "Ey yeryüzü suyunu yut! Ey gökyüzü sen de suyunu kes! Ve sular çekildi. Emir yerine gelmis oldu. Gemi de Cudi dagi üzerine oturdu. O zalim kavme böylece dünyadan uzak olun denildi. 45- Nuh Rabbine niyaz edip dedi ki: "Ey Rabbim! Oglum benim ehlimdendi senin vaadin de elbette haktir ve gerçektir. Ve sen hakimler hakimisin." 46- Allah: "Ey Nuh! O kesinlikle senin ehlin (âilen)'den degildir. Çünkü o salih olmayan bir amelin sahibidir. Hakkinda bilgin olmayan bir seyi benden isteme! Ben, seni, cahillerden olmaktan sakindiririm." 47- Nuh: "Ey Rabbim! Ben bilmedigim bir seyi istemis olmaktan dolayi sana siginirim. Sen beni bagislamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana ugrayanlardan olurum. 48- "Ey Nuh!" denildi, " Bizden bir selâm sana ve seninle birlikte olanlardan gelecek ümmetlere, kutluluk dilegiyle gemiden in. Ilerde kendilerini bir çok nimetten faydalandiracagimiz, sonra da bu yüzden kendilerine tarafimizdan acikli bir azap dokunacak nice ümmetler olacaktir." 49- Iste bunlar gayb haberlerindendir. Bunlari sana vahiyle bildiriyoruz. Bundan önce bunlari ne sen bilirdin, ne de kavmin. O halde sabret, akibet muhakkak muttakilerindir. 50- Âd kavmine de kardesleri Hud'u gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baska bir ilâhiniz yoktur. Siz sadece iftira edip duruyorsunuz." 51- "Ey kavmim! Bu is için sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak beni yaratana aittir. Artik akillanmayacak misiniz?" 52- "Ey kavmim! Rabbinizden magfiret isteyin, sonra O'na tevbe edin ki, üzerinize gökten bol bol bereket indirsin ve sizi kuvvetinize kuvvet katarak çogaltsin. Gelin günahkâr olarak dönüp gitmeyin." 53- Dediler ki; "Ey Hud! Sen bize açik bir mucize getirmedin. Biz de senin sözünle tanrilarimizi terk etmeyiz. Ve biz sana inanmayiz." 54- "Ancak su kadarini diyebiliriz ki; "tanrilarimizdan bazisi seni fena çarpmis". O da dedi ki; "Allah'i sahit tutuyorum, siz de sahid olun ki ben, Allah'a kostugunuz ortaklardan uzagim." 55- "O'ndan baska herseyden uzagim, artik hepiniz toplanin bana istediginiz tuzagi kurun, sonra hiç bekletmeyin. 56- "Ben muhakkak ki, hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a dayanmaktayim. Yeryüzünde hiçbir canli yoktur ki, idaresi ve yönetimi O'nun elinde olmasin. Benim Rabbim, hiç süphe yok ki, dogru yoldadir." 57- "Eger, yine de yüz çevirirseniz, ben size ne ile gönderilmissem, iste onu teblig ettim. Ayrica Rabbim, sizin yerinize baska bir kavmi getirir de siz O'na zerrece zarar veremezsiniz. Hiç süphesiz O, herseyi koruyup gözetendir. 58- Ne zaman ki emrimiz geldi, Hud'u ve beraberindeki iman edenleri, tarafimizdan bir rahmet ile kurtardik, ayrica onlari çok agir bir azaptan da kurtardik. 59. Iste Âd kavmi buydu. Rablerinin âyetlerini bile bile inkâr ettiler ve peygamberlerine isyan ettiler. Basa geçen her zorbanin emrine uyup arkasindan gittiler. 60- Hem bu dünyada, hem de kiyamet gününde bir lânetle izlendiler. Bilin ki, Âd kavmi, gerçekten Rablerini inkâr ettiler. Yine bilin ki, Hud'un kavmi olan Âd, defolup gittiler. 61- Semud kavmine de kardesleri Salih'i gönderdik. Dedi ki, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baska bir tanriniz daha yoktur. Sizi topraktan O meydana getirdi. Sizi orada ömür sürmeye O memur etti. Bu sebepten O'nun magfiretini isteyin, sonra O'na tevbe edin. Süphesiz Rabbim yakindir, dualarinizi kabul eder." 62- Dediler: "Ey Salih,! Bundan önce sen bizim içimizde ümit beslenir bir zat idin. Simdi bizi babalarimizin taptiklarina tapmaktan mi engelliyorsun? Biz, dogrusunu istersen bizi davet ettigin seyden kuskulandiran bir süphe içindeyiz." 63- Salih dedi: "Ey kavmim! Eger ben Rabbimden açik bir mucize üzerinde isem ve o bana tarafindan bir rahmet bahsetmis ise, ben Allah'a isyan ettigim takdirde beni O'ndan kim kurtarabilir? Demek ki, siz bana zarar vermekten baska bir sey yapmiyorsunuz." 64- "Ey kavmim! Iste su, Allah'in disi devesi, size bir mucizedir. Birakin onu Allah'in yer yüzünde (otlaklarinda) otlasin. Ve ona kötü bir maksatla el sürmeyin, sonra sizi yakin bir azap yakalar." 65- Derken, o deveyi kestiler. Bunun üzerine Salih dedi ki: "Yurdunuzda üç gün daha yasayin. Iste bu, yalan çikmayacak olan kesin bir vaaddir." 66- Ne zaman ki, azap emrimiz geldi, Salih'i ve beraberindeki iman edenleri, tarafimizdan bir rahmet sayesinde kurtardik, üstelik o günün perisanligindan da kurtardik. Hiç süphesiz Rabbin güçlüdür, mutlak üstündür. 67- O zalimleri, korkunç bir gürültü yakalayiverdi de olduklari yerde çöküp kaldilar. 68- Sanki orada güzel güzel yasayip durmamislardi. Bak iste Semud, gerçekten de Rablerine küfretmislerdi. Bak iste nasil yok olup gittiler. 69- Andolsun ki, Ibrahim'e de elçilerimiz (melekler) müjde ile geldiler ve "selâm" dediler, o da "selâm" dedi ve hemen gidip onlara kizartilmis bir buzagi getirdi. 70- Fakat onlarin o buzagiya el sürmediklerini görünce, tuhafina gitti ve içinde onlara karsi bir korku uyandi. Onlar da "Korkma, biz Lut'un kavmine gönderildik." dediler. 71- Ibrahim'in karisi ayakta duruyordu bunun üzerine yüzü güldü. Ona Ishak'i ve Ishak'in arkasindan da Ya'kub'u müjdeledik. 72- "Vay basima gelene!" dedi, "Ben bir kocakariyim, kocam da yasli bir adam. Bu gerçekten çok tuhaf bir sey!" 73- Dediler: "Sen Allah'in emrine mi sasiyorsun? Allah'in rahmeti ve berekâti üzerinizdedir. Ey ev halki! Muhakkak ki O, hamiddir (övülmeye lâyiktir), meciddir (cömertligi boldur)." 74- Ibrahim'den korku iyice geçip gidince, bu müjde de kendisine gelince, bizim (meleklerimiz)le Lut kavmi hakkinda tartismaya giristi: 75- Çünkü Ibrahim, çok yumusak huylu ve çok yufka yürekli (yanik kalbli) idi. 76- Melekler: "Ey Ibrahim! Bu konuda bizimle tartismaktan vazgeç. Çünkü Rabbinin emri kesin olarak geldi ve onlara geri çevrilmesi mümkün olmayan bir azap gelecektir. 77- Ne zaman ki, elçilerimiz Lut'a geldiler, bunlarin gelisleri yüzünden Lut fenalasti, eli ayagi birbirine dolasti ve "Bu gün çetin bir gündür." dedi. 78- Daha önceleri çirkin isler yapmis olan kavmi haril haril kosup geldiler. Lut onlara: "Ey kavmim! Iste size kizlarim, onlar sizin için daha temizdirler. Gelin Allah'tan korkun, beni misafirlerime rezil rüsvay etmeyin. Içinizde hiç akli basinda bir adam yok mu?" dedi. 79- Onlar: "Sen de bilirsin ki, bizim senin kizlarinla bir ilgimiz yoktur. Sen bizim ne istedigimizi gayet iyi biliyorsun." dediler. 80- Lut dedi: "Ne olurdu size karsi bir kuvvetim olsaydi, ya da çok sarp bir yere siginabilseydim." 81- Melekler dediler: "Ey Lut! Sundan emin ol ki, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla zarar veremezler. Sen, gecenin bir kismi olunca ailenle birlikte hemen buradan çik git. Içinizden hiç kimse geri kalmasin, esin baska. Çünkü ona da onlara gelecek olan musibet gelecektir. Haberin olsun, helâk zamanlari sabah vaktidir. Zaten sabah yakin degil mi?" 82- Ne zaman ki, emrimiz geldi, o ülkenin altini üstüne getirdik ve üzerlerine istif edilip pisirilmis çamurdan taslar yagdirdik. 83- Bu taslar Rabbinin katinda damgalanmislardi. Bunlar zalimlerden uzak seyler degildir. 84- Medyen'e de kardesleri Su'ayb'i gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin O'ndan baska ilâhiniz yoktur. Ölçegi de, teraziyi de eksik tutmayin. Ben sizi hayir (bolluk) içinde görüyorum. Bununla beraber yine de sizi kusatacak bir günün azabindan korkuyorum." 85- "Ey kavmim! Ölçerken ve tartarken adaleti yerine getirin. Halkin malina densizlik etmeyin ve yeryüzünde fesatçilik yaparak fenalik etmeyin." 86- Eger mümin iseniz, Allah'in helâlinden size ihsan ettigi kâr sizin için daha hayirlidir. Bununla beraber ben sizin üzerinize gözcü degilim." 87- Dediler ki; "Ey Su'ayb, atalarimizin taptiklarini terketmemizi veya mallarimizda diledigimizi yapmaktan vazgeçmemizi sana namazin mi emrediyor? Oysa ki sen yumusak huylusun ve akli basinda bir adamsin." 88- Su'ayb dedi ki: "Ey kavmim! Sayet ben Rabbimden ispat edici bir delil üzerinde bulunuyorsam ve sayet bana, O kendi katindan güzel bir rizik ihsan etmisse, söyleyin bakalim ben ne yapmaliyim? Ben size karsi çikmakla sizi menettigim seylere kendim düsmek istemiyorum. Ben sadece gücümün yettigi kadar islah etmeye çalisiyorum. Muvaffakiyetim de ancak Allah'in yardimi ile olacaktir. Ben yalnizca O'na dayandim ve ancak O'na dönecegim." 89- "Ey kavmim! Bana karsi gelmeniz sakin sizi, Nuh kavminin veya Hud kavminin veya Salih kavminin baslarina gelen musibetler gibi bir musibete ugratmasin. Lut kavmi de sizden uzak degildir. 90- Rabbinizden magfiret dileyin, sonra O'na tevbe ile yönelin. Süphesiz ki, benim Rabbim çok merhametlidir, çok sevendir. 91- Dediler ki: "Ey Su'ayb! Biz senin söylediklerinin çogundan birsey anlamiyoruz. Ayrica seni içimizde çok zayif biri olarak görüyoruz. Eger akrabalarin olmasaydi mutlaka seni recmederdik (tasa tutardik). Senin bize hiçbir üstünlügün yoktur." 92- Su'ayb dedi: "Ey kavmim! Benim akrabalarim size Allah'dan daha mi degerli ki, Allah'a sirt çevirip, onu unuttunuz? Muhakkak ki, Rabbim bütün yaptiklarinizi çepeçevre kusatmistir." 93- "Ey kavmim! Var gücünüzle yapacaginiz ne varsa yapin! Ben de görevimi yapmaya devam edecegim. Perisan edecek azabin kime gelecegini ve yalancinin kim oldugunu ilerde anlayacaksiniz. Bekleyiniz, ben de sizinle beraber bekleyecegim." 94- Ne zaman ki, emrimiz geldi, Su'ayb ve beraberindeki müminler, tarafimizdan bir rahmet sayesinde kurtuldular. Ve o zalimleri korkunç bir gürültü yakaladi da olduklari yerde çöküp kaldilar. 95- Sanki orada hiç güzel gün görmemislerdi. Dikkat edin, Semud kavmi nasil helâk olup gittiyse Medyen de öyle yok olup gitti. 96- Andolsun Musa'yi da âyetlerimizle ve apaçik bir belge ile gönderdik. 97- Firavun'a ve cemaatine. Bunlar Firavun'un emrine uydular. Halbuki Firavun'un emri hak degildir. 98- Kiyamet günü, kavminin önüne düser. Artik o bunlari atese götürmüstür. O varilan yer, ne kötü bir yerdir. 99- Hem burada, hem de kiyamet gününde lanetle izlendiler. Onlara verilen bu karsi destek ne fena bir destektir! 100. Iste bu helâk olmus memleketlerin önemli haberlerindendir. Sana onu kissa olarak anlatiyoruz. Onlardan yerinde duranlar da var, biçilenler (yok olup gidenler) de. 101. Biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerine zulmettiler. Allah'i birakip da taptiklari tanrilar, Rabbinin emri gelince kendilerine hiçbir fayda saglayamadilar. Hasarlarini arttirmaktan baska bir seye yaramadilar. 102. Iste Rabbin, zalim memleketleri cezalandirdigi zaman böyle cezalandirir. Çünkü O'nun cezasi çok aci, çok çetindir. 103. Ahiret azabindan korkanlar için bunda muhakkak ki, bir ibret vardir. O, öyle bir gündür ki, bütün insanlar onun için toplanacaktir ve o, öyle bir gündür ki, mutlaka görülecektir. 104. Biz onu sadece belli bir süreye kadar geciktiriyoruz. 105. O gün gelince Allah'in izni olmadan hiç kimse konusamaz. Onlarin kimi bedbaht, kimi de mutludur. 106. Bedbaht olanlar atestedirler. Onlar orada baska türlü soluyacak, baska türlü haykiracaklar. 107. Onlar orada gökler ve yer durdukça duracaklar. Ancak Rabb'inin diledikleri baska. Çünkü Rabbin diledigini yapandir. 108. Mutlu olanlar ise cennettedirler. Orada gökler ve yer durdukça duracaklar, ancak Rabbinin diledikleri baska. (Bu) ardi arasi kesilmeyen bir ihsan olacak. 109. O halde sakin sunlarin ibadet edislerinden süpheye düsme. Daha önce atalari nasil ibadet ediyor idiyseler bunlar da öyle ibadet ediyorlar. Biz de kendilerine nasiplerini elbette eksiksiz olarak öderiz. 110. Andolsun ki, Musa'ya kitabi verdik, yine de onda ihtilafa düsüldü. Eger Rabbinden daha önce verilmis bir karar olmasa idi, elbette haklarinda hüküm verilmis bitmisti. Muhakkak ki onlar, bundan kuskulu bir süphe içindedirler. 111. Gerçekten de onlarin her biri öyle kimselerdir ki, yaptiklarinin karsiligini Rabbin kendilerine hakkiyle ödeyecektir. Çünkü O, onlarin yaptiklari her seyden haberdardir. 112. Iste bundan dolayi emrolundugun gibi dogru ol! Beraberindeki tevbe edenler de (dogru olsunlar). Asiri gitmeyin! Muhakkak ki O, bütün yaptiklarinizi görüp durmaktadir. 113. Ve zulüm yapanlara yakinlik göstermeyin ki, size de ates dokunmasin. Allah'dan baska yardimcilariniz da yoktur. Sonra yardim da göremezsiniz. 114. Gündüzün her iki tarafinda ve gecenin saçaklarinda (gündüze yakin olan saatlerinde) namaz kil! Muhakkak ki, iyilik kötülükleri giderir. Bu ise, düsünebilenlere bir ögüttür. 115. Ve sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatini yitirmez. 116. Sizden önceki devirlerden bakiyye sahipleri (kitap ehli) yeryüzünde bozgunculuktan vazgeçirmeye çalissalardi ne iyi olurdu. Fakat onlarin içinden kurtardigimiz pek az kimse bunu yapti. O zulmedenler ise simartildiklari refahin pesine düstüler ve hepsi de suçlu oldular. 117. Senin Rabbin, halklari iyi ve islahatçi iken, o memleketleri haksiz yere helak edecek degildir. 118. Eger Rabbin dileseydi elbette bütün insanlari tek bir ümmet yapardi. Halbuki yine de ihtilaf edip duracaklardi. 119. Ancak Rabbinin rahmetle yarligadigi kimseler baska. Onun içindir ki, onlari yaratti. Ve Rabbinin "Andolsun ki cehennemi cinlerden ve insanlardan tamamen dolduracagim" sözü böylece tamam oldu. 120. Peygamberlere ait haberlerden kalbini yatistiracak olanlardan her türlüsünü sana kissa olarak anlatiyoruz. Bunda da sana bir hakikat, müminlere de bir ögüt ve ibret gelmistir. 121. Imana gelmeyen o kâfirlere de ki: "Elinizden geleni geri koymayin! Biz de yapacagimizi yapacagiz." 122. Siz bekleyin görün, biz de bekleyip görecegiz. 123. Göklerin ve yerin gaybini bilmek yalnizca Allah'a mahsustur. Her is O'na döndürülür. Sen yalnizca O'na ibadet et ve yalnizca O'na dayan. Rabbin yaptiklarinizin hiçbirinden gafil degildir. |
05-01-2010, 01:09 AM | #40 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Aug 2005
Nerden: ManisA
Yaş: 38
Mesajlari: 7,071
Teşekkür Etme: 5 Teşekkür Edilme: 16 Teşekkür Aldığı Konusu: 15
Üye No: 4
Rep Power: 3489
Rep Puanı : 67186
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
HUMEZE
Bismillahirrahmanirrahim 1-2- Mal toplayip onu tekrar tekrar sayan, insanlari arkadan çekistirip, kas göz hareketleriyle alay edenlerin (hümeze ve lümezenin) vay haline! 3- Malinin, kendisini ebedi yasatacagini sanir. 4- Hayir, andolsun ki, o hutame (cehennem)ye atilacaktir. 5- Hutame'nin ne oldugunu bilir misin? 6-7- O, kalplerin içine isleyecek, Allah'in tutusturulmus bir atesidir. 8-9- Cehennemlikler, dikilmis direklere bagli olduklari halde, o atesin kapilari üzerlerine kapatilacaktir. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|