|
Efsaneler ve Korku Hikayeleri Şehir efsaneleri, geçmişteki inanılmaz olaylar, tarihi değiştirecek nitelikteki efsaneler.. Günümüzden gerçek olaylar veya anlatılanlar.. Daha fazlası için içeriye bi göz atman gerekli |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
01-08-2007, 05:04 PM | #1 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 38
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3082
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ölümüm sırasında AZRAİL'le konuştuklarım
Uzun olsa bile Sonuna Kadar Okuyun... Ölümüm sırasında AZRAİL'le konuştuklarım Sabah kalktım. Güzelce kahvaltımı da yaptım ve işe gittim. Klasik bir gün... Diğerleri gibi, sıradan bir başlangıç... Nöbetçi arkadaştan öğrendiğime göre, gece problem çıkmamış cihazlarda. Bu iyi haber işte! Zaten dünden devam eden 2 tane sistem arızası vardı. Cihaz odasındaki klimalar da problemli. Hem de ta kurulduğu günden beri! Bugünde firmanın birinden eleman gelecek, onlarla ilgilenmem lazım. İş çok bugün! Akşamı nasıl ederim bilmem. Bu hafta çok yoğun geçecek. Sezonda başladı malum. Beklentilerimiz epey yüksek. Neyse, odama gittim ve kapıyı kapadım. Bilgisayarımı da açtım ve maillerimi kontrol ediyordum ki, kapı çaldı. “Girin” bile diyemeden kapı açıldı ve içeriye bir “şey” girdi, kapıyı da kapadı hemen! Aman Allah’ım! O da ne!? Tanımlayamadım bir türlü. Kadın desen değil, erkek desen değil, turist belki! Bir çirkinlik abidesi! Kesin 10 gün rüyalarımın baş rol oyuncusu olur. Ona “Kimsiniz?” diye sormama bile fırsat kalmadan: - Hadi kalk gidiyoruz! dedi... Aaa! Hem de Türkçe konuştu! Şaşırdım ama bozuntuya vermedim. - Sizi ilk kez görüyorum. Kimsiniz? - Ruhunu bedeninden söküp almak için görevlendirilen meleğim ben! Nam-ı diğer Azrail! Cehennem habercisi! - Dalganın sırası değil şimdi. Lütfen odamı terk edin. Yoksa güvenliği çağırırım! - Çağırsan ne olur? Beni sadece sen görüyorsun! - Dalga geçme. İşim gücüm var benim. Seninle uğraşamam... Bir yandan Azrail değildir diyorum ama böyle bir kişinin bana haber verilmeden buraya kadar gelmesi imkansız ki! Eyvaaah! Ya gerçekse! Bittim ben, bittim! Savsakladığım namazlarım, ahirette buruşturulup yüzüme çarpılacak olan oruçlarım geldi aklıma... Ufacık dünya menfaatleri için teptiğim Allah’ın emirleri geçti gözümün önünden hızla... Eti için kesilen bülbül, tahtası için yakılan saz gibi... Gayri ihtiyari: - Mesai saatleri içinde olmaz! deyiverdim. Sanki benden bitecek bir işi varmış gibi... -Neden? dedi. -Şu an hazır değilim! -Neye hazır değilsin? -Kabirde ve öbür alemde başıma geleceklere! -Ama senin son kullanma tarihin bugün son. 08:57. Sen ayvayı yedi... Hem sana yeterince vakit verilmedi mi? -İnan ki, bu yaşta öleceğim hiç aklıma gelmemişti. -Neden? -Gencim daha, ciddi bir sağlık problemim de yok. Turp gibiyim evelallah! -Senin yolun mezarlığa hiç düşmüyor herhalde! Ya da hastanelerin acil servislerine, morglara! Oradakilerin hepsinin teni buruşuk mu? -Değil de yani!... Bana 1-2 ay kadar daha süre tanısan? -Bu kadar kısa bir sürede ne yapabilirsin ki, onlarca yılını heba etmiş biri olarak? -İbadet borçlarımı öderdim... Kaza üstüne kaza ederdim namazlarımı deliler gibi... Kalplerini kırdıklarımdan, üzerimde hakkı olanlardan helallik dilerdim. Dünyanın öbür ucunda olsalar, taşların altına saklansalar gene de bulur, her şeyimi verir, haklarını helal ettirirdim. Üzerimde kul hakkı kalmasın diye... Daha vasiyetimi bile yazmadım hem! -Yeterince vaktin vardı! Yapsaydın! Neden düşünmedin? Engel mi oldular sana? -Hiç ölmeyeceğimi sanmıştım. Hep başkaları ölüyordu, başkalarının selaları okunuyordu minarelerden. Ben muaftım sanki ölümden. Meğer bu iş parayla değil, sıraylaymış. -Bir sene önceden haberin olsaydı geleceğimden, neler yapardın? -Kalan zamanımı çok iyi değerlendirirdim! -Hadi be sen de! Kimi kandırıyorsun! İlk 2 gün iyi giderdin. Namaz-niyaz full, sonra dönerdin gene eski haline. Bulurdun bir de bahane kendine. Her şey yine eski hamam eski tas olurdu. Bir rüyaydı o derdin sana verdiğim habere, kendini avutmak için... Haklıydı! Kaç kere hastalık geçirmiş, kaza atlatmıştım... Bunların hepsi birer haberdi aslında ama üzerimdeki etkisi çoğu zaman 2 gün bile sürmemişti... Ama şimdi kafamı taşlara vurmaya bile vaktim yoktu artık!... Bu arada telefonum çaldı. Başmüdür arıyordu. Önemli bir arıza varmış, trafiği durduran. Acil gitmemi istedi. Her şey önemini kaybetmişti ki benim için: para, pul, mevki, kadın, nefs... Her şey sıfırla çarpılmıştı. Can derdindeydim ben. Bir de baş da olsa arka da olsa müdürle veya başka bir şeyle falan uğraşacak durumda değildim. “Bırak bu fani işleri” deyip kapadım telefon suratına müdürün... Baktım sırıtıyordu Azrail. Demek alışkındı benim gibi jetonu iş işten geçtikten sonra düşenlerin panik hallerine. Ben de güldüm gayri ihtiyari... Neye güldüysem! Ağlamayı bile beğenmemem lazımken!... En iyi savunma saldırıdır taktiğine geçtim hemen! -Hem sen, Azrail de olsan, can almakla da görevli olsan nihayetinde bir melek değil misin? Ne bu surat? Korku filmindeki yaratıklar gibi! Allah seni nurdan yaratmamış mıydı? -Nurdan yaratılmasına nurdan yaratıldım. Bu arada laf aramızda, güzelliğim dillere destandır. -Hiç de öyle görünmüyorsun ama! Notr Damın Kamburu bile sana on beş çeker. -Orası öyle! Ben de surat çok! Ama sor bakalım senin yanına neden bu suratımla geldim? Utanma sor, sor! -Neden bu suratla geldin yanıma? -İnsanın ameli güzelse ona güzel görünürüm ben. Hayatını Allah’ın rızasına göre dizayn etmeyenlere de çirkin görünürüm. Şimdi sana göründüğüm gibi! Ben senin aynanım şu anda. Kalp gözü açık olanlar, yüzüne baksalardı seni böyle görürlerdi! -Desene EYVAH! -Eyvah ki ne eyvah! -Birazdan kabirde başına neler gelecek biliyor musun? Karşılama mahiyetinde? Ön sıcaklardan! -Pek hayra alamet değil şu anki verilerim. -Okusaydın Allah’ın kitabından, Resulünün sünnetinden!... İşin ciddiyetini kavrasaydın, uykuyu haram ederdin gözlerine!... Neden okumadın?... Bir arkadaşından yıllar önce gelip de hiç okumadığın bir mektubun var mı? Ya da açmadığın bir mail? Madem Allah’ın kitabının kapağını açmadın, bük boynunu ve sus! - Dünya meşgalesi...Geçim derdi... Para, mevki, nefs, kadın... Çepeçevre kuşattılar beni, kıramadım sarmalı! -Halbuki dünyada kalma süren ne kadar azdı oran olarak! Bunu da biliyordun üstelik! Birazdan gideceğin hayat ise ebedi! Nasıl olur da senin gibi akıllı geçinen bir adam okyanusu unutur da bardakta boğulur? (Haşa) Allah’ın yerine kendini koy! Senin gibi bir kula müstehak değil mi azap! Bunca akıl vermiş ilim vermiş, dininden seni haberdar etmiş... -Haklısın! Ama dünya gözle görülüyor ama öbür dünya gayb, göz önünde değil! -Merak etme, biraz sonra ölünce, gaybın önündeki perdeler kalkacak!... Kuran’da ve hadislerde anlatılıyor bunlar. Sen de okudun hem! Üstelik başkalarını uyaran yazılar da yazdın. Muhtelif yerlerde anlattın bile! Neden o zaman bu gafletteki ısrarın? -Başkalarına nasihat verirken kendimi unutmuşum... -Allah da din günü seni unutur o zaman! Bir yandan ele öğüt verirken diğer yandan da kırmadık söğüt bırakmadın ortalıkta! -Maalesef, biliyorum, kendim düştüm ve ağlamaya hakkım yok. -Kendin ettin kendin buldun! Hadi artık gidiyoruz, fazla oyalama beni. Senden sonra iki gafil daha var sırada! -Bırak çekiştirmeyi ya! Nereye gidiyoruz? -Allah’ın sana hazırladığı azabı tatmaya. -Doğru adrese geldiğinden emin misin? Benim adımda çok insan var da, hani o bakımdan! -Adın gibi eminim. Zaten nokta tarifler var elimde. Iskalamam mümkün değil! -Son bir şey soracağım: Allah’ın rızasına uygun olsaydı yaşamım, nasıl olacaktı ölümüm? Nasıl bir diyalog geçecekti aramızda? - Ben senin canını almaya gelince yüzümdeki güzelliği görünce hayrete düşecek ve: “Aman Allah’ım! Bu ne güzellik! Rüyada mıyım ben!” diyecektin. Çünkü o zaman cennet müjdecisi olacaktım sana, şimdiki gibi cehennem habercisi değil! Seni Rabbine götürmeye geldiğimi söyleyecektim. Sen korkuyla karışık: “Rabbim benden razı değilse?” diyecektin. Ben de yüzümdeki güzelliği hatırlatıp korkmana gerek olmadığını söyleyecektim. İçini bir huzur kaplayacaktı. -Keşke hayatımı yeniden yaşayabilme imkanım olsaydı... -Geçmiş olsun!... Neyse! Ailen ve sevdiklerin aklına gelecekti bir bir... Ama onların da zamanı gelince dünyadaki rollerinin son bulup yanına geleceklerini hatırlayınca rahatlayacaktın... Tereyağından kıl çeker gibi ayrılacaktı ruhun bedeninden... Bulutların üstünde gibi, yumuşacık.... Haberin bile olmayacaktı. Gül bahçesine girer gibi... Tüm hücrelerinde hissedecektin mutluluğu... -Ama şimdi -Çığlık atmayı bile beğenmeyeceksin çekeceğin acıdan!... Saat de tam 08:57 oldu. Bak konuşmaktan kelime-i şehadet bile getirmeyi unuttun... ... Gözümün önündeki perdeler açılmaya başladı... Gayb meğer ne yakınmış... Keşke iş işten geçmiş olmasaydı... Neler yapmazdım ki! Artık hiçbir değeri yok “keşke”lerimin... ÇARP SIFIRLA! Bu Olayı Ben yaşamadım...
__________________ |
04-14-2007, 02:33 AM | #2 |
Müstakbel Üye
Kayit Tarihi: Apr 2007
Yaş: 45
Mesajlari: 161
Teşekkür Etme: 20 Teşekkür Edilme: 0 Teşekkür Aldığı Konusu: 0
Üye No: 40095
Rep Power: 1293
Rep Puanı : 1226
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
çok etkilendim dostum
teşekkürler İnşaallah bizim için de geç olmazzz... Allah razı olsun |
04-18-2007, 07:13 PM | #3 |
Yeni Üye
Kayit Tarihi: Apr 2007
Yaş: 38
Mesajlari: 23
Teşekkür Etme: 12 Thanked 1 Times in 1 Post
Üye No: 40843
Rep Power: 1252
Rep Puanı : 60
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
çok güzel yamışsın dostum çok etkilendim
__________________
İndik Tanrı Dağları'ndan.Ruhumuzu kandırdık Orhon'un kaynağından.Bu kaynaktan içenin yüreği tunç olur.TÜRK'E KEFEN BİÇENİN ÖLÜMÜ KORKUNÇ OLUR. |
06-10-2007, 01:31 PM | #4 |
Banned
Kayit Tarihi: Jun 2006
Yaş: 34
Mesajlari: 115
Teşekkür Etme: 154 Teşekkür Edilme: 15 Teşekkür Aldığı Konusu: 3
Üye No: 15722
Rep Power: 0
Rep Puanı : 760
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
abi böyle şeyler bence yalan yaw yok azraille sohbet etmiş bilmem ne ne zaman yazmış bu notları kusura bakmayın ama yalan abi
|
06-22-2007, 10:13 AM | #5 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: May 2006
Nerden: olımpıa
Yaş: 36
Mesajlari: 802
Teşekkür Etme: 289 Teşekkür Edilme: 547 Teşekkür Aldığı Konusu: 173
Üye No: 14511
Rep Power: 1758
Rep Puanı : 28545
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
inanmayın bence beyler valla yalan ya yok azraille konuşmuş ya
__________________
KNİGHT ONLİNE HAYAT OFFLİNE BY Zafir_Host
|
06-25-2007, 02:42 PM | #6 |
ÇaKaL Üye
Kayit Tarihi: Jun 2007
Nerden: SaKaRYa/TurKeY
Mesajlari: 1,207
Teşekkür Etme: 36 Teşekkür Edilme: 26 Teşekkür Aldığı Konusu: 10
Üye No: 43291
Rep Power: 1533
Rep Puanı : 5764
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Sonuna kadar okuyan varmı ??? ßen okudum ve çok anlamlı gerçek olabilir veya olmıyabilir ibret alanlara birşeyler hatırlatmıştır bence ! Gerçekten çok teşekkürler...
|
06-25-2007, 02:54 PM | #7 |
Yeni Üye
Kayit Tarihi: Feb 2007
Nerden: İstanbul
Yaş: 31
Mesajlari: 8
Teşekkür Etme: 0 Teşekkür Edilme: 0 Teşekkür Aldığı Konusu: 0
Üye No: 32595
Rep Power: 0
Rep Puanı : 10
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
abi bunu yazan saçmalamasın bide azrail sizle pazarlıkmı yapcak direk alır canını gider.Bu yazıda azraille adam sohbet edio nerdeyse.Töbe töbe
|
07-13-2007, 10:41 AM | #8 |
Forum Aşığı
Kayit Tarihi: Feb 2007
Nerden: ¢αкαℓ.ηєттєη
Yaş: 30
Mesajlari: 4,929
Teşekkür Etme: 235 Teşekkür Edilme: 266 Teşekkür Aldığı Konusu: 182
Üye No: 31562
Rep Power: 2361
Rep Puanı : 11542
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
bu çok güzel bir hikayeydi
__________________
:wink:
|
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Baslangic | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ölümüm kandil olacak | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 02-18-2008 01:12 PM |
ölümüm senden olur | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 02-15-2008 09:24 AM |
Ölümüm | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-07-2007 07:51 AM |
Ölümüm | GooD aNd EvıL | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-07-2007 07:51 AM |
ÖlÜmÜm Olma | WaMpİr | Eskiler (Arşiv) | 2 | 07-02-2007 07:14 PM |