|
Efsaneler ve Korku Hikayeleri Şehir efsaneleri, geçmişteki inanılmaz olaylar, tarihi değiştirecek nitelikteki efsaneler.. Günümüzden gerçek olaylar veya anlatılanlar.. Daha fazlası için içeriye bi göz atman gerekli |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
01-08-2007, 04:44 PM | #1 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Şehir Efsaneleri
Akıllı purocu
Amerika'da bi adam çok değerli ve ender bulunan purolardan bir kutu almış ve bunları her türlü yangına karşı sigortalattırmış. Adam purolarını keyifli keyifli içmiş, sonra da tam sigortanın son taksidinin ödeme günü geldiğinde, "Purolarım seri yangınlar sonucunda yandı. Zararımı karşılayın" diyerek sigorta şirketine başvurmuş. Şirket taabi ödeme yapmayı reddetmiş. Gerekçe de, puroların "alışılmış" yöntemlerle yanmasıymış. Bunun üzerine adam da mahkemeye başvurmuş. Hakim davayı adamın lehine sonuçlandırmış; çünkü elindeki sigorta poliçesinde "kabul edilemez yangınlar" diye bi madde yokmuş, purolar her türlü yangına karşı sigortalıymış. Şirket karşı davanın uzun süreceğini ve sonunda da başarılı olunamayacağı ihtimalinin yüksek olduğunu gördüğünden kararı kabul etmiş. Adama "zararı" karşılığında tam 15 bin Amerikan doları ödenmiş. Olay asıl bundan sonra başlıyor: Sigorta şirketi adam parasını tahsil ettikten sonra polise başvurmuş ve purocuyu 24 kundakçılık olayından suçlu göstererek tutuklattırmış. Sigorta poliçesini ve mahkemedeki ifadesini de delil olarak mahkemeye sununca adamın kaçacak yeri kalmamış. Bizimki ender bulunan puroları bilerek ve isteyerek "kundaklamak" suçundan hepsi başına birer aydan toplam 24 ay hapis cezasına çarptırılmış! |
01-08-2007, 04:44 PM | #2 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
30 milyarlık fatura
Beraber yaşayan bir çift ilişkisini bitirmek üzereymiş. Yalnız bu kavgalı bir ayrılıkmış. O aralarda adam uzak yere, iki haftalığına iş seyahatine çıkmış. Evden ayrılırken de kıza “Sana ait ne varsa topla götür, benim bi iğneme bile dokunma. Döndüğümde seni bu evde görmek istemiyorum” demiş. Adam seyahatten döndüğünde, korktuğunun aksine, kız arkadaşının sadece şahsi eşyalarını toplayıp gittiğini görmüş. Ortalık son derece düzenli, herşey yerli yerindeymiş. Yalnız yatak odasına girdiğinde telefonun açık olduğunu farketmiş, ahizeyi kulağına götürmüş ama karşıda kimse yokmuş. Bi süre sonra bi kadının konuşmasına benzer bi’şeyler duymuş ama çok parazit olduğundan hiç bir şey anlamamış ve telefonu kapatmış. Ama bir kaç hafta sonra telefon faturası geldiğinde acı gerçek ortaya çıkmış. Faturanın tutarı tam tamına 30 milyarmış. Bu paranın neredeyse tamamı, Almanya’daki otomatik hava tahmin raporu veren bi numarayla yapılan uzun görüşmeden kaynaklanıyormuş. |
01-08-2007, 04:44 PM | #3 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Gökten düşen inek
Japon Denizi’nin ortasında, bi gemi enkazına tutunmuş 3-4 Japon balıkçı, Sahil Güvenlik tarafından kurtarılmış. Yetkililer o gün havanın son derece açık olmasına rağmen gemilerinin nasıl olup da battığını sorduğunda, balıkçılar inanılması güç bi hikaye anlatmış. Güya gökten, güvertenin tam ortasına kocaman bi inek düşmüş. Bunun açtığı delik yüzünden de gemileri bir kaç dakika içinde batış. Sahil Güvenlikçiler inanmamış tabi bu hikayeye. Adamlardan şüphelenip gözlem altına almışlar. Balıkçılar birkaç hafta nezarette kaldıktan sonra serbest bırakılmış. Çünkü adamlar gerçekten de yalan söylemiyormuş: O dönemde bi Rus askeri uçağı Japonların hava sahasını ihlal etmiş. Japon hükümeti de doğal olarak Rusya’dan olayı soruşturmasını istemiş. Rusların istemeye istemeye, yarım ağız yaptığı açıklamadan sonra “gökten düşen ineğin” sırrı da çözülmüş. Dışişleri’nin gönderdiği özür mektubu aynen şöyleymiş. “Maalesef askeri kargo uçaklarımızdan birinin personeli emirlere uymayıp, kuraldışı davrandığından hava sahanız ihlal edilmiştir. Kaptan Pilot Yüzbaşı Arnsky’nin verdiği ifadeye göre uçağa, çalıntı olduğunu tahmin ettiğimiz bi inek alınmış. Ancak havalandıktan bi süre sonra soğuktan huysuzlaşan inek zaptedilemez bi şekilde sağa sola koşmaya başlamış. İneğin koşuşturmaları da uçağın dengesini bozmuş. İşte bu sırada yaşanan panik sırasında rota değişerek hava sahanıza girilmiştir. 30.000 fit yükseklikte ortaya çıkan bu problem ancak inek dışarı atılabildikten sonra çözülmüş ve eski rotaya dönülebilmiştir. Sizden, ortaya çıkan ihlal için özür dileriz. Olayın sorumluları ivedi bir biçimde cezalandırılacaktır.” |
01-08-2007, 04:44 PM | #4 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Soğuk hava
Amerika'nın kuzeyinde bir yerlerde yeni tanışmış iki genç haftasonu kaçamağı için bir kayak merkezine gidiyorlarmış. Dışarıda fena bir soğuk varmış, acayip de kar yağmaktaymış. Çift tanışma çabaları içinde hafiften flört vaziyette, kikirdeyerek, oynaşarak hava koşullarının elverdiği ölçüde yol almaktaymış. Ancak kızın çişi gelmiş. Delikanlı biraz dayanmasını rica etmiş. Bir süre daha gitmişler ama kız dayanamaz hale gelmiş: "Duralım, ben arabanın arkasında hallederim" demiş. Durmuşlar, kız inmiş arabayı kendisine siper etmiş, pantolonunu indirip işini görmeye başlamış. Çocuk centilmen bir tavır içinde kafasını çevirip bir kez bile bakmadan kızı beklemiş. Kızcağız işini bitirmiş ama ayağa kalkmaya çabalıyor, ama bir türlü kalkamıyormuş. Çünkü çömelirken kalçasını metal tampona yaslamış, hava sıfırın altında olduğundan yapışıp kalmışmış. Pantolonu inik bir vaziyette olduğundan, yeni tanıştığı çocuğa da seslenip yardım istemekten utanıyormuş. Arabayı itmiş, montunu çıkarıp, kalçasına sürterek ısıtmaya çabalamış ama nafile. En sonunda can havliyle yardım istemiş delikanlıdan. Delikanlı zaten iyice meraklandığından kopup gelmiş ki, manzara fena. Bir süre apışıp kaldıktan sonra, durumu anlayıp kızı kurtarmaya çabalamış. Ne yaptılarsa olmamış. En sonunda çocuğu aklına bir fikir gelmiş, ama bu yaşadıkları rezaleti ikiye katlayacağından, söyleyemiyormuş. Kız yerde otururken donma raddesine geldiğinden, fazla dayanamamış ve aklına gelen çözümü kıza açmış. Kız haliyle duyar duymaz "Hayır! Olamaz" şeklinde itiraz etse de; biraz düşününce başka çare olmadığını kabul etmiş. Böylece delikanlı fermuarını indirip, kızın kalçasına işemeye başlamış. Sonuçta kız kurtulmuş. Ama çift kayak merkezine kadar birbirleriyle tek kelime konuşmadan gitmiş ve ayrı odalar tutmuşlar. Böylece muhtemel bir beraberlik, son yılların en garip sakarlığı yüzünden başlamadan bitmiş. |
01-08-2007, 04:45 PM | #5 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
4 feet 8,5 inch
Dünyanın en gelişmiş ulaşım sistemi olan uzay gemilerinin füzelerinin genişliği 4 feet 8,5 inch imiş. Yani yaklaşık 1 metre 42 santim. Böyle modern bir araç için tuhaf olan bu rakamın ilginç bir hikayesi var. ABD’de demiryollarının ray arası uzunluğu 4 feet 8,5 inch’miş. Niye 4 feet gibi düz bir rakam değil de, hesabı zorlaştıran küsürlü bir rakam seçilmiş? Bu garip uzunluk ABD’de ilk demiryolları inşaatını yapanların İngiliz göçmenleri olmasına bağlanıyor. Çünkü İngiltere'de de rayların genişliği bu uzunluktaymış. İngiltere’de demiryolu inşaatı tüm ölçülerini tramvay inşa geleneğinden devralmış. Yani eskinin tramvaycıları yeninin trencileri olmuş. Bu yüzden de ray genişliği 4 feet 8,5 inch kalmış. Peki tramvay raylarının arası neden 4 feet 8,5 inch’miş? Çünkü bu uzunluk at arabalarının şaşe genişliğiymiş. Zamanında tramvayın şasesi at arabalarının iki tekerlek arası uzunluğu baz alınarak belirlenmiş. O zamanlar iki tekerlek arası denince akla 4 feet 8,5 inch geliyormuş. Vazgeçilmesi çok güç bir gelenekmiş bu. Çünkü malum uzunluğun İngiltere’deki tarihi, Roma İmparatorluğu’nun adayı işgaline kadar uzanıyormuş. O zamana kadar atlı araba görmeyen adanın yarı medeni insanları, atların araba çekebileceğini Roma savaş arabalarında görmüş. Dolayısıyla İngiltere’nin ilk yolları Romalı askerlerin savaş arabaları tarafından açılmış. İki derin tekerlek izinden oluşan bu yollar, sonraları İngilizler tarafından yapılan at arabalarının şaşe genişliğini de belirlemiş. Şaseyi kırmak istemiyorsan, yoldaki at arabası izinin uzunluğunu ölçüp tekerlekleri de bu uzunluğa göre yerleştirmek zorundaymışsın. Aynı şekilde Avrupa’da da tüm yollar standart olarak 4 feet 8,5 inch genişliğindeymiş. Peki Romalılar bu uzunluğu nereden çıkarmış? Arabaya koştukları atın kıçından! İki atın kalça genişliği 4 feet 8,5 inch tutuyormuş. Başa dönelim. Tüm bunların füze rampasıyla ilgisi ne? Solid Rocket Boosters adı verilen füzeler dünyada sadece tek bir firma tarafından yapılıyormuş. Thiokol adındaki firmanın mühendisleri füzeleri ilk tasarladığında daha geniş bir şey yapmışlar ama hemen o vazgeçilemeyen 4 feet 8,5 inch genişliğine dönmek zorunda kalmışlar. Çünkü Utah’taki fabrikada üretilen füzeler tren yoluyla taşınıyormuş. Demiryolu üzerindeki tünellerin genişliği de iki atın kıçının genişliğinden biraz fazlaymış. Kısacası ulaşım tarihi boyunca at kıçından bir türlü kurtulamamışız |
01-08-2007, 04:45 PM | #6 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Teker Patladı
İÜ Fizik Bölümünden üç erkek öğrenci bir gece önceki vur patlasın-çal oynasın olayını abarttıklarından uyuyakalıp çok önemli bi dersin final sınavını kaçırmış. Öğlen vakti uyandıklarında durumun farkına varınca panik olmuşlar. Hemen okula gidip dersin hocasına “Hocam, sabah üçümüz aynı arabayla okula geliyoduk. TEM Otoyolu’nda lastiğimiz patladı. Çok kötü bi yerde kaldığımız için hiç bi araba durmadı, stepne de patlak çıktı, o yüzden sınava yetişemedik. Eğer mümkünse bize özel bi sınav yapın” demişler. Profesör sorun çıkarmamış, “Yarın sabah 10’da sınavı yaparız” demiş. Öğrenciler o gece sabaha kadar ders çalışmış. Sınava geldiklerinde hoca bunların eline soruların yazılı olduğu kağıtları vermiş ve her birini farklı bir odaya almış. Sınav kağıdında şu iki soru varmış: 1. Quantum fiziğinin temel prensiplerini ayrıntılarıyla anlatınız. (10 puan) 2. Arabanın hangi lastiği patlamıştı? (90 puan) |
01-08-2007, 04:45 PM | #7 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Titanic'i Batıran Mumya
Titanic'in sahibi The White Star Line diye bir şirketmiş. Bu firmanın ortaklarından olan Sir James Cole'un babası, vakti zamanında, Mısır'da Ramses mumyasının kazılarına katılan 70 kişiden biriymiş. Bu yüzden ailesiyle birlikte sonsuza dek lanetlenmiş. Mister Cole, kazılardan kısa bir süre sonra diğer arkadaşları gibi esrarengiz bir şekilde hastalanıp ölmüş. Üstelik cenazesini taşıyan gemi de Akdeniz'de kaybolmuş. Oğlu James ise hayatı boyunca bu lanetten nasibini almış. Annesi ve kız kardeşini evlerinde çıkan bir yangında kaybetmiş. 18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda yaşamak zorunda kalmış. Yine de başarılı bir iş adamı olup, The White Star Line adlı bir deniz taşımacılığı şirketine ortak olmuş. Ancak babasının katıldığı kazının 20'inci yılında şirketin gemileri tek tek talihsiz kazalar geçirmeye ve batmaya başlamış. Şirket bir türlü kazaların önünü alamamış. Üstelik basın da üzerine geliyor, her gün boy boy eleştiri yazıları çıkıyomuş. Şirketin zararı feci boyutlara ulaşmış. The White Star Line son kozunu oynamaya karar vermiş. Tüm mal varlığını üç büyük, süper lüks gemiye yatırmış. Bu gemilerin adları Olympic, Titanic ve Britannic'miş. Bu üç geminin de üzerinde bir lanet varmış. İlk gemi Olympic, 1911'de, Atlantik Okyanusu'nda bir buzdağına çarpmış. Tamir için getirildiği tersanede çıkan bir yangında da tamamen yanmış. Titanic illegal bir şekilde mumya taşıdığı söylentilerine rağmen 1912 yılında ilk seferine çıkmış. Titanic'in trajik hikayesini herkes bilir; onun da yoluna bi buzdağı çıkmış. Britannic ise 1. Dünya Savaşı sırasında Atina açıklarında, 1916 yılında meydana gelen bir patlamada batmış. Kısa süre sonra The White Starline şirketi denizcilikten çekildiğini açıklamış. James Cole'un babasının katıldığı kazıda mumyası çıkartılan Ramses'in laneti ise şöyleymiş: "Beni yerimden oynatan herkesi sulara gömeceğim |
01-08-2007, 04:45 PM | #8 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Orman Yangını Sonrası Bulunan Dalgıç
Kaliforniya İtfaiyesi yetkilileri, bir orman yangınından sonra ormanın içinde yanmış bir balık adam cesedi bulmuşlar. Şnorkeli, oksijen tüpü, paletleriyle tam donanımlı bir dalgıçmış bu. Çok şaşırmışlar taabi. Polis olayı araştırmaya başlamış. Adamın kimliğini tespit ettikten sonra yangının olduğu gün ormana 20 kilometre uzaklıkta denizde dalış yaptığı anlaşılmış. Dalgıçın ormanın ortasına nasıl geldiğini itfaiye yetkililerinden biri çözmüş. Orman yangınlarını söndürmek için helikopterlerle denizden su alınıp alevlerin yoğun olduğu yerlere dökülürmüş. İşte bu talihsiz balık adam da belli ki kendini bir anda helikopterin okyanusa daldırdığı deponun içinde bulmuş ve daha sonra da ne olduğunu anlayamadan metrelerce yükseklikten alevlerin içine düşmüş. (bu olay yunanistan'da oldu, haber bültenlerinde yayınlanmıştır) |
01-08-2007, 04:45 PM | #9 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Mezarlıktaki Heykel
İngiltere’de yaygın olan bir hikayede anlatıldığına göre bir grup kız, bir gece korkunç hikayeler anlatıyorlarmış birbirlerine. Laf dönüp dolaşmış ve gece mezarlığa girip giremeyecekleri tartışmasına dönüşmüş. Kızlardan biri: “sabaha kadar bile otururum ben orada” demiş. Yaparsın, yapamazsın tartışması sürerken korkmayacağını söyleyen kız üzerine montunu alıp fırlamış dışarı. Giderken de, “Sabah beni mezarlıktan almaya gelirsiniz. Herhalde gündüz vakti korkmazsınız değil mi” demiş gülerek. Kızlar engellemeye çalışmışlar ama nafile. Evde kalan kızlar, sabahın ilk ışıklarıyla arkadaşlarının yanına yani mezarlığa gittiklerinde onu, yanında mermer bir heykel olan bir mezarın üzerinde bulmuşlar. Kız gözleri pörtlemiş bir halde cansızmış ve mezardaki heykelin elleri kızın boynundaymış. Sonradan öğrenmişler ki, mezarın sahibi, nişanlısı son anda evlenmekten vazgeçtiği için intihar eden bir gençmiş. Heykel intikamını işte böyle, kızı öldürerek almış. |
01-08-2007, 04:46 PM | #10 |
Forum Kalfası
Kayit Tarihi: Oct 2005
Nerden: Dünyada Bir Yerde
Yaş: 39
Mesajlari: 7,226
Teşekkür Etme: 547 Teşekkür Edilme: 425 Teşekkür Aldığı Konusu: 271
Üye No: 3561
Rep Power: 3116
Rep Puanı : 28119
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Kaçış Planı
Amerika'da, müebbet hapis cezasına çarptırılan bir adam, sabah akşam hapishaneden kaçmanın yollarını düşünüyomuş. Bir gün bahçede volta atarken gardiyanların bir tabutu cenaze arabasına yüklediğini görünce nihayet aylardır aradığı fikri oracıkta bulmuş. Burası büyük bir cezaevi olduğu için her hafta mutlaka 2-3 kişi Tanrı'nın rahmetine kavuşuyomuş. Mahkum, gardiyanlardan birine, cenaze olduğu bir gün tabuta konularak kaçırılması karşılığında epey yüklüce para teklif etmiş. Gardiyan korktuğundan başta biraz mızırdanmış ama sonra paranın cazibesine kapılıp kabul etmiş. Gardiyan adama, gece cenazelerin bekletildiği yerin anahtarından yaptırıp vermiş. İlk cenazede adam tabutun içine girecekmiş. Cenaze defnedildikten sonra da, gece gardiyan gelip adamı mezardan çıkaracakmış. Plan aynen uygulamaya konmuş. Kaçma ateşiyle yanıp kavrulan mahkum ölüye aldırmadan sıkış tepiş tabutun içine girmiş. Sabah da gardiyanlar tabutu cenaze arabasına yüklemişler ve mezarlığa götürüp laf olsun diye yapılan bir dini törenle gömmüşler. Mahkum tabutun içinde sabırsızlanarak gardiyanın gelip onu çıkarmasını bekliyomuş. Epey vakit geçtiği halde gelen giden olmayınca biraz biraz endişelenmeye başlamış. Bayağı bir zaman geçip de hala gelen olmayınca bizimki hafiften tırsmaya başlamış. "Acaba kendim çıkabilir miyim?" diyerek etrafı araştırmak istemiş. Cebinden zar zor çakmağını çıkarıp yakmış. Tabutun üstünü incelerken gözü bi an yanındaki ölüye takılmış. Ve o an donup kalmış! Yanındaki ceset anlaşmayı yaptığı gardiyanmış |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Baslangic | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Ben Düştüm Şehir Kalktı, Şehir Düştü Sen Kalktın | mystical_waynak | Eskiler (Arşiv) | 0 | 10-14-2007 12:18 PM |
Şehir şehir haberler (ilk kaynağından...) | raja_ | Eskiler (Arşiv) | 2 | 09-02-2006 03:13 PM |
Şehir Efsaneleri | bluekeys™ | Eskiler (Arşiv) | 2 | 08-02-2006 06:13 PM |
Dünyayı Hiç Uzaydan Şehir Şehir Ülke Ülke Seyrettinizmi? (Kendi Uploadım) | CoolTurk | Eskiler (Arşiv) | 1 | 05-17-2006 04:02 PM |
En Pahalı 10 Şehir - En Ucuz 10 Şehir | ๏๒รєรรเ๏ภ | Adult eski arşiv | 4 | 04-22-2006 11:11 AM |