03-15-2009, 02:51 PM | #101 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Tuz Diyarlı
Bakarken uzaklara, Maviye haykıran dağların ardında Karların beyaz, Soğuk soluğunda. Yüreğinden akan sevinçlerin, Sevdalı yarınlara özlemle Seslenişin. Görüyorum seni sevdiğim, Görüyorum. Gri ve sarıya çalan Gözlerinin rengini, Pırıltılarında umutların, Sevincini görüyorum.. Ayazlı bu kış gününde, Özlüyorum sıcaklığını Üşüyen ellerimde. Nisan yağmurlarının Coşar gibi yüreğinden, Hergün, her saat Akıp gelen, Duru, Berrak sularını içiyorum.. Tuz dıyarlı,türkü yüreklim, Görüyorum seni, Seyrediyorum Serhat gözlerinde Dünyayı.. Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #102 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Türkiye'm
Gecemin güneşi …Mevsim ......Tabiat .........Güneş ............Ve şiir Seninle daha anlamlı Seninle daha güzeldir Ve hasret ....Ve umut .......Ve özlem Seninle buluşacak Özgürlüğün rıhtımında Seninle doyacak yaşama 21/12/2006 Sevgili Özbek Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #103 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Var
İyi insan yoktur İyi olmak var İyi olmaksa zor iştir 23/11/2006 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #104 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yasemin
Ben bunca hasreti çektiğim zaman Yonttuğun özlemin uzaktı anam Hicrandı vuslat-ı gözyaşı ağu Kalbime dem vurup içirdin anam Yasemin, uzun yıllardır annesini görememenin özlemiyle yanıp tutuşuyordu. Yıllar olmuştu anasını görmeyeli, ve yıllar olmuştu gurbet ellerde onsuz yaşıyalı. Hasret, buram buram tütüyordu genizlerinde. Özlem, gözlerinde yolların hicran tozu. Sözde, gelecek aylarda memlekete gidecek; az da olsa sevdikleriyle özlem giderecekti. Ve en çokta anasını, son yaşlı haliyle görecekti. Vuslat hayalleri içerisinde günleri sayarken, bir cuma günü annesinden bahsetmişti arkadaşlarına, ve elinde olmadan göz yaşları yıldız gibi kayarken yanaklarından, yüreği cız etmişti. Zeyno anasını ne çok özlemişti yarap, ne çok göresi gelmişti. Yasemin, O'nu göreceğinde, geçmiş değerlerden bahsettirecek, ve annesinin o masalsı anlatışıyla bilgiler edinecekti. En çokta anne ve babasını hatıralardan bir kez daha tanıyacaktı. Kim bilebilirdi ki; bazan virgülleri yakalarken, nokta koymak için geç kalınıyordu ve özlenen sevgilere kucak dolusu parantezler açılamıyordu. Aynı günün akşamıydı; gece yarısı telefon çalmaya başlamıştı. Her zaman çalan telefonun sesi, değişmişti bu sefer sanki. Kalkmak istemedi bir an, garip bir hisse kapılmıştı aniden. Telefon ısrarla çalıyordu. Bir kaç dakika tereddütten sonra, ahizeyi kaldırdı, ve telefonun öbür ucunda ki ses: - Anneni kaybettik Yasemin! . -Ya hu ne diyorsun sen? -Evet anneni kaybettik. -Aman yarabbim, diye haykırmıştı Yasemin Ani bir krizle, Anadolu kadını Zeyno'nun yorgun kalbi, artık hayatın cilvelerine dur demişti. Bu ne ıstıraptı yarap, bu ne acıydı! Ev başına döndü ve olduğu yere çuval gibi çöktü. Öylece haraketsiz kalakalmıştı bir süre. Ne yapacaktı şimdi sorusu geçmişti kafasından, sanki yıllardır onunla yaşıyordu da, şimdi kolu kanadı kırılmış gibi, onsuz ne yapacaktı? Bir türlü ağlıyamıyordu, ne de kalkabiliyordu yerinden.. O yoktu, Zeynep anası yoktu.İnanamıyordu, bir şaka olmalıydı bu! Sırasımı şimdi şakanın? Sonra, ya hakikaten o nu kaybettiyse, göz yaşları boğazına düğümlenmişti.Ah bir ağlayabilse, şaka olup olmadığını sorabilecekti. Saatler geçmişti, Yasemin hâlâ kımıldamadan ana rahmînde ki bir bebek pozisyonunda bekliyordu ve tekrarlıyordu: -Ya doğruysa, ya doğruysa! Neden sonra belki son kez annesini beyaz bedeninde, beyaz teniyle görüp dokunabilirdi düşüncesiyle, hemen memlekete gitmeye karar verdi. En yakın havaalanı ofisinden bilet aradı, ancak iki gün sonraya bulabilmişti. Yüregine gömdüğü acısıyla anasını sessiz dünyasında görebilme ümidi taşıyordu. Nasıl olsa annesi hastahanede hayata veda etmişti. Yavruları gelmeden defnedilmezdi diye düşünüyordu. yıllar önce bıraktığı bazı inançların değiştiğini düşünerekten, morgta bekletecekler ümidini taşıyordu. İki gün sonra nihayet baba ocağına gelmişti Yasemin. Fakat annesi vefatından hemen sonra defnedilmişti. Olamaz diye haykırmıştı tüm benliyiğle. Yaşamanın umutları gözyaşlarıyla yüreğine sızmıştı. Oysa emindi, onu görebilecek, onu son yolculuğuna sessizce uğurlayacaktı.İçinde ki öfke kristal taşa dönüşmüştü, bir dokunulsa volkan gibi patlayacak, en kızgın lavları bırakacaktı cehennem ateşine. İnançlara göre ölüler beklemezdi. Töre yıllanmış yalnışlıklarla 21 inci asırda bile aynı devam ediyordu. Heyhat! Buğulanan kara toprağından ve arada beyaz tülbentli annesinin hayalinden başka bir şey görememişti. Biriktirdiği soruları annesine sessizce sordu Yasemin: - Neden beni beklemedin anne? - Kalbim yoruldu kızım dedi, annesi. -Ama neden? Sen güçlüydün anne, Anadolu kadınıydın. -… Yasemin bu sessizlik karşısında sessizce içine gömüldü. Kırmızı yalnızlıklarda tek başına gezindi ve bir şeyler bulmaya çalışdı. Bir hafta aradan sonra Yasemin gurbetteki evine dönmüştü. Karmakarışık duygularda bir türlü annesinin ölümünü ve onu uzun yıllar görememesini kabullenemiyordu. Yıllardır hasretti ona. Her yıl onu görmenin özlemiyle kendisini kandırmıştı. Her bahar geldiğinde bahtsızlığın gergefinden kendini kurtaramıyor, hayallerini gelecek bahara erteliyordu. Ve böyle devam ediyordu Yasemin'in asırlık özlemleri. Bütün bunları düşünürken, Yasemin'in aklına annesini görebileceği gelmişti. Evet ona kavuşmanın yolu rahmandan geçecekti. Denemek istedi. Çok korkmuştu ve bu korkuyla çocuklarını ve sevdiklerini düşledi. Annesine kavuşmayı bir daha ki sefere erteledi. Her seferinde aynı şekilde erteliyordu vuslatı, derken, haftalar geçmişti aradan. Ve bir gün, rüyasında çöken bir evin altında kalmaması için annesi siper olmuştu.Göz yaşları içerisinde uyandı Yasemin, ve ölmek istemesine anlam veremedi.Kendisinin ölümü annesini daha çok üzecekti.Ve anlamıştı ki zaman en iyi ilaçtı çareler bulmaya. Gerçekler, zaman içerisinde yürek ve beyinle görülebiliyordu. Ve biliyordu artık Yasemin, hayat acılarla devam edecek, insan acılarla var olacaktı. Ölmek istemiyordu artık, bu bencilce bir düşünce idi, vazgeçti. Yaşama uzun vadeli bakmaya başladı, onu seven varlıklar vardı. Bakış çerçevelerinin daha da genişletilmesi ve genişletmeye devam etmek gerektiğine inanıyordu. Zeyno anasının ölümünden uzun yıllar geçmişti. Yasemin anasının ölümünü kabul etmiş ama bir türlü onu görememeği kabul edememişti ve edemiyordu. Bağnaz törelerin değişmesi gerektiğine inanıyordu. Neydi bu töreler? Bunları bulmak ve ayıklamak gerekti. Eğer annesini en azından beyaz teninde ve tahta yatağında görebilseydi bu kadar acı çekmeyecekti.Çekmeyecekti bu zemheri ayları. Yasemin,özlemler içerisinde bir kez daha uzaklara dikti gözlerini. Onu anlayacak tek dostu olan anası çoktan yoktu. O'na kavuşacağı günü rahmanın kurallarına bıraktı, vakit geldiğinde kendiside veda edecekti bu diplomalı hayata. Dalıp gitti bir an, annesinin dizlerindeydi başı: - Anne, bilsen seni ne çok özledim dedi. Annesi azeri şivesiyle: - Mende seni ay balam dedi. Ama merak etme yanımda yerin hazır, geleceğin gün sana beyaz tüller içerisinde ki yerini göstereceğim. Anasının buğulanan gözlerine bakarak, göz yaşlarını sessizce yüreğine akıttı Yasemin.Serap gördüğünü farketti. Sıyrıldı seraptan.Yerinden kalkarken, kimseler göremedi bu ayrılığın ızdırabını; bağrı hasrete dönüştü özlemi..Yüreğinin en ücra köşelerinde, tuz kayaları yaktı genzini, yaktı, yaktı ve yaktı. Yasemin,yavas yavas adımlarını atarken yaşama doğru, annesi gülümsüyordu ardından: - Sen benim kızımsın unutma; dozer kızım. Güçlü olmalısın, zayıflara burdada yer yok diyordu. Yasemin acı bir tebessümle: - tamam anne, tamam. Hayat devam ediyor biliyorum. Ufuklarda görüşmek üzere hoşça kal, hoşça kal emdostu.Hoşça kal. 29/12/2006 Sevgili Özbek Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #105 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yakamoz
Hayat bazan sevdalı, bazan karamsar. Ne yapacaksın düzen böyle! Hayat nedir, yaşamak nedir, ve biz neyiz, kime hizmet ediyoruz, kimin için yaşıyoruz? İşte bunları bilmek ve değerlendirmek, insan için bir mutluluk kaynağı olacaktır. Yanımda sen yoksan, ellerin ellerimden uzaksa, yaşanacak ve sevişecek duygular terk edip gittiyse, olmasın düşünceler, olmasın süslü kelimeler. Sen yoksan, seni hatırlatacak şiirlerde olmasın. 17/05/2007 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #106 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yaşam
İnsan yaşamı üç unsurla var olmaktadır bana göre. Hasret, özlem ve hüzün. Neye bakarsak, nereye bakarsak bu üç öğeyi görürüz. Bu yüzdendir ki yaşadıklarımız ve yazdıklarımız bunların etrafında oluşur ve bunların içeriğiyle geçer. En çok hatırlananlardır. İnsanı bütünleştiren bu öğeler, yaşam boyunca hep ağır basar. Ben, bunları yoğun yaşadığım için şiirlerim genelde bunların üzerinedir. Yüreğimi besleyen bir sevgili olmamıştır. Yüreğimi, hasret, özlem ve hüzünle kendim beslemiş, kendim yeşertmişimdir. Aşk şiirlerim ve yazılarımda bunları özellikle yoğun işlemişimdir. İnsanoğlu ulaşamadığı hayallerine daha derin hasretlik çeker. Özleminde hüznü yaşarken; ve aşkı yüreğinin ücra köşelerinde ateşlenmeye hazır fitili ile kendi yaratırken, yeryüzündeki her şeye tüm değerleri bu özelliklerden dolayı verir. Sevgili Özbek 'Hüznünde isyanı deftere yazdım' kitabından Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #107 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yeni Yıl
Geçmiş günlerden beslediğim günleri Harmanlayıp geliyorum gelecek günlere Hazzından bir yudum, gölgesinden bir tutam Sınırsız sevmenin düşüncesi Bir isteğin gelişinden Bir önce ki olmayan arzuların Ve herşeyin bittiğini sandığın an Yerimdeyim ben, kıyılarında zamanın Bütün engeller yenilmek için Ve üstesinden gelmek içindir Yaşamın kaygısı, bilemediğin yarınlara İnanmak yürekten başarmak içindir Sıfır altıdan yola çıktığım, evrensel görevlerimden Yeni bir güne başlamak üzre Ey hep aynı şeyler Yürek cızlatan insan manzaraları Ey savaşlar, açlık ve yoksulluk Tabiatın öfkesi, isyanı depremler Dinle ey ömrü emel beslenen Dünya İç gücün mayasıdır yaşanan manzaralar Zamanın buğusunda tümlüğü yüreklerin Yankısal fikirleri duyan, düşünen beyniyle Kaynağı insanlığın yenecektir her şeyi Yüzüncü yılın çarpıklığından değişim kadar Yetmese de sesim Özlemlerin sofrasında simgeyim Karesinde yaşamın Sevi'lerin haritasında 28/12/2005 Fransa Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #108 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yok/sun
Dayanmak zor geliyor artık akşamların sessiz karanlıklarına. Senden sensiz, yok/sun. Seni beklemenin sarhoşloğundan, sensizliğin sağırlığına seyahat ediyorum. Her şey anlamsızlaşıyor birden bire. Sesinin musikisini duyamamanın fakirliyiğle bir başka kayboluyorum anlamsızlığın boşluğunda. Ha bir gayret diyerek, bekliyorum. Beklemenin ne olduğunu bilirsin mutlaka. Hele bu beklediğin kişi sevdiğin insansa, işte o vakit, zehir zemberek akar zaman. Esmer isyanların iç dünyasında kor gibi yanar özlem. Burun direkleri sızlarken göz pınarlarından dem çeker hasret, deminden yok/sun. Sensizliye tutsak kalırken, seni hâlâ bekliyorum. Bir yerlerden geleceğini umutluyorum. Lilipar bulağının kıyısına oturmuşum, sana yakın bir yer. Tam yanıbaşında. Dokunmak istiyorum tenine, ellerimi can sıcaklığıyla uzatıyorum sana, tenim soğuk kalıyor, yok/sun! Mavinin derinliklerinden ilham alarak, düşlerimi uzatmaya çalışıyorum, sırf elâ gözlerinin mahmur süzülüşünü görebilirim diye. Ama tüm cimriliğinle uzaklardasın sen, belki de rüyalarda tüsey papatyalarının arasında kelebek arıyorsundur. Ağır göz kapaklarım vurgun, seni beklemenin ızdırabıyla rest çekiyor arabesk hayallere. Ne o? Yanıbaşımdasın! Bir şeyler anlatıyorsun, buralardan sıkıldığını ve hiç bir zaman gelmeyeceğini, gelemeyeceğini söylüyorsun. *******in baharı ertelendi diyorsun, belki de yeni şiirlerde kamerî başka yakamozlara dönüşecek diyorsun. Belki de bizsiz doğacak güneşin ufukları. Ne yani, şafak ağarken, aşk bahçesi sonsuzluklar ötesinde ki sohbet sofralarında lâl kalacak öyle mi? Senden uzak? Senden yok/sun. Off! Oysa ben, yüreğimi besleyen sevginle, saklı zamanların koynunda ilerletirken sensizliği, ufkumda açılan bu ebedî sevinin kahvesini yudumluyordum sıcak sıcak. Ve bir gün bana beyaz güllerin gölgesinde, karanfillerin nar kırmızısı akidesiyle karıştırılmış telvesinden sunacaktın. Anladım. Yeni umutları nadasa bırakacaksın. Visalin ana bulvarlarında ıhlamur ağaçlarının açacağı çiçekleri ben toplayacağım, tek başıma, yok/sun, senden yok/sun. Ve demleğeceğim çayları da tek başıma yudumlayacağım, senden yok/sun. 6 Mayıs 2007 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #109 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yokluğunun Özdeşi (mektup)
Kamerin öz kızıyım. Yeryüzüne yansıyan gökkuşağı nezdinde, benim elvan elvan açan. Güneşin hâkim olduğu göğün sahibiyim. Dünyam Ağrı dağlarının doruğunda. Seni seviyorum heyy! Varlığının yokluğuna özdeyişini seviyorum! Yorgundu kalbim biliyorsun. Dayandı bunca zamandır hüznün hezimetlerine. Her yokluğunu aradığımda papatyaları öptüm teker teker. Okşadım şefkatle onları. Rüzgârın sarı göbeklerinde uçtu bûselerim, içimde ki saf çocuğun kalbine dizildiler inci inci. Ve tesadüf olmayan senin kokunu getirdiler her seferinde. Seni sevmek, ve seni özlemlerin mahrem dostluklarından özlemek istediğim için gönderilmiştin. Uyandığımda sabahlarımı renklendirecek ilahî bir lûtfa, yorgun kalbimi dolduracak ilahî bir güce ve, gözlerinin elâsında kaybolan gülüşünün utangaç harelerine muhtaçtım. Düşlerimdeki sen yetmiyordun çünkü. Evet, yağmur sonrası yosunların yeşilliğinden, toprak nesliyle gelmiştin hayatıma. İçimde ki melankolik sevgimi saf suların aksine yansıyan cemalinden besledim. Taa ezelden var olan aşk çoğrafyam, seninle daha bir renklendi. Yürek haritamda ahirim oldun, Gönül diyarımın manidar şehri. Yankınlandı yalnızlığım, yakasına rozet astım. Dualarım ve adaklarım yokluğunun zehir gibi akan zamanlarında adandı. Varlığın kadar yokluğunuda istedim çünkü. Arâf çizgilerinde yürümem zordu tek başıma. Adın gerekliydi hasat mevsiminde ki harman tutkusuna. Elenen kalıntısından tahıl sürmesine, seninle varmam, tek ve bütün olmam şarttı. Benliğimi kuşatan, tenimi yakan ağustos sıcağı, kavgamın gülüşündeki özlemini başka türlü yaşayamazdım. Özlemin içinde özlemin keşfedilmemiş adalarını gezemezdim. *******ce uykusuzluklarım ve seni kaybetme korkularım, ölüme teslim olmanın sırlarını bilemez, seni görebilmenin hasretiyle biriken seviyi ebedî barındıramazdım. Sevmek ihtiyacımın cevabıyla sen, ilahî aşkımın meyvesiydin. Padışahın bana sunduğu o kırmızı elma. Sesimdeki sesimdin ve payıma düşen bir nimettin. Edebî dünyama kattığın kalemini sevdiren kelamın, elif sözcüklerinden yalnızca özümsediğim sendin. Cam şeffaflığından yokluğunu yüklendim taa uzaklardan. Zor olanları istedim dualarımda, varlığının kattığı yoklukla kalmak istedim. Yokluğunda acılar içerisinde kıvrandımsada damla damla biriktirdim seni yüreğimin zulasına. Özlemine tutkun, hasretine müptela, sessizliğine erek. Eskiyorum artık. Sayrı zamanın sayrı ilişkilerinde yıpranıyorum. Tükeniyorum kaybolmamak için. İznin olursa, zaman zaman kalbimin koridorlarından çalacağım kapını ve yüreğinin merhamet limanına sığınacağım. Ruznamem bitmek bilmiyor sana yazarken işte, daha uzayacak gibi. Ama kısa keseceğim. Seninle yüreğimden başka hiç bir şey paylaşmak istemem; çünkü paylaşıldıkça azalır tutkunun gücü. Hele sıradanlığın yarattığı bir aşka dönmesini hiç istemem. Sen, varlıkla yokluk arasında damarlarımda akan kanımsın. İnsanın yaşamasını sağlayan iki dudak arasından solunan nefessin. Seni hep özlemeliyim, hasretinin devasa gölgesinde acı çekmeliyim. Evet, anavesilem, sevgi dünyamın çoğrafyasında alnıma yazılmış ilahî lütûfsun sen. Adımın özelliği senle ilham alır. Dünyanın öbür ucunda da olsan, hayatıma anlam katacak, nabız atışlarımı değiştirecek tek varlıksın. Şimdi seni sevmeyi ne çok özlüyorum, ah ne çok özlüyorumm! Artık bir notanın ezgisinde olan kalbimi, senin hicret yollarından, padişahın feriştelerine emanet ısmarlıyorum. Koruyamam belki kim bilir? Defterimin karelerine seni çizerek bitiriyorum namemi ve sevimin bana düşen payıyla, beyazın ak tonlarına bürüyorum seni. Yokluğunda seninle varlığında sensiz. 07/12/2007 Sevgili Özbek Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 02:51 PM | #110 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57825
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Yumulu Göz Kapaklarımdasın Sevgili
Mümkün mü Seni unutmak Avutabilmek bu yüreği Denizler gibi, umman olup, Dalga dalga coşuyorsun damarlarımda. Yudum yudum içiyorum kara gözlerini Ve Damla damla akıtıyorum Onları Yüreğime Derken Savuruyorsun beni Güneşin o dayanılmaz sıcaklığına Birden bire yandığımı hissediyorum Canım acıyor, yüreğim kanıyor İçimden sana Zalimm diyorum Sana dokunamıyorum yâr, Do ku na mı yo rum.. N'apalım Canın sağolsun kara gözlüm Ben de sana Yumulu göz kapaklarımın için de dokunuyorum. Her şey ora da Ora da başlıyor seninle Ve seninle bitiyor Yumulu göz kapaklarımdasın sevgili Yumulu göz kapaklarımın içinde Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|