03-15-2009, 01:57 PM | #11 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Adın Barış Olsun (Kadın)
Toprak gibi bereketli yürekleriyle Bam telidir dünyanın her yerinde kadın. Yerimiz toplumsal mücadelenin saflarında İnançla öğrenen yüreğinde direncin. Beyinlerini yürüteç ağlarına mahkûm kılan Para arzı silahlarının vebal tetiklerini okşayan sin Kapitalistlerin Tefessüh tozlarını yüzlerine silkeleyerek Sınıfsız bir toplum da, salt sevgiye dayanan Emeğin her gününde çıkarsız, bencil duygulardan arınmış, İçselleşmiş değerlerimizden ve dağ gibi mavi ilkelerimizden İnsanlık tarihinde ki yeni süreçte insanca, Yaşam karelerinde buluşmak amacıyla Dünyanın kavkısı çoktan değişti Despot çemberini çöz anam bacım Sekiz mart tarihi liberalleşti Kaldır duvağını gör anam bacım Yazgı tellerini niye ram etmiş Kolluk kuvvetleri aşikâr gitmiş Baskılar altında anam ne bilmiş Töreden dersini al anam bacım Kurtuluş harbinde önlerde sendin Kağnıları çeken ayrı değerdin Beyaz sayfalarda sarı gizemdin Günümüz yalazı kor anam bacım Zamanın namlusu bilgiden geçer Hiç bir hak verilmez almaktan geçer Kendini tanımak anlamdan geçer Beyninde ihtilal kur anam bacım Unutmadan gündüz sema da tacım Karanlığım yıldız ruhunda sacım Ferdi kurtuluşun yetmez ay bacım Cemiyet tabusun kır anam bacım Adın barış olsun tut ellerimden Zorbanın fikrini harbi sinirden İnsanın yüreği kadın sesinden Yıkalım halk anam gel anam bacım Sunalım *toy gibi bar anam bacım 8 mart 2006. Toy: düğün, şenlik Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:57 PM | #12 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Alıştık Çünkü
Bir tarih daha doğuyor eğri budaklı Şom öpüşlerini izlerken orta doğunun İnsan kılıklı çakallar sinmiş yarasa inlerine Yazılıyor ha bire kirletilmiş elleri Bu da bitecek, bu da bitecek Zulmün kan pıhtısı, çizilen çoğrafyasında Alıştık çünkü kanlı tablo görmeye Böylesine iğrenç Şimdi Bir yanda biz Bir yanda sakatlar Bir yanda ölüler Kim hesabını verecek 01/08/2006 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:57 PM | #13 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Ana/dolu/yum gözlerini
Vefaya mihman bilinen tarihim Hüsnü gösterir ana rahminde Doğmadan başlar o yaşmak yazı Renklerine gergef hasretinde ki hüzün Oğlum olsun yükünün hesabında Ne sancılıdır bu kamerî ay Ne masalsı istekler yalnız Ne buyruklar dile gelir Baba neslini yeşertecek sürdürecek ya Yıktığım saltanatın en ücrasında oğul Aşkımın saflığıdır oysa Ve ben yaşadıkça Yaşandıkça evin mehter dirilişidir o Yüreğimin çoğrafyasında ebediyeten Beni gök yüzü Hafızam çile kevserine hükmedemezken gayrı Yasaklar tozlu yaz tenim de gün doğumuna sinmiş Söğüt dalında ayıplarla büyüyecek ahraz geleceğimse Efkârımda alyansına sayrı Tabuların haziran yaşamıyla Geçmişten gelip günümüzde dem tutan Çarpık bir düzende ikinci kuşak Alnın hatlarında ki kronik çizgidir artık On üç yaş teşekküllü Sanem sultanın mudil yolları Endamım Düşleri çamaşır iplerine asılan Güneşin kuruttuğu açlıktır şimdi Ondört yaş tamahkârına sürgülenen akaretim Bastırılmış duyguların kanayan dudaklarında Zembil anahtarıdır Ismarlama benliğim Şiir gibi bir yazın gündüz gölgesi Ahlakın şahikasında alnımın kızıl akı Boynuma yüklenen ben olmayan kişiliğim Yaldızıdır beyaz çarşaflı *******in Neme lazım bu Yok sayılan şahsiyetim kibrit kutusunda Eflatun hisleri içerde kalan zaman Sessiz yakarışların didişinde men edilen kararlarım Bozuk psikolojiden gelen yalpak düşüncede Kendimi tanıyamamamdır Ah Ağrı/nın eteğinden güneş nasıl Nasıl habersiz doğuyorsa Ram etmiş çıplak bir gökyüzü için Sabır sofralarımdan duman tütüyor öyle Esrik kültürün şımartılan yanlışlarında Bir hiçliğın tomurcuklarından kayboluyor kardelen Sararıyor benzi gravür açtıramadan Bir kentin katran havsalasında Nevruz çiçeklerinden gün seyeline yeşeren imanımla *hani benim gençliğim anne* Şimdi şimdi Gonca sancılarım geçmiş gibi neftî Ünsüz çoğunluğun hoyratça suskunluğundan Bir koca yaşamdır üstüme yüklenen Oy balam Ne zor şeydir ne yaman üzüntü İsteyipte seni kucaklayamamak İsteyipte sana verememek anaç öpüşlerimi İkinci yasakların ayıplar karargâhından Utangaç ananenin zincir halkasından Adım gelin belirtisidir çünkü Kadın rollerinden kırmızıya boyanan Sahi neydi size diyeceklerim Hizmetlerin göstergesi atfetim Pederin nazeninden kayınpeder nazına Nisyanı ihtiyarlık karşıtı Anamın göbeğinden saçılan Onbeşinde mesuliyet duygusu Dilsizliğimden bir hayat çiziliyor alnım bulvarlarına Aymaz hüviyetim isyan-ı kaygı duruşunda anne Eksiğinden ellinin yorgun nefesiyle Ardımda bıraktığım akşamlar esmerleşirken Gör bak hele umudum elemlerle yüklü yüreğime Kurşunlar yağıyor nankör soytarı cücelerden Hey Serencam bedenim ak tellerim yaralı göğsüm Ben savaşlar için doğurmadım oğullarımı Ben ağıtlar yaksın diye yoğurmadım kızlarımı Ben insan doğurdum İnsanca yaşamın içinde İnsan evrimini yaşamak için Ah acılara hükümran bağrım Bana yeşerttiğim ormanları kim geri verecek Kim sunacak şefkat yeşili aşklarımı Kim hesabını soracak yaktığım ağıtların Nisa Anadolu’m Her ne kadar derin çizgilerde oyulmuşsada yüz hatlarım Gül nadaslarım erguvan dallarındadır Anamın avuçlarıma bıraktığı miras Hasatta ki hasebiyle büyümeğe dursun Seninle olan davamda velhasıl Ana/dolu/yum gözlerini varsıl ana yazgımı Hayatın başaklarına diz sarı sarı Diz ki Harmanlar seni bir baştan ötekine Ana/dolu kokar teni Ana gök gürültüsünden 17/03/2007 Sevgili Özbek Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:58 PM | #14 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Anne
Sebepsiz değildir sana olan hasretim, intizarım yollarda anne. Gözlerimden akan tuz, hangi kayaları çatlatır bilmem; O da neyin nesi. Hükmetmesiydi canın, sevdan acılarımda zaman andız otu, Hayat yordu beni. Çöktü hasretin omuzlarıma ahuzar dilim. Şimdi sensizim anne, şimdi olmuşum hüzün. Kaç zamandır seni öyle özlüyorum ki anne! Bir türlü fırsat bulupta, başım dizlerinde, oturupta dertleşemedim senle. Neredesin, ne halde deyipte halini soramadım. Bağışla beni anne..! Beni sorarsan, dert boğazıma kadar. Hazır değinmişken beni dinler misin anne! Biliyor musun anne, seninle öğrendiğim sabır taşlarını hâlâ taşıyorum. Sensizliğin nârına yanarken, sevdaları yüklüyorum yüreğime. Aşkın adreslerini sözlerinle besliyor, Samanyolu boşluğunda topluyorum. Sustu çığlıklarım artık, söz icabı lâl oldum. Öyle yalnızım ki anne! Kendim kendime ağırım şimdi. Yaşamın bilmecesindeyim. Dönme dolap savruluyorum değirmen taşlarında. Nerdesin anne? Nerede? Gel artık, ya da, al beni kollarına! Acıların rahmet olsun susayan sevdalarıma. Sen mehtaba benzeyen serinlik, sen ruhumun latife çağrısı, güzel annem, gel yanımda ol, karanlıkları beraber aşalım. Tüm güzellikleri gôzden geçirip, beraber varalım onüçüncü aylara. Kaçırdığımız o hayellerimize seninle yeniden başlayalım. Daha emin, daha güvenli, daha sevdalı, daha barış dolu. Tüm anaların mutlu olabilmeleri için güvercinler uçuralım senle. Ben yorgunum anne, tükendim artık. Acılı yüreğim bedenimde işçi şimdi. Yılların kumları birikmiş anlayacağın. Sensizsem nasıl yaparım harcını? Nasıl doldurabilirim yüreğimin heybesini? Nasıl sıvayabilirim kalbimin atışlarını? Kimse beni anlamıyor anne, sevdiklerim dahi, yüreğime mühürlü olan sevdiğim bile. Anlayacağın tek başıma yaşamayı beceremiyorum artık. Ne kadar dayanırım dersin? Yüreğimin koylarında akan asi çağlayanlara ne kadar göğüs gerebilirim dersin, bilemiyorum anne. Çok uzaklardayım anne! Seslenişim yankı yapar belki Süphan dağı eteklerinden. Yokluğunun bedeli çok ağır anne! ! Hasreti kalemimde kem vururken, nasıl yakın olabilirim sana, nasıl kendimi ifade edebilirim diye kahroluyorum. Telefonda edemiyorum hani. Ah körolası ayrılık! Öyle muhtacım ki sana anne, öyle çok muhtacım ki! Yokluğunla, tükeniyorum. Sayrı zamanın sayrı ilişkilerinde kahroluyorum. Sana dokunamıyorum anne! Nerdesin? Nerede? Duyuyor musun? Her sabah güneşin kurutamadığı otların üzerinde ki ıslaklıkları kırağı mı sanıyorsun. Onlar her seni hatırladığımda akıttığım göz yaşlarımdır anne. Yokluğun sonsuzluk gibi Ben de. Adın kanımda canıma yazılı, gittiğin yolun telvesindeyim çünkü; yaralı zamanın koylarında bir başıma anne. Hani, bir zamanlar gençliğin verdiği toylukla, sana istediğim gibi sarılıp öpememiştim. Bir şeyler yapmak isterken bilinçsizce, vermeye çalışıyor ama verememiştim ya. Şimdi olmalıydın yanımda anne, ahh şimdi olmalıydın! Sana yürek heybemden neler sunardım. Hürrem Sultanın saraylarında ki aşk masallarını anlatırdım sana. Ağrı dağı eteklerinde uçuşan çiçeklerin gizemlerinden bahsederdim. Gözlerindeki mutluluğu izlerken ben de mutlu olurdum anne.! Ama geleceğim. Eteklerim güllerle dolu, bekle beni anneciğim. Biliyor musun daha bitmedi dertlerim anne! Yürek mahzenimdeki birikimlerimi, çalışarak kendimce bir şeyler yazmak istemiştim ve yazdıklarımı ne hayallerle beslemiş ne umutlarla süslemiştim. Yeşil sayfalarla yeşil olacaktı her şey. Yurdumun dört bir yanında, yurduma olan özlemlerim okunacaktı. Fakat tüm heveslerim içimde kaldı anne. Hiç bir şey beklediğim gibi olmadı. Anlayacağın, kitabım da hüzünlü anne. Albenim, beni hasretlere boğan, sevmeyi öğretip beni yetim koyan güzel kadın..! Sana böyle dert yandım diye üzülme hemi. Serzenişlerim boşa değil bilesin. Var dostlarım, hem de çok güzel dostlarım. Az ama özler. Vefalı onlar. Bir ben vefasızım anlıyacağın. Ama onları çok seviyorum. Çok konuştum demi, seni yordum gene. Beni senden başka kim anlayabilir ki! Kim dinleyebilir ki bu kadar! Kim dinleyipte ortak olabilir ki dertlerime! Üzüntü sebebim en çok senin çağında seninle olamamamdır anneciğim. Çocukluğumla bana verdiğin tarih beyaz sayfalarda dem vururken, kabrinin çoğrafyasında banada yer ayır, topraktan olsun. Toprak olsun ki çiçekler türesin, kelebekler uçuşurken, arılar konsun hep. Bir daha ki sefere çiçeklerden demet yapmak için papatya kal anne beyazlığına ihtiyacım var çünkü. Az daha unutuyordum bak, bu gün anneler günü. Dünyanın en kutsal insanları anneler günü. Senin günün anneciğim… Günün kutlu olsun ANNEANA. Makberinden öperim. 11/05/2008 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:58 PM | #15 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Annem Irakta'ysa N'olmuş, Teyzem gelmiş Ya da
.................Şiirimin babası Nuralay'dan bana Sonbaharda taranmamış başak tarlasıydı Kapatan, Algılayan yüreklerde ilme ve sevdaya dönüşen bakışlarını Hazan güllerinin yapraklarıydı Olası rüzgarların savurduğu Gülüşü Sözsüz tabiatın ve vakitsizliğin zamanına Bulanan yüreğiydi Kelimelerindeki nihayetsizlik Meltemlerin, polenlerin kimyasallarıydı Melankolisi ve sarhoşluğu Aklının Ve böyleyken çıkageldi başkalarının düğün sabahalarında Ağlamalar tortusu; tuz kayaları Yüreğime Sevgili'ydi adı Tuzu eritti Tuzu eritti Sevgili teyzem Nuralay 16/07/2006 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:59 PM | #16 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Anne
Bugün kupkuru bir merhabamla Esrik zaman halinden şikayetlerim var anne Uzak kentlerin çok ötelerinden Nemli andız otu, Haylaz dertlerimden bahsedeceğim Vaktin hederine yükleyeceğim hüznü Ve Kalemin ucuna kadranı sıkıştıracağım Biliyor musun anne,sana yazarken Yılların eskitiği tarumar gözyaşlarım, İnsan tariflerinde akrepleşiyor Gerilerde kalan kırıntı ahlarımız Hayatımızla bezginleşiyor anne Yelkovanlarda can çekişiyor Sana güzel şeylerden bahsetmek isterdim aslında Mavilerden,uçan kuşların özgürlük kanatlarından Buralarda yangın var anne, hadi gel Gel beraber uçalım derdim, bak gelmezsen düşerim Öyle çok yalnızım ki, baldıran yalnızlığım anne Ve şefkatine bu kadar muhtaçken, en kötüsü de sensizim Bilincimin uç noktasında sensizim anne Yokluğunla kimsesizim Buralarda çok şey değişti anne, her şey kalıntı artık İnsanlar çok değişti; kişilikler patikalarda kangal Sosyetenin tefessüh anjin ilişkileri, internete bile yansıdı Sahteliğin sancıları kol vuruyor, anlıyor musun Ve bu yaşadıklarımız boştur deyip geçiştirsek bile İçimizde ki kanayan kar soğukluğundan Yitmek an meselesi anne Yitmek kırmızılarda Evet anne, senin o kader dediğin tarihimde Alnımdaki çizgiler yılların yorgunluğudur Bağrımdaki ıstırap ayrılığın cefası Beşerin ihanetidir sırtımda taşıdığım Ve beni kahreden yedi bıçak yarası değil anne Beni kahreden onur yarasıdır, kahrolası onur Kutsal sevdalarımı hiçe sayıp yandığım Şuursuzca kaybettiğim yirmi yedi yılım bile Bu yarayı onarmıyor anne Tamir etmiyor Halime yanan dostum,hadi gel Gel de beni o eski günlere Anlattığın o masalsı günlere götür Hayallerimi süsleyen aşklar diyarına Kirletilmemiş o düşler bahçesine anne Yılların beni mahrum bıraktığı Göçmen kuşların mevsimine götür Kanayan anılarımdan yoksunum işte Yoksunum anne, hanemde yoksun Sitemim böyledir diye kızma bana Zeyno Sen yetiştir umutlarımı, kendi ellerinle ek Doğmadığım o gün gibi toprak çıplaklığına Tohumlarınıda nilüferlerden pembeye bırak Sulara baktığımda eğil berraklığına Yansıyan cemalinden mayısı giydir anne Ve kimbilir Yollarını şaşıran sabır taşlarından belki Sığındığım bahar yaz olmadan al beni rahmîne Yorgunum çünkü, çok yorgunum Yor gu num,yo rul dum anne 11/05/2006 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:59 PM | #17 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Arkadaş
………………………Kitap arkadaşıma Güne düşmemiş yılların yorgunluğundan Hayat bazan karamsar çekilmiyor O kadar çok ki O kadar çok ki dostluğun yoksunluğu Gül mü desem yoksa diken mi şüphelerinden Sevenler ah sevilenler anlaşılmıyor Anamdan kalma İçimde ki buğday kokusu tam da Oturmuşken değirmenin taşına Suyun susuşundan sabır taşıyor Üzülmek yetmiyor bunlara Niye arkadaş Bazan efkârında hüznü Alev sarıyor Bazan hasretinde özlem Tütün kokuyor Bazan kederinde ayrılık Zehir oluyor Çekmeye yetmiyor içtiğin Niye arkadaş Şimdi Bedbaht kent düşlerinin evinden geldim Off! Ne sevdiklerimde vefa Ne sevmediklerimde cefa Böyle dünyada yaşamaya Değermi ki Kahırdan ölmek üzereyim Yetiş arkadaş 30/05/2007 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:59 PM | #18 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Arzu Nihal'e
Gözlerimin ışığı, ilk göz ağrım Gençliğimin kızıl gülü Bana, gerçek yanını yaşamın Bilinç altında benliğimi öğreten Fikirlerimin ecesi Arzu Nihal Varlığınla sen, arzulu balam Kilometreler ötesinden sana dokunmak Kanadında rüzgârın kelam yollamak Dizelerinden arzumun, bir demet özlem Seninle dolu sevi'mde sana ulaşmak Acılar belirler sanki hayatı ........................Ayrılıklar Yollar ayırır sanki insanı ....................... Özlemler Bekleyişler betimler sanki yaşamı ........................ Hasretler Yağmurlar eksilmesin bulutlarından Gök kuşağı yoldaşın olsun Umutların mavilerin sonsuzluğunda Dans ederken, koynuna yıldızlar Işığı direncinde, gözlerine dolsun Güneşin sıcaklığından beyaz sevinçler Kavuştuğun vuslatın nakışında dokusun Doğacak aydınlığında, dualarım seninle Arzu Nihal Gurbetimden diyarına mahsus selamım olsun 28/12/2005 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:59 PM | #19 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Aşk-ı Gülnihâl
(Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir) Hamdım Başak oldum toprakta efil efil esen Boy verdim yemyeşil yürek dolu mukaddes Kendi sapaklarımla kucaklamak istedim dünyayı Kalbinin istikâmetinde tane tane desen Rüzgâr-ı şah oldum tutmadı salınışım Nerde yanıldım/ Ey muhabbeti sağanak derde kanıldım Piştim Gözlerim harap oldu bitişidir ağlayışlarımın Çok uzaklarda tüten buharıdır mihrab-ım Nice güzellikler yad olurken gülistan-ı yol aldım Görülmez bitap oldum ezgide yalvarışlarım Ney sustu ya Râb duygular değişmekte Nerde nefesim/ Ey Vecdet-i seyr-i bahar tutmaz düzenim Yandım Cihan büyük değil küçüldü savaşlardan İnsanlar bir başka içiçe geçmiş elem Kaç kere kayboldum, kaç kere yorulmuş Yollarına düşmüşüm bendi limanlarından Ey Konya, aşk-ı gülnihâl Gel ne olursan ol gel, gene gel gene Ne olursan ol, nasılsan öyle gel Gel de/ Gözlerimiz seninle, yeniden aydın olsun 15/03/2008 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
03-15-2009, 01:59 PM | #20 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Aşk-ı Memnu
Sana olan sevdamı, *******imin kırık kanadında seni beklerken yazdım. Ak kâğıdım ve kara kalemim seni özlemenin ızdırabıyla eksildi. Bir sevdanın içerisinde ne ararsan, hepsini ama hepsini sana bırakıyorum. Çay niteliğinde. Çünkü, seni uzaklardan ebedî bir aşkla seviyorum, en büyüğünden. Hayallerinin Leylâsı oldum, vuslatının mecnunu. Sensiz bir gelecek düşünemediğim gibi, dünlerden kalma birikimlerimide sensiz ama seninle omuzlarıma yüklüyorum. Aşk-ı memnu bu, belki de vuslat… Adın kalp atışlarımda, yaşamak için soluduğum nefeste, çatlayan dudaklarımı ıslatan dilimde saklı. Sana bunları yazarken, içimde garip bir hüzün, tıpkı yalnızlığım gibi sensiz, senden uzaklarda; gözlerim ağlamaklı uzakları görememekten kan çanağı, bedenim hasretinle tıpkı tipiye tutulmuş kurtulmaya çalışan bir çalıkuşu. Ey hasretimin firkat efkârı, uzakların gün ışığını bekleyen atim, sana söylenmemiş sözlerimle, yüreğimin sevgi çoğrafyasından bir demet gül yaprağı kıvamında olan bu dizeleri bırakıyorum. Bak şafak seninle ağarıyor, güneş seninle varıyor ikindiye. Gün batımında her şeyini bir kenara bırak! Çayını yudumlarken bir göz atıver seni bana atfeden bu dizelere. 09/07/2007 Sevgili Özbek
__________________
Buraya Kadarmış .. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|