|
Diğer Spor branşları Futbol haricindeki diğer spor branşları hakkındaki herşey bu bölüm altında.. |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
12-28-2006, 02:17 PM | #1 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Atletizm Ansiklopedisi
Düzenli sporların en eskisi olan atletizmin temel dalları olan koşma, atma ve atlama ilk beslenme yolu olan avcılığın önemli birer parçalarıydı. Ama atletizmi ilk yarışma konusu yapanlar İrlandalılar ve Yunanlılardır. Eski İngiliz ve İrlanda eserlerinde İrlanda'daki atletik yarışmaların yer aldığı Tailteann Oyunları'nın Milat'tan 2000 yıl öncesine kadar gittiğini yazmakta. Eski Yunan'da da atletizm aynı devirlere rastlar. Homeros İlyadası'nda cenaze törenleri sırasında düzenlenen atletizm yarışmalarından söz edilmekte.
MÖ. 776 yılında başlayan ve MS. 392 yılına kadar süren eski Olimpiyat Oyunları içinde de atletizmin özel bir yeri vardı. Bu oyunlar sırasında; koşu, uzun atlama, disk atma ve cirit atma dalları güreşle birleştirilerek, antik pentatlon oluşturulmuştu. Olimpiyat Oyunları'nın askıya alındığı, 4. yy ile 12. yy arasında atletizm konusunda hiçbir kayıda rastlanmıyor. 12. yy ile 16. yy arasındaki dönemde zamanın temel askeri etkinliği olan okçuluğa ters düştüğü için diğer sporlarla birlikte atletizm, krallar tarafından sürekli yasaklanmıştı. 17. yy'da soylular, uşaklar ve askerler arasında sonuçları üzerinde iddiaya girilen yürüyüş yarışları düzenlenmeye başlandı. Bunu 18. yy'da hız ve uzun mesafe koşuları izledi. Düzenli yarışlar ilk kez 1825'te Londra'da yapıldı. Modern anlamdaki atletizmin başlangıcı, İngiltere'de ilk resmi yarışmaların yapıldığı 1840 yılı kabul edilir. 1861'de ilk atletizm kulübü İngiltere'de, "Mincino Lane Athletic Club" ismiyle kuruldu ve 1866'da da ilk şampiyona düzenlendi. 1877'de de İngiltere ve İrlanda atletleri ilk uluslar arası karşılaşmayı yaptılar. Buna 1895'te New York Atletizm Kulübüyle Londra Atletizm Kulübü arasında düzenlenen karşılaşma izledi. Bu yıllardan başlayarak atletizm ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa'da yayılmaya başladı. Günümüzde tüm dünyada uygulanan atletizm kuralları, 1912'de Stockholm'de 5. Olimpiyat Oyunları yapıldıktan sonra kurulan ve bugün 181'den fazla ülkenin üye olduğu (İnternational Ameteur Athletic Federation) Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu (IAAF) tarafından saptandı. Merkezi Londra'da olan IAAF'nin kuruluşu 1913'te tamamlandı. Birleşmiş Milletler'in de ilk genel sekreteri olan Norveçli atlet Trygve Lie bu kuruluşun ilk genel sekreterliğine getirildi. 1917'de Fransa'da kurulan bir ulusal örgütle bayanlar da atletizm yarışmalarına katılmaya başladılar. Katılımın artması nedeniyle 1921'de de Bayan Spor Federasyonu (FSFI) kuruldu. 1928 Oyunları, IAAF ve FSFI'nın ortak gözetimi altında beş dalda yapıldı, ancak 1936'da IAAF'in, bayan atletizm yarışmalarını da müsabakalara katmasıyla FSFI feshedildi. Bu tarihten sonra bayanların yarıştıkları dallar giderek arttı. 1939'dan itibaren kapalı salon yarışmaları Avrupa'da yaygınlaşmaya başladı, 1960'larda pistler sentetik maddelerle kaplanarak tartan pistler yaygınlaştı. Atletizm, 1896'dan beri olimpiyatların en temel spor dallarından biridir. Resmen tanınan ilk Dünya Kupası 1977'de, ilk Dünya Atletizm Şampiyonası 1983'te yapıldı. Olimpiyatlarda bayanlar arası yarışmalar düzenli olarak 1967'de düzenlenmeye başlandı. Olimpiyat Oyunları'nın dışında kalan uluslar arası yarışmalara katılacak atletlerin saptanması konusunda ortaya çıkan anlaşmazlıklar, 1979'da Atletizm Kongresi'nin (TAC) kurulmasına yol açtı. Özünde sporda, dürüstlük esas alınmasına rağmen, zamanla profesyonel bir kimlik kazanan atletizmde gün geçtikçe spor dışı zorlamalar görüldü. Örneğin: 1988 Olimpiyat Oyunları 100 m birincisi, 100 m ve 60 m dünya rekorları sahibi Kanadalı Ben Johnson, doping yapmaktan suçlu bulundu ve rekorları iptal edildi. Bunun üzerine ABD ve Sovyetler Birliği uluslar arası alanda sporcuların ilaç kullanımını denetlemek için harekete geçtiler ve rekortmen atletlere rasgele doping testi uygulamayı kararlaştırdılar. 1990'da atletizm yetkililerinin gündemine dopingin yanı sıra gizli profesyonellik de girdi. KAYNAK:www.taf.org.tr |
12-28-2006, 02:17 PM | #2 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
TÜrk Atletler Serİsİ-1(bayanlar)
SÜREYYA AYHAN
İç Anadolu'nun ufak bir kasabasında doğmasına rağmen babasının amatör bir atlet olması ve ona destek çıkması ile lise yıllarında atletizme başladı. Sık sık Çankırı'ya antremana gidiyordu. 1992'de bu antremanlardan birinde şimdiki eşi Yücel Kop ile tanıştı. O günden bu yana Kop'un antrenörlüğünde çalışıyor. Liseden sonra Sütçü İmam Üniversitesi Spor Akademisi'ne başlayarak Kahramanmaraş'a gitti. Üniversite'de okuduğu dönemde antreman yapma ve sporunu devam ettirmede zorluklar yaşadı. Bu dönemde gazeteci Deniz Gökçe ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi kendisine destek çıkarak, Belediye'nin spor kulübüne bağlanması ve maddi destek alması sağlandı. Gaziantep Büyükşehir Belediye Spor Kulübü dışında daha sonra MTA, Ankara ve Fenerbahçe kulüplerinde koştu. İlk kez 2000 yılında Sidney'de düzenlenen Olimpiyatlar'da yarı final koşmasıyla Türkiye'de tanındı. 2001'de bu kez Dünya Atletizm Şampiyonası'nda 1500 metre finali koşarak bayanlar atletizmi için Türkiye adına bir ilki daha gerçekleştirdi. 11 Ağustos 2002 günü Avrupa Atletizm Şampiyonası'nda, 1500 metrede, Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu Romanyalı atlet Gabriela Szabo'nun önünde Avrupa rekoru kırarak Avrupa şampiyonu olması ile kariyerinin en üst seviyelerinden birine çıktı. 2002 ve 2003 yılları boyunca bu mesafenin en iyi atleti olarak kabul edildi. 2002'de Avrupa'da yılın en başarılı bayan atleti seçildi. Özellikle farklı bir stille yarışın hemen başında metrelerce fark atarak aynı tempoda yarışı bitirmesi ile bir çok otoriteyi şaşırttı. Ayhan halen 2:00:64 derece ile 800 m. ve 3:55:33m. ile 1500 m. bayanlar Türkiye rekorunu elinde bulunduruyor. ELVAN ABEYLEGESSE Elvan Abeylegesse, 11 Eylül 1982'de Etiyopya'da Hewan Abeye'de doğdu. Yedi çocuklu bir ailenin altıncı çocuğu olarak dünyaya gelen Elvan Abeylegesse, 1999'da Enka Kulübü tarafından Türkiye'ye getirildi. Türk vatandaşı olduktan sonra Elvan Can adını aldı. 2001'de üç ayrı dalda Avrupa gençler şampiyonu oldu. 2003 yılında Dünya Şampiyonası'nda 5.000 metre beşincisi oldu. 2004 yılında Norveç'in Bergen kentinde, "Bislett Oyunları" adı altında Fana Stadı'nda düzenlenen ve atletizm dünyasının en önemli organizasyonlarından biri olan ve 6 ayaktan oluşan Golden League'in ilk ayak yarışmalarında, bayanlar 5.000 metrede 14.24.68'lik derecesiyle dünya rekoru kırarak birinci oldu. Kendi dalında dünya sıralamasında 7. sırada yer alan atletimiz, 1.500 metre, 3.000 metre ve 5.000 metre mesafeleri koşmaktadır ve 2006 yılı itibarıyla 5.000 metre dünya rekorunu elinde tutmaktadır |
12-28-2006, 02:18 PM | #3 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
TÜrk Atletler Serİsİ-2(erkekler)
CEZMİ OR
Cezmi Or, (doğum 1921 İstanbul - ölüm 1945) türk atlet. Cezmi Or, atletizme 1939 yılında Galatasaray Lisesi’nde başladı. Türk atletizminin gelmiş geçmiş en büyük sürat koşucularından biridir. 100 ve 200 metrelerde pek çok kez Türkiye Rekoru kırdı. 1945 yılında vefat eden Cezmi Or’un adına Uluslararası Cezmi Or Kupası düzenlenmektedir. MEHMET TERZİ Mehmet Terzi, (1955 - Eskişehir) eski milli atlettir. Maraton dalında Türkiye atletizminin en önemli isilerinden biridir. 1985 yılında İstanbul'daki Avrasya Maratonu'nu birinci olarak tamamladı. Londra'daki 2.10.25'lik derecesi halen Türkiye rekorudur. 1990 yılında atletizmi bıraktı. Halen Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanlığı görevini sürdürmektedir. MEHMET YURDADÖN Mehmet Yurdadön (Kars, 1954 - ), eski milli atlet, maraton koşucusu. 2000 yılında Türkiye Atletizm Federasyonu Başkanlığına seçildi. Pek çok başarısı arasında 1984 yılında Frankfurt Maratonu ikinciliği, 1985 Offenbach Yarı-maratonu birinciliği ve Balkan Kros Şampiyonluğu vardır. Mehmet Yurdadön, 1990'da maraton koşmayı bıraktı. EŞREF APAK Eşref Apak, (doğum 3 Ocak 1982, Kalecik Ankara) Türk Çekiç atma sporcusu. Türkiye'nin Ruhi Sarıalp'in 1948'de aldığı bronz madalyadan 50 yılı aşkın süre sonra çıkardığı ilk olimpiyat madalyalı atletizmcisi. Aslında 2004 yılında Atina'da yapılan Olimpiyatlar'da 4. olarak yarışmaları tamamlayan Eşref Apak, 3. olan Macar atlet Adrian Annus'un dopingli çıkması ile bronz madalya alma hakkını kazandı. Olimpiyatların öncesinde madalya ümidi veren genç sporcu, uzun süre kendini çalıştıracak ve geliştirecek antrenör bulamadığından şikayet etti. Ancak yeterli imkana ulaşamadı ve Ankara'da bir otobüs garajında çalışarak ve herhangi bir bilimsel çalışma olmadan bu başarıya ulaştı. 2005 yılında İspanya'da yapılan Akdeniz Oyunları'na katıldı ve 77.88 metre atarak altın madalya kazandı. Üst düzey bir turnuvada iyi bir derece elde etmek için gerekli olan 80 metre üstü atma başarısına ulaştığı takdirde çok daha başarılı sonuçlar elde edeceğini iddia eden Apak, 4 Haziran 2005'de Cezmi Or anısına yapılan müsabakalarda 81,45 m. atarak hem kendisini en iyi derecesini elde etti, hem de Türkiye Rekoru kırdı. |
12-28-2006, 02:18 PM | #4 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Sürat koşuları mesafelerine göre üç ana yarıştan oluşur 1 - 100 m Koşusu: Sürat koşularının en kısası olup, tüm kuvvetin bir hamlede harcanmasını gerektirir. 100 m koşuları ana tribün önündeki virajsız düz parkurda koşulur. Her atlet kura ile belirlenen kendi kulvarında yarışır. İnsan hayatında önem taşıyan salise farkları 100 m koşularında çok önemli rol oynar. 1912'lerde 100 m dünya rekoru 10.6 saniye iken 1968'de Jim Hines 9.9'a, 1991 yılında ABD'li atlet Carl Lewis 9.86'ya, 1994 yılında ise Leroy Burrell 9.85 saniyeye indirmeyi başardılar. 100 m yarışlarında en yüksek hız, erkeklerde 45 km/saat, bayanlarda 40 km/saat olup bu hızlara ancak 40 m'den sonra ulaşılabilir. 1-100m. 2-200m. 3-400m. Koşusu Atlet, ellerini çıkış çizgisinin arkasına koyarak kolları düz, kafası belkemiği ile paralel durumda, arka ayak çıkış takozunda iken, tabancanın ateşlenmesiyle ileri fırlar. Birinci adım 75 cm'i geçmez. İlk 10 m kısa ve seri adımlardan oluşur. 100 m koşucusu azami fırlayış, sürat ve adım uzunluğunu sağlayabilmek için ayak uçlarıyla koşmalı ve ayaklarını yukarıya fazla kaldırmamalıdır. 100 m'de, birincisi çıkarken, ikincisi toplanışla fule arasında, üçüncüsü de son 15-20 m'de olmak üzere üç kez nefes alıp verilir. Atletlerin bitiş çizgisini geçmeleriyle yarış tamamlanır. Tüm sürat yarışlarındaki yarış kuralları, 100 m. koşularında da uygulanır. 2 - 200 m. Koşusu: 200 m koşusu, 100 m'nin devamıdır. Ancak 200 m atletleri ile 100 m atletleri arasındaki en önemli fark, nefes kapasiteleridir. 200 m'ci, başlangıçta 20 m'de bir nefes alır, sonlara doğru nefes alışı daha sıklaşır. Ayrıca 200 m'ciler, 100 m'cilerden daha yumuşak bir koşu tarzına gereksinim duyarlar. Bir de daha dayanıklı ve inatçı olmaları gereklidir. 200 m koşuları virajlı parkurda yapılır, yarış kuralları diğer sürat koşularında olduğu gibidir. Her 200 m'ci 100 m. koşabilir, ama 200 m. koşamayan 100 m. atleti çoktur. 3 - 400 m. Koşusu: Bu koşuya sürat koşusu veya sprint (fırlayış) denilebilir. Bu koşular ilk kez 440 yarda olarak 20 yy. başlarında düzenlendi. 400 m, güçlü bir vücudun bile ancak teknikle koşabileceği bir mesafedir. Sürat koşucuları ve yarı mukavemet koşucuları, 400 m'yi başarıyla koşarlar. En iyi 400 m sonuçları, normal-ritmik bir şekilde nefes alındığı ve her 100 m'nin birbirine denk hızla koşulduğu zaman alınır. 400 m. koşuları virajlı pistlerde yapılır ve bu yarışlarda ilk çıkış çok önemlidir. Yarış kuralları ve kullanılan malzemeler diğer sürat koşularında olduğu gibidir |
12-28-2006, 02:18 PM | #5 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Orta Mesafe Koşuları: Orta mesafe koşuları, kısa mesafe koşuları ile uzun mesafe koşuları arasında sürat ve güç öğelerinin her ikisine de gereksinim duyulan yarışlardır. Günümüzde büyük bir gelişme gösteren ve baştan sona süratle koşulmaya başlayan orta mesafe koşularının bir diğer adı da "Uzun Sürat Koşuları"dır. Sürat koşularından farklılığı, son anda hızlanmaya olanak verecek bir tempoyla koşulmasıdır. 20. yy başlarına kadar yarım mil ve bir mil koşuları düzenlenirdi. Ülkemizin başarılı orta mesafe atletleri olarak 800 m'de Ekrem Koçak, Muharrem Dalkılıç'ı, 1500 m'de ise Mehmet Tümkan'ı sayabiliriz. Dünyada en ünlü orta mesafe koşucuları ise Finli atletler Paavo Nurmi ve Lasse Viren, Çek Zatopek ve İngiliz Sebastian Coe'dur. Orta mesafe koşuları, pist üzerinde saat yönünün tersine koşulur. Her tur sonunda vakit belirtilir. Son tura girerken ya kampana çalınır ya da havaya ateş edilir Orta mesafe koşuları mesafelerine göre ikiye ayrılır 1-800m. 2-1500m. koşusu 1- 800 m. Koşusu: Büyük bir efor ve sürat harcanılan 800 m. koşuları, hafif atletizm sınıfı bir koşudur. İyi bir 800 m. koşucusu dayanıklı, süratli ve çok zeki olmalıdır. Çömelerek yapılan bir çıkıştan sonra, ilk 50-60 metreyi büyük bir süratle geçmek ve ilk virajı iyi almak çok önemlidir. Çok yorucu olan bu yarışta atletin adımları uzun, serbest ve yumuşak olmalı ve devamlı rakiplerini kontrol etmelidir. Koşucu ağzından ve burnundan nefes alabilir. Yarış taktiklerini ve süratinin derecesini bilmesinde büyük bir yarar vardır. Yarışmalarda eğer önde değilse, önde koşan koşucuya göre temposunu ayarlamalı, rüzgarı hesaba katmalı, son virajda atağa kalkmalıdır. 2- 1500 m Koşusu: Bu koşu kuvvetli, dayanıklı ve süratleneceği yeri iyi bilen atletlerin başarabileceği koşudur. 1500 m koşucularının kendi vücudu ahenkli ve uyumlu olmalı, ayakların tabanı ile basarak koşmalı, nefes alma ritmi düzgün olmalıdır. Bilinen temposunu değiştirmeden korumalı, son 100-300 m'de süratlenmelidir |
12-28-2006, 02:19 PM | #6 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Uzun Mesafe Koşuları: Uzun mesafe koşuları, finişte atağa kalkmanın orta mesafede olduğu kadar önem taşımadığı, her şeyin tempoya bağlı olduğu son derece sağlam bir yapı isteyen koşulardır. Uzun mesafe koşularında da stil ve nefes çok önemlidir. 2 m'de bir nefes alınıp verilir. Adımlar kısa ama daha serbest olup, ayaklar yere tabanla basar. Adımlar makineleşmiş bir tempoyla atıldığı için, bir diğer adı da "Araba Koşusu"dur. Dünyada en ünlü uzun mesafe koşucusu, Finli Atlet Paavo Nurmi'dir. Nurmi, mesafeye göre "devamlı bir tempo" ile adım atmanın faydasına inanır ve koşu mesafesini turlara bölerek, her turu belirli bir zamanda geçmeyi hedeflerdi. Bu "tempo" sistemiyle 1923'te Stokholm'de 4 dk. 10 sn ile dünya rekoru kırdı. Uzun mesafe koşan diğer ünlü atletler olarak Avustralyalı Ron Clarke, Etiyopyalı aynı zamanda maratoncu Abebe Bikila ve Doğu Alman Waldener Ciepinski'yi sayabiliriz. Uzun mesafe koşuları mesafelerine göre üçe ayrılır 1-3000m 2-5000m 3-10000m Koşusu 1- 3000 m Koşusu: Pistin 400 m uzunluğundaki bölümünün 7.5 tur olarak koşulduğu uzun mesafe koşusudur. Bu koşu 1982 yılına kadar bayanların en uzun mesafe koşusu iken, aynı yıl Avrupa Şampiyonası'nda bayanlar maraton da koşmaya başlamıştır. 2- 5000 m Koşusu: Pist üzerinde yapılan bu koşu, pistte 12.5 tur olarak koşulur. İlk derecesi 1875 yılında Londra'da 17.07 ile yapılmıştır. 3- 10000 m Koşusu: 400 m'lik oval pistte 25 tur olarak koşulur. Önde koşan atletin, arkadan gelen atlete 400 m fark yapmasına "tur bindirme" denir |
12-28-2006, 02:19 PM | #7 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Bayrak Koşuları
Takımların 30 cm boyundaki tahta veya metal bir sopayı (stafeti), elden ele geçirerek ve sırayla koşarak yaptıkları yarışlardır. Takımlar 4 atletten oluşur. Eski Yunan'da ellerinde bir meşale ile yapılan bayrak koşuları, 1895 yılında ilk kez atletizm yarışmalarında yer almıştır. Günümüzde 4'er kişilik takımlar halinde çeşitli mesafelerde koşulmaktadır. Yalnız Balkan ülkeleri arasında yapılmış ve adı "Balkan Bayrak" olarak kalmıştır. Dörder atlet arasında 800 m, 400 m, 200 m ve 100 m koşulan bir türü daha vardır. Ayrıca bir zamanlar yurdumuzda bir hayli yaygın olan "İsveç Bayrak Koşusu" da bir diğer bayrak yarış türüdür. Bunların mesafeleri de 400, 300, 200 ve 100 m'dir. Toplu koşucular tarafından koşulan bayrak yarışlarında esas olan, koşucunun kendi mesafesini bitirdikten sonra elinde bulunan sopayı yeniden koşacak olan arkadaşına vermesidir. Eğer sopa düşürülürse, düşüren atlet yerden alır. Sopa düz ağaç veya metal bir borudan yapılmış olup, 28/30 cm uzunluğunda, 50 gram ağırlığında ve tek parçadır. Yarışlar, hareketsiz duran yarışmacıların tabanca patlatmasıyla aldıkları startla başlar. Takımlardaki dört atletin her biri yarışmanın bir bölümünde koşar, koşu sırasında elde bir sopa taşınır. Sopa değişimi 20 m'lik bir bölgede yapılır. 1964 yılında yapılan bir kural değişikliği ile; kısa mesafe bayrak yarışlarında koşucunun sopayı almak için bayrak değiştirme bölgesinin 10 m. gerisinden koşmaya başlamasına izin verildi. Ancak "çubuk değiştirmek bölgesinde" el değiştirmelidir. Bu değişim; dıştan değişim ve karma değişim diye iki şekilde olur. Dışta değişimde koşucu, çubuğu sol elinden arkadaşının sağ eline verir. Karma değişimde ise hem sağ hem sol el ile stafet değiştirilebilir. Bayrak fırlatılarak değiştirilemez. Seçmelerden sonra takımdaki oyuncu değişikliği ancak zorunlu olması durumunda doktor raporuyla yapılabilir. Bayrak koşuları erkekler ve bayanlar için ikiye ayrılır. 1- 4x100 m Bayrak Yarışları: Erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları'dır. 4x100 m bayrak yarışları baştan sona kulvarlarda koşulur. Çıkış yapan atlet bayrağı sağ eliyle taşır. Bayrak bir turda her 100 m sonunda olmak üzere, üç kez el değiştirir. Her kulvarda, 20 m'lik bayrak değiştirme bölgeleri işaretlenerek değişikliklerin buralarda yapılması sağlanır. Buna uymayan takımlar diskalifiye edilir. Hiçbir atlet yarışmada bir bölümden fazla koşamaz. 2- 4x400 m Bayraklar Yarışları: Bu bayrak yarışı da 4x100 m gibi erkekler ve bayanlar arası yapılan Olimpik Atletizm Yarışmaları'dır. 4x400 m bayrak yarışında ikinci yarışmacıdan itibaren takımlar, verilmiş olan handikaba göre 400 ya da 500 m sonunda iç kulvara geçebilirler. Yarışın kulvarda koşulmayan bölümlerinde atletler, bayrak değiştirmek için kendi kulvarlarına dönmelidirler. Atlet bayrağı verdikten sonra, hemen kulvarı terk etmeli ve arkadaki takımın atletine engel olmamalıdır. Her hangi bir takım, kasıtlı veya kasıtsız engelleme yaparsa veya bayrak değiştirirken yardımlaşırsa takım halinde diskalifiye olur |
12-28-2006, 02:19 PM | #8 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Engelli Koşular: Eşit aralıklarla yerleştirilmiş engelleri aşarak, koşmaya dayanan hafif atletizm sınıfından pist ve alan sporudur. Engelli koşu 19. yy'da İngiltere'de ortaya çıkmıştır. 1920'lerde bayanlar da bu sporu yapmaya başlamıştır. 1935'te ağır ve ters çevrilmiş T biçimindeki engel yerine, L biçimindeki engellerin kullanılmaya başlaması, engelli koşuların en önemli gelişmesi sayılır.
Engelli koşularda başarı tekniğe dayanır. Engel tekniğini öğrenebilmek uzun bir çalışma, sabır ve dikkat ister. Bu da engelli koşularda az atlet yetişmesine neden olmaktadır. Engellerin kavisli ve L biçiminde olup, L'nin alt kenarı koşucuya doğru bakar. Bu tür engeller devrildikten sonra atletin ayağına takılmaz. Engeller üst kenarından merkezine 3.5-4 kg'lık bir güç uygulandığında devrilecek biçimde yapılmıştır. Engellerin yüksekliği yarışmalara göre değişir. Her atlet kendi kulvarında koşar. Her kulvarda on engel vardır. Günümüzde engelli koşu atletleri, iki engel arasında hız koşusu tekniğinden yararlanırlar. Atlet, engellerin tam üzerinden geçmelidirler. Engeli aşarken çift kolla ileri doğru hamle yaparken iyice öne doğru eğilir, ardından da bacaklarını, hızını kesmeden yarışmaya devam etmesini sağlayacak bir biçimde de öne uzatır. Engel koşusu sırasında atlet, ayağını veya bacağını engelin yanından geçirirse, kendi kulvarından olmayan bir engeli atlarsa, el veya ayağıyla kasıtlı olarak bir engeli devirirse diskalifiye olur. Ancak kasıtlı olmamak kaydıyla engel devirmenin cezası yoktur Uluslararası Amatör Federasyonu (IAAF)'nin kararına göre engelli yarış mesafeleri dörde ayrılır. Buna göre; 1- 100 m Engelli Bayanlar: 1966 yılında IAAF tarafından kabul edilen, her biri 84 cm yüksekliğinde on engelin yer aldığı tamamen teknik bir koşudur. İlk engele kadar olan mesafe 13 m, engeller arası 8.5 m'dir. Son engel ile bitiş çizgisi arası 10.5 m'dir. Her yarışmacının ayrı bir kulvarda koştuğu bu yarış, 1972 Olimpiyat Oyunları'nda 80 m yarışının yerini almıştır. 1-100m. Engelli Bayanlar 2-110m. Engelli Erkekler 3-200m. Engelli Erkekler 4-400m.Engelli Erkekler 2- 110 m Engelli Erkekler: Olimpiyat yarışmalarına dahil olan erkekler arası bir koşu olup, engellerin üzerinden düzgün bir hızla ve ahenkle geçmeyi gerektirir. 110 m engellide günümüzün en büyük ismi Birleşik Amerikalı Greg Foster'dır. 1983-1987'den sonra 1991'deki Tokyo Dünya Şampiyonası'nda elde ettiği 13.06'lık rekorla en büyük olduğunu kanıtladı. Bu yarışmalarda her biri 106.7 cm yüksekliğinde on engel vardır. İlk engele kadar olan mesafe 13.72 m'dir. Engeller arası mesafe 9.14 m'dir. Son engelle bitiş arası 14.2 m'dir. İlk engele 7-8 adımla gelinir. Engel aralarının iniş - çıkış hariç, üç adımda geçilmesi yarışmacı için avantajlı bir durumdur. 3- 200 m Engelli Erkekler: Olimpiyat yarışmalarına dahil olmayan bir koşudur. On engelin her biri 76.2 cm yüksekliğinde olup, 18.29 m arayla yerleştirilmiştir. Çıkış yeri ile ilk engel arasındaki mesafe 18.29 m olup son engel ile bitiş çizgisi arası 17.10 m'dir. 4- 400 m Engelli Erkekler: Olimpik bir yarıştır. Bu yarışta vücut daha az yatırılır. 110 m engelliye göre daha az süratli bir yarıştır. 400 m engelli koşuda atlet, atletik yeteneklerini daha çok ortaya koyar. Ritm ve fulelerin uzunluğu son derece önemli olup, ilk engele 21-22 fule ile vararak, diğer engel aralarını 13-17 fulede aşmak, en ideal olanıdır. Atlet, engel aralarında kaç adım atacağını önceden tespit etmelidir. Bu koşularda engel yüksekliği 91.4 cm olup, 35 m arayla on engel yerleştirilmiştir. İlk engele kadar olan mesafe 45 m, son engel ile bitiş çizgisi arası 40 m'dir. Atlet kendi kulvarında yarışır. Ayrıca 1976 yılından beri erkek atletlerin yanısıra bayanlar arasındaki yarışmalarda engellerin yüksekliği 76.2 cm olup, diğer ölçüler erkekler arası koşularda olduğu gibidir. 400 m engelli, 400 m düz yarışlarına göre daha kolay izlenir. Bütün kulvarlarda her engel, başlangıç çizgisinden eşit uzaklıktadır. Aynı sıra numaralı engeli ilk aşan atlet önde gidiyor demektir |
12-28-2006, 02:19 PM | #9 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Engelli / Hendekli: Olimpik hendekli koşusu 3000 metre koşulan ve erkekler arasında yapılan bir yarışmadır. Hendek yarışının parkurunda 28'i kuru, 7'si sulu 35 engel bulunur. Yarışmacılar engellerin üzerine basıp geçebilirler ya da atlayabilirler. Engellerin arası ortalama 78 m olup, yüksekliği 91.1-91.7 cm, genişliği 3.66 m, ağırlıkları ise 80-100 kg'dır. Çarpıldıklarında yıkılmayacak biçimde olup, en içteki üç kulvara yerleştirilmişlerdir. Her iki uçlarında 120-140 cm arası tabanlar vardır. Başlangıç noktasından itibaren 270 m'ye kadar hendek yoktur. Her turda 5 engel bulunur. Bunlardan dördü kuru, biri suludur. Su hendeğinin genişliği ve uzunluğu 3.66 m, engele en yakın su derinliği ise 70/75 cm'dir. Yarışmacılar su engelini aşarken engelin üstüne basabilir. Su hendeğinin önündeki engel, kımıldamayacak biçimde hendeğe yerleştirilmelidir. Bir hendek koşucusu; engelin yanından geçerse, su engelinin üzerinden veya içinden geçmezse, ayağını veya bacağını engelin yanından geçirirse diskalifiye olur |
12-28-2006, 02:20 PM | #10 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1442
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
YOL YARIŞLARI Atletizmde en uzun mesafeli (42.195 m), sert tabanlı yollarda gidiş dönüş olarak yapılan mukavemet koşusudur. Adını eski Yunanistan'daki Marathon Savaşı'ndan aldı. İlk kez 1896'da düzenlenen Atina Olimpiyat Oyunları'nda koşuldu, 1924 yılında 42.195 m olması benimsendi. 1) Maraton Uluslararası Amatör Atletizm Federasyonu 1992 yılından itibaren 21.100 m'de Yarı Maraton Dünya Şampiyonası düzenlemeye başladı. Maraton parkurları aynı nitelikte olmadığı için dünya rekoru kaydı tutulmaz. Sadece en iyi derece vardır. Türkiye'de maraton, ilk kez 1937'de resmi yarışmalarda yer aldı. 1970'lerde bayanlar da resmen yarışmalarda yer almaya başladı. Uluslararası popüler yarışma olarak Boston Maratonu, Türkiye'de ise 1979'dan beri yapılmakta olan Asya-Avrupa Maratonu gösterilebilir. Maraton koşularında yalnız bacaklar kollar değil, karın kasları dahil vücudun bütün kasları hareket eder. Maraton koşularında çıkış ve bitişler genellikle stadyum içinde olursa da bu şart değildir. Ana yollar üzerinde koşulan bu yarışmalarda trafik ekipleri de görev alır. Yarışma öncesi her atletin sağlık kontrolünden geçmesi ve koşar raporu alması zorunludur. Mesafeler kilometre ve mil olarak yol boyunca gösterilir. Her 5 km'ye yerleştirilen resmi yiyecek - içecek merkezlerinde atletlerin istedikleri yiyecekler ve içecekler bulundurulur. Bir maraton koşucusu koşu sırasında 3000 kilo kalori kadar enerji harcar. Eski yıllarda atletler, yiyeceğe fazla önem vermelerine rağmen son zamanlarda sadece suyla ağızlarını çalkalayıp yüzlerini ve başlarını ıslatmakla yetinmektedirler. Yollar üzerinde yapılan yarışmalarda parkur, koşu çizgisi boyunca ölçülür. 50 m'den fazla fark kabul edilmez |
Bu Konudaki Online üyeler: 4 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 4) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Baslangic | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Atletizm: Pist Şampiyonası'nda ilk gün tamamlandı | Spy_MasteR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-14-2007 08:03 PM |
İzmir'de atletizm heyecanı! | Nǿ ŦΞДЯ™ | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-14-2007 01:54 PM |
İzmir'de atletizm heyecanı! | Spy_MasteR | Eskiler (Arşiv) | 0 | 07-13-2007 09:18 PM |
Sağlık Ansiklopedisi | Karizmatix | Eskiler (Arşiv) | 2 | 06-14-2006 04:11 PM |