05-10-2009, 12:31 PM | #1 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
İsmail Aksoy
11. Çizim: Sarkaç
Birdenbire yükseliyor Bilinmez bir kuyudan Bir araştırma Anılarında senin Bedeninin üzerinde bir sarkaç Ya da bir mermi Anlattılar sana ki o Merkezi basıncı ölçecek Ve bir Poe kişisi olarak Duyumsadın kendini Ne ki paniğe kapılmadın Yalnızca bir sarkaç Bedenin çekirdeğini ölçecek Sebastiao Uchoa Leite (d. 1935, Brezilya) Çeviren: İsmail Haydar Aksoy. |
05-10-2009, 12:31 PM | #2 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
7 Kasım – Zafer Günü İçin Kaside
Bu çifte yıldönümünde, bu günde, bu gecede, bulacaklar mı ıssız bir dünyayı, karşılaşacaklar mı umutsuz yüreklerdeki derin boşlukla? Hayır, saatleriyle bir günden daha fazlası, aynaların ve kılıçların bir geçit töreni bu, gecesel köklerinden şafağı burkana dek geceye çarpan çifte bir çiçektir bu. İspanya’nın Güney’den gelen günü, cesur gün demirden tüyüyle, oradan geliyorsun sen, çatlamış alnıyla düşen son kişiden ve ağzında senin yanan sayılarınla! Ve oraya gidiyorsun bizim hâlâ yaşayan anımızla: gündün sen, kavgaydın sen, destekliyorsun görünmeyen sütunu ve kaçışı barındıran rakamındaki kanın doğacağı yeri! Yedi, Kasım, nerede yaşarsın? Nerede alazlanır yapraklar, biradere nerede söyler doğrul diye vızıltın ve düşene: ayağa kalk! Nerede büyür kanının defnesi ve sızar insanın zayıf etine ve yükselir havaya biçimlemek için kahramanı? Sende, yeniden, Birlik, sende, yeniden, ey dünya halklarının bacısı, ey temiz memleketi Sovyetler’in. Bütün dünyaya yayılmış yapraklar gibi büyük tohumun döner sana. Kavganda, hiçbir ağlayış kalmadı artık ey halk! Her şey demirden olacak, her şey dolanıp yaralayacak, her şey kavranılmaz sessizlik bile, kuşku bile, evet, kış elleriyle kuşku bile arayacak yüreklerimizi dondurmak ve batırmak için, her şey, sevinç bile, her şey demirden olacak, zaferde yardımcı olmak için sana, ey bacı ve anne. Seni inkar edene tükürülsün! Saatlerin saatinde alsın cezasını o sefil, kan revan içinde, dönsün korkak karanlık evine, bulsun defne yürekli olanı, o cesur yolu, dünyayı savunan o kardan ve kandan cesur gemiyi! Selâmlıyorum seni, Sovyetler Birliği, bu günde, tevazu ile: yazar ve şairim ben. Babam demiryolu işçisiydi: yoksulduk her zaman. Seninleydim dün, uzaklarda, o büyük yağmurlu küçük ülkemde. Orada büyüdü alazlı adın, ve halkın bağrında yandı, cumhuriyetimin yüce göğüne dokunana dek! Bugün seni düşünüyorum, herkes seninle! İşlikten işliğe, evden eve, kırmızı bir kuş gibi uçuyor adın. Kahramanlarınındır onur ve kanının her damlasınındır, saf ve mağrur meskenini savunan yüreklerden o muazzam birikimindir onur! Seni doğuran o acı ve kahraman ekmeğindir onur, açılırken zamanın kapıları halktan ve demirden ordun şarkı söyleyip yürürken kül ve ıssız toprak arasında, katillerin üzerine doğru, zaferin temiz ve kutsal toprağında bir ay gibi büyük bir gül ekmek için. |
05-10-2009, 12:31 PM | #3 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
8 Eylül
Bugün olan gün ağzına dek dolu bir kadehti, bugün olan gün muazzam bir dalgaydı, bugün bütün bir dünyaydı. Bugün yükseltti dalgalı deniz bizi bir öpüşün doruğuna, ki titremiştik bir yıldırımın çakışında, ürkmüştük ve dibe batmıştık birbirimizin kucaklayışında. Bugün yaymıştık bedenlerimizi sonsuzca, büyümüştük dünyanın sonuna doğru ve kaynaşmıştık birbirimize sarmalanmış olarak tek bir damlasında balmumunun ya da meteorun. Yeni bir kapı açıldı aramızda ve henüz yüzü olmayan biri, oturdu ve bekledi bizi orada. |
05-10-2009, 12:31 PM | #4 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Abraham Jesus Brito (Halkçı Şair)
Adı Jesus Brito'dur, Jesus yabanıl asma ya da halk, ve gözleri aracılığıyla dönüştürdü kendini suya, elleri aracılığıyla köklere, tekrar tekrar ekinceye kadar O'nu orada daha önce yaşadığı yerde, rezil taşlar arasında tekrar filizlenmeden önce. Ve dağlılar ve denizciler arasında güçlü bir kuştur O, yurtsever bir semercidir O yabanıl memleketinin narin ağaç kabuğundan yapılı: ne denli soğuksa, o denli serin buldu O: ne denli katıysa toprak, o denli çok yıldızın çeldi aklını: ne denli açlık varsa, o denli çok türkü söyledi O. Ve demir yollarının bütün dünyası açıldı anahtarlarıyla ve asmadan liriyle O'nun, ve dolandı durdu memleketin köpüğü boyunca, asılı yıldızlarla süslenmiş küçük paketlerle, O, bakırın ağacı, suladı O her bir küçük yoncayı, dehşete düşüren isteksizliği, yangını ve koruyucu ırmakların kollarını. Irza geçmelerin gecesinde tükenen O'nun sesi ışık çığlıklardaydı, *******i şapkasında yığdığı vahşice çağıldayan çanlar getirdi beraberinde, ve yüklü bavulunda topladı halkın kahredici gözyaşlarını. Kumlu ara yollara saptı güherçilenin güçten düşüren genişlikleri arasından, sahilin sarp dağı üzerinden, çaktı şarkının her bir çivisini ve taş taş üstüne yükseltti dizeyi: sonra bıraktı ellerinin izini, damlayan yazımbilimini. Brito, başkentin duvarları arasında, kahvehanelerin gürültüleri ortasında, dolandın durdun derin köklerinle bir hacı ağacı gibi ardında toprağın, ta ki oluncaya dek kökler, taş, toprak parçası ve kara madencilik. Brito, senin haşmetine vuruldu vurulur gibi heybetli deriden yapılma bir davula, ve altında mavi gökyüzünün muhteşem bir ülkeydi senin ormandan ve halktan oluşmuş hakimiyetin. Göçebe ağaç, şakıyor şimdi senin köklerinin altında toprağın, ve sessizlikte. Biraz daha derinde de sen dinleniyorsun. İşte şimdi toprağın ve yeterli zamanın var artık. |
05-10-2009, 12:32 PM | #5 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Acaba Ne Öğütledi Yüreğine
Acaba ne öğütledi yüreğine Bu başı bağlı ay, mahcup şirin yavrum, Kadim dolunaydaki Eros hakkında Şöhreti ve ayakları altındaki yıldızlar hakkında, Ah hısım akraba dolu Franziskan rahibi - komedyenle birlikte. En iyisi inan bilge sözüme Kulak asma rahibin dediğine, Şu gözlerde tutuşan bir övgü Ürpertir yıldız ışığını. Benimsin, ah benimsin sen! Ağlama artık ne ay varken ne de sis Sevgili duygusal yavrum. |
05-10-2009, 12:32 PM | #6 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Acı Çekmedim
Fakat acı çektim mi? Acı çekmedim. Sadece halkımın acı çekmesinden ötürü acı çekiyorum. Yaşıyorum içinde, yaşıyorum anayurdumda, bir hücre gibi o sonsuz ve alazlı kanda. Zamanım yok kendi acılarıma. Kimse acı çekmemi sağlayamaz bana temiz güvenlerini veren bu hayatlar olmadan, ve bir hain gibi bıraktı ölü mağaranın dibine vursun diye, ne ki geri döneceğiz oradan ve yükselteceğiz gülü. Cellat benim yüreğimi yargılasın diye baskı yaptığında yargıçlara, açtı o kararlı kitle, halkım, o muazzam labirentini, aşklarının uyuduğu o bodrumu, ve orada tuttular beni, gözetleyerek ışık ve hava gelinceye dek. Söylemişlerdi: “Borçlusun bize, sensin koyacak o soğuk işareti o kötücül kirli isme”. Acı çektim, sadece acı çekememekten ötürü. Biraderlerimin karanlık hapishanelerinden geçememekten ötürü, bütün acılarımla bir yara gibi, ve her bir topallayan adım yetişti bana, senin sırtına inen her bir darbe paraladı beni, senin şehadetinden her bir damla kan kanayan şarkıma sızdı gitti. |
05-10-2009, 12:32 PM | #7 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Açıklama
Dürüst olmadığımı söylüyorsun. Senden daha dürüstüm ben. Senin yavaş yavaş aşındırdığın Bağlılığa bağlıyım ben. Çok uçucu olduğumu söylüyorsun. Bak bu doğru, ve öyle olmalıydım da. Taşıyacak bir şey vermediğinden, Zayıf düştü ellerim. Başka biriyle boğuştun Ve biraz yalnız ve yorgundun. Bense durdum ağırlığın yanında Çok da kolay buldum bunu. Ve bu utku senin işte, Ve bu olağanüstü güç: Ki her şey bitti. Ve hiç bir şey Sonuna kadar sürüklendi. |
05-10-2009, 12:32 PM | #8 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Açlık Ve Öfke
Elveda, elveda çiftliğine, fethettiğin gölgeye, o berrak dala, kutsanmış toprağa, öküze, elveda esirgenen suya, elveda bayırlara, yağmurla gelmeyen müziğe, o kupkuru ve taşlı sabah kızıllığının solgun kemerine. Juan Ovalle, sana elimi verdim, susuz eli, taştan eli, duvardan ve kuraklıktan bir eli. Ve dedim ki sana: beddua et o koyu kahverengi kuzuya, o en merhametsiz yıldızlara, kurşun renkli bir diken gibi aya, gelinsi dudakların kırılmış dallarına, fakat dokunma insana, dökme henüz kanını insanın dokunarak damarlarına, boyama henüz kumu kanla, vadiyi yangınlar içinde bırakma düşmüş atardamar dallarının ağaçlarıyla. Juan Ovalle, öldürme. Fakat elin yanıtladı beni: “Bu toprak öldürecek, intikam almak isteyecek *******i, acılığında zehirden bir rüzgârdır o yaşlı kehribar hava, ve gitar benziyor bir suçlunun sopasına, ve bir bıçaktır rüzgâr”. |
05-10-2009, 12:32 PM | #9 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Adada Gece
Bütün gece seninle yattım denizin yakınında, adada. Yabanıl ve uysaldın sevinçle uyku arasında, ateşle su arasında. Belki çok geç birleşti düşlerimiz dorukta ya da dipte, aynı rüzgârla kımıldayan dallar gibi yukarıda, birbirine dokunan kızıl kökler gibi aşağıda. Belki ayrıldı düşün benimkinden ve aradı beni önce olduğu gibi karanlık denizde, sen henüz kendin değilken, ben farkında değilken senin yelken açmış geçiyordum yanından, ve gözlerin aradı şimdi sana cömertçe verdiğimi - ekmeği, şarabı, aşkı ve yabansılığı - çünkü hayatımın armağanlarını beklemiş kadehsin sen. Seninle yattım bütün gece, karanlık toprak dönerken yaşayanlarla ve ölülerle, ve ansızın uyandığımda, henüz tam karanlık değilken, kaydı elim belinde. Ne gece ne de uyku ayırabilirdi bizi. Seninle yattım, ve uyandığımda, ve ağzın kurtulduğunda düşünden, verdi bana toprağın lezzetini, deniz suyundan, yosundan, hayatının derinliğinden, ve aldım öpüşünü, sabah kızıllığıyla ıslanmış, bizi çevreleyen denizden bana gelmiş. |
05-10-2009, 12:32 PM | #10 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57830
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Adada Rüzgâr
Bir attır rüzgâr: denizde, gökte devineni dinle. Götürmek ister beni: dinle nasıl devinir dünyada taşımak için beni uzaklara. Sakla beni kollarında sadece bu gece, çarparken yağmur denize ve toprağa sayısız ağzıyla. Dinle, nasıl da çağırır beni dörtnalında taşımak için uzaklara. Alınlar bitişik, ağızlar bitişik, bizi yakan sevdaya bağlı bedenlerimizle, bırak essin rüzgâr, ki götürmesin beni ötelere. Köpükle taçlanmış rüzgâr essin bırak, bırak çağırsın ve arasın beni karanlığının dörtnalında, büyük gözlerinin altında batmışken ben, değil mi ki sadece bu gece huzur bulacak, sevgilim. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|