www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee  

Geri Git   www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee > Kültür & Sanat > Genel Kültür > Edebiyat

CevaplaCevapla
 
Konu Seçenekleri Görünüm Şekli
Eski 04-19-2009, 04:57 PM   #1
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen Abdurrahman Özdemir

102 Günün İzleri
“Eşim Ayşe’ye “

Bugün, askerliğimin tam 102’nci günü.
Nasıl geçti bilir misin güzelim bunca zaman.
Senden ayrı, senden uzak,
Sensiz başlayıp, sensiz biten,
Fakat hep anılarınla dolu,
Şu koskoca 102 gün.
Gün oldu, seninle uyandım, rüyâmdaydın,
Uyku girmedi bir daha gözlerime.
Gün oldu, sesin çınladı kulaklarımda akşama kadar.
Gün oldu, seni düşündüm, resimlerine baktım,
Sessizce ağladım *******i ağaçlar altında.
Kimi, mektup yazarken damlattım gözyaşlarımı kâğıtlara.
Kimi, seni anlattım arkadaşlara, avundum anılarımızla.
Mektuplarını okudum, bir sonraki gelinceye dek,
Resmine bakarak, sesini duyarcasına.
Ve mektup yazdım sana ******* boyu,
Kan ağlasa da içim, bıkmadan-usanmadan.
Kısacası sevgilim,
Hep seni yaşadım, sensizken bile burada.
Senin hamilelik haberini burada aldım.
16 Ağustos 1983 - Salı akşamıydı.
Ömrümde bir defalık düşündüğüm şey,
İnanamadım nasıl rast geldi şu dört aya.
Bilemiyorum, ne yazsam da anlatabilsem,
Sana o günkü duygularımı.

Tam bölüğümüzün önünden demiryolu geçiyor.
Çalan tren düdükleri tüylerimi ürpertiyor, inan.
Ankara yönüne giden trenler yok mu hani!
Onlar geçerken bir boşluk duyuyorum içimde.
Âdeta kalbimi söküp, sana getiriyor her biri.
Ziyaretçi parkımız var bir de burada.
Hafta sonları dolar, dolar taşar insanlarla.
Sevgililer de var, otururlar omuz omuza, kol kola.
Bir hüzün çökerdi içime gördükçe onları.
Seni düşünür, seni yaşardım orada.
İçimden kaç defa seni çağırmak geldi,
Ancak, cesaret edemedim sonraki ayrılığa.
Bazen, sensizlik tak dedi canıma.
Özlemini duydum iliklerime kadar.
Bağırmak geldi içimden avazım çıktığınca,
Ve bağırdım sevgilim.
Gel bilmem kaç gün gel! ! .....
Evet bir tanem, burada zaman geçmiyor.
Evimden ayrılalı sanki asırlar oldu.
Bir türlü ilerlemek bilmeyen saatimi,
Atıp parçalamak geldi içimden kaç defa.
Zaman denilen o korkunç nesne,
Sanki ilerlemiyor, durup kaldı 4 Temmuz’da.
Defalarca kâğıt - kalem alıp yazmak geldi içimden.
Bitmek bilmeyen bu günler,
Yazarsam hiç bitmez diyordum.
Nasıl engelledim duygularımı?
Nasıl yazmadım şimdiye kadar?
Anlayamıyorum bugün bir türlü.

Bugün, sensiz geçen tam 102’ nci gün.
Yani, 10 Ekim 1983 - günlerden Pazartesi.
Dayanamıyorum artık sevgilim, gücüm kalmadı,
Ve ancak, yavanca yazabildim sana,
İçimdeki 102 günün duygularını.
Yine doldum, yine ağladım,
Yine özlemini duydum iliklerime kadar,
Bu satırları yazarken.
Tüylerim ürperiyor,
Haykırmak geliyor içimden,
Ve yine haykırıyorum avazım çıktığınca.
Sen de duy, caddelerin inlesin,
Bana aşkımla acı çektiren Menemen...
Gel 11 gün Gel! ! .....


10.10.1983 - Menemen -
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:57 PM   #2
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Affetmek
Affetmek, yapılan bir hatayı örtmek,
Yapılan bir hatayı görmemezlikten gelmek,
Yapılan bir hatayı hoşgörmek.
Ama niçin?
Geçmiş güzel günlerin hatırına mı?
Yoksa, gelecek günlerin hatırına mı?
Peki, hata, geçmişte-şimdi ve gelecekte
Birlikte yaşama zorunluluğun olmayan birine aitse eğer,
O zaman hangi tanıma sığar affetmek?
O halde, affetmenin nedeni bunlar olmamalı!
Sanırım, kendin için affetmelisin.
Belli şeylerin hatırına affetmek,
Affetmek değil; fayda sağlamak, riyakârlık olmaz mı?


1997
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #3
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Ak Gömlekli Melek
İnsanın en zayıf noktasıdır hastalık
Bozulmayagörsün bir kere sağlık
Bırak küçük şeyleri,
dünya yok olur gözünde artık

Düşmeyegör hastalık denizine,
sarılırsın yılana bile.
Satarsın öküzünü, tarlanı,
şifa ararsın derdine.

Hekim, işte böyle zamanda
gönül açmalı insana,
muhtaç etmemeli onu yılana.
Sevgiyi duyumsatabilmeli gönlüne,
Geçim kaynaklarını kurutmadan
şifa verebilmeli bedenine.
Ve yaşama inancını, sevincini
hissettirebilmeli – aktarabilmeli,
hastasının yüreğine - beynine.

Düştü yeğenim hastalık okyanusunun
azgın sularına.
Hem de henüz daha ömrünün baharında.
Ak gömlekli bir melek
uzattı gökten elini,
Çekti – aldı onu güvenli bir limana.


28. 02. 2007 / Çarşamba – Saat: 12.05


Not: Bu şiir, yeğenim Alper GÜNAYDIN’ın çok ciddi rahatsızlığı sırasında, hakkını hiçbir
maddi değerle ödeyemeyeceğimiz ölçüde bizden sevgisini, ilgisini, bilgisini, emeğini ve
zamanını esirgemeyen Sayın Prof. Dr. Metin ÖNERCİ bey’den esinlenerek yazılmış
olup, şahsında aynı özelliklere sahip oldukları inancıyla tüm hekimlerimize atfedilmiştir.
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #4
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Akibet
Ağlıyor bir çocuk
hayatın sillelerine dayanamayarak,
ağlıyor hıçkırıklara boğulurcasına.
Salya, sümük, gözyaşı
harman olmuş yüzünde;
üzüntünün derin izlerinde
akıyor ırmak gibi.
Pes etmiş belli,
bir şeyler gelmiş başına
ve gücü yetmemiş onu alt etmeye.
Ağlıyor işte böyle çaresizlik içinde,
ağlıyor deprem bölgesinde bir çocuk.

Deprem bölgesi dışındakilerden
duyan var mı acaba onun yüreğinin sesini?
gören var mı acaba onun yüreğinden akan kanı?
hisseden var mı acaba
onun acısını kendi yüreğinde?
Hayır hayır,
dış halini gören yok ki
içini gören, anlayan olsun.
Olsaydı böyle mi olurdu bu çocuğun hali.

Herkes mum yakıp kendi derdine yanıyor artık.
Ya mumu da olmayan ne yapsın?
Bu çocuk gibi.
Bari bir mum verin diyor hıçkırıkları,
duyan yok ki.
Ne kadar da kopmuşuz biri birimizden,
ne kadar da kopmuşuz kendimizden.

Deprem ve deprem bölgesi örneği gibi,
kimsenin kimseye hayrının
olmadığı bir yerde,
herkesin kendi derdine
düştüğü bir yerde,
herkesin kendisiyle
başbaşa kaldığı bir yerde,
yani kısacası mahşerde,
her halde bu çocuk gibi olacak halimiz,
eğer duyarsızlığımız
böyle devam ederse.


24. 4. 2000
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #5
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Annem'e
“Gurbette, bir rüyâ sonrası.”


Ne güzeldin sen anne.
Başörtünün altından gülen yüzün,
Yavrum, yavrucuğum diyen tatlı dilin,
Beni şefkatle saran kolların,
Sen herşeyinle ne güzeldin anne.
Ve şimdi, artık sen yoksun.
Bana senin dilinle yavrum diyen yok.
Bir ana şefkatiyle,
Bir ana sıcaklığıyla,
Saran kollar yok artık.
Her sabah uyanınca o resmini görmesem,
Yaşayamam ben anne.
Bak, hâlâ yüzünde bir tebessüm var,
Gülümsüyorsun bana yine.
Yüzünden hâlâ mutluluk okunuyor.
Tam mutluyken, tam yaşayacakken,
Göçüp gittin sen anne.
Hadi anne, çık o çerçeveden.
Yine yavrum de bana.
Beni kollarının arasına al,
Ve bir daha bırakma.
Ağlarken gönlümü al,
Al şu yirmi beş kuruşu de, avut beni.
Haydi yavrum, kapıyı aç, baban geldi de.
Hadi anne, konuş artık, konuş...
Hayır, hayır, hayır anne.
Biliyorum sen artık gelmeyeceksin.
Artık bana yavrum demeyeceksin.
Kendin bu dünyadan göçtün ama,
Kalbimde hiç ölmeyeceksin.....


8.12.1977 Saat: 01.30
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #6
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Arayış
Sevgi mi, o da ne demek?
Bilen varsa, gelsin anlatsın bana.
Hiç sevmedim zannetme ha! .
Ben de sevdim, sevdalandım elbette.
Hep farklı hisler, farklı duygular.
Sevdim; sevilmek istedim, sevilmedim.
Sevildim; sevmedim, sevemedim.
Sevdiğimi zannettim, sevmediğimi fark ettim.
Sevdim; sevindim, güldüm, coştum.
Sevdim; ağladım, yandım, tutuştum.
Sevdim; dünyaya sığmadım, uçtum, göklere çıktım.
Sevdim; dünyam daraldı, içim ezildi, yok oldum.
Sevdim - sevildim, çok mutlu oldum.
Mutsuz da olmadım değil ! .
Bazen, ne hissettiğimi bile anlayamadım.
Bırak, anlatabilmek şöyle dursun.
Çok şeyler bekledim belki sevgiden,
Neydi, nelerdi onlar, tarifi imkânsız ama,
Bulamadım işte onları..
Olsun, varsın sevdalarım boğazımda kalsın.
Onların damak tadı da yeter bana.
Ama, Allah aşkına, bir bilen varsa?
Gelsin, anlatsın şu sevgiyi bana.
Hep sevdim, hâlâ seviyorum, ama,
Ben anlayamadım.....


1997
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #7
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Aynadaki Görüntümden Bana
Yine karşıma geçti her zamanki serseri.
Bıktım seni görmekten, aklım erdi ereli.
Her fırsatta dikilip gösterirsin kendini.
Sıkılmadın mı benden, aklı başında deli?

Yüzünde her zaman var etten mâmul bir perde.
Gördüğünün hepsi bu, hani gerisi nerde?
Sen kimi ararsın ki bakarak böyle bende?
Sorsana bir kendine, bunun cevabı sende.

Merak etmez misin hiç arkasını perdenin?
Sormaz mısın kendine asıl olan “ben” kimim?
Ah bir farkına varsan sendeki hazinenin.
Sırları sende gizli şu koskoca âlemin.

Gördüğüne aldanma bu değil Abdurrahman.
Bu değil Abdurrahman, vallâhi bana inan.
Açsan gönül gözünü bir kez de öyle baksan,
İşte o an görürsün, gerçek sende - ne noksan? .

Çıkar mısın karşıma bir daha bu halinle?
Bir karınca hızıyla geliştin bunca sene.
Acımaz mısın sanki geçen bütün ömrüne?
Tükürmez misin sahi aynadaki yüzüne?

Noksanların kusur değil, senin yaşam amacın.
Onları alt edecek vardır içinde gücün.
Mutluluk arıyorsan inan bana orada.
Bunları yapmadıkça dinmez ki hiç bir acın.

Ben zaten farkındayım sen de varsan farkına.
Bakmak ile yetinme kirpiğine kaşına,.
Nasıl olsa tuz katarsın sofrandaki aşına.
Değiş, güzelleş, geliş de çık karşıma.

Sen bana bak mutlu ol, ben de sana bakarak.
Sevdâ ile tutuşup gözlerden yaş akarak.
Bir aynanın içinden semâlara çıkarak.
Saralım tüm evreni, haydi görev başına.


9. 6. 2000
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #8
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Ayrılık Azabı
Sanırım uzak düşeceğiz biri birimize,
belki bir ömür,
belki birkaç sene,
‘hem de hiç yoktan yere’.
Sen bu kararı verdiğinden beri
bilemezsin nasıl köz düştü gönlüme.

Konuşamadım bile seninle,
yanaşamadım sana eskisi gibi.
Kim bilir,
belki sensizliğe alıştırmak içindi kendimi,
belki de bensizliğe alıştırmak içindi seni,
belki de hiç biri.

Ama seni izledim,
seni seyrettim hep gizlice,
doya doya ve sindire sindire.
Evde bastığın yerlere bile baktım
sen yürürken,
hatıran olarak
ayak izlerin kalır mı diye.
Haberin bile yoktu senin.

Dolaşırken, gözlerim eşyalarını süzdü bir bir,
sana ait, sen sinmiş
ve seninle gitmeyecek eşyalarını.
Sanki terk edileceklerini onlar da anladılar
bilmem bana mı öyle geldi ama,
galiba onlar da ağladılar.

Kuşunla dertleştim ‘beni anlamadı o’ diye;
o anladı ve o da ağladı,
aynı benim gibi, içten içe.
Kolay mıydı sensiz yaşamak,
‘hem de hiç yoktan yere’.

Sen seyahate gittiğinde
yatağına yatırdım bağlamanı, gitarını
ve onları seyrettim,
onları kucakladım sen diye.
Hatta ellerini okşadım onların klavyesinde.

Oturdum gardırobunun önüne
giysilerini kokladım,
seni doldurdum
seni bastım göğsüme.
Vedalaştım onlarla da bir bir
ve göz yaşlarımı akıttım içine
sana hatıram olsun diye;
çünkü sen gittiğinde
onlar da gidecekti seninle birlikte.

Kokun öyle sinmeliydi ki ciğerlerime
silememeliydi onu hiçbir şey,
silinmemeliydi bir daha kesinlikle.
Her şeyin öyle işlemeliydi ki bana,
kazınmalıydı ta iliklerime kadar
ve yokluğunda da yaşayabilmeliydim seninle.
Ya da, beceremezsem eğer bunu
ve eğer yaşamak denilebilecekse ona,
yaşayabilmeliydim sen yokken bile.

Ayrı yaşayacak olmamız değil
bana böyle koyan.
Bir gün elbet uçuracağım seni (yavrumu) yuvadan,
o ya da bu sebeple
biliyorum bunu, inan!
Ancak öyle bir sebep olmalı ki ayrılığa,
üzüntümüzü dengeleyecek
bir şeyler olmalı ortada,
bir şeyler elde etmelisin orada.
Hatta bırak üzülmeyi
zil takıp oynayabilmeliyiz
‘değdi diye’ buna.

Ancak bu kararın değmez be yavrum,
değmez çekilen bunca azaba
ve daha da çekilecek olana.

23. 8. 2003 – Cumartesi / Saat: 05.00



NOT: Bu şiir, kızımın üniversite tercihlerini, bence ayrı
yaşamamıza değmeyecek bir bölüm için Ankara dışı
üniversitelere yapması üzerine, sınav sonuçlarının
açıklanacağı günün şafak vakti yazılmıştır.
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #9
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Balık Avı
Yıl 1966 - 67 zannederim.
Adapazarı’nda 8 - 9 yaşlarındayım.
Oralarda, yaklaşık herkes balık avlar,
Çünkü, çok bol su vardır civarda.
Ve yine, yaklaşık herkes pedal çevirir,
Çünkü, küçük ve düz bir yerdir orası.
Çark deresinin Tuna mevkiine,
Arkadaşlarla birlikte balığa gittik.
İki adet yayın balığı tutmuştum.
Yöresel deyimiyle çılpık balığı.
Tahminen biri yarım kilo, diğeri 750 gram.
Yarım saat kadar bir süre içinde,
Arkadaşlarımın mantarı hiç suya batmamışken,
O derede, böylesi büyüklükte iki balık tutmak
Ne demek bilir misin? Onu tutan bilir.
Ben, o dereden böylesi büyük balık tutulduğunu
Hiç görmemiştim, hiç de görmedim.
Sokağıma hava atmak geldi içimden.
Çocukluk bu ya! ! ...
Hem, kocaman amcalar bile öyle yapardı.
Fırsatını bulmuşken ben niye yapmayayım.
Söğüt ağacından çatal dal kırdım,
Ve solungacından geçirdim ona balıkları.
Bir elimde balıklar,
Diğer elimde süpürge kamışı oltam,
Nefes nefese geldim sokak başına kadar.
Dikilip, derin bir nefesle kendime geldim.
Sonra, sallana sallana, kasıla kasıla,
Hatta, balıkları tutan elimi, ileri-geri sallaya sallaya,
Yürüdüm evimize kadar.
Filiz Sokak. Numara 13..
Ev, sokağın tam ortasında.
Beni herkes görmüştü hani! ..
Ben de nasıl şişmiştim..
Sonra, evde aklıma bir şey geldi.
Banyodan, galveniz büyük çamaşır leğenini aldım,
Biraz su doldurup, mutfağın ortasına koydum.
Attım içine balıkları,
Kımıldamaya başladılar.
Su sıvandı, hemen leğeni doldurdum.
Nazlı nazlı yüzmeye başladılar.
Ne güzeldi onları seyretmek.
Hâlâ aptallık yapıp, oltaya gelirler mi diye,
Oltama solucan takıp leğene sarkıttım.
Geldiler, kancadan çıkarıp suya bıraktım,
Yine oltamı attım, yine geldiler.
Beş - altı defa tekrarladı bu oyun.
Annem, yeter yavrum,
Hayvanlara eziyet etme, deyinceye kadar.
Balıkları, sudan elimle çıkarmak istemiyordum.
Son bir izin istedim annemden.
Ve oltamı iki defa daha suya attım.
Bu defa onları kancadan çıkarıp, dışarı bıraktım.
Bir süre sonra da öldüler.
Süpürge kamışından olta sırığını,
Ona bağlı misinayı,
Ucuna takılı kancayı,
Kancaya sarılı solucanı,
Ve leğendeki balığı,
O balığın, solucanı yemek için kancayı ağzına alışını,
Bunların tamamını sadece ben görüyordum.
Balıksa, yalnızca solucanı görüyordu.
Aptal, ötesinden habersiz.
Ne eğlenceli bir oyundu bu....

Yirmi üç yıl kadar sonra anladım ki,
Eğlenceli değil, ibret dolu bir oyundu.
Su = Dünya,
Balık = Bizler,
Solucan = Tüm dünya niğmetleri,
Bizim gördüklerimiz bu kadar.
Solucanın gizlediği kancadan,
Onun bağlı olduğu misinadan,
Süpürge kamışı olta sırığından,
Ve o sırığı tutan elden habersiz.

1997
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
Eski 04-19-2009, 04:58 PM   #10
GooD aNd EvıL
Aşmış Üye
 
GooD aNd EvıL 'in Avatari
 
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98
Teşekkür Edilme: 355
Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57824
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi : GooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond reputeGooD aNd EvıL has a reputation beyond repute
Cinsiyet : Erkek
Belirlenen

Bedel
Çocukken faytonlar vardı şehrimizde.
Henüz otomobil yoktu bugünkü gibi.
Şehir içi ulaşım onlarla sağlanırdı.
Ne çok severdim, arkalarına asılarak binmeyi.
Ancak iki kişi asılabilirdi bir fayton arkasına
Binebilenler keyfini çıkarırken, diğerleri kıskanırdı.
Bağırırlardı avaz avaz.
Faytoncu amca, arkaya bir kırbaç diye..
Ve kırbaçlar yağmaya başlardı arkaya.
Korunmak için ne şekillere girerdik.
Yine de bir kaç kırbaç yer, aşağı atlardık.
Yemek yemeğe benzemez kırbaç yemek.
O deri kordon, yakar değdiği yeri.
Sonra, yine fayton geçerken yine binerdik.
Yine bir kaç kırbaç yer, yine inerdik.
Bu, hep böyle tekrarlar dururdu.
Çünkü, çok severdik fayton arkasına asılmayı.

Çoçukken yüzmeyi de çok severdim.
Yaşım, henüz ilkokul başları gibi.
Ailelerimiz çok kızardı yüzmeye gitmemize.
Ya boğulursak, Allah korusun! !
Ama yine de giderdik arkadaşlarla.
Şimdiki gibi mayo falan da yok ha!
Kıçımızda basma vb. kumaşlardan,
Hem de evde dikilmiş kısa donlar var.
İçimizde slip bile yok.
Çünkü, o zamanlar slip de yok.
O donlarımızla yüzerdik.
Sonra, mısır tarlalarına girer,
Donlarımızı çıkarır güzelce sıkardık.
Bir dal parçası kayırdıysak eğer bir söğütten,
Donu, lastiğinden ona yay gibi takar sallardık.
O da yoksa, donu başımıza geçirir,
Yürürdük tarlanın içinde,
Paçaları arkamızda uça uça,
Donlarımızı kurutmak için.
Evdekiler yüzdüğümüzü anlamasınlar diye.
Sonra, tarlanın bitimine doğru donlarımızı giyerdik.
Saçlarımız da uzun değildi.
Biz alaburus traş olurduk çocukken,
İki - üç numara falan.
Yani, suya girdiğimiz, saçlarımızdan da belli olmazdı.
Cilt rengimiz biraz değişmişse eğer,
Cildimize bir tırnak atarak anlarlardı yüzdüğümüzü.
Onun için biz de, güneşte kalmamaya gayret ederdik.
Ama yine de anlarlardı yüzdüğümüzü.
Ve bazen dayak da yerdik.
Ama yine giderdik, yine aynı şeyleri yapardık,
Ve yine bazen dayak yerdik.
Çünkü, yüzmeyi çok seviyorduk.

Çocukluğumu yaşadığım Adapazarı,
Küçük ve düz bir yerdi.
Nerdeyse her evde bir bisiklet olurdu.
Hatta, o zamanki deyimiyle velespit.
Şimdiki gibi çocukların değil ama..
Çünkü, o zaman çocuk bisikleti de yoktu.
Babalarındı, ağabeylerindi onlar.
İşe gidip - gelmek için kullanırlardı.
Bizim evde de, büyük ağabeyimin bisikleti vardı.
Binmemize izin vermezlerdi kolay kolay.
Çünkü, bisiklete binecek kadar boyumuz yoktu.
Bacak arası diye tabir edilirdi binişimiz.

Kadro altından, yandan.
Çok düşerdik tabi ki, denge zorluğu vardı.
Bazen, zincirleme bisiklet kazası bile olurdu.
Büyüklerimiz evde yokken, ya da yatarken,
Bisikletleri kaçırır, sokak dışına çıkardık.
Oralarda binerdik bisiklete, düşe kalka.
Kimimizin zinciri atar, aynaya, dişliye sıkışır, takamayız,
Kimimizin çamurluğu, direksiyonu, pedalı eğilir,
Kimimizin fren teli kopar,
Kimimizin lastiği patlar, vs. vs.
Sonra, bisikletleri yerine gizlice koyar, kaçardık.
Çünkü, bisikletlerde hasar var.
Nedense, benim hep lastiğim patlardı.
Nedenini hâlâ anlayabilmiş değilim.
Bu yüzden, ara sıra dayak bile yerdim.
On altı – yirmi dört vardiyasına,
Ağabeyimin bisikletsiz gittiği çok olmuştur.
Ama ertesi gün aynı şeyi yine yapardık.
Ve muhtemelen, arkasından yine dayak.
Ama yine de yapardık.
Çünkü bisiklete binmeyi de çok seviyorduk.

Güvercin beslerdik çocukken, küçük ağabeyimle.
Babamın, tavukları için aldığı yemle doyururduk onları.
Epeyce de çoktu güvercinlerimiz.
Yem çabuk bitince azar işitirdik.
Ama, yine tavuk yemleri ile doyururduk güvercinleri.
Yine azar işitir, kötek yerdik.
Çünkü onları uçarken seyretmeyi çok seviyorduk.

Anlatmakla bitmez bu örnekler.

Yaşımız ilerledikçe sevdalarımız da değişti.
On – on beş yaşları arası,
Çok sevdiğim arkadaşlarımla,
Aramızda olan gruplaşmalar üzmeye başladı beni.
Sonra, içimde bir şeyler kıpırdadı,
Karşı cinse de sevda duymaya başladım.
O sevdalarda üzmedi değil beni.
Hepinizin yaşayıp da bildiği gibi.

Vesaire - vesaire...........

Sevgilerim hep değişti.
Sevdiğim şeyler hep değişti.
Sevgilerim yüzünden yediğim kırbaçlar, dayaklar,
Çektiğim acılar, hep ortak paydaydı.
Hem de severek katlanılan.
Sonra anladım ki, doğada zıtlıkların dengesi var.
Sevgilerin coşkusunun dengesi olmalıydı ortak paydalar.
Gülü sevenin dikenine katlanması gibi hani...
Ve yine şimdi biliyorum ki ! ..
Olgunlaştırıyor sevgiyi o ortak paydalar.



1997
Abdurrahman Özdemir
GooD aNd EvıL Ofline   Alinti Yaparak Cevapla
CevaplaCevapla


Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1)
 

Mesaj kurallari
You may not post new threads
You may not post replies
You may not post attachments
You may not edit your posts

BB code is Acik
[IMG] kodlarAcik
HTML kodlari Kapali


Saat Dururmu GMT +3. Şimdiki Zaman 05:26 AM.

Powered by vBulletin Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.