|
Aşk Hikayeleri – Denemeler Aşk Hikayelerileri vs. |
|
Konu Seçenekleri | Görünüm Şekli |
12-25-2006, 06:34 PM | #1 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Aşk Özlem Hasret Unutulmaz Hikayeler..[By KέžmдИ]
Aldatma
Onunla internet ortamında tanışmıştık. İşin en ilginç yanı o bir İtalyandı. Bense Türk... yarım yamalak ingilizcemizle anlaşmaya çalışıyorduk. Artık birbirimize o kadar alişmiştik ki birbirimize ne söylediğimizi okuduklarımızdan anliyorduk. Aramızda mesafeler yanlızca ülkeler arası değildi. İkimizde evliydik. Benim eşim başka şehirde çalışıyordu. Eşimi asla aldatmayı düşünmedim çok mutlu bir evlilik değildi benimkisi ama yinede düşünmedim. Her genç kız gibi birsürü hayalle evlenmiştim eşimle... ama dedigim gibi hayallerle yaşanmıyor hayat. Maalesef herşeyi kabul etmeyi öğreniyorsun. insanları oldukları gibi.. hiç beklentisi olmadan... ama yinede kendimi aldatacak bir eş ruhunda görmüyordum. yani hayran budalasi onla olmaz bunla olur gibi telaşlarım yoktu. ihanet ise bana yaban geliyordu. ama yanlızdım.. eşimin en büyük özelliğide ne yazıkki benden esirgediği ilgisiydi. oysa ben ilgiyi ve ilgi göstermeyi çok severim..ama bende ki ilgi göstermeyide unutturdugunu itiraf etmeliyim.. işte böyle günler içinde internetteki bir ingilizce mektup sayfasına bir mesaj yazdım.. yanlizligimi paylaşacak arkadaşlar ariyorum ama oldukçada mutlu bir evliliğim var diye de yazmiştim. O kadar çok mail aldim ki.. ama onun maili çok yalın gelmişti. çok içten di yanlizca dostçaydı.. kendini anlatiyordu eşini işini.. bende kendimden bahsediyordum..bu şekilde yazışmaların ardından bir anda ilişkimiz farkli bir boyuta kaydi.. o kadar duygusaldi ki artik o maillerle yatıp onlarla kalkiyordum.. ayni sey onun içinde geçerliydi..sanki birlikte günümüzü yaşıyorduk.. birlikte yagmurun altında yürüyor, birlikte yemek yapiyorduk, ikimizde açtik duygusalliga.. kendimi mutluluk denizinde hissediyordum.. sonu ne mi oldu ayrildim.. bugun ayriligimizin 2. günü ve o maillerini yollamaya devam ediyor.. ama ben hayirsiz eşimi aldattigim düşüncesiyle onu bıraktım... |
12-25-2006, 06:35 PM | #2 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Acı
Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman hep ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak istiyorum.Lütfen;bu satırlara bir seven olarak sahip çıkın ve lütfen yazılı satırlar olarak geçmeyin. Okudukça yeryüzünde insanlar neleri yaşarmış diyeceksiniz buna eminim. Bir memur ailenin en küçük çocuğu olarak babamın tayininin çıktığı bir köye taşındık.Huzursuzdum,okulumu bir köy okulunda okumaktansa ,şehirde medenice okumak istiyordum.kaydımı yaptırdı babam okula.İlkokul 4. sınıftan başladım köy okuluna.Beni bir sınıfa verdiler.Öğretmen köyde yabancı olduğumu biliyordu ve hangi sıraya oturmak istiyorsan otur dedi bana.Bir kızın yanı boştu sadece oraya oturdum.Hayatımı adadığım,gidişiyle beni bitiren insanla ilk o zaman tanıştım.İsmi Altınay idi.Çocuk yaşımda bile onun güzelliği beni çok etkilemişti.Masmavi gözleri,gamze yanakları ile arada bir bana dönüp gülüşü,yanlış yazdığım notlarımda kendi silgisiyle defterimdeki hatayı silmesi beni o minik yaşımda ona bağladı.O dönemlerde çocukça bir arkadaşlıktı. Zaman ilerledikçe onsuz tek saniye geçiremiyordum.ya ben onlara gidip ders çalışıyor, yada o bize geliyordu.Mükemmel bir paylaşımcıydı.Yüreğini,sevgisini,dostluğunu daha o yaşta vermişti bana.İlkokulu birlikte okuduk ve aynı sırada bitirdik.Hep onunla hep ona biraz daha alışarak. Ortaokula geçtiğimizde ailelerimize rica ettik ve bizi aynı okula yazdırdılar, hatta aynı sınıfa,hatta aynı sıraya oturmamız için babalarımız öğretmenlere adeta yalvardılar.Başarmıştık. Yine aynı sıradaydık.Geride kalan ilkokul dönemindeki iki yılda anladım ki onsuz hayat bana huzur vermiyordu.Yaşımız olgunlaştıkça o beni,ben onu daha çok seviyordum.Çocukça başlayan arkadaşlığımız sevgiye aşka dönüşmüştü ortaokul yıllarımız bitmek üzereyken.Şehir merkezinde.Ailelerimiz liseye geçtiğimiz sırada ortak bir karar aldılar.Buna göre tek ev kiralayacak ikimiz aynı evde kalacaktık.Annem de bizimle kalacaktı.Allah'ım o karar bize iletildiğinde dakikalarca sarmaş dolaş kutlamıştık bunu.Ona aşık olmuştum.Aynı duyguları o da paylaşıyordu ve bunu fareden ailelerimiz okul bittiğinde evlendirelim diye karar almışlardı bile.Ona tapıyordum artık.Haşa Allah'a şirk koşar gibi günah işlercesine seviyordum.İlk elini tuttuğumda sakın bir daha bırakma demiştim. Yanakları kızarmıştı,utanmış ve başını önüne ! eğmiş,gülümsemiş ve elimi sıkı sıkı kavramıştı.Artık her gün elele tutuşup okula gidiyor okuldan çıkarken elele dolaşıyor geziyor öyle gidiyorduk evimize.Arada bir elleri terler ve her terleyişte elini elimden kurulamak için çekerdi.Bunu her yaptığında kızar elimi bırakma diye azarlardım,hep tamam tamam diyerek gülümser ve hızla elini avucuma sokuştururdu. Her şey harikaydı,dünya cennet gibiydi gözümüzde.Yıllar akıp gidiyordu mutluluk içinde.Nihayet liseyi de bitirmek üzereydik.karne dönemi gelmişti.Karnelerimizi aldık hiç kırığımız yoktu.Sevinçle sarıldık birbirimize elimi tuttu.bunu kutlamak için bir cafeye gidip cola içerek kutlayacaktık.Okulun az ilerisinden geçen bir çakıl yol vardı.Her zaman toz duman içinde olurdu.çakıllarla kaplıydı.O yolun benim ve ölürcesine sevdiğim insanın ayrılmasında bu kadar rol oynayacağını bilsem hiç girer miydik o yola.Neler vermezdim o yolu yürümemek için. Eli yine elimdeydi,ansızın elini çekti,terlemişti yine eli.Sanırım dört adım atmıştım.Dönüp yine azarlayacaktım.Çünkü hem elimi bırakmış,hem de geride kalmıştı.Dönüp baktığımda Dünya başıma yıkıldı.Sanki gök kubbenin altında kaldım.yerdeydi ve yüzünden kan fışkırıyordu.ne yapacağımı bilemedim üzerine kapandım yüzüne yapışmış saçlarını kaldırdığımda hayatımı bitiren o görüntüyle karşılaştım.Başı kesilmiş bir tavuk gibi çırpınıyordu.Suratına bir taş parçası bıçak gibi saplanmıştı ve bakmaya doyamadığım mavi gözlerinden biri akmıştı.Suratının yarısı yoktu.Hırlıyordu bana bir şeyler demek istiyor kanla kaplı diğer gözünü temizleyerek bana bir şeyler demeye çalışıyordu.Yoldan geçen bir kamyonun tekerinin altından fırlayan bir taş suratına saplanmıştı.Ölürcesine bir aşkı,geleceğimizi kibrit büyüklüğünde bir taş parçasının bitireceğini bilemezdim.Donuk donuk hiç konuşamadan yüzüne bakmaktan başka bir şey yapamıyordum. Ellerini tuttum kaldırdım başını göğsüme dayadı ve elimi sıkı sıkı tuttu.Akan kan ellerimize damlıyordu.Yoldan geçen bir araba durmuş bizi seyrediyordu,hastaneye yetiştirelim dediğimde kanlı olduğu için almadı ve kaçtı gitti.Kimse arabaya almıyordu.çevreme bakıp yardım eden demekten,ona dönüp seni seviyorum,beni bırakma,dayan demekten başka bir şey yapamıyordum.İki dakikalık bir çırpınıştan sonra kucağımda öldü.Cennet olan Dünya 5 dakikada cehenneme döndü.Tam dokuz yıl oldu onu yitireli.Kendime olan güvenimi yitirdim.Artık kimseyi sevemem,kimsede beni sevemez korkusundan kurtaramıyorum kendimi.Bitkisel hayatta gibiyim.Tek elimde kalan bu net.bu net aracılığıyla sizinle paylaşmak istedim.Yitiren,ya da ben yitirenle paylaşmak isteyen herkese elleri terlese bile ellerimi bırakmamaları şartıyla elimi uzattım.Dost,kardeş,arkadaş ne olursanız olun ama elimi bırakmayın.Size sesleniyorum, elimi bırakmayın lütfen... |
12-25-2006, 06:36 PM | #3 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Aşk
Aşk eski bir hikayedir ama her zaman yepyeni...Ve aşk, öyle engin bir deryadır ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı... Sana desem ki; 'Aşk kalbin göklere yükseldiği altın merdivendir.' Bilmem yeterli ulurmu? Aşkın ilk soluğu, mantığında son soluğudur. Bitmeyen bir şarkıdır aşk...Dudaklarda türkü, ruhu açan baharın gelişi gibi...Nasıl, nereden gelir bilinmez, öyle sessiz ve güçlü... İnsan kalbindeki gerçek aşk dört nala giden bir attır. Ne dizgin anlar, ne ses dinler... Aşk insanı kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar. Aşkı anlatmak, suya mektup yazmaktan farksızdır. Aşk işte, AŞK... |
12-25-2006, 06:37 PM | #4 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Aşk
Dün gece uyuyamadım.Seni düşündüm yine .sabaha karşı oluyor,dışarıya bakıyorum.güneş tüm güzelliğiyle güne merhaba diyor.bakıyorum güneşe.inceliyorum onu.teni tıpkı seninki gibi parlak.tıpkı senin gibi aydınlatıyor o da hayatımı ve içimi…çok benziyorsunuz aslında.ikinizde çok güzelsiniz,mükemmel ,hatta kusursuz.etrafıma bakıyorum.gözlerim seni arıyor.öyle alışmışım ki sana sensizliğine katlanamıyorum bile.öyle ölümüne sevmişim ki seni yokluğuna alışamayacak kadar.ben yapamıyorum sensiz.aramız açık.biliyorum ben sensizlikten perişan olurken burada,sen orada bensizliği umursamıyorsun.hani ufukta bazen çok güzel senin çok beğendiğin bir ada yada bir dağ görürsün.ulaşmak istersin ona.varlığını bilirsin.görürsün o yeri ama ulaşamazsın.işte bende şu anda aynı duyguları yaşıyorum içimde.tutamadığın her yağmur damlası kadar seviyorum seni.martının kanat çırpışı gibi seviyorum.senin gibi seviyorum seni.özlemim epey fazla ölçemiyorum.kapıldım bir kere kalbimin bahtına.gidiyorum ama nereye?dostum denize mi?yoksa dert yandığım dağlara mı?yoksa keşfedilmemiş yerlere mi? Ben işte bu sorularla cebelleşiyorum kendi içimde.aslında cevabını buldum.nereye mi gidiyorum? Cevap kolay.sana geliyorum.beni istemediğin halde…ve seni son bir kez daha görmek istiyorum gitmeden önce.okşamak istiyorum saçlarına bir kez daha.gözlerimle gözlerine deymek istiyorum.yüzüne karşı “seni seviyorum” diyebilecek kadar cesaretli olmak istiyorum.göz yaşlarımla ıslattığım bu kağıda içimi döküyorum son bir kez daha bakıyorum resimlerine.bu satırlarda kendimi, resimlerimizde geçmişimi buluyorum .son bir kez daha söylemek istediğim şeyi söylüyorum: ”seni seviyorum”.istersen atarsın bu kağıdı,istersen gömersin,istersen saklarsın…neye yarar?ne fark eder? Ne istersen onu yap beni ilgilendirmez.gidiyorum çünkü ben anla artık,gidiyorum küçük umarım bir gün seni ne kadar çok sevdiğimi anlarsın… |
12-25-2006, 06:38 PM | #5 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Aşkın Dili
Hep "aşkın dili olsa da konuşsa" deriz. İşte bir gün aşk konuşmaya başlamış ve demiş ki: Ey insanlık hep peşimden koştunuz, bana ulaşmaya çalıştınız. Aslında bana ulaştınız ama hiç fark etmediniz. Benim için ağladığınız zaman bile size hep yalan, belki de şaka gibi geldim. Bana hep yakıştırmalar yaptınız. Size bir hikaye anlatayım. Bir gün küçük bir köpek kuyruğunu yakalamak için hep kendi etrafında dönüp duruyormuş ve büyük köpek dayanamayıp “ne yapmaya çalışıyorsun?” diye sormuş. Yavru köpek de, “bana ancak kuyruğumu yakaladığım zaman mutluluğa ulaşacağımı söylediler. Ben de onun için uğraşıyorum” diye cevap vermiş. Büyük köpek gülmüş ve “ben de küçükken senin gibiydim. Hep kendi etrafımda döner, kuyruğumu yakalamaya çalışırdım ama bir gün durdum, düşündüm ve yürümeye karar verdim işte o zaman anladım ki zaten o benim peşimden geliyordu.” İşte şimdi anladınız mı? Aşk; bir köpeğin kuyruğu gibidir ki ona ulaşmak için peşinden koşmanız gerekmez, o zaten her hareketinizde arkanızdan gelir. |
12-25-2006, 06:39 PM | #6 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Ayrılığın İlanı
Gidiyor musun diye sorma bana. Gönderen sensin. Ne terk etmeyi istedim seni, ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi. Senin kadar öfkeliyim ben de, senin kadar endişeli... Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana, ama inandıramadım seni. Sen sorgularken beni kafanda, ben gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla. Bir tek sözün bağlardı beni sana, oysa sen hep susmanın koynunda.. Aşkın içine bir kez girdi mi kuşu, teslim alır bedenleri de. Sütten çıkmış at kaşık değildim ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza. O dünya ki, bazen minicik bir odada bazen kentin ortasında şekillendi. Nasıl da güzeldi. Zaten varsın diye her şey güzeldi ama sen buna inanmadın. Ah bu sorular... Yaşamak varken sevdayı delice, niye boğarız sorularla? Nasıl ikna edebilirdim seni? Ben "aşk" dedikçe sen "hayır" dedin. Zaten az konuşan sen, olumsuz ne kadar sözcük varsa bulup çıkardın ortaya. Ben bir şey diyemedim. Ne kadar zarar vermişim sana meğer... Nasıl değiştirmişim seni... Oysa hiç böyle düşünmemiştim. Kimseye zarar vermek istemem ben. Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem. Ama öyle oldu işte... Demek ki gitmelerin zamanı geldi şimdi. Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı. Ne sevişmelerimiz kalır aklında ne sevda sözlerimiz. "Rahat değilim" diyordun ya, rahat ol artık. Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı. Tedirginliğinin sebebi be kalktı ortadan. Gidişim yürekten değil, zorunluluktan. Sanma bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım. Sanma ki benden sakladığın dülüşlerini yalancı yüzlerde ararım. Seni de götürürüm yüreğimde. Yokluğunu taşırım. Bulup bulup kaybettim seni.. Ne yazık ki toz-duman edemedim kuşkularını, ne yazık ki kalamadın bana. Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde. Kokladıkça bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın. Ne çok tanıdığımız var ayrılığımıza.... |
12-25-2006, 06:44 PM | #7 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Ayrılış
Şu anda senden ayrılışımın ikinci günündeyim, buğusu çalınmış sıcak özlemin ayrılıklara o kadar çabuk dönüştü ki... Bu şehir yine kalabalık yine kaskatı bakışlarıyla boğuyor insanların gündüzlerini. Bense düşlerimi avuç avuç taşımaya çalışıyorum gerçeklere ta ki sabahın o insan eli değmemiş saatleri uykularıma elektrik verinceye dek. İşte bu şehrin ve şehrin soğuk gürültüsünün gölgelerinde aşkımı darağaçlarında sallandırmanın yollarını ararken , eski bir dostun sıcak nefesine rastladım. Tüm bunlar acısıyla, tatlısıyla, tadımlık şımarıklıklarıyla her şeyiyle çok güzel. Tam ben sensizliğe dayanabilmek için, hasretini çektiğim kokuna ulaşabilmek için rüya haritasını alırken, bir el dokundu omzuma. Düğüm düğüm gırtlağımdan tırmanarak özgürlüğe koşan hıçkırıklarımı teselli etti . Seni her gece gördüğüm rüyalarımda, sımsıkı tutuyorum ellerini , eğer onları hiç bırakmazsam rüyam sona erse bile sen yanımda kalacakmışsın gibi geliyor. Gözlerimizde çocukluğumuzdan kalan masum,temiz ve pembe renkli etmeye mecbur olmadığımız halde etmekten hoşlandığımız yeminler ve dudağımda sen. |
12-25-2006, 06:46 PM | #8 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Aşk Masum Değil
Sadece bir anlık konuşmadan sonra nedensiz buluşma bağladı yine birbirimizi bize.Hiç anlamadık sebeplerini.Nedenlerini soramadan ellerimiz birbirine çoktan kenetlenmişti.Sanki hiç kopmayacakmış gibi.Aklımdan çıkmayan o hasret günleri,çektiğim çileler,haykırdığım isyanlar hiç biri unutulmadı.O aylar boyunca ağladığım gecelerin hesabını kim verebilir ki?kim beni o eski deli dolu günlerime döndürebilir ki?Aşk mıydı beni böyle divane eden yoksa bu sadece onda mı gizli?Zaman sanki benimle birlikte o vazgeçilemez aşkımı da alıp götürdü.Sürüklendim bir uçtan bir uca.Gelip de elimden tutanım hiç olmadı.sevdim diye mi çektim bu acıları bunca zaman.Hani sevip sevilmek çok güzeldi.Mutlu ederdi insanı;yetmiyor işte mutlu olmak yetmiyor.Kimseler fark etmeden eriyip gidiyorsun ama nedenini ne sen ne de başkası bilmiyor.Zaten kimsede öğrenmek istemiyor yalan mı?Hayatımı mahvettiler,yaşarken öldürüldüm.sevdiğimin ardından en zayıf noktamdan yakalandım.Giden sevgili yüzünden bitip,tükenmek çok kolaymış meğersem,ölüm bir harekete bakarmış.Bunları anladın sevince.Her gün daha fazla tükenen bir beden gördüm o aynanın karşısında.Halbuki bakılmaya kıyılmayan kaç masum yüz verdik topraklara.Yine bilinmedi kıymet yine anlamadılar değerlerini.Bu kedere bu derde aşk mı diyorlar?Sevgimi bunları bize yaptıran.Kimler bu sözlerimden utanacak acaba?bunlara rağmen anlayan yok beni değil mi?Ben yine mutlu olabilirim geçici bir süre.Ya onlar acılarıda sevinçleride mezara gömülenler hiç anlamı yok.Aşkın azabı kör hançerle kalplere yazılmış çoktan.Sonu yok ne benim için ne çekenler için ne de aşk uğruna.Mezara Girenler İçin. |
12-25-2006, 06:48 PM | #9 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Belki..
Belki Tanrı yanlış insanlarla tanışmamızı istedi. Doğru insanı tanımadan önce, böylece en sonunda doğru insanla tanıştığımızda, bu hediyenin ne yüce olduğunu anlamamız için. Belki mutluluk kapısı kapandığında, başkası açılıyordur. Fakat böyle zamanlarda kapanan kapıya öyle uzun bakarız ki, bizim için açılan diğer kapıyı görmeyiz bile. Belki en iyi arkadaşlık, sallanan bir koltukta beraber sallandığınız, tek bir kelime etmediğiniz ve giderken bunun hayatınızdaki en iyi sohbet olduğunu düşündüğünüz kişilerde saklıdır. Belki, elimizde olanın kıymetini kaybettiğimizde anladığımız doğru olabilir, fakat elimize gelene kadar, neler kaçrdığımızın farkına varamadığımız da doğrudur. Birine sevginizin tümünü sunmak, asla sizi de aynı şekilde seveceğinin garantisi değildir. Sevgiye karşılık beklemeyin; sadece sevginin karşıdakinin kalbinde büyümesini bekleyin. Fakat olmazsa da, sizin kalbinizde büyüdüğüne emin olun. Birine çarpılmak için bir an yeterlidir, birinden hoşlanmak bir saat ve birini sevmek için de bir gün yeterlidir... Ama birini unutmak bir ömür sürer. Görünüşe aldanmayın; kandırıcı olabilir. Zenginliğe aldanmayın; yok olup gidebilir. Sizi güldüren birini seçin. Çünkü karanlık bir günü aydınlatan tek şey bir gülümsemedir. Kalbinizi gülümsetebilen birini bulun. Öyle zamanlar vardır ki, bazen birini öylesine çok özlersiniz ki, onu hayallerinizden çıkarıp, gerçek hayatta kucaklamak istersiniz. Hayal etmek istediğiniz şeyi hayal edin, gitmek istediğiniz yere gidin, olmak istediğiniz kişi olun, çünkü yaşayabileceğiniz tek bir hayatınız var. Ve tüm bunları yapabilmek için tek bir şansınız... Sizi tatlı kılacak kadar yeterli mutluluğunuz olsun, güçlü kılacak kadar acı deneyiminiz, insan kılacak kadar üzüntünüz, ve sizi mutlu kılmaya yetecek kadar umudunuz olsun. Daima kendinizi başkalarının yerine koyun. Eğer kalbiniz acıyorsa, o kişininkiler de acıyordur. En mutlu kişiler, her şeyin en iyisine sahip olanlar değildir, onlar karşılarına çıkan her şeyin değerini en iyi bilenlerdir. Mutluluk; ağlayanlar, incinenler ve çabalayanlar için vardır. Çünkü böyle insanlar, hayatlarına giren her insanın önemini takdir edenlerdir. En parlak gelecek, unutulmuş bir geçmişin üstünde yükselir. Geçmişinizdeki kalp kırıklıklarını ve hataları silemezseniz, hayatın içinde ilerleme şansınız olmaz. |
12-25-2006, 06:49 PM | #10 |
Daimi Üye
Kayit Tarihi: Dec 2006
Nerden: KaDıKöY/MaBeD
Yaş: 35
Mesajlari: 513
Teşekkür Etme: 50 Teşekkür Edilme: 62 Teşekkür Aldığı Konusu: 45
Üye No: 25089
Rep Power: 1440
Rep Puanı : 3206
Rep Derecesi :
Cinsiyet :
|
Bekliyorum
Bir söğüt ağacının koyu gölgesinde oturuyorum..Elimde sigaram,gözüm ufka takılmış..Dalgın ama ürkek bakışlarım dümdüz bir çizgi..Aklımdan o çok eski şarkının nağmeleri geçiyor.. İçimden sessizce mırıldanıyorum sözlerini..Kapatıyorum gözlerimi..Bir süre sonra,buz mavisi dumanlar arasından belirginleşmeye başlıyor vücudu..Sonra,yüzü çıkıyor ortaya, dudaklarında gözlerim.. Hiç kıpırdamıyor dudakları..Ama onu anlıyorum..Ve kıpırdatmadan dudaklarımı,konuşuyorum hayaliyle..Sönmek üzere sigaram,küllere karışmış..Atıyor elimden,bir başkasını yakıyorum.. "Hoşgeldin hayallerimdeki buz mavisi bakışlı..Hoşgeldin ümidimin aynası..Hoşgeldin.. Demek özledin beni..Ah,bilemezsin,o yalnız ve uğursuz geceleri aydınlatan tek şeydi düşüncen..Ben de özledim seni..Bazen sımsıkı sarıldım yastığıma kapatıp gözlerimi..Bazen birkaç damla gözyaşı oldun yanaklarımda..Bazen öfkeli rüzgara acıp bağrımı,öyle hissettim seni..Sesimi duymak heyecanlandırdı mı seni?Ne diyorsun,ya ben nasıl ulaştım telefonun tuşlarına?Ellerim titrerken nasıl tek tek buldum sana ait numaraları..İçim nasıl titredi heyecandan,kalbim yerinden çıkarcasına nasıl attı,bilemezsin..Bir de duyunca sesini uzaklardan,nasıl kayboldum gözlerinde,farkında mısın?Yaptığımız ayıp mı,delilik mi,diyorsun.. Mutluluk ayıpsa varım en büyüğüne ayıpların..Sevmek delilikse,çılgınlıksa umutları taşımak içimizde,ben deliyim,en az senin kadar..Hatta öylesine kaybetmişim ki kendimi,yüreğimdeki tüm anıları yakar atarım bir tarafa..Ne kendimden korkarım,ne de geçmişimden..Gelecek mi?Seninle olduktan sonra,daha ne isterim..Demek gizemli prensinim düşlerinde..Demek yanına gelmemi istiyorsun güneşli bir günde..Iyi de sen nasıl emin olabiliyorsun bozulmayacağına bu gizemin?Ya sen atılmazsan kollarıma,sarılırken sana titremezsen heyecandan,bir buse alırken utangaç dudaklarından eriyip gitmezsen dudaklarımda..Ya sen düşlerimdeki gibi ateş değil,korkularımdaki gibi buz olup yağarsan gönlüme.. Korkuyorum hayallerimdeki buz mavisi umudum..Seni yaşayamamaktan,seni tadamamaktan yüreğimle, seni alamamaktan geçmişinin dikenli yollarından,seninle umutları paylaşamamaktan öylesine korkuyorum ki..Gün geceye dönüyor,ışık gibisin..Aydınlığına kavuşamamaktan korkuyorum.. Bir gün,evet bir gün geleceğim yanına..Ellerimin sıcaklığını bırakıp sana,eğer istersen bir ömür kalacak yanında,istemezsen sevgimi emanet edip rüyalarına,arkama bile bakmadan, göstermeden hüznü gözlerimde,ansızın eskime döneceğim.Kalbimin çok özel bir köşesinde anıtlaşmış aşklara dair sen,ve ben seni hep seveceğim.." Açıyorum gözlerimi,hayali yok şimdi..Beklemeye başlıyorum,beklemeye değecek her duyguyu beklediğim gibi.. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konu Baslangic | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Hasret özlem olmadan | Raichu10 | Şiirler Ve Güzel SözLer | 0 | 07-15-2010 11:43 AM |
Dini Hikayeler | styla45 | İslamiyet | 206 | 05-01-2010 07:24 PM |
KέžmдИ'Dan Resimli ŞiiR ArŞivi | KέžmдИ | Flash ve animasyonlar | 24 | 10-06-2007 07:31 PM |
kalp de özlem hasret ayrılık hüzün mesajı | aLeMDaR | Eskiler (Arşiv) | 4 | 04-07-2006 08:54 PM |
liseli özlem [bankacı özlem diyenlerde var] | GeCeLeR | Adult eski arşiv | 3 | 12-27-2005 06:14 AM |