07-08-2008, 06:28 PM | #1 |
Aşmış Üye
Kayit Tarihi: Aug 2007
Nerden: İstanbul
Mesajlari: 281,268
Teşekkür Etme: 98 Teşekkür Edilme: 355 Teşekkür Aldığı Konusu: 320
Üye No: 44033
Rep Power: 57826
Rep Puanı : 34658
Rep Derecesi :
Cinsiyet : Erkek
|
Akşam olmakta
Akşam olmakta
uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gözlerimde mavi *******in yıldızları yüreğimde özlemin ince sızıları yorgun güvercinlerin kanat çırpınışlarında soluğum bakakalırım her akşam öyle dalgın dargın ve ıraklardan ırak yalnızlığımdır damlayan karanlığın kirpik uçlarında her gece her sabah bir çocuktur icimde alıp gider başını, başı dumanlı dağların doruklarına yıllar varki tek bir çiçek açmadı gönül bahçemde kabr-i hanemde tek bir yolcu geçmedi çöl oldu gülüstanım şiiristanım, düşistanım oysa hep yolculuklardı sakladığım kendime, keşifsiz denizlerdi yıllarca bir ayrılığı biriktirdim deltalarda, bir yalnızlığı kendimden kaçıp kaçıp kurtulmak isteyen bir gemiydim belki belki bir deliydim herkesin akıllı olduğu bir dünyada oysa yıllar varki tek bir gemi gecmedi denizlerimde göğümde tek bir martı uçmadı yaşlı ve yalnız bir ağaç gibi, sürgün kaldım yüreğimin içinde bilirimki, her akşam gözlerimde akıp giden o çağıltı avuçlarımda taşıdığın ateşle sudur o uzak dağların ardında bıraktığım menekşe gözlü kızın kokusudur her dizede yüreğime kanayan sözcüklerle yazılan akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi yüzümde sınırları çizilmemiş bir hüznün camları parçalanıyor depremler başlıyor her gece, şehirler çöküyor içimdeki çukura ve her sabah yeniden yüreğimde sızılarla uyanır bir dağçiçeği bakakalırım öyle uzaklara kanayan gülüşlerle, kırık düşlerle ki, metropol duvarlara yapıştırılmış boynu bükük bir resim karesi gibiyim sanki hüzünlü yüzüm aykırı sakalımla Akşam olmakta uzak dağların ardında trenler geçmektedir şimdi gecede keman hıçkırıkları, başımda gam belki analar ağlamaktadır uzak bir kentte yittik çocuklar, yorgun babalar ve yüreklerinde ezikliği çaresizliğin belki herkes bir yarayı sarmaktadır kendi içinde kimbilir kimsesiz bir ölümü karanlığında yıllar varki, ayrılıklar yaralı bir nehir gibi akmaktadır içime rüzgarlar eserken alnımın sahillerinden, uzak denizlere savrulur düşlerim kirlenir mavi gülüşlerim, martılar yaralanır, havada asit ve kir kalır simsiyah bir bulut gölgeler yüzümü her gece, *******ki, yaslandığım tek sığınak akşam olmakta yine ey geceden gelip geceye giden trenler bir gün yanlış saatlerin gözlerimde buluştuğu bir noktada bir damla su gibi düşünce hayatın uçurumundan son isyanını çekince yüreğim, alıp beni götür buralardan insanın uğramadığı uzak kıyılara bir derviş gibi ıssızda yanmak için, kendi içimde sarmak için yaramı ...
__________________
Buraya Kadarmış .. |
Bu Konudaki Online üyeler: 1 (Üye Sayisi : 0 Ziyaretçi Sayisi : 1) | |
|
|