www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Meral Yağcıoğlu (https://www.cakal.net/showthread.php?t=136345)

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:03 PM

Merhaba Dedim Dünyaya

Merhaba Dünya

Doğum günüm bugün; Nisan’ın on ikisi, baharın ilk müjdecisi güneş pırıl pırıl
göz kırpıyor neşeli. Sımsıcak ısıtıyor içimi, kış uykusundan uyandım toprak misali. İçim içime sığmıyor, kanım kaynıyor adeta. Kanat açtım gök yüzüne mavi deniz üstünde uçuyorum nazlı bir martı edasıyla, dünya ayaklarımın altında.

Umut denen tarlaya tohum ektim ellerimle, inişleri çıkışları olsa da yaşamın
bir yaşı eskitsem de gönlümde mutluyum ben, ömrümden bir yıl daha
eksilmiş olsa da mutluyum merhaba dediğim için şu fani dünyaya.

Arkama şöyle bir baktım; Ooooo neler neler sığmış yaşamıma kah sevinmişim, kah üzülmüşüm. Mutluluğu yakalamışım. Yakalamışım da hüzünler de katılmış araya bazı bazı. Güne bakan gibi gelecekte bakışlarım umut tarlasında filizlenen dileklerimi toplayacağım güneş göz kırpıyor. Yüreğimde yaramaz bir çocuk topaç çeviriyor aşka, sevgiye ve yaşama.

Teşekkür ederim anne İyi ki doğurdun

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:03 PM

Müsvedde Aşk

Kurşun kalemin yoktu
Mürekkeple yazılmıştın
Ressam edasıyla değil
Acemi hattat misali
Divitinden kan damlayarak
Kazınmıştın yüreğime

Rengi yoktu siyahtan başka
Sürekli boca ediyordun siyahı üzerime
Yüzüm, gözüm, ufkum karanlıklara gömüldü
Yeşermeye yüz tutmuş duygularım
Göçük altında can veriyordu
Bir yanlışlık vardı biliyordum
Silmeye çalışsam da
İzin kaldı yok edemedi silgiler
Bir çizik attım yaşanmışlıklara
Hala acıtıyor aşkın
Ve hala kanıyor yüreğim

Üzerini karaladım gece gibi karanlık
Çentikler yetmedi üstünü örtmeye
Yaz boz tahtasına döndü gönül defterim
Müsvedde yaşıyorduk sanki
Adeta bir ön çalışmaydı aşkımız
Karalamaydı sanki dünyamız

Derin ve sessiz ağladım her gece
Göz yaşlarım sel oldu
Çağladım, taştım, estim deli, deli
Karıştım gazellere anlatamadım
Ne yaşadım nede öldüm
İsyanlarda yüreğim

Al git uzaklaş benden
Yaşadığımızı sandığın
O yalancı aşkını
Kopardım gönül sayfamı
Buruşturup attım avucuna
Al ve git müsvedde aşkını
Yeter artık acıtma beni

Gerçek aşktı dileğim
Karalama sevmek değil
Git gölgeni bile al yüreğimden
Yeniden başlamak istiyorum
Yine yeniden gerçek aşk
Bulacağım tertemiz.
Tecrübeliyim artık
Müsvedde aşkını
Al ve git başımdan
Yüreğimi terk et

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:03 PM

Nadasa Bıraktım Yüreğimi

Zıvanadan çıkmadan hayatım

Tüm ateşini söndürdüm

Çengel taktım kapısına gönlümün

Ellerimle karanlığa saldım

Dinlenmeye terk ettim sessiz

Yorgun yüreğimde yer yok

Atılacak bir tohuma

Yağmayacak bulutlar üzerine

Gözlerimde ıslatmayacak bir süre

Tek bir filiz yeşermeyecek üzerinde

Köstebek gibi saklanacak en derinlere

Güneş doğmayacak üzerine

Siyah çaputtan elbiseli

Korkuluk diktim tam orta yerine

Kargalar bile uğramayacak

Başka gönüllere konacak güvercinler

Geçici bir süre izinli sevdalar

Çorak bir tarla misali

Nadasa bıraktım yüreğimi

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

Nakarat Yıllar

Nefessiz birbirini kovalayan
Anlamsız boş yılların ardından
Dönüp baktım geriye şöyle bir
Yıllar geçmiş koşar adım bir çırpıda
Hiçbir şey yapmadan
Çok şey yaşanmış aslında
Tahsil güzel şey
Bazı sebeplerle bitmemiş
Çalışma hayatına atılmışım yürekten
Bir şeyler üretme idealistliğinde
Zor zanaat şu çalışma hayatı
Zoru başarmışım bir nebze
Bulunduğum bu noktaya gelmişim şükür
Yarışı bitirmiş kısrak gibi terlemişim yaşarken
Bir şekeri bile sakınmışlar ödül verirken
Kanamış parmak uçlarım saçlarıma aklar düşmüş
Yüzüme anlamlı çizgiler doluşmuş
Adımlarken hayat kulvarını koşa,koşa
Yorulmuşum yaşamın çemberini dönerken
Yorulmuşum hüsran aşklardan
İyot kokulu mavi deryada boğulmuşum sevdayı kulaçlarken
Bütün mavilerim kızıla dönmüş kanar içimde
Karalar bürünmüş güneşsiz dünyam
Mavi gözlerim bile kara görür olmuş
İncinmiş minicik yüreğim kırgın gönlüm yorulmuş
Günler monoton akıp gidiyor
Yıllar peşi sıra durmak bilmiyor
Günlerim aynı koşuşturmayla nakarat akıyor
Duygularım aynı yalnız nakarat
Aşklarım aynı hüsranlarda nakarat
Yaşam kovalıyor,ardı sıra gidiyor bedenim
Anlatamıyorum nakarat yıllarımı
Koşuşturmanın sonu yok bilirim
O büyük düzlüğe vardığında bedenim hüzünle
Son nefeste kanatlanıp uçacağı vakte kadar
Sürüp gidecek biliyorum
Bu nakarat yıllar
Vakit doldurmak adına
Yazıyorum sıkıntılarımı
Yazıyorum hayatımın kırık şiirini

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

Neden?

Ve bir aşk hikayesi daha
Hüsranla bitiverdi.
Doldu tepeleme ıstırap
Acılı, kederli yürek
Bilinmez nedeni
Bilinse de
Kaçar köşe bucak
İfade yoksunu gözler
Oysa ki başlarken
Coşkunun heyecanıyla
Tatlı tatlı yanan iki beden
Uçuyordu kanatsız
Oynaşıyordu semada
Yıldızların arasına saklanan
Aşk bahçesinde dererken çiçek
Beklenmeyen finalde
Yandı ateşte aşk
Yandı kavruldu da,çaresiz
Hiç kimse ama hiç kimse
Yardım edemedi.
Neden?

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

Neydi Sebebi Terk edişin

DUR GİTME

Bir defa da benimle konuş
Susma ne olur sevdiğim
Neydi sebebi terk edişin
Neden bu bırakıp gidişin
Arkana bakmamacasına

Yok böyle olmaz
Bir kalemde silip atılmaz
Bir kahvenin bile kırk yıldır hatırı
Ne oldu da hatırımız tükendi
Yada biz tükendik

Söyle
Seni hiç sevmedim mi
İstanbul kadar başka değil miydi
Gözlerimdeki buğulu bakışlar
El ele dolaştığımız kaldırımlar
Şahitti yürek atışlarımıza
Ne çabuk unuttun yok mu oldular
Tek yürektik ya seninle

Hiç mi sevmemiştin beni
Yalan mıydı yaşadıklarımız
Ne olabilir sebebi terk edişin
Ardından derin çizgiler
Bırakıp gitmek sığar mı aşka

Yarın güneş doğar mı
Sensiz İstanbul’ da söyle
Uyku saatlerini düşünerek
Yan yanayken bile özlemedim mi
Her gün yeniden
Daha fazla sevmedik mi
Ne duruyorsun söyle

Eminönü’nde balık ekmek yemedik mi
Kadıköy iskelesinde birlikte
Uzaklara giden vapurdaki yolculara el sallamadık mı
Orta köy sahilinde birlikte
Volta atıp deryaya haykırmadık mı
Gecenin bir yarısı
“seviyorum,bende seni”
Üsküdar’ da Kız kulesi gizeminde
Hayallere dalmadık mı ikimiz
Yıldız parkında sonbahar yaprakları arasında
İlk kere değil,son kere hiç değil
Sonsuz kere öpmedin mi
Buselerin soğumadı bile
Dur gitme
Benimle konuş ne olur
Neydi sebebi terk edişin
Neden bu bırakıp gidişin
Anlamak istiyorum anlayamıyorum
Dur
Gitme

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

Nikaha Davet

Yıllar önce ayrılmıştık
Dost, arkadaş kalmıştık
Bir iki telefonla konuştuk
Tesadüflerle karşılaştık
Merhaba ile geçiştirdik

Sonra, yıllar uzun yıllar
Birbirini kovaladı
Hiç görüşmedik
Hiç aramadık
Bitmişti artık
Duygularımızsa yürekteki
Çöp kutusunu mekan seçmişti
Sıkı sıkı kapanmıştı üstü
Sızdırmıyordu kokusunu
Yıllar sonra rastladım
Evlenmemişti

Bense yeni bir mutluluk yakalamıştım
Evlenmek üzereydim
Bu rastlantıya
İkimizde sevindik aslında
Parmağımdaki yüzüğü
Gösterip nikaha,
Nikahıma davet ettim
Birden sarsıldı bedenim
Kan beynime sıçradı
Yüreğim koşar adım atmakta
Ama gün alınmıştı bir kere
Caymak mı asla olmazdı.
O da farkındaydı her şeyin
Allak bullaktı yüzü
Buruk bir tebessümle
Gelirim dedi içten
Son bir kez bile olsa
Gelinlikle görmek için
”Gelirim elbet”

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

O Adam / Platonik Aşkım

Her gün sabah,akşam
Hayat koşusu yaptığım otobüste
Rastladığım / rastlamaz olsaydım
Yüzene aşina olduğum o adamla
Geldik göz göze günün birinde
Gözü gözüme değdi sandım
O güzel yüzünden sıcacık bir tebessüm
Yayıldı benden yana
Isınıverdi içim, kanat çırptı sihirli aşk meleği
Zıvanadan çıktı yüreğim,gümbür gümbür
Bulandı yüzüm pembenin tonlarına
Şahlandı masum duygularım
Biraz utangaç tebessümüm
Aynı sıcaklıkta belki de daha sıcak
Beklerken cevabi tebessüm
O da ne anlayamadım
Arka koltukta oturan zayıf esmer kadın
Kalktı el sallayarak ayağa
Güzel değildi çirkin bile denebilirdi
Hatta geçkinceydi yaşı
Birkaç yaş fazlaydı,eminim benden
Tokalaşıp kucaklaştılar
Bir buse kondurdu o esmer kadının yanağına
Pekte masum buse değildi hani
Yıkıldım,dünyam karardı
Döndü başım bir an
Oldu süpürgeli cadı aşk meleği
Gözü gözüme değdi sandım
Bana uçurdu sandım tebessümden alevi
Fark edilmekti dileğim uzun zamandır
Nihayet fark etti dedim sevinçle
Gözleri bana güldü
Açılmaya hazır kolları
Sandım alacak sinesine
Ne çok yanılmışım
Kaldı kursağımda sevincim, aşkım
Güzel bile değildi ki fark edilen
Fark edilen olmadığıma
Üzgünüm platonik aşkım üzgünüm
Yine de benim olsun yaşamındaki hüzünler
Bakma çirkin dediğime
Esmer güzeli, ince, narin
Sar candan kollarınla
Mutlu ol sen yine de

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:04 PM

On Yedi Ağustos

Bir gece ansızın
Uykuda yakaladı
Tüm Marmara’yı
Yerle bir etti
Kartondan evleri
Acımasızca
Yari yardan
Anayı evlattan
Koparıp aldı
Vicdanları sızlattı
Yürekleri dağladı
Beton yığınına döndü
Yer gök birleşti sanki
Toprağın bağrı yarıldı
Gömüldü tüm emekler
Yaşamamıştı insanoğlu
Şimdiye dek
Böyle bir felaket
Kimi anasını arıyordu
Göçük altında
Kimi sevgili eşini
Yada emzikteki bebesini
Hey büyük Allah’ım
Ne olur biçare bizlere
Yardım et
Tekrarından koru hepimizi
Bir çadırı bile yoktu Kızılay’ın
Parçalanmış yürekleri barındıracak
Yapılan tüm yardımları
Talan eden insafsızlar cirit atıyordu
Hemen sabahında felaketin
Dürüst olmayan kirli elleri
Vicdansızları uzak tut yuvamızdan
Söz veriyoruz hepimiz
Kalan yürekleri yaralı bizler
İyi doğru dürüst olacağız
İnsan olacağız yarab
Yardımını esirgeme bizden

GooD aNd EvıL 11-03-2008 05:09 PM

Orta Köyde Bir Çay Bahçesi

Bilmem
Belki de beş altı yıl önceydi
Hani o ilk buluştuğumuz
Mayıs ayında bir gün
Nasılda titriyordum heyecandan
Fark ettirmek istemiyordum ama
Ne mümkündü saklamak heyecanımı
Aslında sen de birazcık heyecanlıydın belki
El ele yürüyorduk Beşiktaş da
Yolumuz bizi Orta köy’ e sahile götürdü
Deniz kenarında yürüdük

Martıların kanatları arasında uçuyorduk adeta
Güneş sanki güzel bir başlangıcın
Müjdecisi gibi pırıl, pırıl
Ve ısıtıyordu içimizi.
Kaldırım kenarında açılan gümüş
Tezgahlarından bir yüzük alıp
Vermiştin bana.Farkında mıydın bilmem
İlk hediyen di bu bana
Utana sıkıla almıştım yüzüm al, al
Yorulunca dolaşmaktan
Sahilde bir çay bahçesinde denize karşı
Hasır tabureli küçük bir masada
Uzuca bir zaman oturup
Hani o ilk unutulmaz sohbetimizi yapmıştık
Birbirimizi tanımak,sindirmek için yüreğimizde

Hafif melodi gibi gelen dalga seslerini dinleyip
Martılarla birlikte şarkılar seslendirmiştik
Nefis tavşan kanı çaylarımızı yudumlarken.
Elimi tutup yanağıma minicik bir buse
Sıcacık bir buse kondurunca kızaran yüzüme
Bakın sımsıcak bir çift gözle
Aydınlanmıştı dünyam.
Yüreğimin sesini dinlemiştin.

Hatırlıyorum seneler sonra şimdi
Tesadüfen yine ben Orta köy’ deyim
Hem de yine bir mayıs günü ve
Aynı çay bahçesinde çayımı yudumluyorum
Bir başıma
Çay bahçesi aynı,garsonlar tanıdık
Soran gözlerle baktılar gözlerime
Çay aynı nefis çay değil sanki
Dalgaların sesi bile kırık bir melodi çalıyor
Martıların şarkılarıysa kulağımı tırmalıyor

Uzaklara ufka bakıyorum
O ilk buluştuğumuz mayıs aklıma geliyor
Güneş ısıtıyor kıştan uyanan bedenimi
Yüreğimse hala buz zemheri
Bir yandan ısınıyor bedenim bir yandan da
Titriyor yüreğim.
Göz yaşlarım boncuk,boncuk damlıyor maviye

Daha saatlerce oturup o günü
Sindire, sindire hayal etmek isterdim ama
Otobüsümün geldiğini gördüm
Garsona içip bitiremediğim
Gece gibi karanlık çayımın parasını ödedim
Para üstü beklemek mi üstü kalsın be arkadaş
Yüreğim burada kalmış para kalmış çok mu
Koşar adım ayrıldım çay bahçesinden
Bir şeyleri bırakıp ardımda

Eminim
Sadece bu ilk gelişimde hatırlamayacağım
Çok uzun yıllar geçse de
Orta köy’ e her gelişimde unutamadığım
Unutamadığım o gün ve anılarım yüreğimin bir köşesinde
Çırpınırken yalnız olmayacağım
Birlikte geleceğiz bu çay bahçesine
Bir, bir canlanacak anılarımız
Bana acı bir haz verecek her gelişimde
Ama yine geleceğim,yine geleceğiz

Yüzüğüm mü hala parmağımda


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:49 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.