![]() |
Adam köyden gelmiş. Biniyor ilk defa otobüse. Bakmış ki bazıları bi kağıt gösterip PASO deyip para ödemeden geçiyomuş. Üstünü aranmış adam, tek bulabildiği evlilik cüzdanı olmuş ve bir şansımızı deneyek hele demiş. Biletçiye yönelmiş ve cebinden çıkardığı evlilik cüzdanını göstererek PASO demiş ve tam ilerleyecekken biletçi adamı kolundan yakalayarak;
-Hemşerim sen o pasoyla anca karına beleş binersin demiş. |
Cennet
Bir gün padişah Nasreddin Hoca'dan sormuş : -Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş. Hoca padişahtan korkmadan : -Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş. Padişahın sinirden sakalları titremiş. Bu durumu gören Hoca : -Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış. Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş. |
100 Hamsi
Dursun Temel'e sormus : Uşagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Temel : 100 tane yerim valla... Dursun : Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin... Bu espri Temel in acaip hoşuna gitmis.Yolda Cemal i görmüs ve hemen sormus: Usagum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun? Cemal : 50 tane yerim ben... Temel : Tüh be usagim 100 deseydun sana müthis bir espiri yapacaktum... |
Temel bir gün avrupaya gider.
Temel'in kötü bir aliskanligida vardir, sürekli içki içer. Birgun bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer. Üç-bes defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar; -"Niye hep üç tane bira içiyorsunuz? Temel cevap verir; -"Ben, Dursun ve Hamdi bizler üçüzüz. Hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz. Hepimizde bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der. Yine günlerden bir gün Temel bara gelir ve iki bira ister, barmen verir. Temel biralari içtikten sonra tam kalkarken barmen sorar; -"Allah rahmet eylesin efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince Temel cevap verir; -"Hayir ben içkiyi biraktim da.." |
Einstein ölünce öteki tarafta sorgu melekleri sinavdan geçirip, dünya defterini okumuslar. Üstad, insanliga olan katkilarindan dolayi cennete gitmeye hak kazanmis. Eisnstein'i büyük bir kapidan içeri büyük bir bahçeye getirmisler. Burasi cennetmis. Triplex bir villa ve etrafi çiçeklerle kapli bir bahçe vermisler. Einstein, sevinçle yerlesmis ve yasamaya baslamis. Bir gece geç saatlerde purosunu tüttürüp kitab okurken kapisi çalmis. Einstein merakla kapiyi açinca karsisinda bir adam görmüs. Adam:
-Benim IQ'um 180 demis Einstein çok sevinmis ve hemen adama, "gel içeri seninle Quantum fizigi, izafiye teorisi biraz da felsefe konusalim" demis. Adami 7 gün 7 gece misafir etmis. Bir süre sonra yine bir aksam kapi çalinmis. Yine bir adam: - "Benim IQ'um 90" demis. Einstein "Gel seninle siyaset ve ekonomi konusalim" diye içeri almis adami. Adam 7 gün 7 gece kalmis villada. Aradan yine vakit geçmis ve bir gece vakti kapi çalinmis. Yine bir adam: -"Benim IQ'um 15" demis. Einstein bakmis bakmis "Buyur içeri, konugum ol" demis. "Seninle de fenerbahçe'yi konusuruz". |
Kapi vurulur ve bir erkek kapiyi açar.
Kadin :"Iyi günler. Az önce caminiz kirildi ve bunu yapan benim çocugum. Lütfen özrümü kabul edin. Ne kadar masrafi varsa ödemek istiyorum". Adam :"Hiç sorun degil. Cocugunuz cami kirdi ve içeri giren top degerli bir vazoya çarpti ve o da kirildi" Kadin içeri girdiginde gerçekten bir vazoyu kirilmis görür ve daha fazla üzülür. "Çok üzgünüm bunun da masrafini ödemek istiyorum" der. Adam :"Hiç önemli degil aslinda çok büyük bir iyilik yaptiniz bana" Kadin merakla :"Ama caminiz ve degerli bir vazonuz kirildi. Nasil olur ?" Adam :"Hanımefendi ben bir cinim ve 100 bin yildir o vazoda hapis kalmistim. Cocugunuz sayesinde özgürlügüme kavustum. Dileyin benden ne dilerseniz." Kadin sevinçle : "Ayy ne desem. Güzel bir malikane istiyorum, hem de Paris'te." Adam bir kisa telefon konusmasi yapar ve :"Tamam hanfendi isteginiz oldu, dilediginiz zaman gidebilirsiniz yeni evinize." "ya ikinci dileginiz ?" Kadin : "çok lüks kiyafetler istiyorum" Adam kisa bir telefon konusmasi daha yapar ve :"armani, versace ve dkny'de kiyafetleriniz hazir alabilirsiniz" der ve üçüncü istegi sorar. Kadin :"En degerli mücevherleri istiyorum" Adam yine bir telefon konusmasi sonrasi :"ok bvulgari ve tiffany'den dilediginiz mücevherleri alabilirsiniz" Kadin havalara uçmustur. Adam :"yalniz ben de birsey rica etsem sakincasi olur mu ?" Kadin merakla :"Nedir ?" Adam :"Biliyorsunuz 100 bin yildir bu vazodayim. Kac zamandir bir kadin yüzü görmedim. Acaba bir gece benimle olur musunuz ?" Kadin biraz düsündükten sonra :"Neden olmasin ?" der ve sabaha kadar birlikte olurlar... Sabah uyandiklarinda adam :"Güzel hanımefendi acaba kaç yasinda" diye sorar. Kadin :"32" Adam :"VAY BE BU YASTA HALA CINLERE INANIYOR MUSUNUZ ?" |
Askerden mektup.....' (Komik Demiyorum kırılcaksınız...!!)
Sevgili hakkuş, Mektubunu aldım. gelmesi ne denli sevindiriciyse de okuduklarım o denli üzücüydü... demek asker gittiğinden beri çavuşun size özellikle de sana yapmadığı kalmamış."suçum olsa yanmam" diyorsun.sana inanıyorum dostum. olur olmaz seni dövdüğüne göre, yazdığın gibi o herif asker ocağına yakışmayan sadistin teki... sen sivilken ağzına kötü söz almazdın. adamın beşiğinden mezarına kadar nesi varsa içinden sövdüğüne göre gerçekten çok sinirlenmişsin. ama haklısın.ben de olsam ondan nefret ederdim. Oysa hepiniz aynı vatanın evladısınız.neden ayırım yapıp en ağır işleri sana yaptırıyor ki???.. senin gibi aklı başında, sorumluluklarının bilincinde olan insana böyle davranmak için çok adi birisi olmalı. zaten "adinin teki" demişsin. neyse hakkuş, vatan borcu bu... herşeye, insanlıktan uzak olan çavuşuna bile, katlanıp vazifeni yerine getirmelisin. sen yine elinden geldiğince iyi asker olmaya çalış.beni de mektupsuz bırakma. Mektupları dışardan yollamakla iyi ediyordun. çavuş iti okursa bir de mektuplar için dayak yersin sonra. özlemle gözlerinden öperim. ....................... <__dostun recai__> **** **** *** *** *** *** *** Ulan recai iti, Ben sana ne zaman mektup yazdım da o Allahın belası mektubu gönderdin?? mektuplarımızın okunduğunu bildiğin için bu adiliği yaptın di mi köpek?? senin yüzünden gül gibi çavuşumun bana yapmadığı kalmadı. tonla dayak... bir hafta da hapis cezası yedim. çavuş beni bölüğün önüne çıkarıp "KARŞINIZDA ORDUMUZUN EN ŞEREFSİZ ASKERİ DURUYOR." dedi. ne dediysem, senin nasıl adi bir yaratık mektubunun da o eşşek şakalarından biri olduğuna inandıramadım. bir daha mektup falan yazma...zaten ilk izne gelişimde ellerini un ufak edeceğim. birkaç yıl eline kalem alamayacaksın.en kısa zamanda başına bir kaza gelmesini, sürüm sürüm sürünmeni dilerim. ....................................__Hakan__ ***** ****** ******* ******* ****** Merhaba Hakkuş, Yanında olamadığım, sorunlarını ve acılarını paylaşamadığım için kahroluyorum. mektuplarını okudukça içim kan ağlıyor. manyak çavuş iyice azdı ha... vay sadist vay... bir de adam bilip çavuş yapmışlar.böylelerinin eline hiç yetki vermemeli.. sonra ne oldum delisi oluyorlar."sivil olsam yapacağımı bilirdim" diyorsun. ama haklısın hakkuş.sinirlerine hakim ol..askerlikte üste saygısızlık olmaz.adama askerliği bitirtmezler. vallahi... uyma o hayvana dostum.zor ama sayılı günler gelir geçer.buralar bildiğin gibi eksikliğini hep hissediyoruz. en güzel günler seninle olsun... ...............................__Kardeşin Recai__ ****** ****** ******* ****** ****** Recai denen hayvan, Lan sana hayvan demek iltifat, hayvanlara hakaret olur, oğlum sen çıldırdın mı? çavuş fıttırdı... adamın bir ağzıma yapmadığı kaldı. "yazmadım komutanım." diyorum yemin billah ediyorum dinlediği yok. ah ulan eşşoğlueşşek yaktın beni... askerliğim şimdiden bir ay uzadı. her gece tuttuğum 8-5 nöbetleri, günde yalnız başıma tam teçhizat 20km koşu, iki çuval ıspanak ayıklamak imanımı gevretiyor. Yeter artık Recai!...şakanın çıkacak suyu muyu kalmadı. cımcılık oldu. bu gidişle biraz zor ya, izne gelirsem kendine kaçacak delik ara. tüm kemiklerini kıracağım. allah belanı versin... .........................__Hakan__ ******* ********** ********** ******** Hakkuş'cuğum, Yooo, yazdıklarına inanamıyorum. bu kadarı da olmaz ama... artık o ********* çavuşun sana yaptıklatını insan yapmaz. Nedir bu eşşoğlueşşeğin sana çektirdiği? yani afedersin ama insan sokaktaki uyuz ite bile daha iyi daha merhametli davranır. bak hakkuş, sakın benden gerçekleri saklama, yoksa görevden mi kaytarıyorsun? eninde sonunda ikiniz de bu vatanın evladısınız.böyle yapması için ya kafadan sakat ya da soysuz olmalı..ne diyeyim hakkuş? sabredeceksin. allah sevdiği kuluna çektirirmiş. Seni de seviyor olmalı ki çavuş gibi bir namussuzu başına bela diye salmış .................................................. ............................. _Candostun Recai__ ****** ********** ************** ********** Recai soysuzu stop! Sayende askerliğim bitmeyecek stop!.. Firar ettim stop!.. Seni parçalamaya geliyorum stop!.. |
Adam, karısının kedisinden nefret etmekte. Kadın evde yokken arabaya attığı gibi uzak bir mahalleye bırakır hayvanı.. Eve geri gelir bakar bizimki kanepenin üzerinde mışıl mışıl uyuyor..
Ertesi hafta daha uzağa bırakır.. Geri gelir bizimki gene kanepenin üzerinde!.. Bir hafta sonra daha da uzağa bırakır, geri gelir, gene evde!.. En sonunda alır hayvanı gider, gider, gider.. Akşam evde telefon çalar.. Karısı telefonu açar.. Karşısında kocası. "Alo? Necla kedi evde mi?" "Evdeee.." "Versene şu lavuğu telefona, yolu tarif etsin.." |
Bir sarışın, bir kızıl ve bir esmer kız yanmakta olan bir binanın çatısında mahsur kalmışlar. İtfaiye hemen olay mahalline gelmiş, gerekli cihazları çıkarmış. Çatıdan atlayanları tutmak için yanlarında getirdikleri çarşafı tuttuktan sonra, çatıya doğru seslenmişler;
- ''Atlayın bu tek şansımız''. Esmer olan kız çatının kenarına kadar gelmiş ve kendisini aşağıya bırakmış. Tam çarşafa gelirken, itfaiyeciler birden çarşafı kenara çekmişler. Esmer kız domates salçası gibi yere yapışmış. İtfaiyeciler tekrar çatıya seslenmişler; - ''Hadi atlayın yoksa kurtulamayacaksın''. Kızıl saçlı aşağıya bağırmış;; - ''Atlamam biraz önce yaptığınız gibi çarşafı çekersiniz siz''. İtfaiyeciler; - ''Hayır çekmeyiz biz sadece esmerler için bunu yaparız''. Böyle söylenince, kızıl saçlı da kendisini çatıdan aşağıya bırakmış. İtfaiyeciler esmer kızda olduğu gibi yine aniden çarşafı kenara çekince, kızıl saçlı'da elmalı kek gibi yere serilmiş. Çatıda sadece sarışın kalmış. İtfaiyeciler daha önce'de yaptıkları gibi; - ''Atla atla yoksa yanarak öleceksin''. Sarışın; - ''Kesinlikle atlamam iki arkadaşım atladığında çarşafı çektiniz, ben atlarken'de çekersiniz''. İtfaiyeciler; - ''Kesinlikle çekmeyeceğiz söz veriyoruz''. Sarışın kız; - ''Bakın, sizin çarşafı çekmeyeceğinize güvenemiyorum. Şimdi çarşafı yere bırakın ve etrafından çekilin''... |
Lunaparkta bir yarışma: Tüfekle turnayı gözünden vuran hediye kazanıyor.
Bir adam geliyor. Dili dönmez sarhoş bir durumda olduğu her halinden belli: -Deneyebilir miyim?, diye sorar. İşletmeci: Kardeşim git işine, gerçek kurşun, sarhoşsun, elinden kaza çıkacak. Fakat adamın ısrarlarına dayanamaz. Bir de ne görsün, atış tam isabet. Adama nesli tükenmekte olan bir tosbağa hediye verir. Biraz sonra adam bir daha gelir. Bu kez daha sarhoş ama yine isabet ettirmeyi başarır. Al sana bir tosbağa daha. Üçüncü kez gelir, ayakta duramaz ama yine isabet ettirir kurşunu. İşletmeci tosbağaları kalmadığından adamın eline büyük oyuncak ayı tutuşturur. Sarhoş şaşkın şaşkın bakar ve sorar: -Bademli kurabiyelerinden kalmadı mı? |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:18 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.