![]() |
bir gün fanatik adam,ölüm döşeğinde olan arkadaşının yanına gider ve ona;sen öbür dünyaya gidince bana orda futbol olup olmadığını öğren ve bana haber ver. Eğer orda futbol varsa benim rüyama gir. Ertesi gün adam ölür ve 2 gün sonra fatatik adamın rüyasına girer
__sevgili arkadaşım sana bi iyi birde kötü haberim var önce iyi haberden başliyim.Burda her çarşamba maç yapıyoruz. kötü haberim ise haftaya çarşamba sen kalecisin |
efenim bizede türkçe öğretmenimiz anlattı.
1980 yıllarında köylerde durumu iyi olanlar televizyon almışlar.daha sonra çalıştırmasını unutmuşlar.efenim bunlar televizyona anten bağlamayı hatırlamışlar.sonra televizyonu açınca karşılarında trt tv haber sunucusu görmüşler.sonra başlamışlar adam hakkında konuşmay****endi aralarında tabi şivesi farklı olduğundan farklı konuşuyorlar -la bu telavazyonunnun içine adam nasıl girmiş diye başlamış konuşmaya.sonra adama bağırmaya başlamışlar -şşş adam çıksana dışarı iki laf edem leyn çık dışarı.başlamışlar televizyonu yumruklamaya.sonra bozmuşlar.bu sefede televizyonun o karıncalı ekranını adam çıkacak diye saatlerce izlemişler. --bu olay yaşanmış olaydır ben hakan türkçe öğretmenimiz anlattı ben yazdım. |
Bir gün adam yolda yürürken karısıyla karşılaşır.
Karısı şaşırır ve kocasına''Herif senin burda ne işin var.'' demiş.Adam '' işim yokta ondan dolaşıyorum burda'' demiş. |
2 rahibe ormanda geziyormuş.Rahibelerden biri mantıksal diğeri matematiksel düşünürmüş. Peşlerine onlara tecavüz etmek isteyen bi adam düşmüş, rahibeler durumu farketmişler adamdan kaçmak için koşmaya başlamışlar. Yol iki ayrı yola ayrılıyormuş mantıksal düşünen rahibe "bari birimiz kurtulsun ikimiz de ayrı yollara sapalım bu yolların sonu zaten manastıra varıyo demiş. Diğeri de mecburen kabul etmiş. Adam mantıksal düşünen rahibenin peşine düşmüş aradan yarım saat geçmiş mantıksal düşünen rahiba üstü başı perişan saçı darmadağan bir şekilde dönmüş manastra. Diğeri sormuş "ne oldu arkadaşım? adam sana ne yaptı demiş" mantıksal rahibe anlatmaya başlamış "çok koştum fakat çok yoruldum baktım bana yetişiyo kaldırdım eteğimi o da indirdi pantolonunu" diğeri "eeee" demiş " ee'si şu mantıksal olarak eteğini kaldırmış bir rahibe pantolonunu indirmiş olan bi adamdan daha hızlı koşar.
|
Bir gün deliler hastanesinde delileri testten geçiriyorlarmış.Hastanedeki bütün delileri salona çagırmışlar.Hastanenin salonunda da kocaman bir havuz varmış.Havuzun içini maviye boyamışlar aynı su varmış gibi görünüyormuş.Ama havuzun içi boşmuş.Doktorlar delilere demişler ki bu havuzun içine kim atlarsa onu hastaneden çıkaracağız demişler.Deliler hep birlikte oleyyy diye sevinmişler.Başlamışlar hep birlikte havuza atlamaya atlayanlar boş havuzun dibine çakılıyorlarmış.Dortorlar da onları izliyorlarmış.Delinin birisi köşede duruyormuş,aha demiş doktorlar delinin birisi akıllandı galiba diye sevinmişler.Doktorlar delinin yanına varıp sormuşlar, sen niye atlamıyorsun havuza diye sormuşlar.DELİ ;onlar çekilsinlerde ben karabatık atlayacağım demiş.
|
Öğretmen minik öğrencilerine derste, iyilik yapmanın büyü bir erdem olduğundan bahsetmiştir. Hepsine iyilik yapma ödevi verir. Ertesi gün ilk sıradaki öğrenciden başlar:
- Oğlum dün nasıl bir iyilik yaptın? - Yaşlı bir teyzeyi karşıdan karşıya geçirdim. - Çok güzel evladım kutlarım. Yanındaki öğrenciye döner. - Sen ne yaptın? - Ben de arkadaşıma yardım ettim. - Dayanışma güzel şeydir seni de kutlarım. Diğer bir öğrenciye: - Sen ne gibi bir iyilik yaptın? - Ben de bu iki arkadaşa yardım ettim. Öğretmen şaşırır: - Bir kadını karşıya geçirmek için çok değil misiniz? Son kalkan öğrenci: - Kadın karşıya geçmek istemeyince az bile geldik! |
Okul servisini kaçırdığım için okula şehir içi denetimli otobüsler ile gitmek zorunda kaldım.Şoför amcada gazı kökledi,bizi uçuruyordu resmen.Derken kavşaktan aniden önümüze çıkan araç yüzünden fren e basmak zorunda kaldı ve sert bir duruş oldu.yanımdaki sevgili abimizin şoför'e tepkisi şöyle oldu;
"Yuh be!Öyle debraja mı basılır!?" :)) |
Yıl 1993. Diyarbakır'da askerliğim nedeniyle bulunuyorum. Bir arkadaşımla birlikte şehir turuna çıkıyoruz. Karnımız acıkıyor. İyi bir lokantaya oturuyoruz.(En azından menüdeki fiyatlar nedeniyle iyi olmasını umuyoruz.)
Garsonların bıçkın görünüşünden safkan Diyarbakır`lı olduğu anlaşılıyor. (Servisteki ilgisizliğinden dolayı,onun gözünden bizim de asker olduğumuz anlaşılıyor,herhalde..) Siparişler geldi;talihsizlik bu ya benim yemeğimden sinek mi böcek mi ne idüğü belirsiz,ancak son derece kızarmış bir şey çıkıyor. Tüm cesaretimi toplayıp çağırıyorum garsonu ve cevap bekleyen gözlerle bir tabağa,bir garsona bakıyorum. Garson da bir tabağa,bir bana bakıyor ve diyorki: -"Allaasen yaov. Muhatap etme beni Allahın hayvanıyla,çek kenara devam et." |
WordPerfect'in yardim hattinda banda alinmis bir telefon
konusmasi. Bu konusma sonrasi helpdesk elemani isinden kovuluyor. Kovulduktan sonra da sirketi kendisini "Gerekçesiz" isten çikardigi icin mahkemeye veriyor. - Yardim hatti, buyrun, nasil yardimci olabilirim? - Bir sorunum var. - Nasil bir sorun? - Yazi yaziyordum, birden bütün kelimeler gitti? - Gitti mi? - Yokoldu! - Ekranda su anda ne görüyorsunuz? - Hiç bir sey. - Hiç bir sey mi? - Yazdigim hiç bir sey ekrana çikmiyor. - hala Wordperfect programinda misiniz yoksa programdan çiktiniz mi? - Bunu nereden bileyim? - Ekranda bir "C" harfi görüyor musunuz? - Bir "hece" mi... - Bosverin. Ekranda yanip sönen bir çizgi var mi? - Söyledim ya hiç bir sey yazmiyor. - Monitör üstünde yanan bir lamba var mi? - Monitör ne? - Ekrani olan yer, televizyon gibi...Çalistigini gösteren küçük bir lamba var mi? - Bilmiyorum. - Monitörün arkasina bakin, oraya bir elektrik kablosu giriyor olmasi lazim. Görebiliyor musunuz? - Evet. - Harika, o kabloyu takip edin duvarda elektrige bagli mi bana söyleyin. - Bagli -Harika. Monitörun arkasina bakinca bagli olan tek kablo mu gördünüz, yoksa iki tane mi? - Görmedim. - Tekrar bakar misiniz, ikinci bir kablonun da bagli olmasi lazim. - Evet buldum. - Tamam, simdi onu takip edin bilgisayara bagli mi diye bakin. - Kabloya ulasamiyorum. - Ulasmayin, bagli mi diye bakabilir misiniz? - Olmuyor. - Bir seyden destek alip egilip bilgisayarin arkasina baksaniz.... - Egilmek dert degil, karanlik oldugu icin bakamiyorum. - Karanlik? - Ofisin isiklari kapali, pencereden gelen isik yetmiyor. - Ofisin isiklarini yakin. - Yanmaz. - Neden? - Elektrikler kesik. - Elektrikler mi kesik. Tanrim...!(kisa bir sessizlik) Bilgisayarin kutusu, kitaplari herseyi duruyor mu? - Evet dolapta. - Simdi bilgisayari sökün, aynen aldiginizdaki gibi paketleyin ve aldiginiz dükkana iade edin. - Durum bu kadar kötü mu? - Korkarim öyle! - Peki tamam. Onlara ne diyecegim? - "Ben bilgisayar kullanamiyacak kadar aptalim" diyeceksiniz... |
şimdi 3 tane 90 yaşlarında teyzeler varmış . adları ayşe,fatma ve leyla dır. Bu 2 yaşlı kadın Fatma nın evine gider. bu 2 yaşlı kadın otururken Fatma derki ben ne kötü bir ev sahibiyim size bir kahve bile yapmadım der ve bir kahve yapar . aradan 2 saat geçer ve birdaha Fatma ben ne kötü bir ev sahibiyim size bir kahve bile yapmadım der bir kahve daha yapar. aradan 3 saat daha geçer ve gene aynı sözleri söyleyip bir kave yapar. ve sonra Ayşe ve Leyla evlerine gitmek üzee yerlerinden kalkarlar. Otobüs durağına gelince ayşe leylaya sorar fatma ne kadar kötü bir ev sahibi bize bir kahve bile yapmadı der. Leylada: Biz ne zaman Fatmanın evine gittik?
|
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:52 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.