![]() |
HASAN'A MEKTUP - 18
İbiş'in saye-i himmetlerinde Çamura oturduk, bir bayram arttı. Kinler halay çekti bayram yerinde Beş bayram yitirdik, bir bayram arttı. Borç boydan yukarı eski hesaptan Felek yâr olursa ödetir toptan Yaşasın tayfalar, sağ olsun kaptan Gemiyi batırdık, bir bayram arttı. Her gün biraz daha bulandı dere Hiç kimse bilmiyor bu gidiş nere? Kartalın hürmetle girdiği yere Beş karga götürdük, bir bayram arttı. Odunun irisin eyledik destek Ve derken yerini buldu her istek Ağıza gem vurduk, ayağa köstek Dilde tüy bitirdik, bir bayram arttı. Türedi Kel Bayram, Kötüce Bayram Uyuz tazılara sel oldu ayran Ağlarken eşini yitiren ceylan Biz verem getirdik, bir bayram arttı. Ak sütü doldurduk kızıl bakıra Gelecekler yüzümüze tüküre Eti`lerden kalma üç beş çukura Kırk ölü yatırdık, bir bayram arttı. |
HASAN'A MEKTUP - 19
Anladım be Hasan sende de iş yok Bir şey düşünmezsin ekmekten gayrı. Allah sonumuzu hayır getirsin Güvencim kalmadı felekten gayrı. Ne yapsalar hemen unutuyorsun Hülyalarla gönül avutuyorsun Rahatı, davadan yeğ tutuyorsun Yoldaşın bulunmaz eşekten gayrı. .................................................. .... .................................................. .... .................................................. .... .................................................. .... Yazarım, yazarım okur geçersin Sen kendini korumadan naçarsın Akşam-sabah kovalarlar, kaçarsın Allah'asen nesin ödlekten gayrı? Küfür ile doldurdular hurcunu Ödemekten korkuyorsun borcunu Yiğit olan bulamazsa harcı nı Ömrü bir şey olmaz şelekten gayrı. Kuduz itler sokaklar da kol gezer Zulüm heybetleşen bir çıığa benzer Saklanma, gün olur seni de ezer Yeter, adam ol, çı k tünekten gayrı. Geçmişi unuttun, geleceğin hiç... Bir koca duvarı yıkar bir ker*** Gerekirse ecel şerbetini iç, Yiğite servet yok yürekten gayrı. .................................................. .... .................................................. .... .................................................. .... .................................................. ..... |
HASAN'A MEKTUP - 21
Kırk yıl geçti değişen yok be Hasan Sahnedeki deli yerli/yerinde.. Taşlar mı anlasın sen anlamazsan Başımızın keli yerli/yerinde.. Siyaset meydanı yine toz/duman Kurtuldum sanıyor gözünü yuman Vallahi halimiz dünkünden yaman İşte sağı-solu yerli/yerinde.. İrfanı kaybettik, köreldi zekâ İlk önce kılavuz basıyor faka Rehavet kırtlakta, keyifler keka Gözümüzün külü yerli/yerinde.. Adalet arardık, el’an ararız Mezarlıkta bayram, şölen ararız Kendi koynumuzda yılan ararız Medyumların falı yerli/yerinde.. Daraldı, sıkıştı huzur çemberi Bir adım atmadın daha sen beri Çürümüş olsa da et, kemik, deri Mezardaki ölü yerli/yerinde.. Hakkımız dibine gömüldü hâk’in Nasihat ederler; sakin ol, sakin Devlet çırılçıplak soyuldu lâkin Bak devlet-i âli yerli/yerinde.. Borçlarımız katlandıkça katlandı Kimi aç ölürken kimi yat’landı Ne şevk bulduk, ne ağzımız tadlandı Ve herkesin dili yerli/yerinde.. Muhasip taksimden, kesirden aciz Aydını cümleyi tefsirden aciz Yazı da, kelâm da te’sirden aciz Eyyamcının yolu yerli/yerinde.. Milli kanalları kurutturdular Milleti pop ile uyutturdular Türk’e türküsünü unutturdular Bağlamanın teli yerli/yerinde.. Çabuk yoldan köşe dönme gereği Kaşık gibi kullanan var küreği Gasp edildi namuslunun yüreği Vurguncunun eli yerli/yerinde.. Yüz misli çoğaldı angut’u, toy’u Bananeci sebil, ahmak diz boyu Doldurdu üstsüzler sahili, koy’u Sapanca’nın gölü yerli/yerinde.. Karamsar bir tablo çizdimse boşver Riskli sahalarda gezdimse boşver İdrakini yorup üzdümse boşver Her kapının kulu yerli/yerinde.. Farkı fark eyledik, farka bağlandık Topyekün bir koca çarka bağlandık Borsaya, dolara, marka bağlandık IMF’nin pili yerli/yerinde.. Keçileri dağa kaçırma sakın Gelecek müjdeli haberler, yakın At gözden perdeyi, etrafa bakın Her bahçenin gülü yerli/yerinde.. |
HATIRLATMA
Mektup derken şiir oldu bak gene Darılırsan ben ölürüm, unutma... Taze şarmaşığım, hoyrat bedene... Sarılırsan ben ölürüm, unutma... Bir gün güneş olur göle doğarsın Bir gün yağmur olur yola yağarsın Bir gün çiçeklerden koku sağarsın Yorulursan ben ölürüm, unutma... Kılıç ağzı yoldur, ok ucu meydan Dikkat et; sen benim canımsın ey can! . Koyakta kekliksin, kayada ceylan Vurulursan ben ölürüm, unutma... “Aşk” denince aklı bırak, deli ol! . Işık ışık gökten inen dolu ol Boz-bulanık akan yağmur seli ol Durulursan ben ölürüm, unutma... Dinlemek zor, anlamak zor yâr beni Göreceksen dertte, gamda gör beni Gönül toprağıma yaptım türbeni Dirilirsen ben ölürüm, unutma... |
HAYAL VE GERÇEK
Ay ışığı pencereden girende, Senden yana hayâl kurmak ne güzel. Ya bir otobüste, ya bir trende, Gurbet ilden sana varmak ne güzel. Aşkın mayasını senden alıp da, Şekillendim sevda denen kalıpta. Evinizin kapısını çalıp da, İlk çıkandan seni sormak ne güzel. Umudu yoksula bol verir Hudâ; Bin tohuma can var bir damla suda. Gerek uyanık ol, gerek uykuda, Benden bakıp seni görmek ne güzel. Kurumadan daha yolculuk teri, ”Gel” diye yanına çağırsan beni; Bırakıp bir yana gamı, kederi, Doya doya seni sarmak ne güzel. Aşk deyince anlattığı her şeydir; Öldürdükçe tadı gelen bir şeydir.. Azrai'le can vermesi zor şeydir; Sen istersen sana vermek ne güzel. |
HEDEF
- Oğlum Türk-İslâm ile Enderhan'a - Çıktık Ötüken'den günün birinde, Yıkandık Mekke'nin tevhid nurunda. Hem dünde, bugünde, hemi yarında İslâmlık Miraçtır, Ülkü sancaktır Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. Yürüdük 'Nizam-ı Âlem' uğruna Doğduk güneş gibi küfrün bağrına Batılın elleri düştü böğrüne İslâmlık rahmettir, Ülkü sancaktır Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. Hep karaya kara, aka ak dedik Korkaktan, millete fayda yok dedik Hayat mücadele, ölüm hak dedik İslâmlık cihaddır, Ülkü sancaktır Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. Biz dava uğruna serden geçmişiz Anadan, babadan, yârdan geçmişiz İman denizine yelken açmışız İslâmlık hedeftir, Ülkü sancaktır Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. Engeller yıldırmaz Müslüman Türk'ü Şüphesiz, inandık; söz verdik çünkü... Kıyamete kadar yaşar bu ülkü! İslâmlık sevdadır, Ülkü sancaktır Bu mübarek yoldan dönen alçaktır. |
HEPSİ BİZİM KESEMİZDEN
Müdür, Bakana yağ yakar Tel parası kesemizden. Teri bile şipir kokar Gül parası kesemizden. Kahvaltısı kaymakla bal Sepet sepet muz, portakal... Viski içer, yüzü al a Yal parası kesemizden. Hanım berberde kırıtır Kızı terzide sırıtır Her gün bir makam donatır Çul parası kesemizden. Fakir gelir ters ters süzer Torpilliye fıstık ezer Metres'ine mektup yazar Pul parası kesemizden. İskoç giyer, Salem içer Sekreterle dalga geçer Sık sık yolluk alır uçar Yol parası kesemizden. |
HİKAYE-İ FARZIMUHAL
Lideri dese ki; 'evladım Hayri Dört ayak üstünde yürü sen gayri' Hiç itiraz etmez, bu emre uyar Lider ne söylese 'hikmet var' sayar Takla atar, lider 'takla at' dese Yatar her çamura 'hadi yat' dese Lideri düşünür, Hayri düşünmez Hayri liderlerinden ayrı düşünmez Lideri karaya demiş ise ak 'Onun bir bildiği vardır muhakkak' Aklı yok, beyni yok mazurdur Hayri Kula kulluk için hazırdır Hayri 'Keramet' hükmünü verir zırvaya Emin adımlarla yürür zirveye Lidere sarılan sarmaşık Hayri Biraz bencil, biraz karmaşık Hayri Tek gayesi makam, artı menfaat Lider basamaktır, parti menfaat Emeline vasıl olursa Hayri Umut ettiğini bulursa Hayri Kendine münasip köleler seçer Açar tekkesini irşada geçer İki ayak üzre yürür artık O Sırrı bilir, gaybı görür artık O Dalkavukluk böyle verir semere Bundan sonra eşek biner semere. |
HIYARNAME
Belli vazifesini yapmış Bostancıbaşı Sabahleyin baktım ki hıyarla dolmuş çarşı Dizilmiş tablalara uzunu ve kısası Kurmuşlar hal içinde maruf hıyar masası Hıyar deyip geçmeyin, şifadır çok maraza Koklatırsınız kurda, yedirirsiniz kaza Hıyarın pörsümüşü çobana azık olur Tazesi, endamlısı çadıra kazık olur Hıyarın çaparı var, beyazı, langası var Pazarlarda bölüğü, bakkalda mangası var Al küçüğü turşu kur, büyüğü salata yap Kırk dört santimliğini kamyona balata yap Memleket baştan başa hıyar tarlası gardaş Bu toprakta yetişir hıyarın hası gardaş Seyreyle hıyarları sabahın seherinde Altmış okka vitamin dans eder beherinde Seracı hıyarları cılız ve kısa olur Medya suyu verince topala asa olur Hıyarın kıymetini bilmemek nankörlüktür Halka hıyar dağıtmak en büyük bonkörlüktür Çiçeği burnundası makbulmüş bir zamanlar Hıyardaki hassayı bostancıbaşı anlar Derler ki, hıyar taze, hıyar ucuz olmalı Hıyar seven adamda beş çuval tuz olmalı Nerde konuşan hıyar, nerde yürüyen hıyar Peşinden milyonlarca dâhi sürüyen hıyar Gün gelecek hepsini göreceksiniz elbet Her hıyara statü vereceksiniz elbet Belâgatı yükselir hıyar yiyen adamın Ruhuna revnak gelir hıyar yiyen madamın Günümüz hıyar kesme, hıyar soyma günüdür Vatan-millet aşkıyla hıyar oyma günüdür Kral sofralarına lâyık olmalı hıyar Siyaset denizinde kayık olmalı hıyar Kalkınacak bir ülke hıyar ihraç etmeli Yetişmiş hıyarları başına taç etmeli Hıyar seminerleri yapmalıyız durmadan Kuru hıyar evlâdır baldan ve kavurmadan Bırakın çağdaşlığı, bırakın sağı-solu Toprağımız mümbittir, her taraf hıyar dolu Çıktık açık alınla hıyarlar bostanından Alınmasın kelekler bu hıyar destanından Selâm olsun tablada, dalda yatan hıyara Selâm olsun alkışa göbek atan hıyara Selâm olsun toprağa ve suya ve gübreye Helâl olsun besteye, helâl olsun güfteye Tazelendi bilcümle hıyarların şerefi Ne mutluluk bizlere, tutturduysak hedefi. |
HUDUT TAŞLARI
Bu bulanık hava,bu toprak, bu su Beni benden.. beni senden ayırır. Bu sabahsız gece, bu düş, bu uyku Beni benden.. beni senden ayırır. Doğmadık güneşin aydınlığında Uzarsa gölgeler dost kılığında Şüphe keleplenir gönül çığında Beni benden.. beni senden ayırır. Doğrultmak istesem, kırılır dallar Sınadım, zamana sığmadı yıllar Bu dikenli yollar, bu taşlı yollar Beni benden.. beni senden ayırır. Sevgi bulutundan rahmet damlası Düşmeden, ayrılık doldurur tası. Yoğun maddelerin ince mânâsı Beni benden.. beni senden ayırır. Sen aşka hiç dersin, bense hayata.. Kimbilir, belki de bendedir hata. Bu dalgalı deniz, bu yanlış rota Beni benden.. beni senden ayırır. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:40 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.