![]() |
Haydi Gözlerini Kapat...
Mevsimlerden yaz, aylardan haziran Beşiktaşta buluşuyoruz ve vapurla eminönüye Oradan burgaz adaya! Yaklaşık bir bir buçuk saatlik deniz yolculuğuyla ve tefekkürle Hoş bir yolculuk yapıyoruz... Gözlerim fotojenik görüntünde Zengin bir ruha bürünmüş gözlerinde Slow mırıldanıyorum dudaklarımda Sahile indiğimizde... Yumuşacık kollarında dans ediyoruz Gökyüzü masmavi, toprak yumuşacık deniz uysal... Hayal bu ya el ele geziyoruz... Ellerimizde kocaman külahlarda dondurma, başka güzel.. Yüzümüzde izleri, karşılıklı siliyoruz! Gülüyoruz... Koşuyoruz... Anları çatlatırcasına yaşıyoruz! Haydi gözlerini kapat şimdi, Mevsimlerden yaz ve haziran ayı... Ben istanbulda ve sen yanımda Neler neleri paylaşıyoruz! Safet Kuramaz |
Helalleşme...
Konuşurken sabırla yüzüme bakarken Gerçekte Arizona çöl bakirliğinde kum tanelerini Ruhunda Habil-Kabil kavgası varken sebebi Nefsinde sabır olmasa olacaksın fırlatan! Beni dinliyor diye keyif alırken Asker karavanası damak tadı ile muhabbet boş vitesteyken Sendeki cehennemi fark etmem bile! İçinden bitsin diye dualar ettiğini Çin işkencesiyle nefes alıp verdiğini Fren patlamasıyla şiddetli infilakı Tahmin edebilir miyim böyle bencilken! Kul hakkıyla gelmeyin der yaradan Helalleşmek sünnet hoşnutluk kardeşlikten Her anıma girer böylesi binlerce elekten İbrahim makamından yükselirken Dünyaya “Hakkınızı helal edin! “ diyesim geliyor. Safet Kuramaz |
Hepimiz Şehidiz...
Hırant Dink ölmüş Millet anlaşmış gibi “Hepimiz Ermeni’yiz! ” i söylemiş... Yıllarca doğuda otuz binde fazla masum ölmüş Cenazelerinde “Hepimiz şehidiz! ” söylenmemiş! Biz tarihiz, Şanlıyız, Hür yaşarız, Şeytanın askerlerinden korkmayız! İmanımla dost ederim Allah’ı Kainat efendisi peygamberim sünnetini... Ecdadım rehberim, al-yıldız bayrağım, İyiyi söylerim kötüden men ederim! Ha bedenimiz ha yurdumuz, Emanetimizi sonuna kadar koruruz! Biliriz ölüm düğün günümüz, Şehit mertebesinde cennete koşarız. Safet Kuramaz |
Her Gün Bize Bayram Olsun!
Özledim... Özledim... Özledim... Sonbahar yapraları dökülürken Hayal ettim buluştuğumuzu yıldız parkında Bir bayram günü, mesala günlerden Perşembe... Hava soğuk ama Güneş öylesine kavurucu Sen gelene kadar yanaklarımda Küçük benler peydahlanmış buzlu! Bir ayağım Görorland adasında Diğeri ekvator çizgisinde İkisi de yakıyor Beklemekle-kavuşmak arasında! Neyse, uzaklardan yavaş, yavaş geldiğini görüyorum Sislerin arasından el sallıyorsun sanırım Yüzün gülüyor Bedenin sanki heyecanım! Sana doğru koşuyorum Özlemişim Özlemişim Özlemişim Çok özlemişim! Hani şiir ya, Sarılıyorum sana... Dönüyor başımız birlikte Selam söylüyorum biraz sonra yıldızlara Akşam ay dolunay seferinde Biz coşkunun fethinde El ele yürüyoruz! Hem ne bayram... Sallanıyor doğa ve istanbul Ayak izlerimize yetiş ve bizi bul Yalnız Allaha kul Namaz kılıyoruz ortaköyde Okunduktan sonra ezanım! Coşku besteliyor her yol Geçiyoruz bir çok karakol Dertleşiyoruz bol, bol Keyfimize diyecek yok üsküdarda... Bir daha böyle uzak kalmak yok söz mü? Düşsekte ölüm uykusuna ağıt günü Beraber gideceğiz ve çözeceğiz düğümü Yastığa düşen gölgenin sonunda! Özlemek Gözlemek Sözleşmek Yok... Yoklar yok... Çoklar çok Adaklar kesik kesik Her gün bize bayram olsun! Safet Kuramaz |
Her Şeyde Sen Varsın Allahım!
Ey şeytan, kalemin zehirledi beni, Haram heveslerin dürtükledi beni, Kıyamet koptu sur’un üfledi beni, Kar taneleri yağarken çok yaşlandım Yürüdüğüm yollarda düştüm, dağlandım Hiçbir mekanın iflah etmedi beni! Sahiplendim her an ölmeyecek gibi, Her ortamda beni eyleyecek gibi, Düş sokağından çıkamadım bir türlü Sanal alemde derledim şer türkünü Bağlandım ölesiye sevecek gibi, Tek perdelik oyunun ezecek gibi… Musa’nın haksız öldürdüğü el idim, Nuh’un kinle isyan ettiği döl idim, İbrahim’i ateşe atan kol idim, Ne olduysa aşkını tattım bir gece Şer düş bitti ayna kırıldı sevginle… Yunus Emre’nin gördüğü sümbül idim, Son peygamberin nuruna köle idim. Karacaoğlan aşık olmuştu sana, Aşık Veysel görmüştü kara toprakta, Hacı Bayram davet etti dergahına, Şeytanda gitti, düşmanda, dost olanda Yıkandım duayla, gerçeğin içinde… Her şeyde seni görmek hoşmuş aslında, Ruhum aklandı, affet günahımı da! Safet Kuramaz |
Her Yerde Seni Arıyorum Allah’ım
Sevgine muhtaç aczimle ve fakrımla, Dünya araç vuslat amaç geldim sana, Sünnet taç, Kur’ana aç sonsuz imanla, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Yıkasam kiri şeytan şehrinden kalan, İlk önce kul olsam aşkına dalan, Sonra dünyalık ne kaldıysa yaşayan, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Yusuf kuyusunda Musa asasında, Nuh’un gemisinde Yunus balığında, Adem Havva gibi Cebel-i Rahme’de, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Kan damarımı deş temizlensin her leş, Yolunda bulsam eş doğsa nurun güneş, Gözümden akar yaş nefsimde hak savaş, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Karınca işinde arı peteğinde, Gök gürültüsünde karın çiğdeminde, Fakirin düşünde bebeğin sesinde, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Safa’da Merve’de kabe’de tavafla, Zemzemin tadında kılınan namazda, Nur Muhammed’in gölgesinde Mekke’de, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Her böcekte her otta fani sonsuzda, Tükenmez sorgumda beden konağımda, Çiçek solduğunda ölüm gördüğümde, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Yediğim aşımda lokmanın ardında, Her dünya anında nefes aldığımda, Ruku’dan kalkıp da dururken kıyamda, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Tespih eder her yanım imdat ararken, Seni seven bedeni yakmaz ateşin, Ölüm düğün günüm Aşkınla yaşarken, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Ölüm son karakol, yargılanır amel, Ya koklanır gül yada yenir zakkum bol, Cennet aşka sembol cehennem kötü yol, Her yerde seni arıyorum Allah’ım! Safet Kuramaz |
Herkesin Acısı Kendisine...
Gözler karanlıkta yürürken buruk… Dudaklar unutmuş nedir gülücük! Nerden geldiğine, Buralara nasil itildiğine, Inanamaz halde, Şaşkin, şaşkın bakar uçuk! Hayal edemiyor geleceğini, Düşünemiyor ne yiyeceğini, Deli gibi geçiyor sokaklardan yeli, Konusuyor abuk subuk! Bitmiyor tekerlemesi Ahın, hesabın… Açılıyor tiyatro perdesi birden, Kendini görüyor seyredenlerin halinden, Sanatçı gibi eğiliyor, alışkanlıkya o an! Çok sıradan, hem kolay başkasını oynamak! Anlamakta, gülmeye hazır gözlerinden… Afisler boy, boy göründü heykeli dikilen... Her göz şahit oldu şöhreti bilinen! Sandılar sonra öldü, inince vitrinden… Kendisi de inandı bir süre belkide! Kim anlar ki zaten delinin halinden! Gülenlerde ağıt, Konferanslar peşi sıra... Bağırır birden heykel “Yeter ya! ” Der öldügüme getirin kanıt! Gülenler, ağıtlaşanlar olurlar gercek ölü, Görünce heykelin dirilip süzüldüğünü! iki boyut birlesemedi… Aynaları parçalandı, Evrene düştü! Yasatamadılar nefiste yansıyan aynı ölçüyü, “Kader oyununu! ” Herkesin acısı, hastası kendisine… Belki kısa süre üzüntü verir başkasına! Unutur insan bir çırpıda, Görüntüden uzaklaşınca… Yaşayan inler hala yorganın altında! Safet Kuramaz |
Hicret Etmeli…
Dostun olursa Allah yolunda… Cennet dökülür yaprakları her sokuluşunda Müptela olur nefes kokusuna Kapısına koyar başım uyku nedir bilmez! Aç işte dünyam böyle yayla havasına, Okuyor yaşamaya mecali yok beslenemiyor! Ruha siner kara dumanlar, Irmağında kirli gruplar, Yukarısında soğuk bulutlar, Yese de, yunsa da, Allah’a kul olsa da huzurda Arabesk döşenir anlara İçinde en kanlı savaşlar, söyleyemiyor! Hicret etmeli gönlüm, Bulamıyor adres özüm, Hayali oldukça sözlüm, Gerçeğim her an sallanıyor depremlerle! Sevgim hapiste kimseye gösteremiyor… Safet Kuramaz |
Hoş Geldin Ramazan…
Açlık çekerim çöllerde kıvranırken, Korku içinde uykumda sayıklarken, Sevginden yoksun, aczinle sızlanırken, Seherimde güneşinle doğdun bende, Bedenimde... Hayal kurmuyorum çünkü gerçek sensin, Yediğim aş içtiğim su gibi bendesin, Her aldığım nefeste yüreğimdesin, Bahar oldun çiçeklerde, böceklerde, Şehrimizde... Mekke’de kutsal, Medine kadar sadık Şükürsün, nereye gitsem yolumda azık Sevr’e yolcu, Hira’da tefekkür azcık Hoş geldin Ramazan sahurda, iftarda, Teravide... Safet Kuramaz |
Hoş Geldin…
Şu soğuk kış *******inde meltem gibi esiyorsun! Aklım cennetinde, cehennem uzağımda! Lale bahçeleri serdim ayaklarına, Tüm İstanbul fethini konuşuyor, Yüreğinin ruhumda! Beşiktaş’tan yıldız parkına doğru yürüyoruz, Tarihin içinde atlı arabayla süzülüyoruz, Elinde şemsiye gözlerin zar zor görünüyor, Dudaklarında çıkan sesler bir müzik parçası kadar harika! Bir İstanbul bir seni izliyorum aynanda… Edison’un elektriği keşfi, Arşimet’le buldum diye çınlıyor! Sevgin, kefenimden sıyrılmış dünyana nüfuz ediyor… Eminönü’ndeki kalabalığın telaşı şaka gibi geliyor, Amerika’yı keşfetmiş kadar heyecanlıyım Macellan’ın gözlerinde! Sen varsın artık, hoş geldin... Fersah, fersah yükseliyor özgürlük anıtın! Safet Kuramaz |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 05:53 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.