www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Adult eski arşiv (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=376)
-   -   süper fıkralarrrrrrrr... (https://www.cakal.net/showthread.php?t=84770)

Kéan aRs 08-28-2007 07:36 PM

NEYİ GÖRMEMİŞ
Şoför kullandığı taksiyle "Sağa dönülmez işaretine rağmen sağa saptığı sırada trafik polisinin keskin keskin çalan düdük sesiyle birden yavaşladı, sonra yolun kenarına çekilerek durdu. Trafik polisi, sağ elinde zin-



cirden tuttuğu düdüğü sallaya sallaya yürüyerek tak* sinin yanına geldi, sert bir sesle sordu:

— Levhayı görmedin mi?

Şoför, kabahatli olduğunu kabul etmenin rahatlığı içinde itirafta bulundu:

— Görmesine gördüm de sizi görmedim...

KILÇIK

Sınıfta öğretmen insan iskeletini göstererek sordu: — Bunun ne olduğunu söyleye*bilir misin Salim? dedi. Karadenizli Salim hemen

cevapladı:

— İnsan kılçiğidür öğretmenim...

Kéan aRs 08-28-2007 07:36 PM

SON ÜMİT
Adam kaynanasıyla birlikte Avrupa gezisine çıka­ caktı, arkadaşı sordu:

Yahu sen hep kaynanandan yakınıp durmaz miy­
din? Şimdi de Avrupa gezisine mi çıkarıyorsun?
Ne yapayım kardeşim, sık sık Avrupa'yı görme­
den Allah canımı almasın! deyip duruyor... Benimki, bir
umut işte...

Kéan aRs 08-28-2007 07:37 PM

YAG SORUNU
Akıl hastanesine, kendisini ziyarete gelen arkadaşına dert yandı:

Sorma dostum... Motora
meraklı olduğum için getirip
buraya tıktılar beni. Allahaşkı-
na, sen araba sevmez misin?
Severim.
— Zeytinyağlısından mı hoşlanırsın, tereyağlısından

mı?

Kéan aRs 08-28-2007 07:37 PM

ÖĞRENCİ ŞİİRİ
- Tembel bir öğrenci, yazılı kağı­ dına şu satırları yazmış:

— Yürü boş kağıt, yürü... Öğretmenin yüzünü gör de gel.

Üç zayıfım vardı, dört oldu mu sor da gel...

APTALCA DÜŞÜNMEK

Federal Almanya vatandaşı dış yolculuktan döndü. Getirdiği papağanla kendi gümrüğüne girdi. Muayene memuru işin gereğini anlattı:



— Canlı papağana, yüz mark gümrük ödeyeceksiniz.
Cansız içi doldurulmuş papağan olsaydı gümrüksüzdü.

Adamın bir anlık tereddütü üzerine papağan söze karıştı:

— Bana bak Hans! Öyle aptalca şeyler düşünme!

Kéan aRs 08-28-2007 07:37 PM

YAŞLILIK
Bir adam, arkadaşına hastalığından dert yanıyordu:

— Hele şu sağ bacağımdaki romatiz­
manın verdiği acıya hiç dayanamıyo­
rum, dedi. Nedeni nedir, acaba?

— Neden olacak, dedi öteki. Yaşlılıktan.
Bunların hepsi yaşlılık alâmetleri.

Adam:

— Saçma, diye yanıt verdi. Sol bacağım da sağ ba­ cağım ile aynı yaşta. O neden ağrımıyor?

Kéan aRs 08-28-2007 07:38 PM

YORMASAYDIM
Temel otelde kahvaltı ederken, tabağındaki zeyti­ni bir türlü çatalıyla yaka-layamaz. Epeyce uğraştığı- nı gören garson, yanına yaklaşır, çatalı alır ve bir seferde zeytine batırır. Temel küçümseyerek bakar:



— Uyy garson, ha pu zeytinu pen yormasaydum, sen
oni zor yakalayaçağitun.

Kéan aRs 08-28-2007 07:38 PM

KURTULUŞ ÇARESİ
Temel, Cemal ve di­ğer Karadenizliler açık denizde küçük bir tekne ile fırtınaya tutulmuşlar­ dı. Yanlarından büyük bir gemi geçmekteydi.

Temel:

— Uyy, kurtarun pizuuu... İmdattt!. diye haykırıyor-

du.

Geminin güvertesinden birisi de yanıt veriyordu: Biz adam almıyoruz, biz adam almıyoruz. Bunu duyan Temel: — Uyy, haçan piz lazuz, lâz, alun pizu.

Kéan aRs 08-28-2007 07:39 PM

HIRSIZLIK AYIP
Bir eşkıya, fakir olduğu için Diyojen'e hakaret etmiş-

ti.

Diyojen hiç kızmadı. Sadece:

— Bir adama fakir olduğu için hakaret edildiğini ha­ yatımda hiç görmedim. Ama pek çok insanın hırsızlık­ tan ötürü asıldıklarım gördüm, dedi.






İLK KAMÇIYI EN ÇİRKİNİ VURACAK!

Müthiş bir eleştirici olan bir Bektaşi yazar, kadınlar hak­kında öyle bir kitap yazmış ki söylenmedik söz bırak­ mamış. Bunun üzerine on- beş kadar kadın biraraya gelerek yazarı dövmeye ka­ rar verirler. Bir gün Bektaşi evine giderken yolunu kesip bağırmaya başlarlar:

— Sen bizim hakkımızda bir kitap yapıp aleyhimiz­
de türlü türlü şeyler yazmışsın. Biz de seni öldürünceye
kadar dövmeye karar verdik. Birer kamçı alarak buraya
geldik. Cezana hazır ol, diyerek kamçılan göstermişler.

Bektaşi kadınları yatıştırmaya çalışmışsa da başarılı olamadığından dayak yemeğe razı olarak:

— Fakat bir şartla. Birinci kamçıyı içinizden en çir­
kin olanı vuracak, demiş. Kadınlar bu şartı kabul etmiş­
ler.

Fakat ilk kamçıyı vurmak için kimse öne çıkmayın­ ca, bu dayak faslı da yarım kalmış.

ÖLÜM KÖLE İLE KRALI EŞİT KILAR

Büyük İskender, Diyojen'i, birbiri üstüne yığılmış in­ san kemikleri arasında bir şey ararken görmüş ve ne yaptığını sormuştu.

Diyojen:



— Babanızın kemiklerini arıyorum.

Ama hangisinin kölelere, hangisinin babanıza ait ol­duğunu kestiremiyorum, cevabını vermişti.

DOMUZ ETİ YEMEYİZ

Şeyh Şamil esir düştüğünde, Ruslar bu kahraman adama büyük saygı göstermiş. Rus çarı kendisini yemeğe davet etmiş. Şeyh Şamil, yemekte, aç gibi iştahla yemiş.

Kahramanlığı kadar yemekteki iştahı karşısında da hayrete düşen çar:

Adama bak, demiş. Beni de yiyecek.
Şeyh Şamil cevap vermiş:
Biz müslümanız. Domuz eti yemeyiz.
ÇALARKEN NEŞELENMEK

Neyzen Tevfik'e bir gün sorarlar:

— Çalarken mi neşelenirsin, yoksa neşeli olduğun
zaman mı çalarsın?

O günlerde Maliye Bakam hakkında yolsuzluk dedi­ koduları alıp yürümüştür.

Neyzen Tevfik, fırsatım kaçırmaz:

— Maliye Bakanı değilim ki, çalarken neşeleneyim,
cevabını verir.




BEHLÜL'ÜN HAKİM MAKAMINA OTURMASI

V|


Halife Harun Re- şid'in süt kardeşi di­ vane Behlül bir gün yoluna devam eder­ken pencereden bak­mış ki hakimin yeri boş, hemen geçip o makama oturmuş. Bunu gören vazifeliler:

Vay gidi divane, senin bu makamda ne işin var?
Kalk bakalım, diyerek, sille tokat dışarı atmışlar. Bunu
görenler Behlül'e sormuşlar:
A divane, böyle ne iş yaptın ki seni bu kadar dö­
vüyorlar? demişler. O da cevap vermiş:
Ben bilmem, hakimin makamında bir dakika ya
oturdum ya oturmadım, buna rağmen bu kadar dayak
yedim. Hakim ise sabahtan akşama kadar o makamda
oturmaktadır, ne kadar dayak yiyeceğini artık Allah bi­
lir...

Kéan aRs 08-28-2007 07:39 PM

İSRAFÇI ADAMA DERS
Diyojen, israfçı tutumuyla bilinen bir adamla karşı­ lamıştı. Ondan bir lira istedi. İsrafçı adam:

— Niçin başkasından 10 kuruş istiyorsun da, benden bir lira, diye sordu.



Diyojen şu uyarıcı cevabı verdi müsrif adama:

— Çünkü, başkalarından yine istesem, bana verirler. Ama, bu israfın yüzünden, senin bir daha verebileceğin­ den şüpheliyim.

Kéan aRs 08-28-2007 07:39 PM

DOĞRU SÖYLEDİĞİN İÇİN
Bektaşinin biri, boynunu bükerek bir zenginin yanına yak­laşır. Sadaka ister.

Zengin adam:

— Utanmıyor
musun dilenmeğe ya­
hu... Baksana güçlü -
kuvvetli bir adamsın.

Sormayın... bir derdim var ki çalışmama mani
oluyor.
Neymiş o dert?
Ne olacak tembellik!
Bu cevap zenginin hoşuna gider ve cebinin köşesin­deki kuruşu Bektaşi'ye uzatır:

— Al şu kuruşu bakalım... der. Bu parayı sana acıdı­
ğımdan değil, doğru söylediğin için veriyorum.


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:23 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.