www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ölümdür Yaşanan Tek Başına Aşk İki Kişilikdir (https://www.cakal.net/showthread.php?t=98077)

KoJiRo 10-27-2007 07:10 PM

Siz hiç
Ocakta, yerdeki su birikintilerinin
Yalınayak
Kaymaklı buz halini kırdınızmı
11nci bebe olarak
Mor ellerle
Orta yerine çattadanak bi taş atarak
Veya
İlk baharda yuva bozdunuzmu
Kıskanarak
Çıkmamış yavruları
Çocuksu orgazmlarla
Gelinimsi dallardan aşağı atarak
Siz hiç
Öğretmeni olmayan okul camı kırdınızmı
Oyun belleyip
Biraz kızgın
Birazda çekinerek,
Oniki yaşındayken zevk verdinizmi
Emmi bellediğinize
Üçüncü karılığa
Düğünsüz derneksiz satılıp
Günde üç öğün sopa yiyerek
Siz hiç.....
Siz....
Hiç...
Vs.
Vs.......

KoJiRo 10-27-2007 07:10 PM

Aslında




Ah şu cılalanmış
Altı berbat kelamlar
Ve
Sadece
Kelamlardan ibaret kalmış
Yitik sevdalar
Elde kalan
Yalan sevdaların viranında
Can çekişen Dünyalar

Kırılmaya bundan sepep
Hayaller
Sübje ne denli bizden yana ise de
Bir zamanlar
Objektifin çektiği şimdilerde
Canımıza kıyanlar

Kanmak ne tatlı bir haldir
Olmuş bitmişçesine her şey gönlümüzce
Halbuki olan biten
Uçmuşluğumuzca değil ki
Her dem
Çoğu kez sürünmüşlüğümüzce

Hak bilsek te ağlamayı
Duvara her toslayışta
Aslında hakettiğimizi yaşamazmıyız
Çoğu kez ömrümüzce...

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Sevgilim Yoksa Sen?

Hiçbir yerinde yok asaletin ibresi
Sesinde kamaşmasında tensel bir büyünün
Atlas hani libas ve kuytu bakışlı mavi gözlerin
Sanki hepimize bütün şiirleri hala fısıldayan
Bir eski büyük şairmiş gibi
Aşk bir erken didişme bir sorgu sualmiş de
Mezbele ve yaralıymış eski yaraların yeniden kanamasından
Hiçbir yerde yok asaletin ibresi
Bir adamın yüzünde ya da yalana çok benzeyen
Bir doğru sözünde belki.....
Saçlarının çevriminde ıslak bir beyaz kadının
Yüksek rakımlı göllerin buzul saflığında
Ve kokusunda çiçeklerinin kanirej’in
Elbet şiir olacak şairin tesellisi
Ve en kötüsü bile işe yarayacak aşklaşmaların
Yazana değilse bile okuyana faydalı
"bak aynı başına gelmiş adamın benim başıma gelen"
O da üzülmüş aynı benim gibi ....
Benimki daha acıklı değil onunkinden,
Fiyakalı değil onun acısı benimkinden..
Sade güzel olan kelimeler..
Sade kelimeler...
Kelimeler....
Sen aşka aşıksın müsaitsin gördüğünü abartmaya
Biz olsa olsa bir müddet aşklaştık aşkım aşık olmadık
Bir elim sana uzanır, öteki berikinin zaten elinde
Bırak yoluma gideyim bildiğimce
Yabancısı olduğum bir şey değil yabancılar
Baktım yerlisi yabancısı aşağı yukarı hepsi benzer erkekler....
Eğer bir söz, bir ses bekliyorsan bu adamdan
İçinde hiç gönderme isteği bulunmayan bir git
Lazımsa eğer...
İşte orada duruyor...
Ağzımın bir yerinde...
Almak ister misin dilini sokup aklıma
Sana ait olan herşeyi bir nefeste
Bir göz yumma anında
Bir soğuk telefon konuşmasında
Geri alabilir misin?
Seni benden geri alabilir misin?
Kovabilir misin beni senden?
Sevgilim..
Yoksa sen,
Sevgilim olmayabilir misin?..

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Kendim ve Hepimiz Hakkında

Bir gün herşeyinle dimdik
Her türlü kavgaya hazır
Çıplak gergin
Her sözü verecek kadar aceleci
Tutamayacak kadar unutkan
Sade çaresizken kadın
Genelde erkek..

Kendi sözlerinin gölgesine hayran
Hiçbir şey gerçek değil alkışlar yalan
Hala bir çift çarpık bacak
Kendi resmi resmiyle barışık
Küs eskisiyle ve eski sevgililerin hepsiyle
Ama hala çok güzel
Hakkında konuşmak senin
Ben senden bahsediyorum yine
Kime darlansa kalbim kimin kılığında.
Ne zaman aklım çıksa yerinden
Tuzu ayarında gözyaşlarıyla
Dönmeyeceğime inandığım günlerde
Bu seyrüseferden
(bu seyrüsefer sözünün burada geçme sebebi
Tamamen kelimeyi sevdiğimden)
Diyorum işte bu sefer oğlum
İşte bu sefer
Olacak olmakta olan
Yanacak yanmakta olan
Yok çare akacak akmakta olan düşecek...
Ama hala çok güzel
Hakkında konuşmak senin
Düşünmek seni en ayıp kılıklarda
En düşmüş saatlerde
Hala güzel
Hakkında konuşmak senin...
Otuzu geçmişiz hiç haketmeyecek kağıtlarla
Oysa boş kağıt vermişiz geçmeyelim
Kalalım diye o sınıflarda
Yalnız çirkince geçmiş bir gençliğin ağıtı
Bu kadar acıksız olurdu zaten
Çocuktum kürtlerin kuyruğundan bahsedilirdi
Nicedir uyruğundan bahsediliyor
Ve kim ne söylese bu mühim mesele hakkında
Mühim kanamalar tespit ediliyor hastanın dosyasında
Ve diyorum ki ben bazen
Bu iki sevgilinin arasında
Ve ikisinin eşit derecede akrabası
İlk kez bir düğünde adam hem erkek hem kız tarafı
Bağırıyorum şaka yollu
Olacak olmakta olan
Yanacak yanmakta olan
Akacak akmakta olan..
Düşecek..
Ama hala çok güzel
Hakkında konuşmak senin.
Bir beyhude çabasına daha girişmek
Seni methetmenin. .
Sana küfretmenin.
Hala güzel
Hakkında konuşmak senin
Kökünü kendi sökmüş bir inatçı adamdır yurdum
Hangi toprağa denk gelmişse
Oraya salmış kılcallarını
Ve hepsinden başka çiçek türemiş,
Seçebildiğince yaban otlarının arasında..
Çok şahane insanlardır
Kendini soyacak kadar ahmak hırsızları ayırırsan
Çok iyi şiirler yazdım
Kötülerinin tamamını çıkarırsan.....
Ama hala güzel
Hakkında konuşmak senin
Hatta aleyhinde!
Bağır çağır hatta
Yeri gelirse çok sağlam bir kaç gözyaşı eşliğinde
Güzel...
Hala güzel
Hakkında konuşmak senin
Dinimin dolanması her görüşmede
Her karşılaşmada
Yani her eski sevgililer bayramında hayatın,
Güzel.
Rakının ikinci dublesinde ilk karşımıza çıkanı
Öptüren şey ne ise
Bir şölenlik hatıra mı yoksa çift dingilli bir acı mı
Yanısıra neyse artık o şey,
Hanı bir bıçak saplaması kadar hasmane
Ve bildiğin cennet davetiyesi kılığında bir şey
İşte ne ise o şey ....o güzel ...
Hala güzel hakkında konuşmak senin......

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Bu Bahar Aşka Hazır

Her yağış bir başka kalkışmaya gönüllü
Ve kim neye erse bu geçişte
Bir tomurcuk bir gözyaşı mutluluk işte
Her bahar arifesinde korkulu bir kimsesiz gecenin
Aklım elim yüreğim kirişte
Hep biraz korku biraz yalan telefon seslerinde.....
Ya yine boş koridor ıslaklığıysa ve beton efesi
Bütün fakir çocukluklarda....
Ama herşey sırasını beklerken
Mukaddes bir kuytuda
Senden umut kesenin hüzün kesesinde bir yavru
Herhangi bir anne kadar kanguru
İşte bahar işte sevda işte tomurcuk bir bakıma
Ağzım mavi ıslaklığının uçurumunda
Rüyayla gerçeğin arasında
Hep iyinin aşkın tarafında
Ve
Değmediğim yerin kalmayıncaya
Bu bahar sonsuza tomurcuklanmaya
Ben sana sen çatlak bir anadoluyu kucaklamaya
Bu bahar aşk için hazır
Hazır vazgeçmeye
Adının bile baş harflerinden
Kayıtsız bir sarhoşluğun her gün erkenden sabah oluşu
Her şeyi biraz şakalaştıran bakışından
Şakadan başka izahı olmayan bu kalp ağrısından
Ve
Bahanesi bir yürek bir et
Bir bedenin içine girmek!
Hazır bu bahar
Akılsız! Bir yeşermenin şahane hasadına
Hazır nur topu bir yaşama sevincini kundaklamaya....
Unutma baharda çiçek olan
Meyvedir yaza....
Bu erik tanesi bu şakacı bahar çiçeği
Her dem taze kalsa...

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Ben Yandım

Hangi dilde ağlıyorsa insan
İşte ana dilidir ayrılmanın
Her sokağa şifa niyetine bir açlık
Güzereş kardaşlık bilinen en büyük uzaklık
Hep acıların kuranderinde sevgili bir yoksulluk
Kitapların arasında dolanmış ve
Sahte fikirlerle dolandırılmış donatılmış aklanmış yeşermiş
Ve gri demirli bir yatılı okulda uzun uzun
Kimsesiz kimsesiz ağlamış
Uykusunda adın çağırmış
Nöbetlerde edebiyat sohbetlerde bir yarışma kavgası
Fikirden fikire sıratlar geçilmiş
Ne murat suyu kan aksın isterim
Ne şiirinden vazgeçerim kavganın
Mesleğim göze almaktır
Kalabalığa faydanın bedelini
Öderim sağdan soldan aldığımla
Sözlerimden başka vasiyetim ve servetim yoktur.
Her beladan bir alıntıyla kurtulurdum
İlla ki adını hatırlardım lazım olanın
Bir siverek acısı aslında sevdiğim
Bir mezopotarnyalı kederi
Asur'un ninova'nın kehaneti....
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında
Ben yandım.
Kimi cüret etsem sevmeye
Kendime küçük geldim
Zayıf kaldım
He murathan esir düştüm
Sefil oldum.
Acılarım hep tavsiyedir
Çok sevdiğim bir şairden
Yok bire yok
"ne etsek olmuyor"un ranza arkadaşıyım
Bilinen en uzak yatılı bölge okulundan
Ben bıraktım siz konuşun,
Yoruldum ben siz koşun.
Iskartaya ayırın beni
Bütün ayrılıklardan.....
Küsmedim kardayım yediğim dayaktan
Şimdi yalnız, şan saman kağıt kokulu günlerde
Türkçeye çeviriyorum ayrılık acısını
Beni bırakın
Ben meçhul oldum
Gizli özneyim
Vatansız cümlelerde
Ben yandım.
Kalbim kül oldu
Eski bir kütüphane yangınında.

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Ankara'ya Öyle Yakışırdı ki Kar

Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar, buz tutardı resmi yalanlar...
Kimse keman çalmaz belki ama
Çok keman çalınsın balolarında
Diye yapılmış
Gri sisli binalar...
Alnının ortasında
Ciddi bir devlet asabiyeti.
Çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
Bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
Bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz ama tanrım neyi?)
Kahve önü çatlak mozaik
Bel kemiğine tehdit
Kürsüler üstünde
Çok sigara içen
Öğrenciler
Bir daha asla yaşayamayacağı
Aşkları teğet geçerken
Hep onu sevmeyenleri severek
Hep onu sevenin gözlerinden
Kalabalıklara kaçarak
Karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
Yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
Bir izmirli güzele dayatmak varken
(hep kardeş olacak değiliz ya,
Yaşasın halkların sevgililiği!)
Soyut bir sevdaya
Beşik kertilmiş olan
Dağda çoban,
Şehirde şark çıbanı sayılan,
Fırat'ın büyük elleri
Ararat'ın kız yelleri
Cilo'nun derin nefesleri
Hülasa kente hukuk mukuk okumaya
Mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
Anadolu çocukları, ankara' ya öyle yakışırdı ki kar
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar
(belki balkona kar seyretmeye çıkar diye
Sevdiğimiz kızlar)
Çok dibimiz donmuştur ve çoğu zaman
Bu kar mevzuu
Kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
Hiçbir şey kapalı bir dükkan kadar
Hüzünlü gelmez insana
Ankara'da,
Yoksa bugün bir hayat
Yaşanmayacak mı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu film hiçbir zaman
O kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
O okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
Tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
Bizzat urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
O kadar aç oturmadım sofraya
Ankara'ya
Öyle yakışırdı ki kar
Çok yabancı bir soluk duyulur bazı
Bilinmez bir dilin ıslığından
Anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
Öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
Bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
Ankara'da yaşamak
Yollarına hep sevdiğimiz insanların
Adlarını vermediler ama biz her duvara
Bilvesile onların adını yazarak yaşadık
Kül ve betondan mürekkep
Yaşadıkça yaşanılası gelen
O tuhaf bozkır kokusunda.
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar.
Asfaltlar ışıldar...
Bir günden bir sürü gün yapan
Mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
Hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
Rakıyı bol sulu içen
Dokunmasın için değil
Çabuk bitmesin diye devletimin tekel rakısı,
Hep kağıtlara bakarak,
Hep kağıtlardan bakarak
Hem neşet ertaş' ı hem bülent ersoy' u
Aynı anda sevmeyi başararak,
Karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
Çok beğenmeyerek ama
Yine de bu tasarrufunu takdir ederek
Boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
Hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
Yürüyen...
Memurlar.......
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar..
Asfaltlar ışıldar,
Buz tutardı resmi yalanlar...
Biz, şimdi kapalı bir kuruyemişçi
Dükkanının -ki bütün plan kar altında
Tuzsuz ay çekirdeği çitleyip
Yanı sıra bafra içmektir-
Kötü ışıklandırılmış vitrininden
Umutsuzca içeri bakan,
Kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
Merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
Zırt pırt geri istemektedir-
Doğduğu yer yüzünden
Doğuştan kavgacı zannedilen ama
Pek çoğu kavgadan nefret eden
Kavgacı esmer cesur korkak
Çoğu kürt çoğu türk çocuklardık...
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar....
Ha sonra belki ahmed arif�in aklına
Hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara' yı
O'nun kadar sevemeyecek -bir şiir islenir:
Kar altındadır varoşlar
Hasretim, nazlıdır ankara.....
Ustam yine sen bilirsin ama
Hangi aralıkta bir şair ölmüşse
İşte o, en netameli aydır bence.
Ankara'ya öyle yakışırdı ki kar...
Asfaltlar ışıldar...
Yalanlar...
Şimdi ve sonra ne zaman ankara'ya kar yağsa
Elim gönlüm, çocukluğum buz tutar.

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Acil Şifalar

Bahçe kapısından sızdılar...
Aralık kalmış neresi varsa hayatımın...
Bünyede bastırılmamış ne kadar isyan varsa ordan.
Daha asitli bir yalnızlık için
Dilek tutuyorum şarkılara,
Sıradaki benim şansıma diyorum;
Haberler başlıyor birden,
Benden,
Hazin biçimde bahseden.
Kumsalların istenmeyen kaç kum tanesi varsa
Önde gideniyim her tazyikli alkışta..
Zayii makamında bestelenmiş yazılar kaldı avluda.
Gitme diye
Yalan bile söylerim,
Yerini söylerim
Ne saklamışsan
Kal diye!
Bu yaz'ı serin tutalım diye
Çıplak tenlerde,
Geceyarısı tatlı bir soğukluk olsun diye
Her sevişme,
Aramızdaki her üryan gelişme!
Hem gidenedir bu şiir
Hem gelecek olana....
O da biraz oyalanıp
Gider nasılsa?
Hep haberler başlayacak biliyorum,
Hangi şarkıyı seçsem şansıma.
Şimdi şifa niyetine giriyorum sulara.
Mavisine değil denizin.
Sade tuzuna.

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:11 PM

Acı

Yaşamak uğruna
Ölmek bu olsa gerek
Sevmek uğruna
Acı çekmek bu olsa gerek
Hayat uğruna
Savaşmak bu olsa gerek
Peki ya senin uğruna
Üzülmek niye?

Yılmaz Erdoğan

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

50. Yıl Hesabı
Bağladım nefsimi zincir yulara
Dünyayı duvara astım gel de gör
Rahatı huzuru attım kenara
Çileyi bağrıma bastım gel de gör

Yürüdüm sel oldum, durdum göl oldum
Mazluma, mağdura kıvrak dil oldum
Zulüm sıcağında serin yel oldum
Yürekten yürege estim gel de gör.

Sonu hatırladım, ilki duyunca,
Kula kul olmadım ömür boyunca!
Hakkın zehirini içtim doyunca
Batılın balina kustum gel de gör.

Ülfetim olmadı iriler ile
Ağıla girmedim sürüler ile;
Ölümden korkmayan diriler ile
Selamı, sabahı kestim gel de gör.

Aşk ceylanı emzirince sütünü
Taşa çalıp, kırdım benlik putunu
Düşmanımdır inkarcının bütünü
Allah dostlarıdır dostum gel de gör.

Bazı kötülüğü kovdum elimle
Bazı kötülüğü yerdim dilimle
Gücüm yetmeyince kendi halimle
Haksıza buğzettim, küstüm gel de gör.

Çıkar için laf davulu çalmadım
Hiçbir yerden makam, rutbe almadım
Bildimse söyledim, korkak olmadım
Bilmediğim yerde sustum gel de gör.

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

Rahatı Kaçan Ağaç

Tanıdığım bir ağaç var
Etlik bağlarına yakın
Saadetin adını bile duymamış
Tanrının işine bakın

Geceyi gündüzü biliyor
Dört mevsimi, rüzgarı, karı
Ay ışığına bayılıyor
Ama kötülemiyor karanlığı

Ona bir kitap vereceğim
Rahatını kaçırmak için
Bir öğrenegörsün aşkı
Ağacı o vakit seyredin.
Melih Cevdet Anday

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

Hâlâ”dır Aradığın!..

Sana kırgın olmak isterdim zaman zaman... Sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını yani üstünde!

Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana...
Yani; beni “unutma ihtimalinin” bile olamayacağı mesafelerde!

Bilirim, seversin beni.
“Bilirim” sadece, çünkü öyle söylersin!..
Ama soluyamam... Ama dokunamam... Ama yaşayamam...
Bilirim, seversin beni;
Odandaki lambanın açma anahtarına iliştirdiğin bir kartpostal gibi!..

Ben, güze bakan ağaçlar gibi meyvelerimi dökmeye başlamışsam dibime...
Ve ben de “senin gibi” sevmeye başlamışsam artık...
Ve ben de sana demeye başlamışsam; “Ben de unutmadım seni!..”
Bir mevsimi tüketmiş demektir tarlalar; ekilmeden, dikilmeden, sulanmadan ve gübrelenmeden...
Halbuki kısır mevsimlere gebedir tüketilmiş her mevsim!

Yıllar, kenarda bekler; geceye doğru giden trenleri gözleyen çocuklar gibi...
Yollar, dürmededir artık kendini!
Ve hatıralar süpürülmededir hafızalardan; “artık” paylaşılmayanlara yer açılsın diye!..

Bilirim tabii ki unutmadığını...
Unutmayışımdan bilirim.
Bilirim, seversin hâlâ beni; çünkü sevmek
“Hâlâ”dır işte, hâlâ aradığımız delîl!

Sana kırgın olmak isterdim aslında, zaman zaman...
Yani üstünde, sana kırgın olmayı hakedecek kadar hukukum olmasını!
Ve; “Unuttuğumu zannetme” diyemeyeceğin mesafelerde olmak isterdim sana...
Yani; beni unutma ihtimalinin bile olamayacağı mesafelerde!

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

Adın

Harfleri adının uçtu uçtu
Eskimez aşkımın gizlendiği çiçeğe
Kondu kondu ve her aşk dökümünde
Gecenin ıslanan yüzü gibi gibiler
Çoğu

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

Adın Batsın

Yüreğime bir gül çizdim kanlı yaş ile
Yaktın beni küle döndüm dumana döndüm
Nasıl edem nere gidem dertli baş ile
Bilemedim teli kırık kemana döndüm

Canım aldın, can evimden vurdun ya sende
Küstüm sana, faydası yok, geri dönsen de
Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
Sen de vicdansız çıktın adın batsın

Zaman ola devran döne sen de çekesin
Yitiresin umudunu heder olasın
Aşka düşe kahrolasın candan bıkasın
Ömrün boyu bir kez olsun gülmeyesin

Sen ki beni rezil ettin yedi cihanda
Yalan oldum talan oldum senin sayende
Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
Sen de vicdansız çıktın adın batsın

Beni özleyince bir nehir yatağını bulsun
Kor düşsün dağlarına, ceylanlar suya insin
Sesime bakıpta ağlıyorum sanma
Seni özleyince böyle olsun birazda

Ayrılıversin yaprak dalından
İnsan sevdiğinden ayrılıversin
Kan damarımdan can pazarından
Adam baharından ayrılıversin

Dağda dört mevsim erimeyen kar varya
Yokluğum öyle erimesin
Sende vefasız çıktın, sende hayırsız çıktın
Sen de vicdansız çıktın adın batsın..
İbrahim Sadri

KoJiRo 10-27-2007 07:12 PM

Adını Bilmeden Sevdim

Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, “yar”lığa süzülüşünü.

Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..

Üşüyüşünü sevdim...
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel, ısıt” deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim...
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
“Gel, ışıt” deyişini!..

Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!

Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim... Yani bilmeden sevdim deden yaşında mıyım, torununla akran mı!
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.

Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
...seni sevdim.
Seni sevdim.

İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
...Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?

Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
...seni bilmeden sevdim.
Seni, “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!

Ve, ben; seni adını bilmeden sevdim

KoJiRo 10-27-2007 07:13 PM

Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum...

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum...

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin...
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
Aşkından dertliydim...

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
Aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay�dı...

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak...
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin...
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık...

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
Aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi...
Sen gülerdin gözlerin susardı...

Şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı...
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı...

Bilenler bilirdi
Çok sevmiştik biz
Çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden...

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz *******inde gelirdim sana bu şehrin...
Gelirdim... Gönlümden...
Ve sen
�Hoş geldin" derdin
Dilinden....
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
Şüpheli!

Şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema...

Ama ben bunların hepsini sevdim.
Şaşacak bir şey yok!
Dedim ya... Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim...

Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!

KoJiRo 10-27-2007 07:13 PM

Bir sen güzelsin...... Sen gözlerimin ufkunda tüterken
Hüzün yağmurları yağmazdı günlerime
Ilıman ikliminle dolardı içim
Nasıl da sokulurdu ellerin ellerime.

İnce bir yapraktı saçların;
Yaşlanmış ağacımın dallarında
En gür şafaklar sökerdi
Aşkımızın yollarında.

Sen sıcak gülüşlerde yaşardın
Avuçlarında hep bahar yağmuru.
Yirmi yaşın elleriyle okşardım seni
Uzandığımız gök maviydi ve deniz duru...

Kaçıp sana sığınırdım
******* üstüme üstüme gelince.
Sonsuz mutluluklar ormanında
Bir nazlı geyik gibiydin ince.

Bir sen güzeldin benim için,
Bir de yüzünde açan karanfil.
Öyle çok esiyordun ki içimde
Bahar rüzgârı gibi efil efil...

KoJiRo 10-27-2007 07:14 PM

Kandırabilirim Bir küçük çiçekle kandırılabilirim şu sıralar.
Bir tek papatya, bir kır menekşesi ile örneğin
Bir kaç satır şiire tav olabilirim
Bir gamlık notayla artar sevincim

Bir parça güneşle kandırılabilirim şu sıralar
Gündoğumu, günbatımı fark etmez
Bir oturumluk deniz kenarına tav olabilirim
Rüzgârlar beni üşütmez.

Bir kaç damla yağmurla kandırılabilirim şu sıralar
Üstelik şemsiyeler evde unutulmuş
Bir bardak sıcak çaya tav olabilirim
Üstüm başım henüz yeni kurutulmuş.

Bir tutam sevgiyle kandırılabilirim şu sıralar
Fazlasına öykünmeden
Bir kaçamak bakışa tav olabilirim
Belki bugün, gün bitmeden.

KoJiRo 10-27-2007 07:14 PM

Bir nefes düş gibi... Bazı duygular vardır anlatılamaz, anlaşılır sadece.
Sevenin sevdiğini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiğini.
Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.
Çoğu defa bir bakış yeter de artar bile...
Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoğlunu
sevme hakkından alıkoyamaz.

Sevmek çoğu zaman var olmaktır.
Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben şimdi varım ve seni sevmek hakkımı kullanıyorum.
Sen bile buna karşı koyamazsın.
Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayıştı sevgilerim.
Bir zaman başkalarında aradım seni,
başka yüzlerde, başka ellerde aradım.
Aldandım, fakat birgün seni bulmak ümidini kaybetmedim.

Nasıl olsa gelecektin birgün.
Ve işte geldin de!
Bana tatmadığım hüzünleri tattırmaya,
bilmediğim kederleri öğretmeye geldin.
Acıdan yana ne kalmışsa yaşamadığım
hepsini bir bir sen yaşatacaksın bana.
Birgün yaşamanın gereksizliğini de senden öğreneceğim.

Bu selin akışını hiçbirşey duduramaz artık.
Ummadığım ve ummadığın bir anda çıktın karşıma.
Coşkun ırmaklar gibi, amansız seller gibi geldin,
mutlaka yıkarak ve benden birçok şeyleri
beraberinde sürükleyerek gideceksin.
İşte o zaman yoklukların
en dayanılmazı ile karşı karşıya kalacağım.

Ergeç gideceksin; beni anlayamadan,
beni sevemeden gideceksin.
Yalnız bir iç kırıklığı kalacak senden,
tesellisiz bir hüzün kalacak.
Yıllardır aradığım sendin
ama sen gittikten sonra başkasını aramayacağım.
Gelmeyecek bile olsan, ömrümün sonuna kadar arardım seni
Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmiş ol, ister bilmeden...

Geldin ya!
Şimdi herşey güzel seninle.
Yürümenin, konuşmanın,
nefes almanın bir başka anlamı var artık.
Sen varsın ya, herşey bambaşka gözlerimde...

KoJiRo 10-27-2007 07:14 PM

Gel
sen yoksun
bütün sokaklarına kar yağıyor ömrümün
nefesim
üşüyen bir gelincik ayazı
bütün ******* aysız
durmadan bir ezgi savruluyor dudaklarında *******in
hüznün uzayan saçlarında kimsesizliğim kanıyor
yağmalanmıs bir ömrün ortasından sızarak
yaralı gönlümün ırmaklarına doluyor
gel
her gece bır deprem oluyor
ey çağlayan bir suda yittirdiğim menekşe gözlü kız
seslen bana nerdesin, hangi uzak şehirdesin
bir rüzgârın kanatlarına vursam duyulur mu sesim
gel
erişilmez uçurum diplerinde kaldı özleyişler
yaralı ceylanlar sekiyor bakışlarımda
tomurcuklar öksüz, serçeler dilsiz
her durakta boynu bükük bir çocuk üşüyor
ve ben bu yağmurlar dolusu yalnızlığımla
bütün bulutlardan sana koşuyorum gel
yürekler boş, bakışlar anlamıyor beni
her akşam vakti,
el ayak sesleri çekilirken caddelerden
vurup yüreğimi narlı sevdalara
yıldızlara ağladığımı kimse bilmiyor
kimse bilmiyor, her gece
dudağımda bir şiirin kanadığını
ey yavru bir kuş gibi
düşlerimin arasından uçup giden uçarı kız
yaşım on beş idi, yüz oldu, binyüz oldu
yaşlandım yaşamadan aşkı ve baharı
farkında değilim şimdi,
geçen günlerin değişen mevsimlerin
yağan karlar altında kaldı kalbim
gel
geçmiş bahar sokaklarına çıkar beni
bahçesi tarumar bir çiçeğin kirpiğindeyim
bir kar çölünün ortasında
bir insan mahşerinin içinde
yapayalnız
her bakışta bir hüzün,
her hüzünde bir bakış kanamada
bir sonsuz rüzgar başladı gittiğin yerde
gel
gel
bahar sokaklarına çıkar beni
yıldızları sönmüş bir gecenin sayfalarında ışıksızım
özlemler damıtıyorum durmadan karanlığın yapraklarına
kalbimin üstüne üstüne yağıyor kar,
göçüp gitti kuşlar çoktan ve ben
bölüp iklimlere o sevda tılsımı türküleri
işleyip alnımın çizgilerine tel tel
kalbimi sana rehin tutuyorum
gel
hasret ki yolları kanamalı ağır bir hüzündür
geçip giden günlerin terkisinde
rüzgâr koyaklarını yitirdi, sözcükler büyüsünü
her mısrada çığlık çığlık yüreğim
gel
ömrümün bütün sokaklarına kar yağıyor şimdi.

KoJiRo 10-27-2007 07:14 PM

Yağmur ol, derinden ve sessiz yağ üstüme
Serinliğin, bırak işlesin iliklerime
Şarkılar biriksin ayaklarımın gölgesine
Damla damla aksın coşkun denize

Yüreğim yorgun umutlar biriktiriyor
Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
Bulutlar ihanet safları kurmuş
Ağıyor yeryüzüne, ıslanıyorum
Aralıksız damlalar vuruyor yüzüme
Kan revan gözlerim suda boğuluyor

Sözler diziliyor boğazıma
Susuyorum derinden ve sessiz
Islıklar karşılıyor dönüşümü
Rüzgârın savurduğu bulutlar gibi
Savruluyorum şehirden şehire

Şehirler, ıslak bir akşamda
Yavru ceylanı bekleyen avcılar gibi
Eller tetikte izleniyorum
Yağmur yağıyor, ıslanıyorum dolu dolu
Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
Ağlıyorum, ellerim başımda

Ah deniz, bütün suç senin
Unuttun beni bir sahilde
Bir gölge izliyor derinden ve sessiz
Islak bir yağmur zamanı
Islanıyorum, damlalar vuruyor yüzüme
Kan revan gözlerim suda boğuluyor.

KoJiRo 10-27-2007 07:15 PM

Nereden başlasam acaba yazmaya
Anlam veremediğim şeylerden mi
Gizli kapaklı yerlerden mi
Bu ne çıkılmaz bir yokuş
Bu nasıl bir değiş tokuş
Kapılmışım yüreğimin akışına
Bir sağa bir sola gidiyorum
Arayıp bulamadığım karanlığın çıkışına
Düşe kalka ilerliyorum...

Bilmediklerim çıkıyor karşıma
Fırtınalar fink atıyor
Kara bulutlar çıkın karşıma
İçimde bir ölü yatıyor
Son hamlenizi yapın sıra bana gelecek
Şah damarlarınızdan vuracağım sizi
Bu karamsarlığım bir gün bitecek
İşte ben burada dimdik duracağım

KoJiRo 10-27-2007 07:15 PM

daha dün gibi çocukluğumun suskun günleri
ellerim kanamış ayazda
ayağımda çizmeler
misket oynadığım günler
daha dün gibi

ilk sevdaya tutulduğum her gün evlerinin önünden geçip
göremezsem
karnıma ağrılar saplanan esmer güzeli
ilk sevda acısını tanıdığım günler
daha dün gibi
yüreğimde ağıt ağıt duruyor

daha dün gibi
kimsesiz kalışım yeryüzü cehenneminde
soğan ekmeği suya katık edişim
ayaz *******de
kapısız penceresiz odalarda yatışım
yıldızları gözlerime saklayıp
karanlığa gülüşüm
umutsuzluğu yaşayıp
umudu buluşum
daha dün gibi

daha dün gibi sigaramdan ilk nefesim
sessiz *******de
yalnız kalışım
kalleş bir yumruk gibi
betona düşüşüm
bir gece vakti
kör ışıkların sessizliğinde
yediveren güllere sarılışım
kokunu özleyişim
daha dün gibi ağıt ağıt yüreğimde

ilk ağladığım gün
daha dün gibi
sırılsıklam sokak ortasında yağmur altında
yağmur bana ağlamıştı
ben yağmura karışmıştım
ve ben daha sıkı sarılmıştım yalnızlığıma
sımsıkı
sonra bedenimin ürpertisi sarmıştı korkularımı
daha dün gibiydi senin yokluğunun acısı

daha dün gibi saklı hala yüreğimde

KoJiRo 10-27-2007 07:16 PM

Zaman ki: Tezgahinda dokudu beni,
Ölümü unutturdu dindar ruhuma.

Zaman ki; bir hece de okudu beni
Gül diye dikenleri serdi yoluma.

Özledigim bir rüya bu gün sevgilim;
Iklimlerin bittigi yerde o şimdi.
Zihnimde kanat açan pembe emelim
Bir zaman bana yardi, benim eşimdi.

Fakat savurdu onu zaman rüzgari,
Ebediyyet yolunda agliyor şimdi.
Zaman, aldi elimden yeşil bahari.
Bilmiyorum neyimdi o benim, kimdi?

Zaman yollari diken, derin uçurum,
Maceralarim öksüz, gözlerimde yaş,
- Zamanin kollarinda ah... ölüyorum
Yetişir artik zaman, bagrin niye taş?

KoJiRo 10-27-2007 07:16 PM

Hayat sıkmaya başladı artık,
Gidiyorum sensizken sensizliğe,
Bir masal gibiydi sen ve dünya
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan,
Ve sona doğru yaklaşılan.
Ölümden korkmuyorum artık,
Korkularımı sende bıraktım,
Ölmekten korkmuyorum artık,
Ben ölümü ilk seninle tattım.
İlk gördüğümde gözlerini,
Dünya sanki cennet oldu bana,
Kalbini tanıdığımda
Düşlerim yoluma çıktı her sokakta
Seninle tanışmam bir anlıktı
Kaybetmem de bir anlık oldu.
Ölümden korkmuyorum artık,
Ölmekten korkmuyorum,
Ben ölümü ilk gözlerinde tattım.
Kaybetmekten korkmuyorum artık,
Ben hayatımı sayende kaybetmeye kalktım.
Ne gurur, ne derman kaldı dizlerimde,
Uğrunda yıllarımı harcadım,
Anlatmaya kalktım aşkımı,
Ya ben anlatmayı başaramadım,
Ya sen anlamamayı başardın.
Ölümden korkmuyorum artık,
Son satırlarını yazıyorum,
Sensiz hayatın.
Ölümden korkmuyorum artık,
Ben uğruna canımı adadım.
Sevdiğim, gözlerin hiç *******i
Ağlamaktan ağrıdı mı senin.
Hiç elin kolunun,
bağlı olduğu oldu mu,
Sen dünyanın en kalpsiz insanını
Sevdin mi hiç,
Uğrunda ölmeyi düşündün mü,
Bu dünyanın yalan olduğunu,
Geç olsa da anladın mı sen.
Ölümden korkmuyorum artık,
Alıştım ben her gün ölmeye,
Ölümden korkmuyorum işte
Benim ruhum zaten hiç bedenimde değil ki
Senin hep o gözlerini izlemekte.
Ölümden korkmuyorum artık,
Yaklaşıyorum her geçen dakika,
Bu dünyadan göçüp gitmeye.
Ölümden korkmuyorum artık,
Korkuyorum dünyada sana birşey olmasından,
Korkuyorum canının acımasından,
Ölümden korkmuyorum artık,
Son satırları yazıyorum,
Korkmadığım ölüme yaklaşırken,
Sana ve hayata.
Ben hep gülümseyeceğim,
O yaşlarla dolu gözlerimle,
Bulutların arasından,
Sana ve yalan insanlara.!

Kéan aRs 10-27-2007 07:19 PM

emeğine sağlık

KoJiRo 10-28-2007 10:18 AM

Uçmaması için kanat ları kopartılan
Cezalandırılmış bir martıydı
İhanetine bedel
Günlerce yağmur yağmadı
Günlerce yağmur yağmadı ve
Hiç bir papatya gülümsemedi
Güneş açmadığı için

Varlığımdan habersiz yürüyordum
Kadı köyde sahilde
Yürümüyordum belki
Doğrusu ölüyordum
İçinden çıkılması imkansız bir hortum gibi
ortasında kalmıştım denizin
Elimde olsa kaçıp giderdim istanbuldan
Yeniden başlardım hayata zorda olsa
Başara bilseydim yeniden
Denerdim aşkı atmak için kalbimden
Olmuyordu
Günlerce yağmur yağmadı
Günlerce yağmur hiç yağmadı
Ben seni unutmak içinmi sevdim

Beyoğlunda yaşlı bir kemancının yanında kalıyorum
Gözümde seneler dudağımda eski şarkılar var
Aklımda kalan rüya gibi bir yazdı
Gece limanda yıkılmamak için zorlandım
Şarhoştum yaşamak için sebepler üretiyordum kendimce
Korkarım gözlerine her bakışımda eriyeceğim
Aldığın gibi beni geri vermelisin bana artık
Bir adamın böyle sevdiğini ben hiç görmedim
Bunu yanlız hasan yaşadı anlıyordu

Kirliyim
Yağmur yağsada temizlemeyecek istanbul sokaklarını
Hazinbir son için bahsetmelerini istemiyorum senden
Birdaha hiç görüşmemeliyiz
Günlerce yağmur yağsın istiyorum
Günlerce hep yağmur yağmalı
Birdaha martılardan selam söylediğimi
Hiç duymayacaksın

KoJiRo 10-28-2007 10:19 AM

İstesem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.



Şimdi en açık renginde gözlerin
Şimdi benimlesin tüm kaygılardan uzak
Anlatılmaz bir şey var aramızda hazin
Şiir gibi bir şey seninle yaşamak



Çirkin olan,fena olan ne varsa unut
Gözlerimin söylediği şarkıyı dinle
Ellerimizde sevgi içimizde umut
Bütün iyilikleri paylaşalım seninle

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Varlığın dudaklarımda bir bal tadı
Yokluğun en korkuncu ölümlerin
Senden başka dindiren olmadı
Acısını içimde kanayan yerin



Bulutsuz bir gökyüzüdür güzelliğin
Yıldızların en parlak olduğu zamansın
Denizlerim senin kıyılarında sakin
Bırak ellerini avuçlarımda kalsın



Aşkın büyülü sesini duyuyor musun
Şimdi onun gülleri açan güz bahçelerinde
Gitme ki günlerimiz *******imiz olsun
Çoban kulübelerinde balıkçı kahvelerinde

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Benimle kal zaman bitinceye kadar
Benim ol yüzyıllar ve çağlar boyunca
Bir ömürdür seninle geçen dakikalar
Ölümden güçlüyüm sen yanımda olunca



Şimdi öyle büyük ki beraberliğimiz
Nabzın benim bileklerimde vurmakta
Artık bütün kaygıların ötesindeyiz
Benimle en güzelsin aynalardan uzakta



Aşktı o! Değiştiren tüm *******imi
Aşktı o! Beni durup yenileyen
Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi
Oydu, dolu dizgin gidişime dur diyen

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Dönebilmek o dönüşü olmayan yollardan
Sürekli bir aldanış bir daha bir daha
Hiç bitmeyecek *******den bir sabaha
Çikabilmek ve sevmek durmadan usanmadan



Konuşmak konuşmak gözlerle fısıltılarla
Duymak büyülü sıcaklıgını beyaz ellerin
Her geçen dakika var oldugunu anlamak için
Yaşamak arzu dolu dudaklarda, şarkılarla



Unutmak ne varsa kötülükten yana
İnmek sevilen gözlerin derinligine
Öyle mutlu, öyle sarhoş, alabildigine
Bin yıl içmek o sulardan kana kana

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Her gün ona koşmak dağlardan tepelerden
Her yerde, her zaman onsuz edememek
O en tatlı hayal, en büyük gerçek
Anlarsın taşan o, günlerden *******den



Aşk mıydı o, aşkımsı bir şey miydi
Neydi çekip kendine, beni bağlayan
Kanatan dudağımı, tenimi dağlayan
Elleri ta içimde o dev miydi



Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?
Bir aşk çizgisi var her şeyden öte
O çizgiden başka bütün çizgiler
Aşkı tüketmede

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Her düşünce aşka teğet geçiyor
Tanığı çizgiler var olduğumuzun
Bir aşk çizgisi var her şeyden önce
Bütün yollar aşktan geçiyor, görüyor musun?



Yitirdim umut kırıntılarımı
Sevgimi, neşemi, bütün varımı
Çaresiz bir yokluğun içindeyim
Gömdüm içime yıkıntılarımı
Arıyor bir yarım öbür yarımı



Ne bir anlayışlı el,ne bir dost bakış
Biraz ümit,biraz hayal sonra aldanış
En güvendiğimiz tepelere kar yağmış
Deniz o deniz değil,dağlar o dağlar değil...

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

En ağır işçi benim;
Gün yirmi dört saat, seni düşünüyorum.



Bugün bütün iyi kalpliliğim üzerimde
Cümle düşmanlarımı affettim
Yediğim meyvalardan
Kokladığım çiçeklerden af diliyorum



Sana bir rüzgar getireceğim
Dağlardan, tepelerden
Gitme, sana zamanı getireceğim
Zamanın bittiği yerden

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Nice nice acıları aklına getir
Bunca yoksulluğu aklına getir
Gözyaşlarını aklına getir
"GİTME KAL" var yok dinlemez bir çocuk isteğidir
Gitme aklına getir



İstemem söyleme bir tek kelime
Sen de eller gibi adımı unut
Değmesin artık hiç elin elime
Sar yeni aşkını benim yerime
Sen de eller gibi adımı unut...




Beni ta kalbimden vurdu gidişin,
Bütün umutlarım ağır yaralı.
Aklımdan çıkmıyor veda edişin,
Büyün duygularım ağır yaralı.

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım.




Yıldırımlar düştü güvendiğimiz dağlara
Hep boş çıktı sarıldığımız eller
Hep taş çıktı inandığımız kalpler
Kaç kez sırtından vuruldu hayallerimiz
Kaç kez yıkılıp kaldık köşe başlarında
Kaç kez delik deşik oldu yüreğimiz




Bu böyle sürüp gitmeyecek biliyorum
Bir sabah bir dilencinin avuçlarına bırakacağım kendimi
Kim ne derse desin!
Tahammülüm kalmadı artık
Bıktım seni sensiz yaşamaktan
Nasılsa döneceğin yok senin
Çıldıracağım bu gidişle
Allah kahretsin! ..

KoJiRo 10-28-2007 10:20 AM

Hangi masaya otursam
Senin sevdiğin içkiyi koyuyorlar önüme
Vazomda hep senin sevdiğin çiçekler
Ve dudaklarımda hep senin sevdiğin şarkılar
Senin doğumgünlerini kutluyorum senden habersiz
Ve her sabah dualar ediyorum mutluluğun için
Ne yapsam, ne etsem, nereye gitsem
Ecel gibi peşimdesin..



İşte böyle bir sevda benimkisi
Bu zamanda, bu devirde
Haklısın adam olacağım yok benim
En güzeli artık son vermek bu hayata
En korkunç uçurumlardan bırakmak kendimi
Ya da en yüksek tepelerden
En uçsuz bucaksız denizlere bırakmak bedenimi
Ama içimde sen varsın
Ya sana bir şey olursa?



Şimdi bir kır kahvesinde olsaydık seninle
Yine aynı masada yine aynı köşede
Yeniden düşler kursaydık seninle
Dağlar gibi sıra sıra
Ve yeniden yaratsaydık kendi dünyamızı
Ve de birlikte söyleseydik ikimizde kendi şarkılarımızı
Meydan okuyup ayrılıklara
Hem de teslim olmadan
Yıllara, yollara, yalanlara..

KoJiRo 10-28-2007 10:21 AM

Şimdi bir düşün
Kim itti bizi bu kör olası ayrılığa?
Kim itti bizi bu pişmanlıklar denizine?
Kim yaktı bizi kim?
Hem de sırtımızdan vura vura
Görüyorsun değil mi görüyorsun
Bir ikimiz sığamadık bu koca dünyaya..



Yorgun bir hasretle dönersen bir gün
Beni burda değil kalbinde ara! ..
Ne kadar yıkılmış olsan da o gün
Beni bende değil kendinde ara! ..

Akşam erken çöker yalnızlığıma
Sokak sokak gezer ararım seni
Hasretin gönlümün yangınlarında
Alev alev yanar ararım seni

KoJiRo 10-28-2007 10:21 AM

Her seven sonunda düşüyor derde
Bu aşk kitabının yazanı nerde
Bir aşık inandı.. çok sevdi diye
Terketmek kanun mu aşk kitabında?




Nereden bilecektin seni sevdiğimi
Hiç fısıldamadım ki kulaklarına aşkımı
Senin için
Günlerce *******ce ağladım
Nereden bilecektin
Hiç silmedim ki yanında gözyaşlarımı..




Kalbimde arama eski yerini
Sen gözümden akan sele karıştın
İstesem de artık sevemem seni
Hasret rüzgarına yele karıştın..

KoJiRo 10-28-2007 10:21 AM

Kırılan kalbim var dinmez bir kini
Ömrümce sürecek aşka yemini..
Kavuşmak imkansız artık sevgilim
Dönüşü olmayan yola karıştın..




Ayrılık kapıyı çalıyor açma
Biraz daha düşün zamanımız var..
Ne günler yaşadık bak sayfa sayfa
Seninle yazılmış romanımız var..



Gönül kapısından hemen uçma dur!
Selamsız vedasız böyle kaçma dur!
Bilinmez yerlere yelken açma dur!
Seninle mutluluk limanımız var! ...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:22 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.