![]() |
İKİNİN BİRİ
Can özümden Besmeleyi çekende Dil yanmazsa ben yanarım sultanım. Hak uğruna bir sefere çıkanda Yol yanmazsa ben yanarım sultanım. Arzuhâlim ulaşırsa divana Korkarım ki taban değer tavana Çiçeğimden zerre girse kovana Bal yanmazsa ben yanarım sultanım. Göz utanır gönül dostu görünce Can tutuşur candan selâm verince Bülbül olup bir bahçeye girince Gül yanmazsa ben yanarım sultanım. Aşıklık içimde doğduğu zaman Taş yanar gözyaşım yağdığı zaman Mızrabım sazıma değdiği zaman Tel yanmazsa ben yanarım sultanım. Üzülmedim erkenine geçine Akıl yordum herşeyine, hiçine Söküp yüreğimi atsam içine Göl yanmazsa ben yanarım sultanım. Alev alev ruhta, canda bu ateş Bakmakla görülmez bende bu ateş Bırakılsa hangi günde bu ateş Yıl yanmazsa ben yanarım sultanım. Dosta mektup yazma vakti gelirse Yazar, postalarım kısmet olursa Mektubumun mahiyetin bilirse Pul yanmazsa ben yanarım sultanım. |
İLÂN
Ne diyorsa İSLÂM DİNİ Uyacağız suç olsa da. Gerçeği örten kefeni Soyacağız suç olsa da. Alnımız ak, yüzümüz ak İslâm olan olmaz korkak Bâtıla bâtıl, hakka hak Diyeceğiz suç olsa da. Çiçeklenir sevda serde Cihad, düğün olur merde Nur-u Kur'an'ı her yerde Yayacağız suç olsa da. Baba, ana, bacı, gardaş Ehl-i küfre açtık savaş. İslâmlık yoluna can, baş Koyacağız suç olsa da. Cihad bize bayram, düğün Ta doğuştan haşre değin Her an Zikrullah gömleğin Giyeceğiz suç olsa da. Mânâ doldurmuş iç'leri Gam mı maddenin suçları.. Dine 'Taş' atan ***leri Sayacağız suç olsa da. |
İNCİTME
Gölgesinde otur amma Yaprak senden incinmesin. Temizlen de gir mezara Toprak senden incinmesin. Yollar uzun, yollar ince Yol kısalır aşk gelince Yat kurban ol İsmail’ce Bıçak senden incinmesin. Burdayım de ararlarsa Doğru söyle sorarlarsa Tabutuna sararlarsa Bayrak senden incinmesin. İl göçsün göçtüğün vakit Yol yansın geçtiğin vakit Suyundan içtiğin vakit Kaynak senden incinmesin. Toz konmasın sakın sana Hakkı geçer halkın sana Gücenmesin yakın sana Uzak senden incinmesin. |
İNSANLARIN DRAMI
Hilkatten bugüne her ne çektiyse Zekâsı kıtlardan çekti insanlık. Hazar zamanıysa, sefer vaktiyse 'Gel'lerden, 'git'lerden çekti insanlık. Putçular put dikip dünyalar vurdu ¤¤¤ahürat arttı, tefekkür durdu Firavun emretti, Nemrut buyurdu Yürüyen putlardan çekti insanlık. Küfür gemisinde hep kürek çeken Etrafa iftira tohumu eken Kula kulluk için yarışa çıkan Tasmalı itlerdan çekti insanlık. Aferine göbek atan, oy atan Hatasını sevap diye dayatan Masum gönüllere girip boy atan Zararlı otlardan çekti insanlık. Gün geçmedi üç-beş Nemrut türedi Kötü günler kötülere yaradı Yitirenler yanlış yerde aradı Hitler'den, bitlerdan çekti insanlık. |
İŞ İŞTEN GEÇİNCE
Başkasını yakan zulüm seni de Yakar amma neden sonra anlarsın. Sahtekârın imanı da, dini de Kokar amma neden sonra anlarsın. Gün gelir gözlerin dalar yokuşa Şartlar yorgunları salar yokuşa Umulmadık yerde sular yokuşa Akar amma neden sonra anlarsın. Öfke her gün ölür, aşk eceliyle Akıl arkadaşlık etmez deliyle Yanlış yapan yaptığını eliyle Yıkar amma neden sonra anlarsın. Yıllarca gül diye koklarsın taşı Akşamı yaşarsın sabaha karşı Sabır sarı yaprak, umut gözyaşı Döker amma neden sonra anlarsın. Fikirsizlik gol atarsa fikire Altın diye sarılırsın bakıra Güvendiğin eller seni çukura Çeker amma neden sonra anlarsın. Aman deyim bilir misin amanı Boş hayale kurban etme zamanı Müjde dağlarına eyvah dumanı Çöker amma neden sonra anlarsın. Çorbaya sallarsın taş dolar kaşık Dört adım öteye şavk vermez ışık Kör inada sarılmaktan sarmaşık Bıkar amma neden sonra anlarsın. Hakikatler üzücü ha, katı ha Delinirse su koyverir çatı ha Zaman zaman gizli kirler satıha Çıkar amma neden sonra anlarsın. Kurnaz emer budalanın kanını Böyle yürür hokkabazın kanunu Doğru karar eğri dostun canını Sıkar amma neden sonra anlarsın. |
İSYANLI SÜKÛT
Gitmişti makama arz-ı hâl için 'Bey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Bir azar yedi ki oldu o biçim.. 'Şey' dedi, yutkundu, eğdi başını. Kapıdan dört büklüm çıktı dışarı Gözler çakmak çakmak, benzi sapsarı... Bir baktı konağa alttan yukarı 'Vay' dedi, yutkundu, eğdi başını. Çekti ayakları kahveye vardı Açtı tabakasın, sigara sardı Daldı.. neden sonra garsonu gördü 'Çay' dedi, yutkundu, eğdi başını. İçmedi, masada unuttu çayı Kalktı ki garsona vere parayı Uzattı çakmağı ve sigarayı 'Say' dedi, yutkundu, eğdi başını. Döndü, gözlerinde bulgur bulgur yaş Sandım can evime döktüler ateş Sordum: 'memleketin neresi gardaş? ' 'Köy' dedi, yutkundu, eğdi başını. Yürüdü, kör-topal çıktı şehirden Ağzına küfürler doldu zehirden Salladı dilini.. vazgeçti birden, 'Oy' dedi, yutkundu, eğdi başını. |
İTİRAF
İster ağla, ister uyu bebeğim Yüreğime kundakladım ben seni Yakacaksan, yak ta kurtul; ne deyim Ateş diye kucakladım ben seni. Bilemezsin.. can yakmaz ki bilesin Ağrı, sızı bırakmaz ki bilesin Yara açmaz, kan akmaz ki bilesin Gözlerimle bıçakladım ben seni. Mektup yazdım baharına, yazına Gölgeden çık, güneş doysun hazzına Kilit vurdum *******in ağzına Rüyalara yasakladım ben seni. Gönlümü vermişim, güle ne hacet Daha başka bir gönüle ne hacet Altına, elmasa, tüle ne hacet Şefkatimle duvakladım ben seni. |
KARA HABER
Ellerin yurdunda çiçek açarken Bizim İl'e kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme? Dar geliyor, dar geliyor gardaşım. Gazel olmuş sıra sıra söğütler Dağ ardında unutulmuş şehitler Hürriyete seymen giden yiğitler İki gidip bir geliyor gardaşım. Üç aylık bebekler tutuldu taşa Düşmanlar geriden eyler temaşa Yaratan böylesin vermesin başa Zor geliyor, zor geliyor gardaşım. |
KARŞILAMA
Bekir Balaban kardeşime.. Geldi gönderdiğin şiirden mektup Arada bir böyle yaz Balaban'ım. Zaman siciminin ucundan tutup Bazen bağla, bazen çöz Balaban'ım. Fikir gölü derinleşir girdikçe Dostluk gülü gümrah açar derdikçe Sıhhat, zaman, mekân, imkân verdikçe Cevapsız bırakmam, söz Balaban'ım. Ahval-i âleme kafayı takma Allah Kerim, sabrı elden bırakma İlmi düstur eyle, imanı sakla Gayrisi, savrulan toz Balaban'ım. Huzur içte gerek, kabukta değil Vuslat acelede, çabukta değil Akılsa baştadır, topukta değil Çile, yemekteki tuz Balaban'ım. Ahlâkı, töreyi kenara atan Dine 'Afyon' diyen, vatanı satan Müslüman olamaz, Türk değil zaten Dayanmaz görmeye göz Balaban'ım. Demişler ya 'Kuvvet birlikten doğar' Kar, yağmur, zamanı gelince yağar Nasihatım o ki, dinlersen eğer İşaret 'ben' değil, 'biz' Balaban'ım. Çevremizi saran türlü ihanet Gün geçtikçe görünüyor daha net Başlangıçta bilmek değil kehanet Bağrımıza girmiş köz Balaban'ım. Zaman geldi esir olduk maddeye Zaman geldi hasır olduk caddeye Zaman geldi küsur olduk şeddeye Daha bunlar bize az Balaban'ım. Üzülmedim, memnun oldum, bilesin Her murada nail olup, gülesin Cevabım bitiyor hoşça kalasın Aklımdan geçeni sez Balaban'ım. Dört yanımı gurbet yazmış kaderim Dosttan mektup gelir, biter kederim Gözlerinden öper, selâm ederim Aydınlık günlerde gez Balaban'ım. |
KESİT
Gözlerim, yollarda serili kilim Yüreğim, denizde bir garip balık Yaralı kekliktir ağzımda dilim Ben, kendi türkümü anlamam artık. Dağa kaçmış ceylan güldeki koku Şahin umutlarım inmez havadan... En rahat yatakta uyumaz korku Su doldurur, kan içerim kovadan. Aydınlık, noktadır derin kuyuda Sabahsız ******* ömrümü aşar... Girse kuğularım boğulur suda Çile bende doğar, dert bende yaşar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:01 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.