![]() |
Geceden kalan hayaller!
Bıkkın Pazar sabahlarında, Geceden kalan hayallerle uyanıyorum! Bazen yorgan ve yastıkla kavgalı, Bazen de geç kalınmış kahvaltı tadında.. Sola dönüşlerde ağrıyan yanlarım, Sağa dayanan yükümün kaldırılamamasına. Kendini bilmez uyku dalışlarım, Hatırlanamayan en son kaygılarıma.. Teknolojik zırıltı uyarıları, Elin tersine denk gelen fırlatışlara.. Sonradan pişman olduğum yaşananları, İteleyerek yapılan zoraki kalkışlara.. İsteksiz ve alıngan esnemelerde, Biraz da gayretsiz sızlanmaları.. Son bir defa olsun istenenlerde, Bitmeden yaşanan tatlı düşleri.. Yeterince özgürlük kavramımda, Yaşadığım sorumsuz davranışlarımla.. Bıkkın Pazar sabahlarında, Geceden kalan hayallerle uyanıyorum! Sessiz mavinin acı rüyalarında, Kan kırmızısı gözlerle yaşıyorum! 14.01.2007 13.00 Kamil Çağlar |
Geriye Dönüş!
tükenen hayatıma farklı öneriler de geliyordu el, alem destekli tanımlar yaşatmıyordu. şehir züppelerine olan nefret görmüş kurallarından kaynaklanıyordu taziye kabul edenlerin bir kenara çekilerek beklemesi gibi tek kişilik aile şirketi olarak faaliyet gösteren. düzenlenmiş gençlik partilerinde sevecen oynaşmalar ve mantıksız kafa sallamalarıyla dikkat çekmeden sıvışan müzmin sevgililer gibi özlemle bekleniyordu onun için geriye dönüş. teneffüs zilinin çalmasıyla okul bahçesine fırlayan çocukların kısacık zaman dilimine sığdırdığı acele kurulmuş oyunlar devamını gelecek araya bırakan temiz hayal mahsulleri yeni boyanmış pabuçların kirlenmesine aldırmadan kopacak düğmenin endişesini taşımadan özgürce. sorumsuz, hesapsız, gamsız müspet ilimler ışığında mümkün olamayan kavramlar örnek yaşam mücadelesi için kaybedilen mücahede azmi el, alem destekli tanımlamalarda 13.03.2006 11.00 Kamil Çağlar |
Gidenler dönmez!
deldi geçti sözümü, iki sevda kurşunu deşti kahırdan. saçıldı titrek bakışlarım, kırık kanatlarım saçıldı. yığıldı kum tepeleri geldi ve geçti.. içmeden öldürdü; daha açamadan muradını, aldı ve gitti. yeniden başlamayı, yıkılmış düşleri bıraktı ve gitti. arkasından küfrederken sustu.. duymayan kulaklarına fısıldanan nefret namelerini dinlemeden kaçtı ve gitti. saçıldı namert kabuslar tan yeri ağırınca sızlayarak saçıldı kollarıma. savruldu gökyüzüne sıcak sabahlarda kurulan unuttuğu düşleri, sildi ve gitti. arkasında yığılan bir dünya anıları ve kalan sahte yemini, almadan gitti. 21.04.2006 01.00 Kamil Çağlar |
Git artık!
Git artık! Ağlamasana. Yoksa! Bende ağlayacağım. Heybemi yükledim sırtına, Gidiyorsun, yüzlerce acıyla.. Arkana bakmadan git! Taşıdım yıllarca, düşe kalka! Taşırım yine onları,tek başıma! Git artık.. Gözlerim doldu bak! Sana ağlıyorum.. Hem sana, hem bana. Git! Bıraktığın ben değilim. Ruhumu da al git. Adım kalacak nasılsa. Bir çift taşta! Biri ayakta, biri başta. Doğmuştu, yaşadı yıllarca Kah acıyla, kah gamla! Artık yaşamıyor bu dünyada İzleri kaldı kara toprakta! 24.07.2001 16.00 Kamil Çağlar |
Gölge
sanki bir an, gölgemin durduğunu fark ettim! elim, kolum oynuyordu ama gölgemde bir hareket yoktu. ışık yanılsamalarını düşünsem de, farklı bir boyutta olduğumu göremedim. ısrarla yaptığım çırpınışlar bana mısın dedirtecek ahvaldeydi. tamam! biliyordum sessizliğini. ancak olmuyordu, nafileydi nafile! beden sessiz, beden durgun, yaşamıyordu artık umudum... gidişinle bozulmuştu bu oyun. gidişinle çakılmıştı, kırık gururum. birisinin söndürmesini bekler gibi dibime yansıyordu ışığı, erimiş mumun! 15.03.2005 13.00 Kamil Çağlar |
Gönül bahçeme dökülen tohum.
zifiri karanlıklarda asılı kalan gri düşüm “bin defa da çıksan karşıma __________________sitem dolu bakışlarını görmeyi istemem” bir gün bile yeter ____________kucaklamak için haleni.. “bin cefa bile taksan boynuma _______________________dilemem Rabbim’den ah eden beddua” sensin _____karanlığa sürülen ömrümde __________________________son bağış.. uzak diyarlardan selam veren ______________________bir zambak.. her nefes alışımda hasret dolu ______________________nane kokulu özleyiş bir tebessüm ile doğan taze çiçek sensin ___________________gönül bahçeme dökülen biricik tohum.. hüzünlü dualarımda aman dileyen ________________________bitmeyen yalvarışım.. sen bensin.. 12.11.2007 22.00 Kamil Çağlar |
Gönül emreder!
gönül emreder, yazar kalem ahına bakmaz ellerin emreder gönül dinlemez nasihatı karıncalanır parmaklar, söylenir sevgiye kağıt ağlar dağlanmış kelimelere akar yaşlar, sel olur duygular çırpınır kalp çarpışır gamla keder, çarpışır sevdayla... 12.12.2004 14.00 Kamil Çağlar |
Gönül İdeolojim!
Aşkın faşistiyim, bilmiyorum faşizmi. Sevgi anarşistiyim, öğrenmedim devrimi. Senin yokluğundayım, sevdim liberalizmi. İçimde yaşıyorsun, gönül ideolojim. Diyorlar ki kimliğin, nefsime dokunuyor. Uzaktan bakılınca, kötü anlaşılıyor. Senle yaşadıklarım, kabıma da sığmıyor. Dışıma taşıyorsun, gönül ideolojim. Bilirim bunları da, kötü değil maksadım. Görev saydım aşkımı, anlatmaktır amacım. Desinler bana faşist, ben senin aşığınım. Kalbime yağıyorsun, gönül ideolojim. 25.12.2006 21.00 Kamil Çağlar |
Gören varsa söylesin!
Kolum kırık yaşıyordum, şimdi kanatlarımda kırıldı. Bir süreliğine de olsa, Yüreğim yaralı.. Çekiştiriyor sözümü, ayrı kaldığımız saatler. Zil çalar kulağımda, kurulmamış vaatler! Uzakta ışıldayan titrek bir ışık yansıması. Sessizliği bozan derenin su şıkırtıları. Ne fark eder ki; Uçmayı öğrenmeye çalışan bir karga yavrusu. Düşe kalka yürüyen, uçuk sevgi karmaşası.. Ben değilim! Tarlada dövülen, buğday taneleri. Harmanla dövüşen, makine homurtuları. Olabilirdim! Arkaya düşen öbek öbek samanlar. Derlenip toplanmayı bekleyen, kurumuş safralar.. Daha dün gece, sabaha uzanmış duygu kazıntısı. Ürkek kalbime darbe yapmış, mavi düş sızıntısı. Sayılmamış gün kalmadı, iki yana savrulmuş dünya Zor zalim kapanmış gözlere, dayanmaz yürek acısı.. Bir değil, iki roman okusan, yazan bellidir. Biçilmiş kefenle boy ölçüşen, ölçen bellidir. Kazma kürekle toprak karıştıran, kazan bellidir. Isınmış bir kazan sıcak suyu, ısıtan bellidir. Yazılmamış bir hikayeyim, neylesin roman. Beş arşın boyuma yetmez, varsa biraz iman. Elin kırılsın kazarken, altında kal inan. Altında tutuşan odun ol da, kaynasın o kazan! Damga vurdu yine keder, yeni doğmuş gündüzüme. Bir çıkış gören varsa söylesin, eylesin bir ferman! 30.06.2007 11.00 |
Gözün yaşı akmalı
Gözlerimde canlanır Kavak’ta yaşananlar. Acı hatıra taşır arda bırakılanlar. Gönülden hoş görürse aşka ağıt yakanlar. İki beden bir gölge; isterse dursun zaman Aşık düşüyor yola, kalbe ateş yakmalı Peşinden giden yâra, dönüp de bir bakmalı. Hasret dolu yüreğe, gözün yaşı akmalı. İki beden bir gölge; isterse dursun zaman Yumruk çıkmış göğe istiyor indirilmeyi. Yaradan akan kan bekliyor dindirilmeyi. Yıllar süren sabır diliyor bitirilmeyi. İki beden bir gölge; isterse dursun zaman. Sarı laleler serilmiş yollara inanma. Ağdalı sözler birer yalandır sakın kanma. Dumura düşen dost gibi sende donup kalma. İki beden bir gölge; isterse dursun zaman. 05.04.2007 20.00 Kamil Çağlar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:28 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.