![]() |
Günaydın
Günaydın Yalnızlığımın penceresi Günaydın yalnız güneş Sen geceye saklanan ay Sen, sokaktan gelen gürültü Dökümlü perdelerim Beni yazan bilgisayar Sıcaklar artıran ay Günaydın sevgisine benzin döken Söz alevleriyle kavrulan aşık Günaydın nöbetteki mehmetçik Sen yüzüme serpilen alay Günaydın beni okuyan Tunç heykeller gibi susan dostlarım Gönlümde ki örttüğüm her inci sizin Günaydın dudağımda ki dem koyusu çay Günaydın hayat Akrep, yelkovan, saat Galaksi dolu kainat İçimde her sabah yeniden doğan sen muhteşem tay Ertuğrul Şakar |
Günaydın Cumartesi
Memnun şanslı gibi uyandım Konmak için çivit gökyüzüne Ten hitit rutubeti kokuyor Beğeni iğreti pekişmelerle dolu Egzotik bir beyanname ruhum Mahsul narlara misafir Günaydın cumartesi Oyalı bir beyazlığı damlattın Duvar ovamdaki sahile Upuzun kısmetli bir kısrak Acele etmeden hakim dörtgenime Deyim yerindeyse baştan aşağı Çeşni çeteleler fukara Susatmak çingenelik bu arzuyu Cemre hazan mevsimine yabancı mı? Ayaklı bir beden ne yapar Cumartesi yarı boşluğunda Erguvan harabelerde harap Kadeh sevilmek için doludur İzin almış bir aşk neye yarar Soytarılık soyunmak ister kendi kendine Karartmak istemesem de içimi Tıpkı diğer günler gibi dışarı çıkarım Hatmetmek için iş denilen mecburiyeti Taze seçim kumardır Dimdik kapılar imtiyazlıdır Günaydın durağan cumartesi Günaydın durağan cumartesi Burjuva bücürlerin tuğlası Kasım ayının çekirğe sisi Ertuğrul Şakar |
Güneş Esmer Boyalarla Yazar
Yedi ağustos pazar Güneş esmer boyalarla yazar Toprak yarılır sıkıntıdan Görünmez bir akıntıdan Geç ekilmiş bir tohum İnadından der yokum Var olmak bir kavga aslında Yaşamak denen direnç faslında Yaprak yeşil fakat dertli İnce bir çubuk biraz etli Suyu kimse bulmadı ki Sudur bize hayat sunan saki Her an bir fidanla sohbet Dikenle ayrık otu memleket Yer elması, teselli sarısı Kışa doğru çıkar gönül perisi Çaresizlik yanmış bir gömlektir tende Bir çapa kaçar kök bedende Öğle ortası aptal ıslatan bir yağmur Belki de bulutlar küsmüş ağlıyordur Bu ağustos şiiri de böyle olsun güzelim Şiirsel bir eylüle uzanıyorken elim Yedi ağustos pazar olmasına pazar Esmer olmuşum, güneş olmuşum ne yazar Ertuğrul Şakar |
Güneş Ol Beni Göster
sessizliğe söz düşmüş tılsımlamış mekanı maviyi beyaz yapmış bulutların kanı sessiz yorganlar altında uyuyor sevgi ve aşk notanın ' mi ' katında toprak içinde bir başak ses senin sesin olmalı dağılacaksa sessizlik göz sevinç damlamalı olacaksa hayat bizlik müzik duyulmaz kulakla ritim frekans ister gel beni tümden akla güneş ol beni göster Ertuğrul Şakar |
Güneşle Yağmur Arasında Oyuncağım
Güneşle yağmur arasında oyuncağım Nerde sabah ki şen kızlar gibi al yüzlü güneş Nerede kaşları çatık,gökgürültüsü yağmur Hani bahardı,hani yazdı,günceğizim Yıldız taramasında yol alırdık *******i Hani yakamoz sohbetlerde kızılyıldız İşte ikindi çökmüş ezanlı hava Kopuk bir mesaj zincirinde duygu İçim karışık yağdı yağacak gökyüzü gibi Beni mapushanemden dışarı çıkar desem sana Kimbilir hangi sokaklarda geziyorsundur Kimbilir hangi yüzlerle kızıyorsun bana Güneşle yağmur arasında oyuncağım Sen bir dekor gibi ardımda tutup Oyuncak ağlaması makara seslerle geçiyorum Ertuğrul Şakar |
Güneşlerle Geliyorum
Güneşlerle geliyorum Anamas Dağlarının eteklerine Kayabaşı taşkınlığında su oynaşına Patika yolları genişlet yüreğinde Yüreğinde kış karlarını biriktirme Açacak yaban çiçeklerini sakla kuzulara Sakla umut diye biriktirdiğin aşkı Sevilmek dünyanın en zor işi Baharın pınarı sevmektir aşkı Çatık kayalar gibi kaşlar yumuşar Hüzünler yeşil çimenlere dağılır sere serpe Sen korkunun bittiğine inanırsın İnanırsın bir gün bir seven gelir Sevgi çayır çimen oynar Dişlerin kış kardelenleri gibi güler Ertuğrul Şakar |
Güz Yüzlüm
Güz yüzlüm Hayatım Yeşermiş baharlardan Sararmış baharlara Kahve gözlüm Altın sarısı umutlum Kırık dalların yorgun Üzüntü peteğim Üzümü derilmiş bağ Hazan fırtınam Güz kapısı aralı Yüreğin nereli Aşk atım Sevgilim, hayatım Ertuğrul Şakar |
Güzel İstanbul
Antik zamanlardan gelen aydınlık ayak Tarihin gölgesini emmiş ayna yüzlü şehir Ayasofya ’ da kızıl, Sultanahmet mermerinde ak tapınak Peygamber muştusunun süslediği kutsal mehir Mermerlerle yarışır martılar kanat kanat Boğaz güzelliklerle dönüşür bahardan yaza Tarih kokusunda uyanır çağdaş bir hayat Bir çiçeğe hayran olursun, bir heykele, bir kıza Bazen bir taşı kıskanırsın yerinde Bazen eskimez gibi gelir çalarken bir çan Sen oluverirsin Üsküdar’da her seferinde Eyüpsultan ’ da güvercin gibi uçar ezan İnsan olmak ne kadar güzel İstanbul ‘ da Rumelihisarı ‘ nda surlarla kaplarım teni Dolmabahçe mermerin çiçek açmasıdır dalda Emirgan ‘ da sevinç laleler kadar yeni Ne batı ne doğu bir orta yerde Aşk örtünmez çıplak, arzu her beyazdan ak Ne eski ne yeni daha derinde Emel atlarının ufku, yedi tepeli bir tak İstanbul dedim mi aynalara koşarım Fatih ‘ i seyrederim atının üstünde İstanbul dedim mi sevdaya düşerim Gözlerim puslanır Beyoğlu ateşinde Haliç ‘ te Piyer Loti olurum bir tepede Nesillerimi saklar basamak basamak her mezar Ölümlerin can verdiği bir yeşil kanepede Nefis, hayallerini dura dura yeniden yazar Ruhumu avucuna çini çini işledim Ebruladım kanımı, canımı bahar bahar Senin yataklarında hak, adalet düşledim Mabet Şehir, Sevgilim, dünya cenneti diyar… Ertuğrul Şakar |
Hani İstanbul Diyorsun ya
Hani İstanbul diyorsun ya Emirgan,Kızkulesi Hani Haydarpaşa'da tren Eminönü'nde bilet gişesi Hani yürümek vardı ya boğazda Hani şehir hatlarıyla bir boğaz turu Hani Yerebatan Sarayı'nda ışık Hani Rumeli Hisarı'nda bayraktık Hani gözlerin yeşil/mavi/kahve Hani dalgalar kadar rahattık Hani İstanbul diyordun ya güzelim Biz o güzellikleri hiç yaşamadık 12.08.2001 Ertuğrul Şakar |
Harflerin Aritmatiği
Harflerin aritmatiği var mıdır? Senin hesaplarında harfler nedir Böldüğün zaman ismimi Can nerededir, canan nerededir Çarpanların kalpte mi toplanmış? Yoksa başka kümelerde midir? Toplamalarda hiç bir çıkmıyor Sevilmek toplamaya gelmiyor Çıkardığım çok şey oldu hayatta İsmin rakamları yemektedir Harfler ve rakamlar ne kadar serbest Yan yana, üst üste gülüşmektedir Ne hesap kitap, ne yazı beni kesmiyor Loğaritmik bir cetvel küçülmektedir Şah mat diyebilmek için aşk santraçta Sabır zaman içine gizlenebilmektedir Ezanı bekler gibi bir başlangıç Harflerde benim gibi sevebilmektedir Evdeki hesap çarşıya uymuyor bir tanem Aşk kantarda ağır gelmektedir Ertuğrul Şakar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:09 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.