![]() |
Düşünmeye Tahammülüm Kalmadı
Bin sefâya değişmem bir demini Alevlenip yandım, külüm kalmadı Çek aklımdan yâr, dest-i mahremini Düşünmeye tahammülüm kalmadı Sabahım akşama döndü başk'oldu Önce merhametti, sonra aşk oldu Tebdîl-i sûretle kalbim köşk oldu Yoluna dökmeye gülüm kalmadı |
Ehl-i İslam El Mucâhid
Uzun bir köprüden geçer kul önce... Uzun ama eski... Uzun ama yaralı... Uzun ama... ...Kısa Köprünün başında doğarız herkes gibi... Ama... Kimimiz ortasında, kimimiz başında ölürüz... Kimimizse ne olduğunu anlamadan çıkmışızdır yoldan... Hiç ummadan rüzgâr vurur iki koldan... Biri sağdan biri soldan... Direniriz biz böylece... Biz direnmeyi bu yolda öğrendik... Merhameti ve aşkı da... Merhamet eder, aşık olur ve... Direniriz biz böylece... Ve bizim adımız heryerde aynıdır... Ehl-i İslam el Mücâhid... |
Etmedim
Ayaklarım amelesi başımın Yumruklarım tokmakçısı döşümün Hayatımca çalıştığım işimin Üzerinden bir kuruş kâr etmedim Kan sızar yazımdan sıksam kâğıdı Şen eyler, nanköre versen ağıdı Tutmadım diyerek, dede öğüdü Bir damla yaş döküp efkâr etmedim Bilirim yok câhilin marûzatı Aynı anda yaşadık her tezâtı Bugün bize zulüm veren bu zatı Başımıza kendim hünkâr etmedim Başımdan aşağı toprak döktüler Ciğerimi ta kökünden söktüler Pençelerle boğazıma çöktüler Hakîkatten sapıp, inkâr etmedim |
Evimin Üstüne Konan Güvercin
Isınmak zor değil, belki bir adım Bîçâre titreyip donan güvercin Zikreyle, dilinden düşmesin adım Evimin üstüne konan güvercin |
Ey Gönül
Ey gönül, sevdâya açtın yelkeni Bu sefer kendini kaybetme derim Bir daha kim üzmek isterse seni Parçalar binlerce lime ederim Görmeden derini âba dalmadım İçmedim şarâbı, sarhoş olmadım Gönül ben seni yerlerde bulmadım Uğruna koca bir servet öderim Bir an ki görenler duymalı hayret Bu hâle edilir en büyük gayret Ger arza sığmazsa duyduğum hasret Katarım önüme, arşı güderim Ayhan der; ey gönül, yaprağın dökük Gözlerin kızarmış, omuzlar çökük Üzülme boynunu bırakmam bükük Gerekse bu yerden ben de giderim |
Eyvân Dar mıdır?
Çıkarım eyvana, eyvan dar mıdır Giderim, yoluma bakan yar mıdır Ardımdabir buruk yürek bıraktım Derdimden büyüğü acep var mıdır |
Farklı mı Dün
Ak sakallı dedem benim Söyle bana ne yapayım Yok yüzümü bir öpenim Hasret imiş benim payım Gitti bir bir tüm sevenim Kalmadı kapım' çalanım Yıkıldı bütün güvenim Nâmerdim varsa yalanım Saatlere çektim sürgü Geçmiyor gün, geçmiyor yıl Değişmiyor hiçbir duygu Bugünümden faklı mı dün Söz söylemek şöyle dursun Düşünmeye mecâlim yok Sevdâ gelip beni vursun Saplansın kalbime bin ok |
Farz Kılıp Gittin
Vazgeçtin kaç günden, kaç gün ardından Hicreti boynuna borç bilip gittin Seninle ayrıldı güller yurdundan Gayrısın, defterden hep silip gittin Tükendi bitti dem, sona dayandı Bir ümmet uyudu, dağlar uyandı Göğsün baştan sona kana boyandı Çakalın altında ezilip gittin Kim demiş dağlanmış yara kanazam Hiçkimse tutuşup böyle yanamaz Çok geldi kâfirin gözüne namaz Sünnete ağladın, farz kılıp gittin Ayhanım güvendin kendi kesene Aldandın dıştaki süslü desene Yollardan bîhaber gezdin bin sene Gâfilin ardına takılııp gittin |
Feryad Tanımaz Vekûd
Bir dünya aşık saklar, kalbimde her bir hudûd Yürekten damlayanın, kıymetin bilmez vücûd Eğer aşkın bedeli ölmek ise o yolda Ölürüm her sâniye, sevdiğim olsun Vedûd Kalkmasın seccâdeden, nasır bağlasın alnım Bedel bin saltânata, eylenen bir tek sücûd Aşktır benim özlemim, bilmem nedir han hamam Evlâ bir karış cennet, tüm arz edilse mev'ûd Ger dönersem sırtımı, gün gelir hakîkate Kana kesilmiş gözler, olur katlime şuhûd Bilirim ki her nefis, tadıcıdır ölümü Verse de tüm servetin, arzda değildir ku'ûd Ey Ayhan'ım meyletme, dünyanın ziynetine O da yanar seninle, 'feryâd tanımaz vekûd' |
Fidanımı Gece Kesmişler
Bugün ağlamalıyım Yarın gülemem yoksa Ben hep gece ağlarım gündüz gülmeye Yıldızlar şâhid, sor söylesinler İşte bu yüzden Gece yağan yağmuru Daha iyi anlarım Bir fidanım vardı benim Gül olacaktı büyüyünce sanırım Fidanken tutuklandım Büyüyünce bir kez görmeme izin verdiler Sonrasını Suskun Bekir'den dinledim Kesmişler onu Budamışlar aydınlıklarını Karanlıklarından bir L harfi yapıp İki koluna destek çıkmışlar Ucuna püskül geçirip Dikmişler Bizim bahçeye gene Beni onunla asacaklarmış Öyle dedi Suskun Canı sağolsun fidanımın Zaten ben onu kartken hiç görmedim Kartların elinden de olmayacak ölümüm ... Bir 'kitap' gösterdi hâkimim Kapağına vurup 'Bu ne? ' dedi 'Ağaç! ' dedim kalp atışlarımdan fırsat bulup Kızdı bana... Ne ağacı diye sorar sandım... 'Gül ağacı! ' diyecek oldum. Kızdı bana... O da haklı... Ne bilsin ki okuma bilmez şu câhil tayfa... Asmalarının sebebi de câhilliğimmiş. 'Ah o gün gelse! ' dedim, dua ettim. Kızdı Bekir; 'Ne varmış o günde? ' dedi. Ne bilecekti ki o, Ağzından çıkanı duymuyor ki fidanımın hasretini duysun densiz... ... Bugün ağlamalıyım Bir fidanım vardı Kesmişler onu Beni onunla asacaklarmış Zaten ben onu kartken hiç görmedim Bir 'kitap' gösterdi hâkimim Kızdı bana O da haklı ... Fidanımı gece kesmişler...! ! ! |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 06:21 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.