![]() |
Cinler
Ne derlerse desinler, Yakın dostlarım cinler... Havanın ve alevin Kemiksiz çocukları; Yüzbir odalı evin Haşmetli konukları, Rüzgârdan topukları, Yakın doslarım cinler... Kum gibi kalabalık, Bin şekil ve bin kılık; Suda bir gümüş balık, Postacı güvercinler, Zümrüt yüklü hecinler, Yakın dostlarım cinler... |
Civan
Uyan ey nazlı uykudan,artık bu demler geçti Bir yıl evvel senden bana bir acayip sevda geçti, Muhabbetler gönüllerde,dillerde birer rüya, Hülyana daldım günüm geçti,gecem geçti. O gözlerdeki nil-i skut-ı istifham, Onların ruhu ihtişamı magberden,aldı beni benden etti. |
Cumartesi
Günler geçenekti, Bugün Perşembe yarin cuma ve cumartesi gelecekti... Ve ben o gün sırf senin için giyinecektim, senin için süslenecek, senin için sürünecektim güzel kokuları... Birbiri ardına yaşayacaktım güzel duyguları, Senin için nefes alacak Senin için yürüyecektim yolları Adim atışımda senin adresine ulaşacaktı yüreğim biraz daha... Ve gözlerim sana her şeyi o gün anlatacaktı Belki elele yürüyecektik yolları Ve ben senin için bekleyecek, sayacaktım günleri Seninle şafak tutacaktım Seninle hasreti, özlemi kucaklayacaktım... Günler, saatler geçmeyecekti Ve her yer sen kokacaktı Ben senin için yaşayacaktım Senin için o günü ölümsüzleştirecek Senin için nefes alacaktım... sana bir söz daha... Sende benim hatalarımdan birisin Sen en güzel günahların bedelisin Senin için harcanan zamana yazık Sen en güzel duyguların KATİLİSİN... Hatırlar misin bilmem, sana şiir okumamı istemiştin simdi okuyorsun bu bir şiirlerin bir özelliği var bunlar sana yazıldılar bilmem anlatabiliyor muyum. Hem de benim duygusal duygularımdan... Hoşçakal... |
Cumhuriyet
Atamızdan emanettir Seksen yıllık Cumhuriyet Kazanılmış hürriyettir Seksen yıllık Cumhuriyet Anaların, ninelerin Yarım kalmış ninnilerin Gözü yaşlı yetimlerin Seksen yıllık Cumhuriyet Yokluk ile var edildi Düşmana yurt dar edildi Yıldan yıla yad edildi Seksen yıllık Cumhuriyet Dost, sözlerim boşa alma Aç gözlerin, düşe dalma Yıkılamaz, taşa çalma Seksen yıllık Cumhuriyet |
CUMHURİYET
Cumhuriyet kolay kurulmamıştır Dedelerimizin kanıyla yoğrulmuştur Kelleler ortaya konulmuştur Cumhuriyeti Türk milleti kurmuştur Krallıkla yaşayan milletleri görsene Halkı neler çekiyor sen onlara sorsana Kan dökmeden bir cumhuriyet kursana Bu cumhuriyet kanlarımızla kurulmuştur İsmimiz olacaktı yorgo veya karamanlisler Cumhuriyet için çok kan döktü milisler Tepeye otururlar kıymetini bilmezler Tepeye oturmalar o cumhuriyetle olmuştur Bu cumhuriyet ilelebet kalacaktır Gelecek nesiller bizden hesap soracaktır İnkâr edenlere sandıklar mezar olacaktır Cumhuriyet ilelebet yaşayacak yaşayacaktır... |
Cumhuriyet sevdamsın...
“Doğumu umut Gözleri naz Yüreği ayaz mı ayaz Bir anayım…” Vücudum otopsi odalarının Soğuk duvarlarında yankılanmış Ve içli dışlı neşterlerin kahpe vuruşlarıyla Dağılmışdı… Bin hançer inerken göğsüme Sırtım hain sancılarla dalgalanıyordu. Nene Hatun’du anam ve Yaman kadındı vesselam… Ben daha memelerine doyamamışken, O sırtındaki top mermilerine “Oğullarım” diye sesleniyordu… Bir kağnıda uyutmuştu yol boyunca İki yanım buz tutmuş mermilerle destekli.. Bir ara rüzgar açınca üstümüzü Anam dellendi rüzgara. Bir koşu çekti abayı mermilerin üstüne Bakmadı bile benden yana… Ben emeklerken daha yeni yeni, Ayağı çarıksız binlerce insan Canını dişine takmış savaşıyordu. Düşlerimde Sakarya’da olur, İnönü’de, Afyonda, Kocatepe’de dolaşır, Oralarda oynardım çocukluğumu. Ve bir gece tanıdım İçime işleyen o gözlerin sahibini. Uzakları taaa uzakları süzüp “İsmet sabaha tamam diyordu…” Sabahın ezan sesi duyulmamışken Kulakları sağır eden top seslerinin ardından Afyon ovasına kan yağdı… -Ona baktım, bir siperin ardından; Gözlerinde “ben” özlemleri yanıyor, Ulusun tüm fenerleri yüreğinde çakıyordu-. Bir an cephe gerisinde kaybettim anamı, Yırtarcasına hançeremi bağırdım ama heyhat!!!. Cephe gerisinde bir sürü yoksul ana vardı.. -Canlarını dişlerine takmış Hürriyet aşığı analar, benim analarım-. Feryadıma ak sakallı bir dede cevap verdi “Bak kızım, her taraf ana dolu Seninki hangisidir acep… Her taraf ana dolu, Bu ses defalarca yankılandı yüreğimde Ana dolu, ana dolu, ana dolu… Tabii yaaa… ANADOLU. İnanılmayacak zaferlerin sonrasında Her geçen gün aydınlanan ülkemde Sayısız devrimlere açmıştık yelkenlerimizi. Yatağına sığmaz deli ırmaklar gibi Olan coşkulu Ulusum, Bağımsızlık dersinde artık Öğretmendi… Babamın son nefesiyle Bu defa göz yaşı yağdı Anadolu'ya.. Onun naçiz vücudu Toprak olmaya giderken TÜRKİYE CUMHURİYETİ İlelebet payidar kalacaktı… |
Dağ Rüzgarı
Kaderde senden ayrı düşmek de varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim... Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna birgün bile dayanılmazmış. Bilmiyordum... Yine de dayanmağa çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Herşeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanıbaşımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır Bitmiyorsun Çaresizliğim gün gibi aşikar Su olup çeşmelerden akan güzelliğin İnceliğin ışık ışık yüzüme vuran Sen güneş kadar sıcak Tabiat kadar gerçek Sen bahçelerde çiçekler açtıran Sudan, havadan, güneşten yüce varlık Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefes de benim için al Havasızlıktan öldürme beni Bulutlara, yıldızlara benim için de bak Susadım diyorsam Bir yudum su içmelisin Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor Saçlarım okşanmak istiyor Dudaklarım öpülmek istiyor Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı Gökyüzünün mavisi yok Bu dağlar o dağlar değil Rüzgarında kekik kokusu yok Kim bu çaresiz adam Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok Gündüzü yok Gecesi yok Yok Yok Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada İmkanı yok. |
Dağ ve Şelale
Ne bu sevda biter ne de bu hasret Devlerin aşkı bu olsa gerek Sen koca bir dağ zirvesi bulutlar arasında Ben sonsuzlukta akan bir şelale Ne sen eğilirsin, ne de ben durulurum Senin zirvende karlar bulutlar arasında öyküler canlanır Benim içimde çağlayan sularla Değişik diyarların koynundan sökülüp gelen canlılar,değişik kokular,tatlar Sen sana doğru yön değiştirmemi Senin içinde çağlayıp coşmamı beklersin Ama mağrur başını eğmezsin,sadece beklersin Ben başındaki bulutlardan bana yağmur olmasını, İçindeki saklı minerallerin bana katılmasını, Birlikte ormanlar,çiçekler,yosunlarla Hayat bulmasını beklerim Hep birbirimizden herşeyi bekler, Tam uzanacakken birbirimize, Her amn bir bahane buluruz o gelsin diye, Bir gün gelecek coşkun sularıyla akan şelale Toprağın koynundan senin kalbine girecek. Ve o mağrur gövdende kalbinin ateşi bir delik açacak İnsanlar bir dağın gövdesinden akan bir şelaleyi görecekler... |
Dağın Ardındaki Yıldız
Şu dağın ardında bir yıldız saklı dediler Koskoca yükü üstüme yüklediler Yıldızın adı aşkmış meğer Yüzüme gülerken bunu söylediler. Her adımda yolumdan bir taş kaydı Zirve gözümde pek bir uzak kaldı Ne zor bir yolculukmuş bu sana Tadamadım suyundan kana kana. Taze açmış çiçekler buldum yolunda Saklı dediler kokun onda Koparmaya kıyamadım dalından Eğilip kokladım yeni açmış salkımından. Boğazımı yakan bu kokuda nedir Kokladıkça koklayasım gelir Bu çiçek uğruna değil bir gün Koca bir ömür verilir. Adı neymiş bu çiçeğin dersin Aşık olmayan adın bilmez Derde düşen beri gelsin Sor şu biçareye de sana cevap versin. Hani yar gülerde herkese bir sana gülmez Derdi var dersin, derdin söylemez Tek bir söz ,tek bir hece beklersin Sanki derman, aman nedir bilmez. Bildin mi şimdi ey halden anlamaz Koklamayı bilirsen boğazın yakmaz Hani dedim ya tek bir hece tek bir söz O güzel çiçeğin adı; Naz. Adım adım çıkıyorum yolunda Nefesimi senden alıyorum her soluğumda Koca bir çam ağacı kesti yolumu şimdi Gövdesinde bir ses beni çağırır içeri. Başımı döndüre bu reyha nedir? takılı kaldım Elimi usulca göğsüne uzattım Çekemiyorum kendimi aman Allahım Bir ağaç gölgesinde asılı kaldım. Söyle ey peri nedir bu bağlandığım Ne yatar altında bu altından kisvenin Yoksa O, O mu yıllardır saklandığım Kölesimi oldum şimdi kaçtığım işvenin. Ey Aşk! ne zorlu yolların varmış Sana ulaşamayanlar benim gibi Yarı yolunda binbir engele takılmış Bekleşirler köşebaşında ölüm gibi Gözüm zirvede kaldı şimdi sana bakıp Diğerleri gibi sana ulaşamayıp Kaderim burada bir acı ağıt yakıp Sevmekmiş bir başkasını sen sayıp. |
Dağınık
Bak bugün de güneş doğdu Bugün de yaşıyorum Odam geceden kalma Dağınık, Bir tarafta saçların Bir tarafta gözlerin Tek tek topluyorum Yine de bir "sen" yapamıyorum |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:14 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.