![]() |
Yeter ki
Parmağına yüzük olsam Hem Allah’ ın emri hem de Peygamberin Yüreğimse dünden razı Gerçekleşsin tüm hayallerim Kenetlensin ellerine ellerim Sonsuza kadar ayrılmasın İstersen ölüme bile giderim Seninle birlikte olduktan sonra İster vur vurgun yüreğimi İstersen de ölesiye sev Yeter ki sensiz geçmesin bir günüm Kulağına küpe olsam Aşk nağmeleri fısıldasam Bıkıp usanmadan türkü gibi Soluğunla soluklansam Yüreğinde yeşersem Çoğalsam,çağlasam Gülsem gamzelerinde Başım omzunda Seninle ağlasam Su damlası kadar temiz ve saf Duygularla dolu yüreğimi Tekrar, tekrar kurban etsem uğruna Yüreğim aksa damlacıklar şelale O şelalede kaybolsam yok olsam sende Sensiz geçecekse bu ömrüm Seninle ölse ne çıkar yüreğim Yeter ki yanında olsam Avucuna gömsen sımsıkı sarsan beni Hep orda kalsam Hep sıcaklığını hissetsem Seninle nefes alsam seninle ölsem Yeter ki beni ayırmasan canımdan Platonik aşkıma Venedik'te gondoldan seslendim |
Yorgun Yüreğim
Dört nala koşuyordu yüreğim Kanatlı bir kısrak gibi Kollarında uçuyordu adeta Zevklerinse doruğunda Sabahın ayazında Çiy düşmüş terli tenine Battaniyesi omuzlarında nefes nefese Seyisini bekliyor yorgun yüreğim. |
Yüreği Asılı Kadın
Salını, salını yürüyordu kumsala doğru Deniz kızı edasıyla adeta denizden doğmuştu Diri vücudu akıp maviye karışıyordu Yaklaştıkça sahile büyülüyordu gözleri Üzerinde tenine yapışmış daracık ıslak Kırmızı bir elbise vardı güneşi ateşe vermişti Sıyrılmıştı etekleri bacakları ulu orta yerdeydi Kızıl güneş arasından göz kırpıyordu fütursuz Kırmızının en koyusuyla boyalı kan sızan Kırmızı dolgun dudakları susamıştı çatlamıştı aşka Kıvrımlarından damlıyordu hasreti tebessümle Maviyi kızıla çalıyordu, tek bir kıpırtı yoktu denizde Sanki sahilde hayat durmuştu ses çıkmıyordu. Herkes süzülüp gelişini izliyordu meçhul kadının Kimdi bilen yoktu sadece alımına kapılmıştı gözleri Pür dikkat nefeslerini tutarak hayran, hayran bakıyorlardı Kadın en şuh bakışlarını fırlattı toplanan kalabalığa arsızca Arzuları iyot kokulu teninde yanıyordu bir avuç alevdi sanki Islaktı vücudu boncuk, boncuk parlıyordu şavkı alev kızıllığında Tüm cazibesi üzerindeydi yakıyordu etrafı en kızılından Dekoltesi daha bir derin yırtılmıştı sanki el yordamıyla Göğüsleri isyanlardaydı fırlamak için ise tetikte bekliyorlardı Kalabalığa aldırmadan uzanıverdi kumsala sere serpe Güneşe karşı örtmeye çalışmadı hiçbir yerini Denizin koynuna sokulup kaybolana kadar güneşi gözledi Ufuktan o aşık olduğu müptelası çıka gelirde belki Yeşil ışık yanar da gönlünde ölümsüzleşirdi sevdaları Gelmedi ve yeşil ışığı yakalayamadı nemli gözleri Gece karanlık çökene kadar bekledi umudunu yitirmeden Yıldızların altında çakmak, çakmak gözleri denizdeydi Yakamozlar ıslak dudaklarında gezindi serindi öpüşleri Hayaldi okşamaları teni tutuşmamıştı aşkı yanıyordu göğsünde Yıldızlar yağdı bütün gece üzerine gece ağlıyordu kederinden Sabaha karşı geldiği gibi sessiz denize doğru yürüyüp gitti. Büyülü vücudu bu sefer diri değildi maviye karışırken Boynu bükük gözleri yaşlı el salladı kalabalığa Kaybolmaya hazırdı artık ve sonsuza dek kaybolmalıydı Atlantis’e kadar kulaçlamalıydı durmaksızın Görmemeliydi tek bir kişi ağladığını, perişan halini Şahit olmalıydı martılar hüzün dolu yalnızlığına Bir tek kendisi bilmeliydi ıstırabını Kendi kendini kucaklayıp meçhule kaymalıydı Denizden sancılı dalgalar doğuyordu Gürültülü öfke doluydu tüm sahil Geride yeni güne yaralı bir yürek kalmıştı Adeta ayak diriyordu günü engellercesine inatla kan sızıyordu Maviyi boyuyordu kızıla ve ağlıyordu yorgundu ölesiye Gök gürledi, şimşek çaktı ve güneş doğmadı Doğumunu engellemişti günün, gün gecede söndü Ve asılı kaldı kırmızı yürek tek başına Damlıyordu denize içten içe Bir hayaldi kırmızılı kadın, Yoksa ben miydim, asılı mı kalmıştı yüreğim Ama benim kırmızı elbisem yok ki Çıkarıp atmıştım uzun zaman önce dolabımdan Artık hep gece gibi siyah giyer olmuştum Kombinezonum, elbisem, tenim bile siyahtı benim Farkına varamadım mı, ben miydim yoksa Yoksa bir başkası mı, ne diye ben yaşıyordum Sahilde ki o ıstırabı. Tüm bedenim titriyor Karanlığa gömülmek istedim Denizle örttüm üzerimi ve oracıkta öldüm Ben değildim kırmızılı kadın, o benim iç dünyamdı |
Yüreği Çalınmış Kadın
Yalnız yürüyordu kadın Yüreği çalınmış, Hırpalanmış bedeni Ayaklarında pranga İlerliyordu sürüye sürüye Topuk sesleri karanlığa karışıp Şamar gibi iniyordu gecenin yüzüne Birlikte ağlıyordu gece, hüzünlüydü Yıldızlar gizlenmişti ayın arkasına Ay yüzünü saklamıştı bulutlarda Siyahtı gece zifiri karanlık Olanlardan utanıyordu sanki gece Adeta sallanıyordu son ilmeğin ucunda Duyguları kelepçeli Matemdeydi gönlü Siyahlara bürünmüş Damlıyordu meçhule Boş kalmıştı sol yanı O yaralı yüreğinin yerine Kocaman kara delik açılmıştı Dipsizdi sonsuzdu kanıyordu Tüm geçmişi gömülmüştü Ama dolmamıştı kara delik Cebindeki umutları saçılmıştı yerlere Sökülmüştü her nedense iplik iplikti hayatı Şeytan uçurtması yere çakılmış Ölmüştü gönlünde beslediği melek Çalınmıştı yüreğiyle birlikte Hem çocukluğu, hem gençliği Ve koparılmıştı tüm bağı yaşamdan Yorgun, mecalsiz ellerinde Salınıyordu parçalanmış geleceği Yırtık çantasından karışmıştı toprağa neyi varsa Bölük pörçük geçmişi de yoktu artık Karmaşık ifadeli yüzü Bulaşmıştı akan makyajına Kırmızı ateş ruju O son busede sönmüş morarmıştı Aslında mavi bakan dünyaya Çöl fırtınası kopan gözleri Ağlamaktan aciz ayaklarını izliyordu Kirpikleri ok olmuş rimelle kuşanmış Germişti kömür karası yayı Faili meçhul hırsızını arıyordu Son bir gayret bulmalıydı Parçalanmış yüreğini alıp Posası kalmış olsa da geride Dipsiz kuyunun dibine gömmeliydi Dolmalıydı sol yanındaki koca delik |
Yüreğimi Açtım Sana
Dipten çıkarırım midyeleri Bir,bir ellerimle Kan revan içinde ellerim Görmedin gözlerimde Tane,tane incileri irili ufaklı Belki de görmezden geldin. Yüreğimi açtım sana Sevda bahçesinde Türlü, türlü çiçekler yetiştirdim Gübreli topraklarla İtinayla besledim Göz pınarlarımdan Can suyu oldum oluk, oluk Çabamı görmedin ıslanmadı ellerin Belki de görmezden geldin Yüreğimi açtım sana İçimdeki yumak, yumak Sevdayı çözelim Karışalım birbirimize Tek yürek olalım birlikte atalım dedim Duymadın Belki de duymazdan geldin Yüreğimi açtım sana Keman çalan gönül telim Sevda şarkılarında ki Aşka davet melodisinde Düet yapalım istedim Yüreğinin ritmini esirgedin Belki de hiç ritmik değildi Duyguların Yüreğimi açtım sana Güvercin kanadına Yükledim tüm hislerimi Özel ulak uçurdum yüreğimden yüreğine Gönül kapını açmadın Belki de açmak istemedin |
Yürü Git İşine
Aşkım sadece benim Seni ilgilendirmez Bir nebze yok hakkın Yürü git işine Sevgim karşılıksız Olsun, yüreğim koca bir deniz. Hem aşkım hem de Dünyalar kadar Dost sığar içine. Aşkım karışır dalgalara Bürünür sevgilere Kaybolur o buruk hüznüm. Bana arkadaş olur. Belki de sırdaş. Unutur yalnızlığı Taşar yüreğim Sevgi yumağı Açılır açılır Dolaşır başka canlara Kaynaşır her biriyle Hayat, önümde uzun bir yol O yolları yalınayak arşınlar gönlüm Tadına varır aşkın, sevdanın Açar kapıları sevgi anahtarı Dolar mavi yüreklere Şimdi yoksan yanımda Sonsuzlukta kaybol Bitti hesabım,doldu miadın Dostlarımla Yalnız değilim Yürü git işine Aşkım sadece benim |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:44 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.