![]() |
Söylenemeyen Bir Söz
Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım Sahibinin ağzından dökülemeyen Ama yine de onun kalbinden sökülemeyen bir söz. Bazen akla gelip “ah” çektiren Sahibinin bir anlık cesaretini bir ömür bekleyen Neler olacağını bilmeyip gizemi içinde saklayan. Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım Sahibimin içinde kuruyup solmaktı Her an farklı hayallere dalmaktı Kimsenin duyamayacağı,ebedi bir sessizlikte kalmaktı. Gözlere anlatırdım derdimi Ben olmaya çalışır,üzerlerdi kendilerini Gözler anlatırdı ama söyleyemezdi. Onlardan akan yaşlarla yıkandım, Ben,ben olmaktan bıkardım, “Buradan hiçbir zaman ayrılamayacaksın” diyen gözlere kulaklarımı tıkardım. Bilirdim bir gün yağmurlarda ıslanan toprak gibi akıp gideceğimi Etrafımdaki bulutlardan anladım,vakit geldi. Buralarda rüzgar değil,umut eserdi. Söylenemeyen sözler gittikten sonra fırtına biterdi. Yeni söylenemeyenler bekleyen,ürkek bir güneş açardı. Kimse bilemezdi bu iklimin nasıl gideceğini Söylenemeyen bir söz olmaktı hayatım, En sonunda sahibinin ağzından bin bir tereddütle çıkan. Ve uçmaktı ömrünün sonunda, Var olmamın nedeni olan o kızın tebessümüne… |
Bazen Ölüm Güzeldir
her eskimiş gibi sonu beklenen bilineni değil mi zamanı dolmuşların olmuş bitmişlerin ya da hiç olmamışların bazen ölüm güzeldir yakışır insana yeter denilen kimi aslında olsa yetmeyenin kimi sona gelinmişliğin son bulmuşu heveslerin tatların duyguların görmüşlüğün bitmiş durağı değil mi son hırıltısıdır artık yaşamın yok mu bir bir anımsatması o zamanı yok mu acımasızca yaşanmış arzulara iyiliklere kötülüklere son bindiğim trene son yüzdüğüm denize başını okşadığım sarı çocuğa yazdıklarıma tuvalimdeki resimlere renklere tırnak batırılan o anlara İnan ki çok hayıflandım en baba zamanıdır bir sabaha karşı son ışıkları da kısılırken yaşanmışların alemi var mı diretmenin salıverdim huzuru çayıra bundan ötesini kim araya kim kayıra Bazen ölüm güzeldir Yakışır insana |
Biraz gelir misiniz?
Bir gün çağrıyı duyar, insan ölür çaresiz Ölür kuşlar, ağaçlar, ölür sahil ve deniz Silinir bütün renkler, dağılır koku, ışık Yeni bir alem başlar karanlıklarda sessiz Kemik çürür, kaybolur parıltısı gözlerin Kımıldamaz orada ayağımız elimiz Öyleyse neden bunca düşmanlıklar, savaşlar Er geç çağrıyı duyup gidecek değil miyiz? Er geç kulağımızın dibinde çınlayacak Ölümün soğuk sesi 'Biraz gelir misiniz? ' |
KADER MAHKÛMLARI
Sevgiye hasret kalan, Yüreğinde acıları olan, Sevdiklerinden ayrı kalan, İşte biz kader mahkumları. Haftada bir telefon açan, Ayda bir görüşü olan, Sevdikleriyle hasret gideren, İşte biz kader mahkûmları. Sevdiğine mektup yazan, Cevap alamayınca üzülüp kahrolan, Her şeye rağmen yıkılmayan, İşte biz kader mahkûmları. *******i düşünüp yatmayan, Ranzasına oturup takvime bakan, Gelip geçecek günlerini sayan, İşte biz kader mahkûmları. Günler gelip geçiyor, Herkes sevdiklerine kavuşuyor. Ama cezaevleri boş kalmıyor, İşte biz kader mahkumları. Bilecik M Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu |
Dost Bildiğim
Dostuz dost dedik birbirimize sarıldık, Gün oldu güldük, ağladık, sonra darıldık, Tam onaltı ay ayrı kaldık, Neyleyim ben böyle dostluğu. Benim dostluğum ebedidir bitmez, Yenileri gelse de içimdeki gitmez, Dostun sözü beni hiç incitmez, Özlüyorum ben öyle dostluğu. Yalnızlığı benimle paylaşan, Dertli günlerimde benimle ağlaşan, İhtiyacım olduğunda yardımıma koşan, Bekliyorum ben böyle dostluğu. “Onun derdi benim derdimdir” diyen, Bir lokma ekmeği benimle yiyen, Yüzünden gülücükleri eksik etmeyen, İstiyorum ben böyle dostluğu. Dünya fani, kimin ne zaman gideceği belli olmaz, Dostluklarda hiçbir şeyin bedeli olmaz, Benim dostluğumdan kimseye zarar gelmez, Biliyorum ben böyle dostluğu. Gördüysen benden bir zarar söyle bileyim, Eskisi gibi olmak en büyük dileğim, Ben söyleyim sen dinle, sen söyle ben dinleyim, Bekliyorum ben böyle dostluğu. Hüseyin Kaygısız |
MASALLARIN MASALI
Su basında durmuşuz, çınarla ben. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana. Su basında durmuşuz, çınarla ben, bir de kedi. Suda suretimiz çıkıyor, çınarla benim, bir de kedinin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınarla bana, bir de kediye. Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, bir de güneş. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, bir de günesin. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, bir de güneşe. Su basında durmuşuz, çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz. Suda suretimiz çıkıyor, çınarın, benim, kedinin, günesin, bir de ömrümüzün. Suyun şavkı vuruyor bize, çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze. Su basında durmuşuz. Önce kedi gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra ben gideceğim, kaybolacak suda suretim. Sonra çınar gidecek, kaybolacak suda sureti. Sonra su gidecek güneş kalacak; sonra o da gidecek... Su basında durmuşuz. Su serin, Çınar ulu, Ben şiir yazıyorum. Kedi uyukluyor Güneş sıcak. Çok şükür yaşıyoruz. Suyun şavkı vuruyor bize Çınara bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze.... Nazım Hikmet Ran |
Kolaysız Süreç
Sine sancısını atacak merhem Arzdan arşa kadar ben efkârlıyım Halime asılan dert dirhem dirhem Ne kendime ne ele yararlıyım Can evime konmuş elem taşları Benimle bitmez bir an savaşları Kirpiğimden buram buram yaşları Dindirecek andım var kararlıyım İşte halim ne tadım var ne tuzum Nice ümidim var lakin mutsuzum Ben benim içinde yersiz yurtsuzum Şükür sıhhatim var,bunda kârlıyım Kanaatimce bu kolaysız süreç Bilmem nerde biter bu zor dönemeç Her başlangıcın nihayeti var er geç Her şeyden vazgeçsem de gururluyum |
Evlada ÖĞÜt
Mutavazı ol yavrum fakat sakın alçalma Hoşlanma gösterişten lakin silikte kalma İyiliği alkışla yaltaklık etme sakın Herşeyde ölçülü ol,aşırı gitme sakın Tedbirli ol,tedbiri korkaklığa vardırma Namerde fırsat verme fırsat bulup kalp kırma Tenkide tahammül et.Tenkit etmesini bil Haksızlığa baş eğme hakkın önünde eğil Her işinde adil ol,kılı kıldan ayırma Suçlu baban dahi olsa hakkını ver kayırma Sayki sayıl evladım,zulum yolunu tutma Her çıkış bir inişle biter,bunu unutma İddacı ol,ama haset seni yıkmasın Hak doğruya yardımcı bu aklından çıkmasın Yüksel başın dönmesin,ihtirasla kör olma Taş atana ekmek at.Sakın ha nankör olma Merhamet tohumları kalbinde filiz atsın Nur yüzün daima yolunu aydınlatsın Maddeye esir olma yükselme iltimasla Her seyirden feda et,haysiyetinden asla Menfaatten uzak kal,varsın kesen dolmasın İki cihanda yüzün kara olmasın Vicdanına mağlup ol,hislerini mağlup et Azap içinde ölmek istemiyorsan şayet... |
dost musun?
Öyleyse canın canımdır... Aynan olmalıyım... Yüzüne söyleyebilmeliyim her şeyi... Hem sakınmadan, mertçe... Hani bilirsin, esirgemem lâfımı, Ne şekil gelirse, öylece... Hazırım tüm içtenliğimle konuşmaya, ama, Seni de dupduru isterim karşımda... Dostsan, Gözlerimin içine baka baka yaka silk benden! Arkamdan şikayetlenme! Yiğit ol! Gerekirse yiğitçe azarla, çekinme! Lâf değil, icraat beklerim senden! Öyle bak ki, hislerini görebileyim... Öyle hisset ki, güvenle bakabileyim... Sevmem, ölenin ardından ağıt yakmayı! Dil dönerken söylenmeli her şey... Kulak duyarken anlatılmalı... Göz bakarken bakmalıyım sana... Can sağ iken sarılmalı... Keşkelere meydan vermemeli hayatım, Pişmanlıklarla yoğrulmamalı.... Hayır! Dirime selâm vermeyen, Ölüme de fazla yaklaşmasın! Dostsan, ölmemi bekleme! Haklıysam, yaşarken savun beni! Yaşarken yanımda ol! İnanmışsan bana, kimse çevirmesin seni yolundan! Ve inanmamışsan, sakın rol yapma! Her söylediğimi onaylaman şart değil... Her yaptığımı beğenmen de gerekmez... Dostsan, rahatça eleştir, fikrini rahatça söyle, sıkılma! Yadırgayabilirsin beni, Ve ben de seni tuhaf bulursam şaşırma... Kandırmanı aslâ kabul edemem! Her dediğini, her yaptığını hoş görürüm, ama, Beni, bana sormadan yargılama! Her yediğimiz aynı olmaz belki, Her dakikamız birlikte geçmez... Her güldüğünde gülmeyi garanti edemesem de, Ağladığında seninle birlikte oturup ağlarım... Belki her çağırdığında gelemem fakat, Derdine ortak ararsan, koşarım... Ben de herkes gibi insanım elbet, Ne göklere çıkar beni, ne de yerin dibine sok! Senin işin bu değil! Benim zaten bir yerim var herkes gibi yer ile gök arasında... Dostsan, Küçümsemeden, küfretmeden, Sevgiyle, saygıyla ve huzurla gel sokağıma... Dinlenmek istediğinde, hiç düşünme, sana özel bir limanım, ama... Yorulduğum zamanlarda, Dilediğimce sığınabilmeliyim koylarına... Seni bir çocuk kadar saf sevebilirim Ve bir deli kadar art niyetsiz... Uğruna seve seve hesabı şaşırırım... Görmezden gelebilirim yanlışlarını... Başkaları enayilik sayabilir, Başkaları akılsızlığıma yorabilir, Bunları dert bile etmem, ama, Sen, aslında aptal olmadığımı, Her an, tekrar tekrar hatırla! Ve sakın beni aptal yerine koymaya kalkışma! Seviyorsan, cimrilik etme, söyle! Muhabbeti varken, yokmuş gibi yapanla, Hiç sevmediği halde, yılışıp durana sinir olurum! Neyse, o olmalı insan... Kendisi olmaktan korkmamalı! Kendisi olmaktan kaçmamalı! Bil ki, sensin diye seni bırakmam, ama, Ben olduğum için bırakırsan beni, Yas da tutmam arkandan! Bedel mi? Ödemeyeceksen çıkma yola! İçten pazarlık edersen, ancak kendine edersin... Kendince küser barışır, kendi kendini yersin! Dostsan, mevsimince yağ... Kışsan kar ol, güzsen yağmur... Soğuğuna, sıcağına, esip savurmana itiraz etmem, Senden, ille de bahar olmanı beklemem, ama, Dayanmalısın en şiddetli fırtınalarıma... Belki de çok geldi bunca talep... Bana karşı hiçbir mecburiyetin yok, korkma... Sana fazla geldiğim ilk anda, Arkana hiç bakmadan, dönüp gidebilirsin... Geçip gidebilirsin,borçluluk hissetmeden... Mutlaka bir açıklama da beklemem senden, ama, Gitmeye davranırsam bir gün, Sen de karşımda set olma! Dost musun? Öyleyse, canın canımdır, Yoluna baş koymaya hazırım ya, Başını da yollarımda isterim, unutma! Ben bir dostum... |
Sesine geldim
Fetih zamanlarına yayılmış seni bulmaya Ruhumu dayadım cana: Can, işgal dokunmazı gök dağıtan fatihtir, Ruh, fethedilmiş bir avuç topraktır. Yüreğimi lanetlerden kurtarır esintin, zaferi eker, zirveye çeker Sen, varamadığım o zirvesin -ki hep dokunmayı özlerim Seni düşündükçe içimdeki ırmak çoğalır kendi yatağını arar, sende aklanır sıradağlar sıralanır diyaloğuna yıldızlar, ay ve tüm evren. Karanlıkların zifire boğduğu gecede güneşi toplarım gülüşünde içimde çakan bir şimşektir gülüşün. Baktığın yerde fırtınalar kopar, fırtınalarına umut ekerim. Seni bir gün, seni bir an solumak... Evrenin ibadet susuşunda nefesini duymak... Susuz yüreğimde mızrap vuruşların Senin ritminde açar tohum her tohumda bir intifada büyür özlenen yarınlarla çiçeklenen ruhum senin ezginle semaha durur. -ki yaşam, coşkulu bir semahtır seninle şimdi barış adasındasın, yüreğin dağlarda kimsenin uğramadığı, herkesin orada olduğu adada... söz söyledin, mana vereyim yıldızlardan yol serdin, geleyim. geleyim |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:25 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.