![]() |
Ruhsuzlara Mesaj!
Seni duyan, dinleyen kim? Konuş, konuş boşa gitsin! Duysa bile…anlayan kim? Konuş, konuş boşa gitsin! Ömür koşa koşa bitsin! Nasihatin yüzü soğuk… Suçluların özü soğuk… Herkes derki...sözü soğuk Konuş, konuş boşa gitsin! Derler: boş ver, yaşa, gitsin! Bilmeyen, bilmem demiyor Aç olan az az yemiyor İhtiras canı emiyor Konuş, konuş boşa gitsin! Bir iş var mı, hoşa gitsin? İyilikten bilmez kimse… Hor görür, hem sevmez kimse… Doğruya yer vermez kimse… Konuş, konuş boşa gitsin! Yağ yak, yalan döşe gitsin! Muteber olan riyakar Sahtekarlık çok can yakar Yalan nice evi yıkar Konuş, konuş boşa gitsin! Kış demeyin kuşa, gitsin! Sâdıka rağbet eden yok! Haine kucak açan çok! Allah’tan korkmayandan kork! Konuş, konuş boşa gitsin! Aç, çoğu, dört köse gitsin! Merhametsiz duygusuzlar… Vurdumduymaz, kaygısızlar… Saygı bekler, saygısızlar… Söz işlemez taşa, gitsin! Konuş, konuş boşa gitsin! |
Rüya
Bu sabah kalktığımda, yine yoktun yanımda… özlemin kanıyorken canımda… oysa, berâberdik bütün gece Ah bilsen düşlerimde neler yaptık, neler paylaştık seninle… Yemyeşil ormanlar arasında… rengarenk çiçeklerle bezenmiş sonsuz çimenliklerde… el ele dolaştık… kelebekleri kovaladık büyük bir zevkle… tatminsiz lezzetler bıraktın içime… mutluluk dolu gülüşlerinle bu gece… diz dize oturduk… göz göze bakıştık… sevginin ve sevincin coşkusuyla... bâzen sen omzuma yasladın başını… okşadım saçlarını… bâzen ben omzuna koydum başımı… saçlarımda gezdirdin çıldırtan parmaklarını… ellerimi alıp ellerinle, öptün sımsıcak öpüşlerinle… ellerini alıp ellerime, okşayarak sâkinleştirdim, sâdece sana has ilgimle… kendimizden geçmiş halde dolaştık kırlarda çiçekler koparıp taktım göğsüne heyecanlandığında destek olsun diye kalbine.. çıktık ve inmeyi istemedik, gökyüzüne bulutları kokladık… güneşi kovaladık…geceye meydan okuduk gündüzü sorguladık… yâni ben seninleydim… her şeyimle. sen benimleydin… her şeyinle. Dayanılmaz ve doyumsuzdu… Rüyada bile, olmak seninle. seninle dolu zamanlarla işledim her şeyimi… seninle ve sevginle boyadım. ama seni bulamadım yanımda o mutluluğun verdiği sarhoşlukla uyandım oldu mu ya, bu yaptığın? oldu mu ya, aldattığın? Ağlattığın oldu mu ya? her seni anışta içim burulur… acı duyarım ne olur! hiç değilse, acı vermesin rüyalarım! ... |
Rüyada Çağrı
Rüyama girerek her gün, her gece Özlemin bıktırdı, tez gel diyorsun. Bitsin şu dargınlık, bitsin işkence Affeyle, incitmem, söz, gel diyorsun. Engeller art arda, yalnız aşamam Anladım, mucize sensiz yaşamam Sırrımı kimseyle, yok, paylaşamam Kördüğüme döndüm, çöz, gel diyorsun. Çığ gibi, üstüme düşer hasretin Ümit var ol deme, olamam metin Çekemeye razıyım, ne var mihnetin Yaptıklarım için, kız, gel diyorsun. Rahat vermez, kabus dolu sorgular Vicdanım suçlusun der, hep yargılar Baş kaldırdı sensizliğe duygular Asi yüreğimi, ez, gel diyorsun. Dinle beni, anla çok zor durumum Vücudum sancılı, felçli şuurum Tepele, önüne saçtım gururum Geçemem ben senden vaz, gel diyorsun. Mutsuzsum, inanma, inkar etsem de Tehditkar hayalin her an ensemde İçim yanar hâlâ, söndü desemde Söndürmezsen sönmez, köz, gel diyorsun. Dertliyim, dermanı seninle olmak Kader değil ayrı kalarak solmak Kararım katidir, yok bıkmak, yılmak İnan bana, yapmam naz gel diyorsun |
Salıncak
Bindirdiler, elimden tutup bir salıncağa Zannettim ki, kavuştum; şefkatli bir kucağa! Çocuklar gibi zevkle dolu sallanıyorum… Bakışlar çevrilince, mahcup, utanıyorum! Kapatıp gözlerimi hayallere girdikçe Uçuyor sanıyorum başımda birkaç serçe. Kim bilir, belki başım değiyor bulutlara? Bahar gibi coşkulu içimdeki manzara. Zincirlerden boşalmış gibi hoş duygularım Dağıldıkça içimden, çökelmiş kaygılarım. Yalnız gülmek, oynamak geçiyor hep içimden Heyecanla dopdolu, korkmadan hiç kimseden! Doğrusu tatmak gerek yoğrulduğum bu hissi Kelimeler yetersiz, yaşamak en iyisi. Fevkalade, kapılmak bâzen bu duygulara Vermek her türlü derde, sıkıntılara ara. Filimmiş gibi hayat, hatırat renkten renge Kaptırmalı kendini insan bu hoş âhenge. Uçar gibi git, git gel, târif edilmez âhenk Görülmemiş böyle zevk, sevinç bahçelerine denk! Gönül dolusu sevinç, göz dolusu hayaller El ele tutmak için sevgi dağıtan eller. Her şeyi ile yoksa, ruhumda çocukluğum Aramayın, sormayın; o zaman ben de yoğum! Eğer olsaydı hayat, küçücük bir salıncak Ondan yalnız binenler zevk alırlardı ancak! Oysa hayat ayrılmaz, parçalanamaz bir bütün Anlıyor insan, bâzı şeyleri kaybettiği gün! Gülmek-ağlamak; sevmek-nefret, hep iç içe Mutluluk, katlanmakla mümkün gözükür, hiçe. Arayan, mutluluğa er geç erişecek yol; Yokluğa kavuşmayı cesurca dene bol bol! Yüceliği kendinden bilme Yaratan’dan bil! Gayriye rağbet etme; yalnız, tek O’na eğil! Ruhum bugün gezindi hayli hayallerinde Uyanınca hiçbir şey bulamadı elinde. |
Savaş Çocuk Anne
SAKLAMBAÇ! Anne! Anne! Anneciğim neredesin? sana sesleniyor, seni arıyorum epeydir. Niye çıkmıyor sesin? Neredeysen ses versene! ? İşin yoksa, birazcık yanıma gelsene.! Mâdem saklambaç oynamak niyetin, Ki durum onu gösteriyor. Peki o zaman, Saklandığım yeri bilsene Anne! SÖBE! Sen gelmeyince bak Ben geldim, buldum seni Aman Allah’ım! Bu hâlin de ne? Anne! Anne! Anne! Niçin, upuzun hareketsiz Yatıyorsun yerde öylece? Niçin öyle çakılmış gibi gözlerin Ve niçin öyle boş boş bakıyor bana bakar gibi yabana? Şimdi oyunun, şakanın sırası değil Tut elimden, haydi kalksana! ACI GERÇEK! Şu kapımızın önünde duran Tanklar de neyin nesi, anne? ! Söylesene anne! Bu babamın bana Getirmeye söz verdiği Oyuncak tanklar mı? Tanklardaki askerler Oyuncak askerler mi yoksa? Anne! Anne! Ne olur söyle! Anne! Enkazlarda, çıldırmış deliler gibi Kötü kötü bakan adamlar da kim? ! Hiç tanımadığım Sağı, solu tekmeleyerek Ve küfrederek kutsal değerlere Bir şeyler arayan bu adamlar, Tanıdım anne, tanıdım! Ülkemize ve üstümüze kâbus gibi çöken Bu bitmez ve anlamsız savaşı Başlatan o askerler bu askerler anne! Anne! Anneciğim! Babamı, ağabeylerimi Alıp alıp giden Ve geri getirmeyen askerler; Bunlarında kan bürümüş Kin çökmüş gözlerine.! ŞAŞKINLIK! Anne! Anne! Anne! Ben nerdeyim, sen nerdesin Gökyüzü nerde? Burası nere? Güneş, ay, yıldızlar Değil niye yerlerinde! ? Hani, hatırlar mısın anne? Bize hikayeler anlatırdın; uyuturken dizlerinde Niniler söyleyerek En tatlı sesinle. Birden canım istedi Hadi yine söylesene! MERAK! Anne! Anne! Anne! Ben nerdeyim, sen nerdesin Gökyüzü nerde? Burası nere? Güneş, ay, yıldızlar Değil niye yerlerinde! ? Hani, hatırlar mısın anne? Bize hikayeler anlatırdın; uyuturken dizlerinde Niniler söyleyerek En tatlı sesinle. Birden canım istedi Hadi yine söylesene! SON VE SONUÇ! Bu, senin bahsettiğin melekler mi? Gideceğimiz yerde Bütün şehitlerle berâber şehit babam, Ağabeylerim bizi beklerler mi? Kelebekler gibi uçan ben miyim? Yoksa, anne onlar senin söz ettiğin Cennetten gelen melekler mi? Oyunumuz yine yarım kaldı seninle Her zaman ki gibi, anne! Belki istemeden. Derdin; günü gelince ben de gidebilirim belki babanın peşinden. Demek ki o gün, bu gün Ama anne, ama! ? Düğün günü gibi değil Mahşer günü gibi bir gün. Doyası koklayamadan Doyamadan daha sana Sevgiye, sevince; Beni boynu bükük, öyle Öksüz ve yetim bırakıp gitmek Haksızlık değil mi? Bitmeyen, şu ürkütücü sessizliğin içinde. Ben sensiz ne yapar ne ederim anne! Haksız mıyım söyle! ? Doğru mu yaptığın sence? Bil ki; er ya da geç, Yine buluşacağız seninle Cennet dediğin o yerde; Babam, ağabeylerim Ve bütün şehitlerle. Ne olur kucağını aç bekle! Anne! Anne! Anne! Anne! |
Savaşa hayır
Bu nasıl anlayıştır, bu ne biçim insanlık? İnsanları sinsice öldürmeyi düşlüyor. Belli ki, benliğini işgal etmiş karanlık Haklı-haksız fark etmez; saldırmayı düşlüyor! Başlarsa tutuşturur her yeri, biter hâyır Kan, gözyaşı, sefalet; deyin savaşa hayır! Savaşın ganimeti; ölüm, tükenmez acı Yeri, göğü bunaltır; şaklayınca kırbacı Engelleyin ne olur! barıştır tek ilacı Çıldırmışlar sevgiyi kaldırmayı düşlüyor. Haklı kim ardında ol, mâsum kim onu kayır! Kan, gözyaşı, sefalet; deyin savaşa hayır! Üç günlük ikbâl için, bunca kargaşa niye? Yakışır mı? Söyleyin! Yara açmak sevgiye. Etten duvar örün de, mâni olun câniye Kasasını savaşla doldurmayı düşlüyor! Duy yürekten nidâyı; dostu, düşmanı ayır! Kan, gözyaşı, sefalet; deyin savaşa hayır! Muhtaç olmayan var mı, sevginin çiçeğine? Muhabbetle erilir erdemin gerçeğine Kana susamış, bakın, kalleşin bıçağına Masumların canına daldırmayı düşlüyor! Akıllı ol, tuzaktan kendini çabuk sıyır Kan, gözyaşı, sefâlet; deyin savaşa hayır! Sevgisiz, gözü dönmüş kâtillerden uzak dur! Sözü yalan, gözü boş; görünümü tuzak, dur! Yapacağınız hatâ içimize oturur! Kardeşi düşman edip yıldırmayı düşlüyor! İbretlik manzarayı reddeder ova, bayır Kan, gözyaşı, sefalet; deyin savaşa hayır! |
Semer Kemer
Siz, biz, hepimiz Yoktur çaremiz… Atsa tepemiz Vurun semeri Sıkın kemeri. Bilsin ki halkım! Dert salkım salkım! Kurtulsun mülküm! Vurun semeri Sıkın kemeri. Ülke kırlıkta! Bütçe darlıkta! Tek tek, birlikte Vurun semeri Sıkın kemeri. Bomboş hazine… Dert bin düzine… Dalma hüzüne Vurun semeri Sıkın kemeri. Geçmiş iktidar Vermiş çok zarar Tek çıkar yol var Vurun semeri Sıkın kemeri. İç borç, diş borç çok! Kazanç, gelir yok! Bitsin dersen şok! Vurun semeri Sıkın kemeri. IMF dedi AB istedi Bakan söyledi Vurun semeri Sıkın kemeri. Büyükler sefil… Küçükler gafil Bulunmaz kefil… Vurun semeri Sıkın kemeri. İsçi, memur aç Köy, şehir muhtaç En etkin ilaç Vurun semeri Sıkın kemeri. Kimseye maaş Yok, ekmekle aş Bas bağrına taş Vurun semeri Sıkın kemeri. İşsizlik arttı Adalet tarttı Dayanan yırttı Vurun semeri Sıkın kemeri. Az yiyip, az iç! Hep perhizi seç! İsteksiz, güleç! Vurun semeri Sıkın kemeri. Yapan yaşadı Enfestir tadı Bırak inadı Vurun semeri Sıkın kemeri. Aza ol râzı Açma çok, ağzı Bırak söz, nâzı Vurun semeri Sıkın kemeri. Şaşıp, şaşırma Sabrı taşırma Sakın düşürme Vurun semeri Sıkın kemeri. Bizim bu ülke Müjdedir halka Değişmez ilke Vurun semeri Sıkın kemeri. Deri, kemik kal! Bak aval aval Yok başka hamal Vurun semeri Sıkın kemeri. Kısır piyasa Kalsak da posa Emreder yasa Vurun semeri Sıkın kemeri. |
Senden Ümit Kesince
Hiçbir göze bakmadı Gül iken gül kokmadı Aklından hiç çıkmadı O gözlerin, gülüşün Senden ümit kesince Neler çekti? bir düşün! Dağları yurdu sandı İçin için hep yandı Usanmaksızın andı Oldu pelesenk adın Senden ümit kesince Çığlığını duymadın! Kimseye bildirmedi Çekti, baş kaldırmadı Kaderi güldürmedi Sense hep mutlu sandın Senden ümit kesince Sığındığı insandın! Kâlbine çökeldi gam Sevgisini vurdu sam Yılmadı, etti devâm Yolar onu eskitti Senden ümit kesince Yazık meçhule gitti. Ne bahar, ne yaz kaldı İçinde hep köz kaldı Verilmiş bir söz kaldı Umutsuzca ağladı Senden ümit kesince Acı oldu çağladı. |
Senin Yüzünden
Senin yüzünden… terk edersem bu diyarı… geri gelmezsem; senin yüzünden, yüreğimdeki sızılar, döktüğüm gözyaşları. İçimde sönmeyen yangın saklandığım sır olduğum; her şeye, herkese kırgın ve sürekli dalgın… senin yüzünden yapmışsa sevdâ canımda salgın. Söylemişsem hüzünlü şarkılar ve yazmışsam hasret şiirleri senin yüzünden suçlu değil birileri. Dile düştüğüm tanınamaz hâle düştüğüm senin yüzünden kul olduğum, köle düştüğüm. Değişmez hayat rotamı, değiştirmem; tepeden tırnağa giyimimi, kuşamımı yürüyüşümü, gülüşümü, düşünüşümü yeniden şekillendirmem; ve terk etmem bütün güzel alışkanlıkları… senin yüzünden; yapmaya başlamam, yapmayı hiç düşünmediğim yanlışları. Nefret etmişsem sevdiklerimden, sevmeye başlamışsam nefret ettiklerimi kimsiz, kimsesiz kalmışsam, senin yüzünden çekiyorum bütün çektiklerimi. Bir çırpıda unutmam, silip atmam gerekirse, geçmiş unutulmaz ânları, senin yüzünden; binlerce kez tepelemem, ayaklarımı kanatan, içimi acıtan, ayrılığa götüren kahırlı yolları. meğer ne kadar yanlış tanımışım ve ne kadar hatâ etmişim sana inanmakta, hakkında ne denli yanılmışım, zorlansam da kabullenmekte ve anlamakta, eğer yüksünüyorsam canı taşımakta… bil ki sensin tek sebebi ve senin yüzünden ölmekte… yaşamakta… |
Sensiz Ankara
İçimde acılar yanaklarımda gözyaşları gözlerimde hayâlin ilk defa sensiz dolaştım bu akşam Ankara'yı sanki senmişsin gibi çekerek içime unuttuğun pakette kalan son sigarayı. Her hatırlayışımda seni yeniden depreşiyor vazoda solan çiçekler gibi başlıyor canım solmaya niçin böyle ansızın ayrılmaya ve gitmeye karar verdin boyayarak içimi acılara. Biliyorum sende iyi biliyorsun mümkün değil sen olmadan tedâvi etmem ve sarabilmem kalbimde açılan yarayı. Anladım bundan sonra Hep sensiz Ama içim hep seninle Yaşayarak sensizliği zerrelerimde Dolaşacağım Ankara’ yı… |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 10:45 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.