![]() |
Haiku
Parmak bal tutsa, Yalayan bir dil çıkar. Eli el yıkar. Hele bir düşün, Pıt diye düşerse dut; Ağzına düşsün. Zormuş doğrusu, Bu aşkın haikusu Tutar mı acep? Bu haikuya, Göz atsın Emre hoca. Yutar mı acep? Zeki Çalar |
Halime
Kız Halime! Halime! Gel de bak şu hâlime. Kız seni düşünürken, Kıymık battı elime. Sakınmadım budaktan, Niyet ettim dudaktan, Öpemedim yanaktan, Yine çıktım talime. Bakma kız göz süzerek, Oyna seksek sekerek, Yürek dayanmaz yürek, Senin güzelliğine. Yürüdüm, yürütmedim, Üşüdüm, üşütmedim, Kız senden az çekmedim, Çok girdin hayalime. Hem yağar hem esersin, Hem asar hem kesersin, Sevsem bile küsersin, Alıştım bu zulmüne. Nazına göğüs gerdim, Bitmez ki benim derdim. El verdim, gönül verdim, Senin gibi zalime. Zeki Çalar |
Hanımefendi
Ak ellerin kalem tutar, Yazarsın hanımefendi. Takarsın takıştırırsın, Gezersin hanımefendi. Dudakların bal gibidir, Yanakların gül gibidir, Gözlerin beni eritir, Güzelsin hanımefendi. Altın sarısı saçların, Hilâl mi, yay mı kaşların? Havalıdır bakışların, Süzersin hanımefendi. Salınır gibi yürürsün, Gencim diye övünürsün. Bu garibi hor görürsün, Üzersin hanımefendi. Bağrım yanık, gönlüm ezik, Çok salınma, bana yazık. Koluna altın bilezik, Dizersin hanımefendi. Su gibisin, gözler içer, Deli gönlüm seni seçer. Şu aklımdan neler geçer? Sezersin hanımefendi. Gözde sürme, elde kına, Ah çektirir sevdan bana. Şiirler okurum sana, Dinlersin hanımefendi. Acep ne etsem, n'eylesem? Derdimi nasıl söylesem? Sizi seviyorum desem, Gülersin hanımefendi. Zeki Çalar |
Hasan
Sen, ben, Haydar, üç kişiydik, Her birimiz candık Hasan! Hep tufaya getirdiler, Tatlı söze kandık Hasan! Pencereye yel vururken, Kuru yaprak savrulurken, El sıcakta otururken, Biz soğukta donduk Hasan! Hırs yürümüş, kin gizlenmiş, Güzellikler tez özlenmiş. İnsanoğlu çiğ süt emmiş, Herkesi mert sandık Hasan! Yaz bekledik bin bir düşle, Hayyam olduk bu gidişle. Ben şiirle, sen deyişle, Duvara dert yandık Hasan! Zeki Çalar |
Hasan dede
Duvar olsan mahkemede, Anan ağlar her celsede. Çocukların dava etmiş, Asarlar mı Hasan dede? 'Ah dizlerim! ' diye diye, Zor gelirsin adliyeye. Demeç versen gazeteye, Basarlar mı Hasan dede? Söz alırsın azar azar, Kâtip bazen yanlış yazar. Sitem etsen, hâkim kızar, Azarlar mı Hasan dede? Adalete hayran kalıp, Hayal kurdun dalıp dalıp. İfadeni alıp alıp, Yazarlar mı Hasan dede? Ne katın var, ne yatın var, Çileli bir hayatın var. Üç kuruşluk rahatın var, Bozarlar mı Hasan dede? Ak saçlı bir ihtiyarsın, Keyfin varsa, bahtiyarsın. Az görürsün, zor duyarsın, Kızarlar mı Hasan dede? Mahkemede sanık mısın? Olaylara tanık mısın? Sen bir bağrı yanık mısın? Üzerler mi Hasan dede? Adım atsan, tutmaz dizin, Ağrır belin, dinmez sızın. Üç oğlun var, iki kızın, Bezerler mi Hasan dede? Göçüp gitti sadık karın, Baştan savdı evlâtların. Boncuk olsa gözyaşların, Dizerler mi Hasan dede? Yemeden, yedirdiklerin, Giymeden, giydirdiklerin, Canından can verdiklerin, Küserler mi Hasan dede? Düşünürsün derin derin, Huzurevi miydi yerin? Süslü püslü gelinlerin, Gezerler mi Hasan dede? Yarı açsın, yarı toksun, Bazen sanki bir çocuksun. Bugün varsın, yarın yoksun, Sezerler mi Hasan dede? Bu son dönem, bu son fasıl, Hayat bir ip, sıkı asıl. Torunlarla aran nasıl? Severler mi Hasan dede? Torunları çok özlersin, 'Sevdiklerim nerde? ' dersin. Bayram günü yol gözlersin, Gelirler mi Hasan dede? Zeki Çalar |
Hasıryakan
Keles'te soğuk çeşmeler, Kar suyudur akan derler. Köylü lâkapla anılır, Bize Hasıryakan derler. Bıyıkalanı'na varsam, Harmanalan'a uğrasam, Aslımı arasam, sorsam, Şu mezarda yatan derler. Atı öz kardeş bilmişiz, Ok atmış, demir delmişiz, Orta Asya'dan gelmişiz, Altaylar'dan atan derler. Yenisey'den su içmişiz, Çelik kılıçlar seçmişiz, Canımızdan vazgeçmişiz, Bizde, önce vatan derler. Bozkırlarda at sürmüşüz, Çin üstüne yürümüşüz, Nice yiğitler görmüşüz, Şanına şan katan derler. Ötüken'de türemişiz, Kendimize Türk demişiz, Yiğitlikte yücelmişiz, Tarihimiz destan derler. Zeki Çalar |
Hastalar perişan
Dışkapı'ya vardık, kapıda kuyruk, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. 'Sıraya gir! ' diye verilmiş buyruk, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. Fiş verilir numaralı, sıralı, Hep böyledir SSK'nın kuralı. Kimi derman arar, kimi yaralı, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. Evrak bölümünde uğraştırırlar, İsmin cismin nedir? Araştırırlar. Oradan oraya dolaştırırlar, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. Ta Gemlik'ten geldik, acep ne yapsak? Derdimizi kime nasıl anlatsak? Hastane içinde nereye baksak, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. Dışkapı önünde çiçek satılır, Hemşire Hanım'da kaşlar çatılır. Allah'ım burada nasıl yatılır? Hastalar perişan, doktorlar üzgün. Beyler demeç verir hep bu hususta, Derler ki: SSK zaten iflâsta. Bir doktora düşer yüz seksen hasta, Hastalar perişan, doktorlar üzgün. 17 Temmuz 1995 Zeki Çalar |
Hayat
Hayat öyle bir şeydir ki; Önce doğarken ağlarsın. Uyur, büyür ve yürürsün, Ayakkabını bağlarsın. Hep yarını düşünürsün, Eksiğini tamamlarsın. Tam rahata erdim derken, Eksildiğini anlarsın. Zeki Çalar |
Haydi şiir okuyalım!
Ne kıyalım, ne soyalım, İnsana saygı duyalım. Güzellikler bizim olsun, Haydi şiir okuyalım! Şiir bizim ilâcımız, Şiirle diner acımız. Sevgi olsun amacımız, Haydi şiir okuyalım! Kuşlar uçsun, cıvıldasın, Dereler hep şırıldasın. Rüzgâr aşkı fısıldasın, Haydi şiir okuyalım! Seven sevdiğini özler, Gönül ile görsün gözler. Duyulsun en güzel sözler, Haydi şiir okuyalım! Zeki Çalar |
Hemşerim
Bugün seni göremedim, Nerde kaldın be hemşerim? Haber saldım, eremedim, Nerde kaldın be hemşerim? Her sabah gelip geçerken, Gün doğar çorba içerken. Bekledim işe giderken, Nerde kaldın be hemşerim? Merak ettim, hasta mısın? Ölen mi var, yasta mısın? Van'da mısın, Kars'ta mısın? Nerde kaldın be hemşerim? Gel de bir masa kuralım, Karşılıklı oturalım, Sözün belini kıralım, Nerde kaldın be hemşerim? Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 02:14 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.