![]() |
BİR VEDA HAVASI
Vakit tamam!.. seni terk ediyorum. O bütün alışkanlıklardan Ve bütün sıradanlıklardan öteye, Yorumsuz bir hayatı seçiyorum. Doyamadım inan, Kanamadım sevgiye... Korkulu *******i sayar gibi, Deprem gecesinde bir yıldız, Birdenbire kayar gibi; Ellerim kurtulacak ellerinden, Bir kuru dal, ağacından Çatırdayıp kopar gibi... Aşksa bitti... Gülse, hiç dermedik. Bul kendini kuytularda, hadi dal! Seninle bir bütün olabilirdik... Hoşça kal gözümün nuru, Hoşça kal... Vakit tamam!.. seni terk ediyorum. Bu, kırık ve incecik Bir veda havasıdır. Tutuşan ellerimden Parmak uçlarına değen sıcaklık, İncinen bir hayatın yarasıdır... Kalacak tüm izlerin hayatımda. Gözümden bir damla yaş, Sızlayıp resmine aktığında; Bir yer bulabilsem keşke Bir yer, seni hatırlatmayan; Kan tarlası gelincik şafağında... Ölümse, korktun. Savaşsa, hep kaçtın... Vur kendini kuşkularda, hadi al! Sen bir suydun oysa, Sen bir ilaçtın... Hoşça kal canımın içi, Hoşça kal. |
BİZ ÜÇ KİŞİ İDİK
Biz üç kişiydik: Bedirhan, Nazlıcan ve ben. Üç ağız.. üç deli yürek.. üç yeminli fişek! Adımız belâ diye yazılmıştı dağlara, taşlara Boynumuzda ağır vebal, Koynumuzda çapraz tüfek! El tetikte, kulak kirişte, Ve sırtımız toprağa emanet... Baldıran acısıyla ovarak üşüyen ellerimizi Yıldız yorgan altında birbirimize sarılırdık.. Deniz çok uzaktaydı Ve dokunuyordu yalnızlık... Gece, ırmak boylarında uzak çakal sesleri, Yüzümüze, ekmeğimize, Türkümüze çarpar geçerdi. Göğsüne kekik sürerdi Nazlıcan, Tüterdi buram-buram. Gizlice ona bakardık, yüreğimiz göçerdi... Belki bir çoban kavalında yitirdik Nazlıcan'ı Ateş böcekleriyle bir oldu, Kırpışarak tükendi... Bir narin kelebek ölüsü bırakıp tam ortamıza Kurşun gibi, mayın gibi, Tutuşarak tükendi... Oy, Nazlıcan... vahşi bayırların maralı... Oy, Nazlıcan... saçları fırtınayla taralı... Sen de böyle gider miydin yıldızlar ülkesine? Oy, Nazlıcan oy... can evinden yaralı... AĞIT: Serin yayla çiçeği, oy Nazlıcan.. Deli-dolu heyecan, oy Nazlıcan.. Göğsümde bir sevda kelebeği, Ölüme sunduğum can, oy Nazlıcan.. Artık, yenilmiş ordular kadar Eziktik, sahipsizdik.. Geçip gittik, parka ve yürek paramparça!. Gerisi ölüm duygusu, Gerisi sağır sessizlik.. Geçip gittik, Nazlıcan boşluğu aramızda.. Bedirhan'ı bir gedikte sırtından vurdular, Yarıp çıkmışken nice büyük ablukaları.. Omuzdan kayan bir tüfek gibi usulca, Titredi ve iki yana düştü kolları.. Ölüm bir ısırgan otu gibi Sarmıştı her yanını... Devrilmiş bir ağaçtı, ay ışığında gövdesi.. Uzanıp, bir damla yaş ile Dokundum kirpiklerine.. Göğsümü çatlatırken nabzının tükenmiş sesi.. Sanki bir şakaydı bu!.. birazdan uyanacaktı, Birazdan ateşi karıştırıp bir cıgara saracaktı... Oysa ölüm, sadık kalmıştı randevusuna, ah... O da Nazlıcan gibi, Bir daha olmayacaktı!.. Hey, Bedirhan.. katran *******in heyulası!.. Hey, Bedirhan.. kancık pusuların belâsı!. Sen de böyle bitecek adam mıydın, konuşsana, Hey, Bedirhan hey.. mezarı kartal yuvası!.. AĞIT: Mor dağların kaçağı, hey Bedirhan!. Mavi gözleri şahan, hey Bedirhan!. Zulamda bir suskun gece bıçağı, Beyaz gömleğimde kan, hey Bedirhan!. Biz üç kişiydik.. üç intihar çiçeği.. Bedirhan, Nazlıcan, Ve ben: Suphi!... |
Can Dostum
Dün gece düşümde can dostu gördüm Ulu bir çınardan dal verdi bana Uzandım yüzüne yüzümü sürdüm Ben zehir istedim bal verdi bana Dağ yanarsa yağmur çiser mi dedim Ten yanarsa rüzgar eser mi dedim Can yağarsa canan küser mi dedim Çağırdı yanına el verdi bana Can dostum dostum kül verdi bana Ben aşkı sırtıma vurdum da geldim Hasretin acısını çöl verdi bana Can dostu görünce eridim bittim Yüreğime ateş kül verdi bana Can dostum dostum kül verdi bana Aşk olmazsa kalem yazar mı dedim Dost olmazsa gönül tozar mı dedim Hayaloğlu sana kızar mı dedim Yanağımdan öptü gül verdi bana Can dostum dostum gül verdi bana. |
CEYLAN SENİ VURAMAM
Beni görünce kaçma ne olur Ceylan ben seni vuramam Saklanıp beni süzme ne olur Ceylan ben seni vuramam Tenhalarda bir gölgeyim Kimse bilmez ben nerdeyim Zalim bir avcı değilim Ceylan ben seni vuramam Dağlarda gezer dururum Akşam olur kaybolurum Belki ben de vurulurum Ceylan ben seni vuramam Vuramam vuramam Ceylan ben seni vuramam |
DAGLARDA KAR OLSAM
Şu dağlarda kar olsaydım... Bir asi rüzgar olsaydım... Arar bulur muydun beni, Sahipsiz mezar olsaydım? Şu yangında har olsaydım... Ağlayıp bizar olsaydım... Belki yaslanırdın bana, Mahpusta duvar olsaydım... Şu bozkırda han olsaydım, Yıkık, perişan olsaydım... Yine sever miydin beni, Simsiyah duman olsaydım? Şu yarada kan olsaydım, Dökülüp ziyan olsaydım... Bu dünyada yerim yokmuş, Keşke bir yalan olsaydım!.. |
Demek Şimdi Gidiyorsun
Demek şimdi gidiyorsun; Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak! Demek şimdi gidiyorsun;Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız artık sulanmayacak! Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp aynanın sahtekâr yüzüne -Oy benim yaralım- Demek şimdi gidiyorsun; Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine! Her şey tamam diyorsun,git... Beni viran bir şehir gibi terket... Haydi git! Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet... Seni bir gören olmasın,dikkat et!.. Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş... Üstüne titremekmiş...vefaymış!.. Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp Çıkıncaya kadarmış!.. Bana komaz deyip Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları, -Oy benim yaralım- Asıl sancı,uyandığında Bütün odaları boş görünce koyarmış!. Gitmek istiyorsun,git... Bir savaşçı asla vedalaşmaz! Durma git! Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz! Şunu cbine koy,ne olur ne olmaz.. Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu, Yaralarımız aman vermiyordu canımıza.. Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk.. Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih! Yırtılan bir pankart gibi Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz; -Oy benim yaralım- En az bir karıncanın yüreği kadar Namuslu ve çalışkandı ellerimiz! Artık bitti diyorsun,git.. Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam.. Sorma git! Dışarısı panik..dışarısı izdiham! Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam... Ne çok fire verdik üstüste.. Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta.. Kimliği tespit edilmemiş, Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza! Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi İçerden çürümüşüz meğerse... -Oy benim yaralım- Her gelen ölüm yazmış, Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize... Kendini arıyorsun,git.. Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan Kalma git.. Dışarısı barut..dışarısı gardiyan! Yine bir tek ben olurum sana parçalanan.. Demek şimdi gidiyorsun; Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele! Demek şimdi gidiyorsun; Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile.. Demek mecburi istikametlerin, Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında -Oy benim yaralım-maralım Demek şimdi gidiyorsun, Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle! Beni öldürüyorsun,git.. Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim Bakma git Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim... |
Diyarbakır Türküsü
Diyarbakır ortasinda vurulmuş uzaırım Ben bu kurşun sesini nerde olsa tanırım Bu dağlarda gençliğim cayı cayır yanarken Ay vurur gözyaşına ben gecede kalırım Üzülme sen, üzülme başını öne eğme Gün olur kavuşuruz, dert etme Diyarbakır Yüreğini dağlama, kanlı bezler bağlama Bu yangın söner birgün, ağlama Diyarbakır Diyarbakır yolunda toz olmuş dağılırım Bu hırçın depremlerle sarsılırım kanarım Arkadaşların yüzü ağır ağır solarken Gün doğar yaylalara, kahrımdan utanırım Ey fırtınalı bayır, ey mazlum Diyarbakır Dağlarında ateşler, alnında kızıl bakır Çiğdemler solar gibi, anneler yanar gibi Dizlerine döküldüm, ağlama Diyarbakır. |
DOKUNMA YANARSIN
Çocukluğum çıraklıkta geçti, Kir-pas içinde. Gençliğim korsan yürüyüşlerde, mitinglerde. Hapse erken düştüm, Copla erken tanıştım, Küçük voltalardan bıktım usandım! Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda, Adımlarımı saymadan, Geriye dönüp bakmadan, Usanmadan, bıkmadan, Deli taylar gibi koşmak istiyorum!Ve görüyorsun ki; Aşkı beceremiyorum... Beni kendi halime bırak, yavrucuğum, Ben yolumu nasıl olsa bulurum...Upuzun çayırlarda, Yalınayak koşmak istiyorum. Saçlarım rüzgâra konuk, Yüzüm dağlara dönük... Göğsümün çeperini, Ölümle sınayan esaret, Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret; Kıyasıya vuruşsun istiyorum! Koşmak... koşmak istiyorum, sevgilim Dönemezsem, affet... Firari *******in azmanı olmuşum, Bütün istasyonlarda afişim durur. Beni bir çocuk bile bulur... Dokunma bana, çıldırırsın! Dokunma bana, ellerin tutuşur!Koşmak istiyorum; Eksozların, molozların, Yağmaların kıyısından. Onca insafsızlıkların, Onca haksızlıkların, Manzarasızlıkların, parasızlıkların, Allahsızlıkların kıyısından... Kimseye ve hiçbir şeye değmeden, Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum! Koşmak istiyorum; Şiirimin ve yumruğumun namusuyla... Kavgaya karışmadan, tutuklanmadan Ve küfür etmeden Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!.Avucunu son bir defa, Ağlamadan tutmak istiyorum; Gözlerim yüzüne küskün, Sazım sevgine suskun... Saati ayrılığa kurmuşum, Olmaz teslimiyet! Ziyan aklımı senle bozmuşum, İçerim felâket!. Kurşunlara geleyim istiyorum, Ölmek... ölmek istiyorum, sevgilim Sağ kalırsam, affet!.. Firari acıların uzmanı olmuşum, Bütün telsizlerde adım okunur; Beni bir korkak bile vurur... Dokunma bana, fişlenirsin!. Dokunma bana, sen de yanarsın!.. |
Giderim
Artik seninle duramam Bu aksam cikar giderim Hesabim kalsin mahsere Elimi yikar giderim Sen zahmet etme yerinden Gürültü yapmam derinden Parmaklarim üzerinde Su gibi akar giderim Artik sürersin bir sefa Nr cismin kladi ne cefa Sikayet etmem bu defa Disimi sikar giderim Bozar mi sandin acilar Belaya atlar giderim Kursun gibi mavser gibi Dag gibi patlar giderim Kaybetsem bile herseyi Bu aski yirtar giderim Sinsice olmar gidisim Kapiyi carpar giderim Sana yazdigim sarkiyi Sazimdan söker giderim Ben aglayamam bilirsin Yüzümü döker giderim Köpeklerimden kusumdan Yavrumdan cayar giderim Senden aldigim ne varsa Yerine koyar giderim Ezdirmem sana kendimi Gövdemi yakar giderim Beddua etmmen üzülme Kafama sikar giderim |
Git
Demek simdi gidiyorsun Yazdigimiz siir boyle yarim kalacak Demek simdi gidiyorsun Kuslarimiz acikacak, saksilarimiz artik sulanmayacak Demek oykumuzu bir ruj lekesi gibi yapistirip aynanin sahtekar yuzune Oy benim yarali gonlum Demek simdi gidiyorsun Beni boyle toz gibi dagitip merdivenlerin dibine Hersey tamam diyorsun Git! Beni viran bir sehir gibi terket Hadi git! Disarisi ispiyon, disarisi ihanet, seni bir goren olmasin dikkat et Dostlukmus, olume yurumekmis, ustune titremekmis, vefaymis! Ask dedigin zavalli bir kapiyi duvara carpip cikincaya kadarmis! Bana koymaz deyip sancini bir kilo rakiya gomsende geceyarilari Oy benim yaralim, asil sanci uyandiginda butun odalari bos gorunceymis Gitmek istiyorsun git! Bir devrimci asla vedalasmaz Bakma git Disarisi dinamit, disarisi enkaz, sunu cebine koy ne olur ne olmaz Ihtilal magdurlariydik, kimsemiz yoktu Yaralarimiz aman vermiyordu canimiza Kimseye kiymamistik oysa, masumduk Rahatsiz ediyordu bizi bu yalanci tarih Yirtilan bir pankart gibi sehirlerin ortasina cig dusurduyse ofkemiz Oy benim yaralim En az bir karincanin yuregi kadar namusluydu ellerimiz Artik bitti diyorsun git Kirilsin kapi cerceve, kirilsin bu cam Durma git, disarisi panik, disarisi izdiham Biliyorum seni vuracaklar bu aksam Ne cok fire verdik ust uste Ne cok arkadas yitirdik bu tozlu yolculukta Kimligi tespit edilmemis ne cok ceset vurdu zeytin guzeli aksamlarimiza Buyuk utopyalar ve buyuk daglar gibi icerden curumusuz megerse Oy benim yaralim Her gelen olum yazmis, her giden ayrilik islemis bu tozlu gergerimize Kendini ariyorsun git aptal bir hayat kur icinde beni barindirmayan Kalma git, disarisi barut, disarisi gardiyan Yine bir tek parca olurum sana Demek simdi gidiyorsun Demek sonunda bizi de cokertiyor bu kancik zelzele Demek simdi gidiyorsun Yikilan bir duvar gibi omrume devrile devrile Demek mecburi istikametlerin ayriligi gosteren o adaletsiz kavsaginda Oy benim yaralim Demek simdi gidiyorsun ve bana bir tek secenek kaliyor Gule gule Beni olduruyorsun git Kalmasin hicbir yerde kalmasin izin Durma git Kafami yumruklayip ardinsira aglarsam namerdim, serefsizim. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:31 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.