![]() |
Beceriksiz
Bol bol harcar maaşını, Yetiremez beceriksiz. Hırsla bekler aybaşını, Getiremez beceriksiz. Ne kadar sıksa dişini, Yine kaçırır çişini. Eksik bırakır işini, Bitiremez beceriksiz. Beş tavukla baş edemez, Üç keçiye su veremez. Koyun meler, kuzu yemez, Yediremez beceriksiz. Yola çıksa, yolda kalır, Aklı, fikri hep dağılır. Yumurtayı sağlam alır, Götüremez beceriksiz. Hacıağa gibi durur, Har vurup, harman savurur. Tencerede et kavurur, Pişiremez beceriksiz. Şaşırır hep bildiğini, Bilmez ne halt yediğini. Yapmak ister dediğini, Başaramaz beceriksiz. Bir kaşık suda boğulur, Hemen bir bahane bulur, Yalan söyler, rezil olur, Beceremez beceriksiz. Zeki Çalar |
Beğenmez
Kendini münekkit zanneden biri, Bayırı beğenmez, düzü beğenmez. Fikir budalası, duygu fakiri, Şiiri beğenmez, sözü beğenmez. Ne edebi bilir ne de edibi, Konuşur şiirden anlarmış gibi. Hor görür gönülden yanan garibi, Ateşi beğenmez, közü beğenmez. Böyleleri el üstünde tutulur, Söylediği ne yenir ne yutulur. Bir sap gibi hep ortaya atılır, Türküyü beğenmez, sazı beğenmez. Takma adın arkasına saklanır, Ben onu tanımam, o beni tanır. Ukalâ kendini bir matah sanır, Aynada gördüğü yüzü beğenmez. 23 Mart 2006 Zeki Çalar |
Bekle beni sevdiğim
Hep ağlattın be felek! Ne zaman güleceğim? Bıktım hasret çekmekten, Kahrımdan öleceğim. Bekle beni sevdiğim, Yakında döneceğim. Vallahi çok özledim, Sarılıp öpeceğim. Huzuruna varınca, Hemen diz çökeceğim. Ben ettim, sen de etme, Merhamet diyeceğim. Ellerini tutup da, Gül yüzüne bakıp da, Dizine kapanıp da, Gözyaşı dökeceğim. Zeki Çalar |
Ben
Bazen ince fikirliyim, Bazen de yoz fikirliyim. Sağım sıla, solum gurbet, Hem köylü hem şehirliyim. Sırtıma aldım çuvalı, Yaylada çaldım kavalı. Anamdan doğdum doğalı, Ben bir hasret şairiyim. Zeki Çalar |
Ben iyi çocuktum
Sözümün eriydim, dimdik biriydim, Yıllara yenildim, biraz eğildim. Hâlimi sordular, iyiyim dedim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Dokuz ay on günlük bir yoldan geldim, Annemi tanıdım, babamı bildim. Beşikte uyurken melek gibiydim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Temize imrendim, pisden iğrendim, Kolaya yöneldim, zora direndim. Sokaklarda küfretmeyi öğrendim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Hayalim genişti, merakım çoktu, Kovana taş attım, arılar soktu. Küçükken bu kadar günahım yoktu, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Bülbüle özendim, gülden hoşlandım, Bazen alkışlandım, bazen dışlandım. Vicdanıma karşı biraz borçlandım, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Gerçeği ararken hayale daldım, Yokluktan, çileden payımı aldım. Çevreme bakınca çaresiz kaldım, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Zeki Çalar |
Ben sevdalı bir şairim
Ben sevdalı bir şairim, Dergilerde yoktur yerim. Dertleşecek bir dost bulsam, Çocuk gibi sevinirim. Duygularım gelir dile, Söz olur çektiğim çile. Gönlümdeki bu aşk ile, Ölüp ölüp dirilirim. Severim dost sohbetini, Yaparım güzel methini. Nazlı yârin kıymetini, Anam bilmez, ben bilirim. Sevdalıyım, hâlim yaman, Başım tüter duman duman. Mecnun olsan zaman zaman, Bir yâr için deliririm. Sahte şairler türedi Gel gör, şiiri n'eyledi? Okudum, aklım ermedi, Cahil diye yerilirim. Kafiyesiz söz yazarlar, Şiire mezar kazarlar. Doğru söylerim kızarlar, Bir kalemde silinirim. Ahenksiz sözler bollaştı, Mısraların tadı kaçtı. Şiir halktan uzaklaştı, Hep bu yüzden dertlenirim. Garibim sesim duyulmaz, Gönlüm yine rahat durmaz. Yazdığım şiir sayılmaz, Zaten hep hor görülürüm. 24 Ekim 1997 Zeki Çalar |
Ben Şairim
Kâinatın ötesinden bakarım, El uzatsam, yıldızları tutarım. İmge bende, duygu bende, us bende, Ben şairim, ne istersem yaparım. Bir boyuttan, bir boyuta geçerim, Cennet bahçesinde Kevser içerim. Hurilerin güzelini seçerim, Ben şairim, ne istersem yaparım. Sarp dağlarda, kaya gibi dururum, Sözcük harmanında, söz savururum. Çiğnense de kahrolası gururum, Ben şairim, ne istersem yaparım. Her sözcükten anlam alıp, satarım, Bazen meteliğe kurşun atarım. Çok kızarsam, feleğe de çatarım, Ben şairim, ne istersem yaparım. Hiç eksilmem, günden güne artarım, Pençe vursam, ufukları yırtarım. Her sözcüğü ölçer, biçer, tartarım, Ben şairim, ne istersem yaparım. Bülbül olup, gül dalında öterim, Tutuşursam, baca gibi tüterim. Çok kötüyüm, beterden de beterim, Ben şairim, ne istersem yaparım. Zeki Çalar |
Benim gibi yap
Madem seviyorsun; Yârini ihmal etme, Yüzüne baksın. Benim gibi yap; Hamamda türkü söyle, Ses güzel çıksın. 16 Haziran 2007 Zeki Çalar |
Biga bir dağa dayanır
Biga bir dağa dayanır. Ovası yeşil boyanır. Biga'nın güzel kızları, Sabah erkenden uyanır. Nazlı akar Biga Çayı, İkiye böler Biga'yı, Aşıp gider düz ovayı, Denize doğru uzanır. Bir kız gördüm melek yüzlü, Sarışın ve mavi gözlü, Ya nişanlı ya da sözlü, Dantel örmekten usanır. Sepeti takar koluna, Çıkar Bandırma yoluna. Allah'ın güzel kuluna, Yürek mi can mı dayanır? Hendekleri hoplar geçer, Şalvarını toplar geçer, Gümüşçay'da ekin biçer, Selâm versem çok utanır. Yolları tutar jandarma, Yapar arama tarama. Bu askerlik biter, ama, Ömür boyu hatırlanır. Zeki der ki: Dünya yalan, Sev bir güzel, sev oyalan. Şu Biga'da asker olan, Elbet bir gün akıllanır. Zeki Çalar |
Bildiğim insanlar
Güzel insan bilirim, Her gönülde yeri var. Önünde eğilirim, Gözümde değeri var. İyi insan bilirim, Sanatı, hüneri var. Hiçbir çağa sığmaz o, Güzel bir eseri var. Güleç insan bilirim, Şeker gibi dili var. Düşmanı dost eder o, Öpülecek eli var. Kötü insan bilirim, Kini var, kibiri var. Ne yazık ki böylesi, Ta ezelden beri var. Zeki Çalar |
Bilecik türküsü
Bilecik'te gidiyorum işime, Kaderime türkü yaktım, n'eyleyim? Veda ettim çocuğuma, eşime, Dostlarıma hazin baktım, n'eyleyim? Bilecik'te yorgun argın gezilmez, Erken gelip, ev bulanlar üzülmez. Ağlasam da, ağladığım sezilmez, Gözyaşımı içe attım, n'eyleyim? Ayrılmak zor toprağımdan, malımdan, İş aradım, gurbet çıktı falımdan. Bir çiçektim, koparıldım dalımdan, Yudum yudum hasret tattım, n'eyleyim? Bakanlıktan tayin emri gelince, Yola çıktım ta gecenin üçünde. Ev aradım Bilecik'in içinde, Otelleri mekân yaptım, n'eyleyim? Çırpınırım kaderimin ağında, Kavrulup giderim kendi yağımda. Bir iş buldum Bilecik'in dağında, Evli iken, bekâr yattım, n'eyleyim? Oku bana bir Bilecik türküsü, Şair eder türkülerin büyüsü. Çile yazar her işçinin öyküsü, Bir derdime bin dert kattım, n'eyleyim? Zeki Çalar |
Bilgili ol
Başarıyı istiyorsan, Oku, öğren, bilgili ol. Yarınlar benim diyorsan, Oku, öğren, bilgili ol. Boş geçirme zamanını, Değerlendir her anını, Düşün sözün anlamını, Oku, öğren, bilgili ol. Bilgi sırrın anahtarı, Fikrimizin gülpınarı. Bilgi açar ufukları, Oku, öğren, bilgili ol. Cahillerin sözü mü var? Karanlığın yüzü mü var? Her zorluğun çözümü var, Oku, öğren, bilgili ol. Bir faydan dokunur yurda, Can veren var bu uğurda. Başarının sırrı burda, Oku, öğren, bilgili ol. Akıl, fikirle geziyor, Çok okuyan çok seziyor. Kitaplarda ne yazıyor? Oku, öğren, bilgili ol. Zeki Çalar |
Bir canın var
Makamın var, unvanın var, Senin de bir vicdanın var. Bir gün tenden uçar gider, Kuş misali bir canın var. Hükmün yürür, tanınırsın, Yaptığınla anılırsın. Mağrur olma, yanılırsın, Serçe kadar bir canın var. İsrter han ol, ister hakan, Baki değil mevki, makam. Kefen giysen hani yakan? Hakk'a teslim bir canın var. Bu dünyayı alsan satın, Neye yarar yatın, katın? Bir namazlık saltanatın, Bir salâlık bir canın var. 4 Nisan 2007 Zeki Çalar |
Beceriksiz
Bol bol harcar maaşını, Yetiremez beceriksiz. Hırsla bekler aybaşını, Getiremez beceriksiz. Ne kadar sıksa dişini, Yine kaçırır çişini. Eksik bırakır işini, Bitiremez beceriksiz. Beş tavukla baş edemez, Üç keçiye su veremez. Koyun meler, kuzu yemez, Yediremez beceriksiz. Yola çıksa, yolda kalır, Aklı, fikri hep dağılır. Yumurtayı sağlam alır, Götüremez beceriksiz. Hacıağa gibi durur, Har vurup, harman savurur. Tencerede et kavurur, Pişiremez beceriksiz. Şaşırır hep bildiğini, Bilmez ne halt yediğini. Yapmak ister dediğini, Başaramaz beceriksiz. Bir kaşık suda boğulur, Hemen bir bahane bulur, Yalan söyler, rezil olur, Beceremez beceriksiz. Zeki Çalar |
Beğenmez
Kendini münekkit zanneden biri, Bayırı beğenmez, düzü beğenmez. Fikir budalası, duygu fakiri, Şiiri beğenmez, sözü beğenmez. Ne edebi bilir ne de edibi, Konuşur şiirden anlarmış gibi. Hor görür gönülden yanan garibi, Ateşi beğenmez, közü beğenmez. Böyleleri el üstünde tutulur, Söylediği ne yenir ne yutulur. Bir sap gibi hep ortaya atılır, Türküyü beğenmez, sazı beğenmez. Takma adın arkasına saklanır, Ben onu tanımam, o beni tanır. Ukalâ kendini bir matah sanır, Aynada gördüğü yüzü beğenmez. 23 Mart 2006 Zeki Çalar |
Bekle beni sevdiğim
Hep ağlattın be felek! Ne zaman güleceğim? Bıktım hasret çekmekten, Kahrımdan öleceğim. Bekle beni sevdiğim, Yakında döneceğim. Vallahi çok özledim, Sarılıp öpeceğim. Huzuruna varınca, Hemen diz çökeceğim. Ben ettim, sen de etme, Merhamet diyeceğim. Ellerini tutup da, Gül yüzüne bakıp da, Dizine kapanıp da, Gözyaşı dökeceğim. Zeki Çalar |
Ben
Bazen ince fikirliyim, Bazen de yoz fikirliyim. Sağım sıla, solum gurbet, Hem köylü hem şehirliyim. Sırtıma aldım çuvalı, Yaylada çaldım kavalı. Anamdan doğdum doğalı, Ben bir hasret şairiyim. Zeki Çalar |
Ben iyi çocuktum
Sözümün eriydim, dimdik biriydim, Yıllara yenildim, biraz eğildim. Hâlimi sordular, iyiyim dedim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Dokuz ay on günlük bir yoldan geldim, Annemi tanıdım, babamı bildim. Beşikte uyurken melek gibiydim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Temize imrendim, pisden iğrendim, Kolaya yöneldim, zora direndim. Sokaklarda küfretmeyi öğrendim, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Hayalim genişti, merakım çoktu, Kovana taş attım, arılar soktu. Küçükken bu kadar günahım yoktu, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Bülbüle özendim, gülden hoşlandım, Bazen alkışlandım, bazen dışlandım. Vicdanıma karşı biraz borçlandım, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Gerçeği ararken hayale daldım, Yokluktan, çileden payımı aldım. Çevreme bakınca çaresiz kaldım, Ben iyi çocuktum, kötü değildim. Zeki Çalar |
Ben sevdalı bir şairim
Ben sevdalı bir şairim, Dergilerde yoktur yerim. Dertleşecek bir dost bulsam, Çocuk gibi sevinirim. Duygularım gelir dile, Söz olur çektiğim çile. Gönlümdeki bu aşk ile, Ölüp ölüp dirilirim. Severim dost sohbetini, Yaparım güzel methini. Nazlı yârin kıymetini, Anam bilmez, ben bilirim. Sevdalıyım, hâlim yaman, Başım tüter duman duman. Mecnun olsan zaman zaman, Bir yâr için deliririm. Sahte şairler türedi Gel gör, şiiri n'eyledi? Okudum, aklım ermedi, Cahil diye yerilirim. Kafiyesiz söz yazarlar, Şiire mezar kazarlar. Doğru söylerim kızarlar, Bir kalemde silinirim. Ahenksiz sözler bollaştı, Mısraların tadı kaçtı. Şiir halktan uzaklaştı, Hep bu yüzden dertlenirim. Garibim sesim duyulmaz, Gönlüm yine rahat durmaz. Yazdığım şiir sayılmaz, Zaten hep hor görülürüm. 24 Ekim 1997 Zeki Çalar |
Ben Şairim
Kâinatın ötesinden bakarım, El uzatsam, yıldızları tutarım. İmge bende, duygu bende, us bende, Ben şairim, ne istersem yaparım. Bir boyuttan, bir boyuta geçerim, Cennet bahçesinde Kevser içerim. Hurilerin güzelini seçerim, Ben şairim, ne istersem yaparım. Sarp dağlarda, kaya gibi dururum, Sözcük harmanında, söz savururum. Çiğnense de kahrolası gururum, Ben şairim, ne istersem yaparım. Her sözcükten anlam alıp, satarım, Bazen meteliğe kurşun atarım. Çok kızarsam, feleğe de çatarım, Ben şairim, ne istersem yaparım. Hiç eksilmem, günden güne artarım, Pençe vursam, ufukları yırtarım. Her sözcüğü ölçer, biçer, tartarım, Ben şairim, ne istersem yaparım. Bülbül olup, gül dalında öterim, Tutuşursam, baca gibi tüterim. Çok kötüyüm, beterden de beterim, Ben şairim, ne istersem yaparım. Zeki Çalar |
Ben yarını düşünürüm
Ben yarını düşünürüm, Çocukla çocuk olurum. Bir gönüle girebilsem, Her gönülde yer bulurum. Kuş uçmalı, gül kokmalı, Çevreye doğal bakmalı, Her dereden su akmalı, Su olmazsa, kavrulurum. Fidan gibi filizlensem, Sevinirim, meyve versem, Kesilen bir ağaç görsem, Can evimden vurulurum. Arı gibi petek örsem, Övünürüm, yüz güldürsem, Yıkılan bir gönül görsem, Üzülürüm, kahrolurum. 7 Temmuz 2000 Zeki Çalar |
Benim gibi yap
Madem seviyorsun; Yârini ihmal etme, Yüzüne baksın. Benim gibi yap; Hamamda türkü söyle, Ses güzel çıksın. 16 Haziran 2007 Zeki Çalar |
Biga bir dağa dayanır
Biga bir dağa dayanır. Ovası yeşil boyanır. Biga'nın güzel kızları, Sabah erkenden uyanır. Nazlı akar Biga Çayı, İkiye böler Biga'yı, Aşıp gider düz ovayı, Denize doğru uzanır. Bir kız gördüm melek yüzlü, Sarışın ve mavi gözlü, Ya nişanlı ya da sözlü, Dantel örmekten usanır. Sepeti takar koluna, Çıkar Bandırma yoluna. Allah'ın güzel kuluna, Yürek mi can mı dayanır? Hendekleri hoplar geçer, Şalvarını toplar geçer, Gümüşçay'da ekin biçer, Selâm versem çok utanır. Yolları tutar jandarma, Yapar arama tarama. Bu askerlik biter, ama, Ömür boyu hatırlanır. Zeki der ki: Dünya yalan, Sev bir güzel, sev oyalan. Şu Biga'da asker olan, Elbet bir gün akıllanır. Zeki Çalar |
Bildiğim insanlar
Güzel insan bilirim, Her gönülde yeri var. Önünde eğilirim, Gözümde değeri var. İyi insan bilirim, Sanatı, hüneri var. Hiçbir çağa sığmaz o, Güzel bir eseri var. Güleç insan bilirim, Şeker gibi dili var. Düşmanı dost eder o, Öpülecek eli var. Kötü insan bilirim, Kini var, kibiri var. Ne yazık ki böylesi, Ta ezelden beri var. Zeki Çalar |
Bilecik türküsü
Bilecik'te gidiyorum işime, Kaderime türkü yaktım, n'eyleyim? Veda ettim çocuğuma, eşime, Dostlarıma hazin baktım, n'eyleyim? Bilecik'te yorgun argın gezilmez, Erken gelip, ev bulanlar üzülmez. Ağlasam da, ağladığım sezilmez, Gözyaşımı içe attım, n'eyleyim? Ayrılmak zor toprağımdan, malımdan, İş aradım, gurbet çıktı falımdan. Bir çiçektim, koparıldım dalımdan, Yudum yudum hasret tattım, n'eyleyim? Bakanlıktan tayin emri gelince, Yola çıktım ta gecenin üçünde. Ev aradım Bilecik'in içinde, Otelleri mekân yaptım, n'eyleyim? Çırpınırım kaderimin ağında, Kavrulup giderim kendi yağımda. Bir iş buldum Bilecik'in dağında, Evli iken, bekâr yattım, n'eyleyim? Oku bana bir Bilecik türküsü, Şair eder türkülerin büyüsü. Çile yazar her işçinin öyküsü, Bir derdime bin dert kattım, n'eyleyim? Zeki Çalar |
Bilgili ol
Başarıyı istiyorsan, Oku, öğren, bilgili ol. Yarınlar benim diyorsan, Oku, öğren, bilgili ol. Boş geçirme zamanını, Değerlendir her anını, Düşün sözün anlamını, Oku, öğren, bilgili ol. Bilgi sırrın anahtarı, Fikrimizin gülpınarı. Bilgi açar ufukları, Oku, öğren, bilgili ol. Cahillerin sözü mü var? Karanlığın yüzü mü var? Her zorluğun çözümü var, Oku, öğren, bilgili ol. Bir faydan dokunur yurda, Can veren var bu uğurda. Başarının sırrı burda, Oku, öğren, bilgili ol. Akıl, fikirle geziyor, Çok okuyan çok seziyor. Kitaplarda ne yazıyor? Oku, öğren, bilgili ol. Zeki Çalar |
Bir canın var
Makamın var, unvanın var, Senin de bir vicdanın var. Bir gün tenden uçar gider, Kuş misali bir canın var. Hükmün yürür, tanınırsın, Yaptığınla anılırsın. Mağrur olma, yanılırsın, Serçe kadar bir canın var. İsrter han ol, ister hakan, Baki değil mevki, makam. Kefen giysen hani yakan? Hakk'a teslim bir canın var. Bu dünyayı alsan satın, Neye yarar yatın, katın? Bir namazlık saltanatın, Bir salâlık bir canın var. 4 Nisan 2007 Zeki Çalar |
Bir çocuk ağlıyor
Koşuyor saatler, dönüyor dünya, İnsanlar telâşlı, dünya telâşlı. Dinleyin anneler, duyun babalar, Bir çocuk ağlıyor gözleri yaşlı. Zaman bir tiyatro, açılmış perde, Mekân adliye sarayı ve bir de, Boşanma davası varken içerde, Bir çocuk ağlıyor çatılmış kaşlı. Davacı, davalı, tanık burada, Hâkimin yüreği yanık burada. Herkesin vicdanı sanık burada, Bir çocuk ağlıyor masum bakışlı. Zeki Çalar |
Bir esmerde gözüm var
Bir esmerde gözüm var, Görsem mutlu olurum. Söylenecek sözüm var, Söylesem kurtulurum. Esmer sevdim seveli, Gezerim deli deli, Başımda kavak yeli, Gönlümce savrulurum. Gül yollarım gül diye, Yalvarırım gel diye. Yine göreyim diye, Bir bahane bulurum. Keklik gibi sekiyor, Ceylan gibi bakıyor, Ateş gibi yakıyor, Yanarım, kavrulurum. Ah bir tutsam elini, Sarsam ince belini. Olsun anam gelini, Olmazsa kahrolurum. Zeki Çalar |
Bir fidan dik
Bir fidan dik, dibini sula, Gözün gibi bak, büyüt. Filizlensin dalları, Yapraklarla donansın. O fidanı öyle bir büyüt ki; Koskoca bir ağaç olsun. Kuşlar konsun dallarına, Cıvıl cıvıl cıvıldasın. Her ilkbaharda çiçeklensin o ağaç, Yaz gelince meyve versin. Çocuklar oynasın gölgesinde, Meyvesini yesinler. O ağaç eserin olsun, 'Dikili bir ağacı var' desinler. Biz seni hep eserinle analım, Gölgesi serin olsun. 26 Mayıs 2007 Zeki Çalar |
Bir garip öldü
Bir garip öldü. Selası okunurken, Hüzün göründü. Bir garip öldü. Kimi 'Bana ne! ' dedi, Kimi üzüldü. Bir garip öldü. Cenazeyi görseydi, Yine ölürdü. Bir garip öldü. Ah bir zengin olsaydı, Binler yürürdü. Bir garip öldü. Duası da kısaydı, Hemen gömüldü. Bir garip öldü. Mezar taşı bile yok, Tahta dikildi. 15 Nisan 2007 Zeki Çalar |
Bir güzele sevdalandım
Bir güzele sevdalandım, Tozdum Ayşe! Ayşe! Diye. Hem aklımı hem fikrimi, Bozdum Ayşe! Ayşe! Diye. Tam boyuma göre boyu, Hep huyuma benzer huyu. Gözler n'eylesin uykuyu? Sızdım Ayşe! Ayşe! Diye. Giresun'un yollarında, Su içtim yaylalarında. Gözüm fındık dallarında, Gezdim Ayşe! Ayşe! Diye. Hasretim var buram buram, Yârdan ayrı nasıl duram? Sevmeyene dünya haram, Sezdim Ayşe! Ayşe! Diye. Ne neşem var ne güldüğüm, Ayrılık zor ey sevdiğim. Duygularım düğüm düğüm, Çözdüm Ayşe! Ayşe! Diye. Dertler bırakmaz yakamı, Felek, garezin bana mı? Hem anamı hem babamı, Üzdüm Ayşe! Ayşe! Diye. Zeki der ki: Sözüm hastan, Kopup geldim ta Milas'tan. Bir güzele yazdım destan, Yazdım Ayşe! Ayşe! Diye. Zeki Çalar |
Bir güzele vuruldum
Bir güzele vuruldum, Vurulmak kolay değil. Ne durdum ne yoruldum, Durulmak kolay değil. Ne süslü ne ojeli, Yanakları gamzeli. O bir köylü güzeli, Sarılmak kolay değil. Evleri var tuğladan, Mektup yazdım Muğla'dan, Hem yârdan hem sıladan, Ayrılmak kolay değil. Şalvar giyer basmadan, Salkım toplar asmadan. Neler çektim haspadan, Yalvarmak kolay değil. Zeki Çalar |
Bir kız sevdim Milas'ta,
Bir kız sevdim Milas'ta, Aklım yine iflâsta. Kız güzel, ben sevdalı, Bakarım hasta hasta. Ne sarıldım, ne öptüm, Bir güzele dil döktüm. Boşa mı yanıp tüttüm? Hey gidi felek usta! Bir güzele dil dökmek, Kolay mı sevda çekmek? Ne aş yerim ne ekmek, Tarhanam kaldı tasta. Milas'ın yanı Beçin, Ören yolundan geçin. Ağladım o kız için, Yalvardım eşe dosta. Zeki Çalar |
Bir masal söyle
Bir çocuk olayım, yatır dizine, Bir anne gibi bak, bir masal söyle. Sevgiyi, şefkati takın yüzüne, Bir anne gibi bak, bir masal söyle. Güneş uyandırır, hasret yandırır, Umutlar hayali gerçek sandırır. Sözler yalan olsun, gözler kandırır, Bir anne gibi bak, bir masal söyle. Her sabah yeni bir umutla başlar, Yine cıvıl cıvıl ötüşür kuşlar. İnandırsın beni masum bakışlar, Bir anne gibi bak, bir masal söyle. Dağlar dumanlanmış, kurtlar ulumuş, Çobanlar uyumuş, sürü dağılmış. Doğruyu söylemek sana mı kalmış? Bir anne gibi bak,bir masal söyle. Zeki Çalar |
Bir mektup gönderin
Bir çınar bilirim gölgesi serin, Unutmam derenin neresi derin. Hasret yüreğimde nasır bağladı, Bir mektup gönderin, bir haber verin. Türküler söylerim gözlerim nemli, İçimde özlem var, hasret kıdemli. Razıyım olsa da binbir sitemli, Bir mektup gönderin, bir haber verin. Hasretin derdinden hislerim çağlar, Gözlerim dursa da yüreğim ağlar. Düşüme giriyor kekikli dağlar, Bir mektup gönderin, bir haber verin. Özledim sılamı güzel yurdumu, Leylekler geldi mi, yuva kurdu mu? Tek ayak üstünde öyle durdu mu? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Sürüler çayıra dağılıyor mu? Alaca inekler sağılıyor mu? Taş dibekte bulgur döğülüyor mu? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Sılayı andıkça gözlerim dolar, Deli gönül yaylaları arzular. Yine meleşir mi körpe kuzular? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Sodra Dağı bulutlara değer mi? Ak üstüne yeşilleri giyer mi? Cırcır böcekleri türkü söyler mi? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Kardeş kardeşini hiç aramaz mı? Dostlar birbirini hatırlamaz mı? Seven sevdiğine mektup yazmaz mı? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Bir kalem, bir kâğıt, bir de zarf olsun, Sıladan gurbete köprü kurulsun. Kalem tutan elleriniz nur olsun, Bir mektup gönderin, bir haber verin. Merak ediyorum hasta mısınız? Ölen kalan mı var, yasta mısınız? Milas'ta mı, yoksa Kars'ta mısınız? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Zeki Çalar der ki: Ey Gülten bacı! Hasret bir dert ise, mektup ilacı. Durur mu avluda o dut ağacı? Bir mektup gönderin, bir haber verin. Zeki Çalar |
Bir sigara tüttürdüm
Bir sigara tüttürdüm, Dumanı Maltepe'den. Marmara'yı seyrettim, Umurbey Aytepe'den. Sıra sıra ağaçlar, Zeytin dolu yamaçlar. Bura Gemlik Körfezi, Dağ biter, deniz başlar. Gemlik deniz kıyısı, Gazino, çay bahçesi. Kulaktaşı'na çıksam, Duyulur bülbül sesi. Daldan sarkan zeytinler, Martı sesini dinler. Bir güzeli özledim, Geçmez oldu bu günler. Zeki Çalar |
Bir şairi küstürdüler
Düşlerini çok gördüler, Umudunu söndürdüler. Kına yaksın yalancılar, Bir şairi küstürdüler. Mert bildiği namert çıktı, Dost dediği kurşun sıktı, En sevdiği gönül yıktı, Bir şairi küstürdüler. Haklı çıktı hep haksızlar, Onurlandı ahlâksızlar. Yürek yanar, bağır sızlar, Bir şairi küstürdüler. Ona, buna çok güvendi, Hayatta hep kazık yedi. Gören, duyan yazık dedi, Bir şairi küstürdüler. Alavere dalavere, Aldandı göz göre göre, Mağdur oldu yüz bin kere, Bir şairi küstürdüler. Bu nasıl iş, nasıl plân? Yuva yapmış yalan dolan. Sebep oldu falan filan, Bir şairi küstürdüler. Zeki Çalar |
Bizim dünyamız
Bağlarda keklik ötmeli, Dağlarda duman tütmeli. Bu dünya bizim dünyamız, Fidan dikip, büyütmeli. Kar yağmalı, su akmalı, Kuş uçmalı, gül kokmalı. Her millete hoş bakmalı, Irkçılığı öğütmeli. Diller ayrı, dinler ayrı, Ayrılığın var mı hayrı? Nefret, garez bitsin gayrı, Hep sevgiyi öğretmeli. Adım Zeki, sözüm nazım, Türkü söyler gönül sazım. Yaşanacak dünya lâzım, Dostça fikir yürütmeli. 28 Ocak 2007 Zeki Çalar |
Bodrum güneşi
Milas'tan doğarken Bodrum güneşi, Denizin üstünde uçar martılar. Yorgun balıkçılar döner avından, Kumlarla sevişir nazlı dalgalar. Yeşil, beyaz ve mor, bir yanda mavi, Bir cennet yaratmış doğa dokusu. Çamların gölgesi yatmış denize, Yâr olmuş dağlara kekik kokusu. Ağustos sıcağı yakarken bizi, Seyrettik kaleden berrak denizi. Görür gibi olduk eski çağları, Yeniden yaşadık geçmişimizi. Güneşi yutunca dağların ardı, O güzel sahili serinlik sardı. Türkçeye hasrettik o gün Bodrum'da, Yollarda yabancı turistler vardı. Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:03 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.