![]() |
Başlamadan Bitti
Küskünüm, yıldızlara. Avuçlarımda günahlar birikmiş. Vicdanım kendisine yenik. Donuk bir labirentteyim. Her yerde geçmişin tüneli. Karanlık koridorlar. Üstü kapanmayan yaralar. İzlerinde biriken acılar. Barışamıyorum, kendimle. Bir sendeyim, bir kendimde. Başka kollarla atılamıyorum. Varlığın her şeyi engelliyor. Gülmeyi, sarılmayı, sevişmeyi. Koyun koyuna ürüyen barışmaları. Nazlı bir güle dokunan, Sorgusal vazoları. Hiçbir yere ait değilim. Kendi kendimin içinde, Yoksun gelecekleri sayıyorum. İsmini sayarken, Harflerinde can çekişiyorum. Artık dönüşüm yok. Bir kere başladım, son denilene. En son seni yaşadım. Tıpkı başladığı anda sonlanan gibi. Kudret Alkan |
Başlamayan Mektup
Ayrılmak istiyorum, kendimden. Dünün yaralı tohumlarından. Sevginin tarif edilmez adreslerinden. Pınar gibi hayat. Aktıkça neşesini buluyor. Onlar, benden yarını alıyor. Bütün ışıklar nefessiz. Odamın içinde duvarlar. Geçit vermeyen yaşam gibiler. Aşka sırtımı verdim. Dost gibi ince çizgisi. Düşman gibi ötedeki düşleri. Zaman, yoksunluk benzetmeleri. İçinde konuşmayan bir karanlık. Işığın geçitsiz mağarası. Üzerime güzellik düşüyor. Orada senden bir parça buluyorum. Okyanusa tutunan dalgalarımla. Hızlı bir akış içindeyim. Sırtını dönmüş bütün nehirler. Yalnızlığın susuz beklentilerinde. Yaşlı bir göz olmuşum. İçinde taşınan gençliğiyle. Ses seda vermeyen dudaklarıyla. Güneşi öpüyorum, teninden. Ruhun dokunulmuş çöllerinde. Develerin üşüyen bedenlerinde. Şimdi ilerliyorum. Sonuna kadar olan bir sonla. Ve başlamayan tüm aşk mektuplarıyla. Kudret Alkan |
Başlangıcı ve Sonu Yok
Gözlerim gözlerine ekilmiş. Umut sessizliğe bürünmüş. Yanağımda canlı göz yaşları. İçinde seni taşıdığım. Zamanı kaybeden izlerinle. Kendi halimde, kendime yabancıyım. Senin olduğun yerde zaman silinmiş. Her gün yeniden doğuyorsun. Sevincin mutluluğa sığmıyor. O zaman, başka bir adam oluyorum. Şimdi sen yoksun. Ayrılık ruhuma kilit vurmuş. Dizlerim bedenimi taşıyamıyor. Çarelerde eski dermanlar yok. Umut rayından çıkmış. Şimdi kanıma seni ekiyorum. Kucakladığım rüzgar gibisin. Estikçe içimde doğan çocuk, Gitmek için telaş ediyor. Onu bir türlü tutamıyorum. Zaman gibi içimde devriliyor. Anladım, sensizliğin sonu yok. Tıpkı, başlangıcının olmadığı gibi. Kudret Alkan |
Bedenleşme
Büyük bir aşk yarattık. Acılarla çoğalan. Bir elimizde gerçek, Diğer elimizde hayal. Her biri, birbirinin devamı. Tutku kadar çoğaldık. Her öpüşte, Çoğalan bedenlerimizle. Kudret Alkan |
Benden Doğma
Anılar, beni hayata yazar. Uğruna öleceğim anılar. Seni bulduğum tek özgür yer. Mutluluğun doğduğu sabahı düşün. Orada yüzümü seninle yıkıyorum. Havluda seni kuruluyorum. Bornozumda seni giyiyorum. Dudaklarımda seni öpüyorum. Ellerimle seni avuçluyorum. Şüphelerimde seni gerçek yapıyorum. Ruhumdan ruhuna doğru işliyorum. Işıklarda kendimi söndürüyorum. Evin holünde seninle yürüyorum. Sensiz telefonların anlamı yok. Anlamı yok, hiçbir şeyin Aşkım, beni yaşatmıyor. Bir ölüyüm sensiz. Ölüden daha ölü. Beterin kurtuluşuna doğru. Duvarların sıvası oluyorsun. Evin çatısını sarıyorsun. İçtiğim sigaradaki duman oluyorsun. Gizli kalmış sırlarımdasın. Dertlerimin içtiği dermansın. Saklanmışsın hayatın mahzenine. Seninle hayatım yıllanıyor. Her geçen yıl daha güzel. Her güzellik senden kalma. Her sen, benden doğma. Kudret Alkan |
Benden Kopunca
Kapaksız yüreğim. Dönüşen çığlıklar. Aç kalan acılar. Sonu yokluk. Her yerden doğdum. İnfazı silaha boğdum. Yıkıldım defalarca. Gözlerim kan tutana dek. Silindim. Bir anda seni kaybettim. Aklım hücre gibi. Yerlere serilmiş. Önünde mutsuzluk. Yoklukla çoğalmak. Bir anda dert yanar. Ellerim seni kuşanır. Sen benden kopunca. Kudret Alkan |
Beni Arama
Beni arama sevgilim. Ben bu sabah yok oldum. Şiirimde kelimelere küstüm. Yollarımı seninkinden ayırdım. Uzak bir mekana düştüm. Hasret bir dost oldu. Kokun bana ayrı bir yaşam. İçimdeki yılgınlıklara gömüldüm. Artık toprağa karıştım. Cenazeler beni yıkadı. Dertler beni arkamdan vurdu. Hayat bana düşman kesildi. Servetim senin yüreğin oldu. Beni arama sevgilim. Hayat seninle bir özet. Bu özet seninle dolgun. Yarınlar, seninle bugün. Hayatımın diğer yarısı sensin. Denizlerin ağlatamadığı sensin. Mutluluk sana yakın olsun. Beni arama sevgilim. Ne bugününde, Ne de seni bekleyen yarınlarda. Kudret Alkan |
Benliğin
Sokaklar beni kucaklar. Her köşesinde bir acım var. Yağmur dolmuş kaldırımlara. Tıpkı benden taşan sen gibi. Kaçtıkça seni görürüm. Hayatımda ayrı bir kaynak. Yaşamın kucakladığı bir çocuk. Büyüdük, sevdik. Güvercinlerin bakışları altında. Yıldızların seslenişi adına. *******in karanlıkları içinde. Bitmeyen sevginin söyleşisinde. Duvarlardan akan sıvaların üstünde. Derin bir nefesin içinde. Evet, sevmek bu sevgili. Acıların içinden doğru. Senin özlemine doğru. Bırakmadığım bir başka acının içinde. Benden sökülmeyen ruhun gibi. Her yanımı saran benliğin gibi. Kudret Alkan |
Beraat
Mahkemeye düşmüşüm, bir gecede, Suçu, seni sevmemde bulmuşlar. Kimi ödül veriyor, kimi ceza. Anlatmalıyım hakime. Salonun sessizliği benle bozuluyor. Kimileri asın bu adamı diyor. Kendimden şüpheli bir halim var. Sorular zincirin halkaları gibi gelmekte. Her bir cevapta, bir uğultu kopuyor. Sevmekle katil olunur mu hakim bey? Herkes bir yuh çekiyor, bana. Kemiklerimde var bir yanma. Bakışlarım giderek donuklaşıyor. Adımı bile unutmuşum. Son tanık geliyor, kürsüye. Baktığım anda gözlerim doluyor. Sevdiğim insan karşımda. Bir müddet bakışıyoruz, Sonra başlıyor konuşmaya. Hakime, beni de asın ben de seviyorum diyor. Cümle alem şaşırıyor bu söze. Yaşadıklarımızı anlatıyor. Şaşırıyorum anlatılanlara. Sözü bittiğinde, hakim karar diyor. Meraklı bir bekleyişten sonra, Beraat diyor. Kudret Alkan |
Bilemezsin
Ayrıyım bilemezsiniz. Bir kan çekiliyor, içimden. Tırnaklarım seni anıyor. Bir yol bitiyor hayatımda. Devamı olmayan yarınlar geliyor. Her birisinde kaybolan bir adam. Dünya bildiğimiz gibi dönüyor. Bazıları acıyla, bazıları sevinçle yıkanıyor. Doğmadığım dünyada olmak. Mutlulukla koyu sohbetlere dalmak. Her birisinde bir yol var. Yollarla dost olan bir adam var. Bırakın da gideyim. Bir kereliğine sokaklar gülsün. Lambalar aşkımı yansıtsın. Karanlığa aşık olurcasına. Kirpiklerimde kapanmayan aşkım adına. Açılıp kapanan bir adam. Yüreğimin sesi yankı bulur. Orada kendinden geçen bir ben. Hepimiz sığamayız bu hayata. Duygular hayattan üstün. Dostluklar sevginin içinde. Adamlığım sensizlikte. Kudret Alkan |
Bilge ve Sen
Umuda sordum seni. Kaç kere öldüğümü bilmeden. Soluk tenler birbirine yapışır. Aşkı süsleyen bahar bahçelerinde. Bir nabız kopar ansızın. İçinde telaşlanan hızlı yaşamlarıyla. Sevgiyi dinledik sağır gibi. Dilsiz gibi şekillendi cümlelerimiz. Kör gibi, aşkı gördük. Şimdi karanlığın türküsündeyim. Yaraların kapalı yollarında. Cehalet özgürlüğü asıyor. Bitmeyen bilgeliğinde. Sen bir bilgesin sevgilim. İçinde var olan kara tahtada. Bir yaşam çiziyorsun. Kendini unuttuğun. Ve ben orada ölüyorum, Sevmeyi bilerek. Kudret Alkan |
Bilinçsiz Labirentler
Yıllarım, katlanmış bir yorgan gibi. Kederler çarşafta leke tutmuş. Zalimliliği yıkamak lazım. Gözlerin aralığı üşüyor. Sana zamanla akıyorum. Bak içimde saatler çalınıyor. Kafamda bilinçsiz labirentler. Her yanım sensizlikle dolu. İçimde yılgın insanlar. Bana tuhaf bakıyorlar. Siz de koşun, mazinize. Geçmişten bir sıcaklık alın. Sevdiğiniz içinizdeki cennete düşsün. Deniz köpüğünde kalan sevdaların, Bitmemiş dalga zincirlerinde, Yaramazlık yapan yıldız oldum. Sevgilim, Ben senin gözlerinde, Bahara yanaşan güllerin ışığını buldum. Kudret Alkan |
Bir Kimlik
Suskun bir dünya var. İçimde alışamadığım yalnızlık. Ruhum bedenimden firar etmiş. Gözlerim sana esir. Dileklerle yıldızlara dokunurum. Orada yüreğini hissederim. O anda, bana ışık gelir. Karanlıkta kalmış kimliğim aydınlanır. Sen hayata doymalısın. Mutluluk esirin olsun. Kudret Alkan |
Bir Oda Bir Salon
Biz, bir oda bir salonduk. Tencerede pişen yoksullukla. Yerde yatan hayatlarımız. Duvarları aşan umudumuz. Biz, bir karyolaydık. Örtümüzde gezinen hayallerle. Bakışlarımızda ışıklar. Çalışkan, sabahsız uykular. Biz, sadece bir gecekonduyduk. Çıplak sevinçlerin büyüsünde. Kırık kemikli acıların içinde. Omurgasız aşkın düşlerinde. Biz, küçük bir evdik. Penceresiz mutluluklarda. İçeri giren yağmurun bütünlüğünde. Kirli dertlerin yıkandığı banyoda. Biz, tek kişilik yataktık. Birbirine bağlanmış ellerle. Gözlerin taşıdığı yarınlarla. Aynayı değerli kılan pozlarımızla. Biz, iki kişiydik. Hayatın zorlu yokuşunda. Biz, iki hayattık. Kaderin çaresiz haykırışlarında. Kudret Alkan |
Birleşme
Yeni bir acı doğuyor. Güneşi arkasına alarak. Mum gibi eriyor, düşler. Tutuştursak acıyacak tekrar. Baksak, düşecek omuzlar. Günahlar içtenlikle çömelecek. Doğal okyanuslar, Canlı bir balık olacak. Yeni bir güneş doğuyor. Gafletin bitmeyen ışıklarıyla. Sorgu odaları kapalı. İçlerinde hatırlanacak pencere de yok. Çünkü ben, sendeyim. Yokluğunun avucunda, Sefaletin tadına bakıyorum. Her şey senden kalma. Aynadaki yüzüm. Eskiyen göz kapaklarım. Gözlerimi kuran kirpiklerim. Bak yine sabah oldu. Doğa sevgiyle öpüşecek. Bir isim doğacak, içimden. Adını bilmediğim. Hiçbir mekana ait olmayan, Düşsel sokaklarıyla. Evet sevgilim. Omuz omuza yürüyeceğiz. Bu aşk için, Nefretin sabrını biriktireceğiz. Önümüze çıkan hayalleri, Gerçekle birleştireceğiz. Kudret Alkan |
Bitiş Düdüğü
Sessizlik uğulduyor. Günahlar bulutlarda. Yağmur, sevmek için akıyor. Sahte gösterişlerden uzak. Yalnızca sevgiliye sevdalı. Ama çelişkili, ama yorgun. Gözlerden düşen infaz gibi. Vicdanı düğümleyen sorgular gibi. Kaderin akıntısından uzakta, Bugünün güneşini arıyorum. *******im kaybolmuş. Bakışlarımda ıssız bir macera. Her şey kendine yenik. Tutsak arzuların kıyısında, Sevincim dalgalarla ilerliyor. Coşkuya ıslık çalıyorum. Dudağımda ince sızılar. Yol bekleyen hasret. Ayrılığı yakan bir geçmiş. Ve bir türlü dinmeyen, Geriye dönüşler. Artık zamanım kalmadı. Hayatın bitiş düdüğü çalıyor. Alkış gibi yükseliyorum. Aslında ben, Omuzlarımda ölüyorum. Kudret Alkan |
Bitmeyen Sevgi
Bedenimle yoktum artık. Ama seni bırakmayan ruhum vardı. Üzülüyordum, bensizken ne kadar döküldüğüne. O yıldızlardan istediklerine. Rüyalarında görüp, akıyordun bana. İçinde taşıdığın o derin sevgi, gömüyordu seni. Beni arıyordun, yalnızlıklarında. Yanındaydım senin. Kolyende, tokanda, ojende… Beni unutmanı hem istiyor, hem de istemiyordum. Yaşamanı istiyordum hayatta. Arkanı yasladığın o umutlara, Kavuşup yüreğini enginleştirmeni istiyordum. Ama sen seçimini yapmıştın. Tüm yaşamında sevecektin beni. Her şey sadece kısa bir ayrılıktı. Kudret Alkan |
Biz Oradaydık
Kırık yürek acıları içime dolan. Kırılmış acının testisi. Su gibi dökülmüş ayrılığın çakallığı. Anıların, *******imi ısırıyor. Dönük bakışların arasında gizlenmiştim. Orada tutku gibi yüreklerde sıkışırdık. Düşün, Gün doğumlarımıza ektiğimiz karanlıkları. Birbirine sokulan yaralı gönüllerimizi. Aşkın dokunaçsız kalan batıklığını. Ve bir azar gibi içimize doğan öfkeleri. Düşün, Bizler oradaydık. Ruhların çivi çaktığı mahşerde. Birbiriyle sallanan gelin çiçekleriydik. Bir tutam gibi kopardı, gecenin merkezi. Büyümek isterdi, sende olan beklentilerim. Seni sevmek isterdi, tüm ayrılığım. Geceyi süsleyen, hesabı yenik bir veda idi. İçimdeki gülü yıkayan fırtınalarım vardı. Kapımı açardım, yalnızlığın içine. Kör bir birlikteliğin boynu bükük kalırdı. Yıldızlar inerdi, tüm alaca şafağa. Göğsümde pişmanlık yaşarken, Ansızın tetik kendisini çekerdi. Bir aşk intiharı olurdum. Bitmiş gözlerimde sevdanın yaramazlığı. El ele tutuşan bahar çiçeklerinde, Birbirimize koku sunan ruhlar tünelinde, Derin bir ah çekmenin gizemli rüyası olurduk. Kısaca ben sen olurdum. Geleceğim yalınayak koşardı, sana. Derin bir türkünün sazsız tellerinde, Garip bir çalgı gibi kanımı akıtırdım. Sana yazılırdı, içimde dokunulmamış sevdalar. Büyük bir kuyunun içindeydi, sensizlik. Seni susayarak geçen *******im, Bir türlü ışığı bulamazdı. Çünkü avuçların karanlık bir liman. Aynasında kırık yansımalarıyla. Sevdaya yenikti, içimizdeki mazi. Akıp giderdi, sarhoşluk yeminleri. Bir sarılış kopardı, gecenin derininde. Ben köz gibi alevine tutukluydum. Aşkın mahpusu, küçük avluların yüreğiydi. Seni akıp giden voltalarda yaşadım. Hiçbir suç sensiz kalamazdı. Bir suç gibi seni kendime eklerken, Hiçbir güneş karşımızda gülemezdi. Ansızın karanlık bir sandala bindim. Deniz, içimdeki aşkın köpüğüne bürünmüş. Dalgalar seni kaçırırken, Ben aşkımla sabahlıyordum. Seni içiyordum, içerlenmiş kadehlerimde. Sarhoş olamıyordum, içimde sen doğarken. Morga düşmüştü, bütün istekli yanlarım. Ölen bir ayrılık kadar, birbirimize yakın, Doğan bir aşk kadar birbirimizden ayrıydık. Kudret Alkan |
Bol Şans Sana
Haremdeki kadınlara dönmüşsün benden sonra. Almış seni kirli paralar, deli yosmalar, bahtsız cümleler. Dayanamayıp açılıp saçılmışsın balıkçı ağları gibi. Sahtecilik kaplamış davranışlarını, rujlarını, kitaplarını, Tanrı’ nı. Her yanın yalan işaretleriyle sıvanmış. Kirli bir duvara yazılmış yazı gibisin. Baharları dövmek geliyor içimdeki şeytandan. Kırmak istiyorum senin önündeki setleri. Bağırmak geliyor üzerime esen rüzgarlarla, Cımbızlarla çekmek istiyorum hayatındaki kıl dönmelerini. Bedavaya satmak istiyorum senin yokluğunu. Kapılara asmak var, tanınmayacak olan resmini. Yüzün dönmüş,yazın kışa dönmesi gibi. Çirkinliğin güzellik olmuş. Karışmış, karıştırmışsın seni anlatan cümleleri. Bak haritada seni kabul edecek olan yerlere. Buldun mu yalnızlar adasını, Bana düşer artık, Sana bol şanslar dilemek. Kudret Alkan |
Boş Kağıtlar
Bilir misin; Boş kağıtları gözlerinle doldurmayı. Gözyaşının hududunda yaşayan, Geçmişin yankılarını. Göğüs kafesine düşen, Telaşlı yeminleri. Ve hiç bitmeyecek olan, Aşk melodilerini. Kendimden korkuyorum. Gecenin kuyusuna düşmüşüm. Her taraf duvarlarla dolu. Çıkmak istedikçe saplanıyorum. Derin bir batağa gömüldüm. Ölü yüzler gülümsüyor. Ruhumda geçmişi biriktiriyorum. Harcanmış aşklar meyhanesinde, Tek kadehlik dikiş gibiyim. İçiyorum, Günden güne kararak. Sarılmışım, dünyanın uzantısına. Her yerde, sonsuzluk gizemi. Yükselen bir yörünge. Sevgilim, Ben senin etrafında dönüyorum. Sınırsızlık çizen gözlerimle. Aşka düşen nefretle. Olgunlaşan çocukluk için. Soluğuma düşen ölümler için. Kudret Alkan |
Bölünen Gençlik
Yanıyorum. Üstüme sensizlik düşüyor. Mumların içinde eriyorum. İçimdeki hüsranlar yanıyor. Dert kuyusuna saplanan, Çıkmaz bir sokak oluyorum. Hiçbir düğüm, ruhumu genişletmiyor. Sen yoksun. İçimde inançlar yok. Kararmış günlerin bulantısına düşüyorum. Gösterişli ruhuna karşı, Yokluğun tekerlemesi oluyorum. Soğuk bir savaş gibiyim. İçimde intiharlar dolaşıyor. Her biri, Beni öldürmek için mekan arıyor. Bütün dünya kapanmış. Kapılar, günahları kapatmış. Sana hiçbir yoldan ulaşamıyorum. Sensizliğin tortusuna yenik düşüyorum. İçimde baharlar açmıyor. Her taraf karla dolu. Bütün mevsimlerden yaşlılık yağıyor. Kırışıklıklar, İçimdeki gençliği öldürüyor. Kudret Alkan |
Bu Yürek
Savaşıyor bu yürek. Adımlarında göklerin cismi. Uçuşunda yalnız kanatlar. Sıra dışı arzu bulutları. Gömü olan yalnızlıklar. Geziniyor bu yürek. Sahillerin adacıklarında. Çıkışı olmayan liman gibi. Gemisiz denizlerle. Yokluktaki susuzluğunla. Sevişiyor bu yürek. Beklentili öpüşmelerde. Günahı diken iğnesiyle. Söküğü ağlatan yamasıyla. Sessiz bir mezar gibi. Uçuyor bu yürek. Düşlerin arkasından. Karanlık nağmeleriyle, Aşka adanmışlığıyla. Ve bir ses gibi, Yalnızca aşkı taşımasıyla. Kudret Alkan |
Bugün ve Sen
Bugün içimde güneş doğmuyor. Karamsar bir döngüdeyim. Ay ve güneşten ayrı, Sessiz bir yörüngeyim. Bugün ayrılık tekrar yıllandı. Sevgilim, yıllara yenik değilim. Koparamaz seni, hiçbir mesafe. Ben derin bir söyleyişim. Boş bir odanın toplantısında. Bugün, günlerim bahar gibi. Her yanımda konuşan çiçekler. Yapraklarına nefretle sarılmışsın. Yine de koparıp alamam. Bugün seni düşündüm. Ayrılıktan düşen yorgun kelimelerde. Sessizce giden dur deyişimde. Seni arayan sarılışlarda. Bugün seni hissettim. Bütün dünyaların üzerinden. Gerçeğe aykırı olan hayalinden. Üstüne sinen yaşamımla. Kudret Alkan |
Bunca Zamandır
Bunca yıl, Yorgun ve çaresizlik iklimlerinde, Zalimlikle dolu bir mevsime aktım. Tükettin, masumluk yüreğimi. Bir çırpıda, sildin beni kalemlerden. Hani gözlerini boyadığın kalemlerden. Rimellerinde öldürdüğün insanlığımdan. Bunca yıl, Uğruna kaderler tükettim. Sen beni öldürdükçe, inadına kaderler yarattım. Sonunda çekip gittin, sinsice güneşimi yaralayarak. Şimdi gün ve güneş doğmuyor, içimde. Hiçbir yara, merhemle ikna edilmiyor. Bunca yıl, Arsız ve sevgisizlikle aldattın, geleceğimi. Geçmişim sönük bir lambanın içinde kaldı. Bunca yıl, Damarlarıma eşi benzeri olmayan gülüşler ekledin. Ve hainliğin, dişlerinin arasında saklıydı. Oysa parça parça beni çiğniyordun. İçindeki kurdu, soframıza sokuyordun. Ve bütün alın teri lokmalarımı, benden çalıyordun. Evet sevgilim, ben sana göre bir duygusuzum. Gönül işlerinden anlamayan bir yabancı lisanım, ben. Aşkı, tüketen karanlık bir çağım, ben. Ve sana göre insana değer vermeyen bir limanım, ben. Seni ve beni insanlara sormalı. Hatta seni, uykusuz geçen *******in içinde sormalı. Ne kadar da yüreksizim, değil mi? Sonsuzluktan anlamayan, aşkı bedende arayan bir sapkınım, ben. Öyle olsun sevgili, devam et, beni yerden yere vurmaya. Vicdanın olmadan gözlerime ölümü yüklemeye devam et. Bak işte, yüzümde yalnızlık; şakaklarımda ölüm geziniyor. İçimde, senin beni severken yerde yere vurduğun yaşamlar dolaşıyor. Hiçbir borç bu kadar öldürücü olamaz. Evet, sana eskilerden kalma bir bakış borçluyum. Bak işte, bakıyorum, şiirler yazan kaderime. Ve ıslaklıkla bütünleşen derin gözlerime. Seni sevmek sevgilim. Bu kadar kolay değil, içimdeki cümleler. Bu kadar olgun değil, ayrılık. Ve kader, hiç bu kadar yılmamıştı, bendeki aşktan. Artık seni sarıyorum, her filmin başında. İçimde yaşayacak kopuşlar arıyorum. Kısacası, aşkımı yaşanmamış romanlarla delirtiyorum. Şimdilerde beni merak ediyorsan, anlatayım. Bağıra bağıra yüreğindeki sessizliği böleyim. Artık kendine hakim olamayan bir aşk serserisiyim. Gönüllerin sığdıramadığı kadar aşkla doluyum, ben. Şişelerin duvara çarpışması gibi, içim tuzla buz oluyor. Artık sazların eşlik edemediği bir bağlamayım. Ve hayatımı, senin uğruna harcayan bir veda kimliğiyim. Evet, dünyada az zamanım kaldı. Sonunda kurtulacaksın. Ve kendi halinde mutluluk kovalayacaksın. Maskelerin ardına düşeceksin. Ve sevildiğini zannedip, kendini isteklice şımartacaksın. Mücevherler, yattığın bütün yaşamları saracak. Ben ne kadar da zenginim diyeceksin. Ama bir türlü borcunu ödeyemeyeceksin. Seni uzaklarda bekleyen ışığı anlayamayacaksın. Çünkü sen, yapaylığın ağına düşen bir kelebek gibi, Kendi kendine çırpınacaksın. Hadi, Sana ve bana geçmiş olsun. Kudret Alkan |
Buruşmuş Mendiller
Yaşlanıyorum. Kanadı kırık bir kuşun, Denizden ayrıldığı gibi. Işığını kaybeden, Gece lambaları gibi. Ağlıyorum. Biten cümlelerin içinde var olan, Buruşmuş mendiller gibi. Ayrılığa köprü kuramayan, Geçmişin yanık tenli insanları gibi. Yeniliyorum. Savaşı istemeyen, Barış dolu aç çocuklar gibi. Odasında yalnızca dostluk olan, Hayali sohbetler gibi. Yıkılıyorum. Seni düşündükçe artan, Dipsiz duvar örgüleri gibi. İçime doğuşunu kabullenemeyen, Sevme isteklerim gibi Kudret Alkan |
Büyük Olan
Hayat koridorları tutuklu. Ayrılık, geçit vermiyor. Bir yaşam doğar, içime. Barışla ruhumu yıkamak var. İnanç, yüreğimle birlik olur. Gözlerim, hatalarımı kucaklar. Bir sen düşersin, gözlerimden. Onunla içim içime doğru. Sevinç, yaşamın adı olur. Beni ağırlayan ******* bitkin düşer. Yastıklar kaçmak ister. Maddenin duygusudur, bu. Keder tamamen hayatımı kuşatır. Her adımımda, gözlerimden bulut dökülür. Artık aynada yokum, ben. Bilirsin, senden yansıdığımı. Büyük olan da bu değil mi? Kudret Alkan |
Büyük Olmak
Duvarlar yalnızlığı ısıtmıyor. Gündüzler beni taşıyamıyor. Durmadan *******e sataşırım. Aşkla adını sayıklarım. Sana bir hayat kurban ettim. Ellerinde bir çizgi oldum. Hasretle kol kola yürüdüm. Ama beni kollar tutamadı. Bir resim çizdim. Her dokunuşumda başka bir dünya. Ruhum mahkum, bedenim müebbet. İplere yasladım, ağırlığımı. İzlediğim gözler var. Var olmak sevmekle başlar. Sevmekle, büyük olmak. Kudret Alkan |
Büyüyen Karanfil
Herhangi bir otelde, Küçük bir oda tuttum. Odanın yarısı, Yaşadığım aşk gibi boştu. Boşluğa karanfiller ektim. Seni büyütür gibi, Umutla onu büyüttüm. Sonra gözlerim, Karanfilin içine aktı. Her şey, Acıdan hayale geçiş gibiydi. Bir anda büyüdü, karanfil. Yapraklarındaki bulutlarla. Gökyüzünü utandıran ışığıyla. Otel bahçesi de büyüdü. Yanında küçücük duran karanfiliyle. Kış oldu, Yaprakları dökülmedi. Yaz oldu, Yaprakları solmadı. Çünkü o karanfil, Aşkımın mevsimiydi. Kudret Alkan |
Cevapsız Aşk
Mektubun ayrılık kokuyor. Işık kendisine küsmüş. Karanlık ellerime bulanmış. Gözlerin kirli yüzlerde. Açıklanamıyor, kara tahtalı hayatım. Her tarafında acıların siyah çizikleri. Güneş, ruhuma sokulmuş. Issız ve soğuk gülüşleriyle. Bugün umudun günü. Sevişen zamanların. Üstü örtülmeyen yaraların. Aynada kör olan yansıyışın. Her taraf düşmanca örülmüş. Tuğlalar minik ninniler peşinde. İçim eriyor dostlarım. Geçit vermeyen beden örtülerinde. Sıcak gülüşler edindim. Yorgun ve demokrat ellerde. Sıcak karşıladı beni. Bırakmayan çıkarsız elleriyle. Şimdi zamanın anları. Seni düşlemekten, Bir türlü uyku olamıyorum. Sormuyorum kendime. Ne cevabı, ne de aşkı. Kudret Alkan |
Çalınan Aşk
Bakışlarım seni arıyor. Yorgun kanatlarım senden yoksun. Bir acı düğümlenmiş geceye. Karanlık aşkımı çalıyor. Kaya gibidir, infaz odalarım. Yatağa girmiş kördüğümlerim. Gençliğim uçuk limanlarda. Gemiler aşkımı çalıyor. Mutluluk oyun çağında. Tarih, gözlerinin kirpiklerinde. Gözlerinden bakışlar ekledim. Manzaralar aşkımı çalıyor. Bir sabah vapuru kalkar. Batmış telaşla yürüyen acılarım. Hayaller ufuk çizgisinde. Güneşler aşkımı çalıyor. Dertler hayatın sağanak yağmuru. Damla damla akarım sana. Bulutlara tutunurum ısrarla. Topraklar aşkımı çalıyor. Bir hayat kafesindeyim. Güvercin çığlık çığlığa. Düşmüşüm, kanatsız düşlere. Özgürlüğüm seni çalıyor. Şimdi önümde bir kader var. Sana adanmış adımlarıyla. Artık dünyada yokum. Ölümüm seni çalıyor. Kudret Alkan |
Çalınan Özgürlük
Özlem, yurt edinir. Sıcak bir ilişkide. Kendine çeki düzen verir. Salıncakta sallanan aşk hırsızları. Hız yapmak tutkuları. Bu kadar hızlı içime düşerken, Bırakma beni. Seni tuttum. Sağlıkla huzurla. Hasretle sen oldum. İçine gül gibi karıştım. Şimdi kurumuş ve solmuş. Kış gibi ölüme çökmüş. İsyan içinde varlık edinmiş. Köle gibi soysuz olmuş. Yok, özgürlük çalındı. Kayıp aranıyor. Kim bilir hangi dilde, Hangi koldayım? Kimler benimle taşar? Kimler ruhumu taşlar? Kudret Alkan |
Çalınmış Aşklar
Kırık bir saat gibiyim. Akrebinde zehirlenen. Tüm zamanlar alıp başını gitti. Ardında bıraktıkları ayrılık. Şahitsiz nikah gibiyim. Karanlığa imza atarcasına. Acının düğünü oldum. Hayallerle büyüyen çocukluğumla. Artık bir ismim yok. Sokaklar adımı çalmış. Evim kartondan bir kutu gibi. Sefaletin teke düşen lokması. Şimdi, kendi bedenindeyim. Gezindiğim yaralı yüreğim. Hiçbir dost bulamıyorum. Çalınmış aşklar içinde. Kudret Alkan |
Çivi
Kimse düşmez gözlerimden. Ellerim ellerinle büyülenir. Avuçlarımın içinde şarkımız. Yüreğimin içinde aşkımız. Nasıl bekler bu kalabalık? Kiminle beraber çektim bu acıyı? Ben sana doldum, sevgili. Senin kişiliğin kişiliğim oldu Senin bir parçan, tamamım oldu. Doldu ve taştı nicelerden. Zaman bizimle zamansız. Ölüm bizimle yaşam. Unutma sevdiğim, Rüyalarımda çağırdığım uykuyu. Hasretinden eridiğim ruhumu. Taşar ve solar yüreğim. Bir çiçek olmak ister. Sana bakan bir meşale. Aydınlanmak ister. Geleceğin yollarına çivili. Senin olduğun yere dost. Kudret Alkan |
Çocukluğum
Boş bir ufkun bekleyen anındayım. Ellerimde nankör ruhlar. Hiçbir yere açılmayan, Onursuz sorgular. Vahşi bir yaşamın pençesi üzerime uzanmış. Parça parça akıyor, sevgili. Karanlık bir tahtın üzerine. Boylu boyunca serilen bakışlarıyla. İçimde bir kadın oluyorsun. Uçsuz bucaksız sürmelerinle. Çiziyorsun boyuyorsun yüreğimi. Ama hiçbir renk sadık kalmıyor. Ardıma kaldırımlar bıraktım. Her karesinde çizilmiş yalnızlık. Uğraş veriyorum, hasretin bedeninde. Bir türlü anı olmuyor, çocukluğum. Kudret Alkan |
Çözümlük Dizeler
Kıskaca alınmış arzu düğümleri. Tek tek çözülen kopuk dünyalar. Eskiyen bir voltanın çemberi. Avluda gezinen esaret çığlıkları. Sanatın içinde biriken gezginci ruhlar. Ölümün tebessüm eden bohemliği. Yıkımların altındaki derin sesler. Bir vedanın miras olma şiddeti. Sancılı düşler zinciri. Umudu olmayan şüpheler. Deniz seslerinde ayıkan, Paranoyak yıldızlar. Uçlarında sorgusal evrenler. Titrek mumum son dansı. Kapısı aralanan küller zinciri. Halkalarında kopuk şehirler. Derin sancılı sokak araları. Bekçiyle irkilen kaldırım sarhoşları. Kadehin kırılgan türküsü. İnanç alevinin cennetleri. Ten kokusundaki bronz güneşler. Ayın ekseninde gezinen iki yüzlülük. Para için sokulan yosmalar. İçlerinde çatlamış bir geçmiş. Çocukluğu ayağa kaldıran olgunluk. Eleştirinin gerçeklik izleri. Dönenceye takılan paradokslar. Aşkı kuşatan derin ikilemler. Kara bir yazının son döngüsü. Kalemin içindeki gözyaşları. Ve bakışlarda çözülen Tanrı... Kudret Alkan |
Darağacı Yuvası
Bugün sonsuzluğa dokundum. Sevgimin bitmeyen hacmiyle. Seni tanıdıkça, Zaman kayboluyor. Islanmış gözler gördüm. Acılar, birbirine akraba. Koşuyorum, bilinçsizce. Aklımın kopuk çizgisine. Yağmurun prangalarında. Eskiyen ayak izlerim. Bir yıl daha bitiyor. Yaşlılığın ensesindeyiz. Bitecek bu düşmanlık. Dostluğun sevişme katında. Eskiyen mezar gibiyim. Örtülen toprakla. Az kaldı, ölüm. Yakandayım artık. Dinleyin tüm ölümler. Benden kurtuluş yok. Asılan ip gibiyim. Dar ağacımın yuvasında. Kudret Alkan |
Delilik Voltası
Yıldırım gibi gözlerine düştüm. Orada, yaşama sevinci buldum. Seni, senden almaya başladım. Sevmenin yoluna düştüm. Bütün mesafeler kapandı. Deliliğin voltasındayım. Dört yanım aşkla kaplanmış. Gözlerime bir kız düştü. Karşılıksız sevmeyi öğrendim. Anladım ki, Ben, onu sevmeye aşığım. Kudret Alkan |
Denizler
Sessizlik kokar yeminimden. Gözlerim kapalı tüm aşklara. Yaşamışlığım halen bugünümde. Geçmişim olgunluk olmuş, yüreğime. O yürekten duvarlar yükselmiş, Gençliğimin aktığı son denize. Barış kokan yaşlılığımdan, Savaşlar yükselir geçmişe. Dinle beni öfkeli seller, Sizler yıkamayacaksınız setimi. Bulamayacaksınız kaybolan beni. Binlerce dilek havalanacak göğe, İnsanlar hayrete soyunacak. Giysileri aşk için katlanacak. O yazılar kalacak kıyafetlerde. Her biri insanlığın duygusunu tadacak. Tattıkça çoğalacak bu denizler. Sırlar denizlerde, denizler bizde yaşayacak. Kudret Alkan |
Derin Boşluklar
Üzgünüm sevgilim. Bugün de seni unutmadım. Yastığımda anıları taradım. Gözden geçirme değildin, sen. Tam tersine. Bir hayat gibiydin. Gün ışığı gibiydin. İçimdeki kalemi eriten, Olgunluk kelimeleriydin. Üzgünüm sevgilim. Bu gece de unutmadım, seni. Artık sabaha çıkamam. İçimdeki kan öksürüyor. Hastalık ilerledi. Ölümüm zamanı kovalıyor. Üzgünüm sevgilim. Bir iz gibi düştüm, gömleğinin yakasına. Oraya adeta mıhlandım. Kaldım ve kalakaldım. Bölündüm, çarpımlar gibi. Ve düştüm, Yalnızlığın derin boşluklarına. Üzgünüm sevgilim. Kötülük yapmadan yaşadım, seni. En ufak bir kin olmadan. Nefreti açığa çıkartarak. Anında tepkiler vererek. Çıngıraklı yılan gibi, Kuyruğunu kovalayarak. Belki başka bir gezegene düşeriz. Hayal tadında oluruz. Kıvrak bir hayalin içinde, Efkarın direncini sararız. Sonra bir umut olur. Çocukların oyunlarına yerleşiriz. Kudret Alkan |
Derin Sızı
Bakışlarım ıslanmış. Çiğnenmiş yaşamlar. Zamanlar yenilmiş. Ayrılık tek galip. Kader içime çivilenmiş. Anılar sökülmez. Yorgun gece yarıları. Geçmişim karanlık. Sahteleşmiş ilişkiler. Çıkarlar dünyayı sarmış. Değeri yok gülüşlerin. Altında kalmış tüm fesatlıklar. Aşkın elleri kırılmış. Sözler ıssızlaşmış. Dilsiz bir hayat bu. Tüm yolları tıkanmış. Kudret Alkan |
| Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:15 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.