www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Abdulkadir Kahraman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135362)

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:04 PM

Anamın Mektubu
Mektup geldi gurbet ele anamdan...
“çok gittin be oğul, gel” diye yazmış.
“Bir an huzur bulamadım yaramdan;
Dertlerim çağlayan sel” diye, yazmış.

“Bilemezsin seni özledim ne çok!
Hasretin sinemi yaralayan ok!
Gelirim demiştin, hiçbir haber yok!
Hiç değilse haber sal” diye yazmış.

Anlarsan halimi ederim beyan...
Yarasın içimde daim kanayan...
Dayanamam, deme, sabreyle, dayan!
“Anladım, çıkmaz bu yol,” diye yazmış.

“Geçti ömür bitmez, azap çileyle...
İş başa ermedi kinle, hileyle...
Kimi günahını sattı kileyle...
Kimi de mümin kul,” diye yazmış.

“Kolay kolay belli etmez rengini...
Yüze güler, içten kurar fendini...
İnsanoğlu en çok sever kendini....
“Dikkat et: aldatır, dil” diye yazmış.

“Unut çocuklukta kurduğun düşü...
Alınteri yemeklerin en hoşu...
Hayat menziline ermeyen koşu...
Ömürse; derilmeyen gül,” diye yazmış.

“Nasıl olur deme, oluyor işte!
Tırnağın kazancı eriyor dişte!
Kaybetme kendini olmayan düşte...
Ara saadeti, bul” diye yazmış.

“Kötü işte, eğri yolda didinme!
Tanı, tutmayanı sırdaş edinme!
Çiğ süt emmiş, insana çok güvenme
Dost kim, düşman kim, bil diye yazmış?

“Harabe, vatanda güzel her yerimiz...
Ne ölümüz rahat, ne de dirimiz...
Vurdumduymazlık, hiç çıkmaz kirimiz...
Gözlere serpilmiş kül,” diye yazmış.

“Zengin bilmez fukaranın halinden...
Emer tüm kanını, gelse elinden...
Kendini koru bunların şerrinden...
Haklıysa, güçsüzle ol” diye yazmış.

“Dünya fani hiç kimseyi kondurmaz...
Dert bindiği dalı yıkar, ondurmaz...
Bedavaya bala kimse bandırmaz...
Zehir olmasın ha, bal” diye yazmış.

“Açgözlünün gözü tatlı aşında...
Akbaba misali döner başında...
Bir karar ver, iyi düşün, taşın da...
Toplama sonradan nal,” diye yazmış.

“Herkes düşer rızık için yollara...
Kimi satılır it gibi yallara...
Kimi de kul olur, adi kullara...
Olanlardan ibret al” diye yazmış.

“Sözlerim altındır, yabana atma!
Haksızın elinden ölsen de tutma!
Helal kazancına haramı katma!
Haram yeme de tek, öl” diye yazmış.

“Olur, evin, yurdun inan ki viran...
Her yüze güleni sanırsan yâran...
Önderin Muhammed, ışığın Kuran...
Bozulma hep öyle kal” diye yazmış.

“Bak oğul, sen sen ol! doğrudan şaşma!
Düz de olsa kötü yolundan aşma!
Meçhulse, menzile nafile koşma...
Gülmesin haline el,” diye yazmış.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:04 PM

Anne Adlı Biri Varmış
Ben annemi tanımadım,
Annemde beni…
İmrendim, hattâ kıskandım çok kez
ana kucağında
mışıl mışıl uyuyan bebekleri.
Büyük bir zevkmiş,
Yatamadım bir kez bile ana sıcağında.

Anneyi…
Anne sevgisini…
Gözlerden, sözlerden öğrendim.
Üşüdüğüm zaman iliklerime kadar üşüdüm annesiz…
Özlediğim zaman kemiklerime kadar özledim!
Ne kadar çok isterdim ninni dinlemeyi
Uzanıp yatarken her akşam ana kucağında…

Ne saçımı okşayabildi
Ne bakabildi gözlerime
Ağladığım zaman ne silebildi gözyaşımı
Üzüldüğümde ne okşayabildi başımı
Ne oynayabildim yüzüyle tırmalayarak
Ne ellerimden tuttu
Ne ortak olabildi sevincime, kederime
Ama kendini bende unuttu
Sindiği ondan her yerime
Ne uçabildim sevecen sesiyle, göklere
Ne kadar isterdim ah! Hem de ne kadar
Sevinmeyi… Mutlu olmayı şefkatli birkaç sözüyle…
Isınmayı ılık nefesiyle…

Derler ki: anne toprak gibi hoşgörülü
Güneş gibi sımsıcak,
Gece misali sırdaş.
Derler ki: anne en cömert, en fedâkar
Derler ki: ana görgülü
Her yere gidilebilecek arkadaş
Candan içeri candan yoldaş…

Ben annemi
Hiç görmedim
Annemse beni
Dediler… Yaşama nedeni
Bir ayrılık hikâyesi anlattılar hep
Dinledim gözlerim dolu dolu
Ne ben koklayabildim annemi
Ne de o oğlunu…

Toprağı özler gibi özlüyorum
Baharı bekler gibi bekliyorum
Gelmeyeceğini ve olmayacağını bile bile
Ümidimi dualarıma gözyaşlarıma yüklüyorum.

Anne! Ah anne!
Seni herkesten çok seviyorum
Ellerimden tutsan
Sırdaşım olsan
Beni avutsan
Sarsan bitimsiz sevgine
Karışsam seninle sevginin sevincin her rengine
O kadar ihtiyacım var ki anlatamam
Sensiz o kadar anlamsız ki yaşamam
Gelip de bir sarılsan ne olur!
Küçükken okşayıp, öpemediğin
Şu koskoca bebeğine.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:04 PM

AntikaBir Mabed
Mânâ erlerinin dem sürdüğü zamanlardan…
Geçmişi bugünlere taşıyan, limanlardan…

Bir mâbet ki; benzersiz, ebediyyen kıblegâh!
İbâdet edenlerin ruhları olur âğah.

Konan her taş, her candan, sanki bir parça taşır…
İhtişâmına dalan hayran gözler kamaşır.

Her yerinde gözyaşı, alın teri izleri…
Enfes râyiha gibi doldurur genizleri…

Esrârengiz havası bakışları mest eder…
Kıraçlaşmış kâlpleri muhabbetle dost eder.

Yollar oradan gider, mâveraya, arayan!
Gül yolun sancısını iliklerinde duyan!

Kim var ise; göz, kâlp, söz yönelir umut ile…
Fırsat arar huzura her açıdan kabule.

Açıldıkça Mevla’ya eller umut dolarak…
Boşalır gönüllere rahmet, ikram olarak!

İlk yapıldığı gün gibi ayakta, dimdik durur…
Bir heybet, bir âsâlet; içinde coşar şuur.

Seyreder şaşkın gözler bu muhteşem eseri…
Bu eser ki; mâzinin nesillere Kevseri.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:04 PM

Arz-ı hâl
İnanın ki hâlimi beter etti ölmekten
Bana bir şeyler oldu, hep onu düşünmekten.

Eridi tunç benliğim, hayaller kura kura
His kaynağım kurudu, hislerimi gömmekten.

Mânevim çöle döndü, lâl oldu bülbül dilim
İsimleri unuttum, ismini söylemekten.

Anlatamam kimseye, öylesine bir dert ki
Sanmam büyük dert yoktur, böylesine sevmekten.

Beklerim ilgisini, yüreğim delik, deşik
Tek sevmesin, korkarım, büsbütün kaybetmekten.

İçim, dışım her şeyim onun ile dopdolu
Pervâneleri geçtim, etrafında dönmekten.

Elde değil, bilmeden düştüm bu çılgın sele
Sürüklüyor peşinden, korkuyorum gitmekten.

Ne kadar inlese de, duymaz nâlan kalbimi
Şifasız hastasıyım, özlemini çekmekten.

Bir yanlış eylemiyle yıkılır hayâllerim
Sevmiyorsa söylese, tükendim yaş dökmekten.

Düştüğüm yol dönüşü asla olmayan bir yol
Anlatamam bir türlü, korkum red edilmekten.

Arz-ı hâlim bu, o da arz etse bir hâlini
Kahrolur, mahvolurum ona acı vermekten.

İnlerim özlemiyle, boşluk yutar sesimi
Duymaz, usandım artık, ağlayıp, inlemekten.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:04 PM

Aşk Deryası
Aşk denen sonsuz deryaya
Düştüm ama çıkamadım
Ayrılığın surlarını
Ne yaptıysam yıkamadım.

Her şeye rüya dediler
Aşkıma riya dediler
Böyledir dünya dediler
Coştum ama akamadım.

Etti beni benden azil
Oldum el-aleme rezil
İndi yüreğime nüzul
Gayra dönüp bakamadım.

Göründü hüsnü, gözüme
İsmi dolandı sözüme
Düştü bir ateş özüme
Yandım ama yakamadım.

Doldu sineme sel olup
Sinem vahasız çöl olup
Açıldı, gonca gül olup
Gül oldum gül kokamadım.

Leyla misali aradım
Divaneye çıktı adım
Kavuşmaktı tek muradım
Bir türlü kavuşamadım.

Bakın, perişan haline
Düşmüş ayrılık eline
Şu perişanın dili ne?
Der, canansız yapamadım.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Aşk ve Aşık!
Aşk hâzinede som, sırdan cevherdi
Gözlerden sessizce gönüle girdi
Özlem güllerini sevgiyle derdi
Âşıklar bağında kemâle erdi.

Sormayın bilemez, çekmemiş derdi
Darası cürmünden ağırmış derdin.

Korkmalı cesurlar her zaman Hak'tan
Emri tutan kurtulurmuş helaktan
Temel muhabbetten, çatı topraktan
Yaratmış Yaradan her şeyi yoktan.

Nâmerdin hedefi etse de merdi
Mekânı yüksekmiş nâmertten merdin.

Sızlayan yaralı bağırmış bağır!
Korkuya cesurlar sağırmış sağır!
Sevdânın sıkleti ağırmış ağır!
Dayanamazmış hiç ariyet bağır.

Kim ki ayrılığın gönüllü ferdi
Mevkisi kâlplerdir, bilin o ferdin.

Çâre sığınakmış çâresiz dile
Çilekeşe ballı kaymakmış çile
Varmış aşılmaz her dağa vesile
Yolcular olursa yollara köle.

Kim ki yâri için canını verdi
Yar diyebilir mi niye can verdin?

Ayrılık dağlarda erimeyen kar
Hiç batmayan güneş yüreklerde yâr
Aldanmayın, elde değil ihtiyar
Aşk ile tutuşan her dem bahtiyar

Aşk olursa âşıkların her virdi
Reddeder mi aşkı sahibi virdin?

Sormayın bilemez, çekmemiş derdi
Darası cürmünden ağırmış derdin.

Nâmerdin hedefi eylemiş merdi
Mekânı yüksekmiş nâmertten merdin.

Kim ki ayrılığın gönüllü ferdi
Mevkisi kâlplerdir, bilin o ferdin.

Kim ki yâri için canını verdi
Yari der mi hiç, niye can verdin?

Aşk olursa âşıkların her virdi
Reddeder mi aşkı sahibi virdin?

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Aşk!
Ne okunur, ne yazılır...
Aşk öyle bir hitaptır ki!
Ne silinir, ne kazılır...
Aşk öyle bir kitaptır ki!

Ölüleri diriltir aşk!
Dirileri delirtir aşk!
Düşmesin bir taş yüreğe...
Yavaş yavaş eritir aşk!

Derttir, derman bildirmez aşk!
Çektirir de öldürmez aşk!
Hasret ile örülürse...
Ağlatır da güldürmez aşk!

Bâzen bir gözde bakış aşk!
Bâzen bir sözde yakış aşk!
Bâzen bir gülüş, edâdır...
Bâzen bir gizli akış aşk!

Öyle bir kitaptır ki Aşk!
Çok yazılır...Çok okunur...
Sihirli hitaptır ki aşk!
Acemilere dokunur...

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Atatürk! Şikayet
Bıraktığın ilkeler sinsi sinsi çiğnendi…
Zayıflar tepelendi, güçlülerse gönendi…
Kim giderse yolundan hilelerle önlendi…

Tutunacak bir dalı kalmadı bu milletin;
Peşkeş çekildi Atam! soysuzlara devletin!

Yanşamaktadır ülken, acılar dolu şoku…
Her tarafını sardı, görülmemiş pis koku…
Bozuldu, hiç bozulmaz dediğin, temiz doku…

Çıkarıcılar dilinden düşmez bir ân gayretin;
Peşkeş çekildi Atam! hırsızlara devletin!

İhânet edip fitne tohumları ektiler;
Yalakalar, yağcılar önünde diz çöktüler;
Hatıranı yâd için kafaları çektiler…

Adı çağdaşlık oldu, rezâletle işretin;
Peşkeş çekildi Atam! sarhoşlara devletin!

Kandırdılar yalanla, dolanla insanları…
Yasak koyup, deldiler, istedikçe canları…
İnsafsızların tunçtan, mermerden vicdanları…

Biteceği yok inan! Zulüm ile zulmetin;
Peşkeş çekildi Atam! zorbalara devletin!

Emperyalist uşaklar, demir atmış devlete…
Tutmuş köşe başların ya eşkıya, ya çete…
Atılmış öz değerler, çöp misali, sepete…

Çapulcular ne adın koydular, ne servetin;
Peşkeş çekildi Atam! arsızlara devletin!

Uşaklığı süsleyip bey diye yutturdular…
Maskelere bürünmüş iblisi tutturdular…
İstiklal savaşını hepten unutturdular…

Olmak, hiç mümkün değil; güven içinde, metin;
Peşkeş çekildi Atam! kansızlara devletin!

Oynar kaderimizle; cambazlar, hokkabazlar…
Eğlence zevk, sefâda; halkı umursamazlar…
Yobazlığı da perde eyleyerek yobazlar.

Kan kaybeder, günbegün îtibarın, heybetin;
Peşkeş çekildi Atam! soysuzlara devletin!

Boşunaymış yazık ki, yedi düvelle harbin…
Yüzsüz, dalkavuklarla dolup taşmakta kabrin…
O kadar çok ki seni istismar eden hâin…

İstismar edildikçe kan kaybeder kıymetin;
Peşkeş çekildi Atam! yolsuzlara devletin!

Devrimlerin süslendi şüpheli evrimlerle
Ah bir görsen! kol kola, kimler can dost, kimlerle?
Balık arayan pek çok oltasında yemlerle….

Yaşasaydın, yetmezdi soysuzlara kuvvetin;
Peşkeş çekildi Atam! kansızlara devletin!

Akbabalar devletin burçlarına üşüşmüş,
Tepeden al tırnağa nesi varsa bölüşmüş,
Kurduğun Cumhuriyet dukalığa dönüşmüş,

Yapılan töhmetlerden taştı sabrı herkesin;
Peşkeş çekildi Atam! zorbalara devletin!

Tüm baskılar, dayatma, sadece çıkar için?
Kaynamaya başladı memleket için için…
Bir akıllı yok, sorsun, bu yapılanlar niçin?

Bilinmekte, bu hâlden, menfaati var kimin?
Peşkeş çekildi Atam! hırsızlara devletin!

Şimşekler kıskandıran has neslin yerde şimdi…
Tutuldu her birisi, bir çılgın derde şimdi…
İstikbâl ayak altı, ikbâl göklerde şimdi…

Gençlik esiri oldu; ya içki, ya şehvetin;
Peşkeş çekildi Atam! serkeşlere devletin!

Beynimizde ötmekte köleliğin çanları…
Akmakta oluk oluk mâsumların kanları…
Ne kadar vurdumduymaz, görsen bir insanları

Yapılıyor ölçüsüz, rezil dillerce methin;
Peşkeş çekildi Atam! cahillere devletin!

Ülkeni çevirdiler yola yola bir kuşa
Yolunu döndürdüler aşılmayan yokuşa
Emanetin kaldı vah! Ya hırsız, ya berduşa

Asılır, göstermelik; her duvara bir resmin;
Peşkeş çekildi Atam! sapıklara devletin!

Hümanist tekerleme, şablonları görseydin...
Umutları yok eden balonları görseydin...
Vaatleri değil de, olanları görseydin...

Kat kat artardı inan, tiksintin ve nefretin;
Peşkeş çekildi Atam! ruhsuzlara devletin!

Batılılaşmak hayâl, kalkınmak kısır masal;
Yanlışları yapanlar, görür, gösterir hayâl;
İnan ki bu akılla, zor özlenen istikbâl;

Öde, öde; miktarı belli değil diyetin;
Peşkeş çekildi Atam! ruhsuzlara devletin!

Ruhun şad olsun Atam! rahat uyu yerinde;
Tepinirken gâfiller, keyifle üzerinde…
Sızlar yaralarımız dokundukça, derinde;

Artık anladı millet, âkıbeti çok çetin;
Peşkeş çekildi Atam! zorbalara devletin!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayaz Duygular
Beklerim tetikte, dikkatim seste
Her tarafta kar, kış; duygular ayaz.
Seslenir uzaktan bir buruk beste
Bakışları sarar renkler, bembeyaz.

Karlı duyguların acıdan rengi
Umutlar kavurur gözyaşlarını! ..
Unutmayın dengedeki âhengi? ..
Kimse ağlatamaz dağ başlarını! ..

Su ateştir, ateş suya hükümlü…
Kara topraktandır, yüzü, her gülün! ..
Olmayan yok nimetine yükümlü…
Eğriliği, ceremesi virgülün! ...

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayna
Bu ayna yalan söylüyor
Bu yüz yüzün olmamalı
Canında sevgi ölüyor
Bu yüz hüzün dolmamalı.

Baskında kalmış limanın
Emziği sevdâ zamanın
Çile dikişi yamanın
Çilekeş hiç bilmemeli…

Kimse anlamaz huyunu
Bitmez acının oyunu
Köz öğütür gül suyunu
Gül bundan hiç yılmamalı…

Paramparça şu göz sözde
Umut kordan yağmur gözde
Acı resmedilen yüzde
Ağlayanlar gülmemeli…

Yalnızlık bitmez buruntu
Canın gölgesi kuruntu
Sevgi özlemlerde tutu
Dertler aslâ bulmamalı…

Bu ayna bir can aynası
Bakanın depreşir yası
Kavuşmak olan, sevdâsı
Aynada çok kalmamalı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayrılığı Sen İstedin
neyse arka plandaki neden
îtiraz etmeme ve direnmeme rağmen,
ayrılığı sen istedin! ..
hem de geciktirmeksizin...hemen! ..
yalvarmalarımı dinlemedin! ..

Giderken bomboş gözlerle baktın,
hiçbir şey demedin! ..
düşündüğünü sanmıyorum...
arkanda ne bıraktın?

içimi...evet içimi;
bir daha unutamayacağım şekilde yaktın! ..
ve gözlerimi...
kan çanağı yapana dek ağlattın! ..

arkan sıra bakmamı bile istemedin...
söylesene! ..
Allah aşkına îtiraf etsene! ..
sen bunu niçin, nasıl yaptın?

Kalakaldım öylesine
yıkık vîrâne;
dolaştım durdum günlerce deli...dîvâne
o günden sonra her şeyim gitti ters,
yaşamaya çalıştım,
tabii yaşamak denilirse! ?
seni beklemeye ve
seni düşünmeye ayırarak bütün vaktimi,
bozmadan akdimi!

Merak etme,
düşünme hiç;
nasılım ve nerdeyim ben?
Ne zaman gelirsen gel,
bıraktığın yerdeyim ben! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayrılık Derdin Adı!
Hasret geçit vermeyen
Tetikte çığlar ardı.
Gönlüm imdât dileyen
Bakışlara susadı! ..

Eskimez acıların
Oyuncağı yüreğim.
Derdi ne? çilelerin
Dolmaz neden miâdı?

Eskidi gözyaşlarım
acılar eskimedi.
Kâr etmedi yalvarmak
Derdim hep tâze kaldı! .

Göz göz oyuk her yanı
Girdaplarda benliğim…
Umut kesti ufuktan
Hüznün içine daldı! ..

Canım niye kıskaçta?
Ruhum bunaltı neden?
Tütmez, içerden canım
Ne diye, niçin yandı?

Kâlbim paslanmış diyar
Sevgimse yosun bağlar.
Çözülmez küf duygular
Ayrılık, derdin adı! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayrılık Eylülü İlkbaharımın!
Ayrılık eylülü ilkbaharımın
Güllerim kaç kere Ekim’e kaldı.
Bitmez serenadı yâre yarımın
Yarım umutlarda yıkıma kaldı…

Gözlerim, söylenen hüznün bestesi
Yüreğim yatalak hasret hastası
Ümit mektubunu gurbet postası
Getirdi, okumak sâkime kaldı.

Sevindiğim ânlar ağladığımdı
Gözyaşım hasretle çağladığımdı
Hayali îdama bağladığımdı
Son celse, kararı hâkime kaldı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:05 PM

Ayrılıktan Hediye
Gittin vedâ etmeden, döndün hiçbir habersiz
Bitti deme boş yere, bu aşk asla bitmedi! ...
Anlamsız gönül koyman, kahırlı sözün yersiz
Getirdiğin hediye, hiç hoşuma gitmedi.

İçimdeki dert var ya, hem zorlu hem devâsız
Ayrılıktan hediye olur mu hiç vefâsız?

Bunu biz istemedik; kader böyleymiş, böyle
Bir kez dinle, haksızsam bin bir kere söz söyle
Sensizliğin her ânı, inan ki denk ölmeyle
Uzandım hayâline ellerim erişmedi.

İsteme ayrılığı, kanımı iç dâvâsız
Ayrılıktan hediye olur mu hiç vefâsız?

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:06 PM

Balıkçı Kızı
Seninle tanıştığımız
o günü hatırlıyorum da…
Bir balıkçı kızıydın…
deniz kenarında...
Fırtınalı bir gündü…
dün gibi aklımda…
taş atıyordun denize
bir şeyler mırıldanarak
küfrederek martılara…
hâlin de biraz üzgündü…! ?
Kaptırmış gibiydin kendini
girift duygulara...

Perçem perçem saçların vardı…
ipeksi...
savruluyordu…
meydan okurcasına rüzgarlara…
Gözlerin deniz mâvisi..
Yanağın nar kırmızısı...?
Hele dudakların...! ?
içimin sızısı...
âdeta vurulmuştum ilk ân
ilk bakışta...sana!

büyüleyici gözlerin...
zıpkınsı bakışların
alıp götürmüştü
tatmadığı iklimlere,
ne olduğunu anlayamayan
şaşkın kalbimi...
yaşamadığım duygulara…

Nasıl oldu bilemiyorum
sanki bir balık gibi düşürmüştün beni ağına
Bütün cesâretimle söylemiştim
Hatırlar mısın?
kapıldığımı aşkına...
o ân ilk ve son...
hiç unutamayacağım ândı...
sana, seni seviyorum dediğimde...
dudakların...“bende seni” diye fısıldadı…

Beraber olta atardık denize
el ele…göz göze…diz dize…
heyecanlar yağarken duygulardan içimize
deniz, martılar, ve rüzgarlar
destek verirdi sevincimize….
Senin oltanda benim kalbim..
benim oltamda senin kalbin
çıkardı hep kısmetimize...

Saçlarını arkaya atardın sık sık
aklımı başımdan almak istercesine..
deniz suyunda haşlanmış ellerimle
saçlarını tarardım
ve kumsala... öylesine...
upuzun sırt üstü yatardın...
bâzen denize girer
beni meraklarda bırakmak için
Karabatak gibi batardın...

Gözlerin en tatlı bir şekilde
gözlerime bakardı…
mutluluk denizinde yüzen
bir balık olurdum sanki…
seni tanımadan önce
yaşamış saymazdım kendimi…
seninle yaşadıklarımızdı gerçek hayatım..
inan bana...inan ki…!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:06 PM

Barış Çağrısı
Barış varken ne bu hoşgörüsüzlük?
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga? â
Hem ihânettir bu, hem görgüsüzlük
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Ne seni üzeyim, ne de sen beni…
Sen beni bağışla, gel ben de seni…
Nesiller affetmez asan, keseni…
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Kavganın kimseye olmamış kârı…
Körükler kavgayı, olan, çıkarı…
Başını kaldır bak, gör olanları…
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Aynı toprak, aynı sudan var olduk…
Sen bana, ben sana niçin dar olduk?
Sebep ne, hemcinsken kör bakar olduk?
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Ne sen seçtin, ne ben ayrı yolları…
Var eden böyle var etmiş kulları…
Sökelim kâlplerden kinden çilleri…
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Sen insansan bende insanım, insan!
Tutarım elinden, yakamaya yansan!
Sen bana ihsansın, ben sana ihsan!
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Kavga ettirerek sömürmekteler…
Zevkle keyiflenip, semirmekteler…
Geleceğimizi kemirmekteler…
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Bugün kavgalıysak, yarın yüz yüze
Mecburuz, bakacağız…biz göz göze
Bilmem gerek var mı aykırı söze?
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Savaş hem seni hem beni yok eder…
Eş, dostu aç kor düşmanı tok eder…
Barışmayan, yok olmayı hak eder
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

Bırakalım nolur kini, garazı!
Kinle, garaz insanlığın marazı! ?
Bugün yoksa da var, yarın terazi! ?
Hâlâ mı didişme? Hâlâ mı kavga?

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:06 PM

Bekle Sabret!
Bekle, sabret zaman sana armağanlar getirecek
Hayal edip, anmaktan çok çekindiğin mevsimlerden.
Hislerini hep kördüğüm eden derdi bitirecek
Ayırd ederek ismini sevmediğin isimlerden.

Kızma, küsme kaderine sevinçli günler çok yakın
Sabırdan set yap kedere, mutluluk süsleri takın
İnse de sızın derine, isyana meyletme sakın
Sevgiden sağanaklar var unuttuğun resimlerden.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:07 PM

Bekledim!
Pencere, kapıda seni bekledim...
Ümit dolu, gelmeni bekledim...
Hasretin depreşti, çekemez oldum...
İmdadıma yetişmeni bekledim.

Gölge yaptım yüreğime ismini...
İnledim, elime alıp resmini...
Duyar belki, koşar diye, sesimi
Ağladım da, işitmeni bekledim.

Kan yaşlar dökülür kor güllerimden
Canlanan olur mu toz küllerimden?
Hayallerin tuttu buz ellerimden
İnan ki, hep ellerini bekledim.

Bıraktın geride harâbe, vîran...
Aklımdan çıkmadın inan ki bir ân!
Hazan vurmuş gönül bahçemde her ân
Açsın diye...güllerini bekledim.

Bırakmadı hayâlin hiç peşimi...
Sensizlik ağrıttı, yordu başımı
Yaksın diye, sönmüş aşk ateşimi
Özlem ile gözlerini bekledim.

Derman yok derdime ilaçlarımdan
Vazgeçtim inan ki tüm öçlerimden
Geldiğinde tutup ak saçlarımdan
Yerlerde sürüklemeni bekledim.

Bir acı bıkmadan bağrımı döver...
Hasretin hançeri kalbime değer...
Bilmeden kâlbini kırmışsam eğer...
Suçu bana yüklemeni bekledim.

Nankörlük bendedir, yâr bilmemişsem...
Ağlamış, inlemiş ar bilmemişsem...
Vuslat ânı gelmiş ben gelmemişsem
Vazgeçmeyip beklemeni bekledim.

Sensizlik betermiş inan, ölümden...
Buruk gönlüm, bitmez figan dilimden...
Ağladığım ânlar tutup elimden...
Sevgiyle desteklemeni bekledim.

Bir ağırlık çöker gün gün canıma
Ayrılık buz doğrar her ân kanıma
Üzüldüğüm anlar koşup yanıma
Sevincini eklemeni bekledim.

Utanmaz, arlanmaz adam olmaza
İsyankar, günahkar; yola gelmeze
Can fedaya hazır kendin bilmeze
Yeniden bir can vermeni bekledim.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:07 PM

Ben Sarp Bir Dağım
Ben bir dağım, her yerim sarp
Buzul dolu doruklarım! ..
Aldığım her nefes şarap
Delik delik çarıklarım! ..

Rüzgarların dert ortağı
Benim, bulutların ağı
Ensemde göğün dudağı
Mutluluğu sayıklarım! ..

Güneş gözlerime tüner
Canım yıldızlara süner
Başım sarhoş gibi döner
İrâdemi ayıklarım! ..

Hep sızılar, vermez ara
Derman koymaz vura vura
Yaralarım müzmin yara
Tedavisiz kırıklarım! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:07 PM

Bile Bile
Görmedim güldüğünü yüzümün hiçbir zaman
Seni nerden sevdim ben? Kapanmadı hiç yaram.
Ne olur terk eyleme, sensiz asla yapamam
Hem sensizlik, hem hasret; çekilmez bunca çile!
Kendimi kora attım, sonunu bile bile!

Kurtar desem çektiğim dertten, gelmeyeceksin…
Perişanım yüzünden, hâlden bilmeyeceksin…
Desem, sensin tek çârem, çâre vermeyeceksin…
Yaşarım ağlayarak, sen ise güle güle…
Kendimi kora attım, sonunu bile bile!

Vicdan, insaf, merhamet yokmuş sende, anladım!
Hasretinle, vefâsız, bilsen ne çok ağladım…
Mutluluk emelimdi, hep acıyı yaşadım
Bilmeden köle oldum bir insafsız gönüle
Kendimi kora attım, sonunu bile bile!

Ruhumu kucakladı sis misâli gözlerin
Benliğimi kuşattı alev saçan sözlerin
Yaktı her tarafımı içten içten közlerin
Baksana şu hâlime, yanmaktan döndüm küle
Kendimi kora attım, sonunu bile bile!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:07 PM

Bir Akşam
Itır kokan gözlerinde bir akşam...
Gidersem ne olur susuzluğumu! ...
Bakışların tutsa, sarsa her akşam...
Issızlıkta güçsüz kalan ruhumu! ...

Uzansan yardıma muhtaç birine
İkrâm, sevgi sunsan, kır ellerine
Kül olsan, ne olur! Onun yerine
Sen olsan hep düşlerinin yorumu! ...

Kuşatsan özlemimdeki ânları...
Yaşatsan define heyecanları...
Yazdırsan, göklere aşk ilanları...
Aydınlatsa özlemdeki yolumu!

Yüklesen kâlbime sözün yükünü..
Sen olsan derdimin cüzün, yekûnu...
Bürüse varlığın sevgi mülkünü...
Söndürsen bir akşam sönmez korumu! ...

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir Destan Şehir
Bir şehir ki; âlemde yoktur dengi, benzeri
Baygın baygın, herkesin ona bakar gözleri
Bakışları mest eder, tutuşturur özleri
Sevdiğine kendini tam verir bu şehir
Sevmediğine acı, gam verir bu şehir.

Bağrı yanık tarihin, içi ezik mensubu
Gözü yaşlı zamanın, düşlerdeki efsunu
Hayal olmuş tâlihin, tortulaşmış yosunu
İsimsizlere isim, nâm verir bu şehir
Sevmediğine acı, gam verir bu şehir.

Ah bu şehir, bu şehir; sevgisi coşkun nehir
Manzarası emsalsiz, güzelliğiyse mâhir
Onunla olmak Kevser, onsuz kalmaksa zehir
Hizmet edenlerine dem verir bu şehir
İhânet edenlere gam verir bu şehir.

Yedi tepede sönmez meşâle ezel, ebet
Ayrılığı idamlık, muhabbeti müebbet
Sevenlerine yârdır, bilinsin ilelebet
Derde devâ, hastaya em verir bu şehir
İhânet edenlere gam verir bu şehir.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir Gülün Hikayesi
Buz gibiydi toprak
gökyüzü karmakarışıktı
üşüyordu elleri
bulutların donuk donuktu gözleri
tesadüfen atılmış bir tohumun
beklentisi çok az bir ışıktı
henüz dalına doğru yönelmemişti yaprak…

kar yağdı lapa lapa
rüzgar esti çılgıncasına
raks ettiren melodiler çalarak
sürgün yapraklara
dallarda çiçek yerine kuşlar açıldı
ay saklandı bulutlar arkasına
yıldızlar çıkmayı hiç istemedi
ayazın tipili balosuna

bir fidanda bir zerre uzandı dal ucuna
dudağında
her renkten renkler vardı hediye
son verdi zaman üşüten orucuna
yeniden fırsat doğdu sürgündeki sevgiye

güneşin gitti ürkekliği
ay salınmaya başladı sereserpe
yıldızlar dansa tutuştu
burçlarla her gece
depreşti gülnihâlin yürekliliği
duyguları heyecanlarla tutuştu

ısındı toprak
ne kadar şükretse azdı cemreye
su ısındı
nazlanmalar kendiliğinden bitti
açıldı yaprak
goncalarla doldu fidanlar
duygular tomurcuklandı
bir gül açıldı binlerce güle bedel
sevgiden
her yüreğe saçıldı
İtiraz yükselmedi kimseden
San ki o güldü…özlenen…beklenen! .

Bütün güllerin sevildiği
ondandır
güle benzetildiği sevgililerin…sevenlerin

bütün güller soldu
kurudu bütün fidanlar
sevgi gülü solmayacak
görecek yaşayanlar
gülün sevgisi tükenmeyecek
ölmeyecek…ölmemeli…sonsuza kadar.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir iflas İlamı
Gözü dönmüş
Kana susamış kâtiller
Bırakmış bir tarafa insanlığı, aklı
-Kim bilir içlerinde ne hınçlar saklı
Kinle demlemiş vicdânı
-Olduğu şüpheli vicdânın
Her kötülüğü yapmakta
Ne zaman, nasıl isterse canı
-Hiç insanlığı kalmaz mıymış insanın?

Ava çıkmış
Gece/gündüz, büyük/küçük ayırt etmeden
İnsan avına
Her cephede
Yetişin imdada yetişin!
Can çekişen değerler bitmeden
Vatan yok
Özgürlük yok
Yiyecek, içecek, giyecek
Tutan yok
Mâsum, mağdur, mazlum bir cephede

-Niye kan, barut, acımasızlık, zulüm emeller?
Bugün ona
Yarın sana
İlişme deme bana
Tarihte çok yaşandı bu haller

Ne olmuş ki bunların sevgisine?
Sevgi dağıtması gerekirken
Tetik çeker hemcinsine
Bir merhametsiz gölgesine sine sine
Hani, nerde bunlara dur diyecek eller?

Talan eder sızlamadan
Canı, malı, vatanı
Kininde ölmüş kâtiller

Seyredin
Kanı donduracak umarsızlıkla seyredin siz
Sızlamadan içiniz
Târihin görmediği bu talan katliâmı
-Niye, böylesine acımasızlık
Böylesine insafsızlık
Niye böylesine kısırlaşmış îzan, anlayış?
-İşte en büyük yanlış
En büyük aldanış

Hiç kin ve garazdan başka
Filiz veriri mi, boy atar mı
Kan ile sulanan temeller?

Binmiş tarihi bir zâlim korumasız
Tarihi gariban bir milletin ensesine
Olan bitenden
Tuzu kuruların nesine
Bu duyguların kangren olduğunun
Umutların öldüğünün
Belgesi değil de, ne?

Bir çöküş başlamış ki
Yok oluş olacak devâmı
Kesmiş herkes birbiriden yardımı, ikramı
Bir düşünün
Nîmet mi bu, belâ mı?
Değil, elbette değil
Ne yazık! ne acı ki!
Bu insan ve insanlığın iflasının îlamı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir İstanbul Sevdalısı
Nazlı bir güzeldi o, bahtında yazı idim
Hüsnüne yüreğimin yanık avazı idim
Her şeyimi uğruna vermeye râzı idim
Belli değil süresi, tutuşturdu yanarım
Yazık ki ayırdılar, özlemiyle kanarım.

Sevdâlılara durak, düşkünlere limandı
Hissizlerin elinde teli kırık kemandı
Her seheri hikaye, her mehtâbı romandı
Sisler içinde kaldı içimdeki dağlarım
Yazık ki ayırdılar, özlemiyle kanarım.

Kahrolurum küserse, gönlüm bahtına küser
Boğazda doğan meltem, buruk bağrıma eser
Ufkumda gurup idi, ruhumda coşan Kevser
Şimdi hüzün akıtır, Kevser akan pınarım
Yazık ki ayırdılar,özlemiyle kanarım.

Tutuldu fırtınaya, sevdâsında yüreğim
Ahd ettim kavuşmaya, dümenimde özlemim
Ondan sürgünde olmak, girdabım ve elemim
Kimse bilmez hicranla için için ağlarım
Yazık ki ayırdılar,özlemiyle kanarım.

Yedi tepede yedi meşalemdi, yanardım
Ey şehir! Aşkın için herkese gül sunardım
Sana hor bakanları hor görürdüm, kınardım
Gülşenim hazan şimdi, viran bahar bağlarım
Yazık ki ayırdılar,özlemiyle kanarım.

Sanmam âlemde başka bulunsun bir benzeri
Bilirim ki âlemin ondadır aç gözleri
Söndüremem, içime atmış sevdâ közleri
Böyle yanmak zor mu zor, şaşkınım, bîkararım
Yazık ki ayırdılar,özlemiyle kanarım.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir Kırmızı Gül
Bir kırmızı gül sarı
Sapsarı duyguları...
Bir sarı gül tozpembe
Rengarenk kaygıları...

Bir tozpembe gül mâvi
Hayran kumral bir yüze..
Bakışları havâi
Eritir süze süze...

Bir mavi gül eflatun
Zamanların elinde...
Bir elâ göze meftun...
El âlemin dilinde...

Bir eflatun gül alev
Alev yanar içinden...
Aşkı ezelden ödev
Ağlar, kanar içinden...

Bir hercai menekşe
Bükmüş boynunu üşür
Bir lâle çilekeşe
Çileleri bölüşür...

Her gülün sevdâlısı
Var...aşka düşmüşler…
Âşıklar belâlısı
Hasreti öldürmüşler...

Yediverenin derdi
Kimsede yok...ayrılık!
Bilse zehir içerdi
Çelenge mahkum artık...

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:08 PM

Bir Yetimin İlenci
Emzikteyken düşman ana, babamı
Vurdurtmuş da yetim, öksüz kalmışım.
Depreştirmen, deşeleyip yaramı
Körpe iken belâlarla dalmışım.

Bilmeden nâmerdi, merdi, mertliği
Doğru mu kaderin bana ettiği
Doğrultup namluyu, çekip tetiği
Öldürüp düşmanım, öcüm almışım.

Evim Islahevi, mahkumluk işim
Özlemim özgürlük, buzul dağlarda
Ne sevmeyi bilmiş ne sevilmişim
Hayatım toz duman kardır çığlarda.

Baba sevgisinden mahrum bir yürek
Ana kucağına hasret çekerek
Gözyaşı dökerek, boyun bükerek
Acıların deryasında solmuşum.

Koğuşlar çok soğuk, vicdanlar katı
Görmedim ömrümce huzur, rahatı
Yaşadım hep kaçak, göçek hayatı
Ben hayatı çile, cefâ bilmişim.

Kaderim, kaderim; kara kaderim
Böyle imiş, kime, nasıl, ne derim?
Özgürlük içimde kör mum misali
Yanar sönük, sönük, ondan kederim.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:09 PM

Bu Gidiş!
Anlıyorum, öylesi bir gidiş ki bu gidiş
Kâlbi koparılıyor gibiyim köklerinden
Gidiş değil, aldatma, bu apaçık bir terk ediş
Terk etsen de kurtulman imkansız yüklerimden.

Her hoş gülüş bir yara, her hoş bakış bir sızı
Misâli yüreğimde zamanla depreşecek
Yokluğunda aşkımın ritmi bozuk yıldızı
Kendini bilmez hâlde boşluklara düşecek.

Hatırladıkça içten söylediğin sözleri
Oluşacak özümde özlemden yanardağlar
Her tarafta hayâlin, yoracak bu gözleri
Bilmeyecek hiç kimse bu deli niçin ağlar.

Eğer kulak verirsen kapını yumruklayan
Çok uzak diyarlardan arza gelen rüzgara
Diyecektir, bıkmadan adını sayıklayan
Biri var terk ettiğin, perişan, onu ara.

Kim bilir belki de çok kızacaksın kim diye?
Gelmeyeceğim belki aklına hiç kim bilir?
Neden bu ansız kaçış, ayrılık niçin, niye?
Nereye gidersen git ruhum peşinden gelir.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:09 PM

Buseler
Esrarengiz tılsım gibi gel diyor
Buseler, alevli dudaklarından.
Havai aklımı, öp de çel diyor
Buseler, alevli dudaklarından.

Bakışların kanun, gözün ney gibi
Düşürdü ağına tuttu toy gibi
Her an ince ince yağar çiy gibi
Buseler, alevli dudaklarından.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:09 PM

Buzdağı Sevda
Sevdân kalbimde buzdağı
Eri, bende eriyeyim.
Ol yüreğimin tutsağı
Çürü, bende çürüyeyim.


Sığınağım, siperim ol
Müjdeleyen haberim ol
Kılavuzum, rehberim ol
Yürü, bende yürüyeyim.


Gam etme hiç yakılanı
Bırak yenen, yıkılanı
Sana candan sokulanı
Koru, bende koruyayım.


Çekilir çekilmez çile
Tutuşalım gel el ele
Gelmek istemesem bile
Sürü, bende sürüyeyim.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:09 PM

Cumhuriyet Marşı
Sonsuza dek bağımsız hür olmak amacımız
Çağdaş yönetim, çağdaş nesillerle el ele.
Cumhuriyet, lâiklik her zaman baş tâcımız
Kucaklayıp milleti tükenmeyen sevgiyle.

Cumhuriyet, nuruyla ülkeyi aydınlatan
Sarılalım dört elle, nîmet, cumhuriyete
Cumhuriyet güneştir, doğunca hiç batmayan
Cumhuriyet ebedî sönmeyen tek meşâle.

Sarılıp, Ata’ mızdan mîras tüm ilkelere
Aydınlığı her yönden yaymalıyız ülkeye
Hedef: lâik, kalkınmış, demokratik Türkiye
Önderimiz Ata’ mız, rehberimiz bilimle.

Tâvizsiz, ermeliyiz tükenmez aydınlığa
Bilimle ışık yayıp cehâlet karanlığa
Yeniden örnek olup tükenen insanlığa
Bakarak geleceğe umut ile güvenle.

Dünyada îtibarlı, vâkur, başı dik, mağrur
Olmalıyız. İçimiz dolmalı dâim gurur
Sarmalı kâlbimizi ilk heyecan, ilk şuur
Gitmeliyiz ileri, ilerleyerek fende.

Şehitlerin kanıyla, canıyla filizlenen
Bir emsalsiz hazîne, emellerde közlenen
En mükemmel idâre aranılan, özlenen
Cumhuriyet yaraşır hem yıldız, hem hilâle.

Sarılalım dört elle, nîmet, cumhuriyete
Cumhuriyet, nuruyla ülkeyi aydınlatan
Cumhuriyet ebedî sönmeyen tek meşâle
Cumhuriyet güneştir, doğunca hiç batmayan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:12 PM

Çağdaş Eşkıya
Eşkıyayı dağlarda aramaya lüzum yok
Makamları otağa çevirmişler baksana
Engel olacak olan, arıyoruz, lâzım, yok!
Şikayetçi olursan, kaç, yaşamak yok sana!
Makamları otağa çevirmişler baksana!

En üst düzey amirler; bakanlar, boş bakanlar
Pire için yorgan ne, memleketi yakanlar
Bin kez dama sokulup; bin kez aftan, çıkanlar
Ne edelim diyorsan, yapılanlar hak san! ?
Makamları otağa çevirmişler baksana!

Eşkıya, memlekette kim var ise ekâbir
Yetkileri güçleri, etkileri mi, cebir?
Akıllarında yoktur; ne kul hakkı, ne kabir
Anlamadın mı hâlâ, tok olmak uzak sana
Makamları otağa çevirmişler baksana!

İnan bir kulp takarlar peşlerine düşersen
Sonu pisliğe çıkar yollarını güdersen
Evliyâymış eskiler, mukâyese edersen
Şimdikiler çok rahat, söktürürler kök sana
Makamları otağa çevirmişler baksana!

Hedef tahtasısın sen; yakalarlar, tazı ol
İşitmezler inan ki, gözyaşı ol, yazı ol
Gücün varsa vur gitsin, gücün yoksa râzı ol
Kurdururlar her yanda, bilsen bile fak sana
Makamları otağa çevirmişler baksana!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:13 PM

Çalıkuşu
Hiç kimse açamadı geçtiğin kapıları
Kendi kendime mahkum tükettim hep yılları
Gönül ağacımın sen oldun umut dalları
Umutlarımı niçin yıktırdın çalıkuşum.

Girdiğin hücrelere hiç kimse giremezdi
İçindeki esrarı, imkansız bilemezdi
Eriştiğin yerlere, can veren eremezdi
Surlarımda delikler açtırdın çalıkuşum.

Her şeyimi izinsiz girdin, istilâ ettin
Başıma bu sevdâyı inan sen belâ ettin
Mecnunu yitirmiş şaşkın bir Leyla ettin
Uzaklardan el gibi baktırdın çalıkuşum.

Ne biçim o bakışlar? Ne o yangın gülüşler?
Raksederken göğsümde, ne o kıvrak dönüşler?
Hayaller seninle hoş, seninle güzel düşler
Çoraklaşmış kâlbimi yaktırdın çalıkuşum.

Gel deyince gelmezsin, git deyince gitmezsin
İçten içten yanarsın, inadından tütmezsin
Yalvarsam yetiş diye, imdâdıma yetmezsin
Bu kadar naz çok, nazından, bıktırdın çalıkuşum.

Kon artık, kanatların kırılacak konmazsan
Kanımı yaktın inan, affedemem, yanmazsan
İçtiğin aşk iksiri, sende suç inanmazsan
Yüreğimde şimşekler çaktırdın çalıkuşum.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:13 PM

Çelişki
Çiy düştü düşlerimden
Gönlümdeki gülşene
Yitirdim yüreğimi
Dîvane döne, döne

Bir hüzünlü kaçışın
İçinde sürüklendim
Hislerim hep gönlümü
Çevirdi başka yöne

Günebakan misali
Büktüm güne boynumu
Yaptığından utanıp
Baktı birden önüne

Perişanım biçâre
Pejmürde bir haldeyim
Tepelendi benliğim
Çıkamadım bir öne

Tutuşmayan bir zerre
Koymadı bedenimde
İstiyor ki vefasız
Hasret alevim söne

Bir kaçamak nazarım
Bir çapkın kor gülüşüm
Demir attı apansız
Kilitlenmiş gönlüne

Ne kadar yok dese de
Hiç aldırış etmedim
Diktim aşk fidanımı
Hiç vahasız çölüne.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:13 PM

Çelişkilerde Çiçek Kalbim!
O gözler ki sînemi gizli gizli bıçaklar.
Elemimi gözyaşım damıtır, aktığında.
İçimdeki fırtına dorukları kucaklar
Bakma! Ne olur, bakma! Eririm baktığında!

Ruhuma çöreklenen sızılar aman vermez!
Süre, zaman isterim; sebepsiz, zaman vermez! ?
Derdi verir sormadan, ağlatır, derman vermez!
Kurduğum hayâlleri sebepsiz yıktığında!

Göğsümde nadas olur, özlemlerin destesi
Çelişkilerde çiçek, kâlbim vuslat güftesi
Rüzgarların dilinde, hazan aşkın bestesi
Biter mi hiç iniltim, hicranlar yaktığında?

Kor zamanlar, ilticâ bekler benden, edemem! ?
Çağırır umutlarım; armağansız gidemem! ?
Hançerler hislerimi yalnızlıklar, güdemem! ?
Gökkuşağından sürgün yıldızlar aktığında!

Şu yaralı kâlbimin niyâzıdır, dilekler.
İzlemektedir rindi, gece/gündüz melekler
Ben toprağa küskünüm, topraksa beni bekler
Yağmurdan sonra visâl esansı koktuğunda!

Bir koşucu yüreğim, nefes nefese kaldı.
******* esrârengiz, seherim tutsak aldı.
Sevgi, doyamadığım aşk peteğindeki, baldı
Döküldü, kâlbim yâra imzâya çıktığında!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:13 PM

Çileli
Özlemden göz yaşlarım dinmez sellere döndü
Aşkım hüzünle açmış solgun güllere döndü
Düşünmedin karşılık vermeyi merhametsiz
Kâlbim vahasız kalmış, ıssız çöllere döndü.

Çileliyim çileli; sensiz divane, deli
Her an mutsuz oldum ben, seni sevdim seveli.

Teselli yok, azat yok, mahkum oldum hep sana
Ömrüm bitti, tükendim aşkınla yana yana
Bir dilenci misali yine geldim kapına
Bilmem ki seven yüzün neden ellere döndü?

Çileliyim ben çileli; aşkınla divane, deli
Her gün mutsuz oldum ben, seni sevdim seveli.

İnsafına kaldım bak, merhamete muhtacım
İnliyorum, sendeymiş tesellim, her ilacım
Gönül köşküme kurul; isterim, ol baş tacım
Rengi gülden gül yüzün niçin küllere döndü.

Çileliyim çileli; sensiz divane, deli
Her an mutsuz oldum ben, seni sevdim seveli.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:13 PM

Çocukça Şeyler
Sevgiden olageldim, muhabbet sevinç bağım…
Öpülmeyi bekler hep nâzik, nârin yanağım…
Gülümser hoş, ağlar aç kaldığında, dudağım…
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Benimle dinginleşir isyankârın yüreği
Mümbite çeviririm verimsizi, kurağı
Yoksam, yoktur ihtiyaç, kainatın gereği
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Tatlı eğer tatlıysa, acı acı değilse…
Doğrulur, doğru olan, baskılarla eğilse
Bitmez rızık gözyaşım, kıraçlara dağılsa
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Yanağım akkor çiçek, dudağım baldır benim..!
Yokluğum acı, elem; varlığım güldür benim..!
Sevgi yoksa…her yerim kıraçtır, çöldür benim..!
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Tutunduğum ilgidir, sevgidir beslendiğim...
Barış, kardeşlik için âleme seslendiğim! ..
Gönüllerdir, yıkılmaz, her mevsim üslendiğim
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Ben kavgadan anlamam, savaş nedir, sormayın! ?
Kundağım sevgi olsun, nefret kötü, sarmayın! ..
Ne olur! Ey büyükler, bana tuzak kurmayın
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

Yoktur emsâlim, dengim; tekim ve bulunmazım
Dualarda özgürlük dolu günler, niyâzım
Bana elzem olan ne? Bilin herkese lâzım
Sevin beni, sıkmayın, ninni söyleyin, ninni! ..
Kucaklasın saf kâlbim sonsuza dek sevinci! ..

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:14 PM

Darmadağın
Başucunda kül yüzümün
Gözleri var, darmadağın! ..
Yıkılan umutlar dünün
Közleri var darmadağın! ..

Tırmanılmaz yokuşların...
Mağduru can, çöküşlerin...
Kan renginde bakışların...
Gözleri var, darmadağın! ..

Dalmış girift hengâmeye...
Belli ki hasret sevmeye...
Yalvarıyor sev, sev diye! ..
Sözleri var darmadağın! ..

Acıdan sunmuş sâkisi...
Hüzünden yansır akis’i
Her mevsimin tiryakisi
Güzleri var darmadağın! ..

Nesi varsa hep tüketmiş...
Ermek için ömrü bitmiş...
Meçhul menzillere gitmiş...
İzleri var, darmadağın! ..

Eritir hisli sözleri...
Hüzün soldurur gözleri...
Üzmem demiş ya sizleri...
Bizleri var, darmadağın! ...

Nesi varsa talan olmuş...
Adı, sanı yalan olmuş...
Her tarafa ilan olmuş...
Gizleri var, darmadağın!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:14 PM

Değmez Biri
Yazık…dökme gözyaşını
Değmeyecek biri için.
Eğilme, aşka başını
Eğmeyecek biri için!

Sevgin bayatlamış azık
Harcanma canına yazık
Kurak kaldın yorgun, ezik
Yağmayacak biri için!

Gözyaşlarını sakladın
Canına kahrı yükledin
Hayalde düşte bekledin
Gelmeyecek biri için!

Yaşantın acıklı öykü
Tutmadı gözlerin uyku
Bekledin ömrünce ufku
Doğmayacak biri için!

Canı gizli aşka yaktın
Alev oldun yangın aktın
Kalbini rehin bıraktın
Sığmayacak biri için.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 06:14 PM

Delicesine!
Kovalar hükümlü yaprakları rüzgar
dört bir yana sersericesine! ..
Ne olduğunu anlayamaz ağaçlar
seyreder olan biteni sessizcesine! ..
Manzara...kimin,
ne yaptığı belli olmayan bir manzara! ..
Kurak toprak yağacak yağmuru bekler...
tutsak akşamlar doğacak güneşi.
Bense...katlanarak her ân sensizlik düşüncesine
kimin neyine...kimsenin nesine...
gelmesen de! ..
sığınmış sevdânın kıraç gölgesine
ellerin ellerimde...
gözlerin gözlerimdeymiş gibi...
seni hayal ederek...
seni düşünür, seni beklerim delicesine! ..

Gök karışır...
îdamlık gibi ürker celladından yer! ..
âcizliğin kıskacında kıvranır bir yürek
çıkabilmek için
duyguların en yücesine...
Bir göze, sığınaklar ararken
umulardan sağanaklar iner.
Göğsünü yırtarcasına bir çığlık
oturur yalnızlığın her gecesine! ..
Bense...kaptırmış kendini kavuşma düşüncesine
ezelden ebede kadar mahkum
esrârın tek hecesine...
seni hayal eder...
seni düşünür...seni özler
seni beklerim...delicesine! ..

Bir çöküntü külünde
bir çıngı çâresizlik! ..
Ve bir sızı umutsuzlukta sevdâ yarası! ..
Ne kadar ağırmış...
ve ne çekilmezmiş şu yalnızlık! ..
kavuşmaktan başka yokmuş çâresi! ..
seni anıyor, seni sayıklıyor kalbim
bıkmadan, yorulmadan
kendinden geçercesine! ...
affını bekleyen...
mahkum olmuş mâsum gibi
ayrılık bilmecesine! ?
Çoğu düşmemeyi düşünürken
aç acıların pençesine...
bense acıların pençesinde...
sonrasında...öncesinde...
bitmeyen özlemlerle...
seni hayal eder, seni düşünür
seni beklerim...delicesine! ...


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 12:52 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.