www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Ayhan Yavuz Açıkgöz (https://www.cakal.net/showthread.php?t=139264)

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:05 PM

Bakma, Utanıyorum
Ne var?
Ne bakıyorsun?
Hiç mi ağlayan adam görmedin?
Tamam...
Belki;
Ağlarken ıslanan sakalı...
Kıpkırmızı olan mavi gözlerinin etrafı...
Ve bağırarak hıçkıran birini...
Ben de görmedim...

Olsun!
Gene de bakma!
Utanıyorum...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Bana Bana (Koy Başını)
Dilin dönmez olursa lâl
Koy başını bana bana
Ağlamadan geçmez bu hâl
Dök yaşını bana bana

Figân ile aşılmaz kış
Bitmez her gün gördüğüm düş
Eyler isem hayırsız iş
Çat kaşını bana bana

Çâresiz kalırsam darda
Donar gönlüm kışta kardaü
Tut beni düşmeden yarda
Ger döşünü bana bana

Ayhanım aç yine gama
olsa üstüm başım yama
Yüzbin formül bilmem ama
Sor beşini bana bana

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Bana da Uyar
Şiir yazarken kökler, gövde için
Hikâyeler yazarken güller, bülbüller için
Dilekçe yazarken babam muhtara, tapu için
Mektup yazıyormuş ak sakallı dedeye nişanlım...
Şikâyet ediyormuş ilgisizliğimi
Bahâne ediyormuş bilgisizliğimi
Dedim ki ona, çöple toprağa A harfleri çizerek;

Yaz ey yâr,
...........bana da uyar...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Başka Çâre Bul Kendine
Benden sana fayda gelmez
Başka çâre bul kendine
Kimse sen için dağ delmez
Başka çâre bul kendine

Dağlar sana yol verir mi
Gün doğmadan kar erir mi
Yârdan uzak göz görür mü
Başka çâre bul kendine

İstemem duymak adını
Yanmaz, yakma aşk odu'nu
Ayhan'dan kes umudunu
Başka çâre bul kendine

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Başörtüsü
Yakındır kurtuluşun, ağlama sil yaşını
Bir tutam demokrata satılan başörtüsü
Donatır yıldız ile, bacımın dik başını
Pis ellerce yırtılıp atılan başörtüsü

Kadrini bilenlerin, sevinci tasasıdır
Mü'minlerin onuru, zâlimin paspasıdır
Koskoca bir ümmetin yüreğinde yasıdır
Harcolup gözyaşına katılan başörtüsü

İmandır tırpanımız, cennettir harmanımız
Koşarız katlimize, olsa da fermânımız
Helâl eyle hakkını, biterse dermânımız
Ey kaşları hiddetle çatılan başörtüsü

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Bayram Gibi Bir Arz
Ses gelmez sabahlara inat
En güzel ân ile başlayan
Ve en güzel söz ile biten bir güneşe
Bakarken parlar
En güzel ve en yakışıklı hâlimiz
Bu zamandır aslında

Bayram gibi bir arz
Hâl-i mîran gibi bir tarz
Ve gün gibi farz

İki rekât sonra doğacak güneşe andolsun ki
Her ânımız bayram olur
Onun güneşinden kaçmadıkça
Vurur gölgelerimiz
Uhud eteklerine

Ayhan Yavuz Açıkgöz

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:06 PM

Bâzen Aklıma Geliyorsun - Gelme
Sakladığım gözyaşlarımı
Damla damla döküyorum hergün
Ödüm kopuyor bitecek diye
Sen gelmeden

Aklıma geliyorsun zamansız
Gelme
Ya yanıma gel, ya aklımdan da git
Sevgi yok
Aşk yok
Mutluluk yok
Hepsi, aptal âşıkların uydurduğu şeyler

Varsa yoksa, SEN varsın
Senin de adın yok

Son dört damla gözyaşı
Her güne bir damla desen
Son dört gün

Gel artık
Aklıma değil
Yanıma

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Beden Değil mi?
Nedensiz diyorlar akan yaşıma
Söyle yar ağlamak neden değil mi
Sen beni bıraktın yalnız başıma
Kalanı kahreden giden değil mi

Ayhan'ım delindi heybet yeleğim
Çoktandır duvara kondu eleğim
Zannetme dünyâyı yıkar bileğim
Varlığım bir kuru beden değil mi

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Beklerim Tekrar Ölümü
Bilindi sırlarım, edildi ifşâ
Sır saklamak haddim değildir hâşâ

Korkarım görünmez gözden kulaktan
Halkoldum nihâyet sâfî alâktan

Söylemek lâzımdır gayri derdimi
Neden mi terk ettim kendi yurdumu

Anlatayım hâli, kalmasın bende
Denmeyen kelâmlar çürür bedende

Bir parça toprağa kinlendim önce
Boşa mı gidecek servetim onca

Korkuttu saçımın beyazı beni
Gördüm ki çizgiler kaplamış teni

Telâşa kapıldım yalnız anlarda
Sarsıldı bedenim son zamanlarda

Ne yemek ne içmek vermiyor keyif
Her günüm üzüntü, isyân ve hâyıf

Acabâ bu ömrü kim verdi bana
Ve şimdi nedendir göz koydu cana

Almasa olmaz mı yaşasam biraz
Çıkmasa yıllarca keder ve maraz

Koynumda onlarca kadınım olsa
Kadehe en güzel içkiler dolsa

Bilmesem ne zaman gelecek ölüm
Ölümü bilmek ne faydasız ilim

“Of” dedim âniden kalbimi tutup
Bekledim sessizce sırtüstü yatıp

Görmüyor gözlerim olan biteni
Bir bilsem beni bu derde iteni

Anladım, son nefes bu aldıklarım
Aklımdan çekildi tüm bildiklerim

Kalbime saplanan ağrılar arttı
Gözümü desensiz bir perde örttü

Hislerim yalnızca acı ve merak
Susadım, görmedim böyle bir kurak

Ağzımdan birden bir “of” daha çıktı
Ölmedim bilincim hâlâ açıktı

Acabâ kaç asır geçti aradan
Bin kalbur su gelir kanlı dereden

Yalnızdım kimseler yoktu yanımda
Sâdece zâlim bir sızı canımda

Bağırsam gitmezdi sesim uzağa
Anladım düşmüştüm zor bir tuzağa

Dişimle sıkmaktan kopmuştu dilim
Sanırım bitiyor, başladı filim;

Onyedi yaşında gördüm kendimi
Yıkamaz sanmıştım kimse bendimi

Dizimde yatıyor zavallı anam
Demiştim “anacım, sen dur ben yanam”

Olmadı, son nefes verdi dizimde
Dünyânın yarısı öldü gözümde

Ölmeden dudağı bir aralandı
Oğlunu, canını Azrâil sandı

“Hoş geldin” diyerek tuttu elimi
Sıktı ve bıraktı, kırdı dalımı

Ah işte bir başka şerit geçiyor
Gözlerim kızımı zar zor seçiyor

Elime veriyor doktor kızımı
Eliyle tutuyor Yeldâ yüzümü

Minicik yüreği pıt pıt atıyor
Orada kocaman bir dağ yatıyor

Bir sene sonunda kızım da öldü
Öleli sanırım yirmi yıl oldu

Ter aktı yüzümden mâvi kilime
Nasıl da dalmıştım oysa filime

Ölmeden gelmişti anam ve kızım
Okşadı yüzümü dedi; “Ey kuzum

Yanımda torunum, korkma mutluyuz
Burada gerçekle, hakla kutluyuz

Bilirsin Yeldâ’yı, günahsız öldü
Dünyâyı bilmedi, burada güldü

Ben ise Allâh’tan dilemiştim af
Ölürken demedim bir kez bile of

Bak şimdi rûhumuz mutlu burada
Seninmiş nasîb-i olmak sırada”

Vuruldum beynimden bu hayâl ile
Hâlbu ki tövbe hiç gelmedi dile

Sanırım anladım neden bu acı
Çıkardım başımdan dünyâlık tâcı

Dedim ki; “Allâhım tövbeler olsun
Dokun ki yüreğim nûr ile dolsun

Ey habîb ben nasıl bir aptalmışım
Dünyânın malına âşık kalmışım

Aklıma gelmedi hiç böyle bir gün
Hiç fayda vermiyor bugün şân ve ün

Alırsan cânımı etme beni zâ’y
Affetmezsen beni vay hâlime vay”

Gevşedi ellerim kalbimi tutan
Ya ölüm, ya yaşam bu hissi yutan

Gelmiştim saatler sonra kendime
Anlatsam bu garip hâleti kime

Acabâ ölseydim o dakîkada
Cennet mi sarardı ateş mi ya da

Yurdumdu belki de ateşin dibi
Ölürdüm tıpkı bir Firavun gibi

Ey ölüm iyi ki uğradın bana
Değmedin iyi ki yine de cana

Tevbeme vesîle olmuştu bu hâl
Demedim, bilmedi o ânı ahâl

Korkmuştum ölümden, gelmişti ölüm
Ölümle anladım, ben yalnız kulum

Bıraktım dünyâda bütün serveti
Makâmı, parayı, kemiği, eti

Çekildim kenara herkesten kaçıp
Kalbimi tek olan Allâh’a açıp

Anlattım sırrımı, bildin yolumu
O gündür beklerim, tekrar ölümü

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Bekliyorum Zindanda (Said Nursî'ye...)
Ey Nurs köyünün nûru, Bedî'si arz köyünün
Ey gönlü sudan duru, derinliği kuyunun

Tâlibim ders almaya, zindanın karasında
Solmayan gül olmaya, dikenler arasında

Kalbimde yara izi, silinmiyor merhemsiz
Duyduğum derin sızı, ölçülmüyor dirhemsiz

Anlamaz seni binler, senden olduğun diyen
Seni bir âlim anlar, bir de hırkasın giyen

Ver ezâyı elime, ben çekeyim yerine
Diyeyim tek kelime, ibret olsun gerine

Şirk koşarlar ilimi, Kur'ânî hakk kelâma
Ben tutarım dilimi, muhtâcım her selâma

Bilirim ki gitmez yol, Allâh'ın seçmediği
Aksa da kırkiki kol, zâlimin içmediği

Ben senden tahsil ettim, savaşmayı tek başa
Ne dağları gözettim, ne de aldırdım taşa

Gel benimle yol eyle, yolun bilmeze inat
Elbet aşılır yayla, olmasa da dört kanat

Dedim ya ey gül Nursî, yerin büyüktür canda
Kurdum sana bir kursî, bekliyorum zindanda

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Belki Geçerim Senden
Ya kopar kıyâmetim
Ya da tenimden etim
Lime lime olunca
Belki geçerim senden

Ya gül mermerde açar
Ya da bülbülden kaçar
Bahâr ile solunca
Belki geçerim senden

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Bembeyaz Oldun
(Cefâ ile yaşlanan babama...)

İşte güldüm
Kıstım gözlerimi
Bembeyaz oldun
Titreyen ellerini vururken masaya
İşte öylece yaşlandın
Karşımda
Bembeyaz oldun
Kıstığım gözlerimin önünde
Gülümsedim

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Ben Aşkın Var Ya...
Sevgi kelebekleri...
Sevdâ kokan çiçekler...
Çile yüklü trenler...
Hayatın gerçek anlamı...
Pıt pıt atan kalpler...
Mutluluktan uçmak...
Bazen kırda kaçmak...
Bazen güller açmak...
Bazen Mecnun olmak...
Bazen sevgi dolmak...
Bazen aşktan solmak...
Bazen saç yolmak...
Bazen gülmek...
Bazen ölmek...

Eeeeeeh!
Yeter be! ! !
Bu mu lan aşk?
Bu mu?
Ben aşkın var ya...
Gelmişini, geçmişini, sülâlesini, yedi göbe.............

Offf...
Özür dilerim.

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Ben Bir Çocuğuö, İsimsiz...
Ben bir çocuğum, isimsiz...

Ne ismimi koyacak bir babam,
Ne de beni ismimle çağırıp
bağrına basacak bir annem olmadı...
Hep konuşmak istedim yaşıtlarımla,
Ama olmadı...

Çünkü onlara anlatabileceğim,
ellerimi iki yana açarak
yanaklarımı şişirip 'büsbüyük' diyerek
cebimi ters çevirip, dedemden aldığım harçlığı göstererek
ve sallayarak kollarımı, birini ileri birini geri
Hiç hâtıram olmadı benim...
Hep onlar anlattı, ben dinledim...
Ne zaman konuşmaya çalışsam,
ismimi sorduklarında sustum...
Bir daha da konuşamadım...

Ben bir çocuğum, isimsiz...
Hayâtım, tanıdıklarımın isimlerini ezberlemekle geçti...
Bir amca bana 'Hey, Ayhan! ' dediği zaman,
o beni komşunun çocuğuna benzettiğini anlayana kadar
ben onun 'pardon, birine benzettim' dediğini duyana kadar
benden özür dileyene kadar
Ölesiye sevinmiştim...
Demeliydim ki ona;
'Benden özür dileme, bana isim ver, ne olur isim ver! '

Ben bir çocuğum, isimsiz...

Harçlıktan,
Şekerden,
Dondurmadan,
Tertemiz cicilerden,
Velhâsıl herşeyden vazgeçmiş,
Yalvararak isim dilenen açıp mendilini,
Bir çocuğum, isimsiz...

Şimdi sevdiğim,

'Sevebildiğin kadar, yüreğinden sev beni'
'Ama bana bir isim, verebilirsen yeni'

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Ben de Bıkarım
Verseler üzümün' cümle bağların
Bana mısın demem suyun sıkarım
Delseler üstünü bütün dağların
Koysalar içine, yine çıkarım

Gülmenin bedelin ağır ödedim
Ömrümü dermân-ı derde adadım
Çıkıyor beynime kan adım adım
Zorlama hünkârım, ben de bıkarım

Fikretti şeytanlar, ins geldi dile
İşlenen zulümât doğurdu çile
Ayhan'a söyleme tek bir söz bile
Bir tek söz uğruna arzı yıkarım

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:07 PM

Ben de Şairmişim
Hani her şair bahseder ya geceleyin doğan güneşten
Umutsuz anlarda
Hani her şair de aşıktır
Üstelik terk edilmeyeni de yoktur aralarında bir haince
Yarısı öksüz, yarısı yetim, tamamı da çilekeştir
Ne yaşamdan
Ne de ölümden zevk almazlar velhasıl
Vay be...
Demek ki ben de şairmişim
Yazardım arada ya, bilmezdim vasıflarımı
Tâ ki o ana kadar
O an geldi, ben gittim
Geriye bir kalem,bir kâğıt...
Ve o amansız vasıflarım kaldı
Vay be...
Demek ki ben de şairmişim
Ondanmış gözlerimdeki perde
Deseni bile aklımda Allah canımı alsın
Ondan ıslakmış hep gözüm
Ondan kilitlenirmiş çenem de kâğıt yetişirmiş imdadıma
Ondan gerçekler uzakmış bana
Ve ben ondan şairmişim
Vay be...
Demek ki ben de terkedilmişim bir haince
Vay be... Vay benim vasıflarım...
Zevk almayan ne yaşamdan
Ne de ölümden
Vay benim zevksiz şiirlerim
Demek...
Ben de şairmişim

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:08 PM

Ben Geldim (Anama)
Aç kapıyı tez elden
Benim anam ben geldim
Yollardayım ezelden
Benim anam ben geldim

Teptim geldim uzunu
Görmek için yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Benim anam ben geldim

Kayıp ettim paramı
Gene teptim haramı
Kapatsan ya yaramı
Benim anam ben geldim

Vurdular akın akın
Korkma kurtulmam yakın
Başkası sanma sakın
Benim anam ben geldim

Kan oturdu gözüme
Sen geleli sözüme
Bir bak hele yüzüme
Benim anam ben geldim

Hepsi fani yapıda
Meyvesi de sapı da
Ölüm değil kapıda
Benim anam ben geldim

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:08 PM

Ben Geldim, Kuzun! (Anama)
Teptim geldim uzunu
Görmek için yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Benim anam, ben geldim

...

Ayaklarım tutmuyor
Ve görmüyor gözüm eskisi gibi
Kokuna geldim anam
Aç kapıyı
Henüz ölmediğini umarak
ve yürüyerek geçirdiğim yılların hatırına
Aç kapıyı
Benim, oğlun!
Tanımadın mı
Bilmedin mi kuzunu
Burnum annemin burnuna benziyor diyerek
ve övünerek geçirdiğim çocukluğumun hatırına
Aç kapıyı
Benim, oğlun!
Yüzünü görmek için geldim onca yolu
Aç kapıyı anam
Ben geldim
Kuzun!

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:08 PM

Ben Seni Ezher'de Okuturum
Ağlama bacım...
Ben seni Ezher'de de okuturum istersen.
Param yok biliyorum.
Ama sen de biliyorsun ki; bulurum...

Mücâdele ettik,
olmadı.
Gayrı devir, hicret devridir...
Bırakalım buralar onlara kalsın...

Ağlama...
Efeliklerinden değil onların bu haykırışları...
Parçalandığı için elleri, saçının tel örgüsünde...
Biz gülü koklamak isterken,
koparmak istedi onlar...
İşte böyle kanatır elleri,
rızasız koparılan gül...

Ağlama...
Gör bak, ne güzel günlerimiz olacak yine...
Artık kovamayacak kimse seni,
medeniyet koridorlarından...
Eve hapsolmayacaksın artık...
Ve kısaltmak zorunda kalmayacağız selâmlarımızı...

Ağlama...
Kurban olsun seni ağlatanlar,
her bir katresine, gözyaşlarının...
Gün gelir onlar da ağlar...
Ama bizim zulmümüzden değil...

Ağlama bacım...
Ağlama...
Bak, para bulmaya gidiyorum...
Bekle beni...
Seni Ezher'de okutacağım ben...

Ağlama...
Bırak onlar ağlasın...
Gittiğimiz için...
Urbamızı bile onlara bırakıp...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:08 PM

Ben Seni Ezherde Okuturum II - (Ağlama Bacım)
Ağlama bacım
El-Ezher olmazsa el-ahrette okursun
Şehâdetle nakış nakış kilim dokursun

Ağlama bacım
Gözünden yaş getirenin gözü kör olsun
Yansın bağrı tutuşsun, ocağı kor olsun

Ağlama bacım
Gözyaşının bir katresine değmez bu ah
Küfür ehli ne yaş bilir ne can ne günah

Ağlama bacım
Taşı tutsak taş erir suyunu sıkarız
Başı tutsak olmuş bu devranı yıkarız

Ağlama bacım
Zulüm gelir geçer tıpkı kavimler gibi
Boş kalır mı hâviyenin taş dolu dibi

Ağlama bacım
Okul da onların olsun para da pul da
Nâmuz, izzet, imân bulunsun yeter kulda

Ağlama bacım
Gardaş diyen dillerine kurban olurum
Gerekirse bu yol için ben de ölürüm

Ağlama bacım
Ahrette şâhiddir gerilen ip boynuna
Senin gül, onların ateş dolsun koynuna

Ağlama bacım
Gün gelir kaybolur yüreğindeki sızı
Eğilmesin başın ey şehidlerin kızı

Ağlama bacım
Vereceğimiz fazladan bir can nihâyet
Ölmek daha mı evlâ bulmadan hidâyet

Ağlama bacım
Ağlama ki kesilmesin sesin soluğun
İçinden temiz su akmaz kirli oluğun

Ağlama bacım
Hayâllerimizi fedâ etmeyeceğiz
Çoğalıp arzın üstüne yetmeyeceğiz

Ağlama bacım
Susmaz elbet küfreden dillere dilimiz
Halaylarda başta sallanır mendilimiz

Ağlama bacım
Dağılmış saçını yıldızlarla örterim
Kumaş bulamazsam gider arşı yırtarım

Ağlama bacım
Haktan başka lâf bilmeyiz yüzülse deri
Başındaki örtünün cennettir değeri
Bir ilmeğe çatanın hutamedir yeri
Atalardan öyle gördük yıllardan beri
Söylesinler nenelerimiz de mi geri
Ey Ayhan'ın cânı, ey İslâm'ın serveri
Sen üzülme önüne sererim Ezher'i

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:08 PM

Ben û Sen
Ağlıyor yüreğim, ayda sen varmış
Yıldızın aklında bir desen varmış
İşlerken gönlüme aşkın rengini
İpliğin özünde Ben û Sen varmış

Bir bardak çay olmak yârin önünde
Savrulmak buharla târih yönünde
Gözlerim petekte bal seçer oldu
Akşama yük oldu, gün dönümünde

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Ben Yalancı Şâirim
Ben yalancı şâirim
Hepsi yalan yazdıklarımın
Ve en sevdiğim yalan
Sensin...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Beni de Satarsın
(Gene lise yıllarımdayım ve aldatılmışım...

Sabahları güneş gibi doğan sen,
Elbet akşamın birinde batarsın.
Karanlığı ışıklara boğan sen,
Aydınlıkta bir sis gibi yatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.

Allah’a isyan etmek düşmez kula,
Kıza surat çeviren düşer dula.
Bıktım heryerde seni bula bula,
Sen de beni bulsan bile atarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.

Bakışınla şu gönlüme taht kurdun,
Önce beni,sonra kalbimi vurdun.
Yok mu güzelim senin yerin yurdun?
Durduk yere gelip bana çatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.

Ne idüğü belirsiz bir yarsın sen,
Darda kayıp,bol günümde varsın sen.
Alevlerde erimeyen karsın sen,
AYHAN için ne Kırgız ne Tatarsın...
Birgün yarim,sen beni de satarsın.

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Benim Olasıca
Gül olasıca
Kokasıca mevsimler boyu
Rengi koyu
Dudak kadar emin
Gül olasıca
Batasıca ellerime kanatırcasına
Rengi koyu
Dudak kadar emin
Huzurunda cemin
Benim olasıca

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Beşlik Hayat
Kalmadı ferim
Hazırdır yerim
Bütün cevherim
Kemik ve derim

Mahvoldu özüm
Kan doldu gözüm
Vardır bir çözüm
Budur son sözüm

Kime dert yanam
Nasıl uyanam
Ekmek ver anam
Ağuya banam

Dediler öksüz
Sapı var köksüz
Hem varsız yoksuz
Yay atar oksuz

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Beyaz Saçlım (Anama)
Aklımdasın bir tânem, senle titriyor cânım
Unutmadım yüzünü
Bilmedin mi kuzunu
Eybenim beyaz saçlım, ey benim heyecânım

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Beyinsizin Biatı
Güneşe borçlu doğmak istedik
Borç vermek istemese de o
Karanlığa isyan
Kırdı sağın kanadını
Yol verdik Şeytana kalbimize paralel
Dilimizin gişeleri
Cebrâile kapalı
Yük indirmek bile
Fazla değil, görünmedikçe fiyatı
Nefis büyüklüğünde server
Sızıyı gideremez mi
Ve gülemez mi ardımızdan
Beyinsiz hâlimizle ettiğimiz biata
Şeytandan önce
Ve ölünce
Kim ağlar
Ve bu hâl kimi bağlar
Analarımızdan başka

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Bilemedim
Ey sevdiğim bilemedim
Kimseye diş bilemedim
Takdir Allah’ındır ama
Kusurumu bilemedim
Ey sevdiğim bilemedim

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Bilir misin Sen
Halepçe, Filistin, şimdi Felluce
Kızardı gökyüzü vuruldu gece
Döküldü dilden bir sözcük bir hece
Hak demek ne demek bilir misin sen

Sen kavganın bittiği yerde misin
Sen baharın yittiği yerde misin
Evlere bombalar düşüyor mu orda
Çocuklar annesiz üşüyor mu orda

Yıkıldı barajlar, göründü seller
Ağlıyor kâinat, susarken diller
Utansın duaya kalkmayan eller
Çaresiz kalmayı bilir misin sen

Sen kavganın bittiği yerde misin
Sen baharın yittiği yerde misin
Zâlimler babanı vuruyor mu orda
Çiçekler sevgisiz kuruyor mu orda

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Biliyon mu?
Buraları daha önce
Görmediydim biliyon mu?
Bahçeden hiç taze gonca
Dermediydim biliyon mu?

Param yok ki bilet alam
Gelip edem iki kelam
Hiç yürekten dosta selam
Vermediydim biliyon mu?

Alışmışım hep yaslara
Hasretim güzel seslere
Böylesine hoş hislere
Ermediydim biliyon mu?

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:09 PM

Bilmem
Kin dolu gözlerle baksam anıza
Yerine goncalar biter mi bilmem
Dökmeye sel gibi Kızıl Denize
Ağlasam gözyaşım yeter mi bilmem

Sarıdan nasipli kuru bedenler
Sarmış dört yanımı susar nedenler
El açıp güneşe şükür edenler
Doğruyu yanlışa iter mi bilmem

Deseler şifadır var Urallar’a
Binip de giderdim yönsüz sallara
Bülbüller yalvaran naçar dallara
Konup da aşk ile öter mi bilmem

Hey Hak! Neden hep titriyor elim
Bilmiyor sebebin ne pir ne alim
Acaba gönlümü daraltan halim
Hapsolmuş halleden beter mi bilmem

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Âkif ki
(Merhum Mehmed Âkif Ersoy’a lise yıllarımda yazdığım ve bana yetişkinler kategorisinde Adana birinciliği getiren biricik şiirim... Düzeltilecek çokyer var ama, o günün heyecanının anısına, olduğu gibi yazıyorum...)

Her sözcüğü nakış nakış kilimdir,
Dedi; daim düşündüren dilimdir,
Ağartan saçların müspet ilimdir.
Okuyanı diyar diyar gezdiren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.

Kalem tutan elindeki nasırda,
Duygulara semer vuran asırda,
Ulaşılmaz oldu akılda sırda.
Bilmeyene bilinmezi çözdüren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.

Yüreğinden kan damlarken derinden,
Bütün kalpler buz kesilmiş serinden,
Vurdu kalem,oynadı yer yerinden.
Dağlar dürüp nehirleri azdıran...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.

Yağmurunda,rüzgarında,karında,
Şerefinde,namusunda,arında,
Dünkü satır gizlidir her yarında.
Kötülüğün büyüsünü bozduran...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.

Şehadeti mühür misali vuran,
Davasına giden yolda dik duran,
Fikrinin kaynağı Hazret-i Kur’an.
İman ile nur gemisi yüzdüren...
Bir Akif ki tarihe nam yazdıran.

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Ayrılık Risâlesi (Otogar)
Otogar
Bir ayrılık risâlesi
Binlerce öfke
Binlerce hüzün
Binlerce çaresizlik
Ve binlerce galon gözyaşı taşır bağrında
Ne gelen ne de giden
Kalanlardır gerçek yalnızlar

Hiç eksilmez sallanan eller
Nöbet değiştirip dururlar
Göstererek avuç içlerini sevdiklerine
Bir sağa bir sola
Yavaş yavaş sallarlar
Sanki gidişler de yavaşlayacakmış gibi
Avuç içlerinde son hatıralar görünür gurbet yolcusuna
Gidene sıla
Kalana hasret kokan
Gönülsüz eller

Otogar
Anayı oğuldan
Cânânı candan ayıran
Ne depremde yıkılır
Ne de yenisi yapılır
Ayrılıklara inat
Bir acı hatıralar kutusudur
Yirmibeş sene sonra gelip
Yaşayalım diye
Aynı hüzünleri

İşte ayrılık vakti
Içerde infaz saatini bekliyor yolcular
Sessizce
Artık arada bir parmak kalınlığında cam pencereler var
Mahpus demiri gibi soğuk
Ama ondan daha zalim
Hiçbirşey duymadan Yalnız görürsün
Sanki gözlerini silerek el sallayanları görmek
Hafifletecekmiş gibi
Yüreklere bağlanan
Bir tonluk demiri
Mahpus demirinden zalim
Konuşturmayan pencereler

İşte o an
En dilsizi bile bülbül kesilir
Çünkü şehadet parmağıyla önce gideni
Sonra da kalbini göstermek
Ben seni çok seviyorum tamam mı
Demekten çook daha kolaydır
Dün düz yolu tarif edemeyen
Ogün methiyeler düzer titreyen elleriyle
Neler anlatır neler
Tam bir dakikada
Otogarda
En dilsizi bile
Bülbül kesilir son dakikada
Uzaklara bakarak sustuğu son saatlere inat

Bir de gidene bak
Ağladığını anlamasınlar diye
Gözyaşlarını da silemiyor
Hasreti arada hapseden
Bir parmak kalınlığındaki
Pencereye güveniyor
Kıpkırmızı gözlerle izliyor el işaretlerini
Yarım yamalak anlayarak
Hadi gidin artık, diye
Içinden geçirir
Ama içine atar
Susar
Kıpkırmızı gözlerden akan damlalar
Süzülür dudak kenarından
Ve damlar çeneden aşağı
Ama gene otobüsün içine düşer gözyaşı
Onu da bırakmaz otogar

Bir ayrılık risâlesi okunur
Dalgın gözlerden

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Ben Duymadım
Senin adındı vuran dağlara...
Aynı heybetle dönerken geriye...
Kuşlar duydu,
Kurtlar duydu,
Çoban duydu,
O duydu,
Bu duydu,
Bir sen duymadın...

Leyla Mecnun'a 'seni seviyorum' dedi,
geç de olsa.
Şirin Ferhat'a,
Sâliha Memed'e,
Handan Halil'e,
ve hattâ Yumak Tekir'e; 'seni seviyorum' dedi,
zor da olsa.
Bir sen demedin...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Dakika
Seninle bir dakika...
Ölmek gibi,
bir dakikalığına...
Alıp dünyayı karşına,
Şöyle seslenmek;

'Pardon,
bir dakika bekler misiniz? '

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Garip Çınar
Asırlardır ağlamışım,kurumadı göz pınarım
Toprağa bel bağlamışım,ak sakallı bir çınarım

Dalım yapraklarım gökte,hep öylece bekledim ben
Bir tek derman yoktur kökte,aylara ay ekledim ben

Bedenimde yara izi,ölüyorum soluksuzum
Yüce Rabbim koru bizi,kupkuruyum oluksuzum

Bilmiyorum nedir çare,güneş görmez oldu yüzüm
Çatlıyorum kare kare,artık ne yaz ne de güzüm

Bir tek katre merhem derde,o da benden çok uzakta
Ne gökteyim ne de yerde,bir ayağım bin tuzakta

Kar fırtına sonra boran,beni yerden yere vurdu
Sahipsizim yoktur soran,dört dönüyor çakal kurdu

Haram olsun hakkım varsa,bu dünyada son sözümdür
Toprak gönlümdeki yarsa,bir tek kavuşmak çözümdür

Gözlerime dokun son kez,o kapkara bakışlarla
Örttü beni beyaz bir bez,uğurlandım alkışlarla

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Hâl Oldum
Fasıl döndüm bilemedim
Birey oldum ahâl oldum
Nasıl söndüm bilemedim
Özlemekten bir hâl oldum

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Kere Gülemez misin?
Cânânım derdinden bülbüller ağlar
Bir kere yanıma gelemez misin
İstemem yerinde kalsın tüm dağlar
Kalpteki perdeyi delemez misin

Yıkılmaz sandığım binâ yıkıldı
Kalbime ateşten yâre çakıldı
Gözümden bir damla katre süzüldü
Zülfünle okşayıp silenmez misin

Sevdiğim gel ortak olma sızıma
Rastlamaz gözlerin gayrı izime
Râzıyım bir ömür bakma yüzüme
Yalnızca bir kere gülemez misin

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bir Kuruşum Bile Yok, Yine de Sever misin Beni
Gülerim vücûdumu ateşle dağlasan...
Ölürüm ağlasan...
ve
Hayâl bile edemem öldüğünü...

Pırlantalar almak isterdim sana sayamayacağın kadar
Ve altın kolyeler, küpeler, kemerler, taçlar
Ve gümüşler, işlenmiş, pullanmış ve her puluna ismin yazılmış, tek tek
Ve elmaslar, ve akikler, ve mercanlar, ve... ve... ama...
Bir kuruşum bile yok inan!

O yüzden şiirler yazdım sana destelerce
İçinde sen vardın olabilidiğince
Gözlerin vardı gözlerimi alamadığım
Kirpiklerin vardı sahraya bedel
Ve gerdanın, değerli taşlarla dokuyamadığım gerdanın
Gerdanın vardı...

Sonra bir çöl vardı (yok aslında)
Sonra bir zâlim vardı (peh, dokunamaz bile)
Bir de...
Ayrılık vardı...

Hepsini yaşadım, hepsini hissettim, güldüm, ağladım, sustum, bağırdım, düştüm, koştum...
Sonra kalemime anlattım bir bir...

Dinlemek istersen;
önünde duruyor deste deste...

Paketlemek isterdim onları, sonra altın yaldızlarla adını yazmak bir kâğıda...
Sonra bir nazar boncuğu iliştirmek kenarına...
Sonra... sonra... ama...
Bir kuruşum bile yok inan!

Bilmiyorum yeter mi sana; iki kelime, bir damla yaş...
Bilmiyorum titrer mi gözbebeğin okurken, benim hıçkırarak yazdığım yerde...
Bilmiyorum sever misin...
Bilmiyorum ister misin, tekrar anlatayım sana...
Tekrar söyleyeyim sevdiğimi, dilim alışsın...
Tekrar hıçkırayım, damlasın cümlelerimin sonuna, nokta yerine...
Tekrar kurtarayım seni zâlimin sevgisiz ellerinden...
Tekrar kaçırayım seni yaylalara, sahra çöllerinden...
Tekrar güller toplayayım 'senin için, senin yanaklarından'...
Ve tekrar özleyeyim...
Ve yanayım...

Bilmiyorum ister misin, tekrar seveyim seni,
Yüreğim alışsın...

Bilmiyorum yeter mi sana; iki kelime, bir damla yaş...
Ama inan ki, okusan yeter benim için...
Titremese de gözbebeğin,
Sevmesen de bir tek kelimesini,
İstemesen de tekrar yazayım sana,
Bir kez, bir kez okusan yeter bana...
Sevmesen de, sevdiğimi bilsen,
Yeter bana...
İnan ki yeter...
İnan ki...

Gülerim vücûdumu ateşle dağlasan...
Ölürüm ağlasan...
ve
Hayâl bile edemem öldüğünü...

Bunu bil yeter...

GooD aNd EvıL 01-01-2009 05:10 PM

Bire Üç
Ey oğlum ağlama, ağlatma beni
Bilirsin, bu düzen değildir yeni
Topraktır nihâyet varacağın yer
Üç karış boyudur, bir karış eni


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:43 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.