![]() |
Heves
Bir gün çıkar son nefesin, Hiç duyulmaz olur sesin. Bu dünyaya doyamazsın, Kursakta kalır hevesin. Ne içtin, ne yiyebildin, Ne diktin, ne giyebildin, Sen her şeyi haram bildin, Kursakta kalır hevesin. Her fırsat kaçıp gidecek, Bin maraz saçıp gidecek, Gözlerin açık gidecek, Kursakta kalır hevesin. 14 Kasım 2003 Zeki Çalar |
Hiç sevilmez mi?
Kim demiş çiçekler sevilmez diye, Karanfiller, güller hiç sevilmez mi? Papatyalar kucak açmış sevgiye, Lâleler, sümbüller hiç sevilmez mi? Pembe sardunyalar, ak manolyalar, Mavi lâvantalar, sarı fulyalar, Itırla kurarım tatlı hulyalar, Şebboylar, nergisler hiç sevilmez mi? Baharı yaşatır hanımelleri, Saksıya yakışır camgüzelleri, Kokla mis gibi fesleğenleri, Zambaklar, çiğdemler hiç sevilmez mi? Gördün mü kırlarda al gelinciği? Kokladın mı burcu burcu kekiği? Adı gibi açar horozibiği, Morlu menekşeler hiç sevilmez mi? Zeki Çalar |
Ir
Dedem ır derdi Japon mani öğrendi Haiku verdi. Bu ır ırgalar Ben de haiku yazdım Gülsün kargalar. Aşk eksilmesin Ir söyle, sır söyleme Kimse bilmesin. Kış, bahar, yaz, güz Irlarım gece gündüz Çok mu gördünüz? ır: şarkı, türkü, mani Zeki Çalar |
İhtiyar balıkçı
İhtiyar balıkçı ağını attı, Umutla çekti de balık çıkmadı. Morali bozuldu 'Ya sabır! ' dedi, Yine de canını fazla sıkmadı. Uzandı yekeye, çıktı avına, Köpüklü dalgalar vız geldi ona, Kayık beşik oldu, deniz bir ana, Şefkatle salladı, onu yıkmadı. Ya şarabı vardı ya da rakısı, Bir türkü tutturdu gece yarısı, Sabırla bekledi evde karısı, Deniz ondan bıktı, o hiç bıkmadı. Karada huzursuz, denizde hürdü, Kırk yıllık sevdası hep böyle sürdü, Akdeniz'i gördü, Ege'yi gördü, Gemlik Körfezi'ni hiç unutmadı. 10 Ağustos 1999 Zeki Çalar |
İki elti
İki elti atışır, İğne gibi batışır. Kaynana karışmasın, Ortalık zor yatışır. Biri subay karısı, Biri çoban karısı. Kavgayla, gürültüyle, Geçer ömrün yarısı. Biri mısır ekemez, Biri sökük dikemez. Bir evde iki elti, Birbirini çekemez. Biri tepeden bakar, Biri sobayı yakar. Bin defa öğüt versen, Kaynanayı kim takar? Zeki Çalar |
İlham perisi
Kelime ararken, hece sayarken, Sonunda oldum bir şiir delisi. Ne kadar düşünsem sensiz olmuyor, Naz etme, gel artık ilham perisi. Hayal âleminde gezemiyorum, Gönül denizinde yüzemiyorum, Alt alta mısralar dizemiyorum, Naz etme, gel artık ilham perisi. Geceyle, gündüzü karıştıralım, Fikirle, duyguyu yarıştıralım, Kâğıtla, kalemi barıştıralım, Naz etme, gel artık ilham perisi. Hasretin yakmasın, ateşin yaksın, Aklımda, fikrimde şimşekler çaksın, Canlansın duygular kâğıda aksın, Naz etme, gel artık ilham perisi. Zeki Çalar |
İlk mektup
İlk mektubu yazdım, pulladım anne, Merak etme diye yolladım anne. Arayıp sorana selâm ederim, Sözümü selâmla bağladım anne. Gurbete çıkalı bir hafta oldu, Saatler ay oldu, günler yıl oldu, Her satırbaşında gözlerim doldu, Mektubu yazarken ağladım anne. Yabancı geliyor bana buralar, Gözümde tütüyor bizim oralar, Hasretin ateşi beni yaralar, Yanıktır yüreğim dağladım anne. Özledim sılamın mor dağlarını, Bağı, bahçesini, ovalarını, Söyledim memleket havalarını, Çavlan gibi coştum çağladım anne. 30 Temmuz 1971 Zeki Çalar |
İlkbahar gelince
Isınır havalar, uyanır toprak, Kırlar çiçeklenir, dağlar renklenir. Serçeler neşeli, bülbüller şakrak, Bahçeler renklenir, bağlar renklenir. Tabiatta neşe, sevinç izlenir, Lâlelere balarısı gizlenir. Tüm bayırlar çiçeklerle süslenir, Çayırlar renklenir, kırlar renklenir. Buz gibi su olur eriyen karlar, Yeniden yeşile bürünür dağlar. Gelin gibi görünür şimdi yaylalar, Fidanlar renklenir, dallar renklenir. Tüm çiçekler cennet kurar renklerden, Müjdeler verilir kelebeklerden. Umutlar, özlemler coşar yeniden, Hayaller renklenir, düşler renklenir. Masmavi gökyüzü, yemyeşil ova, Ne güzeldir kendi hâlinde doğa. Gezilir kırlarda, gidilir dağa, İlkbahar gelince her yer renklenir. Zeki Çalar |
İncitir beni
Sitemli sözlerin bal gibi gelir, O suskun dillerin incitir beni. Sesini duymazsam yüreğim erir, Sedasız hâllerin incitir beni. İnsanı yaşatan sevgiymiş meğer, Güzel olan her şey sevgiye değer. Gördüğün düşlerde ben yoksam eğer; Masum hayallerin incitir beni. Aşk nurdan var oldu, nefret de kirden, Arınmak gerekir kinden, kibirden. Ne senden vazgeçtim, ne de şiirden, Şiirsiz günlerin incitir beni. Susturmak zor şu gönlümün sazını, Çok söyledim, bilemedim azını. Bugün göremedim yeni yazını, Yazmayan ellerin incitir beni. Zeki Çalar |
İnsanlar ve savaş
İnsanlar aç gözlüydü, Kinleri ve hırsları vardı. Birbirlerine darıldılar, Silâha sarıldılar. Ok attılar, Mızrak savurdular, Kılıç salladılar. Vurdular, Vuruldular. Kimi zafer kazandık dedi, Kimi kahramanca savaştık dedi. Geride hep kan, ölüm ve gözyaşı kaldı. Çünkü; onları doğuranlar ağladı. Şimdi devir değişti; Aç gözlü kabile şeflerinin yerini, Aç gözlü devlet başkanları aldı. Yönettikleri ülkelerin gençlerini bile bile ölüme gönderdiler. Kılıçların yerini tanklar, toplar ve makineli tüfekler, Mızrakların yerini füzeler, Okların yerini de uçaklardan atılan bombalar aldı. İnsanlar yine savaşıyorlar, Yakıyorlar, Yıkıyorlar, Vuruyorlar, Vuruluyorlar. Zafer de kazansalar, Kaybeden hep insanlar oluyor. Geride kan, ölüm ve gözyaşı kalıyor. Onları doğuranlar yine ağlıyor. Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 08:05 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.