www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Abdulkadir Kahraman (https://www.cakal.net/showthread.php?t=135362)

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yapı, Kapı, Anahtar
Giden, gelen ardından inleyen hep ağlayan;
Gideni usanmadan bekleyen, gelmese de...
Ayrılığı umutta teselliye bağlayan
Kapılar var, çalanlar gerçeği bilmese de...

Kapılar var: kâlplerden gökyüzüne açılan
Kâinata, bıkmadan, kapılar var nur saçan
Kapılar var: sırlardan sonsuzluğa saçılan
Kapılar var: açınca etrafına kor saçan.

Kimi çiçek, kimi gül; kimi kapılar mermer
Kimi zindan, göğsünde, kendisine tutsaktır
Kimi hâzinesinde kendi kendini bekler
Kimi kadrin bilmeyen ricâlara yasaktır.

Kapılar var; sonsuzu yüreğine yükleyen
Açılınca kapanmaz, kapanınca açılmaz.
Umudu uzaklarda, kavuşmayı bekleyen
Yalnızlığa hükümlü, bir el gelip de çalmaz.

Kapılar var; çilekeş, kahrına dayanılmaz
İçini bıkmaksızın hissizlere boşaltan
Kapılar var: mührünü vurduğunda yanılmaz
Geleceği besleyen, geçmişini yaşatan.

Göz bir kapı; özlere işleyen duyguları
Söz bir kapı; gözlerin kilidini zorlayan
Bakışlar, hep kapalı kâlplerin anahtarı
Gülüşler, kıraç gözün eşiğinde turlayan.

Aradığı bir kapı, her kapıyı çalanın
Bulmak için ömrünü isrâf eder her yerde.
Gurbetinde yolcusu bilmediği sılanın
Kapaklanır bin kere kapılara seherde.

Kapılar var çileli, anahtarı gözyaşı
Kapılar var: kapansa, açılması zor olan
Kapılar var: başlatan ve bitiren savaşı
Var olduğu bilinen; yokmuş gibi sır olan.

Sığınak kapıları umutlarda limanlar
Yorulmuş yüreklerde hüzünle yosunlanmış
Derinde bir sızının ilacı bir zamanlar
Bir gözdür gün yüzlerin sihriyle füsunlanmış.

Köklerden lezzetlere bir kapı var ıtırdan
Renk renk çiçek açarak bekler hep sevdiğini
Ne yüzü, ne gözleri çıkmaz aslâ hatırdan
Aldığını saklar hep, unutur verdiğini.

Bir kapı, çiçeklerin cezbeden endâmında
Kendinden geçer gören, felç eder bakışları
Kapanır, âh açılsa; ümitler encâmında
O kapının silinmez esrarlı nakışları.

O kapı, bu kapı; en esrarengiz şu kapı:
Eşiği yüzlerdendir, anahtarı sevgiden.
Kapanırsa, kâlpleri kaplar elem serâbı
Bazı kapılar var ki; dönmez geriye, giden.

Ahşabın her türünden, kapılar var altından
Arkasında sırları saklayan can pahası
Kapılar var: ebedî vazgeçmeyen andından
Kapılar var sevincin, elemlerin sahası.

Ekmek kapısı ekmek, iş kapısı iş verir
Dost kapısı sığınak, el kapısı imtihan.
Yâr kapısı mihraptır, âsileri çevirir
Gönül kapısı aşkı, burcunda tutar nihan.

Çalınınca yüzlere açılmayan kapılar...!
Hangi sihirli sözdür, açacak olan sizi?
Anahtarlar olmasa, sarp olurdu yapılar
Kapılara okuyun giriftar içinizi.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

YAR OLMADAN

Dert kuşatmış canı, mülkü
Satılmıyor yar olmadan
Sinedeki sevda yükü
Atılmıyor yar olmadan.

Aşk sinede derin kovuk
Gönül ağlar boğuk boğuk
Yatak soğuk, yorgan soğuk
Yatılmıyor yar olmadan

Can, bedenin tek dileği
Solmasın aşkın çiçeği
Gelse vuslat kelebeği
Tutulmuyor yar olmadan.

Gitmiyor, candaki sancı
Cânan vermezse ilacı
Firkatin verdiği acı
Yontulmuyor yar olmadan.

Ağır, hasretin tartısı
Ayrılık, yoktur artısı
Yıkık, muhabbet çatısı
Çatılmıyor yar olmadan.

Gözler hayallere dalar
Ümitle visal kovalar
Sevince, azmış acılar
Katılmıyor yar olmadan.

Hasret değil, hicran közü
Bürüdü ten ile özü
Ağyarın can yakan sözü
Yutulmuyor yar olmadan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yaralarım Gül Ağacı
Hiç fark etmez, yansın gönlüm
İkimizindir bu acı
Acılarım güldür, Gülüm
Yaralarım gül ağacı.

Sevdân ıtır kokan çiçek
Kâlbim sevdânın bahçesi...
Tebessümün ballı petek
Gülüşün kır menekşesi.

Sonbahar yok, bahar da yok
Çelişki değil, güzellik
Gözden daha hovarda yok
Kâlpte olmayan özellik.

Olsun bütün gül deseni
İşleyelim içimizi
Unutalım seni, beni
Bir bilsinler ikimizi

'Gönlümün Güz Mevsimi' adlı kitabımdan.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:12 PM

Yaralı
Yaralar var sevgisiz kaldığından kanayan
Yaraları sarması gereken de yaralı.
Sızladıkça yarası, merhemini arayan
Yaralı kendin bilmez, hançer vurdun vuralı.

Yönelir gökyüzüne umutla gündüz, gece
Gözleri yaşla dolu, kâlbi binbir bilmece
Dualara nakşeder hâlini hece, hece
Yaralısını arar, duyguları çıralı.

Düşer binbir denklemli sancılara şifasız
Çâre arar, bîçare acıları devâsız
Seslenir uzaklar duysun diye vefasız
İşitir de sevdiği olmaz belki oralı.

Kayan yıldız misali düşer boş sonsuzluğa
Kızar, beddua okur bitmeyen şanssızlığa
Her sefer yorgun, argın gömülür yalnızlığa
Sığınaksız, sığıntı, umutları karalı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yarım yamalak
Yarım yamalak her şey, boynu bükük umutlar...
Bir çiçeğin tomurcuk mevsiminin çilesi...
Dudakları çatlamış muhabbetsiz rüzgarlar
Azat bekler ümitle duaların kölesi.

Sarı sarı yargılar, hükümler kıpkırmızı
Yalnızlığın başucu mekanı tuzakların
İlham alır acıdan hislerdeki kör sızı
Türküsünü çığırır duyular uzakların.

Bir zelzele mekanı hükümlerin kağıdı
Kalem göz, mürekkebi fâili meçhul suçlar
Kuşatır mihrapları sığıntılar ağıdı
Başlangıçları bekler umudaki avuçlar.

Hovarda hayallerin umudu müjdelerde
Başkaldırır bilmeyen yalnızlığa desteksiz
Bekler vuslat yâranı, şefkatli secdelerde
Seherler vuslat yoksa yürür sona isteksiz.

Ne sevdâdır bu sevdâ? ufuktaki gün gibi
Hasretin bulutlara yazılır intiharı
Herkes duyar, unutur, bir sıkletsiz ün gibi
Kaybolur eylemlerin işâretsiz mezarı.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yazgı
Hasret ile oya oya işlemeli yüreklerin
Sevgi ile nota nota bestelidir ezgileri.

Şartlanmışsa, serenatta kor bakışlar kavuşmaya
Demir atar içtenlikle, umutlara sezgileri.

Bakışlar kolaçan eder, sonsuzluğu bıkmaksızın
Gözler gökleri okurken, hisler çizer çizgileri.

Kaderi kan kalemlerin, cana yansıyan resmidir
Kalem, kağıt değil çizen; duygulardır yazgıları.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:13 PM

Yol Ayrımı
Bir bakışla âleme ilan oldu gizlerim
Ele verdi sırrımı, sırrı bilmez sözlerim
Doğuştan gözyaşına mahkum imiş gözlerim
Gözyaşımı içime akıtarak ağladım.

Uzaklardan bir nağme duydum, içimi yaktı
Her şeyimi kül etti, acıları bıraktı
O göz ki, gizli gizli durumuma bir baktı
Özlemimi kâlbimde damıtarak ağladım.

Bilmiyorum, ne için uğradım bu hışıma?
Kahroldum düşünmekten, âlem göçtü başıma
Ümidimi kestiğim ânda çıktı karşıma
Hayâliyle göz göze bakışarak ağladım.

Elerine uzandım, reddetti, istemedi!
Sitem ettim, kahrettim; sustu bir şey demedi.
Yalvardım, yapma dedim, aslâ ilgilenmedi!
Özlemle bir kez daha tutuşarak ağladım.

Bakışları tepeden, gülüşü mânidardı
Ruhumu ince ince dilimleyerek yardı
Gözleri yüreğimi mektup misali sardı
Hislerime kaç kere okutarak ağladım.

Geldik yol ayrımına, umulmadık bir ânda
O bir yana savruldu, ben kaldım öbür yanda
Kalsam da yapyalnız, hiç kimsesiz, meydanda
Aslâ ağlamam derdim, unutarak ağladım!

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yolyordam
Kapı kapı dolaşıp boş yere iş arama
Deseler de iş yoktur, becerene var ama(!)
Takip et, etmez isen…nâfile hayıflanma:
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Her işe kafa yorma, her şeyi etme merak
Tut faydalı ellerden, faydasızları bırak!
Ballı kovanları bul; açık, gizli uçarak
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Giderken bir makama, az olsun allan, pullan
Geçince karşısına en iyi pozlarla sallan
Kulağını iyi aç, biraz aklını kullan
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Fırçalara duyarsız, kovulmaya hazır ol!
El, etek öp, çekinme; yağ da yak bol bol
Bil bu memlekette hak, adâlet birer sembol
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Bir vasıta bul, yolun yürümekle bitmezse
Arkasından itekle, çektiğinde gitmezse
Biraz aklını kullan, şâyet gücün yetmezse
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel,görsünler her işini.

Ninni okuyanlara sende oku hep ninni(!)
Tek dinlilik yetmezse, ânında ol çok dinli(!)
Hâline gıpta etsin insanlıkla, ecinni
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel,görsünler her işini.

Ağlamayan çocuğa mama vermez anası
Bul işin kolayını, yok küsmenin mânâsı
Kiminin bal akıtır, kiminin kir vanası
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

İşlerin tıkanınca düşme sakın tasaya
Yöntemini bilmezsen çevirirler posaya
Ya cüzdanına imdat et ya anayasaya
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

Bil ki ömrün az gelir, anlamaya bu işi
Bulamazsın âlemde inanırsan er kişi
Ne kullar kula benzer, ne derviştir dervişi
Gerek yok sıka sıka çürütmeye dişini
Yollarını öğren gel, görsünler her işini.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yusuf Yakup
İhtiras, kıskançlık müzmin hastalık
Tasarı, yok etmek engel hedefi…
Nankörlük ruhlarda pörsük yamalık
Yangına bir çıra kelime kâfi.

Hareket başladı, hikaye hazır
Seyirde her şeyi, kayıtta Hızır.

Her yanda sessizlik, her taraf ıssız
Ne kurt, ne kuş; dehşet, vâhim manzara
Duygular körebe oynar ışıksız
Yusuf çoktan düştü kör kâlp mezara.

Şâhitler şâhidi seyirde hâli
Yüklenir kardeşler ağır vebâli.

Çok İnsaflı bir kurt, suçun fâili…
Gömlekte kan var, yok diş izleri(! ?)
Aldatan ihtiras, şaşkın câhili…
Yaşla dolu gökyüzünün gözleri.

Faydasız yalvarma, yakarma boşa
Gözyaşı işlemez, kâlp ise, taşa.

Kuyuda Yusuf’un Yakup gözleri…
Yakup’un gözleri yangın diyarı..
Her sabah, her akşam; umut izleri…
Umut, kainatı dolaşan arı.

Bir sevdâ kavuşmak, hüzün ayrılık
Boğar duyguları, çözün, ayrılık.

GooD aNd EvıL 10-09-2008 07:14 PM

Yurdumun Hali
Herkes birbiriyle küskün,dâvalı
Hayret! Ağa ırgat ile kavgalı,
Düşmanlar bu hâle çalar kavalı,
İhânetin çok ağırdır vebali,
Ne olacak benim yurdumun hali?

Sokaklarım teslim yılan,çiyana,
Görseniz yurdumu soyan soyana,
İmkansız rastlamak kâni,doyana,
Hâlinden habersiz mağdur ahâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Âdalet oyuncak olmuş,oynarlar,
Dürüst kimse yandı,tutup kıyarlar,
Ne yapsan yap düzen tutmaz ayarlar,
Yitirmişiz,çok zor bulmak kemâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Yapanın yanına kalır yaptığı,
Büyüklerin helal haram kaptığı,
Kulların belirsiz kime taptığı,
Hiç kimse düşünmez sorgu,suâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Dillerden hiç düşmez Allah’ın adı,
Tesiri mi? Yoktur,bir adı kaldı,
Kim inkar ederse makbul,yaşadı,
Çok yakında gibi hakkın zevâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Büyük gibi olsa idi büyükler,
Sırtımıza vurulmazdı bu yükler,
Fırsatını bulan yükler de yükler,
Tükendi milletin sabrı,mecâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Ayaklar altına düşmüş yüceler,
Onlara tahakküm eder cüceler,
Sardı her yanı gardiyan *******,
Dolaşır dururuz esir misâli,
Ne olacak benim yurdumun hâli?

Düşkünlerin kâlbi köz,kan ağlıyor,
Fark etmiyor kimse,hicran çağlıyor,
Umudunu Yaradan’a bağlıyor,
O bilir, perişan yurdumun hali.
Kurtar esaretten artık hilâli,


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:43 AM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.