![]() |
Hoşt Beyim Hoşt
Bir gün nasreddin hoca bir köpeğin mescidin kapısına işediğini görmüş. kovmak için öfkeyle hayvanın üstüne gidince ***** de hırla***** ona gelecek olmuş. Hoca hemen sesini tatlılaştırarak: 'hoşt beyim hoşt!'demiş. |
Evin Sahibiyim
Hoca, bir gece gürültüyle uyanmış. bakmış, bir hırsız eşyaları topluyor. adamdan korkmuş. sesini çıkartmamış. ama peşine de düşmüş. az sonra, durumu fark eden hırsız, kızgınlıkla sormuş:- beni neden takip ediyorsun bakayım? hoca, sakin, pişkin yanıtlamış.- taşıdığın evin sahibiyim de. |
Konya İle Akşehir Havası
Bir gün,nasrettin hoca,konya'ya gitmiş. Camide vaaz verirken: -ey müslümanlar demiş,sizin kentinizin havasıyla bizim akşehir'in havası birdir. Vaazı dinleyenlerden biri: -nereden biliyorsun hoca'm?diye sormuş. Nasrettin hoca: -akşehir'de ne kadar yıldız varsa,konya' da da o kadar var, yanıtını vermiş. |
Ben Uyuyorum
Bir gün nasreddin hoca şehre gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. gece yarısı arkadaşı sormuş : -Hocam, uyudunuz mu? -Buyurun bir şey mi var? -Biraz borç para isteyeyim demiştim. Nasreddin hoca derhal horlamaya başlayıp: -Ben uyuyorum! demiş. |
Hoca Kaynanasını Nasıl Arar?
Hoca’nın kaynanası çamaşır yıkarken ırmağa düşmüş... Hoca’nın kaynanası çamaşır yıkarken ırmağa düşmüş, sulara kapılıp yitip gitmiş. Kasaba halkı toplanıp aramaya koyulmuşlar kadıncağızı. Hoca da aramakta, ama herkes gibi ırmağın aktığı yöne değil de geldiği yöne doğru giderek... Görenlerden biri şaşırmış bu işe ve seslenmiş Hoca’ya : “Hocam sen ters yöne gidiyorsun!” Başını adamdan yöne çeviren Hoca şu karşılığı vermiş : “Sen benim kaynanamı tanımazsın birader. Dünyanın en ters kadınıydı o. Mutlaka cesedi de ters yöne gitmiştir.” |
Bizim Tekir Nerede?
Hoca’nın canı bir gün etlice bir yahni ister... Kasaba gidip bir okka et alır, eve gönderir. Hoca’nın karısı yahniyi pişirirken komşuları çıkagelir. Gözü gönlü tok, eli açık olan kadıncağız komşularına yahni ikram eder. Komşular, yemeğin tamamını yiyip bitirir ve dönerler evlerine. Bütün gün yahni özlemiyle akşamı zor eden Hoca evine döner. İştahla oturur sofraya. Biraz sonra karısı önüne bir tabak bulgur aşıyla bir kaşık koymaz mı? Hoca hiddetlenerek sorar ne olup bittiğini. “Efendi,” der karısı, “Eti bizim Tekir yedi.” Bu sözü duyan Hoca sinirlenerek eline bir sopa alır ve Tekir kediyi aramaya koyulur. Bir süre sonra Tekir görünür, bir deri bir kemik... Yürüyecek gücü yok, iskelet gibi... Hoca şaşkın : “Hatun, yahnilik eti şu bizim Tekir mi yedi?” diye sorar. Karısı da “Evet Efendim, o hınzır yedi.” diye cevap verir. Bunun üzerine Hoca alır eline el terazisini ve tartar Tekir kediyi... Tam bir okka çeker Tekir. Bunun üzerine karısına şöyle çıkışır Hoca : “Hatun! Şu gördüğün bizim Tekir tam bir okka geldi. Öyleyse, yahnilik et nerede? Şayet et bu ise bizim Tekir nerede?” |
Kapıya Sahip Olmuş
Hoca, çocukken bir sabah annesi, onu yanına çağırmış... Hoca, çocukken bir sabah annesi, onu yanına çağırmış : “Oğlum, biz komşularla göl kıyısında çamaşır yıkayacağız. Bugünlerde hırsızlar çoğaldı. Sen burada kal da eve kapıya sahip ol, aman evladım, göreyim seni!” demiş. Annesi gittikten bir süre sonra komşulardan biri gelerek : “Annene söyle, akşama size geleceğiz.” demiş. Küçük Nasreddin, ne etsin de bu haberi annesine ulaştırsın?.. Düşünmüş, taşınmış, sonra kapıyı yerinden söktüğü gibi sırtlanmış ve göl kenarına varmış. Annesi bu hali görünce şaşırakalmış... “Ne oluyoruz, yaptığın nedir senin?” diye bağırmış. O da şu cevabı vermiş. “Sen bana ‘Kapıya sahip ol!’ demedin mi? Ben de oldum işte! Hem senin isteğini yerine getirdim, hem de komşunun!..” |
İnşallah Benim Hatun!
Bir gece hoca karısı ile konuşurken... Bir gece hoca karısı ile konuşurken şöyle demiş : “Yarın hava yağmurlu olursa oduna, açık olursa tarlaya gideceğim.” Karısı çıkışmış : “Efendi inşallah de!” Hoca hiddetlenmiş : “Niçin inşallah diyeyim hatun? İki işten biri mutlaka olacak, ya o, ya bu!” Ertesi gün hava yağmurlu olduğu için ormana gitmek üzere sabahleyin erkenden evden çıkmış, biraz gittikten sonra yolda bir sipahiye rast gelmiş. Atın üzerindeki sipahi seslenmiş Hoca ‘ya : “Bana bak baba! Filan köye nerden gidilir?” Hoca da ilgisiz bir tavırla cevap vermiş : “Bilmem!” Sipahi yoluna devam etmek isteyen Hoca ‘yı bırakmamış ve kamçıyla birkaç defa şiddetle vurduktan sonra bağırmış : “Seni gidi hain herif seni! Bilmezsin ha! Çabuk düş önüme! Sen beni ta o köye kadar ***üreceksin!” Hoca bu emri yerine getirmezse başına neler geleceğini düşünerek sipahinin önüne düşmüş ve hayli uzakta bulunan köye kadar ***ürmüş. Fakat vakitte bir hayli geç olduğu için artık ormana gidememiş, doğruca evine gelmiş. Kapıyı çalınca karısı içerden seslenmiş : “Kim o ?” Hoca da suçlu suçlu karşılık vermiş : “İnşallah benim hatun, aç kapıyı!” |
Kırdıktan Sonra Dövmenin Faydası Yok
Hoca, oğlunun eline bir su testisi vermiş ve “Git şunu doldur da getir, sakın kırma ha ama!” demiş ve suratına da bir tokat indirmiş. Görenler “Hoca,” demişler “Neden vurdun çocuğa, testiyi kırmadı ki.” Her sözü değerli, her davranışı anlamlı Hoca şöyle konuşmuş bu kez de: “Kırdıktan sonra, dövsem de yarar sağlamaz ki |
Peştemali Hesaba Kattım Zaten
Timur bir gün yanına Hoca'yı da alarak Akşehir’in Meydan Hamamına gider. Soyunup peştemallara sarınıp sıcak bölüme geçerler. Göbek taşında oturup bir yandan sohbet ederken bir taraftan terlerler. Derken Timur Hoca’ya sorar. - Hoca sen bir deryasın! Kıymet biçmesini bilirsin. Şu halimle ben kaç para ederim?... Hoca: - On akçe der. Kendisine bu kadar az kıymet biçilmesi Timur'u küplere bindirir. - Bre gafil sen bana nasıl on akçe ettiğimi söylersin bu parayı sadece peştemal yapar! deyince Nasreddin Hoca boynunu bükerek; - Peştemali hesaba kattım zaten! der |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:18 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.