![]() |
Milli Eğitim Bakanlığı burs kayıt, kabul ve nakil işlemlerini internetten gerçekleştirecek
http://www.internethaber.com/images/news/2419.jpg Burslar internetten dağıtılacak Öğretmen atama ve yer değiştirmeleri ile tüm sınavların işlemlerini internetten gerçekleştiren Milli Eğitim Bakanlığı, şimdi de 140 bin burslu ilköğretim ve lise öğrencisinin burs kayıt, kabul ve nakil işlemlerini internetten gerçekleştirecek. "e-burs' konulu bir genelge yayınlayan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, interneti bundan böyle de yaygın kullanmaya devam edeceklerini söyledi. Her yıl 140 bin civarındaki öğrencinin tonlarca evrakının tüm illerden bakanlığa geldiğini hatırlatan Bakan Çelik, artık burslarla ilgili hiçbir kağıdın bakanlığa gelmeyeceğini kaydetti. Çelik, e-burs modeliyle artık bütün öğrencilerin burs hareketinin elektronik ortamda döneceğini belirtti. Burslu öğrencilere bir de müjde veren Bakan Çelik, ilköğretim ve lise öğrencilerine verilen aylık 43 YTL'lik bursun 2007"den itibaren 53 YTL'nin üzerine çıkarılacağını açıkladı. Genelgeye göre Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı'nı kazanan öğrenciler için ilköğretim ve lise müdürlükleri ile ilçe ve il milli eğitim müdürlükleri http://ilsis.meb.gov.tr adresine kendilerine verilmiş kullanıcı adı ve şifreleriyle giriş yaparak e-burs modülünü açabilecek. Bursluluğu onaylanan öğrenciler 1 Ekim'den itibaren burs almaya hak kazanacak. Haber: İbrahim Asalıoğlu |
Roma'da konser veren Madonna, "Ortadoğu’da savaşa son" temasını sahneye taşıdı.
http://www.internethaber.com/images/news/940.jpg Madonna barış istedi Önceki gün Roma Olimpiyat Stadı"nda 70 bin seyirci önünde konser veren Madonna, "Ortadoğu"da savaşa son" temasını sahneye taşıdı. Birinin göğsünde ay yıldız, diğerinin göğsünde ise Davut yıldızı çizili iki erkek dansçının arasında şarkı söyleyerek Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi dayanışması sergiledi. Madonna, Katolik Kilisesi"nin lanetlemesine ve dine hakaret ettiği suçlamalarına aldırmayarak sahneye yine çarmıhla çıktı. |
İsrail, Chavez'in sözleri üzerine Venezuela'daki büyükelçisini geri çağırdı
http://www.internethaber.com/images/news/12785.jpg İsrail'den Chavez'e misilleme İsrail, Venezuela Devlet Başkanı Hugo Chavez'in İsrail'i Hitler'e benzetmesi üzerine, bu ülkedeki büyükelçisini geri çağırdı. İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Regev, ''Caracas Büyükelçimizi danışmalarda bulunmak üzere geri çağırdık. Venezuela'nın tutumundan kaygı duyuyoruz. Bölgedeki en aşırı unsurlarla ittifaka giriyorlar'' dedi. Chavez, El Cezire Televizyonu'na verdiği bir demeçte, İsrail'in Lübnan ve Filistinliler'e saldırmasını Hitler'in operasyonlarına benzetmişti. Chavez, bu demeçten 1 gün önce de, İsrail'in operasyolarını protesto etmek için Venezuela'nın İsrail Büyükelçisi'nin geri çağrılmasını emretmişti. Chaveç'in, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın düşüncelerine yakınlık duymasını takdirle karşılamadıklarını belirten Regev, ''Birkaç gün önce İsrail'in haritadan silinmesini isteyen İran liderini kucaklayan bir Chavez ile karşı karşıyayız'' dedi. |
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan’ın sözlerine tepki var
http://www.internethaber.com/images/news/12918.jpg Türbanlı öğrenci okuyamaz mı? Geçtiğimiz hafta dernek olarak PKK"yı destekledikleri iddiaları basında yer alan Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan"ın dün bir gazeteye yaptığı türban konusundaki açıklamalara tepki geldi. Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, Saylan"ın “Türban kapısı yasal olarak kapanmıştır. Türbanlı öğrenciler okuyamazlar. Misyoner faaliyetler bir tehlike değildir. Bu İslami kesimin uydurmasıdır.” şeklindeki ifadelerini "gündem saptırma" şeklinde değerlendirdi. Saylan"ın derneği hakkındaki iddiaları örtbas etmek için böyle bir açıklama yaptığını söyleyen Başoğlu, “Devletin bütün kayıtlarında misyoner faaliyetlere dikkat çekilirken, Sayın Saylan"ın bu iddiası misyoner faaliyetlerin gizlenmesine dönüktür. Türkiye"de hâlâ başörtüsü yasağı ile uğraşıp laikliği İslam"a karşı kullanmak isteyenler, sorunların artmasına hizmet etmektedirler.” dedi. Başoğlu, konuyla ilgili yazılı açıklamasında şunları kaydetti: “Türkan Saylan bir gazetede yaptığı söyleşide, ülkede misyoner faaliyetlerinin bir tehlike olmadığını, bunun İslami kesim tarafından uydurulduğunu iddia etmiştir. Bu, gerçeğin üzerini örten ve misyoner faaliyetlerin gizlenmesine dönük bir iddiadır. Saylan, başörtülülerin okuma hakkı olmayacağı ve laiklikten taviz verilmeyeceği iddiasını da öne sürmüştür. Devlet adına Saylan"ın konuşma yetkisi yoktur. Başörtülü öğrencilerin yükseköğrenimlerinin engellenmesi Anayasa"ya aykırı bir uygulamadır. Saylan"ın başkanı bulunduğu dernek hakkında birçok iddia ileriye sürülmektedir. Önce bunlara cevap verilmelidir |
SHP, sıkça gündeme getirdiği ‘Kürt sorunu’ nedeniyle 4 milletvekilinden ikisini kaybetti.
http://www.internethaber.com/images/news/7132.jpg SHP'yi karıştıran politika “Türkiye"de Kürt sorunu yoktur.” diyen ve aksini iddia edenleri "terör örgütü destekçisi" olmakla suçlayan SHP"li milletvekillerinden Hakkı Akalın (İzmir) ve Mustafa Sayar (Amasya), parti lideri Murat Karayalçın"a gönderdikleri mektupla istifa ettiklerini açıkladı. SHP bir süre önce "Toplumsal Barış Projesi" başlıklı bir rapor hazırlamıştı. Raporda Kürt sorunu konusunda şöyle denilmişti: “Türkiye, Kürt gerçekliğini kabul edecek; Kürt kökenli yurttaşlarımız da devletin tekliğini, ulusun ve yurdun bölünmez bütünlüğünü kabul edecek.” SHP"de haziran ayında başlayan "Kürt sorunu" çatlağı, partinin milletvekillerinin yarısını kaybetmesiyle sonuçlandı. Geçen yıl CHP"den ayrıldıktan sonra SHP"ye katılan 5 milletvekili partinin Hazine"den 1,5 milyon YTL yardım almasını sağlamıştı. Bu parayla ekonomik sorunlarını aşan parti, parayı getiren milletvekillerini ise kaybediyor. Züheyr Amber"in SHP"den ayrılarak Anavatan"a geçmesinin ardından Hakkı Akalın ve Mustafa Sayar da partiyle yollarını ayırdı. Milletvekilleri, Genel Sekreter Ahmet Güryüz Ketenci ve Ersoy Bulut"un ise parti üyelikleri devam ediyor. İstifaları değerlendiren SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın ise “Giderken akılları sıra ihbar edenler olabilir. Ama biz buradayız, sosyal demokrasinin değerlerini iktidara taşımak için SHP'de siyaset yapmayı onurla sürdürüyoruz.” diye konuştu. |
Büyükanıt hakkında çekilen SMS'lerin yurtdışından gönderildiği ortaya çıktı.
http://www.internethaber.com/images/news/269.jpg Büyükanıt mesajları yurtdışından Orgeneral Yaşar Büyükanıt"ın Genelkurmay Başkanlığı"na atamasının yapıldığı saatlerde Başbakan Tayyip Erdoğan ve bakanlar dahil 4 bin kişiye atılan cep telefonu mesajlarının (SMS) yurtdışından gönderildiği ortaya çıktı. Ulaştırma Bakanlığı, Başbakan Erdoğan"ın "SMS"i atanları bulun" talimatı üzerine çok yönlü bir inceleme başlattı. Yapılan çalışmada, mesajların, yurtdışından gönderildiği belirlendi. Bakanlık yetkilileri, mesajların hangi ülke üzerinden geldiği konusunda ise bilgi vermiyor. SMS"lerin, Macaristan ve Bulgaristan"dan bilgisayar üzerinden toplu mesaj olarak atıldığı ileri sürülüyor. Bu ülkelerde faaliyet gösteren bir GSM operatörünün SIM kartının kullanılmış olması ihtimali üzerinde duruluyor. 4 bin kişinin numaralarına nasıl ulaşıldığı da özel olarak inceleniyor. Bu arada Ulaştırma Bakanlığı, Orgeneral Yaşar Büyükanıt aleyhine iddialar içeren mesajların bir daha tekrar etmemesi için yasal bir düzenlemeye gitme kararı aldı. Yeni düzenlemeyle, mesajların en az 1 yıl, en fazla 6 yıl boyunca GSM operatörleri tarafından saklanması öngörülüyor. Böylece, savcılığa yapılacak başvurularda mesajın kimden gönderildiğinin tespiti kısa sürede yapılacak. GSM şirketleri tarafından mesajların saklanmasına yönelik sistem, Avrupa ülkelerinde yıllardır uygulanıyor. Almanya"daki GSM operatörleri, mesajları 5 yıl saklıyor. Kısa mesajların GSM operatörleri tarafından 6 yıl boyunca saklanabilmesi için, Turkcell, Telsim ve Avea"nın yeni bir yazılım programı oluşturması gerekiyor. Bu program sayesinde, mesajların, saati, tarihi, içeriği ve kim tarafından gönderildiği kayda geçecek. Paşa"nın da gemi kaptanlığı ehliyeti var Eski Başbakan Mesut Yılmaz ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik"in amatör gemi kaptanı ehliyeti aldığı yönündeki haber dün Zaman"da yayınlanınca gözler daha önce aynı ehliyeti alan ünlülere çevrildi. Siyaset çevresinden sanat dünyasına kadar çok sayıda tanıdık ismin gemi kullanma hobisi olduğu ortaya çıktı. 30 Ağustos"tan itibaren Genelkurmay Başkanlığı yapacak olan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt da 3 yıl önce kaptanlık ehliyeti almış. Büyükanıt, 2003-2004 arasında 1. Ordu Komutanı olarak İstanbul"da görev yaptığı sırada Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü"nün açtığı sınava girmiş. Kaptanlığa en büyük ilgi ise sanat dünyasından. İbrahim Tatlıses, İlhan Şeşen ve Aliye karakteriyle tanınan Sanem Çelik gibi sanatçılar ehliyet sahibi. İşadamı Rahmi Koç da ehliyetiyle zaman zaman tura çıkıyor. Denizci çocuğu olan Başbakan Erdoğan"ın kardeşi Mustafa Erdoğan ise uzun zamandır gemi kullanıyor. Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü yetkilileri, denize olan ilginin her geçen gün arttığını söylüyor. Her yıl 5 bin kişi amatör gemi kaptanlığı ehliyeti için başvuruda bulunuyor. Sınav için herhangi bir ücret talep edilmiyor. 14 yaşından büyük olan herkesin başvurabildiği sınavı geçmek de zor değil. Haber: Erdal Şen |
Kral Abdullah'ın istanbul'da kalacağı Çırağan Sarayı'ndaki mermerler sorun oldu.
http://www.internethaber.com/images/news/12927.jpg Kral için herşey hazır 40 yıl aradan sonra ülkemizi ziyaret edecek ilk Suudi Kralı'nın şanına yaraşır bir şekilde ağırlanması için Ankara ve İstanbul seferber oldu. 300 kişilik heyeti ve 17 uçakla bugün Ankara'da olacak Kral Abdullah Bin Abdülaziz için tutulan Swissotel'deki süit, baştan başa yenilenmiş, hatta kıbleye bakan tuvaletlerin yönü bile değiştirilmişti. Kralın, gezisinin ikinci ayağında geleceği istanbul'da da tüm hazırlıklar tamamlandı. Çırağan Sarayı'ndaki tuvaletler kıbleye bakmıyordu ama bu kez de Kral'ın kalacağı Sultan Süiti'ndeki banyonun mermeri sorun oldu. Kral'ın fobisi var Zira, 82 yaşındaki Kral Abdullah'ın düşme fobisi var. Bu yüzden de kendisine ayrılan 458 metrekarelik 2 yatak odası ve 4 kral yatağının bulunduğu "Sultan Süiti" ndeki banyo mermerlerin üzeri halıyla kaplandı. Yatak odalarının birinde bulunan banyonun küveti de yekpare mermerden oluşuyor. Banyo armatürleri ise altın kaplama. Çırağan Palace Kempinski Otel'de de heyeti için 284 odadan 150'si tutuldu. Yani otelin yarısından fazlası Kral için kapatıldı. Bu odalarda bulunan minibarlardaki içkiler de toplandı. Yemeği özel aşçısından Süitlerin bulunduğu Çırağan Sarayı'na giriş ve çıkışlar yasaklanırken, Kral Abdullah'ın konaklayacağı 2 gün boyunca saray bölümü ve çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alınacak. Özel aşçısı ile gelen Kral Abdullah'ın yemekleri de, otelde yapılacak. 10 Ağustos'ta, Ankara'dan İstanbul'a 4 karısıyla birlikte gelecek olan Kral ve beraberindekilerin, Cuma günü İstanbul'dan ayrılması bekleniyor. Kalabalık Suudi heyeti, iki günlük İstanbul gezisinde, Topkapı Sarayı, Kapalı Çarşı, Sultanahmet, Dolmabahçe Sarayı gibi tarihi yerleri ziyaret edecek. Gezi programı ise 'Majesteleri uyanınca' başlayacak. Haber: Bülent Ergun |
Hizbullah lideri Nasrallah İsrail'e direnişiyle sembol oldu. Peki bu gizemli lider kim?
http://www.internethaber.com/images/news/11902.jpg Kim bu Nasrallah? Hizbullah'ın liderliğini 31 gibi çok genç bir yaşta devralan Hasan Nasrallah, 1 aydır İsrail'e sergilediği direniş nedeniyle artık tartışmasız bir sembol... Peki kim bu Nasrallah? Yahudiler bizi uğraştırmasın. Tüm dünyada peşlerinden koşma zahmetinden kurtarsınlar. İsrail'e toplansınlar ki rahatça hepsini rahatça yok edebilelim... New York Times gazetesine 2002 yılında bu açıklamayı yapan isim israil'in bir numaralı terörist, Şiiler'in ise bir halk kahramanı olarak gördüğü Hizbullah lideri Hasan Nasrallah... Tam adı Seyid Hasan Nasrallah olan Hizbullah lideri 1960'da, o dönemlerde "Doğu'nun Paris'i" diye nitelendirilen Beyrut'ta doğdu. Lübnan'ın başkenti Ortadoğu'nun eğlence, kültür ve ekonomik başkenti olmuş ancak kalkınmadan güneydeki Şiiler fayda görememişti. Nüfusun yüzde 20'sini oluşturmalarına rağmen bütçeden yüzde 0.7 pay alıyorlardı. Şiiler, 1974'te "daha iyi bir hayat" sloganıyla ayaklandı. 1975'te silahlı "Emel hareketini" kurdular. Nasrallah, harekete katıldığında 15 yaşındaydı. Emel milisleri Arafat tarafından eğitiliyordu. Nasrallah bir sürelik eğitimin ardından dini eğitimi için Irak'a gitti. Ancak İran devrimi sonrasında Saddam'ın baskısı nedeniyle Lübnan'a döndü. Bu arada Emel hareketi Nasrallah'm da aralarında olduğu sertlik yanlıları nedeniyle dağıldı. Iran benzeri bir rejim kurmak isteyen Şiiler 1985'te Lübnan Hizbullahı'nı kurdu. 19'unda verdiği vaazlarla yüzlerce kişiyi toplayan Nasrallah da örgütün askeri sorumlusu oldu. 1989'da Lübnan iç savaşı bittiğinde ise Tahran elçisi olarak atandı. İran dini lideri Ayetullah Hamaney'i öylesine etkiledi ki, Hamaney 1992'de Hizbullah lideri Abbas El Müsavi öldürüldüğünde 31 yaşındaki Nasrallah'ı aday gösterince kimse itiraz edemedi. Oğlunu İsrail öldürdü Musavi'nin intikamını almaya yemin eden Nasrallah Hizbullah'ın en kanlı eylemlerine imza attı. Arjantin'deki israil elçiliğinde patlayan bomba 29 kişiyi öldürdü. 2 yıl sonra Israil-Arjantin ortak konseyindeki intihar saldırısında 85 kişi öldü. israil düşmanını tanımaya başlıyordu. Nasrallah ise bu dönemde El Manar adlı televizyonu kurarak propagandaya başladı. Ancak israil Nasrallah'a en büyük darbeyi 1997'de indirdi. Hizbullah liderinin 5 çocuğundan biri olan 18 yaşındaki oğlu Hadi, öldürüldü. Nasrallah haberi canlı yayında bir konuşma yaparken aldı. Çok sakindi, "Beraber savaşıyoruz, beraber şehit düşüyoruz" dedi. Bu görüntü Nasrallah'ı bir idol haline getirdi. İran ve Suriye'nin yanısıra diaspora Şiileri'nden de Hizbullah'a para yağmaya başladı. Nasrallah bu para ile hastane, vakıf ve okullar kurdu. Güneyi kalkındırdı. Kendine sadık l milyon kişilik bir taban oluşturdu. 2000 yılında israil Lübnan'dan çekildiğinde artık bir kahramandı... Hizbullah'ın amacını ise "Dünyadaki son Yahudi'nin de öldürülmesi" olarak belirledi. Ancak örgütün geçtiğimiz hafta, "İsrail'den sonra sıra Sünniler'de" açıklaması Hizbullah'ın Ortadoğu'da bir Sünni-Şii çatışması yaratmak istediği iddialarını da gündeme getirdi. "Türkiyeli takdir ediyoruz İsrail'e destek vermeyin" Nasrallah'ın Türkiye ile ilgili görüşleri şöyle: • Irak savaşındaki tavrınızı çok takdir ettik. ABD'ye boyun eğmemenizin Arap dünyasında ciddi etkisi oldu. • Türk-İsrail ilişkileri Türkiye ile İslam dünyası arasındaki en büyük sorun. İsrail devlet terörü uyguluyor. Biz ise sizin din kardeşiniziz. • AB'nin Türkiye için önemini biliyor ve takdir de ediyoruz. Ancak Türkiye dikkatli olmazsa AB'ye giremediği gibi İslam dünyasından da uzaklaşıp yalnızlığa itilebilir. • 400 yıl bu topraklara egemen oldunuz. Ama şimdi Hıristiyan kültürünün egemen olduğu bir birliğe girmeye çalışıyorsunuz. Türkiye sırtını Araplara, kıblesini Avrupa'ya döndü. Kaynak: Can Dündar, Milliyet Gazetesi |
Zeytinburnu'nda kız çocuğuna tecavüzde bulunduğu iddiasıyla bir kişi gözaltına alındı
http://www.internethaber.com/images/news/11464.jpg Tecavüzcü kıskıvrak yakalandı Binadan üzerini toplayarak çıktı, tecavüz farkedildi! Yenidoğan Mahallesi 50. Sokak'taki bir apartmana gelen Yasin Can ve bir arkadaşı, binadan üzerini toplayarak çıkan bir kişiyle karşılaştı. Can ve arkadaşı, apartmanın merdiven boşluğunda H.Ö. (8) adlı kızı altı çıplak halde bulunca, küçük kıza tecavüzde bulunmuş olabileceğinden şüphelendikleri bu kişiyi peşinden koşarak yakaladı. Çevrede bulunan sivil polis ekipleri de duruma müdahale ederek şüpheliyi gözaltına aldı. Zeytinburnu Polis Merkezi'ne getirilen küçük çocuğun burada teşhis için şüpheliyle yüzleştirileceğini belirten polis, soruşturmanın sürdürüldüğünü kaydetti. |
Ünlü oyuncu Cüneyt Arkın, "Artık dünyayı ben bile kurtaramam'' dedi.
http://www.internethaber.com/images/news/12614.jpg Dünyayı Arkın bile kurtaramaz 'Dünyayı Kurtaran Adam' filmiyle dünya sinema tarihine geçen ünlü oyuncu Cüneyt Arkın, "Artık dünyayı ben bile kurtaramam. Dünyanın kurtarılacak hali kalmadı. Her şeyi Bush'a bıraktım" dedi Eskişehir Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen "2. Eski Türk Sineması Geceleri" Cüneyt Arkın ve Fatma Girik'in başrollerini oynadığı "Vatan ve Namık Kemal" filminin gösterimiyle sona erdi. Eski Türk Sineması Geceleri'ne katılmak üzere doğum yeri Eskişehir'e gelen sinema sanatçısı Cüneyt Arkın'a hemşehrileri yoğun ilgi gösterdi. Film öncesi vatandaşlarla sohbet eden Arkın, eski Türk sinemasının toplumun etrafında birleştiği değerleri yansıttığını belirterek, bu durumu keşfeden ABD sinemasının salonları ele geçirdiğini söyledi. Zamanla Türk sineması ile halkın arasındaki bağın koptuğunu ifade eden Arkın,: "Sonuç olarak Türk sineması bu hale geldi. Son dönemde vizyona giren Türk filmlerinin arkasında medya desteği var. Adamlar bir film çekiyorlar, 6 ay o kanal bu kanal geziyorlar. Bu filmleri yine de en fazla 3 milyon kişi izliyor. Benim filmlerim hiçbir reklamı olmadan 15 milyon kişi tarafından izlendi. İşte bu gönül ilişkisidir. Son olarak 'Dünyayı Kurtaran Adam' filmini çektik. Bakalım kaç kanal gezeceğiz? Artık dünyayı kurtarmayacağım. Dünyanın kurtarılacak hali kalmadı. Her şeyi Bush'a bıraktım. O kurtarıyor dünyayı. Afganistan'dan başladı Irak'ta devam ediyor" dedi. CÜNEYT ARKIN OLMAK KOLAY DEĞİL Türk sinemasını büyük fedakarlıklarla ayakta tuttuklarını belirten Arkın, son derece disiplinli çalıştıklarını ifade etti. Oynadığı rolü daha iyi yapabilmek için Kazak sirkinde gece gündüz demeden 1 yıl çalıştığını anlatan Arkın, şunları söyledi: "6 yıl da karate çalıştım. Çok zorluklar çektim. Dalaman'da Malkoçoğlu'nu çekiyoruz. Yönetmen atla duvarı yıkarak kaleye girmemi istedi. Ama ata bir şey olmasın diye biraz dekor yaptık. İşçiler çimento kullanarak kale duvarını yaptı. Akşam olduğu için çekim yarına kaldı. Ertesi gün atla duvarı geçmeye çalıştım. At bir tarafa ben bir tarafa ama duvar olduğu gibi duruyor. Çimento bir gece kalınca donmuş kayadan daha sert olmuş. Fark edememişiz. İşte böyle kafamızı duvarlara vura vura Cüneyt Arkın olduk." MALKOÇOĞLU PARTİSİ Arkın, 1991'de Eskişehir'den milletvekili adayı olduğunu hatırlatarak, siyasete girdikten 15 gün sonra yalan söylemeyi öğrendiğini anlattı. Gazetecilerin "Tekrar siyasete dönecek misiniz?" sorusu üzerine Arkın, "Allah göstermesin. Seçim çalışmaları kapsamında düzenlenen mitinglerde (Cüneyt Arkın geliyor) denilince müthiş kalabalık oluyordu. Çoluk, çocuk, yaşlı alana doluyordu. Siyaset konuşmaya başlayınca herkesin suratı asılıyordu. Hiç kimse siyaset konuşmamı istemiyordu. Bir partiden aday olunca diğer partidekiler kızıyordu. Ben artık Cüneyt Arkın partisindenim. Yeni bir parti kuruyorum. Adı da Malkoçoğlu partisi. Siyasi partiler ve hükümetler bu memlekete gerektiği gibi ilgi göstermediler. Nasıl düşer memleket bu hale?" diye konuştu. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:49 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.