![]() |
Sakaroğlan
Bisikletle hava atar, Süremez ki Sakaroğlan. Yol üstüne taş koysalar, Göremez ki Sakaroğlan. Ne lâledir, ne sümbüldür, En sevdiği çiçek güldür. Yere düşer paldır küldür, Kalkamaz ki Sakaroğlan. Gönül bir kuş, aşk muamma, Her güzelden medet umma. İçin için yanar, amma, Tütemez ki Sakaroğlan. Çok sevinir suyu bulsa, Boşalamaz içi dolsa. Gül dalında bülbül olsa, Ötemez ki Sakaroğlan. Yâr aşkına türkü çağır, Kimse duymaz, herkes sağır. Hasreti var, yükü ağır, Çekemez ki Sakaroğlan. Ne yalan bilir, ne hile, Saflığından çeker çile. Doğru dürüst boyun bile, Bükemez ki Sakaroğlan. Bakar öyle alık alık, Ter akıtır oluk oluk. Gömlek yırtık, pantol yoluk, Dikemez ki Sakaroğlan. Kırıp döker su tasını, Üzer garip anasını. Gizli tutar sevdasını, Diyemez ki Sakaroğlan. Aşk döndürür saf başını, Gören güler telâşını. İçe atar gözyaşını, Dökemez ki Sakaroğlan. Keser tutsa, ele vurur, Canı yanar, inler durur. Yarasını büyük bulur, Saramaz ki Sakaroğlan. Aklına bir güzel takar, Çevresine dalgın bakar. Kaderine türkü yakar, Gülemez ki Sakaroğlan. Taşa uzatsa elini, Doğrultamaz ki belini. Eğri tutar mendilini, Düremez ki Sakaroğlan. Zeki der ki: Yeter gayrı, Kendisine var mı hayrı? Bir kız sevmiş, kalmış ayrı, Duramaz ki Sakaroğlan. |
Sakın
Elâ gözlerini sevdiğim dilber, Etliye, sütlüye dokunma, sakın. Hamarat derler de nazar ederler, Hacıya, hocaya okunma, sakın. Ben senin sevdanla yanıp tüterim, Sarılırken bile hasret çekerim. Çok kıskanç biriyim, isyan ederim, Sağına, soluna bakınma, sakın. Gamzeli gülüşler, o göz süzüşler, Cennete götürür gördüğüm düşler. Ellerim dursa da, gönlüm suç işler, Cilveli tavırlar takınma, sakın. Ömrümüz geçse de çileli yoldan, Sevgimiz üstündür paradan, puldan. Her şey Hak'tan, ama, sabretmek kuldan, Kaderden, kısmetten yakınma, sakın. Zeki Çalar |
Sansürcübaşı
Şeytan diyor at şu taşı, Yar kafayı, patlat kaşı. Şiirime engel olmuş, Şu bizim sansürcübaşı. Erotizmden dert yanıyor, Hangi fikre dayanıyor? Aşk deyince seks sanıyor, Şu bizim sansürcübaşı. Tek başına bir heyettir, Kaş çatması ciddiyettir, Yasakçı bir zihniyettir, Şu bizim sansürcübaşı. Sakıncalı sözcük tutmaz, Ben unutsam, o unutmaz. Dört gözlüdür, hiç kül yutmaz, Şu bizim sansürcübaşı. 26 Ocak 2007 Zeki Çalar |
Sebep
Allah toprağa ruh kattı, Çamurdan insan yarattı. Akıl verdi, sır arattı, Sebep olan aşk değil mi? Adem Havva'da ne buldu? Cennetten niye kovuldu? Bir meyve mi sebep oldu? Sebep olan aşk değil mi? Toprak su ile birleşir, Hayat böyle gerçekleşir. Canlılar niye çiftleşir? Sebep olan aşk değil mi? Dert ağlatır, zevk güldürür, Nice sır var düşündürür. Bu dünyayı ne döndürür? Sebep olan aşk değil mi? Zeki Çalar |
Sen yoksun diye
Bin defa kokladım saklı resmini, Yine de doymadım sen yoksun diye. Ağladım bakarken o boş yastığa, Başımı koymadım sen yoksun diye. İskele yoluna düşmeyecektim, Meyhane önünden geçmeyecektim. Sana söz vermiştim; içmeyecektim, Sözümü tutmadım sen yoksun diye. 'Nasılsın? ' dediler, 'Keyfim yok! ' dedim, Derdimi sordular, 'Derdim çok! ' dedim. Sofrayı kurdular, 'Karnım tok! ' dedim, Bir lokma yutmadım sen yoksun diye. Belki bu hayattan bıkabilirdim, Belki de çileden çıkabilirdim. Kafama bir kurşun sıkabilirdim, Şeytana uymadım sen yoksun diye. 24 0cak 2007 Zeki Çalar |
Seni anladım
Okudum, seni anladım, Düşündüm, seni anladım. Ruhun gezer mısralarda, Dokundum, seni anladım. Yürüdüm aşkın izinde, Yüzdüm duygu denizinde. Gördüm hayal gemisinde, Bakındım, seni anladım. Akıl kapısını dürttüm, Düşümde fikir yürüttüm. Anlamsız sözlerden ürktüm, Sakındım, seni anladım. Düşle bölüştüm gerçeği, Bayrak yaptım düşünceyi. Aldım o narin çiçeği, Takındım, seni anladım. Diken olur kaygılarım, Yarım kalır uykularım. Uslu durmaz duygularım, Yakındım, seni anladım. Zeki Çalar |
Seni ararım
Ben bir garip yolcu olsam, Yollarda seni ararım. Her gönülde bir yer bulsam, Kullarda seni ararım. Güzellikten ilham aldım, İnce ince fikre daldım. Gül yüzüne hasret kaldım, Güllerde seni ararım. Karışır aklım, kararım, Yâr senden medet umarım. Bir sevdadır, hep yanarım, Küllerde seni ararım. Hislerle dolup, taşarım, Dere, tepe, dağ aşarım. Hâlime bakıp şaşarım, Çöllerde seni ararım. Her düşümde seni bulsam, Yüzünü görsem, avunsam. Ne olur adını duysam, Dillerde seni ararım. Hasret ile bakınırım, Türkü olsam, okunurum. Bazen saza dokunurum, Tellerde seni ararım. Şaşırdım hep sağı, solu, Hani, nerde aklın yolu? Her gözyaşım hasret dolu, Sellerde seni ararım. Zeki der ki: Aklım mı kıt? Duygularım çeker zılgıt. Es bağrıma ılgıt ılgıt, Yellerde seni ararım. 24 Mayıs 1998 Zeki Çalar |
Seni düşünmek
Seni düşünmek; Seninle yatıp, seninle kalkmaktır. Seni düşünmek; Bir çiçeği koklamaktır. Seni düşünmek; Avuçları açıp, gökyüzüne bakmaktır. Seni düşünmek; Görülmeyeni görmektir, Duyulmayanı duymaktır. Seni düşünmek; Gafletten uyanmaktır, Yürekten inanmaktır. Seni düşünmek; Verilen sözü tutmaktır, Yapılan kötülüğü unutmaktır. Seni düşünmek; Sadece senden ummaktır. Seni düşünmek; Gülmektir, ağlamaktır. Seni düşünmek; Coşmaktır, çağlamaktır. Seni düşünmek; Ölmek ve yaşamaktır. Seni düşünmek; Bir sanattır. Zeki Çalar |
Seni düşünürken
Seni düşünürken bu sokaklarda, Dalgın dalgın yürüyorum sevdiğim. Hasretinle yanıp yanıp tüterken, Günden güne eriyorum sevdiğim. Nasıl ayrı kalsın gönül eşinden? Aklım dursa, duygum yürür peşinden. Çıkmaz oldun hayalimden, düşümden, Ben hep seni görüyorum sevdiğim. Cenap Allah bir pay katmış sevgiye, Her kula bir gönül vermiş hediye. Seninle göz göze geleyim diye, Bir bahane arıyorum sevdiğim. Gönül ne su ister, ne aş, ne ekmek, Gönül sevgi ister, kolay mı sevmek? Öyle güzelmiş ki seni düşünmek, Hoş hayaller kuruyorum sevdiğim. 18 Ekim 2005 Zeki Çalar |
Senin gibiler
Tek ayak üstünde kırk yalan attı, Hep masal anlattı senin gibiler. Her gelen, gideni mumla arattı, Anamı ağlattı senin gibiler. Her yerde üçkâğıt, her yerde hile, Yoksulun sırtına yüklendi çile. Binlerce insanın içinde bile, Hep gözüme battı senin gibiler. Ağladı, yalvardı, yine seçildi, Hasta etti, acı ilâç içirdi, Her yılımı ahla, vahla geçirdi, Derdime dert kattı senin gibiler. Asgarî ücretlim çile çekerken, Emeklim kuyrukta maaş beklerken, Bu sene enflâsyon düşecek derken, Hüsrana uğrattı senin gibiler. Taşeron işçimi itip kakarken, Memurum sokakta simit satarken, Vurguncu pavyonda göbek atarken, Yan gelip de yattı senin gibiler. Atatürk yoluydu hani yolumuz? Özelleşti hep sağımız, solumuz. Devlet malı deniz, yemeyen domuz! Diye diye sattı senin gibiler. 29 Mart 2000 Zeki Çalar |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:15 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.