![]() |
Dö-tleşme
Bi-e bi- Dö-de dö-t Bi- Dö-t! ... |
Dörtleşme |
Düğme
Bulut:sigara dumanı Beyin:soğuk bir tabaka Yağmur:gözyaşı Ben.tekrar Çay:kan Masa:katafalk Zaman:beklemek Ben:kol düğmesi Engin bir bardak Gömlek değiştirten Saatlere gizlenen Kalbimin freni Mat bir deniz Kondanser ruhlu Toz bulutu:sen 10.01.1992 |
El ve da.....
Evet gidiyorum nihayet Gidiyorum Belki hafif gülümseyerek Belki öpüşerek Belki sıkışarak elele bazılarınızla Hatta...Hatta belki kiminizle araya mesafe koyarak Belki akıtarak yüreğimin derinliklerine Belki hafif sulu gözlerle Belki birkaç damla gözyaşı Belki konuşamadan Belki sadece uzaktan bir el veya göz işareti ile Belki hiçbirinizi göremeden sessizce Belki hıçkırarak Belki bu elveda şiirini yazarken olduğu gibi Ara sıra ardınızdan sürahi ile boca edercesine gözyaşı dökerek.... Belki! Belki bir taksiye alır gibi Sizleri tek tek, Belki aynı yolun yolcusu Anlaşıpta taksiye binen birkaç kişi olarak, Belki aynı durakta kuyrukta sırasını bekleyip Binen bir grup olarak, Belki pikniğe gitmek için Bir minibüs dolusu, Belki tura çıkmış Birkaç otobüs dolusu olarak, Belki bir uçak hızında, Belki sayısız katarlı Bir tren olarak, Belki İstanbul, Belki Mersin Belki Mardin'den kalkan Büyük grosstonlu Eski veya yeni Çürük veya sağlam Salaş veya konforlu diye ayırmadan Meçhule giden bir gemi olarak Gidiyor benim yüreğim, Sizleri de içine alarak. Gidiyorum Gidiyorsun Gidiyor Gidiyoruz Gidiyorsunuz Gidiyorlar, Gidecekler... Gittiler! .... Hepsi tek tek,birer birer ve de yalnız olarak, Sadece uzaktan hoş gelen Cumhuriyet ve Ramazan davulunun sesini de yanlarına alarak.... El Ve Da........ 29.102005 Saat 03:34 |
Ela Zeytin
postunu üzerime geçir ben içine gireyim beni kirlet ben seni yıkayayım yüreğime bir yumruk elim kanıyor tuzlu cam kırıkları seni aramalıyım ela zeytindir gözlerim artık bir-a-mı içmeliyim! ? 11.10.1991 |
Gar Son
İçki içerdin! Benim gibi içmezdin hiç İki bira içtin son görüşmemizde Üçüncüsüne midemde yer var hala Getir dördüncüyü de Beşinciyi Altıncıyı….. ………. …………… Baştan bir öncekini de! 29.06.1991 |
Geç Uyanan Şey
Geç Uyanan Şey Geç uyanan şehre girmek gibidir aşk trende gelmişseniz kompartımanda konuştuğunuz arkadaşınızı ararsınız size garda eşlik edecek.. Otobüste gelmişseniz yan koltukta yolculuk ettiğiniz kişiyi görmezden gelmeye çalışırsınız bazen Minibüste gelmişseniz adrese göre müsait bir yerde inersiniz çoğunlukla Hususi araçta gelmişseniz çorba içecek yer ararsınız yalnız Uçakla gelmişseniz gerisin geri dönmek istersiniz arasıra Gemide gelmişseniz başka Liman ararsınız sarhoşluğunuzu unutturacak Sevgiliniz zannedip puronuza sarılır günün uyanmasını beklersiniz Uyandığınızda gün geçmiştir artık… Yeni bir sevgilinin kalbinizin tokmağına vuruncaya dek Eşek sırtında gelmiş gibi kafayı vurup tekrar uyuyakalırsınız el arabanızda |
Giz
Ayağını paspasa sildi Öyle girdi Yüzünü aynaya sildi Böyle çıktı. |
Göz Kapakları
Gündüz yarısı yürürken karanlığı Gece yürürken aydınlığı düşünmeye başlamıştı. Uzakta doğmadan güneşi görüyordu gözlerinde Ayakları götürmüyordu maviliklere Bir bebek tazeliği düşledi ellerinde Beş parmak buz tutmuş yüreği Ay büyürken eriyordu Aşka ve mutsuzluğa da inanmıştı artık Özbenliğine inanmıştı Yerine kendini koyduğu Yaradanı düşünmemeyi öğrendi Uyutmuyordu bir türlü Karabasanlardan da korkmuyordu Samimi arkadaşlardı bir zamanlar Alışkanlıklardan öte bir şeydi bu Hasretliği beklemek için kabullenmişti Kesin çizgilerin kalınlığı boyunu aşıyor Yanmadan önceki sıcaklığını ölçüyordu Saman alevine uzanmıştı elleri Islatıp yapıştırıyordu ekmekleri Uzun oturuyordu artık tavana bakıp Örtüyordu gözlerini Mantıklı duygusallık yaşamıştı Düşündüğü Hep aynı yürüyendi çünkü. 28.04.1991 |
Gözyaşı Kokusu
susamış bir gemi yüzüyor sokak aşklarımızda rüzgarlar tenimizi okşamıyor öpmüyor gözlerimizi güneş biz insanlar eğmişiz dallarımızı bir adımdan bir adıma göçer yaşantılarımız uzay olmuş bakışlarımız sürgün bir masadan bir masaya atlar dudaklarımız bir şarkı bir cümle bir şey… takılır ya aklımıza bazen böyle olmuş duygularımız.. içtiğimiz su gözyaşı olarak düşer şelale.... sevgiler kulaç atıyor akıntıya karşı umutlarımız düşlerimiz sırt çevirmiş birbirine sandalyelerimiz hiç gelmeyecekleri ya da kendimizi bekleriz biz işte bundandır deniz suyu içmez gemiler ve gözyaşlarımız sade biraz da tuzlu niye? ! ... 11.07.1992 |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:30 PM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.