![]() |
VEDA ...
içimdeki kırık dökük camdan kule yıkıldı, sokak aralarında kar tozuttu, geçtim bir daha bu yollardan yüreğim kederle dolu ah! elimde olsa toplardım yine içimdeki cam kulenin parçalarını yeniden kurardım özleyerek incelik taşıyan sözcükleri geçti, ah geçti aşk duraklardan suya kar taneleri düşüyordu ben bir otobüsteydim camlar buğulanıp üşüyordu |
YAKSANA BİR SİGARA
Malta kahvesinde akşam oldu İstanbul koktu çay, simit, mor menekşe Yaksana bir sigara, aşksızlık öldürür adamı Yaz nedir ki yoksa, yaralı bir aşk belki Salınarak yürüyen öfkeli bir karanfil Sevda belki yeşeren saksıdaki Sokaklar gül yası, çocuklar ağlamaklı Bir yağmur yağsa dağılır elbet bu sıkıntı İşçi kahvesinde rüzgârsız akşam oldu Yaksana bir sigara, işsizlik öldürür adamı Çocuklar çiçekler vapur saatleri Ayın kandili güzelim kardeşim Ekmeğin buğusu suyun öyküsü Aşka benziyordu aşka benziyordu İşsiz umarsız birine akşam oldu Aşklar bitti atlar denize indi Deniz ki açıldık ay saatleriydi Paylaşmak için balıkçıların mutsuzluğunu Yaksana bir sigara, düzelirse aşkla düzelir dünya Yalnız aşkla, paylaşılınca güzel olan |
YAZ BAŞLANGICI İÇİN BİR AŞK EZGİSİ
Her şey bir başlangıçtı başaklar bile Kırlar dağlar deniz kenarları Denize inen sokakların kuşları. Durup baktım yapraklar başlangıçtı Sonra evler pencerelerinden fesleğen sarkıtan Akşamüstünün buğusu, bugünün sonu Kırgın bir kuşun denize doğru uçuşu Başlangıçtı sevgimize biliyor musun Vakit yoktu aşka nasıl bulmuştuk Ertelenmiş bir başlangıçtı efsane kıldık Leylak kokusu sızdıran evleri, sokakları Geçip gitmiştik bir gülümseme bırakarak Vakit yoktu açık denizleri özlemeye Fesleğen sulamaya pencere önünde Bir tenhalığı yaşamaktan bakışmaya bile Şaşırdım doğrusu nasıl bulmuştuk aşkı Her şey her zaman bir çığlıktı Tenha bir istasyonda okuduğun Bir suç işler gibi okuduğun öğlesonu Her şey bir başlangıçtı sevgimize Çılgın yaz çiçeklerine, yediveren güllere, Kalbinin hızla akışı bile sevgilim. Ah bir sevdaydı şurada çınlayan sesin Geceyarıları beni umarsız bekleyişin, Sanki bir çiçek sergisiydi karanlıkta gözlerin |
YAZIT
sen ey yeniden çiçek açan ağaç... gökyüzünün mavisini dağıtan rüzgâr.. bunlar senin gözlerin ey yıkıcı sevgili sen ey yırtıcı sevgili, ey yetinmezlik gökyüzüne alıştık, suyu işledik sevinmelik gönderdiler dünyayı geçtik sen ey buğday denizi gözlü sevgili güz öğlelerinden geçtik elimizdeki file bağ-bahçe sevinci sen ey dirim sabahları, yoksul kuşluk sarımsak kokulu sokaklardan geçtik kalktı korulardan yüzlerce üveyik sen ey serzenişleri derin eski sevgili eski ırmakları geçtik kucağımızda bir güzel geyik sen ey yüzyıldan arta kalan üzgün güzellik sulara düşen nergis, gül ilahisi kırık dökük ömrümüzü taşa işledik |
ÜLKE
Akdeniz mavisi saklı koynunda Ey gül yanığı güller ülkesi Yoldaşlık etsem kanlı gömleğinin acılarına Küllerle savrulan ay ışığında Kanadı gümüş bir kuş olup da Yaz kış demeden dolaşsam dereboylarını Kırmızı bulutları, sulara dökülen Gazel yaprağına yazsam çığlığını Umut hilesiz karanfilse sorguda Tutuklanmayı bekler kimimiz *******i Ey türküleri çiçek döken ülke Yurtseverlerin, yiğit şairlerin nerde Ey seher karanlığında açan çiçek İnce ince yağışı yağmurun köklerine Başını dik tut rüzgara karşı Dayan diyedir düşmanın zincirine O nazlı nilüferler yoksa da sularında Ceylanlar iner göllerinin aynasına Ne güne durursun seyirt haydi Patlayan bahardır dal uçlarında |
İYİMSER BİR AŞK TÜRKÜSÜ
Bağlardan inen patikalardayım Cebimde mis gibi şiirler, kuş cıvıltıları Sokağınızdan geçiyorum öğle üstü Sokağınızda sararan yaprakların kokusu Şuramda ince bir sızı, serseri bir acı Senden öncesi olmayan bir acı Yalnız senin mecnunun olan bir acı Her pazar geçtiğin yollarında bir yaprak Yeşeriyor kuşanmış bütün cesaretini Göğsünün içinde yaşatmak için aşkı Bir yaprak da senin konuşkan elinde Sevecen becerikli çalışkan elinde Her zaman biraz olsun gecikirsin Aşka yalnızlığa sevdaya Yine de özlenirsin güzelim sevgilim Bir çiçek de böyle özlenir Su dolu bir testinin yanındaki bir çiçek Desem öyle alaycı gülümser yürürsün Sessizce yağan yağmur altında Aşkı kendine anlata anlata Yine akşam oldu sevgilim sensiz Bırakıp gidiyorum içim aşkla dolduğu zaman Durakları buğulu otobüs camlarını Yağmur çiseleyen kirli sokakları Gide gide hüzünlü bir türkü gibi dokunan Yağmurun sesini ne çok seviyorum Seni ne kadar çok seviyorum İpek bir mendil diye Ayrılığı katlayıp koyuyorum çiçekle masama Bir de senin için yazdığım sevda şiirlerini Kendi anlamlarını aşıp giden Tozlu yollar sıra dağlar patikalar boyunca Ey sevgili senin sımsıcak bakışlarını Katlayıp koyuyorum çiçekli masama Seni ne kadar çok seviyorum Bir türkü solgunluğunu silip götürdüğü zaman |
ÖZLENİRSİN SEVGİLİM
Ne kaldı, ne kaldı son güzden geriye Sevgilim, beklemesini bilenim benim Kar yağdı kirpiklerine Kar sesi kuşattı çevremizi Umutlar gibi birikti kar Özlemler gibi birikti Biliyor musun acılardan örülü Sözcükler kaldı aramızda Acıları tersyüz ettik Yenildik, evet düpedüz yenildik İçimize bıraktık kar sesini Yeni bir ezgi üretecek olan Çığlıklardan, kurumuş gözyaşlarından Biliyor musun gülün kokması gecikecek Bir kuş sesi gömleğine işlenecek Çok eski bir gökyüzüyle birlikte Orda burda söylenecek Huma kuşunun göğsünde dinlendiği Üşümüş, yorgun ama umutsuz değil Canımın yongası, sevgilim, bir tanem Ne kaldı, ne kaldı geriye acılardan Eski alınteri, aşksız kaldı birçokları Çocuklar kutup mavisi ağladı Kimse artık hüzünleri anlatmasın Ne vakti, ne yeri, ne bir anlamı kaldı Güzelim, bir tanem, canımın yongası Bir karanfilin suya eğilimi gibisin Öylesin, özlenirsin, gel artık kar yağdı Bize paylaşacak aldanmalar kaldı |
ŞİİR
İşte yine sığmıyorsun hiçbir kitaba Sen ey uçurumdan çekilen şiir Hangi sürgünden dönüyorsun kimbilir Bir elinde üçüncü mevki tren bileti Bir elinde de kış çiçeği Sevdiğin bir gençkız için.. |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:06 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.