www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Eskiler (Arşiv) (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=188)
-   -   Yazarı Bilinmeyen(anonim) Şiirler (https://www.cakal.net/showthread.php?t=141926)

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:37 PM

Senin adın kavuşmak olsun
Tarifsiz bir sevdada kimliksiz bir sessizliktin
Haykırışlarla çağlarken yüreğim durgun limanımdın
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun

Fırtınalarda yolunu kaybeden gemi misali
Rotasız ve pusulasız kalmışken yüreğim
Ve hoyratça savrulurken bir limandan bir limana
Teslim olmuşken kaderine
.................
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun..

Bakmaya kıyamazken gözlerine
Tutmaya cesaret edemezken ellerini.
Ve bütün cümlelerin sustuğu o yerde
Sessiz bir haykırıştı yüreğim
Eşsiz bir mutluluktu yaşadığım
Sen benim adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.

Son bahar yaprakları dökülürken içimden
Hazanı yasarken bahar kokulu sabahlar da
Yüreğim üşürdü gözlerimden sel olup akan yağmurda
Sırıl sıklam ıslanırken ruhum
Solmuştu bahçemde ki tüm güller
Sen o bahçemdeki açan tek güldün
Sen adını koyamadığımdın
Senin adın kavuşmak olsun.

Dağ çiçeğim yaban gülüm asi sevdam.
Saçının bir teline bir ömür adadığım
Gözündeki bir damla yaşına şehirleri yaktığım
İsyanım feryadım kavuşulmazım
Sen vazgeçemeyeceğim yasaklım
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.

Sen benim yanı başımdaki uzağım
Sen benim uzağımdaki en yakınım
Dokunmam yasak sevmem yasak
Sensiz bu hayatta yaşamak tuzak
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.


Sisli bir gecede ses olup da gel
Bir sonbahar gününde yağmur olup da gel
Soğuk bir kış gününde rüzgar olup da gel
Ilık bir yaz gecesinde düş olup da gel
sen bana yasaklarından sıyrılıp da gel
Sen adını koyamadığım
Senin adın kavuşmak olsun.

Bir gün gelirde tutarsam ellerini
Bakarsam gözlerine sevgi dolu
Doğarsa sende yeniden bu beden
Ve o gün verirsem şayet son nefesimi
Ölmeden haykırmak isterim son bir kez
Sen adını koyamadığım
sen yaban gülüm sen dağ çiçeğim
sen ruhu revanım sen yaşama sevincim
yasaklım adı bende saklım
senin adın kavuşmak olsun
senin adın
senin adın seviyorum olsun
seviyorum olsun
seni seviyorum,seni seviyorum

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

S e n
S e n
Ç e k i n -G e n
Durgun K a D ı n
Pembe-Mor tonlarıma vurgun KadıN
Senin o muhtaç l ı ğın
Eskitil e m e yen prangaların
Ama beni dinle
Ben seninle ne sevişmeler düşledim
...........

Ölmesek --- E ğ e r
Aşkları yaşamaya değer
............
Sen bensiz
Sen nedensiz
Kuşkularınla yersiz
Gözlerine okunan türkülere tükürensin
.............
Acımasız imgeler yığınısın
Sen
.............
.............

Ben sözcüklerin dans eden haliyim
Aşkın çiçeklerle donatılan bahçesiyim
Şiirlerden örgülenmiş tenim
Kurşun işlemez bir katman
Sıkıysa gir içine
Orada sevda seslenir
Aydınlığın muştusu v a r...
..............

Ne zaman
Ki prangaların eskitilirse
İşte o zaman AhmeD Arifin sevdası olursun
Ve Nazımın memleket özlemiyle yanarsın
Öyleyse çınarlar dikmeli Anadolu da
Serin gölgesinde serin yaşansın aşklar
..............
..............

Yoksa biz suskun piramitlerin gizemi miyiz
Böylesine derinden kopan çığlıklarımızın monologlarıyla
Suskunuz
..............

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

Sanırım Ben Bu Savaşı Kaybediyorum...
Sanırım ben bu savaşı kaybediyorum..
Eriyorum, her geçen gün eriyorum,
Damlalarım dökülüyor yalnızlığıma.
Konuşamıyorum bazende
Bağırmaya çalıştıkça boğazımdan çıkan hırıltılar
Benim kulaklarımı sağır ediyor ama;
Siz duymuyorsunuz..

Ektiğim çiçeklerim:
Sularını mı eksik ettim birgün?
Güneş yüzü mü göstermedim?
Konuşmadım mı onlarla?
Anlatmadım mı yıkık dökük dünyamı, sevdalarımı, dünümü-bugünümü?
Ama hepsi soldular..
Sonbahar ağaçlarının yaprakları gibi sararıp döküldüler..

İçimin acısından duramıyorum,
Zaptedemiyorum artık titreme nöbetlerimi..
Sonsuz karanlık beni içine çekerken,
Anlıyorum artık, herşeyi anlıyorum..
Sanırım ben bu savaşı kaybediyorum..

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

Ver beni verebilirsen

bu yürek benim değil
benim degil su yuksek dağların karı
benim dağlarımda güneş doğardı
ver geri verebilirsen sıcaklıgımı..

fazla gelirmiş sevmenin bu kadarı
fırtınalar gözlerimde pusu kurmus
bu gözler benim degil
ve geri verebilirsen bahar yagmurlarımı

ben ben degilim,göturdun
ellerimi umutla actırıp yurudun
bu eller bu umutlar benim degil
ver beni verebilirsen yeter öldürdüğün..

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

Deja vu.
yarım bıraktığım her şiir,
adını koyamadığım bir savaşın mağlubiyetidir.
sargı bezidir bazen umutlarım,
narkozsuz neşterlenmiş düşüncelerime.
ve her platonik umudum,
intihara müteşebbisimdir.
beslenmemiş her sevgim.
hergün üvey bir çocuk getirir,
kimsesizler yurduma.
ben kendine yenik düşmüş,
bir komutanım.
ordularım sayısız küfürle donatılmış
ve küfürsüz bir hayatı seçmişim.
bu çelişki,
iktidarımın ölüm cuntacılarına davettir.
ve kan
her davetimde saçılan,
yıllanmış bir seraptır.
on gıyaba bir idam,
bir idama yüz can kaybedince,
cellatlığı bırakmıştır kör hayallerim.
çünkü kesilen her zaman kendi parmağımdır.
ve parmağım geleceği gösteren pusulamdır..
misallere,masallara,velhasıllara,
doymuş bir çoçuk doğururum her sabah.
ve her sabah kapıları zencirli bir evin,
anahtarını pencereden bırakırım boşluğa.
ki attığım her anahtar,
bir çilingirin eline düşer.
ve aslında o kapı hiç bir zaman,
zaten kapanmamıştır.
o kapıyı kapalı gören gözlerimdedir.
ve kapıya koşmayan ruhumdadır suç
bir milyon ölüm,
her gün bir ceset,
her düşte bir sala.
ve gün be gün
deja vu......

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

Şanlı Türk Bayrağı

Kimi Onbaşı Mehmet,Kimileri Er Ali idi
Kimi Kayserili Kimileri Mardinli
Hepsi ana kuzusu yürekleri sevdalı şehitti

Ali düştüde vermedi düşmana tüfeğini
Mehmet vurulup direndide namerde vermedi alsancağı
Bozguna uğrattılar yendi yiğitler düşmanları

Son mermi kalan kadar çarpıştırlar
İllede vatanımda vatanım deyipte coştular
Düşmanın hain çığırtısına Allah Allah nidasını kattılar

Kimi Şehit oldu Kimileri Gazi
Kimi göçtü gitti alemden Kalanlarda selamet
Türkiye bize işte o yiğit Türk Askerlerinden emanet

Edirne'den Ağrıya,Hatay'dan Trabzon'a bölemediler bölemeyecekler vatanı
Hep gurur abidemiz olacaktır Şanlı Türk bayrağı
Şehitler Tepesinde durur şimdi o şanlı Türk Bayrağı
Şimdi Enginlerde Gölge olur vatana şanlı Türk Bayrağı

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:38 PM

sevgİyİ Gostereceksen Soylemek Yetmez.
Sevgİ Gozlerİnde Olacak Sozlerİn Yetmez.
Sevgİ Herseydİr Kalbe Hapsedİlmez.
Seveceksen Benİm Gİbİ Sev Ama Yuregİn Yetmez


Bazen Zİfİrİ Bİr Karanlİkta Veya Sİslİ Bİr Gecede
Yİldİzlarİ Seyredİyorum
.sankİ Guzel Gozlerİne Kİlİtlenmİs Gİbİ Gozlerİm
Tek Bİr Yİldİza Takİlİp Kalİyor.
Ertesİ Gunde Ben O Yİldİzİ O Karanlİkta
Buluyorum.
Daha Sonrakİ Gunlerde De...
Cunku Artİk Gozlerİnİ Tanİyorum


Sen Hİc Denİzİn Dİbİne Bakİnca Yemyesİl
Ormanlarİ Gordunmu?
İmkansİz Deme
Cunku
Ben Senİn Gozlerİne Bakİnca
Olulerİn Bİle Sahİt Olamadİgİ O Cennetİ
Gordum

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:39 PM

Birtanem seni görmeye görmeye görmeyi özledim
Çiğtanem seni boşyere üzmüşüm sonradan anladım
Birtanem seni özleye özleye kalbimi avuttum
Çiğtanem seni söyleye söyleye kendimi unuttum

Birtanem beni sor beni bul
Birtanem gönül sana köle kul

Seni yar diye koynuma aldığımdan beri
Korkardım gideceğinden
Şimdi yar nerede hani yar nerede diye
Duşer oldum pencerelerden
Şarkılar nerede hani çok severek hani
Söylerdik incelerinden

Bu sebepten sen gece gel ya da bu gece gel
Ya bu gece gel ya da gelir ecel

Birtanem gece lambalar yandımı aşk saklanmıyor
Çiğtanem bir zamanlar ah çağlayan gönül şimdi damlamıyor
Birtanem beni sevmeye sevilmeye sen aliştırdın
Çiğtanem şimdi yerlere göklere sığmıyor aşkım

"Şarkı bir çağrıdır
Ve ince yerinden söylendikçe şarkıdır"......

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:39 PM

Aşk
Yüreklere şiir, dudaklara mühür
ölümsüzlüğün adıdır aşk

Aşk
rüzgara asılmış
deniz kokulu bir gecedir belki
saçlarını tarayan bir deniz kızının
mehtabı öpen bakışlarında.
sahil boylarında sabah olurken

aşk
göğsüne sığındığımız
sımsıcak bir yürektir belki
soluğunu soluğumuza kardığımız
içimize sevgi taşıyan her bahar
gecenin kollarında martılar uyurken

aşk
üç bin üç yüz altmış beş yıl
bir ipek böceği sabrı ile dut yaprağına
gökkuşağı rengi güzelliğinde
sevgi çiçeği dokumaktır.
ve yollara düşüp bir seher vakti
bakire bir sümbül kokusuyla yıkayıp tenini
bir kumru saflığıyla sevdiğine vermektir kalbini.
bir ırmağın nazlı akışında sabahı beklerken

Aşk
ay ışığında soyunan
karbeyaz bir kadının tenidir belki
belki bir ceylan yavrusudur yüreğimizde
yaslanıp uykulu gözlerine
öyle nazlı, öyle ürkek
dağ doruklarında gezdiren bakışlarını.
akşamın kollarında düşler kurarken

aşk
yıldızların gökyüzüne gülümsemesidir
altında her gece gelip geçtiğimiz
denizler dalgalanırken
ve kanatlanırken duygular martı uçuşlarında
konup bir tomurcuğun kızıl dudaklarına
gönlünün duasını adamaktır geceye
ılık bir düş vakti
şairler mehtabın gözlerine şiirler okurken

Aşk
ölümsüzlüğün adıdır belki
tutkulu yüreklerde..
damardaki kanın
Dudataki tadın
güneşe aya ve gökyüzüne ışıkla yazılan
kalplere hançerle kazılan
yaşamın kaynağı
sonsuzluğun en güzel hikayesidir AŞK..

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:39 PM

Seni sen olduğun için sevendir
Yüreğinin sesini uzaklarda bile dinleyendir
İki eli kanda olsa derdine yetişendir
Varolduğunu hissetiren,kıymet bilendir
Dostdur sözde değil özdedir adı...

Sabun köpüğü değil, darlık anında kaybolmaz
Sözünün eri güvenirliği tartışılmaz
Bilirsin, çıkılan yolda yarenlikden caymaz
Hayatına girdi mi kolay kolay çıkamaz
Dostdur sözde değil özdedir adı...

Yüreğini menfaatsiz sunar
İyiliğin için sözleri acıya bular,
Vakti zamanı gelir söyledikleri bir bir çıkar
Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar
Dostdur sözde değil özdedir adı...

Yangınlardaki yüreğine, varlığı ile ferahlık
Mutluluklarında, üstüne dikilen saf ipekden bayramlık
Bilmez ne rol ne sahtekarlık
En büyük özelliği yaradılışı doğallık
Dostdur sözde değil özdedir adı...

Yalnızlıklar rıhtımından alıp götürür, süt beyaz yelkeniyle
Uçurum kenarından çeker,adı şefkat elleriyle
İyiki varsın dedirttiren, avucunda tuttuğu yüreğiyle
'Sen cansın benim dostumsun ' ağız dolusu kelimeleriyle
Dostdur sözde değil özdedir adı....

Tüm Dostlarıma....

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:39 PM

Yine sana sesleneceğim



Senin kim olduğunu hiç bilmeden



Senin kim olduğunu en çok bilerek



İsyankar zambakların çılgın nilüferlerin



Dört nala açan kiraz çiçeklerinin



Dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım



Sarı bir hüzün kızıl bir gurur



Ve siyah bir öfkeyle konuşacağım sana





Sana oklardan değil yaylardan bahsedeceğim



Gülün dikeninden değil



Gülleri ve dikenleri doğurmaktan yorulmayacağım



Topraktan söz açacağım



Akan su gelmeyecek kelimelerime



Suyu şefkatle kucaklayan damlaları dinlendireceğim



............



Yine sana sesleneceğim



Senin kim olduğunu hiç bilmeden



Bilmek istemeden



.........



Alaattin'in sihirli lambasından çıkan cin bana gelseydi



Ve ne dilersem dilememi isteseydi



Hiçbir şeyi elde etmeyi dilemezdim



Bir şeyden vazgeçmek isterdim sadece



Hayatta bir şeyden vazgeçmek lutfedilseydi



Bedeli her şeyim olsa bile



Sana seslenmekten vazgeçmek isterdim



Garip değil mi sana seslenmekten vazgeçtiğimi



Bundan hoşlandığımı düşünüyorsun belki de



Oysa sana seslenmek bütün hesaplarımı gördüğüm şu dünyadaki



Tek geride kalmış hesap benim için



Bu dünyadaki tek yük



Bu seslenişin kalbini avucumda tutabilmek



Kürek mahkumu için kürek neyse



Benim için de sana seslenmek o



Bir yandan gemiyi ufka ulaştırmanın tek yolu



Öbür yandan bileklerimden sızan kanların



Gönlümü işgale yönlendiği bir rotanın can suyu



Oysa ben sana kürekten değil gemiden bahsetmek isterdim



Atalarım bana kadınlara gökyüzünü



Gemileri ve yelkenleri anlatmayı öğrettiler



Sen kürekleri yağlı urganları



Geceyi siyaha gömen fırtınaları öğretmeye çalışıyorsun



Sana ellerimle dokunarak gözlerimle okşayarak



Göstermek istedim



Rüzgarla şişen beyaz yelkenleri



Ama senin vaktin yoktu



Ben bunu hiç anlayamadım



Kavmimin kadınları bana öğretmediler ki



Bazı kadınların beyaz apletlerden daha çok



Siyah apletleri sevebileceğini



.............



Sana sesleniyorum



Ve gözlerin bileklerimden parmak uçlarına



Toplanmış kan pıhtılarını seyrediyor



Kürekleri bırakamıyorum



Önce yücelttiğin sonra terkettiğin aşkın onuru için



Kalemi bir an elimden düşürmüyorum



Ankara Kalesi’nin önünde



Sana sesleniyorum



..............



Benden kaçıp cennete gitmek isteseydin



Seni cennetin kapısına kadar götürürdüm



Bana gelmek için seni korkutan cehennem olsaydı



Cehennemle konuşur Seni ona anlatabilirdim



Oysa sen ne cenneti isteyebilecek kadar aşık oldun



Ne de cehennemi isteyebilecek kadar ayrılık



Seviyorum seni ama dedin



Hoşçakal diye ekledin



Şimdi gitmeye mecburum



Belki yine gelirim, umarım gelirim



Son söz oldu



Cennet ve cehennemin dillerini



Savaş naralarını ve aşk şiirlerini



Gazelleri ve boleroları öğreten atalarım



Senin sözlerinin anlamını öğretmediler



Hiçbir şey söylemeden gittin



Ayrılığın dilsiz olduğunu ben senden öğrendim



Dilsiz olanın yaşayabileceğini sen öğrettin bana



Ve kalemimle ilk defa yavan gözlerle baktın



Yine yeniden sadece sana sesleneceğim



Müebbet bir aşk dışında



Bildiğim tüm duygularımı terkedeceğim



Sana sesleneceğim yine



Seni sadece kuru bir sevgiyle değil



Derin bir hüzünle binlerce yıllık bir gururla



Ve pervasız bir öfke ile sevdiğimi duyuyor musun



Mütevazi bir sevgiyle değil



Küstah bir aşkla sevdim seni



Ben Oosmanlı gibi



Kollarımın yetişmediği bir aşkı kucaklamaya çalışırken



Ölen köprülerin ülkesindeki Venedikteki son sancağı



Kışın üşümemek için şal yaptın kendine



Neden bilmiyorum özlemin artıyor içimde



Gün geçtikçe eksilir demiştim oysa



Atalarımın öğrettiklerine de ters düşse de



Sana inanırım bilirsin



Zamanla unutursun demiştim



Niye daha derinleşiyor öyleyse



Derinleşiyor özlemin



Ve gönlümde bir iç savaşta dökülen kanları



Coşturuyor ayrılık sözlerin



Öfkelerimin kararlılığını



Aşka katık ederek konuşacağım



Bedenim bu dünyayı terkedene kadar



............



Öyle sanıyorum ki



Hüzünle ve acıyla pek barışık olmadığın için



Benden uzun yaşayacaksın



Benden sonra kelimelerim gelecek gönlüne



Onların benden geldiğini bir tek sen bileceksin



Küstah bir aşkla seveceğim seni



Ben savaş ve ölümle haşir neşir olan



Kelimeler dışındakileri unutmaya gayret edceğim



ÖMrün geri kalınında



Sana sesleneceğim yine



Ben seni beyrut gibi sevdim ama



Sana ne Mağribi ne de Manhatten'i anlatamadım



Bağdat ve Şam'ı işgale yeltenmişken



Venedik! ten gelen ihanet tarumar etti ordularımı



Sarı bir keder, kızıl bir kibir, siyah bir isyanla konuşacağım sana



Senin kim olduğunu hiç bilmeden



Ağlayan zambakların dudak kıvrımlarına yoldaş olacağım



Senin kim olduğunu en çok bilerek



Kavmimin bana vaadettiği tüm aşkları terkedeceğim



Müebbet bir aşk, Sarı bir hüzün



Kızıl bir gurur ve siyah bir öfkeyle konuşacağım



Bu dünyayı terketme müjdesi gelene kadar



..........



Hüznü, gururu ve öfkeyi bilseydin keşke



Hüznün beni aşan taşkınlığını



Gururumun binlerce yıl önceden miras kalmış hoyratlığını



Öfkelerimin hiçbir zaman sona ermeyecek ve azalmayacak kararlılığını



Anlayabilseydin



Anlatabilirdim sana



Seninle yaşanan bir aşktan sonra



Ayrılığın ölüm bile olsa



Mavi bir ölüm olacağını

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:39 PM

Gel otur yamacima
Seni sana anlatayim..
Ben seni cok eskilerden bilirim..
Piriltisini ruhunun gostermeye geldim
Ruyalarina girecegim
Aski ne kadar ozledigini anlatacagim sana..

Asik olmaktan ne kadar cok korktugunu,
Ozlem buyudukce nasil daha cok korktugunu,
Korktukca nasil umudunu karartigini
anlatacagim sana..

Gel sana mutsuzluguna dokunmani ogretecegim..
Gel otur yuregimin kiyisina
Zayifligini anlatacagim sana..

Haykirmak istedigin
Ama icinde sakladigin zayifliklarini
anlatacagim..

Sana zayifliklarini bilmenin ,
Seni ne kadar guclendirecegini anlatacagim..
Sana senin bildiginden fazlasini
anlatmayacagim.....

Sadece senin sozlerin,
Senin yuregin,
Senin bakislarin olacagim..
Sana seni gosterecegim..
Gel gece yastiga basini koydugunda
Kurdugun dusleri anlatacagim..

Kurdugun duslerden ne kadar korktugunu da
gosterecegim..
Korkunun sonunun olmadigini
fisildyacagim uykularina..
Bun aslinda bildigini soyleyecegim sana..

Kactikca ,kactigin yerde
Daha cok kacman gereken seni bulacaginida
soyleyecegim..

Ne zamandir ruhuna kimsenin dokunmadigini anlatacagim....

Gel sana asik olanlari elinin tersiyle ittigini
Ama asil asik olmak istedigini anlatacagim..
Aasik olunca nasil bir nehir gibi deli akacagini
Nasil bir ruzgar gibi esecegini anlatacagim..

Sel olacagini,
Cig olacagini anlatacagim..
Kendini bulmak icin ask yolunda
Nasil yikintilarin ustunde yuruyecegini
anlatacagim..

Bunu senin nasilda bildigini,
Nasil yeniden korktugunu,
Bildikce nasil da yuregini gomdugunu anlatacagim..
******* boyunca sevismelere nasil dus buyuttugunu anlatacagim..

Gel otur ruhumun renklerinin yanina..
Anlatacaklarimin seni nasil korkutacagini
anlatayim..

Bu yalanci mutluluk oyununu bozacagimdan,
Sendeki ogercek sene dokunacagimdan
nasil korkacagini anlatayim..

Sonra sana dair her cumleden sonra,
Her korku engelini gectikten sonra,
Zaten senin bildigin
Bildigini sakladigin seni ne kadar sevecegini
anlatayim sana..

Haydigel kacislarini sonlandir.....
Anlatayim seni sana.....
alinti

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:40 PM

Aslında ben değildim?
Bir şey olmamış gibi davranan
Binbir umutla her yeniden doğan
Uçmayı yeni öğrenmiş kuşçasına
İçinde çoşku dolup taşan
Ve haykırmamak için kendini zor tutan
Ben değildim

İtiraf ediyorum
Bendim `yok bir şeyim` diyerek gülümseyen
Savaştan çıkıp ta bir çıkmaz içinde kalan
Bendim O` nu arayan
Bir adım geride olan
Kabul ediyorum
Ben idim !
Bilmek zorunda olduğum
Ve
Aklımdan çıkaramadığım/çıkarmadığım
Şeylerde vardı
Bir gün dahi silmesini başaramadığım
Zihnimde
Bazı şeyler söylenmese daha iyi olur
Evet doğrudur
Ama bilmeni istedim sadece
O` ben değildim

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:40 PM

.:.Seni Sevmek icin Seni Yasamak Lazim .:.
Seni Sevmek icin Seni Yasamak Lazim



Issız bir sahilde bomboş bir bankta aklıma gelse gözlerin
fırtına kopsa,bir yağmur yağsa da ıslansa iliklerim
kurarken hayalini ve düşlerken seni
ve vururken yüreğime en hırçın dalgalar
ipe hasret idamlık gibi,
hep bekliyorum seni

seni görebilmek için geliyorum aynı sokağa
ağlarken gözyaşlarım düşmüyor senin bastığın toprağa
avucumda umutlarım, beklerken kapını sabahlara kadar
ve gömerken kalemimi mısralara
sana hasret idamlık gibi,
hep bekliyorum seni

sensin beni pencereler önünde,
seni beklemeye mahkum eden
ne zaman döneceksin?
ben cezamı çoktan çektim.
sigaramdaki zehir gibisin
dün içimi, bugün beynimi
yarınsa bedenimi kemireceksin

sessizliğim,sukutun göstergesi
ve sedamın, sesimin kısıldığı an
dikenine sarılmış bir gül ve toprak kokusu
beyazına hasret siyah,
siyahın cümbüşünde buz mavisi
dumana bulanmış sarı
İstanbul’a küsmüş gri
ve kırmızıya çalan yeşil,
senin rengindi belki
ama sen gideli
yeşile ne kırmıza çaldı
ne buz mavisi cümbüşünde siyahın
nede siyah hasret beyaza
hasret kalan yalnızca bendim
sen gittiğin günden beri…

…sen gittiğin günden beri
her sabah geceyi ve her gece gibi sabahı bekledim
sensiz geçen her gün için bir çentik
her çentiğin başına bir hafta çizdim
her iki kelimenin başına adını
ve sonuna bir ünlem koydum
belki dönersin diye……

her hecenin bir kelimeye benzediği
ama kelimelerin hiçbir anlam ifade etmediği,
bir romandaki hayal kahramanı gibiyim
gözyaşlarım sanki sen okudukça akacakmış gibi
sanki sen okudukça yitip gidecek bu beden
bitecek elbet,
bu romanında bir son olduğu zaman gelecek
o da benim gibi anlayacak sensizliği
ve sonun yanında hiçbir zaman bir mutlu olmayacak

yine sensiz sonu olan bir şiir
ben kaybeden kahraman,
siyah galip beyaza,
İstanbul’u silmiş gri,
haftalar ay, aylar yıl olmuş duvarlarda.
yağmurda ıslanmamış iliklerim,
yine pencereler önündeyim,
ip çekmişler sana hasret bedenime.
ağlamışım…
gözyaşlarım yalnız kendini yakmış
aslında ben seni hiç sevmemişim.
Çünkü seni sevmek için
Seni yaşamak lazım…

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:40 PM

Yuregime Kazıdım Seni


Eğer çıkıp gideceksen günün birinde hayatımdan,

Durma şimdi git! ....Ve arkana bile bakmadan...

Yüreğime kazınan ve Silinmeyen acılar bırakmadan...git

Eğer gitmiyorum diyebiliyorsan kal. ama, sonsuza dek,

Ne olursa olsun.engellere takılmadan, bir ömür boyu kal.

ya hep benim ol... ya da hiç..... anlıyor musun?

Gelip gitmelere,

Yarım kalan aşklara

Tahammülüm yok artık benim

Öylesine sev ki eğer seveceksen;

Varlığım nefesin kadar içinde olsun.

Öyle bir bak ki gözlerime; eğer bakacaksan

Varlığın vazgeçilmezim olsun.

Ömür boyu sev seveceksen.... yoksa; ...

çek git hayatımdan,düşlerimden,düşüncelerimden...

Kendinden hiç bir kalıntı bırakma,topla git neyin varsa varlığımda.

Yalnızca beni bırak bana.

Yalnızlığımla beraber yeni düşlere sal beni...

kalacak kadar yürekli değilsen eğer...

Sevdiğime pişman etmeden Git. Gideceksen....

Ahımı Almadan Git! ! ! !

Bırak Beni Kendimle

Erkekçe kalırım ben gene de tek başıma..

Ama söyle lütfen.söyle...susma ne olur

Yüreğime kazıdım seni de..hadi durma

Aynı Benim Gibi..çünkü ben seni

YÜREĞİME KAZIDIM...

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:40 PM

Sensizlikten Yoruldum İnan



Sana
Kapamadım kalbimin kapısını
Gülüşlerini unutmadım
Sen Düşlerimde olmadan nefes alamam ki
Rüzgârın yön değiştirdiği yerdeyim şimdi
Sensizlikteyim
Dudaklarımı aralayıp
Hep söylediğim kelimelerdesin
Özlemlerimde, hasretimde, yalnızlığımdasın
Uykularımın en yorgun zamanlarında
Uyanıp ansızın gece yarıları
Yüzüme düşen sensizliğin hüznündesin
Unuttum sanma,
Ben nerde yaşıyorsam sen ordasın
Sana ne yazsam
Ve ne kadar anlatamasam dostlarıma
Bir o kadar büyürsün içimde
Ve bir o kadar gizemli
Şimdi
Hüznümün başa çıkılmaz anında
Bir sigara yakmalıyım önce
Kuytu akşamların
Senli vakitlerini düşleyip
Sesini anımsamalıyım yine
Tebessüm etmeliyim
Ve dünyanın en şanslı şairi olmalıyım
Sırf seni sevdiğim için
ve sana yazılan her duygum okunduğu için
Onur duymalıyım
Gittin biliyorum
Beni yiyip bitiren bir merak,
Yüzünü göremediğim günlerin acısı kalbimde
Ellerinde olamamamın çaresizliği
Ve yalnızlığımın baki kalması
Hep acı verecek biliyorum
Gündüzlerin aydınlığında
Kısıp gözlerimi semaya bakıp
Bir parça bulut arayacak gözlerim
Umut ederek yağmurun değmesini tenime
Bekleyeceğim.
Senin için yanan tenime
Biliyorum,
Dokunmayacaksın
Kayıp şehirlerin
Karanlık sokaklarında çaresiz kaldım
Ayaklarımda umudumun ağır prangaları
Ellerimde yokluğunun kelepçeleri
Kimselerin bulamayacağı bir yerdeyim
Sendeyim
Sana en az pencerene gelen bir serçe
Yolda gördüğün bir çocuk
Sahilde tek başına oturduğun bir bank
Gizli gizli ağladığını gören bir ayna
Ellerinden dudaklarına değen bir sigara
Üzerine alelacele giydiğin bir elbise
Uyumak için
Ellerinle bir sevgiliyi sardığın gibi sardığın bir yastık
Gözlerine düşen uykusuzluk
Okuduğun bir kitap
Canını sıkan bir insan
Öpülesi dudaklarınla ısırdığın bir erik
Ve hep beklediğin
Hayallerini süslediğin o sevgili kadar yakın olmak istedim
Biliyorum ben sana dokunamadan
Avuçlarında bir hayatı tadamayacağım
Biliyorum
Sensizliğin karanlıklarında şiirler yazıp
Her şeye rağmen içimde yaşayacaksın
Senin yerin orası biliyorum
Sokağımdan geçmesen de
Kokunu duymasam da en güzel çiçeklerde
Sırf yakın olmak adına
Balkonundaki bir kaktüsün dikenlerinde
Küçük ellerine batmak için
Her zaman dua edeceğim
Yoruldum inan
Düşler kurmaktan
Nefessiz kalmaktan
Boş bir evde
Yalnızlığın şarkılarını söylemekten bıktım
Yoruldum inan
Yoruldum sensizlikten
Her sabah soğuk suyu vurup yüzüme
Aynada kendimi mutsuz görmekten
En güzel günlerinde baharın
Sahillerde boş boş gezmekten
Durup durup sana yazdığım şiirleri
Duvarlara okumaktan
Ve cevap beklemekten bıktım inan..


Seni seviyorum
Seni özlüyorum
Diye söyleyemediğim
Telefonumun çalmasını beklerken
Yüreğimin sesini duyamadığım
Her an için kendime kızıyorum inan
Sana da kızıyorum
Beni bu boş âlemde
Sevgisiz bıraktığın
Yüzümü güldürmediğin için
Sesinin kulaklarımı okşamasını
Dokunamadığım teninde
Olabilmeyi
Şiirlerime güzelliğini yazmayı her fırsatta
Ne kadar istiyorum bilsen
Oysa
Yoksun
İçinde sana dokunamadığım
Seninle olamadığım bir dünyada
Bahar gelmiş
Çiçekler açmış
Gülmüş, ağlamışım ne önemi var
Ben yokluğunda geçen zamanı
Hiç yaşanmamış saydım
Biliyorum
Ölümüm seni düşünürken
Ve yanımda olmadığın bir vakit
Ansızın gelecek
sen hiç acısını çekmediğin yokluğumda...
Bilmeyeceksin bile öldüğümü
Ben hiç tamamlanmamış sayacağım
Gözlerimi kapattığım hayatımı
Ve verdiğim son nefeste bile
Acılar çekerken
Seni arayacağım
Biliyorum
Gözlerimin baktığı
Dudaklarımın seni sayıkladığı hiçbir yerde olmayacaksın
Ölümün acısı hafif kalacak
Sesini duyamadan çıkan canımdan
Sen bensiz bir hayatı
Bensiz geçen zamanı sevdin
Hep gizemli kalmayı
Kaçmayı
Ve sevilmeyi sevdin
Hiç çaba sarf etmedin
Bir nebze olsun
Cesaret edemedin sevmeyi beni
Düşlerde bir masal
Rüyalarda bir gizem kalmayı seçtin
Olamadın benimle
Bir kez yüzüme bakıp
İçinden geldiği gibi
Seni seviyorum
Seni özlüyorum diyemedin
Ben senli zamanların içinde
Hep sevinçten gülen
Heyecandan ne yaptığını bilmeyen
İçi içine sığmayan koca bir adam değil de
Oyuncağı eline verilmiş bir çocuk gibi
Hep gülücükler saçtım
Ağlayarak geçen koskoca bir zamana inat


Dünyanın en güzel yeri gözlerinin içinde saklı
Baharın yemyeşil dallarında artık hüzün var şimdi
Rüzgârlar sesini kesmiş
Ve yağmurlar boşa ıslatıyor kaldırımları
Gözlerimin uykuya düştüğü
Ve karanlığın aydınlığa hasret kaldığı yerdeyim
Sensizlikteyim.

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:40 PM

Ne Özlemekten Yoruldum Ne de Sensizlikten.!
Ne özlemekten yoruldum...
Ne de sensizlikte duruldum...
Kollarım yoruldu boşluğunu sarmaktan
Borçlanmış gibi sensizliği yaşıyorum
Yoruldum koşuşturmaktan...
Aşkım nefesim hayatım...
Sensiz bir hiçmiş gibi
Boylu boyumca uzanıyorum yokluğuna
Nefes alamadığım dar sokaklar buluyorum
Adını arıyorum dağılmış çöp torbalarında
Ateşler yakıyorum...
Savuruyorum savruluyorum
Dudağının üstündeki küçük yara izinde boğuluyorum
Sensizim
Seninleyim
İçinde ve dışındayım
Gidip geliyorum
Uzaklaşıp sana koşuyorum
Gelip kurtarmayacak mısın beni
Uçurumlardayım...
Sana düşüyorum
Yorgun akşamlardayım sana doğuyorum
İğneleri batıyor sabahların
Söküp atıp sana uçuyorum
Tutmayacak mısın beni...
Ne özlemekten yoruldum
Ne de sensizlikten
Bitirmeyecek misin beni?
Soyup atmayacak mısın hayata?
Bir meleğin öpücüğüydü seninki
Kirli, masum, yetmez, bitirmez...
Bir öpücükle öksüz bırakmayacak mısın beni?

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:41 PM

yoruldum





Yoruldum; anlaşılmamaktan,
Sevdiklerimi, sevenlerimi "dost" yapmaya çalışmaktan,
Yüreğime kulak tıkayıp mantıklı olmaya
Çalışmaktan,
Haksız ithamlarla yaralanmaktan.
Yoruldum;
sevgime hak ettiği değeri bulamamaktan,
Güzel bildigim insanları bir bir hayatımdan çıkarmaktan,
Sevdiğim gibi sevilmeyip,
sevmeyi isteyip de sevememekten,
incinmekten, yalnızlıktan, gözyaşlarından...
Yoruldum;
Dostluk limanımda huzur bulmayan okyanusun,
beni bilmeden yaralamasından.
Camdan bir vazo olan yüreğimin,
her defasında parmaklarımın arasından kayıp tuzla buz olmasından.
Dipsiz bir sevgi kuyusu bulduğunu zanneden sevgi çiceğimin,
umutsuzca solmasından,

Y- O - R - U - L - D - U - M

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:41 PM

Kadın adamı çok seviyordu...
Yemyeşil ovalarını verdi adama
Yaşam fışkıran.
Beni seviyor musun ?
Evet, dedi adam...
Güneşini, ayını verdi kadın
Yıldızları taktı bir bir adamın omuzlarına...
Beni seviyor musun ?
Tabi, dedi adam...
Kadın çağladı
Gürül gürül akan pınarını verdi adama.
Beni seviyor musun ?
Elbette, dedi adam...
Kadın bağlandı
Yaşam ipini adama verdi.
Bir oldular tek oldular adamla.
Beni seviyor musun ?
Biliyorsun, dedi adam...
Kadın dağlarını verdi adama
Tırmandılar doruklara.
Beni seviyor musun?
Aşağılara baktı adam zirveden.
Başkalarını gördü
Sustu adam...
Ağladı kadın...
Gözyaşını verdi adama
Almadı adam...
Kadın onurunu verdi adama
Şaşırdı adam...
Sordu yine usulca kadın
Beni mi seviyorsun ?
Onu da seviyorum seni de, dedi adam...
Sustu kadın...
Verecek bir şeyi kalmadığında...
Senin yüreğine ihtiyacım var, dedi adam
Başkasını sevebilmek için...
Çıkarıp yüreğini verdi kadın.
Korktu adam...
Beni sevmiyor musun, dedi adam.
Sesi yoktu kadının söyleyemezdi.
Gözleri yoktu kadının ağlayamazdı.
Kalbi yoktu kadının sevemezdi.
Onuru yoktu kadının yaşayamazdı.

ALINTI

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:41 PM

Ve sonra....
Kırk atlı olarak,sırılsıklam ter içinde...
Yalnış yere geldiğimizi anlayacağız..
Kırk gündür geldiğimiz mesafe,
Kırk çeşit badire ve....
Kırk akla durgunluk veren tablo.
Ama hayal kırıklığı değil.
Kırk el tersiyle kırk alnı sıvazlayacak.
Kırk hatta seksen,belkide bin yorgunluk damlası,
Yere akacak..
En öndekimiz sadece ''geriye'' manasında,
Bir işaretle yalnışlığı haber verecek..
Kırk atlı geriye döneceğiz.
Ufukta kalakalacağız bronz heykeller gibi.
Ardımızda dev bacalar,makineler,gürültü
Ve dağ gibi binalar..
Bizi donduran tablo bu.

ve

Bronz heykelleri,hani önleden sonraları mehter müziği diye
gürültü konserleri veren müzelere paylaştıracaklar.
Bu mizanseni sık,sık düşünürüm.Bilinmeyen bir yerime ince bir sızı kaplanır.
Ama biz..
O kırk kişi ölmedi..
Ölmedik..
Kılıcımız,atımız,kaftanımız
hatta iri yapılı,onaltı kiloluk gürzleri
havada saatlerce sallayabilen adaleli kollarımız,
o tozlu müzelerde..
Ama kırk ruhu müzeye teslim etmek
bizim harcımız değil.
Çünkü...
Türk'üz,Müslümanız.Ve yapacak işlerimiz var.
Karar vermişsekte yaparız..
Daha söylemeye lüzüm yok ..

BİZİ İYİ TANIRLAR..

O kırk ruh..Belki kırk bin ruh...Kimi bilmem hangi dağda çoban,
Kimi simitçi,kimi talebe veya müdür.
Kimiside benim gibi biçare,sabırsız..
Biz konuşmalıyız,gözlerimiz anlaşır.
Gözyaşlarımız kurudu.
Gönüllerimiz ağlar.
Ve bir dağdan,bir dağa sevgi ırmakları akıtırız.
Irmaklar coşarsa anlayın ki,

AYAĞA KALKIYORUZ.

Bazen durgun akar.
O zaman dua edin kurumasın.
İşte o çobana,müdüre,öğrenciye,simitçiye,herkese sesleniyorum;
Ayrı yerlerde aynı sıkıntıları terliyoruz.
Öyleyse uzatın ellerinizi.Ben ellerimi size doğru uzattım.
Bekliyorum..
Lakin sabırsızım..

F.S.Mehmet1453 03-01-2009 12:41 PM

Seni sevdim ben.
Kalbim şimdi bir sokak çocuğu
Kelebekleri göç etti gönlümün
Issızlaştı hayat sanki
Sanki, sabahı eksik şiirlerimin.
Sanki, gecesi hep kanayan bir yara
Ve sanki, artık hep kanayacak...
Ağlanacak bir aşkın kıyısına vurduysa gözlerim
Çare yok, ağlayacak.


Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Kapıları kendime ben açamadım
Ya da yanlış saatlerde bekledim gelmeni
Düşünüyorum da sen gideli ne çok yalnızım..
Sarmaşık aşkın sarısında kaldım, sarılamadım.
Savunamadım seni kimselere
Anlatamadım seni kimselere
Kimsesiz kaldım,
En çok da sensiz...


Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben..
Sana uyumak,
Sana uyanmaktı hayat.
Sıratını geçtim yaşarken korkmadan
Korkumu geçtim cesaretle, ihanetle
Berduş bir yalan masumiyeti öptüm bile bile
Tek sen gitme diye
Sonbahar oldum yaprak yaprak
Ağaç oldum köklerimi unutarak
Tesellisiz bir geceye fırlatıldım
Kalbimi dar ****se kapatarak
İçimdeki bir kanarya
Hiç susmadan ağlayacak


Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yakamozlarında yıkadım sevdamı çırılçıplak
Seni sevdiğimi bağırdım mehtabına
Beyazında akladım bulutunun
Mavi mavi sevdim seni içim kan ağlayarak


Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma
Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum
Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!
Seni sevdim ben.
Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....


ADINI BİLMEDEN
Ben, seni; adını bilmeden sevdim. Ve, “var”lığınla gülüşünü...
Ben seni, yaşını bilmeden, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ve, “yar”lığa süzülüşünü.

Ben seni, sesini duymadan sevdim...
Ve duymadan nefesini.
Ben seni adını bilmeden sevdim...
Ama; sevdim!..

Üşüyüşünü sevdim...
Üşüyüşünü sevdim onüçüncü ayın ilk günü;
“Gel, ısıt” deyişini!..
Bekleyişini sevdim beşinci mevsimin gün bitimlerinde, bilerek gelmeyeceğimi...
Akşam alacalarının gönlüne yürüyüşünü sevdim...
Ve, kıpırtısız, karanlığa gömülüşünü sevdim.
Bir de;
“Gel, ısıt” deyişini!..

Ben seni, adını bilmeden sevdim.
İhtiyacım... Cevabım...
İsimler koydum sana; bahar yelim, çiçek tarlam... Gökkuşağım, ışığım... Kuşkanadım, pembe rüyam, çiy tanem...
Seni, adını bilmeden sevince öğrendim; seni sevmek için gerekmiyordu ismini bilmem...
...Sevdim işte!

Ben, seni; yaşını bilmeden sevdim...
Ben seni, gözünü-kaşını bilmeden sevdim.
Ben seni, sesini duymadan sevdim.

Ve hatta öğrenmeye korkarken, bilmeye kıyamazken seni...
...seni sevdim.
Seni sevdim.

İçime salıncaklar kurdum gönlümün ipleriyle...
Oturdun, sallayamadım; dokunurum diye korkumdan!
Dolaştın boynuma bir sarmaşık gibi; okşayamadım.
...Koklayamadım!
Dalgalarını taramamış olan parmaklarım yabancı saçlarına...
Ve hâlâ bilmiyorum, gözlerin ne renk?.. Hangi yıldızlar mahpus içinde?

Ve ben sana hâlâ seni sevdiğimi söyleyemedim!..
Ama ben seni; adını bilmeden, yaşını bilmeden... Yüzünü bilmeden, sesini bilmeden...
...seni bilmeden sevdim.
Seni, “bilmeden” sevdim!
Senin olmadığın ve benim olmadığım bir sokaktaki köşebaşında çarpıştı duygularımız!
Döküldü içindekiler ve döküldü içimdekiler...
Sen yoktun orda ve ben de yoktum;
Ama sevda vardı!


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 01:48 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.