www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ali Arslan (https://www.cakal.net/showthread.php?t=143260)

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:43 AM

Bir Tad Alımlıktır Yaşamak

Akıp giden zamanda gün bitiminde miydik?
Savrulup dönerken avuçlarımızda,
Küçülen bu dünya! ..
Sonsuzluğun ufkunda kızarırken yok oluşlarımız;
Yeni gün,
Yeniden doğuşa müjde veriyor tan pembeliğinde üstümüze.

Yüreklerinizde büyütmeyin
Dağlardan sellerce boşalan geçmişin hüznünü.
Süzülen berrak bir suya bakar gibi bakın! ..
Kendinizi gördüğünüz zaman,
Bilin ki;
Hiç bir şey durmuyor yerli yerinde.
Bir tad alımlıktır yaşamak

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Bir Zamanlar Bir Alevdin

Bir zamanlar bir alevdin
Kavurgan,
İçime düştün! ...
Bardakdan boşanırcasına çiçekler yağdırdığında,
Göğsümde sağanaktın! ..
Biliyorum acımasızdır zaman
Kırılmış düşlerimde bile kalmadı
Şimdi
Ne bir külün
Ne de bir İzin! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Biz

Biz rüzgârları doldurup doldurup da içimize her çığlık atışımızda;
Dağlara,
Ovalara,
Akan her suyun binlerce damlasına,
Bir sevda coşkusuyla akıtmadık mı? ..
Kavrulurken,
Çöl kumlarının susuzluğunda,
Özlemle göz kırpmadık mı Güneş’e? ..

Yıldızları sayarken gökyüzünde *******i,
Ay’ın ışığını her yudumladığımızda,
Yazdığımız her şeyi fısıldamadık mı,
Koynunun sıcaklığını yaşarken sevgilinin kulağına? ..

Biz şiiri,
Kendi rüyâlarımızın renginde,
Yüreğine yosun bağlasın diye her insana,
Bir armağanmış gibi sunmadık mı aşkın gül suyu tadında? ...

O halde,
Neden ağlarız? ..
Neden her seferinde,
Yeni baştan göz yaşlarımızla;
Çırpınır dururuz ve sevda türkülerimizi,
Yeniden yazmak için hep bir başka sevgiliye? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Biz Bahçıvanız

Biz birbirimize kucak açtığımız günleri unutmadık! ..

Aynı sevdalardayız

Koşar adım her gelişinle,

Bir daha kucaklaşır bir daha koklaşırız.



Yeter ki açma arayı;

Uzak da olsa mesafeler,

Dert etme

Biz biliriz yolunu çaresi vardır,

Kısaltırız.

Biz birbirimize gönül koyduğumuz anları unutmadık! ..


Aynı baharlardayız

Bir işaret verişinle,

Bir daha dudaklaşır bir daha yaklaşırız.

Yeter ki kapama bağrını,

Solsa da elimizdeki güller,

Kederlenme

Çünkü bize gülistan kolaydır

Biz bahçıvanız.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Böyledir Aşk

Aşk susarak yaşanmaz;
Şartlara da bağlanmaz aşk.
Yolda beklenmekle de olmaz;
Varsan var,yoksan yoksundur
Böyledir aşk…

Beklentisiz, tüm hücrelerinle
Dudaklarında öpüş olabiliyorsan,
Ve teninde kayboluyorsan
Soluk soluğa ve iç içe.
Böyledir aşk…

Kendine hapsedip, bencilce
Sen beni sev ama ben bilmiyorum değil;
Ayağı yere basan
Adam akıllıdır, dört başı mamur.
Böyledir aşk…


Başkalarına göstermek için değil;
Korkusuzdur çekincesiz,
Her şeyiyle açık kuşkusuz
Özgürce kapılıvermektir,inadına.
Böyledir aşk…

Hayallerle kurulursa imkansızdır;
Ondandır olmaz hiç sürgit
Kaybettiklerine değmesi gerek.
Her insanın harcı değildir yürek ister.
Böyledir işte aşk…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Bu Gül Bir Hayalle Mi Dans Ediyor? ..

Bu gece şehir
Üstüme üstüme geliyor
Boğuluyorum
Yoksun
Yok ki senin sesin
Ağlıyorum
Ağlıyor cümle bedenim
Ellerim
Yağmurla yıkanan avuçlarım açık
Yalvarıyorum
Yakarışım hiç çare değil
Olmuyor

Bu gece şehir
Ve hatta tüm kâinat
Üstüme üstüme kapanmış da
Senden,
Sana ait her şeyi
Neden benden saklıyor? ..

Işık olup konduğun dudaklarım şimdi alev
Ve öptüğün O gül artık ben değilim
Solan kadife yaprağımdan
Süzülerek içime
İsyan eden bir aşktan
Bak! ..
Kan damlıyor! ..

Bu gece şehir
Bulutlarla kararmış
Üstüme üstüme ağlıyor
Bir zamanlar senin için çalan çıngırağım öksüz
Dudaklarınsa cevapsızlığa kilit vurmuş
Kim bilir hangi bilmecelerle
Hangi aşk iklimlerinde
Bensiz
Yol alıyor

Ey yar
Sen yoksun
Ve ben
Ölümün ne kadar ucundayım.

Son nakaratındayım
Tüm şarkıların
Nağmesi bak devamlı bana ağlıyor! ..
…………
Yoksa bir rüya mı?
Bu gül bir hayalle mi dans ediyor? ..

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Bu Kadar Kolay Mıdır Aşk

Güzelliklere dadanan hayasız bakışlara aldırmam,

Aklın ve yüreğin içinden damıtılan sevdalara hayranım ben.


Aşk kıyacaksa,böyle bir denizde boğulmalıyım.

Balık olsam eğer ben,sevdasının ağırlığını

Oltasının ucundan,

Çekerken dayanabilene koşmalıyım ben.


Aşk böyledir;

Birbirine saklanan sözler,

Eller,

Gözlerdedir.

Dokunmakla başlar;

Kokusuyla,

Aklın ve yüreğin içindedir.

Aşk;

Erbap işidir,

Acılarla yıkanan özveridir.

Fısıltısı dahi sakıncalı,

Kolay değildir.


Aklın ve yüreğin içinden damıtılan sevdalara hayranım ben

Aşk kıyacaksa,böyle bir denizde boğulmalıyım.

Güzelliklere dadanan hayasız bakışlara aldırmam.


Aşkla yaşıyorsam,koşuyorsam kime ne?

İçimde biriktirilmiştir.

Sevmişsem,

Sevilmişsem kime ne?

Aldırmam.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Can canan

Susunca;
özüne sözüne bin can kurban
Can geliyor…
Şelalesiyle köpük köpük,
Ruhumda estirdiği rüzgarla...


İşte o anda da
Elimde değil;
Aklıma,
O canan geliyor...


Biliyorum:

Can karışık canan 'sa karma karışık...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Canım

O benim canım
En güzel yarım
Anasıdır pırlantalarımın
Canına can kattıklarımın.
Hala özleminde saklıdır haykırışım
Yüreğinin derinlerindeyim biliyorum
Ona ölümüme kadar mahkum,
O benim Uzatmalı Aşkım.

/Şimdi İlkbahara başlamıştır Mersin’im
Kışın içinde ışıyanı gibidir mevsimin
./


O benim canım
Yalnızlığında saklanırım,
Suskunluklarındayım
Hangi armağan ki ona nasıl da yaraşır! ..
Akdeniz kokan
Muhteşem bahçemizin
Havuz kenarında fır dolanan
Rengarenk eleğim sağma çiçeklerini,
O iyi bilir ki
Hepsi de kokularıyla
Hepsi de kırılganlıklarıyla
Yalnız Ona adanmıştır.

O benim canım
Canımsın benim.
Senin yanında olmayışım
Anlıyorsun
Elinden tutmayışım
Kabahatım! ..
Biliyorum benim mahzun şarkım.
Bu on dördüncü gününde de Şubatın
Sadece,
Kulağına
Ayrılığımızın sevda şiirleriyle fısıldayacağım! ..


O benim canım.
Onda var diğer bir yarım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Çağ

Yavaş yavaş üzerimizden
Dökülüyor zaman.
Bir sonbahar renginde sarartıyor bizleri,
Neredeyiz?
Her baharda gelen rengarenk çiçekler,
Kan kırmızı güllerle mi açıyor?
Tülden bir pencereden seyrediyoruz sanki yaşamı
Görmek istemediklerimiz hızla uzaklaşıyor
Anladıklarımızla yetinmek mi üzereyiz?
Çocuklara bırakmıştık baharı,
Ve sevinmeyi bahar şenliklerinde;
Acıları kan tutsa da yüreklerimizde,
Bir parça soluk almalarının derdindeyiz
Ağır ağır üzerimize döküldükçe geçmiş,
Aynasını devamlı bize yöneltiyor zaman
Ve hesabını bizden soruyor gelenler.
Gidenler ne kadar unutuldular ki?
Oysa neleri ne kadar da çabuk unutur aslında onlar;
Dönüp bakmasını,
Dönüp yaşamasını bilmediklerinden.
Her şey kendi çağında anlaşılır
Ve asıl insan.
Böyle gidecek,
İstemesek de dönecektir,
bu devran.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Çakıl Tanelerinde Kaldı

Bazen kıyıda oturursun sere serpe
Ve hafiften bir güneş vurur
Belki ikindi vaktidir
Güneş uzaklaşırken ışıkları uzatır gölgeleri.
Hani
Ve deniz hafif bir esintiyle gider gelir kıyıya
Yer eğer Bodrum da Akyarlar
Yada Akdeniz' de herhangi bir sahilde
Kim bilir ya da daha nerelerinde
Yaşanmıştır bunlar
Bunlarla
Kumsaldaki çakıl taneleri ışıl ışıldırlar
Ne zamanki su yaladığında ve ışığın pırıltısı uzadığında üzerlerine
Eleğim sağma gibi ortaya fırlayıverir
Ve şakırdar dururlar suyun sesiyle
Rengarenktirler ve şakır şakır şakırdarlar
Her şey bir düş gibidir süzülür gider
Kirpiklerde nemdir biriken
Ağlarsın
Ağlar insan o an ‘ın sonunda
Dahası bir kadın ağlar
O muhteşem an’ın lezzetinden kalanlar
İşte öyle bir şey
..
Çakıl tanelerinde kaldı tüm o şakırtılar....

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Çam Kokusu Yüklendi Buluta

Andırının dağlarında
Kar
Çam kokuları saklanmış
İçimde
Bahar
Geldim gelecek! ..
Dışım üşüyor
İçimde bir şey var
Sımsıcak! ...
Isıtan Candır
Aklımda
Çok uzaklarda bir masmavi deniz
Çalkalanır
Köpüğü köpüğe
Karışmış
İçinde bir heyecan
Soluk soluğadır! ..

Buluta yükledim
Avucumun ucunda
Yüreğimin kımıltılarından damıtılmış
Sevgimi
Özlenen
Çam kokularıyla süsledim
Üfleyip
Yolladım
Bu sabah.


/Aldın mı? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:44 AM

Çekincelerin

Senin çekincelerin
Bir büyük yasağıdır ikimizin

Birbirimize
Hoş gelmişliğimiz
Sabahı beklerkenki gözlerimizde saklı

Sen çekincelerini
Yamayarak göz bebeklerime
Engeli oluyorsun
Vazgeçilmezliğin bataklığında
Saplantıların kalıyor oysa
Başaramıyorsun
İmkansıza oynuyorsun.

Bilmiyor
Ya da anlamıyorsun
Senin çekincelerin
Engeli değil de
Çengeli oluyor
Aşkımızın.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çekip Alma Yâr

Beni göz bebeklerimden çekip alma yâr,
Göz pınarlarım şimdi buzdan bir bahar.
Damla damla akardı bir zamanlar,
Bende başka,
Sende başka bir baharın tadı var.

Zamana ağlayanlar değil,
Yüreğinden ağlayanlardır asıl aşka yananlar.

Beni göz bebeklerimden çekip alma yâr,
Bende başka,
Sende başka zamanların aldanışı var.

Çekip alma beni yâr.
Göz yaşlarım şimdi buzdan bir bahar.
Bakarsın sağanak olur,
Ansızın akarlar.
Beni kendi zamanınla aldatma,
Çekip alma,
Alma yâr
Alma,
Yüreğim şimdi benim buzdan bir bahar.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çiğdem

Sevinçle suya dokunan ellerin oynaşması gibi asi,
Sürgün verir derinlerden bir çiğdemcik mevsiminde düşünce.
Dişlenen apak bedeninden,
Dişiliği sütünün kokusundan verir,
İki tutam dalına asılan kökü,
Yumuşak toprağından zalimce çekilir bir damla gözyaşıdır çiy olur konar,
Başka bir dalın yaprağına tutunur erkenci sabah kuşlarının gagasında
Bir tadımlık lezzeti şafağın baharı müjdelemesidir.
Doğaya sökün eder o an işte bir aydınlık
Yaylaların esintisinde üşür durur
Üşür.
Yüreği tek atımlık bir sevdadır gelişiyle sevdiğine armağan,
Ölümü,
Bitişidir baharın kısacık,
Başka baharlara bir tohumcuktur başka yürekleri için için,
Kim bilir hangi zaman çarpacak bir çiğdemcik! ..

Masumiyetin...
Hani arada bir an susuşun...
Bir şey diyememen....
Söyleyeceklerini bir bir dilinin ucuna getirip de hiç bırakamadıkların... Söyleyemediklerin....
Utanırım sandığın şeylerde hep gizlenenler...
Nedenlerini...
Mazeretlerini bile paylaşamadığım...
Soluk alışlarında gezindiğim...
Konuşurken soluğunu hissettiğim sanki.
Ah sevdiğim...
Senin o kırlangıç makaslı yüreğin..
Bahtiyarlığın...
Ağlamaların
Ah gönlümün nazenin ve ince sevgilisi..
Arkadaşı.
Hasılı her neyse..
Sonra anlamsız kaçışın! ..
Ve Tükenişin...

Çiğdemi bilir misiniz? ..

Baharda, Martta belki de Nisanda...
Üzerindeki hafif kırmızı toprağında,
Nemli çimenlerin kır çiçeklerinin arasında,
İki yada üç dalıyla ince şerit gibi...
Şeritlerinde hafif beyaz düz çizgili başı hafifçe bükülmüş
Yeşil ince uzun iki dal görürseniz,
Bu çiğdemdir.
Hafifçe tutarsınız ince belinden…
Dalının alt ucundan toprakla birleştiği noktasından.
Çekersiniz.
İçiniz acır o an…
Kıyamazsınız…
Sanki onun toprağından sökülüşünün acısı saplanmıştır,
Yüreğinin derinliklerine.
Kahverengi yuvarlak bir nohuttan iri kahverengi kabuğuyla,
koparıldığında,….İnsanın içi üşür.. Acır..
Kabuğunu istemeden soyarsınız...
Bu bir sevdadır.
Bir tomurcuk güzelliğiyle çıkar bembeyaz meyvesiyle...
Kamaşır gözleri güneşten.
Bu çiğdemin özü
Gevrek,sütünden kendine özgü kokusu yayılır.
İnsanın içi açılır...
Kımıl kımıl bir heyecanla dolar insan…
Tadı ağzında.
İçiniz acır.
Öyle güzeldir ki.
Kıyılmaz..
Yenmeye doyulmaz...
Bu çiğdemdir.
Sahi siz hiç onu böyle dağlarda, kırlarda,
Tarlalarda gördünüz ve dokundunuz mu ona? ..
Biz gördük.
Toplamakla geçerdi onu her bahar çocukluğumuz
Ve o ki bizim en güzel meyvemiz.
Çiğdemimiz.
Şimdi asla bir daha koparılmayacak o! ..
Asla örselenmeyecek! ..
İncitilmeyecek! ..
Gözlerindeki gülüşüyle...,
Dudaklarının gamzelerine bükülüşüyle,
Masum ve zarif yüreğine her gün bıkmaksızın ısrarla dokunduğumuz, Seslendiğimiz,
Ses aldığımız,
bazen sesizce kulağına fısıldadığımız…
O vefalı! ..
O mahcup! ..
Her şeyinden onu …,
Anladığımız tüm güzellikleriyle…,
Şimdi O kaldı soluksuz...
Onu sevmemiz,
Aşk kokularını koklamamız için,
Hayat,
Cömertçe bağışlamıştı oysa bize onu.
Sahi şimdi o dağlarda,tarlalarda,kırlarda……
Baharla beraber,
Açmaya hazırlanan,
Tohumunu toprağına sürgün versin diye çabalayan,
O masum,
O boynu bükük, ne der acaba? ..

'Çiğdem Der Ki Ben Alayım
Yiğit Başına Belayım
Hepisinden Ben Alayım
Benden Ala Çiçek Var Mı Çiçek Var Mı Hey'

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çizgi

bir çizgi var arada
ışıktan
üzerinden ne benim
ne de senin atlayıp
geçemediğimiz incecik bir çizgi
kavurur ikimizi
saklı tutarak
çekindiğimiz
sınırlarımızda durmadan hapseden bizi
bazen küçücük çocuklar gibi
bilmeden sanki yasakları
bir oyunun çizgisi
aşarız
işte o zaman
egemen olur akıl
hayallerimize saklanırız
birimiz bir yanında
öteki yanında diğerimiz
aynı bilmecenin
büyülenmiş tarafı gibiyiz
bir çizgi var arada
ışığı
gözlerimizi ürperten
sırlarla dolu
bir ince çizgi

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çocuk

Çocuk! ..
Kırıntılar arasında işin tıkırındasın.
Biliyorum sen her şeyin,
Nasıl da farkındasın? ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çocuklar Ağlamasın

Yaşam takılı kalmamaktır geçmişe
Güneş gelecekte daha da parıldayacak.
Görebilmektir asıl değişimin rüzgârını...

Karartmayın
Soluk almak istiyorlar artık! ...
Göz göre göre heba oluyor
Farkında değil misiniz?
Neden ama?

Babalar! ..

Bakın
Çocuklarınızın gözbebeklerine nasıl da hüzün damlıyor...

Siz avuçlarınızı açmış;
Parmaklarınızın arasından süzülen,
Kan damlalarıyla mı sulayacaksınız toprağını hep mezarlıkların? ..
...
Aldanışlarla geçti bu ömür? ...
...
Bırakın da çocuklar ağlamasın! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çok Uzaklarında Olacağım

Farzet ki yazdım suskun dudaklara.
Gülüşünü vermedikten sonra,
Nasıl bakarım karanlıkta gökyüzüne? ..
Yıldızları toplayabilir miyim?
Sağanakken kayıp gitmesin diye ellerimden.
Ve bir dizi hayale aldanmakla
Nasıl okunabilir ki aşkın duası.

Gülüşün anlatıyor oysa çelişkilerimizdeki
İnkâr edilmez bir dramı.

Bir gün bir zil çalacak içinde! ..
Ve sen uyanacaksın.
Baktığında yollara,
Ben çok u z a k l a r ı n d a olacağım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Çölünün İçinde

Çölünün içinde senin,
Benim yüreğime saplanan
Senin aşkın var..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Damla

Hışırtılı dokunuşlarımla usulca dokunarak,
Kadife yapraklarının arasına,
Sarılan her damarında senin,
Akan ip incecik bir suyum ben.
Bir sana,
Bir kendime karışır giderim.
Su olurum da gelir gözlerine dökülürüm.
Damla damla
Bir damlayım ben.
Bir damla sevdanla,
Bin damla türkü olur,
Katmer katmer açılırım dillerinde.
Bir damla da sen bırak,
Hadi sen bana.
Güneş’ten aldığın parlak ışığından,
Kirpiklerine süzülen her bir damlanla,
Hadi damla,
Damla ki bana,
Kucağıma dökülsün gökyüzü maviliğin,
Damla damla.
Adı,
Bir damla acı,
Bir damla gözyaşı da olsa;
Yeter ki seni bana müjdeleyen bahtiyârlığın,
O bir damlacığın her zerresinden aksın bana,
Damla damla.
..

/Gizemli bir noktasında her insanın, mutlaka bir “Damla” sı vardır; /
Ulaşsa da ulaşmasa da ona /
Belki bir dantel inceliğinde örülmüş,/
Belki de bir sarmaşık gibi sarmıştır/
Ruhunu./
Platonik bir aşk ironisi halinde/
Saklar durur yüreğinin bir köşesinde devamlı./
O da hisseder,sezer bunu. /
Birikir birikir. /
Dilinin ucuna kadar gelir../
Kalır…/
Her şey kendi damlası içinde…/
İşte o bir damladaki büyünün lezzettir ki /
Bir yaşam sevinci halinde damlar biteviye/
İnsana… /
Hayata…/
Ve Doğaya…/

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Değer mi Yaşamak

Sessizliğin ortasına dikilen adam
Alnını,
Güneşin kafatasını bile eriten,
Işığına dayayarak,
İntihar kokularına bırakıyordu bedenini.
Uçarcasına bakarak etrafına,
Döküldü o an işte geçmişinden sızan acı türküleri,
Rüzgarla yol alan bulutlara.
Islık çalan bir serseriydi artık
Özgürlüğünü damıtarak beyninden,
Tuhaf bir sessizliğin
Dörtnala gidişine gülüyordu.
Atlılar çok gerilerde kaldı
Şimdi zaman modern,
Duyguları söndüren itfaiyecilerin köpükleri dahi katkılı,
Yok
Eski sokakların tadı.
Yargılar
Değişiyor gün be gün,
Yaşamsa,
Ne kadar ağlamaklı?
Şen şakrak kahkahaların yükseldiği
Bir masaldı;
Düş kırıklarına halka halka geçercesine
Yaşananlar.
İnsan,
Bu kadar mı değişmeli?
Elbette ki
Değişim,
Ama değer mi kendini,
Kendi içinde her şeyiyle yok ederek
Böyle yaşamak?

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:45 AM

Değişim

Dün dünde kalsa
Dün dünde bırakılan noktasından ya da başlasa
İkilemin
Bir kaçınılmazlığında yaşar durur insan
Eylemin
Dönüşü yok ki
Biten bitti ise kalanda tutuşmak neden? ..
İşte böyle sarar insanı yine de tuhaf hüzünler
Duyguların kabına sığmazlığında
Budur
İnsanı var eden.

Yarın yarında yaşanacaktır
Yarın dün olduğu zaman bile
Her dün
Çok farklı olacaktır bir önceki dünden
Değişimin
Uyumunda yürümek gerekir
Yoksa
Devamlı kendini tüketen bir bedende
Kendisiyle mi savaşacak beyninde insan? ..

Ölüm varsa
Doğumla da kendisini var edendir
Bilmeli insan
Dün dünde kalacak gün gününde yaşanacaktır durmadan
Çünkü
Yaşamın her bir ânı
Aslında
Bir farklı zaman.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Delinin Yakarışı

Kurumuş kekik dallarının,
Elimize yüzümüze bulaşan kokusuyla,
Ağlatır dururuz geceyi hüzünlendirerek.
Birazdan ay ışığında yıkanan bir peri,
Çıplak memelerinden dökülecek balı cömertçe sunacaktır;
Yontulmuş taşın
Sanata soyunmuş elllerine.

Sabahları çok erken kalkarlar bu ülkenin mezar kazıcıları;
Daha işe başlamadan,
Elleri kelepçeli bir mahkumun
Son sözleri kazınacaktır dikdörtgen mermere:

'Bal aklımı aldı
Aklımsa,
Yontulan memeleri yaladı'

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Denize Özlem

Şarkılar geçip gidiyor önümüzden bu gece birer birer
Geçiyor bütün şarkılar
Salınarak yüreğimize
Dalgası vurur gibi
İçimiz bir deniz coşuyor
Ne kadar özlemindeyiz
Ki
Şarkılar
Şimdi daha dokunaklı,
Anlatır gibidirler
Bize hep denizi.

Bu gece ay ışığı ve deniz
Sanki
Biz,
Bu şarkılarla birlikte dans ediyoruz
Deniz kokuyor yüreğimiz.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Dinlen

Sessizce
Sessizliğimi dinle! ..
Kalbimin sana olan ateşini hisset
Sükunetimi al benim
Benimle dinlen! ..
Sen ateş pırıltılı bir aşkın ey o masum kızı
Kokulu çiçeklerinle gel
Gir bahçeme
Sakinleş
Durul
Haydi dinlen! ..
Bak bahar güneşi
Yavaş yavaş ikindisine doğru kayıyor kendisinin
Senin gözlerin
Senin gözlerinle
Bak perde perde kapanıyor bende bir koca hayat
Kirpiklerimin altına saklanan bir damla gökyüzü maviliğine sokul gözlerimin
Haydi dinlen! ..
Yüreğinin sessizliğini kat kat can yap sessizliğime
Sırlarınla saklan
Yüreğimde haydi dinlen! ..
Sen mavilikler içinden şavkıyan gökyüzünün o ışıklı yıldızı
Ve aşk muharebelerinin kahraman kızı
Uzat ellerini uzat ve sarkıt parmak uçlarından bana o mavi alevi
Ve dinlen ufkumun sahillerinde
Gül bağımın bin gülü benim
Çocuk gözlerinden düşen masumiyetinle soyun
Göz bebeklerindeki aşk tortularından bırak ve bereket saç gülşenime
Bahçelerimde dinlen! ..
Mahmur gözlerinde bir öğlen uykusu keyfi var senin bu gün
Her taze baharla saklambaç oynayan
Günahkar düşlerimin yalnızlığına kapanan kızı
Saklan
Haydi saklan yüreğime
Uyurken
Seni uyurken
Seni seyretmek
Bir başka âlemde sanki dolaşmak gibi
Bu seninle ne muhteşem bir hayal! ..
Haydi gel! ..
Suskunluğun bile senin
Her şeye değer
Bir sevgilinin ruhundan sağılarak bana doğru seyrediyorsa
Her şey eğer
Dinle kalbimi
Ve
Haydi bende dinlen! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Diren

“- g ö z l e r i m / k a r a n l ı k ş i m d i / d i r e n e c e k / t e k b i r / h ü c r e m y o k
t i t r e k... / y ü r e ğ i m d e n...b a ş k a...-.............................................”


Oysa bir Çiy damlasında
Bir alaimi sema dan yansıyan
Ne varsa
Renk cümbüşünün
Pırıltısını düşürürdü dalgın
Ve
Kısık aralığında müstesna o gözlerin.

Kirpiklerinde bir Çiy,
Demlenen Güneş’in süzülen rengini içer
Endişeli anlamları
Bir bir çeker alır
Gölgelenen yüzünün kıvrımlarından.

Sanırım anlıyorduk
Birbirimize aslında ne kadar da vurgunduk
Gözbebeklerinde işte o zamanlar öyle yırtılırdı karanlık.

Gücün yüreğinde kesin
Biliyorum
Kımıltılarında
Bir şeyler oluyor
Dönüyor bir pervane,
Kuşlar şimdi bir başka bir başka kanatlanıyor sende
Serin rüzgârların fasılasız esiyor
Ben başka sen başka dağlara yaslanmış
Asmışız
Günahları boynumuza;
Gülümsemene oturan o hüzünle
Donan her karesinde fotoğraflarından
Beynime izini düşüren bir sen varsın artık
..

Diren
Gel yüreğimle diren.
Bak,
Fırtınaya beraber “ D i r e n e c e k ” her şeyde ne kadar da çoğalıyoruz

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Direnmek

bir suskunluk

tam da konuşurken oluyor seninle bu tuhaf hal

bir anda ve birdenbire bitiriveriyorsun

hani

bu anlarda sanki o kocaman eski hayalin

cümle bedenimde keskin bir bıçakla

beraber yürüyor

ağlamayı çok istediğim

ve tamam dediğin zamanlarda

bilmiyorum sen nasıl hallerlesin ki

yaşadığımda bu tükenişi

senin sen olmadığın zamanlarınla


bende olduğun o günleri

bilsen

çok istiyorum

aynı sular bir daha asla öyle akmayacaklar

biliyorum

işte ondandır

sen bana bakma

direnemiyorum

sesindeki bu buyurganlığa

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Dokun Bana

Dokun bana
Gözlerime dökül
Kirpiklerinden süzülen bakışlarınla gel
Sıcaklığıma karış kanım kaynasın senle
Dokun bana
İçime seril
Teninin kokusu yayılsın her bir şeyime
Nisan çiçekleri tazeliğindeki bedeninle
Dokun bana ki
Kalbin kalbimin ritminde tıklasın
İçine işlerken senin
Kendimi seninle doldurayım
Bir kadeh vişne şarabını dudağıma alır gibi
Yudumlasın bedenim seni.
Dokun bana
Canını kat kat can yap
Kıvrım kıvrım katıl canıma.
Hadi artık dayanılmaz hafifliğinle sokul bana! ..

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Dokunmak

Gül'e nasıl dokunulur?

Ben bilmem ki...

Gül'ümserim sadece.

Bu dokunmak mıdır?


Ne zaman yeşil bir çift Gül görsem

Düşlerimde…

Gözbebekleri sanırım.

Ağlarım...

Dokunmak bu mudur?


Şiir gözlüme
Aklımda kalan

Bir Bilge Aşktan

Eflatun Güller derlemek isterdim.

Yapamadım...

Dokunamadım,

Aslında dokunmaya bile kıyamadım.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Dost

Zaman zaman
Yakaladığın da olsa;
Yıllara bağlanmayan,
Mekana aldırmayan,
Ölçülere sığmayan
Bir yakınlık hissi verendir.
Belki bir anda gelendir
Belki ömür boyu sürendir.
Sevgili gibi heyecan,
Arkadaş gibi sadakat,
Daraldığında ruhuna su veren
Seni güldürendir.
Yüreğini hoş tutmasını bilen
Belki bazan gelendir
Hataları affetmeyen
Doğruları anlatan
Kim olduğunu sana ilk fırsatta
açıkça söyleyendir
Seni hiç yanıltmayan
Belki de
Seni en iyi bilendir

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Dört Köşede Dört Renk

Eflatun

Söylemlerin yüceliğinde boğuldu gitti
Bilge kim? ..
Kimin elinde kaldı kimin hasadı?
Sen ey suya yazılanlarla akan hayat
Nerelere saklandın?
Neden bıraktın ağlamaklı her şeyi?


Kızıl

Kapanmayan bir yara gibi takılıdır ömre
Renginde saklar durur zamanı
Bu gözler hiç aldanmadı ki
Ve bilir içinde türkülerle coşan fırtınayı.


Mor

Bıraktı kendini kapıldı gecenin rüzgarına
Uçurumlar başında bekletirken yaşamı
Bir tavşan zıpladı çiçeklerden bir mine
Güldü fışkıran bahardı kıyamadı kendine


Yeşil

Bir mabed yüceliğinde mübarek olan
Zümrüt gözlerinde soldu gitti bu aşk
Benek benekti her biri yeşile çalardı
Soğudu kaldı kristal tükenen ağlamalarda

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Düş

Süzülüverdi bir perinin gözlerinden
Gözlerime,
Yaprak hışırtısı gibi
Yeşili gülümsemesine dolanan
Yüreğime kendi tadıyla konan.
Dokusundan hüzünse de damlayan
Bir türkünün yanığından beslenen sözleri
Sanki,
Kana kana içtiğim bir çeşmeden gürül gürül
Bir serinlikte kaldım.
İlk defa kan ter içinde uyanmadığım bir sabah,
Şimdi bir altın damlası,
Yüreğimi hoplatan.
Şimdi aklımın ucunda
Takılı kalan.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:46 AM

Düşün İçine Kıvrılan

Yanar mısın? ..
Bir bedenin tazeliğine tüm ruhunu sarıp onun gamzelerini yalayan gülüşüne,
Gözlerine,
Gözlerindeki pırıltıların şavkına kapılınca,
Alışıp,
Bir çift alkışla mutluluğu koyabilir misin kucağına.
Serinliğinde bir deniz kenarının,bir akşam üstü,
Sıcaklığını avuçlarına alıp okşayabilir misin? ..
Kadife bir gülün yapraklarını yavaş yavaş kokusu içine yayılırcasına kat kat açıp da
Yudumlayabilir misin soluksuz.
Bir yarımı sende,bir yarımı onda bırakılan bir tomurcuktan,
Sana bin çiçeğin hüznüyle dökülen,
Altın sarısı kamaşan sevdasını,
Kabul eder misin iki yüreğin sırlarıyla kendi bedeninde? ..
Söyle,
Yanar mısın harlı bir ateşin aleviyle,
Sana aşk fısıldayan mübarek dudaklarının kızıllığında? ..
İşte o zaman,
Bir kış günü ve bir akşam üstü,
Bir büyülü camda karşılaşan bir adamla,
Güzelliğini kalbine dolayarak,
Ruhunu,
Sana bir bahar serinliğinde,
Bir sevda çeşmesinden akarcasına,
Pervasızca sunan,
Tanrıçaları kıskandıran,
Bir ay bakışlı,çağla tazesi bir kızdan,
İnan,
Aşktır bu düşün içine kıvrılan,
Her şeyin adı bu akşam.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

Ele Verilemeyen Duygular

Ele verilemeyen duygular
Kendi çizgilerinde
Yaşar.
Saklanan rengidir saklanan,
Ahengi gül yaprakları kadifesinde;
Kışkırtır,
Her soluk alışına tutunur
Ne kadar söylenmese de
Takılır
Bir hıçkırığa,
Dilin ucuna yapışan kocaman bir dünyadır.
Halka halka zincirlenirler
Birikirler.
Bir gün ele verdiğinde hayat,
Saman sarısı bir yüzün,
Gerisinde kalabalık bir uğultudur
Hüzün,
Ele verilemeyen duygularla
Bir bir düşerler.

.
Sessizliğin göz bebeklerinde şimdi aşk
Bir alev.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

Ellerimiz

Ellerimiz
Toprağı her yoklayışımızda,
Yaşamdan güç aldığımız;
Sevdiğimize dokunuşumuzda canımız sandığımız;
Her açtığımızda havaya,
Yıldızlardan kutsallığını sağdığımız
Ellerimizdir aslında;
Doğayla sımsıkı bağımız.

Ellerimiz;
Kimi öpülesi,
Kimi tükürülesi;
İnsanlığımızdan utandığımız.

Ellerimiz,
Yanaklarını avuçladığımızda sevgilinin,
Sıcaklığını,
Yüreğimize gül diye taktığımız
Parmak uçlarımızın gökyüzünün mavisine her dokunuşunda,
Zümrüt gözbebeklerini sevgilinin
Onlardır;
Devamlı arayan,
Elerimiz.

Ellerimizdir,
Göz yaşlarımızı sessizce içine saklayıp,
Kucaklaşır gibi göz kapaklarımızda bizi ölüme uğurlayan
Ellerimiz.

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

Elveda

Hoş bir gönül fırtınasıyla başlayan bir masal mı?
Kalplere heyecan dolduran
Anlatılması zor dirhem dirhem yaşanan bir macera mı?
Ruhları sarmalayan
Bir rüya mıydı?
Yoksa bir kutuda saklı kalan
Bir hayal yığını mıydı hepsi?
Her neyse;
Ne yenildi, ne içildi, ne de dokunuldu
Zerrece masumiyetine...
/Meydan okurcasına! ../
Süre giden yaşamın.
Aniden varıldı
Yürekleri burkarcasına sonunda
Böyle
Her hikayede olduğu gibi;
Beyaz bir sayfa içinde noktalanan
Üç hecelik bir hüsran:
El - Ve - Da...

(ÇizgiÖtesi/Paylaşım/Ankara Dergisi 13.12.2000/34 de yayınlanmıştır)

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

En Farklı Tarafına Tutunduğunda Aşk

En farklı tarafına tutundum
Oradaki sessizliğine
Sen susunca
Ve ikimiz birden aynı anda susunca
Birbirimizde
Soluksuz kalmak
Ve birbirine karışırken bunu düşünmek
Yeşil bir elmanın gevrek sabah tazeliğinde üstelik
Bir başkasında kalakalmak
Ve bir başkası olabilmek
Kadife dokunuşlarınla başka geliyordun sen
Ve hiç mümkün değildi bana iyi gelmemesi bunun
Kumsalın
Ay’ la dans ettiği o sessizliğindeyse deniz
Ve Karanlıksa
Gece
Ne kadar kısa
Zaman nasıl devamlı akarsa
İlk dokunuşlarımla
Ve ilk okşadığımda saçlarının arasından seni tel tel
İçine bir kurşun gibi düşmüştüm! ..
En farklı tarafına
Ve o en olmadık noktalarınla isterken seni
Yavaş yavaş
Utancının altında ezilen yüreğimden beni
Sensizlik korkusu sardığında
Terk edişinle
Üşüten bir yığın hüzünle içimi
Sessiz
Ve tuhaf şaşırtıcılığında
Ben seni bir başka yaşamıştım o gece
En farklı tarafına tutunduğunda aşk! ...

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

Eski Bir Nisan Aşkı

Eski bir Nisan şarkısı çalınır
Geçmişin sana geliyor sanırsın
Bir kahve kokusunda
Bir sigara dumanındasın
Uçar gidersin
Acı yüreğine dolanır
Müstesna bir geceyi
Yana yakıla
Anarsın…

Eski bir Nisan şarkısı çalınır
Dökülür üstüne tüm geçmişin
Sağanak yağmurlar gibi
Bir anda
Karışırlar
Göz yaşlarına
Onlarla
Ağlar
Durursun…


Geçmiş zamandan
Çalınan bir eski Nisan şarkısı
Neler neler getirir aklına
Sarılırlar sana
Depreşir
Eski günlerden bir Nisan aşkın
Alev alevsin
Yanar
Kalırsın…

Ali Arslan

GooD aNd EvıL 03-30-2009 10:47 AM

Etkileşim Mahareti

Bir etkileşim maharetidir karşılıklı şiir,
İnce tellerinden süzerek her yüreğin türkülerini.
Keskin dillerin,
Birbirinin potasında eriyen sözleridir
Naif durur çimdiklerken dahi,
Kanayan doğrulardan sızan,
Yaşamın ince çizgilerini.

Ali Arslan


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 03:02 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.