www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee

www.cakal.net Forumları YabadabaDuuuee (https://www.cakal.net/index.php)
-   Edebiyat (https://www.cakal.net/forumdisplay.php?f=268)
-   -   Ufuk Nazım (https://www.cakal.net/showthread.php?t=146043)

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:19 AM

Canınız

Canınız ne tatlıdır.
Ey yenikler!
Suskun sızılarınızı
Nasılda abartırsınız.
Unutmayın
Yaşayan acı da çeker.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:19 AM

Cemile

Karayollarında işçiydi.
kapkara asfalta aşıktı.
Yaşamını
Ellerindeki nasıra işlemişti.
Gözü karaydı,
Kararan vücudu gibi.
Bir asfaltın kokusunu
Birde cıgara içmesini severdi,
Cemilenin dışında.
*******i şantiyede
Küçük bir kulübede,
Sabaha kadar uyurdu hayallerle.
Yüreği daralırdı,
Dayanamazdı gurbete.
Hele her sabah gelen yelle
Gelirdi Cemilenin hasreti de.
Çekilip bir köşede
Ağlardı kaderine.
O hep sevmişti de
Onu hiç sevmemişti Cemile.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:19 AM

Cevapsız

Cevapsız bir mektup
Sonsuzda dolanan
Bir çığlıktır oysa
Suskunluk.
En acı işkencedir
Bilene.
Sussun kelimelerin
Olmasın mektubun
Bırak kalemi
Bırakda kanasın yaram.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Cevizli Durağında

Cevizli durağında
Paslı bir rayım.
Banliyö geçti üzerimden
İçimde derin bir sızı.
Paslı çığlıklarla
Uzanırım zamana

Cevizli durağında
Bir söğüdüm.
Saçlarım emanet rüzgarlara
Ayrılığın sarkacında
Salınırım
Bir sabaha bir geceye

Cevizli durağında
Boyacı bir çocuğum
Gözlerim asi
Rengim yabancı
Ve uzak gülüşlerim
Boyalı ellerimde saklı

Cevizli durağında
Ufka açılmış
Bir bakışım
Aşıkların gözlerinde
Susan yeşil yeşil
Bir ceviz ağacıyım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Charleroi

Madenlerden;
Çıglıklar yükseliyor.
Sene bilmem kaç
Bilmemki kaç yüz insan
Sıkışmış hala çıkmaya
Çabalayan ellerle uğrasta
Bacalardan;
Yükselir hala çığlıkları.

Maden daha cok
İnsanlar yer altından
Çıkar kömür.
Yarına bir parca umut
Var mı asansör?
Çıkarmıyızki acep
Günün alnına
Yarına asansör.

Belkide kapandı madenler
Ama bacaları
Yükselir hala göğe.
Anısına ölen dostların
Bir mezar taşıdır
Yükselen bacalar
İçinde kalanlara
Gökyüzünü taşıyan bacalar.

(Belcika da calismis olan
Turk maden iscilerinin anisina)

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çakırcalı Efe

Çakırcalıydım
Nazilli dağlarında vurdular anam...
Fakirinin fukaranın efesi vurulurmu
Hiç hakkın kurşunu
Efeyi bulurmu buldu...

Otları yoldu efe
Yarası ağır kanı gidiyor
Zalimin kurşunu aman vermiyor
Hainin kara dinlinin
Hesabını soramıyor efem.

Yollar gene kesildi
İmansız ağalar beyler
Düzüldüler ovaya
Fukaranın boğazını sıkmaya
Başladılar efem ses ver...

Yatakların yaltaklandı
Ağaya beye
Kabirinin yanından geçmek
Zulüm oldu
Çakırcalı Efe yol ver bize...

30.01.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çelişkilerin Rahmi

Çelişkilerin rahminden;
Doğurdu kendini.
Kanlı elleriyle kesti,
Yaşamın ve tutsaklığın;
Hazin bağını.
Yol aldı yalnızlığa;
Ulaştı sonuna.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çengelköy

Sinanla oturduk kıyısında;
Çengel köyün.
Konuştuk dalgalardan.,
Kulağımızda uğuldarken,
Dalgaların çırpınışları.,
Bulduk kaçışın yolunu.
Sinan ve ben Çınar altında;
Oturmuşuz;
Kulaklarımızda dalgalar.
Gözlerimizde bilinmeyen;
Bir sevdayı bekleyen,
Özlem.
Dalgalar kulaklarımızda,
Kıvılcımlar çakıyor yüreğimizde,
Kıvılcımlar dalgalara,
Biz uzaklara
Yol almaktayken,
Özlemler gerçeğe;
Ve umutlar uzaklara,
Göçmekteydi.
Birden dalgalar sustu.
Çengelköy artık;
Uzak bir özlemdi.
Ve dalgalar;
Yankılanırken,
Uzak biryerlerde;
Çengelköyün çengelinde,
Asılı kalmıştı umutlar.
Özlem dalgaya karıştı;
Dalgaları özlediler.
Mülteci yalnızlıklarında.
Sevda bahçelerinden,
Bir gül koparıp;
Savurdular,
Uzak bir denizin kıyısından,
Dalgalara.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

ÇığlıkÇığlığa

Taptaze bir çığlıktın,
Gözlerinde kıpkızıl iki güneşle,
Çığlık çığlığa doğardın göğüme.
Sonra yağmurlar yağdırdın;
Umutsuzluğunun hüznüyle.
Oysa ben senden;
Umutlu gülümseyişler,
Bitmeyen öpüşler isterdim.
Sen gene çığlık çığlığa;
İki kızıl gözle,
Yapışırdın göğüme.
Ben berrak gönlümde;
Işıl ışıl olsun isterdim,
Mas mavi gözlerin.
Sen ağlarken,
Benim umutlarımı boğarken;
Ben çökerdim.
Karanlığından pılımı pırtımı toplayıp;
Güzel gülüşlere göçerdim.
Ama sen;
Hüzünden koparılamaz,
Ağlarla örmüştün hayatımı.
Ve ben kopamazdım;
Sinsi ağlarından.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çınarlar

Sığınmıştık gölgesine
O ulu çınarın.
Zaman kurcalayadursun gövdesini
Kökleri tarihi kavramıştı çoktan.
Şehirler düştü gözlerinde
Yeniden şehirler kuruldu gölgesinde.
Ama insanlar değişmedi
Her gün bir parçasını kopardılar.
Bir gün devrildi oyuk gövdesi
Baltalarla parçalanıp taşındı sobalara.
Gölgeler ıradı kaldı insanlar sıcakta.
Kökleri kavrulurken geldiler
Karıncalar kadar çoktular
Devcesine avuçlarıyla su taşıdılar
Anadoluluydular yürekleri hürmetle
Bilekleri emekle dolu sel gibi geldiler
Bir sabah kuşluk vakti
Çınar fideleri sürdü başlarını topraktan göğe
Öylesine umutla büyüdülerki
Başları bulutlara değecek sanıp eğildiler
Anadolu halkının önünde
Hürmete hürmet ettiler
Anadoluyu baştan başa çınar çınar
Emek emek kapladılar
Gölgeleriyle çeşmelere serinliği taşıdılar
Cami avlularında huzura el açtılar
Elleriyle kaldırdılar göğün gönlünü
Bir Nazim'a yoldaş olamadılar
O yüzden oyuktur yürekleri.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çiçekten Halılar

Başka bir yol var elbet
Yağmurun toprağa
Dokunduğu.
Başka iklimler var elbet.
Mesela;
Güneşli bir sonbaharında
İstanbul un
Br de kar yağar
Üşümüş yüreklere.
Ahşap evlerinin çatısında
Alnı parlarken
Yalnız İstanbul evlerinin.
Sen br de
Bir apartmanın
Üst katlarından birinde
Beklersin
Çiçekten örülü
Halıların serilmesini.
Ve kanaryaların
Şen kahkahalarıyla
Balkonuna dönmesini.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çiğ Damlaları

Yaprakların hışırtısında;
Ormanın soluğu.
Uzak bir yamacın;
Son ağaran dalıyım şimdi.
Bu baharda;
Kar yağdı dallarıma.
Yollar ıradı.
Ya olmasaydı;
Çiğ damlaları;
Ne kadarda;
Yalnız kalırdı,
Yapraklarım.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çiğ Gibi

Çiğ gibi
Düştün yüreğime
Her sabah senin serinliğinle
Uyandım sevgili.

Unutkanlığın soğukluğunda
İnat ettin
Serinleteceğin bir dalı kaybettin.

Hikayeler şiirler yazdım sana
Kesinlikten arınmış
Mükemmellikten uzak.

Seni çok sevdim sevgili
Anlatamadım sana yüreğimi
Eridim zamanda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:20 AM

Çocuk Elleri

Yırtılırken;
İki nehir arası,
Mezopotamya’nın suratı.
Tarihin yarasıdır,
Kara kara kanayan.

Çocuk elleri ki;
Parça parça.
Çocuk gözleri ki;
Ayaklar altında,
Bir bir dökülür.

Fısıltılarını duyuyor musun;
Gürül gürül akan nehirlerin.
Amansız hüznünü,
Kızıla dönen yüzünü;
Görüyor musun?

Bir çocuk takmış barışı;
Dudağının köşesine,
Gülümsüyor ölüme.
Göğü yırtan akbabaların gölgesinde;
Paramparça gülümseyişi.

Ap ansız bombaların sağanağı,
Uzatma boşuna elini;
Ellerini tutamazsın.
Param parçadır artık;
Çocuk elleri.

Senin olmayan bir savaşta;
Geçersin,
Ölüler tarlasından.
Koşarcasına akarcasına;
Utançla geçsin.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

ÇocukGibi

Çocuk gibi olmalı.
Mesela;
Yaptığın resimde,
İki güneş.
Yahut şiirinde;
Yersiz gülümsemeler,
Olabilmeli.
Yada eskiyen,
Kumbaranda;
Umutların saklana bilmeli.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

Çocukluğum

Sarılı bir buluta
Çocukluğum.
Domur domur
Bir ter damlası
Güne karşı.
Sessiz sedasız geçen
Ağır aksak
Bir leylek kanadı
Çocukluğum.
Uzak bir coğrafyanın
Heybetli yükseltisinde
Soluklanan
Sonsuzca mutluluk
Çocukluğum.
Her yalana kanan
Hiç bir oyunda yanmayan
Bir düş sağanağında
Sırılsıklam,yapış yapış
Tatlı sıvırcık karası
Çocukluğum.
Dallarda erik erik
Ekşi.
Yapraklarda
Hüzün hüzün çiğli
Çocukluğum.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

Çöpçü

Çöpçüyüm,
Kaybolmuş umutları toplarım.
Çöpçüyüm ben,
Hani güzel çöplerinizi,
Parasız toplayıp mutlu olan.
Siz görünce beni,
Neden buruşursunuz kağıt gibi.
Kendinizi de çöpe atacaksınız,
Bir gün.
Ve ben toplamayacağım sizi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

Dağsın Dağ

Yatmakta upuzun,
Dört mevsim altında.
Ve beklemekte,
Bütün heybetiyle,
Doruğuna konacak kartalı.

O bir salkım üzüm gibi,
Öyle taze öyle tatlı ki.
İnsan o heybetine rağmen,
Onu avuç avuç,
Yemek ister.

O saklı umutları,
Öyle güzel saçar ki.
İnsan onun teninde,
Umutların doruğunda,
Ölmek ister.

Onun heybetinden,
Öyle korkar ki, alıcı kuşlar.
Konamazlar alaca doruğuna.
Öyle umutsuz çırpınırlar,
Bulutların arasında.

O bir dağdır dostlar,
Bundandır onu vuramazlar.
Balyozlarıyla yıkamazlar.
Çalıp,
Parça parça satamazlar.

Dört mevsim altında,
Bir onun rengi değişmez.
Bir ona geçmez,
Zamanın sözü,
Sen dağsın dağ.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

Dalga Kıran

Dalgaların katiliyim,
Suçum karalarla işbrliğimdir.
Anadolu’dan nehirlerle gelen kumdum,
Denizin kıyısında delta oldum.
Dalgalarla özgürleşecektim,
Engin deniz diplerinde.
Deltadan taşıdılar bizi;
Artık dalgaları kıran beton yığınının içindeyim.
Umarsızdım, dalgaları böldüm,
Martıları ağlarken gördüm.
Güneşi doğuran kızıl anayı gördüm,
Ayın gidişine ağıt yakan
Dalgaların sesini dinledim,
Kahroldum kahroldum.
Yıkılmak için yalvardım tanrılara,
Engeldim umudun savaşçılarına.
Dalgalar soğuruluyordu.
Deniz celladına doğruluyordu.
Martılarsa denize ağlıyordu.
Bense dar ağacıydım, denizin dalgalarına.
Halaya durdu dalgalar.
Kol kolaydı deniz bir uçtan bir uca,
Dertleri yoktu umutları vardı.
Suyu toprağı ve güneşi birleştirip,
Sevgiyi ve emeği üleştireceklerdi.
Şarkı söyleyerek çarptılar bedenime,
Sesleri gömüldü derinlere.
Suçum umudu bölmektir.
Saltanatım ihanetimdir.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

DalgasınaVurulduğum

Kıyısında durduğum,
Dalgasına vurulduğum deniz.
Bir yosunum kıyında.
Mavine büründüm;
Ey deniz!
Berrak ve temiz,
Masmavi entarinde,
Yeşil bir noktayım.
Sana aşık bir nokta;
Ne rengine nede sesine,
Berraklığına,
Cömertliğine aşığım,
Ey deniz.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:21 AM

Damla

Süzüldü bir damla,
Dudağın da takıldı.
Al al yanaklarından,
Akıyor damlanın kardeşleri,
Çekimindeler yerin.
Yarışıyorlar belli.
Sona varmadan,
Soğuruluyor damlalar.
Ve iki kıpkızıl güneşten,
Süzülüyor iki kor,
Yüreğimin ta içine.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Damlalarında

Damlalarında bir değirmenin
Una eren serinliği.
Damlalarında unu
Hamura deviren bereket.
Damlalarında tarihi doyuran
Emeğin eseri ekmek.
Damlalarında iki hüzünlü nehir
Yüzünün bereketli deltasında uzanan.
Damlalarıinda nehirlerin belleği
Zamana mendereslerle uzanan.
Damlalarında birleşen bir deniz
Devinimlerin direngen dalgalarıyla örülü.
Damlalarında bir hayat
Umut dolu ana Anadolu.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Darıcada Bir Ev

Darıcada bir ev
Yolu taştan
Sokağı yiğit
Numarası on dokuz.

Kat üç
Kapısı kapalı
Bahçesi dargın
Sesleri kayıp.

Ufuk
Bir çizgide saklı
Yıldızlar
Çekilmiş göğe.

Nusret
Bir mayın gemisi
Ulaştırıyor mayınları
Düsmanın yüreğine.

Yıldız
Göğün tarlasında
Sevgi dolu sarısıyla
Bakmakta penceremizden.

Ulaş bir uğraşta
Kendince derin.
Ve ulaşmakta
Umutların en güzeline.

Semiramis mezopotamyalı
Bir kraliçe
Gözlerinde kızıl;
Bir ufuk saklı.

Sakin bir gece
Ulaşıyor yıldızlar
Ufkun kollarına
Nusret dönüyor mayından.

Yil 1915
Mayınlar patladı
Sessizlik dağıldı
Yıldızlar ufka ulaştı.

Yıl 2006
Brükselde güneş;
Semiramisin gözlerinde
Kızıl bir ufka tırmandı

Yıl 2006
Ankarada;
Ulaştı Nusretin sesi
Yıldızların en güzeline.

Yıl 2006
Darıcada bir ev;
Bakmayın sessizliğine
Bahçesinde güleç gülleri saklı.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Denge

Dengeli ol.
Söz dinlesin kalbin.
Susmayı da bilsin.
Sessizliğim;
Sevgim olsun.
Ne kadar susarsan;
O kadar içersin,
Aşk pınarının damlalarını.
Ne kadar susarsan;
O kadar iyi.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Deniz

Bir gemi kalkar
Halatların hışırtısında
Bir ömür of çeker
Ama umuttur
Dalgaların ışıltısı.
Bir martı sesidir
Uzayan zaman
Denizin örtüsü boyunca
Yığınla hüzündür.
Artık ayrılığı
Yalnız iskele babası
Yalnız hüzün.

Yorgun deniz
Pervanelere dolanmaktan
İnsanların tenine
Dokunamamaktan.
Uzak artık
Geceyi aydınlatan
Aysız yakamozları.
Hele o balık bekleyen
Lüks lambaları;
Nasılda dargın şimdi
Köhnemiş
Kahvehane köşelerinde.

Dalgakıran boyunca
Dizilmiş karabataklar
Yosunlu kayaların yüzü
Dönük Haydarpaşa İskelesine
Boylu boyunca
Uzun bir;
Sedire uzanır gibi
Uzanmışlar ufkun sonsuzluğuna.
Ardlarında
İki tarih çığlığı
Sultanahmet ve Ayasofya.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Denizler bilirim

Denizler bilirim
Kurşunlanmış yunusları birer birer
Sağılmış ellerinden cellatların
Kanlı denizler.

Denizler bilirim
Kendi balıklarına kurban gitmiş
Dayanamamışta içine çökmüş
Düşün fosillerinde boğulmuş denizler.

Denizler bilirim
Eşsiz enginlerde mavileşip donan
Kardeşliğin, eşitliğin limanlarına
Umudun sürgünlerini taşıyan denizler...

18.02.2007

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Derdim

Seni düşünüyorum gene
Seni
Yaşamın bütün güzelliklerini
Taşıyan o eşssiz gövdeni.

Seni düşünüyorum gene
Gönlümün fırtınalı sularında
Seni sözlerimle yaralamam
Değil boşuna.

Seni düşünüyorum gene
Gönlümün sevda denzinde
Batırıp yüreğimde saklamak
Seni sevgilim.

Seni düşünüyorum gene
Sevgilim düşün ışkınları
Boy verdikçe kafamda
Battıkça batan bir gemisin yüreğimde.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Derince

Bir apartmanın
En üst katından
Dalıyorum gıri bir denize.
Derince bir zamanda
Ada ekspresi
Geçiyor düşlerimden
Oturmuş rayına
Kendinden emin
İlerliyor
Gebze ufuklarına.
Takılıyor gözlerim
Park eden gemilerin
Körfezdeki sessizliğine.
Bir martı çığlığında
Tam bir kanat dairesinde
Tükenirken sessizlik
Ben tükenmekteyim
Uzak bir denizin
Hiç görmediğim
Yosun sessizliğinde
Ermekteyim
Kuzeyin en yeşiline.
Yalnızlığım
Sessizliğin şerbetini içmiş

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Dertlere Düşme

Dertlere düşme güzel
Yüzünde ışıl ışıl gözler
Dudaklarında
Sınırsız gülüşler olsun

Dertlere düşme güzel.
Suskunluğun kadar
Umudun
Ve bedenin diri olsun.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Dilberim

Mittani tepsilerde;
Hayatı sunuyorum sana.
Ey güzel dilberim.

Ayın donuk halesinden,
Güneşe taşıyorum seni.
Ey güzel dilberim.

Maraş mintanı giyerim,
Seninle ölüme giderim;
Ey güzel dilberim.

Yalındır ayaklarımda sevgim gibi.
Sevgimiz kadar mahkum olsak da yoksulluğa;
Biz ölümüne severiz ey güzel dilberim.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Dingin

Benim gönlümde
Yeri yok
Ölü denizlerde
Dingin kalanların.
Benim gönlümde
Dalgalara düşenler
Fırtınalarla boğuşanlar
Depremlerle savaşanlar
Ve kavgayı
Yaşamla bir tutanlar var.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Dinle

Düştüğün yerden
Görünüyor
Uçsuz bucaksız deniz.
Sarmaş dolaş dolanmış
Kelimelerin,
Ulu sedir ağacından
Göğün mavisine bulanmış.
Renkler bambaşka,
Diller başka;
Şimdilik sadece
Gören gözleri olsada,
Şakıyacak bülbül gibi
Gebedir cümlelere,
Göğün yüzünde uçuşan
Renkten kelimeler.
Belki düştüğün yer
Bir gecenin içiydi.
Suskun tarlasında
Sonsuz gibi geldiyse
Beklemen günü.
Rüzgarın okşadığı
Başakların sesini dinle.
Değilsin yalnız!
Yüreğindeki sevginin
Sesini dinle.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Dipdiri

Gül kurusu, çimen;
Taş, ıslak toprak,
Hangisi senin adın.
Sen adısın ıpıslak toprakta;
Dipdiri yatan çimenin.
Ve gül kurusu ufuklardan;
Şafağı söktüren;
En güzel sözcüksün sen.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:22 AM

Diploma

Yarım bir dairede
Notlara karışmış
Anılar yumağıydı
Zaman.
Yarı çapı yedi yıl.
Karşıda
Heybetli bir oda.
Kare kare
Işık ışık
Bir pencere.
Ve sen dostum
İnatla istiyorsun
Yedi yılını.
Sekizinci yılında
Çapa ermeye
Altı kala
Diploman hala uzakta.
Zamanın kırsalında
Mecburi hizmettesin.
Kafeste bir diploma.
Rektörlükte
Heyetlik bir hasta.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Doğurdum Sabahımı

Zaman doldu;
Kalk gidelim.
Attım gecenin içine;
Geçmişten kalanları.
Ve başladım,
Yol almaya.
Zaman doldu;
Ulaşmak için sana.
Geceden doğurdum;
Kendi sabahımı,
Kan ter içinde.
Açtım gözlerimi;
Kanlı şafaklarda.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Doksanda

Çalışıyordu;
Bir buçuk metrekareydi,
Bütün dünyası.
Duruşunda;
Bir kentin yıkık,
Duvarları saklı.
Doksanda;
Dik sanılan,
O yalnız açıda.
Ağıyordu düşleri.
Akustik metalin ritminde;
Uzuyordu sanki boyu.
Elleri uzuyordu…

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Dost

Yıldızlı bir gecede,
Şiir çekerken;
Denizin derinliklerinden.
Sen düştün serime.
Selam var sana dost,
Yedi tepeli şehirden.
Kız kulesine konan,
Apak martılardan.
Selam var sana dost,
Ufukların masmavi;
Yüreğinden.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Dost Olmalıyız

Yaşanması gereken bir hayat,
Ellerimizde dostum.
Biz bütünün parçalarıyız,
Dost olmalıyız.

Yalnızlığın çeperlerine,
Takılmak değil senin istediğin.
Öznelliğin türevleri,
Gene sensin.

Yüreğinin kuytusundan,
Beyninin tümseğine,
Yollar açmak,
Senin ellerinde.

Umutların rüzgarına,
Açıp bembeyez yelkenleri,
Özgür limanlara yol almak,
Bizim elimizde.

Yolculukların sonu yok güzelliklerinde.
Çakılmak bir kalbe,
Acıtıp yürekleri çekip gitmek,
Değilki sevmek.

Dostum yoğrulduğumuz umut hamurundan,
İnsanlığın ekmeğini yapmanın zamanıdır.
Karışıp sokakların akışına,
Umudun ekmeğini dağıtmanın zamanıdır.

An eskiyeni kılıçtan geçirip,
Şimdiyi yaratmanın zamanıdır.
Haydi kuşan umudunu,
Umudu köhnelerden kurtarmanın zamanıdır.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Dönme Geriye

Gurur ışıldarken
Teninde bir şamatadır
Ne varsa ala kayan.
Gözlerindeki
Hırçın karada
Dolanır durur
Işıltılı bir umut.
Dönmekten daha iyi
Dilenmek sevgiyi.
Sokaklarda
Son ışıltıların altında
Herkesten
Sevgi sadakası dilen.
Ama dönme.
Umudun ışık olsun
Sevgine.
Kalsan da karada
Dönme geriye.

Ufuk Nazım

GooD aNd EvıL 05-30-2009 11:23 AM

Dörtlükler

Yırtılan yüzünü,
Hangi rüzgar dikecek.
Şu bulutu kim gönderip,
Mavini geri verecek.
2
Yalım sarmış,
Yarım kalan romanları.
Yanlarında külleriyle,
Yalnız kalmış umutlar.
3
Uzun bir yokuş,
Bitmez bir düş.
Tam dört notalık ezgi,
Dört dişli bir gülüş.
4
Kırılgan bir kiraz dalımısın,
Temmuz da güne karşı.
Meyvalarından boyun bükmüş,
Yorgunmu düşmüşsün?

Ufuk Nazım


Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 07:07 PM

Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11   Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.