![]() |
Ben Aynada Seyretmeyi Severim
aynada kendime baktığıma aldırmayın ben ancak kendimle sevişirim yüzüm tenimi görünce ancak kendime söz geçiririm traş olmasam da olur fark etmez, asık suratlı saçlar dağınık, peşmurde nasıl olursa olsun sözün çıkması önemli değil bakmayın bana ben ancak kendimi ancak kendimi seyrederim köşeli aynalarda ancak köşeden görünürüm.. bakmayın kendime baktığıma aynada pervasızca hani yırtık bir pijama saç baş dağınık yeni deprem olmuş misali sanki sel sularının altında kalmış.. öyle de olsa mazur görünmez mazurluk deliliğin göstergesi sokaklar çarpıkta olsa nasıl yürüdüğüme bakarım nasıl seviştiğime arzu edenden dinlemeyi severim ben aynada seyretmeyi severim.. Ünal ÇAĞABEY 23/01/2008 Ünal Çağabey |
Ben Bir Şairim Aslında
Ben bir şairim gece de parıldayan Fitilsiz bir ateş, herşeyi örten ve şekil veren.. Ben bir şairim aslında hiçbirşey bilmeyen... Ünal Çağabey |
Ben Çaldım Seni
ben çaldım gecenin ağzından istikbali kadınım altın hülyalarda gezinirken kocasının sıcak yatağında evet ben çaldım nice geçitleri.. ve ben çaldım kavimler yollara düşmüşken demir dağından suyu aşırıp şark ile garbı cehennemin kapısında evet ben çaldım nicedir olmayan barışı gözlerinde kaybolurken gençliğimin sanki film çekiyorduk ya kocanı işte öldürdüğüm gün en kolay zahmetti yokluğunla varlığını birleştirmek oysa ki ben çalmıştım o gün gecenin ağzından seni.. yollarına düşmüşken memleketimin davetli değilim hani sadece koltuğumu görmek için ben çalmıştım seni... ünal çağabey Ünal Çağabey |
Ben Maviş Bir Çocuğum
ben maviş bir çocuğum denizin dalgasının gözleri haritalarını çizerken krallar kendilerinin olmayan toprağı paylaşırken savaşın sancağının altında bombalar evlenirken kanla ve gözyaşları sularken rahmini toprağın ben maviş bir çocuğum üstelik ellerim kirli.. ben maviş bir çocuğum savaş arabalarının ellerindeki kırbaç hani bulutların kapışması gibi asumanda suyu ateşle söndürmeye geldim yalanı bilmeyenlerin öyküsüdür patlarken ellerinde nice bombalar kabil yine kardeşidir habil'in ben maviş bir çocuğum yüreği avuçlarında saklı güvercinin umut gitmişken en güzel diyardan susmuşsa barışın ayak sesleri avuçlarında kan,gül avuçlarında ikiyüzlülüğün belgesi ben maviş bir çocuğum ve gözlerim kartalların kanatları altında.. ben maviş bir çocuğum aslında... ünal çağabey' Ünal Çağabey |
Beyazsa Herşey
beyazsa her yer annemin ak saçları babamın sakalı gibi asumanın bulutundan beyazsa hani yaşam gözlerinin bebeğinden süphanın dumanından beyazsa bana ben sana hani muhtaç sayarsın belki özrün önemi yoktur kim bilebilir göğü kızıldenizin altındakini canlı canlı yani topraktaki kız çocuğu beyazsa yani habil'in bakışları kabil'in yüreği ölse de herkes, herşey bitse de vurmamalı kimse birbirini öldürmemeli beyaz değilse yani Çağabey niye yaşamakta ki beyazsa herşey o zaman o zaman azrail niye bütün rollerde niye karşısında seyircinin beyazsa yani beyazsa hani toksam niye açtır kardeşim... Ünal Çağabey Ünal Çağabey |
Beni Vurun
vurun beni gecenin yalnızlığında esaretimin simgesidir özgürlüğüm bir kör kurşunun avucunda vurun beni çıplaklığımın doğuşunda üryan,katıksız elleri kirlenmemiş yorganımın altında beni vurun sabıkalı bir romanın kahramanında... ünal çağabey' Ünal Çağabey |
Beynimdeki Kalabalık
Kafamızı karıştırarak ettiler kalabalık Aldılar herşeyimizi elden yok ettiler bir anlık. Ünal Çağabey |
Bildiğin Kadar Konuş
Divanı harpte yargılanırsan eğer Sana yüz verir mi muma verdiğin değer Herkesin sureti ondayken meğer Sözünü bildiğin yerde konuş Unutma değer verilen gözü Sineğin sesi değildir onun özü Sönmüş ateşin altındaki son közü Baktığı gibi görenlerle konuş Sesi uzaktan hoş gelse de demokrasinin Kimine göre film kimine esirliğinin Dar ağacında sallanan nice kavminin Gördüğü gibi görenlerle konuş Bilmedikleri hakkında konuşmak kolaydır insana Dilin kemiği yoktur sözümün özü sana Nice alimin kavuğundaki lisana Biliyorsan bildiğin kadar konuş Benim sözüm özdür, özü söylerim Yalanımı doğruya çalıp hüsran eylerim Ezberin yolunu uğraşmaya yeğlerim Sakın düşme yalanımın peşine Biliyorsan bildiğin kadar konuş… 07/06/2008 Ünal Çağabey |
Bilmeden Oldu Kusura Bakma
ne kadar istediysem de ne kadar yaşamayı hani bir güvercinin gözlerinde ki asumanda zorlukların çetrefilleştiği beyaz kanatlara dökülen dökülen kanın istendiği abimin yırtılan gömleğinden iğnelerin geçtiği kavgaları ne kadar ne kadar istemediysemde isteyip istememek değil önemli var olanın üstünde oturmaktasın sahibisin yani kaçışların ya sürgüne doğru yada sürgün memlekete doğru.. hiç istemedim aslında hiçbir şeyi istemedim zorla dünyayı verdiler zorla yaşamı sevdirdiler çocuktum,insandım büyüdüm,büyük oldum kürt,türk,çerkez,arap oldum zorla yaptılar zorla yengemi verdiler abimin başucunda ablamı verdiler kardeşimin toprağında... istediysemde aslında istemediysemde farketmez ellerin bomboş ademden havva kaburga kemiklerinde sıkışmış nuh tufana yenik düşmüş aslında musadır suda boğulan olsa da olmasa da zorla oldu herşey zorla.. Ünal Çağabey ' Ünal Çağabey |
Bİr Aşkın Gölgesi..
vazgeçtim bütün vazgeçişlerden, elem ve kederden, ellerim boş görünse de yüreğim vardır, kavim göçlerinden bu yana, olmuşsa da yerle yeksan, nice kalıntılar varsa da üstünde, hani yetmiş iki milletin, eşit derece de bir zerafetin, varsa da üstünde, bak yıldızlar *******i parıldar ve bedevi küheylan gece yol alır, sanma ki çöl misalidir heryer, yüreğim cennetin en güzel bahçesi, belki bir fırtına koparsa eğer, tarumar bir gölgeye benzer, ki sen olmadıkça benim söylemem, ne mem için zin'e, ne de zin için mem'e gider... Ünal Çağabey |
Forum saati GMT +3 olarak ayarlanmıştır. Şu an saat: 11:58 AM |
Yazılım: vBulletin® - Sürüm: 3.8.11 Copyright ©2000 - 2025, vBulletin Solutions, Inc.